Militarizme Karşı Koymak İçin REDDET

11111111

Vicdani Retçiler Günü kapsamında VR-DER’in örgütlediği 17 Mayıs günü yapacağımızı duyurduğumuz , daha sonrasında Soma’da yaşanan katliam üzerine ertelediğimiz yürüyüş bugün gerçekleştirildi.  Bugün saat 14:00′de Kadıköy Boğa’da toplanıp Militarizme Karşı Koymak için bir yürüyüş gerçekleştirdik.  Kadıköy Boğa’dan Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’na, oradan da Kadıköy İskele Polis Merkezi önüne yürüdük , yol boyunca “Ne Okula Ne Kışlaya Militarizme Karşı LAF İsyanda” , “Reddet Diren Hayır De! Askere Gitme” , “Askere Gitme, Kardeş Kanı Dökme” , “Biz Orduya Sadece Fındağa Gideriz”  sloganları atıldı.

Yürüyüş sonrasında Kadıköy İskele Karakolu önüne gelerek  polis barikatı önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Yapılan açıklama sonrasında, polis barikatlarının önünde, vicdani retçilere verilen GBT tutanakları “Kaçak Değil Vicdani Retçiyiz” sloganlarıyla ateşe verildi. Tutanaklarının yakılmasının ardından Karaköy İskelesi önüne yüründü. Burada 5 liseli arkadaşımız vicdani reddini açıkladı.

Vicdani Ret Açıklamalarından sonra kara  bayraklarımızla  Kadıköy Boğa Meydanına sloganlarla yürüyerek eylemimizi sonlandırdık.

Açıklamada Okunan Bildiri;

Yaren Şimşek;

17 yaşında liseli bir kadınım. Hiyerarşinin her köşeye sindiği okullardan birinde öğrenciyim. Kendi içinde küçük devletler olan okullar, militarist düzenle bizleri esareti altına alıyor. Her sabah saygı durusuna geçip marş, ant okunurken, vatana kendimizi adadığımız söyletiliyor. Üst sınıflar alt sınıflarını eziyor, öğretmen öğrencilerini. İktidarların istediği bireylere dönüşmemiz için “eğitim” veriliyor. Yüksek milli duygularla her an savaşmaya, topraklar için kan dökmeye hazır potansiyel askerler yaratılmak isteniyor. Peki, bu topraklar kimin? Kimin ya da neyin varlığı için savaşıyoruz? Birbirimizin hayatlarını söndürerek ne gibi bir varlık yaşasın istiyoruz? Sınırlar çiziyoruz. Burası bize, burası da size. Sonra buradan bakıyorum, öbür tarafta hiçbir fark göremiyorum. Kardeşlerimizi katledelim diye elimize silahlar veriliyor. Birileri bizi yönetmeye devam etsin, koltukları soğumasın diye silahlar gittikçe artıyor. Ben bir kadın olarak askere gitmiyorum. Ama kardeşim, abim, arkadaşım da gitsin istemiyorum. Kimse için ölmeyelim, öldürmeyelim. Ben bir kadın olarak askere gitmiyorum. Ama hayatın her anında militarizmin getirilerine tanık oluyorum. Eril düzen, yüce kahramanlık anlayışı militarizmi evime, aileme kadar getiriyor. “Kadın kısmı, kız kısmı yapar bu işleri. ” tabuları üzerimize atılıyor. Sistem adımıza kararlar veriyor. Nasıl yaşamamız gerektiği söyleniyor. Bunların hepsini reddediyorum. Hiçbir millete ait değilim. Hiçbir kimlik için savaş vermiyorum. Kimse ağlasın istemiyorum. Berkin’i, Ceylan’ı, Dersim’i, Roboski’yi ve kaybolan milyonlarca canı düşünerek militarizmi reddediyorum. Otoriteye karşı koymak için vicdani reddimi açıklıyorum.

