"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kategori: Yazılar

Kadın Ve Vicdani Ret Üzerine

Vicdani red kavramı dar anlamıyla zorunlu askerliği red olarak tanımlanır ve bir sivil itaatsizlik eylemidir. Zorunlu askerliğin hala uygulamada olduğu ülkelerde çoğunlukla bu hizmet erkeklere yöneliktir. Kadınların zorunlu askerliğe tabii olduğu ülkeler de vardır lakin sayıca azdır. Türkiye’de ise kadınlar zorunlu askerliğe tabii olmadıkları halde vicdani retlerini açıklamaktadırlar.
Vicdani reddin bir sivil itaatsizlik eylemi olması unsurundan dolayı ret deklerasyonların sonucunda zorunlu askerlik yükümlülüğü bulunan vicdani retçi erkekler hayatlarının huzurla devamına dair ciddi bir risk almış olurlar. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Osman Murat Ülke davasında verdiği vicdani ret konusunda yasal bir düzenlemeye gidilmesi kararını hala hayata geçirmemiş olmasından dolayı da süren durum erkek retçilerin açıklamalarından sonra askere çağrıldıklarında ve gitmediklerinde kaçak pozisyonuna düşürülmeleridir. Bu durum hayatlarının sonuna kadar belirsiz bir şekilde sürer, seyahat etme özgürlüğünden mahrum kalırlar, yasal herhangi bir bürokratik prosedür işlemlerini yapamaz hale gelirler, mahkemenin tabiriyle sivil bir ölüm yaşarlar. Gerek insan kaynağı gerek maddi kaynak bakımından cezaevi süreci yaşayan vicdani retçilerle dayanışma gösterilmeye çalışılır.
Türkiye’de vicdani redde ilişkin resim böyleyken kadın açıklamaları bu resmin neresinde oturuyor biraz bakmaya çalışacağım.

Kadınların tarihten çaldıkları gün…

BÜTÜN KADINLAR SOKAĞA!

Yıl 1857 … Newyork sokaklarında kırk bin kadın“ekmek ve gül” sloganıyla yürüdü. Emekçi milyonlarca kadın haykırdı o gün. Kadınların tarihten çaldığı bugün de seslerin yükseldiği, bedenlerin, yüreklerin aynı yerde birleştiği milyonlarca emekçi ve özgürlük tutkunu kadın yine bir arada ve beraberce haykıracaklar. Dünyada bir gün yok! Diyecekler. “KADINLAR HEP VARLAR”

Bu topraklarda yıllarca Ataerkil bir yaşamın baskısıyla sömürülen düşüncelerimiz, sömürülen bedenlerimiz, sömürülen hayallerimiz yalancı bir söylemin ve kandırmacanın değil gerçek olduğunu bilerek kabüllenmeyen direngen yüreklerin ifadesidir. Kadınlar öncelikli kendi hayatlarını sorgulayan ve değiştiren yaşamını bir örgütlü mücadelenin pratiği ile birleştirerek hareket etmeliler. DUR demek için beklemek yetmez! tüm kadınlar istediğimiz özgür yaşamları alabilmek için seslerini yükseltmeli ve harekete geçmeliler. Bu gerçek değişimdir.

Bir kadının mücadelesi;Ayşe Tükrükçü

Ahali: Bağımsız Milletvekili adayı olmaya nasıl karar verdin?

Ayşe Tükrükçü: Onbir sene oldu genelevinden çıkalı. Hiç bir yasa değişmemiş, hala insan yerine konmamışız, ev tutarken, iş’e girdiğimizde zorluk çıkıyor.Üzerimize yapışan vesikaların hep göz önünde bulunması bizimle beraber yaşaması, beni hep rahatsız ediyordu. Milletvekili adayı olmayı kendim için kabul etmedim. Halen çalışan yada çalışmayan tüm genelev kadınları için kabül ettim. Benim gibi yüzlerce, binlerce annenin, kızların ciğerlerinde bu acının olduğunu biliyordum. Onların sözcüsü olmak için, Türkiye’de bir ilkin yaşanması için, vesikaların iptal edilmesi için. Bunları Türk halkına göstermek için kabül ettim.

Hapishanede kadın olmak

A:Hapiste kadın olmak seni nasıl etkiledi? Neler yaşadın? Kadınlar arası dayanışma nasıldı?
Günnaz: Gözaltına alındığımda 1997’nin başıydı. O dönem gözaltı kayıplarının yoğun olduğu dönemdi. Aslında hapiste kadın olmaya gelmeden önce şubede kadın olmak var. Çünkü gözaltına alındığınız andan itibaren bir silah gibi çıkıyor karşınıza kadın olmak. Ben sokaktan kaçırılmıştım. Daha taksiye biner binmez cinsel taciz başlamıştı. Girer girmez erkek ya da kadın fark etmiyor çırılçıplak soyuyorlar. Ve işkence süresince erkek de, kadın da cinsel tacize maruz kalıyor. Ama kadınlara ekstra bir de tecavüz tehdidi var. Örneğin, işkence seanslarına katılanlardan biri sürekli ters ilişki ile tehdit ederdi. En son bir akşam geldi. İşkence bitmiş, işkenceciler yok ortada. Adam geldi, sabaha karşı dört beş gibi aldı beni götürdü, çırılçıplak soydu. “Tamam” dedim “Tehdidini yapacak herhalde bu”. Yapmadı ama sürekli tehdit etti. Yani kadın kimliğini sonuna kadar kullanıyorlar size.