TÜRKÇE

VAZGEÇMEYENLER OLDUKÇA!

Anarşist bir kolektif deneyimi: 26A

Küresel kapitalizmin canlılara dayattığı tüketim kültürünün sonucunun teslim olmaktan başka seçenek bırakmadığı zamanlardayız. Kapitalizme teslimiyet demek, küresel şirketlerin ürünlerini satın almak dışında, yaşamlarımızı gasp ettiği gerçeğidir. Her geçen gün daha da artan tüketim isteği ile doğanın ve tüm canlıların uğruna yok edildiği bir dünya düzeninden bahsediyoruz. Tehlike iliklerimize kadar sızmış halde bizleri eylemlerimize yabancılaştırırken, yıkıcı bir pratiğin şimdi şu anda yaşamlarımızı değiştirmesi en önemli ihtiyaçtır. Bu varoluşumuzun anlamı olan yaşamsal değerleri de sürdürmek anlamına gelecektir. Kolektif 26A kapitalizmin yarattığı ekonomik ve sosyal değersizliği ve eşitsizliği, birlikte üreterek, paylaşma ve dayanışma ilişkileriyle karşılayabilmenin bir çözümü olarak düşünülmüştür.

26A Kolektifi hakkında

Bireyleri yalnızlaştıran, iradesizleştiren, ekonomik ve sosyal sömürünün bir parçası olmaya zorlayan kapitalizme karşı, 26A Kolektifi olarak yarattığımız yaşamsal ve ekonomik ortaklıklarla direniyoruz. 26A Kolektifi özellikle ekonomik sömürünün toplumda köleleştirdiği, ötekileştirdiği ve böylelikle çaresiz hissettirdiği tüm ezilenler için direnmenin çözümüdür. Kapitalizme ve yarattığı değersizliklere kapılarını sonuna kadar kapatan 26A, yeni bir dünyanın paylaşma ve dayanışma ilişkileriyle şimdi şu anda gerçekleşebileceği deneyimine kapılarını aralamaktadır.

Kolektif 26A, gönüllü sorumluluk zemininde doğrudan demokrasi yöntemi ile kararlarını işleten, kolektif üretimle ekonomik ve yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayan, paylaşmayı ve dayanışmayı benimseyen, “verebildiği kadarını verip ihtiyacı kadarını alan” bir anlayışla bu deneyimin bir parçası olmayı isteyen herkesin yer alabileceği anarşist bir deneyimdir.

Hiyerarşik işbölümüne karşı, Gönüllülük temelli kolektif model

26A Kolektifi, mekanlarında hiç kimseyle hizmet veren-hizmet alan gibi tüketici ayrımlara gitmeden, gönüllülük ilişkilerine dayalı inisiyatiflerle bu alanların örgütlü bir biçimde işlerliğini göstermektedir.

Yaşamın bilgisi esastır

İktidarlar bilgiyi kendi çıkarları doğrultusunda değiştir, manipüle eder ya da ortadan kaldırır. Her geçen gün daha da ezberci eğitilen beyinler farklılığın ve yaratımın da yok olmasını sağlamaktadır. Böylece bilgi bireyin kendinden çıkmayan ve ulaşılamaz bir iktidar aracı haline gelir. Yaşamın bilgisini aramak var olanın tüm ayrıntılarıyla yeniden keşfine yapılan keyifli bir yolculuk gibidir. 26A Kolektifi bu anlamda yaşamsal bilgiyi arar, yeniden keşfeder, birlikte üreterek ve uygulayarak yol alır. Yaşamın bilgisi esastır ilkesi 26A Kolektifi gönüllülerinin arasında ki farklı anlaşmazlıkların da ortak paydada çözüm yolu olmuştur.

Kapitalizmi hem ekonomik hem sosyal olarak reddetmeliyiz

Kapitalizmin tüketim kültürü büyüsün ve küresel şirketler daha çok kazansın diye doğanın ve tüm canlıların yaşamları paketlenir ve piyasalaştırılır. Kapitalizmde her şey birer metadır yani üründür. Bunu reddetmeliyiz.

 

Kapitalizme karşı alternatif bir yaşama ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde harekete geçme ve düşündüğünü eyleme zamanıdır. 26A Kolektifi’nin amacı yeni bir yaşamsal model ortaya koyarak bunun örgütlenmesini ve yaşamlarda uygulanmasını sağlamaktır. Aynı zamanda yaşadığımız coğrafya için bir deneyim olmaktır. Anarşist Errico Maletesta’nın sözleriyle; “baskı ve yoksulluğa asla tamamen teslim olmayan ve … adalet, özgürlük ve mutluluğa susadıklarını gösteren tahakküm altındaki kitleler, dünyadaki tüm ezilenlerle, tüm sömürülenlerle paylaşma ve dayanışma içine girmedikçe kurtuluşlarını kazanamayacaklarını anlamaya başlıyorlar”

Ezilenlerin öfkesi, Yaşam bulsun!

Taksim 26A Kafe

2009 yılında açıldığı günden bu yana direnişini sürdüren Taksim 26A şu anda onlarca gönüllüsüyle İstanbul’un merkezi ve en tüketici semti olan Taksimde 6 bin Kafe-Bar işletmesinin rant kurduğu bir alanda durmaktadır. Kapitalist şirketlerin ürünleri yerine alternatif olarak düşünülen ve üretilen içecekler, yiyecekler kar amacı güdülmeden ziyaretçilerine sunulmaktadır. 26A’da kapıyı çalan herkesin öncelikle bir ziyaretçi olduğu düşünülür, bir patron ve işçi ilişkisi olmadığı gibi müşteri ilişkisi de yoktur. Karşılığı ödenen bir çay, bir tost dışında da talep edildiğinde dostça ikramlar karşılıksız gerçekleşebilir.

