”GDO’lu Bebekler” – Mine Yılmazoğlu

bebek

Bir köpek, bir kedi doğurabilir mi? Peki bir köpek, aynı doğumda, bir köpek ve iki kedi doğurabilir mi? Duyan herkesi şaşkına çeviren bu doğum, birkaç yıl önce Çin’de gerçekleşti.

Söz konusu doğum, bilimsel çalışma yapanların iştahını oldukça kabartmış olacak ki, hemen ardından farklı biyolojik türler çaprazlanarak, yeni ya da farklı türler oluşturma çalışmalarına başlandı. 2015 yılında ise yine Çin’de bir tüp bebek merkezinden alınan insan embriyoları üzerinde gen değiştirme deneyleri yapıldı. Ancak ortaya çıkan sonuçlar hiç iç açıcı değildi. İstenilen genler değiştiriliyor ama diğer genlerde birçok bozukluk ortaya çıkıyordu.

Batılı bilimcilerin dergileri, bu çalışmaları yayınlamayı reddetti. Bunun nedeni etik kaygılar olarak söylense de, başta büyük devletlerin orduları olmak üzere, bu konuya kaynak aktaran yatırımcıları ürkütmek istemediler. Çin’de bu gelişmeler yaşanırken, batıdaki bilimcilerin yasal engellerden dolayı embriyo üzerinde çalışamaması da tepkilere neden oldu. Buna karşılık, 2016’nın Şubat ayında İngiltere’de bir grup araştırmacı, insan embriyosu üzerinde çalışma izni aldı.

Son zamanlarda gündeme gelen bir başka DNA çalışması, bilimcilerin DNA’mızda yeni bir katmanı keşfetmiş olmalarının bir sonucu. Kasların gücünden sahip olunan hastalıklara kadar genler üzerinde taşınan birçok bilgiyi taşıyan bu katman, kişiye özel bir katlanma biçimine sahip. Bilimciler tarafından bu katmanın katlanma biçimi değiştirilerek, kişinin sahip olduğu tüm özelliklerde değiştirilebilecek.

DNA katmanlarının katlanma şeklinin değiştirildiği evre olan embriyo döneminin ilk yedi gününde yapılabilecek bir başka müdahale ise İngiltere’de ortaya çıktı.
Embriyodan sağlıklı bir bebeğe dönüşüm sürecine engel olan genleri değiştirmeye yönelik olan bu müdahaleyle, olması gerekenin dışında aktivite gösteren genler etkisiz hale getirilerek modifiye edilecek. Yani genetiği değiştirilmiş bebeklerin oluşturulacak yeni gen yapısıyla, embriyo adeta kusursuz hale gelecek ve kusursuz bebekler üretilecek. DNA üzerinde yapılacak bu modifikasyonlar ile sahip olunan genetik hastalığın doğacak bebeğe aktarılması ve engellenmesi bir yana, bu modifikasyonlar başka müdahalelere de neden olabilir. Çünkü bu müdahaleler, doğacak her bebeğin istenildiği gibi “üretilmesi” demek.

Nasıl ki at ve eşekten meydana gelen katır, gücü ve dayanıklılığı nedeniyle taşımacılıkta en sık kullanılan hayvan ise; genetiği olması gerekenin dışında olan her canlı da sistem içerisindeki farklı gereksinimler karşılansın diye üretilecektir. Ancak belki de “etik” nedenlerle, katırda olduğu gibi, bu canlıların üreme yetenekleri de köreltilecektir.

Bir yandansa normal bir işçiden daha fazla çalışıp daha az yorulan, daha az hasta olan her bir işçi, kapitalist sistem için belki de bir katır işlevi görecektir. Ya da bilimcilerin deyimiyle, bir mutanta dönüşecektir…

Mine Yılmazoğlu
[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 34. sayısında yayınlanmıştır.