"Enter"a basıp içeriğe geçin

Etiket: anarşist kadınlar

Elibelinde Kadınlar Sokakta

elibelindea1

İstanbul’da 8-9 Mart, isyan dolu geçti. 8 Mart günü Taksim de düzenlenen Feminist gece yürüyüşünde kadınların isyan sesleri, çığlıklara dönüştü. Binlerce kadın, iktidara, erkek şiddetine, cinsiyetçiliğe, kapitalizme ve militarizme karşı seslerini bir kez daha yükseltti. Taksim yasağına rağmen her yıl olduğu gibi bu yılda Taksim den yürümek isteyen kadınların önü tomalar ve polisler tarafından kesildi. Halkın, Taksim Gezi Direnişiyle artarak süren her tepkisi gaz, su ve copla karşılık bulurken bu kez devlet şiddetinin kadınlara yönelmesi kaçınılmazdı. Ancak kadınlar şunu çok iyi biliyorlar; her yıl binlerce kadının sloganlarıyla işgal ettiği bir caddeyi, meydanı yasaklayan zihniyetle, kadını yok eden zihniyet aynı.

Karakolda Tacize, Tecavüze Karşı Kadınlar Sokakta

k6Bundan bir yıl önce Kağıthane Asayiş Büro Amirliği’nde 3 polisin tecavüzüne uğrayan ve geçtiğimiz Temmuz ayında yine aynı polislerden birinin tecavüzü sonrasında hamile kalan Reyhan Topal için; Taksim Gezi Direnişi sonrasında tutuklanarak Şakran Cezaevi’ne kapatılan ve gardiyanların tacizine maruz kalan Elif Kaya için; gözaltına alındıktan sonra polisin tacizine uğrayan Eylem Karadağ, Ezgi Özmen ve birçok kadın arkadaşımız için… Biz kadınlar bugün (28 Eylül Cumartesi günü) karakollarda tacize, tecavüze, işkenceye karşı bir araya geldik ve hep birlikte yeniden haykırdık: “Tecavüzcü Polis Hesap Verecek!”

Boşuna Uğraşma Ömer, Biz Bu Safsataları Yakından Biliyoruz

hamile omer
“Hamile kadınların sokakta gezmesi terbiyesizliktir.” Bu sözleri, duyduğumuz ilk andan her birimizin aklı şaştı. Daha çocukken elimize tutuşturulan bebeklerle anneliği öğrenmemiz beklenmişti bizden. Anneliği kutsallaştırmalı, vatan için hayırlı evlatlar doğurmalı ve büyütmeliydik. Varoluşumuzun nedeni, kadınlığımızın birinci vazifesi buydu. Yıllardır bize biçilen bu kadınlık üzerinden sürekli görmezden gelinsek de, hapsedilsek de, sömürülsek de, katledilsek de bu “kutsal vazife”yi yerine getirmemiz beklendi bizlerden. Her şeye rağmen en az 3, yetmedi 5 çocuk doğurmalı, tecavüze uğrasak bile kürtaj yaptırmamalı, bizden beklenen o “kutsal vazife”yi yerine getirmeliydik. Yani anne olmalıydık. Bugün ise yeniden gördük ki hamile kalmak “yetmeyecekti”.

Kadıköy’de Kadınlar Sokaktaydı: “Kadınlar Sokağa Özgürleşmeye”

a
Dün (1 Temmuz Pazartesi) akşam saat 19:00’da, Kadıköy’de toplanan birçok kadın kurumu, devletin tecavüzcüleri korumaya yönelik politikalarını protesto etti. Bingöl, Mardin, Denizli, Antalya, Pozantı, Sincan ve İstanbul’da değişik dönemlerde yaşanan tecavüz saldırıları sonrasında devletin tecavüzcüleri korumasına karşı Kadıköy Boğa Heykeli’nde toplanan kadınlar, “Devlet tecavüzcüyü aklama, koruma, yargıla” pwordpressrtıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Aralarında Gökkuşağı Kadın Derneği, KESK’li Kadınlar, Sosyalist Kadın Meclisleri, İHD Kadın Komisyonu, TMMOB İKK Kadın Komisyonu, İMECE Kadın Sendikası, Yeni Demokrat Kadın, İşçi Mücadelesi’nden Kadınlar, EMEP’li, Halkevci, ÖDP’li, EHP’li, SDP’li, İKD’li Kadınların da yer aldığı eyleme, bizler de Anarşist Kadınlar olarak “Devlet Tecavüzdür”, “Kadınlar Sokakta”, “Adalet için İsyan” ve “Üzgün Değil Öfkeliyiz” yazılı dövizlerimizle katıldık.

