Kafe 26A – Kolektif 26A https://kolektif26a.org Paylaşma ve Dayanışma Kolektifi Tue, 15 Dec 2020 11:23:00 +0000 tr-TR hourly 1 https://wordpress.org/?v=4.9.18 https://kolektif26a.org/wp-content/uploads/2017/01/cropped-kolektif26alogo-32x32.jpg Kafe 26A – Kolektif 26A https://kolektif26a.org 32 32 YAŞASIN 26A TAKSİM KAPANIYOR! Burada Başlayan Şey Bitmez! https://kolektif26a.org/kolektif26a/yasasin-26a-taksim-kapaniyor-burada-baslayan-sey-bitmez/ Sun, 24 May 2020 16:17:46 +0000 http://kolektif26a.org/?p=1482

YAŞASIN 26A TAKSİM KAPANIYOR!

Burada Başlayan Şey Bitmez!

Ağustos 2009’da her şeyin başladığı yerdeyiz, 26A Kolektifi’nin kendisini yarattığı yerdeyiz. Onbir senedir süren bu kolektif deneyimin ilk mekanını, Taksim 26A’yı kapatıyoruz.

Bilinmeyen bir gelecekte gerçekleşecek bir devrimi beklemedik. Şimdi burada bugünden başlayan bir devrimi seçtik deneyimlemek için. Özgürleşmeyi seçenler olarak hep beraber kararlaşarak işlettiğimiz, işçisiz-patronsuz gönüllü insiyatiflerin işlettiği kolektifi kurduk. Anarşist bir ekonomik modele ihtiyaç duyuyorduk ve yaşadığımız coğrafyada yaşanmamıştı böyle bir deneyim. Yola çıkmadan önce tarihteki yoldaşlara danıştık. Bakunin’e, Kropotkin’e sorduk; İberya’da kooperatifler kuran yoldaşlarımıza sorduk. Kendi tarihlerinde cevapladılar sorularımızı. Günümüzdeki onlarca deneyimden cesaretlendik, Zapatistalarla konuştuk kahve kooperatiflerini. Az bilgi, çokça cesaret ve korkuyla başladık basit bir çayı demlemeye, tostu pişirmeye.

İktidarların otoritesi için bencilce kullandığı sistemin bilgisine karşı yaşamın bilgisini çoğaltmak için paylaşmalıyız dedik. Şirketlerin işlemesi için rekabet gerekiyorsa, kolektifin işlemesi için dayanışma gerekli dedik. Yaşamı yeniden yaratacaksak dünyayı tersine çevirmeliyiz dedik. Demelerimiz günlerce sürdü, dedikçe dedik. Ama derken mekana bir şeyler ekledik veya çıkardık, çöpten bulduklarımızı dönüştürerek güzelleştirdik. Önce pratikledik, sonra o pratikte teoriyi bulduk ilk günden bu yana.

2009’da kendi kendine yetemeyen bir mekandı. Faturası kirası için kimimiz gündelikçilik kimimiz garsonluk yapıyorduk, “gün gelir kendini kurtarır”, “ekstra bir şey kazanmasın, bu bize yeter” diyorduk. Burada buluşuyor, burada yemeklerimizi yiyor, burada konuşup tartışıyorduk. İsteğimiz anarşist mücadeleleri kuvvetlendirmesiydi. Fanzinleri, dergileri, gazeteleri basabilsek, paylaşma dayanışma masaları kurabilsek yeterliydi.

Pratiğimizde kavramları birer birer yaşıyorduk. Emeği çok olanın az olan üzerindeki tahakkümünü tartışıyorduk. Barikatın sadece sokaklarda değil kültürel olarak da kurulması gerektiğini düşünüyorduk. Kültürel barikatlarımızla coca cola yerine limonatayı seçiyorduk. Bazen bizi incelemeye gelenlerle kendimizi deneysel bir mekanın içinde buluyorduk. Bunlara yavaş yavaş alıştık. Gelen gidenler çoğaldı, çevre mağaza ve marketlerdeki işçiler, liseliler, üniversiteliler… Ucuz olmamız bu geliş gidişleri arttırmıştı ve biz bunu istiyorduk. Her zaman ama her zaman çevre mekanların en ucuzu oluyorduk.

