moto kurye | Genç İşçi Derneği https://gencisci.org Genç İşçiler Örgütleniyor, Dayanışmayla Büyüyor. Sun, 13 Jun 2021 18:25:10 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.7.7 https://gencisci.org/wp-content/uploads/2017/12/cropped-cb4e69f7c798867be35e81b6e3af33ca.ico-32x32.png moto kurye | Genç İşçi Derneği https://gencisci.org 32 32 Köle Değil Kuryeyiz! – Oğuz Arıcan https://gencisci.org/kole-degil-kuryeyiz-oguz-arican/ Sun, 13 Jun 2021 18:24:09 +0000 https://gencisci.org/?p=1344 Korona krizinin başından beri iş yükü oldukça artan ve son zamanlarda sıkça gündeme gelen sektörlerden biri moto kuryelik, diğer adıyla paket servis elemanlığı oldu. 2020 yılının Mart ayından bu yana bildiğimiz kadarıyla 189 moto kurye, patronların “daha fazla hız, daha fazla para” hırsı yüzünden yaşamlarını yitirdi. Sayısını bilmediğimiz fakat çok fazla karşılaştığımız -benim de ufak […]

The post Köle Değil Kuryeyiz! – Oğuz Arıcan first appeared on Genç İşçi Derneği.

]]>

Korona krizinin başından beri iş yükü oldukça artan ve son zamanlarda sıkça gündeme gelen sektörlerden biri moto kuryelik, diğer adıyla paket servis elemanlığı oldu. 2020 yılının Mart ayından bu yana bildiğimiz kadarıyla 189 moto kurye, patronların “daha fazla hız, daha fazla para” hırsı yüzünden yaşamlarını yitirdi.

Sayısını bilmediğimiz fakat çok fazla karşılaştığımız -benim de ufak tefek de olsa defalarca yaşadığım- kazalar birçok arkadaşımızı sakat bırakıp aylarca çalışamayacak duruma getirdi. Tüm bu olumsuzluklar bir yanda dururken örgütlenmemizin, bir araya gelerek sesimizi yükseltmemizin önüne geçmeye yönelik patron “önlemleri” gün geçtikçe artıyor, dolayısıyla yaşadığımız olumsuzluklar da artıyor. Örneğin sektörün en büyüklerinden olan Yemek Sepeti’nin patronu Nevzat Aydın, yaklaşık 4 ay önce işçi arkadaşlarımız sendikalaşamasın diye iş kolu değişikliğine gitmiş, işçilerini kurye yerine büro çalışanı olarak göstermişti. Bunun getirdiği olumsuzluk sadece sendikalaşamamak olmadı, bugün “sigortalı çalışan” kuryelere aşı önceliği çıkmışken Yemek Sepeti kuryeleri aşı olamayacak. Ki bu şirket Covid-19 konusunda duyarlı olma iddiasıyla “temassız teslimat” modasını çıkarmıştı ki bu konudan da bahsedeceğim birazdan.

Maaşlarımızı asgari seviyede tutup paket başı ücret veren ve bizi ancak çok fazla paket atarsak kazanacağımızla yaşamımızı idame ettirecek durumda bırakanlar; attığımız her pakette bizden yüzlerce kat fazla kazanan patronlar en ufak sağlık sorununda özel hastanelerde istedikleri tedaviyi olabilirken biz paket sayısını artırmak için hızlanıp kaza yapıyoruz.

Çalıştığımız sektörün dikkat dağınıklığına sıfır toleransı olduğunu son 1 yılda yaşamlarını yitiren arkadaşlarımızın sayısından çok iyi anlıyoruz. Elbette bu durum patronların da müdürlerin de umurunda değil… Bizleri günde 12 saat ve hatta Getir gibi şirketlerde 14 saate varan mesai saatleriyle ölüme yollamayı sürdürüyorlar. 13-14 saat direksiyon sallayan hangi insanın dikkati dağılmaz, hangi insan kaza yapmaz ki?

Yemek saatlerimizin dakikalarını hesap eden patronlar, son dakika gelen siparişleriyse (gıda sektöründe çalışanlar çok iyi bilir) ekstra mesai olarak görmüyor.

