Kitap: Yeni Dünya’nın Başlangıcı ve Sonu Hikayeleri

Ütopyalar ve distopyalar, insanın toplumsal yaşamının, olduğu biçiminden farklı kurgulanmasına dayanır.

Sözcüğün kullanımı, genellikle ilk ütopya olarak kabul edilen Thomas More’un 1516 yılında Latince olarak yazdığı “Utopia” isimli kitabıyla yaygınlaşmıştır. More’un Ütopya’sı, birçok açıdan Platon’un “Devlet” adlı eserine dayanır. Bu iki eser dışında, Farabi’nin “Erdemli toplum”u, Francis Bacon’ın “Yeni Atlantis”i önemli ütopyalar arasında yer alır.

Ütopyalar, insanlara daha özgür ve daha mutlu bir yaşamın nasıl örgütlenebileceği üzerine görüşler sunarken; distopyalar ise olumsuz ütopyadır ve genellikle otoriter, baskıcı toplumları ifade eder.

George Orwell’in “1984” ve “Animal Farm” (Hayvan Çiftliği) romanları ile Aldous Leonard Huxley’in “Brave New World” (Cesur Yeni Dünya) romanı en tanınmış distopyalar arasında gelir.

 

George Orwell – 1984

?????????????????????????

1984 romanı, distopyalarda sık rastlanan öğelerin, totaliter bir dünya düzeniyle egemen güçlerin, insanların her türlü özgürlüğünü denetler hale geldiği bir kabusu betimler.

Romanın anti-ütopik dünyasında, totaliter bir merkezi “tek parti”nin yönetiminde korku, propaganda ve beyin yıkama ile halk kontrol altında tutulmakta ve istenildiği şekilde etki edilmektedir. 

Ursula K. le Guin – Mülksüzler

mülksüzler

Mülksüzler’de konu “Anarres” ve “Urras” adlı bir ikili dünya sisteminde geçer. Roman iki farklı dünya, iki farklı gezegen, iki farklı düşünce sistemi, toplumsal yaşantının iki farklı örgütlenme biçimi arasında geçen bir yolculuk, bir arayış üzerinedir. Anarres Odo’cu anarşistlerin, Urras ise kapitalistlerin dünyasıdır.

Mülksüzler, bu yönüyle bir yandan bir ütopya sunarken, diğer yandan bir distopya sunar. Öte yandan, siyasal ve fiziksel açılardan bakıldığında; ütopya distopya, distopya da ütopya olarak okunabilmektedir. Le Guin’in kendisi de Mülksüzler için “ikircikli ütopya” ifadesini kullanır.

Roman, Shevek adlı Anarres’li bir fizikçinin Urras’a seyahatiyle Anarres’te alıştığı yaşamın tam aksini deneyimleyişini anlatır. Anarres paylaşmacı, dayanışmacı bir topluluğu barındıran ve özverinin gündelik bir norm olduğu çorak bir gezegendir. Urras ise tam aksine verimli toprakları olan ve kolay yaşama olanakları sağlayan bir dünyadır; ancak burada kapitalist ve sosyalist iki rejim birlikte süregelmektedir. Urras gezegeni eşitsizliğin kök saldığı ama kamufle edildiği, tüketimin yüceltildiği, bilimin savaşların ve silahların emrine koşulduğu bir ülkedir.

Aslında le Guin’in Mülksüzler ile, bir yandan kapitalist sistemi, öte yandan da eşitlikçi gibi gözükse de arka planda farklı egemen ilişkilerinin, hiyerarşilerin ortaya çıktığı, özgürlük ve bireysellik sorunlarının ötelendiği “reel sosyalizm” tarzı rejimleri eleştirdiği söylenebilir.

Thomas More – Ütopya

ütopyakitap

More’un eseri, var olmayan bir kurgusal adada geçmektedir. More kitabında aslında döneminin (16. yüzyıl) İngiltere’sine bir eleştiri getirmektedir. Zaten dönemin İngiltere Kralı da bunu böyle algıladığı için, eserleri, görüşleri ve yaşam tarzıyla krala ters düşen Thomas More, 6 Temmuz 1535′te idama mahkum edilmiştir.

More ütopyasında siyasi iktidarın tek elde toplanmasına ve sınıfsal imtiyazlara karşı çıkan bir metin yazmıştır. İlk bakışta eşitlikçi görünen bu ütopyanın altında, bireyi yok sayan ve tek tipleştirici bir toplum mühendisliği ile karşı karşıya kalırız.

Ama yine de çağın belli başlı özelliklerini barındıran More’un kitabı; eşitlik, adalet, özgürlük arayışını barındıran ilk radikal örneklerden biri olarak kabul edilir. 

Ray Bradbury – Fahrenheit 571

fahrenheit

Kitapların yakıldığı, insanların totaliter kişiler tarafından yönetildiği bir dünyayı anlatır Bradbury. Fahrenheit 571 kitapların tutuşma derecesidir. Günümüzde yangın söndürmekle görevli olan itfaiyeciler yerine, burada itfaiyecilerin görevi kitapları yakmaktır.

Kitapların yakıldığı bir dünyadaki insanların düşüncelerini okuyucuya doğrudan aktaran eser; sansüre, endüstri haline gelen sanat yapısına eleştiri sunmaktadır.

Romanda bu kitaplardaki bilgiyi onlar yok edilmeden belleklerine almaya çalışan insanlar diğer önemli kahramanlardır.

Romanda, itfaiyeci önemli bir değişimden geçerek kitapları yakmak yerine korumaya almaya karar verir. Artık mücadele kitapları yakmak ve yaktırmak isteyenlerle bilgiyi korumak isteyenlerin mücadelesine dönüşmüştür.

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 20. sayısında yayımlanmıştır.