Chiapas’tan Zapatistaların kahvesini getirenler hem bizimle hem de Zapatistalarla dayanışma göstermiş oluyordu. Bavullarla gelen paket paket kahveler ve şimdilerdeki kadar çok olmayan birkaç kooperatifin ürünleri; zeytinler, zeytinyağları, turşular… Elden ele gelen ve mekanın raflarını dolduran kitaplar (O kitaplar şimdi 10 Ekim’de yaşamını yitiren, kolektifin daimi dostu Tayfun Benol adına kurulan kitaplığın raflarını doldurdu.) masalarımızda çaylar içilirken ve makarnalar yenilirken okunuyordu. Ve masalarımızın efsane örtüleri, kolektif dostlarımızla dünyanın birçok bölgesine armağan oldu. Atina’dan Berlin’e, Belfast’tan Cezayir’e, Oxana’dan Prag’a, Seul’den Toronto’ya bizleri ziyaret edenlerin armağan ettikleri müzikleri her çaldığımızda dinleyenler müzikleri istedi. Paylaşmak güzeldir. Biz de hep başkalarıyla paylaştık.

Masa masa ayrılıyordu mekan. Bir masada liseli gençler yaşamın yeni heyecanlarını yaşıyorlardı, sınav stresinden hem kurtuldukları hem de soru bankalarını çözdükleri masaları hep dağınıktı. Vizeler ya da finallere çalışan üniversiteliler ve anlamak için ideolojileri konuşup tartışanlar, okudukları şiirleri duvara yazanlar, fakülte fakülte Kocaeli’nden Edirne’ye çeşitli üniversitelilerin masaları. Adaletsizliklere karşı koymak için toplanan toplulukların toplantı masaları. İşçilerin eylem öncesi ya da sonrasında değerlendirme masaları, Cumartesi Anneleri’nin masaları, erkek egemenliğe karşı koyan kadınların döviz yazdığı masalar, LGBTİ dövizlerinin yazıldığı masalarla doldu mekanımız. Ama hiç oturmadı masalarımıza jandarma polis, otursa da kaldırdık. Tehdit edildik, belediye geldi ceza kesti, maliye geldi ceza kesti, çaldığımız müziklerle ilgili bile ceza kesildi. Faşistler saldırdı, polis saldırdı, sabah saatlerinde basıldık. Ama masalarımıza hep “biz” oturduk.

Haziran 2013’te Gezi Parkı’na koşturduk. Koşmak birkaç gün sürdü. Ama merdivenlere varınca basamaklarında dinlendik, bu her şeye değdi. 26A Taksim 7/24 açıktı. Dinlendi yorulanlar ve sarıldı yaralar. Börekler kekler pişti, koli koli taşındı nöbettekilere.

Temmuz 2016’da devletin hallerinden olağanüstü hal ile karşılaştık. Aynı sokaktaki karakol, sokağa girişi çıkışı kapattı. Yeni yollar açtık. Gelen yine geldi, çayını kahvesini içti. Hiç aksatmadan her gün yemek yemek için gelenlerimiz gelmeyi sürdürdü. Elindeki süpürgeyle erkek egemenliği temizlercesine sokakları her gün süpüren yeşilçam yıldızı Gönül’ün gazozu ve makarnası hazırdı masasında. Kapının önünde içtiği kahve sokağı kapatanlara nispetti adeta.

Üç bilemedin dört masanın geldiği o zor günlerde, kapatsak daha faydalı olacağı günlerde biz zararı seçtik ve hep açtık. Hatta “Sadece kafe yetmez, insanlar artık Taksim’e uğramıyorlar, etkinlik yaparsak uğrarlar.” diyerek boşalan üst katımızı Atölye olarak tuttuk. Fanzin atölyesi, stencil atölyesi, boyalar kartonlar bir yanda; diğer bir yanda kitaplar müzik enstrümanları; kara tahtanın olduğu aktarım odası ile bilginin paylaşıldığı aktarımlar yaptık. Dünyanın çeşitli bölgelerinden çağırdığımız anarşist yoldaşlarla sohbetler düzenledik. Düzenlenen sohbetler oldukça kalabalıktı.