Dayanışmanın bizleri güçlendirdiğini deneyimleyerek biliyoruz. Uluslararası ve yerel dayanışmalarla omuz omuza (Meksika köylüleri Zapatistlerin ürettiği kahve, Selanik’ten gelen patronsuz işçilerin ürettiği temizlik ürünleri, Antep’ten gelen salça, Van’dan gelen turşu, Bursa’da konservelenen domates, Cide Loç vadisinden gelen tarhana, mülteci kadınların el yapımı reçelleri vb.) gün geçtikçe dayanışma büyümeyi sürdürüyor.

Paylaşma kültürünün yaşatılmaya çalışıldığı ‘büyük sofralar’ 26A Kafe’de belli aralıklarla kurulmakta ve bu kültürün yaşatılmasına çalışılmaktadır.

Taksim 26A’da kolektifin gönüllüleri dışında muhalif gruplar da mekanı buluşma, toplanma yeri olarak görmektedirler.

 

Kadıköy 26A Kafe

26A Kolektifi’nin bir diğer ayağı İstanbul’un Kadıköy semtinde direnişini sürdüren 26A Kafe’dir. Kadıköy 26A, 2011 yılında önce kitap, dergi, fanzin ve benzeri yayınları toparlayarak Sahaf şeklinde açılmıştır. Tüm bu yayınları karsız bir şekilde satışa sunan aynı zamanda takas yöntemiyle değiş tokuşunu sağlayan yöntemle bir süre mekanını bu şekilde işletmiştir. Sessiz bir sokağın içerisine konumlanmasıyla mekanın kullanımı bir süre sonra Kafeye dönüşmüş olsa dahi bu özelliğini hala korumaktadır. Kadıköy 26A gönüllü sorumlulukla işleyen, paylaşma ve dayanışmayı ilke olarak benimseyen bir anlayışa sahiptir. Kadıköy 26A’da kolektif gönüllülerinin ürettiği yiyecekler ve içeceklerde sunulmaktadır.

Kartal 26A Kitap-Kafe

2013 yılında, üç katlı bir mekanda üç farklı alanın var edilmesi anlayışıyla açılan Kartal 26A, bir yıl kadar süren bir deneyimin ardından kendisini sonlandırmıştır. Açık kaldığı süre boyunca giriş katında kitap satışının yapıldığı aynı zamanda kitap okumak içinde masa ve sandalyelerin bulunmaktaydı. Aynı zamanda bu alanda bir de anarşist kitaplık bulunmaktaydı. Mekanın üst katı yeme-içme, sohbet etme için tasarlanmıştı. Güneşin eksik olmadığı cumbalı balkonun esintisi, mevsiminde topladığımız nar ağacının kokusu, duvarları boylu boyunca kaplayan zapatistlerin resimleri bu katta yer almaktaydı. Mekanın alt yani zemin katı sosyal etkinlikler yapmak üzere tasarlanmıştı ve film gösterimleri, atölye çalışmaları ve paneller bu alanda gerçekleşmekteydi.

Kartal 26A açıldığı yıl içerisinde patlak veren Taksim Gezi İsyanının yoğunluğu ile bir süre kapalı kaldı. İsyanın yoğunluğunun büyümesiyle herkesin Taksim’i ve Gezi parkını mesken tutuğu bir zamanda biz de bu mekanda bulunamadık, ayrıca, ortaya çıkan ekonomik yetersizlikler de belli tartışmaları önümüze koydu. Bu durumlar tartışılıp gözetildiğinde mekanı kapatmak zorunluluğu ortaya çıktı.

26A Atölye

2009 yılından bu yana süren kolektif serüvenimiz, 2016 yılında açılan 26A Atölye ile devam ediyor. Devlet ve kapitalizmin rantsal dönüşümlerinin baskısıyla sıkıştırılan Taksim’de bulunuyor 26A Atölye. Kolektif serüvenimizin başladığı 26A Taksim’in üst katında.

İktidarların manipülasyonuyla saklanan ve değiştirilen bilgi paylaştıkça bizi doyuracak ve dayanışmayla çoğalacak etkinlikler planlıyoruz. Bunlardan biri salondaki karatahtada gerçekleşecek Karatahta Aktarımları. Burada bilgi, 50 dakika boyunca tebeşirle karatahtaya yazılacak, sohbet ve tartışmalarla dilden dile, elden ele yayılacak. 50 dakikada çünkü birbirinden farklı bireylerin karşılıklı aktarabileceği birçok konu var. Ve ayrıca zaman aşımına ihtiyaç duyan söyleşiler, paneller… Radyo, sinema ve tiyatro atölyeleri içinse, “mekanı zorlamalıyız” ve hatta daha da zorlarsak savunma sporlarını çalışabiliriz.

26A Kolektifi, Taksim’de de Kadıköy’de de senelerdir yaratmak istediği anlayışı şu mottoyla oluşturmuştur; “Önce pratikle ve sonra o pratikte teoriyi bul!”

Şimdi de, 26Atölye’de, yine yeni teoriler arayacağımız bir pratikteyiz. Herkesi düşlemeye, düşünmeye, düşündüğünü de beraberce eylemeye çağırıyoruz. Oluşturduğumuz başlangıç programı, gelecek aylarda farklı katılımlarla şekillenecektir.

 

Vazgeçmeyenler oldukça!

Dayanışmayla!

 

 

Leave a Reply