"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kendi Kimliğimizle, Kendi İrademizle Mücadeleye


(5 Mart Dünya Kadınlar Günü mitingini düzenleyen 8 Mart Kadın Platformu’nda yaşanan ana söylem tartışmasına dair ana söylemin ‘Referanduma Hayır’a sıkıştırılmasına karşı koyan tek kadın örgütü olan Anarşist Kadınlar’ın eleştirisinin özetidir.)

Kadınların özgürlük mücadelesi, tarih boyunca, dünyanın dört bir yanında, öznesini “kadın”, söylemini “kadının özgürlüğü, dayanışması ve kadının isyanı” çerçevesinde belirlemiştir. Politikalarını özörgütlü mücadeleleri içinde düşünen ve eyleyen kadınlar, bu mücadelede erkek egemenliğini yıkmak ve kendi özgürlüklerini yaratmak için direnen aktif birer özne olmuştur.

İktidarlar eliyle yaratılan ekonomik-siyasal-sosyal krizlere, yoksulluklara, yoksunluklara ve adaletsizliklere zaten direnen kadınlar, bütün bunların dışında, “kadın mücadelesi”nin asıl öznesinin “kadın” asıl söyleminin de “kadın özgürlüğü” olduğunu asla unutmamıştır. Kadınlar bir yandan erkek bir yandan devlet şiddetine maruz kalır, ekonomik adaletsizliklerle yoksullaştırılır, siyasal gündemlerle baskılanırken; özgürlüklerinin ancak özörgütlü bir mücadeleyle mümkün olduğunu da asla unutmamıştır. Erkek egemenliğine karşı özörgütlü bir şekilde direnen ve mücadele eden kadınlar, bu mücadelenin gün olan 8 Martlarda da, her yerde sokaklara çıkmış; yine kadın dayanışmasından aldıkları güçle, örgütlenmiş ve erkek egemenliğine karşı direnişi yükseltmiştir.

İktidarlar kendilerine karşı gelişen toplumsal muhalefetin tümüne yönelik olduğu gibi, tarih boyunca kadınların mücadelesine yönelik de bir manipülasyon çabasındadır. Kadın mücadelesini kimi zaman kendi politik süreçlerinde yalnızca birer “renk” olarak gören iktidarlar, gerektiğinde kadınların mücadelesini kendi politik süreçlerine sıkıştırmaya çalışmış, mücadelenin öz gündemini manipüle etmeye yönelik algısal saldırılarda bulunmuştur. Kadınlarsa, erkek iktidarların bu gibi algısal saldırılarına ve manipülasyonlarına karşı özörgütlülüklerinden aldıkları güçle her daim direnmiş ve kendi “varoluş mücadelelerini” sürdürmüşlerdir.

Yaşadığımız coğrafyada da erkek iktidarlar bugün varolan politik gündemle kadınların söylemlerini manipüle etme, mücadele alanlarını sıkıştırma gayretine girmiştir. Yaklaşmakta olan “referandum”u coğrafyanın tek ve ana gündemi haline getiren iktidar, bunun dışında bir gündemin tartışılmasını da olanaksızlaştırmıştır.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne yönelik söylem ve eylemler de, iktidarın bu çabalarının bir yansıması olarak, kadın mücadelesinin öz öznesinden ve ana söyleminden uzaklaşmıştır. İstanbul’da mücadele etmekte olan “kadın örgütleri” için yıllardan bu yana ortak bir “kadın zemini” olma özelliğini taşıyan 8 Mart Platformu, iktidarın manipülasyonun yarattığı yanılgının etkisiyle, düzenlenecek kadın mitinginin ana söylemini “referandumda hayır”a sıkıştırma yanılgısına düşmüştür. Bu sıkışma ana söylem tartışmasının hayır – hayır değil darlığından öte daha geniş bir tartışmadır. Yani kadının öz örgütlü mücadelesinin zeminin kaymasıyla alakadır. Bu tarihsel bir yanılgıdır.

Bizler oy kullanmama sorumluluğumuzun varoluşsal bir sorumluluk olduğunu düşünen Anarşist Kadınlar olarak, bu coğrafyada iktidarın seçim sonuçlarını nasıl manipüle ettiğini, seçim sonuçlarında istediğini alamayınca manipülasyonu nasıl arttırdığını son birkaç seçimde de tekrar tekrar deneyimledik. Toplumda öyle ya da böyle çoğunluğu kazanan iktidarın çoğunluğun gücüyle azınlıkları nasıl yok saydığını da deneyimledik.

İktidarların tüm manipülasyonlarına karşı, kadınlar olarak verdiğimiz mücadelemizin öznesinin “biz kadınlar”, ana söyleminin de “kadınların özgürlüğü” olması gerektiğini hiçbir zaman unutmamalıyız. Özörgütlü mücadelemizin, erkek egemenlerin dayattığı gündeme sıkıştırılarak manipüle edilmesine ve kadın mücadelemizin zeminin kaydırılmasına izin vermemeliyiz.

İşte bu yüzden bu 8 Mart’ta da, bizleri yok sayan iktidarların tümüne karşı sokaklarda olmalıyız. Kendi gündemlerimizi baskılayan ve manipüle etmeye çalışan iktidarlara; gerçek mücadelemiz olan kadın mücadelesinin ikincil plana itilmesine; “referanduma hayır” söylemiyle mücadelemizin zemininin kaydırılmasına yönelik itirazlarımızla “kendi irademizi, kendi kimliğimizi ve kendi gündemimizi” savunarak “Yaşasın 8 Mart!, Yaşasın Özgürlük” diye haykırmalıyız.