Mayıs 2019’da rantsal dönüşüm her yeri yıkıyordu. Taksim de yıkılıyordu. Her yıkım sadece fiziksel değil sosyal bir dönüşümü de etkiliyordu. Biz de etkilendik ama değişmedik. Ekonomik daralma sosyal daralmayla beraber yorucuydu. Bizi hareket değil durmak yoruyordu, 26A Taksim’i de.

Mart 2020’de Korona Krizi başladı.

Biz çok kapattık 26A Taksim’i. Yaklaşık on kere kapattık. Yani gönüllüler olarak en az on kere kapatmayı konuştuk ve kararlaştık. Ama 26A Taksim adeta bir birey gibi konuşulan masalara oturdu, bizimle tartıştı, tek tek hepimizi tekrardan inandırdı, borca harca rağmen sürdürmeyi seçtirdi bize. Tekrar tekrar tadilatlara kalkıştık onun inancıyla, allem ettik kallem ettik sürdürdük. Şimdi de bekledik yine otursun masaya diye, oturdu da ve dedi ki “Her bitiş bir başlangıçtır. Artık bu yer olmuyor ama ben inanıyorum başka yerler olacak. Çünkü vazgeçmeyenler oldukça olur. Yaşasın yeni…

Bugün 26A Taksim Kafe kapanıyor. 26A Kadıköy Atölye ve Kafe açık. Yani 26A sürüyor ve biz yüreğinde yeni bir dünya taşıyanlar hala inanıyoruz ona.

Tüm 26A Taksim arkadaşlarını dostlarını, komşularımızı, ziyaretçilerimizi selamlarız. Ve bulaşık yıkayan, paspaslayan, bardakları dolduran, boşları toplayan gelmiş geçmiş tüm gönüllüleri de selamlarız. Açıldığımız yıl tanışıp arkadaş dost olduğumuz, sonrasında 2010 senesinde kaybettiğimiz kağıtçı pomak İsmail’e ve 2018 senesinde kaybettiğimiz yeşilçam yıldızı Gönül’e sevgiyle.

#VazgeçmeyenlerOldukça!

 

]]>
Aralık ayının ortasında baharı yaşıyoruz. Bahar güzeldir ama kış da güzeldi…⛄ https://kolektif26a.org/kafe26a/aralik-ayinin-ortasinda-bahari-yasiyoruz-bahar-guzeldir-ama-kis-da-guzeldi-%e2%9b%84/ Fri, 20 Dec 2019 14:37:34 +0000 http://kolektif26a.org/?p=1528 Aralık ayının ortasında baharı yaşıyoruz. Bahar güzeldir ama kış da güzeldi…⛄

Kapitalizmin sonsuz kaynak anlayışı, üretimi ve tüketimiyle sebep olduğu ekolojik yıkımların aralıksız yaşandığı bugünlerde, çocuklarımız kar oynayamıyor; kartopu ve karinsani yapamıyorlar.

Eğlenmek ve oynamak için biz de onlara kar(ton) insan yaptık. Hem de karakızıl şapkalı.

 

