Militarizmi Reddet (16.05.2015 – Vicdani Ret Günü)

Lise Anarşist Faaliyet olarak, 15 Mayıs Vicdani Retçiler Günü’nde Vicdani Ret Derneği’nin organize ettiği Galatasaray Meydanı’ndaki etkinlikte vicdani retlerimizi açıkladık.

Yaşamımızın her alanına sızmış militarizme karşı Cem İleri, Devrim Şeyma Varol, Dilara Yaman, İlker Coşkun, Meltem Çuhadar, Özlem Kaya, Raser Işıkalan, Sarp Can Bilgili, Yakup Abbaszade, vicdani reddini açıkladı.

Vicdani Ret metnini Azerice okuyan Yakup Abbaszade yoldaşımız vicdani reddini açıklayan ilk Azeri oldu.
Kürdistan coğrafyasında yaşayan yoldaşlarımız Cem İleri ve Raser Işıkalan’ın Kürtçe yazdığı metinler Zülfikar Alp ve Umut Çakmak tarafından okundu.

 

Vicdani Reddini Açıklayanlar ve Metinleri

Cem İleri
slav jı wera ; ez Cem İLERİ ez anarşîstekî ji erdnîgarîya Kurdistané me û bawer dıkım hemu dewlet kujarın , dewleta kujar û artêşa wi ya kujar di erdnîgarîya ku ez têda dıjim xwîşk û bırayên mın qetılkır. Ez, komkujiya
Roboskî’yê, komkujiya Dersîmê , komkujiya Zeylanê, komkujiya Helepçê, u bi hezaran komkujiyen ku min nejmartiye ji bir nakim.
hemu dewlet bi zore bırayênme dışinın leşkerîyê , fermanan dıdın u dıbén huné iteat bikin. dıbén wxişk u bırayén xwa bıkujın. cihanéda çıqas mirovén hésir hebın sîtemé ser wan bıkın , jıbona çenge erd qetılkırıné dıde nişan , ez hevi dikim ku dewleté kujar tevé artêşa xwaye kujar tınebın, mirov bi hevra şer nekın, hevdu qetılnekın, cihan cihek xweştir be. jı bo wi yekiji terre tûrre dewleté derxıstiye ya leşkeriya pêwisti u tevé tıştén weqevî red dıkım …awe ji tinım ser zıman ku, wijdana mın jı dilfirehe…
merhaba ; ben cem İLERİ kürdistan coğrafyasında yaşayan bir anarşist olarak tüm devletlerin katil olduklarına inanan bir bireyim , benim yaşadığım coğrafyada katil devletin katil orduları kardeşlerimi katletti ; roboski katliamından tut dersim katliamına , zeylan katliamından tut halepçe katliamına kadar daha ismini sayamadığım kadar çok , bir sürü katliam bunların hiç birini asla unutmayacağım …
devletler kardeşlerimizi zorla askere gönderir , emirler verip itaat etmelerini söyler kendi kardeşlerini öldürmeyi yani birlikte yaşadığımız bu dünyadaki mazlum insanlara zulüm etmeyi , bir avuç toprak ve kendi çıkarı için katletmeyi öğretir ;ben ise bu dünyanın katil devlet ve devletin katil ordularıyla değil , insanların birbirleriyle savaşmadan , birbirlerini katletmeden daha güzel olacağına inanıyorum ve bunun için devletlerin yapmış olduğu saçma sapan z(s)orunlu askerlik ve benzeri tüm kurumları red ediyor …. vicdanımın rahat olduğunu dile getiriyorum ….

Devrim Şeyma Varol
Zulüm ve katliamla kurulmuş devlet Kan ve kemikle örülmüş duvarları Ve keskin sınırları vardır Uğruna ölmemizi istedikleri sınırları “Kadın” gibi korunması gereken toprakları
Asker nedir, nasıl olmalıdır? Andımızla nasıl işkence yapılır? Bir toprak parçası için neden ölünür? Savaşları kim çıkarır? Savaşları kim çıkarır biliriz Biz kadınlar İyi biliriz savaşın kanlı yüzünü Postallar bedenlerinizi çiğnerken Benliğimizi işgal ederken askerler, biliriz.
Biz kadınlar Topla tüfekte olmayan savaşları biliriz Benliğimizi yok etmeye çalışanlara karşı bir savaş. Savaşın araçları hep değişir Coğrafyalar çağlar değişir Savaşın kanlı eli hep boğazımızdadır
Yüzyılların isyanını taşıyoruz yüreğimizde Sahip olduğumuz her şeyi çalanlara kardeşlerimizi öldürenlere. Kazanlarda yakanlara Toprağa gömüp taşlayanlara Güzelliğimizi kara bir çarşafa Yada 36 bedene hapsedenlere Ağzımızı bağlayanlara, dilimizi yasaklayanlara Postallarıyla bedenimizi çiğneyip Benliğimizi parçalayanlara inat İsyanı örgütlüyoruz!
Ellerimle geleceği dokuyorum, yaşamı yaratıyorum Ez jinim, ez jiyanim Baharın renklerini, isyanı yeşertiyorum Zılgıtlarımla, dokuduklarımla haykırıyorum Biz iktidarsızlar var oldukça İsyan dalga dalga yayılacak yeryüzüne Asıl bahar iktidarlar yok olduğunda gelecek
Ben Devrim Seyma Varol, devrimci anarşist bit kadın olarak devletsiz, iktidarsız, savaşsız bir dünya için
Vicdani reddimdir.
Varlığım tüm devletlerin yok oluşuna armağan olsun.

