SIKIŞMA: Özgürlük Porno’ya, Porno Üniversiteye SIKIŞTI!

Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim bölümünde bir üniversite öğrencisi bitirme ödevi olarak çekeceği filmin konusunu “porno” olarak seçmiş. Bu konuda çekeceği videoyu bitirme tezi olarak seçtiğini heyete de bildirmiş. Hocaları konunun zor olduğunu, altından kalkamayabileceğini filan söylemişlerse de öğrencinin bu konuda ısrarlı olması sonucu kabul etmişler. Ne de olsa özgürlükçülüğü kendine ilke edinen bir üniversite. Ve öğrenci ne edip edip videoyu çekmiş ve sunmuş. Düşük notla da olsa ödevini kabul ettirmiş ve mezun olmuş. Buraya kadar bir sorun yok görünüyor. Sonuç olarak öğrenci bir video çekmiş, heyet de bilimsel ölçütler kullanarak değerlendirmiş ve notunu vermiş. İçeriğinin ne olduğu heyet açısından önem arz etmez.
Sonrasında bir dergi bunu haber yapmış. Bu haberden sonra ulusal gazeteler de bunun haberini yayınlamış. Eee, haber niteliği taşıyor olabilir. Onlar da haber yapabilirler. Bu da normal.
Sonra ne mi olmuş? Üniversite yönetimi konuyla ilgili soruşturma başlatmış. Bir öğretim üyesi ve iki öğretim görevlisinin görevine son vermiş. Üniversitede olağanüstü hal ilan edilmiş, bölüme erişim engellenmiş, bilgisayarlara vesaire el konulmuş. Öğretim görevlilerinin e-mail hesapları dondurulmuş. Neden? Bitirme tezi olarak “porno” videoyu kabul ettikleri için. Üniversitenin imkânlarını “kötü” amaçlar için kullandıkları için.
Ve “o öğrenci” kendisini savunmuş doğal olarak. Bakalım ne demiş.
“’Öyle bir şey yapayım ki senelerdir kafamıza sokulan akademik özgürlüğün sınırlarını göreyim’ dedim. Çünkü üniversite demek kullanılmayan müthiş bir özgürlük alanı demek” demiş. “Ülkede bu kadar baskı olması beni çok rahatsız ediyor. Çoğunluğun bu kadar muhafazakâr olması, bizim Cihangir, Beyoğlu, Bebek istikametine hapsolmamız beni sıkıyor” demiş.
Özel bir üniversitede eğitim gören, özgürlükçü bir yaşantısı olan ve fakat bu yaşantısı maalesef Cihangir, Beyoğlu, Bebek üçgenine sıkışmış arkadaşımızın bu devrimci eylemini olumlamamak imkânsız. Açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürüyeceğiz. Eylemi yolumuzu aydınlatıyor. Gerçi bu arkadaşımız okuluna giderken shuttle*’ı kullanmak yerine Taksim’den az aşağı Tarlabaşı’na yürüse, buradan Dolapdere’ye geçse onun özgürlük sandığının bazı insanlar için ne anlama geldiğini görürdü.
Ancak koskoca Türkiye medyası bu topraklardaki özgürlüğün sınırlarını bizlere gösteren onca vakayı işlemezken bu olayın bu kadar işlenmesine anlam vermek baya zor. Türkiye’nin en bağnaz, küçük bir şehrine gidin. Orada porno film gösteren bir sinema yoksa bile bu iş için açılmış bir kahvehane vardır. “Üç süper film birden” sloganıyla özgürlükçü film gösterimleri eksik olmadı bu topraklarda.
Bu toprakların özgürlükçülüğü “porno” bir video ile sınanamaz. Bu ülkede insanlar annelerinden öğrendikleri dil yüzünden yok sayılmakta, yok edilmekte, mahkûm edilmekte. Eylemleri değil, sırf inançları yüzünden kamusal alandan silinmekte, soykırımlara maruz kalmaktalar. Bu ülkede insanlar aç kalmak istemedikleri için coplanmakta, gazlanmakta, hapse atılmaktadır. Bu liste uzar gider.
Bilgi üniversitesinin ne kadar özgürlükçü olduğunu da sınayamazsınız bununla. Daha geçtiğimiz sene bilgi üniversitesinde sendikaya üye oldukları için, yani Anayasa’da, yasalarda, uluslararası sözleşmelerde temel bir insan hakkı olan örgütlenme hakkını kullandıkları için işçiler işlerinden edilmedi mi? Bilgi üniversitesinin “Sınırsız özgürlük” sloganı o zaman sınırlarını belli etmişti zaten. İşten çıkarılan işçilerin videosunu çekseydi eminim çook daha vurucu olabilirdi.
*Shuttle: Bilgi üniversitesinde öğrenci servisine verilen ad.

Günlük Yazıları