Umut Çakmak;

Merhaba, ben Umut Çakmak. 16 yaşında anarşist bir Kürt genciyim. Bugün burada vicdani reddimi açıklıyorum çünkü ben eğitimin dayattığı militarizmi biliyorum. Çocukların oyun oynamaları gereken yaşlarda tek tip kıyafetlerle hizaya sokulduğu, katliamları anlatan marşların okunduğu, yüksek duvarlarla yaşamlarının çalındığı sistemi biliyorum. Biliyorum, Kürdistan’da devlet tarafından katledilen Ceylan Önkol’u, Uğur Kaymaz’ı. Ve daha nicelerini. Biliyorum, Roboski’de, Reyhanlı’da, Soma’da katliam yapan devleti, militarizmi. Biliyorum Okmeydanı’nda devletin polisinin Uğur Kurt’u katlettiğini. Çünkü devletler hep katleder. Yüce dediği askerlik sıfatını bizlere yapıştırmaya çalışır ve ‘’Öldür’’ der. Çünkü militarizm öldürür. Var olan devletin, militarizmin otoritesine karşı koymak için vicdani reddimdir.

Gülce Gümrükçü;

Merhaba ben Gülce Gümrükçü, Yaklaşık 10 senedir militarist eğitim sisteminde diğer yaşıtlarım gibi konumlandırıldım. Daha ilkokul çağında beyinlerimize enjekte edilen bu militarizm, artık benim de kabul etmediğim bir olaydır. Küçücük yaşlarda erkek arkadaşlarıma verilen silahlar, kadınların zayıf görülüp aşağılanması, kardeşini öldürmek için yapılan çağrılar, artık sonu gelmeyen bir döngüye girdi. İleride sevgilimin, kocamın veya ağabeyimin ölüm haberini veya kaç insanı öldürdüğünü, yaraladığını duymak istemiyorum, istemeyeceğim. Elinden bir şey gelmeyeceğini düşünen insanlar gibi bu olayın bir parçası olmayacağım. Zengin insanların bedelli askerlik ile kurtulma şansı varken, devlete para yatırmak istemeyenlerin, ya da bunu yapamayacak durumda olan arkadaşlarımın ölümle veya öldürmekle burun buruna gelmesini istemiyorum. Veyahut devletin “eğitim” adı altında yürürlüğe soktuğu üniversitelerin okunması karşılığında askerlik süresinin kısaltılması gibi kuralları vicdanen kesinlikle doğru bulmuyor, ve bu yüzden ret ediyorum.

Şeyma Çopur;

Ben Şeyma Çopur.16 yaşında bir liseli ve bir kadın olarak vicdani reddimi açıklıyorum. Çünkü militarizm yalnızca kışlada erkeklerin değil; evde, okulda, sokakta hepimizin yaşamlarını katlediyor. Okulda her gün asker gibi sıraya diziliyor, hizaya gelmek istemeyince, otoriteye karşı çıktığımız için disiplin kurullarında terbiye ediliyoruz. Derslerde militarizmle eğitiliyoruz. Tarih derslerinde övündükleri tarihlerini anlatıyorlar: ”Militarizmin katlettiği yaşamların tarihini.’’ Coğrafya derslerinde insan kanıyla sulanmış sınırları, beden eğitiminde ”rahat, hazır ol!” komutlarıyla itaat etmeyi öğreniyoruz. Öğreniyoruz çünkü eğitim, militarizm; okul, kışla; öğrenci askerdir! Her ne koşulda olursa olsun, militarizm öldürür. Bu coğrafyada erkeksek askere gidiyor, devlet için kardeşlerimizi öldürüyor ve ölüyoruz; kadınsak militarizme asker yetiştiriyor, savaşlarda evlatlarımızı, sevdiklerimizi vatan sağ olsun diye toprağa veriyoruz. Ben evde, okulda, sokakta asker olmayı; militarizm, eğitilmeyi, devletin savaşlarında sevdiklerimi yitirmeyi, otoriteye boyun eğmeyi reddediyorum. Otoriteye, militarizme karşı koymak için vicdani reddimdir.

Semi Dönmez;

Merhaba, benim adım Semi Dönmez. 18 yaşında anarşist bir liseliyim. Vicdani reddimi açıklıyorum. Çünkü okulda militarizmi gördüm, her gün aynı kıyafetleri giyip sıraya girdim. Faşist söylemler beynime sokulmaya çalışıldı ve katliamlar birer zafer olarak gösterildi. Bu devletin vatandaşı sayılmadığımdan askere gitmem zorunlu olmasa da otoriteye karşı koymak için vicdani reddimdir.

Yürüyüş;

 

Tarih: 24.05.2014