Dilara Yaman
Militarizm sadece kışlalarda değil, stajda, okulda, evde, sokakta yaşamımızın her alanında. Okul üniformalarından "rahat-hazır ol"lara hepimiz tektipleştirilip, geleceğin askerleri olarak yetiştiriliyoruz. Militarizm evde babanın kuralları, stajda patronun emirleri olarak çıkıyor karşımıza. Sürekli maruz kaldığımız militarizm hayatlarımızı çalıyor. Devlet Kürdistan da ve coğrafyanın dört bir yanında çıkarları uğruna kardeşlerimizi terörist ilan ediyor, bombalıyor, katlediyor. Ben Dilara YAMAN devrimci anarşist bir kürt kadını olarak; yaşamımızın her alanına sızmış militarizmi, devleti, her türlü baskı ve otorite aracını reddediyorum. Devrime ve mücadeleme olan inancimla vicdani reddimi açıklıyorum.

İlker Coşkun
Ben İlker Coşkun
Vicdani ve Total rettimdir .
Ben devletlerin ,sınırların ulusların ve katliamların olmadığı bir dünya için örgütlü mücadele eden devrimci anarşist bir birey olarak ,devletin ve militarizmin yaşamları nasıl katlettiğine yıllarca tanık oldum .
Şimdi ise bana askere gideceksin diyorlar . Yani Berkini ,Alexisisi , Somayı , 301 canı unut diyorlar .Ben ne unutacağım ne de affedeceğim ! Devletin bana dayattığı askere gitmeyecek kardeş kanı dökmeyeceğim.

Meltem Çuhadar
Ben Meltem Çuhadar.16 yaşında anarşist ve anti-militarist bir kadınım.Doğduğum andan itibaren militarizmle karşılaşıyorum.Çocukken erkek arkadaşlarımın ellerindeki oyuncak silahlarla, bayramlarda bayramlık diye giydirilen asker kıyafetleriyle tanıştım militarizmle.Şimdi de okulda her gün tek tip kıyafetlerle sıra olup 8 saat boyunca tıkıllı kalacağım sınıflara sokuluyorum.Bu sınıflarda devletin kanlı savaşlarının anlatıldığı tarih dersleriyle eğitiliyorum.Devlet bizleri bu şekilde itaat edecek askerler haline getirmeye çalışıyor. Ben ise ölmeyi, öldürmeyi, emretmeyi ve iktidarlara itaat etmeyi reddediyorum.Vicdani reddimdir.

Özlem Kaya
bugün militarist algının inşa edildiği okullarda aile ortamlarında ve sokaklarda birey devletin kölesi haline dönüşmektedir. doğduğumuzdan itibarn pembe mavi kimliklerle üzerimize yıkılan toplumsal cinsiyet rolleri yaşamımızdaki militarizasyon sürecinin başlangıcıdır. bu durum ast üst ilişkisinden ve gerontokrasiden oluşan aile adlı kurum içerisinde somutlaşır. sonrasında okul ile beraber militarizm fiili olarak yaşamlarımızda yer alır. her sabah nizami sıralara sokulup tarihi kanla kaplı bir bayrağa tapar onun için marşlar söyleriz. beden eğitimi dersiyle askeri komutları ezberler tarih dersiyle insan öldürmenin meşruluğunu kavrar bununla gurur duyarız. coğrafya dersiyle hayali çizgilerden oluşan sınırlarımızı öğrenir o sınır dışında kalanları öldürmesi için sevdiklerimizi coşkuyla sırtını sıvazlayarak askere göneririz. bu anlamsız savaşta ölümler şehit diye meşrulaştırılır. peki ama bu neyin savaşı, kimin savaşı?
bu savaş kadını cephede savaşması için çocuklar doğurması gereken “kuluçka makinesi” gibi görenlerin savaşı. kimliğin düşüncen ne olursa olsun öldüren devletlerin savaşı. ben bu savaşta ölümleri olası bir şeymiş gibi karşılayıp vatan sağ olsun demek istemiyorum. bu savaşın bir parçası olmak istemiyorum. ben özlem kaya 16 yaşında anarşist anti militarist bir kadınım. sınırsız bayraksız kışlasız okulsuz itaatsiz bir dünya için yüreğimde taşıdığım yeni dünyaya olan inancımla militarizmi reddediyorum. vicdani rettimdir.