Yine Yemek Sepeti, virüse karşı “temassız teslimat” adı altında bir paket teslim şekli koydu ortaya, müşteri ile kuryenin arasındaki teması sıfıra indiren bu uygulamayı Yemek Sepeti’nin ardından başka şirketler ve restoranlar da başlattı ve tamamen kuryelere darbe vuran bir uygulama oldu bu. Onca kilometre yemek taşıyıp asansörü olmayan binalarda kan ter içinde katlarca merdiven çıkan ve müşterinin yüzünü bile görmeden, en azından bir “kolay gelsin” cümlesi bile duymadan, eli boş bir şekilde çalıştığı dükkana dönen yine biz olduk. Tamamen müşteri kaybetmemek için atılan bu adım, çoğu şirkette kuryelerin az da olsa aldığında sevindiği bahşişi yok etti. Ayrıca temassız teslimat isteyen müşteriler, götürdüğümüz paketlerin el değmeden hazırlandığını falan mı düşünüyor, hiç anlamıyoruz.

Öfkemiz sadece patronlara değil “yemeğim sıcak gelsin”, “yarım saate evden çıkacağım, acele edin” notlarıyla hızlandıkça hızlanmamızı isteyerek bizleri riske atan, içlerinde gram vicdan kalmamış müşterileredir de. Bizi sömürdükçe sömüren patronların yanı sıra kar kış demeden, verdiği siparişin mesafesine bakmadan kuryenin canını hiçe sayan, paketini kapıya bırakıp gitmemizi isteyerek bizlere yürüyen virüs muamelesi yapan müşterileredir.

Biz trafikte fark edilmeyenler, yokmuş gibi davranılanlarız. Biz kendi siparişini hızlı isteyen müşterinin daha sonra dar bir sokakta hızlı giderken gördüğünde arkasından söylenerek nefret dolu bakışlar attıklarıyız. Her gün onlarca insanla temas etmemize rağmen yaşamları göz ardı edilen, aşı yaptıramayanlarız. Ve artık yeter diyoruz!

Bir yemek azıcık soğumasın diye, bir kişinin planı 2 dakika aksamasın diye daha fazla hızlanmayı kabul etmiyoruz. Daha fazla paket başı ücret için yaşamlarımızı daha fazla tehlikeye atmak istemiyoruz. Örgütlenmemizi engellemeye, yani tekerimize çomak sokmaya çalışan patronlara inat bir araya gelecek, sesimizi daha fazla yükselteceğiz. Çünkü yaşamlarımızın yok sayılmasına artık tahammül edemiyoruz!

Oğuz Arıcan – Genç İşçi Derneği

The post Köle Değil Kuryeyiz! – Oğuz Arıcan first appeared on Genç İşçi Derneği.

]]>
Bizden Hızlısı Mezarda https://gencisci.org/bizden-hizlisi-mezarda/ Tue, 14 Aug 2018 13:35:53 +0000 http://gencisci.org/?p=538 -On dakikaya pizza çıkıyor bu arada kutu katla! +Kutu mu? Ben kuryeyim. -Boş durma, durma haydi haydi! -Pizza çıktı haydi fırla! +Daha yeni geldim bir tuvalete gireyim. -Bu paketi yetiştir sonra girersin. (sonra) -Bu paketi de yetiştir, herkes serviste. Sonra girersin tuvalete. Paketten dönünce -Kola dökülmüş ortaya bir paspas atsana +Paspas mı? İki dakika soluklanayım […]

The post Bizden Hızlısı Mezarda first appeared on Genç İşçi Derneği.

]]>

-On dakikaya pizza çıkıyor bu arada kutu katla!

+Kutu mu? Ben kuryeyim.

-Boş durma, durma haydi haydi!

-Pizza çıktı haydi fırla!

+Daha yeni geldim bir tuvalete gireyim.

-Bu paketi yetiştir sonra girersin.

(sonra)

-Bu paketi de yetiştir, herkes serviste. Sonra girersin tuvalete.

Paketten dönünce

-Kola dökülmüş ortaya bir paspas atsana

+Paspas mı? İki dakika soluklanayım

-Zaten aylak aylak dolaşıyorsun motorla, daha ne dinleneceksin?

(Pizza 15 dakikada çıkar)

-Pizza geç çıktı, bunu 15 dakikada yetiştirmen lazım.

