Gençlik

Açıklama: Özgürlük Seçim Sandıklarında Değil, Sokaklardaki Barikatlardadır

admin

Mart 29th, 2014

0 Comments

secimsandik
30 Mart seçimleri üzerine yazdığımız bildiri:

Sokaklarda seçim afişleri, parti flamaları… Sokaklarda yerel seçimlerde daha fazla oy alma kaygısıyla yarışan partilerin ses araçları, seçim şarkıları… Sokaklarda yerel seçimin galibi, yerel iktidar olma yarışı…

Devlet terörüne, polis şiddetine ve kapitalist sömürüye karşı aynı sokaklara çıkan milyonlar, iktidarlara o sokakları dar ettik. Oluşan bu tablonun en büyük mimarlarından biri de hiç şüphesiz gençlikti. Mehmetleri, Medenileri, Ali İsmailleri, Berkinleri, canlarımızı kaybetmek pahasına, düşlerimizi eylemekten geri durmadık. Bu çürümüş düzene başkaldırı, aynı zamanda bu düzenin yapı taşları olan partilere, meclise ve temsiliyetçiliğe karşı güvensizliğin ve gençliğin kurtuluşu kendi öz-örgütlülüğü ve öz-eyleminde görmesinin en önemli işaret fişeğiydi.

Yerel ya da Genel, Seçimler Siyasal Çürümüşlüğün Meşrulaştırılmasıdır!
Gençlik; liderlerin, siyasal temsilcilerin, kravatlı yalancıların peşinde değil, düşlerinin devrimci gerçekliğinin peşinde sokaklardadır. 12 Eylül sonrası kuşağı 30 yıldır süregelen çözümsüzlük, çürümüşlük, yozlaşma içerisinde sesi kısılmış, apolitikleştirilmiş, edilgenleştirilmiş “vatandaşlar” olmaktan çıkıp özgür toplum içerisinde yaşayan özgür bireyler olma yolunda devlete karşı ilk büyük isyanını Taksim-Gezi’de gerçekleştirdik.

Her 4-5 yılda bir yapılan seçimlerde partiler en çok da gençleri hedef almakta, onlara iyi eğitim-iş-aş-parlak bir gelecek vaad etmekte. 30 yılda yer değiştiren onlarca hükümet, akşam haberlerindeki değişen yüzler ama hep aynı cümleler, aynı yalanlar… Evde, okulda sokakta, aynı baskı ve işyerinde, fabrikada, madenlerde aynı sömürü var. Her seçim döneminden sonra değişen tek şey, bir sonraki döneme kadar kimin iktidar sopasını sallayacağı, kimin talan düzenini yöneteceği.

Siyasi iktidar yarışının yoğunlaştığı, siyasi iktidar için tapelerin, skandalların havada uçuştuğu, savaş planlarının yapıldığı bir ortamda yerel seçimler ne ifade eder? Siyasi iktidarı şimdi elinde tutan için kendi iktidarını dayatmak, siyasi iktidara talipler için de propaganda yapmak için bahaneden başka nedir bu siyasal çürümüşlük? Tüm bu ortaya çıkan çürümüşlüğün meşrulaştırılmasından başka neye yarar seçim?

Taksim-Gezi İsyanı’nın Genç Ruhu Çözümü Sandıklara Sıkıştırmaz!
Gezi isyanının başından bu yana çeşitli siyasi partiler Gezi isyanında ortaya çıkan öfkeyi, oya tahvil etmeye, buradan kendilerine paye çıkarmaya çabaladılar ve yerel seçimlerin yaklaşmasıyla bu durum iyice belirginleşti. Gezi’den bu yana özyönetim, doğrudan demokrasi ve doğrudan eylem pratikleri ile kendini açığa vuran gençliğin devrimci enerjisini ve pratiğini görmezden gelerek, öfkelerini “somutlaştırmaları” için onlara sandığın yolunu gösteriyorlar. “Madem isyandasınız o halde hadi sandığa gömelim bu iktidarı da halktan yana olan bizim iktidarımızı kuralım” diyerek isyanı seçim kampanyalarının mezesi haline getirmekteler.
Peki gençliğin kurtuluşunu gerçekten sandıklar mı verecek? Özgürlüğün yolu sandıktan mı geçer?

Gezi isyanı sürecinde toplumsallaşan doğrudan demokrasi / doğrudan eylem pratikleri etkisini isyan günlerinin ardından devam ettirdi. Parkın boşaltılmasından sonra mahallelerde parklarda geliştirilmeye çalışılan forumlar, seçimler yaklaştıkça partilerin propaganda alanı olarak görülmeye başlandı. Seçim meydanlarında ise sistem partilerinin yanı sıra sol-sosyalist partiler de Gezi isyanını yaratan gençliğin temsilcisi olma iddiasındalar ve onların oylarına talip olduklarını açıkça deklare etmekteler.

Oysa Gezi ruhu; sandık siyasetini dıştalayan, çözümü kendinde ve öz eyleminde bulan bir siyasetin arayışı ve pratiğe dökülüşüydü. Gezi bir siyasal temsil sorununa değil, tam da temsiliyetin reddiyesine işaret ediyordu. Adaletsizliklerin çözümünü siyasal iktidarın değişiminde değil, her bireyin siyasal özne olarak etkin katılımı ile gerçekleştirilecek siyasal süreçler içerisinde doğrudan demokratik yöntem ve mekanizmalarda bulmuştu. Gezi’nin genç ruhunda bu yatar.

Bu genç ruh – bugün fabrika, okul işgallerinde, özyönetimlerde kendi öz-örgütlülüğünü kurarken, kapitalizm ve devletin yarattığı adaletsizliklerin seçim sandıklarında değil; sokakta, barikatlarda yok edileceğinin farkındalığıyla kendini gerçekleştirmenin ifadesidir.

Efendiler, barikatlarda çarpışa çarpışa geri aldığımız özgürlüğümüzü, söz söyleme hakkımızı, siyasal özne olma irademizi sandığa gömüp onlara iade etmemizi, sandığa kaldırmamızı istiyorlar. Gençliğin cevabı nettir: Seçim sandıklarınız ancak barikatlarımızda yanarken bir anlam ifade eder.

Anarşist Gençlik

Comments are closed.