Raser Işıkalan
ez Raser Işıkalan ez anarşisteki ji erdnigariya kürdistané me. 16 salime. Ez hevalen xwe ku bi deste hézén
dewleté hatin kuştın tû caran ji birnakım. ez mirovén ku di komkûjiya roboskiyéda hatin qetilkirin jibirnakım.
jibo berjimendiya dewleté û karderan, mirov kuştıné û bıçekbuné bırıkava reddıkım.
Ben Raser Işıkalan Kürdistan coğrafyasında yaşayan bir anarşistim. Yaşım 16. Ben kürdistanda devletin kolluk kuvvetlerinin öldürdüğü yaşıtlarımı asla unutmayacağım. roboski katliamında ölen insanları unutmayacağım. Devletlerin ve patronların çıkarları uğruna insan öldürmeyi ve silahlanmayı İNADINA REDDEDİYORUM.

Sarp Can Bilgili
Doğduğumuzda hastanede 11 haneli rakamlardan oluşan etiketleri bileğimize takarak, çocukken pamuk şekerciden aldığımız boncuklu tabancayla, oyun oynayacağımız yaşta bayrak töreninde hizalandığımızda girdi hayatımıza militarizm.
Her sabah sıraya dizilerek, kışlaya gider gibi kıyafet kontrolüyle girdiğimiz okullarda, öğretmenlerin itaat arzusu, müdürün sorgulanmayan otoritesi, emir komuta zinciri, hiyerarşiyle çıktı militarizm karşımıza.
Ders kitaplarındaki resimlerden öğretmenlerin öğretmenlerin ve bizden yaşça büyüklerin tavırlarından, söylemlerinden, tanınan ayrıcalık ve güçten; önce “erk” sonra “erkek” olmayı eğitti okul. Bu sefer ataerki olarak çıktı karşımıza militarizm.
Beden eğitimi derslerinde rahat hazır ol emirleriyle, milli tarih derslerinde katlettikleri halkları övüne övüne anlatarak, coğrafya dersinde kanla sulanmış mayın tarlalarındı çaldıkları yaşamları jiletli tellerle birbirinden koparılan köyleri anlatarak eğdiler, eğittiler bizi militarizme.
Sonra öldürecek bizi militarizm kışlada kalekollarda havan toplarıyla G3 mermileriyle tank ateşi altında öldürecek militarizm annelerimiz parçalara ayrılmış bedenlerimizi eteklerine toplarken devletin katliam olduğunu gören bir genç daha intihara sürükleyecek kendini nöbet klübesinde. Kürdistanda kendi yarattığı çetelerle katletmeye çalışacak halkları. Evde, okulda, sokakta asker olmayı. Ceylan’ı Uğur’u Berkin’i Nihat’ı katletmeyi emredecek bize militarizm.
Sınırları, duvarları yaratan devletin, militarizmin bir parçası olmayı kardeşlerimi katletmeyi reddediyorum.
Ben Sarp Can Bilgili Liseli bir Devrimci Anarşist olarak vicdani reddimi açıklıyorum.

Yakup Abbaszade
Mən Yaqub Abbaszadə
Doğumumdan etibarən militarizmle tanış olmam uzun sürmədi . Əvvəl silahlarla oynadığım oyunlarda sonra isə məktəbdə göstərdi mənə yüzünü.Sabah girdiyim sıradan , oxuduğum süni and dan və oturduğum sıralarda tanıdım mən militarizmi .Artıq əsgərə getməm lazımdı.Vatan borcuymuş.Gitmezsem olmazmış…..öldürmek mi vətən borcu! … Yoxsa qardaş qanı tökmək mi ? vicdanım əl vermir qan tökməyə , qətl bir torpaq parçası uğruna .Ne əsgərə gedəcəyəm nə qan dökeceğim..Devrimci anarxist fərd olaraq vicdanı rettimi bəyan edirem.