+15 dakikada oraya nasıl gideyim, ışınlanayım mı?

-Sen gidersin, yetişemezsen parasını almazsın, sıkıntı yok, maaşından kesmeyeceğiz ya.

(Yetişemezsin)

-Para nerede?

+Yok.

-Pizza nerede?

+Yok.

-Para nerede?

+Yok.

-Pizza nerede?

+Yok.

-Geç mutfağa! Yardım et bari orada işe yara.

(Maaşından kesilmez ama, işine yüklerler)

Bu hikayeler benim bizzat yaşadığım ya da iş arkadaşlarımın yaşayıp benim birebir şahit olduğum hikayelerden kesitler. Zaten hızlı olan fast-food sektöründe daha da hızlısını yetiştirmeye çalışan motor kuryelerin yaşadığı, hemen hemen hepimizin anımsayacağı diyaloglar…

Bizim için pizzayı erken götürmek bir beceri değil, işimizin normalidir. Arabaların arasından santim santim kıvrılmak, önümüze kırılan direksiyonlara aldırış etmeden geçip arkamıza bile bakmadan hedefe doğru hızla gitmek, gündelik rütinlerimizdir. Yağmur? Bizim için işe biraz daha hareket katmaktır sadece…

Kaza mı? Demirden korksak trene binmezdik tabi ki de.. Ama 3-5 pizza için, müşterinin soğuk yediği bir pizza dilimi için, vardiya müdürünün priminin azalması tehlikesi bulunduğu için; tehlikeye atılan bizlerin yaşamları oluyor.

Bazı pizza şirketleri dönemsel olarak kampanyalar çıkartıyor. “30 Dakikada pizza kapınızda”gibi.. Bu 30 dakika meselesinde şirketin söylediği gayet açık, pizzayı kurye yetiştiremezse pizza şirketten.. Kuryenin de hiçbir şekilde maaşından kesinti yapılmaz. Fakat filli durumda işler biraz anlaşmaların üzerine çıkıyor. Pizzayı iki üç kez yetiştireme; hemen bütün angarya işler sana yüklenir. Motosiklet üzerinden canını yeterince tehlikeye atmadığın için; kutu katlama, ortaya paspas çekme, ya da mutfağa yardıma geçme tam sana uygundur. Tabi eğer deneme süresindeysen hemen şutlanırsın, diğer şekilde bezdirerek şutlarlar zaten.

Ya da sen ışınlanmayı kabullenirsin…

Bu mesleği senelerce yapmak zor zanaat. Şanslıysan birçok kaza geçirmiş ve hala yaşıyor, motokuryeliğe devam ediyorsundur. Genelde bütün motokuryeler birbirine şanslı oldukları, kıl payı yırttıkları kaza hikayelerini anlatırlar. Biraz işler ters gittiyse, içeride kalan son maaşını yakınlarına teslim ederler. Verdikleri kask parçalanmış, gıcırdıyan frenler tutmamıştır; ama yine hata sendedir, tazminat falan imkansız…

140journos adlı sayfanın motokuryelerle ilgili çektiği bir video var. Bir motorkurye arkadaşımız sayfaya “”Motorkuryelerin sorununu anlatan bir çekim yapar mısınız? Bu sektörde birçok sorun var.” diyerek mesaj atıyor. 140journos bu video çekimini onaylayıp mesaj geri döndüğünde mesajı yazan kurye arkadaşımızın yakınları cevaplıyor, çünkü arkadaşımız servis sırasında geçirdiği kaza sonucu yaşamını yitirmiş…

Dedim ya şans… Peki ama ne için ? Dominos, Pizzahut, Little Caesars, Pizzabulls’un  patronları daha fazla kazansın diye mi? Ya da mahallenin köşesindeki dürümcüde asgari ücretle 11 saat; adisyon başına 0,75 kuruş aldığın para için mi? Peki çektiğin çile? Ne için? Köşem dürüm biraz daha iyi kazansın diye? Hızlı sektörün en hızlıları olan biz motokuryeler artık işimizi şansa bırakmasak mı? Ne dersiniz?

Samet Kılıç – Motorsikletli Kurye

The post Bizden Hızlısı Mezarda first appeared on Genç İşçi Derneği.

]]>