Çağlayan Adliyesi Önünde Eylem: “Adliyeler Saraydır, Saraylar Kan Kokar”

5 Mart Salı günü Çağlayan Adliyesi önünde gerçekleştirdiğimiz eylemde, “Adalet Saraylarınız Yıkılacak Kadınlar Özgürleşecek” pwordpressrtıyla devlete ve onun adaletsizliğine öfkemizi haykırmak için Çağlayan Adliyesi’nin kapısına dayandık. “Devletin Adaleti Katliamdır, Devletin Adaleti Tecavüzdür, Devletin Adaleti Tacizdir, Devletin Adaleti İşkencedir, Devletin Adaleti “Erk”ektir, Devletin Adaleti Tecrittir” yazılı dövizlerimizle gerçekleştirdiğimiz eylemde yaptığımız basın açıklamasında, devletin adalet saraylarında kadınların ölüme mahkum edildiğini, erkek şiddetinin bireysel olmadığını ve bu şiddetin adalet saraylarında sürekli olarak üretildiğini belirttik. “Adliyeler Saraydır, Saraylar Kan Kokar”, “Kadınların İsyanı Sarayları Yıkacak”, “Kadınlar Sokağa, Sarayları Yıkmaya” sloganlarıyla, devletin kan kokan adaletinin dayatıldığı Çağlayan Adliyesi’ni kana buladık.

Cevahir Alışveriş Merkezi Önünde Eylem: “Tüketim Sarayları Yıkılacak Kadınlar Özgürleşecek”

2 Mart Cumartesi günü Cevahir Alışveriş Merkezi önünde gerçekleştirdiğimiz eylemde, “Saraylarınız Yıkılacak Kadınlar Özgürleşecek” pwordpressrtıyla kapitalizme ve onun tüketim merkezleri AVM’lere öfkemizi haykırmak için İstanbul’daki en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan Cevahir Alışveriş Merkezi’nin kapısına dayandık. “AVM işçiye sömürü, AVM Gecekonduya Yıkım, AVM İşçiye Mezar, AVM Derelere HES, AVM Kadınlara Kölelik” dövizlerimizle gerçekleştirdiğimiz eylemde yaptığımız basın açıklamasında, daha yapım aşamasından başlayarak açılışıyla birlikte hiç durmadan devam eden sömürü sisteminin birer sömürü sarayına döndüğünün ve sistemin kadınlara yönelik en büyük propagandasının alışveriş merkezlerinde can bulduğunu belirterek, “Kadınız, Öfkeliyiz, Peşinizdeyiz” diyerek öfkemizi haykırdık.

Devletin Adaleti Yine Tecavüzcüden Yana Oldu

Fethiye davasının beraat’le sonuçlanmasına karşılık tepkilerini sokaklara taşıyan kadınlar bir kez daha isyan diyerek haykırdılar. İsyan çünkü; Devlet ve yargı her zaman olduğu gibi bir kez daha kadınları mahkum etti. Bir kez daha Kadınlar göz göre göre toplu tecavüze uğradılar.
Şimdi sormalıyız;
Sayın bakan ne sizin verdiğiniz yetkiler, ne adalet sisteminiz, ne de sosyal devletiniz kadınları yine koruyamadı. Fethiye’den beraat kararı çıktı! Yani siz yine bu pis işten beraat ettiniz. Asıl tecavüzcüler siz olmayasınız?

Kadınlar konuyla ilgili Taksimde bir basın açıklaması yaptılar.Basın metni aşağıda;
Basına ve Kamuoyuna
Fethiye de tecavüze beraat.
Yıllar önce 8 erkeğin tecavüzüne uğrayan kadın arkadaşımızın başvurusuna rağmen dava açmaya gerek görmeyen Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi kadınların mücadelesi ve dayanışması sonucu açılan davanın dün yapılan 8 duruşmasında tecavüz sanıklarını “delil yetersizliği” nedeniyle beraat ettirdi. Bu karar bu memleketin adalet anlayışında ve işleyişinde erkek egemenliğinin kadınlara yönelik şiddeti, tecavüzü ne kadar ısrarla savunduğunun çok açık bir örneğidir.