]]>
Sergi: Ötekilerin Fotoğrafçısı Diane Arbus https://kolektif26a.org/kafe26a/sergi-otekilerin-fotografcisi-diane-arbus/ Fri, 09 Aug 2019 11:01:24 +0000 http://kolektif26a.org/?p=1590
Diane Arbus ismini bugüne kadar hiç duymamışsanız da çektiği fotoğraflarla tanışmış olmanız muhtemel. İstanbul’un sokaklarında tüm hızıyla akan yaşamın üzerine dikilmiş bir çift gözün, onun fotoğraflarındaki insanlarla karşılaşmamış olması neredeyse imkansız.
Diane’nin çektiği yüzlerce fotoğrafın arasından seçtiğimiz 17 fotoğrafla, “öteki”nin ne olduğuna, kim olduğuna Diane’in gözünden bakıyoruz. Deliler, kimsesizler, translar, devler ve cüceler; birçoğumuzun karşılaştığında gözlerini kaçırdığı, gündelik yaşamın “ucubeleri”…
Diane, kürk giymiş modelleri çeken zengin bir fotoğrafçıyken her şeyi arkasında bırakıp bu insanlarla günlerce, haftalarca, aylarca yaşıyor. Kusursuz ve mükemmel görünen bir yaşamdan kusurların ve travmaların dünyasına taşıyor kendisini. En sıradan görünen insanda bile bir “kusur” olduğunu ortaya çıkarıyor. Toplumun görmeyi reddettiği ne varsa onu bulup toplumun gözüne sokuyor.
Fotoğraflardaki insanlar ne hallerinden memnunlar ne de memnuniyetsizler. Poz vermemiş, hazırlanmamışlar fotoğraf çekimleri için. Diane’in ifadesiyle “aynı tornadan çıkmış modeller” gibi değiller. Bu fotoğraflar, olağan sıradanlığıyla gündelik yaşamdan birer kesitler. Belki bir daha asla göremeyeceğiniz ancak bir daha gördüğünüzde görmezden gelemeyeceğiniz kimseler…
Diane’in fotoğrafını çektiği insanlarla kurduğu ilişki, yaşamı ve fotoğrafları oldukça tartışmalı. Kimileri fotoğraflanan insanların çekildiklerinden habersiz, fotoğrafın nesnesi haline getirildiklerini; kimileri ise Diane’in fotoğraflarına bakmanın bile cesaret istediğini söylüyor. Bazıları güzellik-çirkinlik, normal-anormal, sanat-hayat gibi kavramları yeniden düşündüren bu kadını “ötekilerin fotoğrafçısı” ya da “hilkat garibelerinin fotoğrafçısı” olarak tanımlıyor.
Diane’in 48 yaşında intihar ederek yaşamına son vermesinin ardından fotoğrafları, tüm tartışmaların orta yerinde anlamlandırılmayı ve tekrar tekrar tartışılmayı bekliyor.
Tarih: 13 Temmuz- 9 Ağustos
Adres: Taksim 26A Kafe
Katip Mustafa Çelebi Mahallesi, Tel Sokak, No: 26/A Beyoğlu
]]>
Taksim’de kafenin giriş bölümünün tadilatı 1 günde bitti! https://kolektif26a.org/kafe26a/taksimde-kafenin-giris-bolumunun-tadilati-1-gunde-bitti/ Fri, 28 Jun 2019 11:10:46 +0000 http://kolektif26a.org/?p=1599
Taksim’de kafenin giriş bölümünün tadilatı 1 günde bitti! Photoshop değil duvar boyası, filtre değil enerjimizin yansıması ?✌?
]]>
ÇEKİCİLER İNİSİYATİFİ https://kolektif26a.org/kafe26a/cekiciler-inisiyatifi/ Wed, 07 Feb 2018 15:22:28 +0000 http://kolektif26a.org/?p=1794
ÇEKİCİLER İNİSİYATİFİ. Kadıköy bomboş. Sokaklarda hiç kimseler yok. Biz de böyle bir inisiyatif yarattık. Geleni geçeni çekiyoruz. (Eğleniyoruz işte. Ağlanacak halimize gülüyoruz)
]]>
Fotoğraflarla Sahaf 26A https://kolektif26a.org/kafe26a/fotograflarla-kadikoy-26a/fotograflarla-sahaf-26a/ https://kolektif26a.org/kafe26a/fotograflarla-kadikoy-26a/fotograflarla-sahaf-26a/#respond Mon, 13 Feb 2012 17:52:39 +0000 http://kolektif26a.org/26A/?p=223

[nggallery id=2]

 

 

 

]]>
https://kolektif26a.org/kafe26a/fotograflarla-kadikoy-26a/fotograflarla-sahaf-26a/feed/ 0
Sahaf 26A https://kolektif26a.org/kafe26a/fotograflarla-kadikoy-26a/sahaf-26a/ https://kolektif26a.org/kafe26a/fotograflarla-kadikoy-26a/sahaf-26a/#respond Mon, 13 Feb 2012 17:48:47 +0000 http://kolektif26a.org/26A/?p=220 26A Kolektifinin bir diğer ayağı İstanbul’un Kadıköy semtinde direnişini sürdüren 26A Sahaftır.

