KaraTahta’da “Tutsaklaştıran Eğitimden Özgürleştiren Bilgiye” Aktarımı Yapıldı

KaraTahta’da  “Tutsaklaştıran Eğitimden Özgürleştiren Bilgiye” aktarımı Sarp Can Bilgili tarafından gerçekleştirildi.

Aktarımda, eğitimin ve bilgi sözcüklerinin sözlük ve etimolojik tanımlarının üzerinde durularak başlandı ve bu tanımlarla eğitimin bilgi alma süreci değil bizleri kendileri gibi yapma süreci olduğuna dair çıkarımlar yapıldı. Bilginin eğitim gibi bir süreç olmadığı bilgi yüzbin yıllardır tüm canlıların biriktirdiği bilgi ve deneyim birikimidir. Bilgiyi elinde tutan otoritelerin kendisi gibi düşünen ve itaatkar bireyler yaratmaya çalıştığı zorunlu eğitimi ve kurumları hakkında konuşmak üzere tahtaya okul kavramı denildiğinde akıllara ilk gelen kelimeler yazıldı ve bunların üzerine beyin fırtınası yapıldı. Ana okulundan beri kapatıldığımız hapishaneye benzer kurumlar bizim öğrenmeye aç beyinlerimizi militaristleştirip tektipleştirildiği ve tektipleştirme sürecinde kendi tarihiyle birlikte öğrenmemizi istediği kadar yalan yanlış bilgi çöpleriyle bize bu dünyada tek çıkışın geleceğin iyi bir üniversite olduğunu kabullendirmeye çalışır. Bu kabullendirme sürecinde bizden rekabetçi olmamızı ve bizi filtreledikleri eleme sistemlerinde senelerimizi yanyana 40m2 de kapalı kaldığımız kader ortağı olduğumuz kardeşlerimizi, arkadaşlarımızı ileride rakip olarak belirlememizi isterler. Bu yarışta ve rekabette gelecek kaygısına dayanamayıp kendi yaşamlarına kıyan adeta katledilern kardeşimizin isimleri hafızalarımıza kazınmıştır. Sürdürücüsü olmamız istenen ve bize başka bir çıkış yolu göstermeyen bu sistemin bir kölesi olduğumuz için üniversiteden başka bir seçenek yoktur. Tabi ki bu yarışta “elenip” üniversiteye gitmeyi tercih etmeyecek kardeşlerimizde de başka bir soru “ileride hayatını nasıl idame ettireceğim” yada “nasıl para kazanacağım” sorusu olur. Bu soru için akıllara 8 saatlik kölelik mesaileri gelir kimilerimiz inşaatlara gireriz kimimiz ayak işçisi kimimiz hizmet sektörü işçisi oluruz. Okullara geri dönerek arkadaş ilişkilerimizdede otoriter olmamız istenmesi üzerine konuşuldu. Devrecilikde bunların bir örneğidir. Ve devreciliğin ileride aktif olarak bulunacağımız bu sistemde bizi gerontokrasiye alıştırır. Otoriter ilişkinin bireyler arasında örnekle öğrenen öğretmen arasında usta çırak arasında ve aile fertleri arasında nasıl ortaya çıktığına dair konuşuldu. Ve gerontokrasi kavramı üzerine tartışıldı. Eğitim üzerine son olarak bilginin tek bir merkezde toplanıp tekelleşmesi üzerine yaşamın bilgisinin bizlere bütünüyle değil bize yalnızca bizi sömürebilecek kadarını verdiği üzerine konuşulup örnekler verildi. Aktarım eğitim üzerine özet geçilip Özgür Bilgi Paylaşımı üzerine aktarımlarla devam etti. Eğitim, devletin doğrudan propogandasını yaptığı kapitalizmle entegrasyon sağlaması için itaatkar bireyler yetiştirir ve bunu kurumsallaştırdığı bir sistemdir. Okulda kurduğu ve dayattığı ilişki biçimiyle öğretmen ile öğrenci arasında hiyerarşik, otoriter bir ilişki biçimini normalleştirmesini amaçlar ve bu noktada özgür bilgi paylaşımı, otoritenin elinde tutup parçalayarak bizlere dayattığı yaşamın bilgisine uzak, yani kapitalizmin ve devletin propogandalarının dayatıldığı bilgi anlayışına karşı çıkar. Yani Özgür Bilgi Paylaşımı eğitim karşıtıdır ve bilginin anti otoriter, anti hiyerarşik ve merkezi olmayan bir şekilde paylaşılmasını amaçlar. Özgür Bilgi Paylaşımı eğitimin bize dayatmaya çalıştığı bencilliğin yerine paylaşmayı, rekabetin yerine dayanışmayı örgütlemeyi amaçlar. Bunun üzerine Özgür Bilgi Paylaşımı hakkımda 26A Atölye, Karatahta aktarımları, ve Özgür Chiapasta Zapatista halkının özgür bilgi paylaşımı metodları örneklendirildi. Ve aktarım “Eğitim” ve “Özgür Bilgi Paylaşımı” üzerine yorumlar ve tartışmalar ile aktarım sona erdi.