“Her Bebek Şanslı Doğmaz: Kraliyet Bebeği ve Diğerleri” – Mercan Doğan

Bebek gelir dünyaya. Daha gözlerini açamadan başlar ağlamaya. Ciğerlerine dolan ilk nefesle ağlar. O ilk nefeste bile eşit değildir bütün bebekler, hemen başlar adaletsizlikler.

Geçtiğimiz ay, birçok bebek geldi yine dünyaya. Ağladı hepsi.

* * *

İngiltere Prensi William ile Kate Middleton’ın bebeği geldi mesela. BBC’den Fashion TV’ye bütün İngiliz kanalları saatlerce canlı yayın yaptı doğumunda. Biz de öğrendik okyanuslar ötesinden, George Alexander Louis dediler, 3 kilo 800 gram doğan bebeğin adına.

Aynı günlerde Colemerg’de bir bebek geldi dünyaya, adı olamadı. Tam olarak geldi de diyemeyiz gerçi. Hani şu coğrafya derslerinde ezbere çizmemiz istenen haritanın en uzak köşesinde duran, üzerinde Hakkari yazan yerde. 34 yaşındaki Ayşe Erdin’in doğum sancısı sandığı acı, devlet hastanesinin ilgisini çekmedi pek. Sancısı arttığında tekrar hastaneye kaldırılan kadının, normal doğum yapamayacağı söylendiği için, sezaryenle doğum başladı. Bitemedi. Doktorlar doğum sırasında bebeğin kafasının koptuğunu söylediler, kadının yaşamının da risk altında olduğunu. Bir ana haber bülteninde 18 saniyelik haber oldu Ayşe Erdin, dördüncü bebeğinin anası olamasa da.

* * *

Kraliyet bebeğinin doğumu, beklenenin aksine Twitter’da değil, geleneksel tellal yöntemiyle anons edildi. Saray tellalı renkli kostümüyle çıktı sarayın merdivenlerine, verdi müjdeyi İngilizlere.

Geçen yıl Sakarya’da komşularına “Müjdemi isterim” diyen Yeliz Sevinç’i müjdesiz bırakan hastane, adli tıp raporunu aynı günlerde açıkladı. Anne ve babasının doğmadan Beren adını koyduğu bebeğin neden öldüğünü tıpça (anlamayalım diye yaratılan bir dil) anlatan raporu. Sakarya’daki iki hastanenin savsaklaması üzerine Cerrahpaşa’ya sürüklenmiş Yeliz Sevinç. Doğumda zorlanan kadının rahmine kesikler atılmış, gövdesi çıkan bebeğin kafası da çıkarılmaya çalışılmış. Bu sırada Beren’in yüzü gözü de birazcık kesilmiş. Doğum tamamlandığında kesikler dikilmiş ama bebek ölmüş. Rapordaki bilimsel terimlerle ifade etmeyecek olursak; “Beren” bebek, -bebek olduğundan olsa gerek- adının anlamınca “güçlü” değilmiş, normalde kesik bir şey yapmazmış.

* * *

Kraliyet bebeği George Alexander Louis’in babası, Prens William, arama kurtarma helikopteri pilotu olarak görev yaptığı askeri birlikten, sadece iki haftalık izin alabildi. Prensin, sadece ve sadece iki haftacık izin alabildiğini söylediği açıklaması, bebeğe yakın olmak için izinden sonra görev değiştireceğinin sinyaliydi. Gözlerimiz doldu fedakarlığına; bebeğin ilk ayını doldurmadan katılacağı açılışları, diplomatik yurt dışı gezilerini, üst tabaka düğünlerini, milyonların izleyeceği vaftiz törenini vs. kaçırmamak için yapacaktı bunu.

Buralarda da Ramazan Bayramı vardı o ara, bütün tatilli bayramlar gibi trafiğiyle meşhur. Bir de trafikte sıkışıp kalmış insanlara uzatılan mikrofonlarıyla. Bir mikrofon da kamyon şoförü Hasan’a uzatıldı, öfkeden bıyıklarını kemiren Hasan’a. Kaptı mikrofonu, başladı bağırmaya. Kızı olmuş, iki ay olmuş doğalı, daha görememişmiş. Direksiyon başında çektiği çile de çileymiş. Hep aynı fakir edebiyatı dedin, kapadın televizyonu suratına.

* * *

İngiliz basınının parlayan güneşi The Sun (Güneş) gazetesi, kraliyet bebeğini onurlandırmak için, doğduğu güne özel, adını The Son (Oğul) olarak değiştirdi. Bu jest, gazetenin tarihinde bir ilkti.

Aynı günlerde Siirt’te, 6 günlük Cemre Nas’ın, sarılık tedavisi gördüğü hastaneden taburcu olma vakti geldi. Kolundaki serumun bandajı makasla kesilirken, başparmağı da yanlışlıkla kesiliverdi. Kesilen parmak, mikro cerrahi yöntemiyle yaklaşık 5 saatte dikildi. Ameliyatı gerçekleştiren terzi, pardon doktor, “Yeni doğan birkaç günlük bebekte damar çapı çok küçüktür, teknik açıdan oldukça güç bir ameliyat gerçekleştirdik, başardık.” dedi. Söylediğine göre, bu ameliyat bir ilkti.

* * *

Kraliyet bebeğinin doğumuna ilk üst düzey tepki, İngiltere Başbakanı David Cameron’dan geldi. Cameron, “Ulusumuz için önemli bir an” dedi. İngilizler tarafından yaklaşık 3 milyon şişe şampanya patlatılarak kutlanan doğumun İngiliz ekonomisine katkısının, turizm ve bebekle ilgili hediyelik eşya satışıyla beraber 721 milyon TL olması bekleniyor. Ekonomik katkının yanı sıra yapılan anketlere göre, bebeğin doğumu Kraliyet Ailesi’nin İngiltere’deki popülaritesini de %39 arttırdı.

Her bebeğin önemli olduğu yalanına pabuç bırakmayan başbakan, kendince haklıdır pek tabii. Her yıl yaklaşık 6 milyon bebek açlık ve bulaşıcı hastalıktan yaşamını yitiredursun, bir bebekle bunca kazanç, efendilerin ağzının suyunu akıtmasın da ne yapsın?

* * *

Yaşayanların azbilmişliğine ithafen, çokbilmişlerin “Cahiliye Devri” dediği zamanlarda, erkek doğmadıkları için diri diri gömülen bebekler; çokbilmişler tarafından kimyasalla kavruldular Vietnam’da, Xalepçe’de… Afrika’da açlıkla terbiye olmayanları, büyüseler zaten terbiyesiz olurlardı; öldüler. Dünyaya geldik derken, doğum ücreti ödenmediği için rehin kaldılar hastanede, dünyayı göremediler. “Erkektir, yapar.” denilen bir yaratık, sözde tatmin uğruna parçaladı iç organlarını bazen. Afganistan’dan Filistin’e, öldürüldü efendilerin savaşlarında bazı bebekler. Lazkiye’de, Rojava’da, küçücük bedenleri, kocaman bombalarla, şimdi, şu anda katledilmekteler. Kraliyet bebesi olmayan bebekler, özgürce “sadece” ölebilirler.

Mercan Doğan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 12.sayısında yayımlanmıştır.