Bilginin paylaşılması ve üretilmesi adına düşünülmüş bir deneyim süreci olan Sahaf, diğer muhalif yayınevleri, kitap ve sahaflarla da dayanışma halindedir

Fotokopiyle basılan yayınların satış noktası olan ve bu dolaşımı sağlayan 26A Sahaf aynı zamanda bahçesinde farklı atölye çalışmaları ve sohbet ortamları gerçekleştirmektedir

Sessiz bir ortamda okuma, sohbet etme dışında paylaşma ve dayanışmayı ilke olarak benimseyen 26A Sahafta, 26A kolektifinin ürettiği yiyecek ve içeceklerde sunulmaktadır.

]]>
https://kolektif26a.org/kafe26a/fotograflarla-kadikoy-26a/sahaf-26a/feed/ 0
Adres https://kolektif26a.org/kafe26a/adres/ https://kolektif26a.org/kafe26a/adres/#respond Mon, 13 Feb 2012 17:45:31 +0000 http://kolektif26a.org/26A/?p=215

SAHAF 26A
Caferağa Mah. Sakız Sokak No: 3/1 Kadıköy/İSTANBUL
Tel: (0216) 336 37 52

]]>
https://kolektif26a.org/kafe26a/adres/feed/ 0
Fotoğraflarla Kafe 26A https://kolektif26a.org/kafe26a/fotograflarla-kafe-26a/ https://kolektif26a.org/kafe26a/fotograflarla-kafe-26a/#respond Mon, 13 Feb 2012 17:37:30 +0000 http://kolektif26a.org/26A/?p=211

[nggallery id=1]

 

Kafe 26A’da yapılan etkinliklerden fotoğraflar:

[nggallery id=3]

]]>
https://kolektif26a.org/kafe26a/fotograflarla-kafe-26a/feed/ 0
Kafe 26A https://kolektif26a.org/kafe26a/kafe-26a/ https://kolektif26a.org/kafe26a/kafe-26a/#respond Mon, 13 Feb 2012 17:32:56 +0000 http://kolektif26a.org/26A/?p=208 3 yıldır direniş sürdüren Kafe 26A şu anda 30’a yakın gönüllüsüyle İstanbul’un merkezi ve en tüketici semti olan Taksimde 6 bin Kafe-Bar işletmesinin rant kurduğu bir alanda durmaktadır. Kollektif olarak ürettiğimiz, küresel şirketlerin ürünleri yerine (coco cola, fanta, nescafe vb.) alternatif olarak üretilen içecekler ve yiyecekler piyasanın çok çok altında karsız bir şekilde sunulmaktadır.

Uluslararası ve yerel dayanışmalarla (Meksika köylüleri Zapatistalardan gelen kahve, Antepten gelen salça, Cide Loç vadisinden gelen tarhana vb.) güçlenen bu ağ gün geçtikçe büyümektedir.

 

{tab=Tab 1}

Contents Tab 1

{tab=Tab 2}

Contents Tab 2

{/tabs}

 

[toggles title="Toggle Group Title" speed=500]
	[toggle title="First toggle title"]
		First toggle text
	[/toggle]
	[toggle title="Second toggle title"]
		Second toggle text
	[/toggle]
[/toggles]


[tabs title=”Tabs Group Title” event=”click” ]
[tab title=”First tab title”]
First tab content
[/tab]
[tab title=”Second tab title”]
Second tab content
[/tab]
[/tabs]

]]>
https://kolektif26a.org/kafe26a/kafe-26a/feed/ 0