“Faşizme Gollerini Unutmayacağız Kaptan” – Deniz Benol

Gittiğimiz her yerde biz taşlanıyoruz, yine de biz kötü oluyoruz. Onlar Amed’e geldiğinde biz onları çiçeklerle karşılayacağız, ama yine biz kötü olacağız. Olsun…”

sehmus

Bir takımın kaptanı olmak futbolcuya ağır sorumluluklar yükler; bir de bu takım Amedspor ise daha büyük
sorumlulukları vardır. Gittiğin deplasmanlarda taşlanman, alışman gereken bir durumdur mesela. Takımınının adının, logosunun Tv’ler de, skorbordlar da sansürlenmesi kesinlikle moralini bozmamalıdır. Kendi evinizde oynadığınız bir maçta bile, koridorda çevik kuvvet tarafından darp edilebilirsin, size her yer deplasmandır, alışmalısın. Tüm bunlara rağmen bir futbol takımından daha fazlasını da vermen gerekir; çünkü yanı başında çocuklar ölürken sen sadece futbol oynayamazsın. Bu yüzden “Çocuklar Ölmesin Maça da Gelsinler” pankartını cesaretle taşımalısındır. İşte böyle bir takımın kaptanıydı Şehmus Özer. Geçtiğimiz günlerde geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi.

9 çocuklu bir ailenin 3 futbolcu çocuğundan biriydi Şehmus. Bir keresinde kardeşiyle yaşadığı hikayeyi röportajında
şöyle anlatmıştı;

 

“Biz şampiyonluk, Adanaspor ise ilk 6 için mücadele
ediyordu. Daha maçın başlarında kaleci Tolga’yı geçerken
düşürüldüm ve penaltı kazandık. Kaleci Tolga
kırmızı görünce, oyuna yedek kaleci olan kardeşim
Zülküf girdi. Takımın penaltıcısı benim. Normal
şartlarda benim kullanmam gerekiyordu. Birimiz
sevinecek, birimiz ise üzülecektik. Kardeşime gol
atarsam hocaları ve taraftarlar ’Bak, topa atlamadı,
ağabeyine bıraktı’ diyeceklerdi. Atamasam
bu kez ’Kardeşine gol atmadı’ diyeceklerdi.
Çok zor bir duyguydu. Ben de penaltı
atmaktan vazgeçtim. Başka bir arkadaşım
atınca öne geçtik.”

 

Hakkında çıkacak söylentileri bile önemseyerek hareket etmesi, gittiği her takımda mücadeleci oyun anlayışı ve
karakteriyle izler bırakmıştı. Öyle ki bir Karşıyakalı taraftar sosyal medya hesabından Şehmus için şöyle yazmıştı:

 

“Sene 2007. Karşıyaka forması giyerken Altay’a transfer oldun bir sene sonra… Böylesi bir transfer sonrası küfürle
anılan o kadar çok futbolcu var ki; sen nasıl başardın bunu Kaptan? Bu yetmezmiş gibi, 2013 yılında tekrar döndün Karşıyaka’ya, bu da yetmezmiş gibi bir sene sonra yine Altay formasını giydin. Söylesene Kaptan bunu nasıl başardın? İki ezeli rakip arasında iki kez transfer yapmayı nasıl başardın? Hadi yönetimler değişir de, taraftarlarda
da bu saygıyı, bu sevgiyi, bu minneti yaratmayı nasıl başardın? “

 

18 senelik futbolcu, yaşamı boyunca birçok Anadolu kulübünde oynamış; 478 maça çıkıp 149 gole imza atmıştı.
Anadolu takımlarının Süper Lig’e çıkmak için kullandığı bir silah olmuştu adeta.

Çıktığı son maçta ise Amedspor, Fenerbahçe ile 1-1 berabere kalmış; Amedspor’un tek golünü de Şehmus atmıştı. İstemeden, bilmeden de olsa jübilesini golle yapmıştı.

Ölümünden sonra sosyal medya faşizmi insanlığa yakışmayacak şekilde kendini göstermiş; Şehmus’un ardından küfürlü, ırkçı sözler içeren yüzlerce tweet atılmıştı. Amedspor’u taşlayıp, sansürleyip, yok sayanlar bu sefer sosyal medyadan çirkin yüzlerini göstermişti.

Ama Şehmus’un ölümü bile faşizme karşı bir duruştu sanki, Aydınspor – Bursaspor karşılaşmasında gölü atan Reşo Akın formasının altından Şehmus Özer yazılı tişörtü çıkartmıştı. Takım arkadaşları da kameralara koşarak Şehmus
Özer ismini gösterdiler. Sanki birilerine bir şey mi anlatıyorlardı?
İkinci gol ise futbol kulüplerinden geldi. İlk önce; forma giydiği Altay, Karşıyaka takımları, sonrasında da birçok kulüp taziye mesajı yayımladı. Trabzonspor’un taziye mesajı ise faşizme bir yumruk muydu
sanki?

Şimdi Şehmus kaptanlık pazubandını çıkardı, taşıdığı pankartı arkadaşlarına devretti, tribünlerden gelen alkışları selamlayarak maça gelemeyen çocukların yanına doğru yürüdü.

 

Deniz Benol

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 35. sayısında yayımlanmıştır.