Barış İçin Vicdani Retçiler, İnan’a kart yolladı: Biz barışa İnan’ıyoruz


Barış İçin Vicdani Ret Platformu üyeleri, 5 Ağustos’tan beri tutuklu bulunan vicdani retçi İnan Suver’e destek olmak amacıyla Galatasaray Meydanı’nda “Vicdani retçi İnan özgürleşiyor” yazılı pankart açarak basın açıklaması yaptı ve sonrasında postaneden yılbaşı kartı gönderdi.

Basın açıklamasını okuyan Ercan Aktaş, devletin Mehmet Bal’a, Halil Savda’ya ve Enver Aydemir’e yaptığı gibi bir kez daha İnan’dan kurtulmanın yolunu ‘vicdansız ve kanunsuz’ yolunu tercih ettiğini söyledi. Aktaş, AİHM’in vicdani retçi Osman Murat Ülke’nin başvurusunu değerlendirerek 2006 yılında Türkiye’yi tazminata mahkûm ettiğini hatırlattı.

Eylemde okunan basın açıklaması şöyle:

Sevgili arkadaşlar,

Bugün, burada, halen İzmir-Buca Sivil Cezaevi’nde hapis yatmakta olan vicdani retçi arkadaşımız İnan Suver’e bir yılbaşı kartı atmak, her zaman onun yanında olduğumuzu göstermek ve dayanışmak amacıyla toplandık.

Bildiğiniz gibi, 3 çocuk sahibi ve inşaat işçisi olan İnan, 5 Ağustos’ta evine gelen polisler tarafından gözaltına alınmış, tutuklanarak Kasımpaşa Askeri Cezaevi’ne konmuştur. 24 Ağustos’ta İzmir Şirinyer Askeri Cezaevi’ne götürülmüş, “firar” nedeniyle kesinleşmiş 35 aylık hapis cezası gözönüne alınarak ‘geçici terhis’ ile 8 Ekim’de de Buca Sivil Cezaevi’ne nakledilmiştir. Çıkarıldığı Ege Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi tarafından, istemediği halde zorla askeri hastaneye sevk edilmiş, karşı çıkmasına rağmen 26 Kasım’da ‘antisosyal kişilik bozukluğu’ teşhisi konularak ‘askerliğe elverişsizdir'(“çürük”) raporu verilmiştir.

Böylece devlet, aynı Mehmet Bal’a, Halil Savda’ya ve Enver Aydemir’e yaptığı gibi bir kez daha, İnan’dan da kurtulmanın ‘vicdansız ve kanunsuz’ yolunu tercih etmiştir.

Halbuki; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, vicdani retçi Osman Murat Ülke’nin başvurusunu değerlendirmiş ve 2006 yılı Ocak ayında Türkiye’yi tazminata mahkum etmişti. Ayrıca bu karar gereğince Türkiye, böyle bir haksızlığın bir daha yaşanmaması için yasalarını da değiştirmek zorundaydı. Bu konuyu takip etmekle görevli Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin bütün uyarılarına rağmen Türkiye, vicdani retçilere karşı ‘vicdansız ve kanunsuz’ direnişini acımasız bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir.

İnan, tutuklandıktan 4 gün sonra “ben vicdani retçiyim ve bir gün bile askerlik yapmak istemiyorum” diyerek açlık grevine başladı. 13 Ağustos’ta acil olarak Haydarpaşa-GATA’ya kaldırılan İnan açlık grevinden vazgeçirilmeye çalışıldı, zorla serumla müdahale edildi. Çıkarıldığı heyette teklif edilen “çürük” raporunu da reddetti. İnan götürüldüğü İzmir-Şirinyer Askeri Cezaevi’ni iyi tanıyordu. Geçmişte çok korkunç işkenceler yaşamıştı. İnan hakkında bilgi sahibi olan cezaevi yönetimi onu “zarar görmemesi” bahanesiyle aslında diğer askerlerden tecrit etmek için bir hücreye koydu. Ancak İnan orada da askeri elbiseyi giymemek, saç-sakal traşı olmamak, emirlere uymayarak direnişini sürdürdü. Daha sonra nakledildiği Buca Sivil Cezaevi’nde ise; hukuksal durumun belirsizliğini, bir vicdani retçi olarak cezaevinde kalmayı kabullenemediğini ve protesto etmek için açlık grevine başladığını belirtti. Bunun üzerine onu kedi büyüklüğünde, cesur, kaçmayan farelerin olduğu ve ‘sibirya’ adı verilen bir hücreye attılar. İnan’ın direnişi ve avukatlarının suç duyurusu üzerine 5 gün sonra İnan’ın bütün şartları kabul edildi ve hastaneye sevk edildi.

Karşı çıkmasına rağmen zorla verilen “çürük” raporu her nedense 2008 yılı sonrasını kapsıyordu. Böylece İnan’a daha öncesinde vermiş oldukları 35 aylık mahkumiyeti çektirmek istedikleri belliydi.

2001 yılında askere alınan ancak daha sonra askere alınmayı reddedip defalarca birliğini terkeden, firar gerekçesiyle cezaevine atılan, işkeceye maruz bırakılan, bu nedenle tedavi gören ve daha sonra vicdani reddini açıklayan İnan; “Yıllarca hapis kalsam dahi, sırf bu oyunu bitirmek isteyen vicdani retçi arkadaşlarımın yanında olup, onlarla beraber çoğalıp, bu oyunu bozmak için ordunun bu zulmüne başkaldıracağım, onun askeri olmayacağım” dedi. İnan, Türk, Kürt, Laz… her ne olursa, her kim olursa olsun, bu oyunu, biraz dikkatlerini verip fark etsinler, korkmasınlar, reddetsinler istedi…

Barış İçin Vicdani Ret Platformu olarak ona buradan sevgi ve dostluk dolu mesajlarımızı içeren kartlarımızı yolluyor, onunla ve tüm vicdani retçilerle dayanışmamızı herzaman sürdüreceğimizi bir kez daha yineliyoruz.

Barış İçin Vicdani Ret Platformu

Sokak