Gençlik

Özgürlük ve Yaşam İçin Örgütleniyoruz

admin

Kasım 6th, 2014

0 Comments

IMG_1092

6 Kasım YÖK’ün kuruluş yıl dönümünde gençlik örgütlenmeleri Taksim-Tünel meydanında buluştu. “Üniversitelerden Ortadoğu’ya Özgürlük ve Yaşam için Örgütleniyoruz” pankartıyla Galatasaray Meydanına doğru yürüyüşe geçildi.

Yürüyüş sırasında “YÖK Kalkacak Polis Gidecek Üniversiteler Bizimle Özgürleşecek, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz, Gençlik İsyanda YÖK’e Karşı Sokakta, Biji Berxwedana Kobanê, Her Yer Kobanê Her Yer Direniş, Beyazıt IŞİD’e Mezar Olacak, Maden İşçisi Yalnız Onurumuzdur” sloganları atıldı.

Bizde Anarşist Gençlik olarak “Yök’ün, Adaletsizliğin, Devletin, İktidarın, Kapitalizmin, Sömürünün, Tutsaklığın, Dünyasını Tersine çevireceğiz” yazılı dövizlerimizle katıldık.

Galatasaray meydanına gelindiğinde İnşaat-İş sendikasından ve Eğitim-Sen adına konuşma yapıldı. Konuşmalar sonrasında aşağıdaki basın açıklaması okundu.

Bugün bir kez daha emperyalist-kapitalist düzenin ve onun üniversitelerdeki uzantısı olan YÖK’ün karşısındayız!

Türkiye’de üniversiteler baştan aşağı sorun yumağı halinde. YÖK’ün egemenliği altındaki üniversiteler karış karış sermayeye peşkeş çekilmektedir. Üniversitelerde sayısız teknokent, sayısız lüks mekân varken ne yeterli sayıda yurt var ne de öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayabileceği uygun mekânlar. Okulların dört bir yanı inşaat halinde ve bu inşaatlar YÖK eliyle taşeron firmalara verilmektedir. Taşeron, Soma katliamında ve diğer her yerde olduğu gibi üniversitelerde de işçileri öldürmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz temmuz ayında Ordu Üniversitesi’nde iki, İTÜ’de bir işçi iş cinayetine kurban gitmiştir. YÖK üniversiteleri piyasaya açtıkça üniversitelerdeki sömürü de katbekat artmaktadır. Eğitim piyasa ürünü haline geldikçe, eğitimdeki sömürü de aynı şekilde artış göstermektedir.

Üniversitelerde eğitim emekçileri de YÖK’ten payına düşeni almaktadır. 50d’ye mahkûm edilmek istenen üniversite asistanları İTÜ’de olduğu gibi eylemler yapmaktadır. Üniversitelerde kadro sıkıntıları bulunuyor ve sayısız öğretim görevlisi atanmayı beklemekte. Aynı zamanda YÖK, cezalarla eğitim emekçileri üzerinde politik bir baskı uygulamaya çalışmakta.

Üniversitelerde öğrencilerin toplanabileceği, sosyalleşebileceği tüm ortamlar ya yeni binalarla, ya lüks firmalara verilen işletme ihaleleriyle ellerinden alınmakta. Öğrencilerin ortak faaliyet yapabilecekleri, paylaşımlarda bulunabilecekleri ortamlar engellenerek, öğrenciler bireyselleşmeye, yalnızlaşmaya doğru itilmektedir.

Üniversitede okumak büyük bir ekonomik yükü de beraberinde getirmekte ve birçok öğrenci öğrenimini sürdürebilmek için çalışmak zorunda kalmaktadır. En kötü şartlarda, güvencesiz ve sosyal haksız çalışmak zorunda kalan bu işçi ve emekçi çocukları okulda, işte, dışarıda gün boyu sömürüye maruz kalmaktadır. Mezun oldukları zaman iş garantisi olmayan gençler, Türkiye’deki sayısı yarım milyonu geçmiş üniversite mezunu işsiz ordusuna katılmakta, yıllarca işsizliğe mahkûm edilmekte veya atanabilmek için yılların geçmesini beklemektedir.

Okullarda eşitlik ve özgürlük için siyaset yapmaya çalışan öğrenciler, eğitim emekçileri ve işçiler engellenmekte, sesleri bastırılmaya çalışılmaktadır. Toplanma, eylem ve gösteri yapma hakkını kullananlar hakkında haksız yere sayısız soruşturma açılmakta ve cezalar verilmektedir. Üniversitelerde politik haklar gasp edilmektedir.

Türkiye’de olduğu gibi özellikle İtalya ve Meksika’da olmak üzere dünyanın dört bir yanında öğrenciler eylem yapmakta ve sokağa çıkmaktadır. Gençlik hareketinde dünya çapında bir hareketlilik yaşanmaktadır. Öğrenciler sokağa çıkmakta hak, adalet ve özgürlük için mücadele etmektedirler.

Diğer yandan yanı başımızda sürekli bir savaş durumunda olan Ortadoğu’da ve özellikle Rojava’da binlerce insan emperyalist-kapitalist sistemin çelişkilerinin bir sonucu ortaya çıkan Katliamcı IŞİD çetesinin saldırılarıyla kıyımdan geçirilmiş, milyonlarca insan yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalmıştır. Fakat tüm bu saldırılara, Katliamcı IŞİD çetesine karşı Rojava’da ve özellikle Kobanê’de özgürlük ve yaşam için mücadele eden halkaların destansı direnişi yaşanmıştır. Bu direniş Ortadoğu’dan batı coğrafyasına yayılmış, gençliğin sesiyle, örgütlülüğüyle üniversitelerde yükselmiştir. Üniversite gençliği Kobanê direnişiyle dayanışma içerisinde olduğu bu süreçte üniversitelerde ÖGB ve polis işbirliği ile IŞİD yanlısı çetelerin saldırısına uğramış, birçok öğrenci darp edilerek üniversite içerisinde gözaltına alınmıştır. Fakat bizler biliyoruz! bu katliamcı çetelere okullarımıza girme imkanı veren ise sermaye devleti, onun polisi ve ÖGB’lerdir.

Dünyayı sömürü cehennemine çeviren emperyalizm ve kapitalizm, halkların en büyük düşmanıdır. Emperyalistler, kapitalistler halkları sömürdükleri yetmedikleri gibi bir de onları birbirine düşürüp, canlarını almaktadırlar. Daha fazla sömürü için iştahları kabaranlar, çıkacak olası bir savaşta, savaşın tüm yükünü yine emekçilerin, halkların sırtına yükleyecekler ve ölüme yine ilk gençleri göndereceklerdir.

Gençlik tüm dünyayı sarmış olan bu sömürü, işsizlik, baskı, zorlama, savaş, vahşet ve türlü olumsuzluklar karşısında dimdik ayakta kalacak ve tüm ezilen halkların, işçilerin, emekçilerin örgütlülüğüyle mücadeleyi daha da büyüterek özgür bir yaşamı yaratacaktır.

Üniversiteler Forumu

Comments are closed.