"Enter"a basıp içeriğe geçin

Bolşeviklere Direnen Anarşist Bir Kadın : Mollie Steimer

1897’de Çarlık Rusyasında dünyaya gelen Mollie Steimer, 15 yaşındayken ailesiyle birlikte göç ettiği Amerika’da, sendika ve serbest konuşma özgürlüğü çalışmalarına aktif olarak katılmış, savaş karşıtı hareket içerisinde yer almıştır. 1918 yılında, Amerikan ordusunun Bolşevik Devrimi’ne karşı yürüttüğü askeri operasyonlara karşı bildiri yayımlamak ve dağıtmaktan yargılanan Steimer; 1921’de sınır dışı edilerek Rusya’ya gönderilmiştir. Steimer, sınırdışı edilerek geldiği bu coğrafyada ise anarşistlere yönelik baskıya karşı mücadele etmeye başlamıştır.

Rusya’da, Bolşevik hükümeti eleştirdiği için hapse atılan anarşist Senya Fleshin ile tanışan yaşamı boyunca onunla birlikte olan Steimer, Fleshin ile birlikte, anarşistlere yönelik bu baskıya karşı örgütlenme çalışmaları yürütmüştür. Bolşevik hükümetin ve Troçki’nin anarşist örgütlere yönelik yürüttüğü operasyonlara ve işkencelere karşı, Bolşevik hapishanelerinde tutsak olan anarşistlerle dayanışmak için Society to Help Anarchist Prisoners ağını kuran ikili, “suç örgütlerine yardım” iddiasıyla tutuklanmıştır. Hapishanede açlık grevine giren Steimer ve Fleshin, Emma Goldman ve başka anarşistlerin de hükümet üzerinde oluşturduğu baskıyla sınırdışı edilmiş ve Almanya’ya gitmişlerdir. Bolşevik hükümetin ihaneti ve büyük bir devrimi gasp etmesinin ardından Steimer 1923’te yazdığı bir mektupta öfkesini şöyle ifade etmiştir: “Rusya dışında olmaktan mutlu değilim. Orada olup işçilerin bu ikiyüzlü tiranlıkla mücadele etmesine yardımcı olmak isterdim.”

Almanya’da Goldman ve Alexander Berkman ile hareket eden Steimer ve Fleshin, Hitler’in iktidara gelmesiyle birlikte faşizmin bir devlet pratiği olarak kendini göstermesinin ardından Fransa’ya göç etmişlerdir. İkilinin burada polis gözetimine alınmasından sonra Steimer, 18 Mayıs 1940’te tutuklanmış, Camp Gurs’a gönderilmiş ve 7 hafta boyunca hücre hapsinde kalmıştır. Sonrasında, May Picqueray yardımıyla, Meksika’ya giden Steimer’ın yoldaşlarının bir kısmı Joseph Stalin’in emriyle bir kısmı da Nazi toplama kamplarında katledilmiştir.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir