Sünni-Arap İttifakında Çatlak

Ortadoğu’da, Suriye Savaşı dahil olmak üzere, mali ve idolojik destek verdikleri cihatçı çetelerle, çatışma ve savaşların sorumlularından Körfez monarşilerinin oluşturduğu ittifakta derin çatırdama yaşanıyor. Katar ile Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Yemen arasında yaşanan gerilim, bu devletlerin Katar ile diplomatik ilişkilerini dondurmasıyla daha da arttı.

Suudi Arabistan’la birlikte, Katar’la diplomatik ilişkisini kesen Mısır’ın, yönelttiği suçlamalardan biri de Katar’ın ‘Müslüman Kardeşler hareketine hem siyasi hem de finansal destek vermesi. Mısır’daki Sisi yönetimi, 2013 yılındaki darbeyle, Müslüman Kardeşleri iktidardan uzaklaştırmıştı. Mısır ve Suudi Arabistan Müslüman Kardeşler hareketini  “terör örgütü” olarak kabul ediyor.

Ülkedeki Şii çoğunluğu, Suud destekli hükümetle baskı altında tutmaya çalışan Bahreyn ise, ilişkisini kesme gerekçesi olarak Katar’ı, Bahreyn’deki İran menşeli silahlı grupları desteklemekle suçluyor.

Gerilim Nasıl Başladı?

Kriz, devletlerin, kontrolleri altında bulundurdukları medya organları üzerinden tetiklendi. Suudi Arabistan’ın el-Arabiya ve BAE’nin Sky News Arabiya televizyon kanalları, geçtiğimiz günlerde Katar Emiri Temim bin Hammad al-Sani’ye ait olduğu söylenen konuşmada al-Sani, İran ile anlaşmazlığın tırmandırılmasına karşı çıkarak İran’a karşı düşmanca politika izlemenin akıllıca olmadığını vurguluyor. Ayrıca Hizbullah ile Hamas’ın terör listesine alınmaları eleştirilen konuşmada, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, Katar’ı kışkırtmak ve terör örgütlerine sponsor olmakla suçlanıyor. Suudi kanalı, Katar emirinin, “Terörle mücadele iddiasında bulunan devletler, dini en katı şekilde uygulayan devletlerdir, ancak bu ülkeler aynı zamanda teröristler için bahaneler sunmaktadır.” dediğini aktarıyor.

Söz konusu bu yayınların ardından ise, el-Arabiya ve Sky News Arabiya kanalları Katar Emiri’nin babası Şeyh Hammad bin Halife ile Libya’nın devrik lideri Muammer Kaddafi arasında geçen bir diyaloğa ait olduğu iddia edilen ses kaydını yayınladı. Suudi Arabistan’a karşı eleştirilerin olduğu kayıtta, eski emir, Kaddafi’den Suudi Arabistan’ın yıkımını sağlayacak bir kampanya konusunda yardım talebinde bulunuyor.

Kriz Tırmanıyor

Yine el-Arabiya kanalında geçen, daha sonra Katar tarafından yalanlanan bir haber, gerilimi bir adım ileri taşıdı. Habere göre, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Mısır, Bahreyn, Suudi Arabistan ve BAE elçiliklerine 24 saat içinde Doha’yı terk etmelerini söyledi. Suudi Arabistan, Bahreyn ve BAE, Katar’a ait el-Cezire haber sitesini ve internet sitesi üzerinden yayın yapan tüm Katarlı gazeteleri kapattılar. Katar’ın Temim’e ithaf edilen sözleri tekzip etmesi ve Katarlı haber ajanslarına siber saldırı olduğuna dair açıklamalar, Suudi Arabistan’dan karşılık bulmadı.

Trump Ziyareti, ABD Faktörü

ABD Başkanı Donald Trump’ın son Suudi Arabistan ziyaretine, İran karşıtı söylemler damgasını vurdu. Burada, Körfez ve Arap İslam zirvelerine katılan Trump bu toplantılarda terör ile savaşa odaklandı, İran’ı bölge istikrarının bozulmasında büyük rol oynamakla suçladı. Trump ile Katar Emiri arasındaki görüşmede ise gerilim vardı.

Öte yandan ise ABD medyasında Foreign Policy başta olmak üzere,  bu gelişmelere paralel olarak Katar’ı hedefe koyan yazılar yayınlandı. Irak ve Suriye’deki cihatçı terörizmin beslenme kaynakları açısından, -elbette Batılı devletler ve diğer Körfez monarşileri dışta tutularak- “malumun ilamı” olan bu yayınlarda Katar’a bir dizi suçlamada bulunuluyordu. Bu suçlamalar arasında Katar’ın, Arap Baharı’nı cihatçı terörizmin kontrolüne sokmak için el-Cezire‘yi aktif bir şekilde kullanması, cihatçı çetelere silah ve finansman sağlanması, 11 Eylül saldırısının planlayıcılarından Halid Şeyh Muhammed’i Katar’da saklayarak Afganistan’a kaçışını kolaylaştırmak yer aldı.

Darbe Söylentileri

Özellikle Mısır medyasında, Katarlı muhalifler ekranlara çıkarılarak, Katar’da iktidar değişikliği gündeme getirildi. Katar Emiri Şeyh Temim’in amcasının oğlu ve muhalif Şeyh Suud bin Nasr El Sani, Mısır’da bir televizyon kanalına bağlanarak mevcut yönetimi sert şekilde eleştirdi. Suudi medyasının da katıldığı darbe söylentileri paralelindeki haberlere göre, emirlik hanedanından bazı kişilerin yönetimi devralmaya hazırlandığını iddia edildi.

Darbe söylentilerinin yayılmasında ise, Katar’da var olan darbe geleneğinin etkisi olduğu düşünülüyor. Şimdiki emirin babası, 1995 yılında, emir olan babasının Katar dışına çıkması sonrası sarayda bir davet vermiş, canlı yayınlanan bu davette devlet erkanına elini öptürerek, kendisine “biat edildiğini” ve yönetimi devraldığını ilan etmişti.

Ayrıca Katar’da, 1996 yılında Suudi Arabistan, Mısır ve BAE’nin örtülü desteğinde bir darbe girişimi başarısız olmuştu.

 

Katar’ın Geri Adımı İşe Yarayacak mı?

ABD’nin Ortadoğu’da sahip olduğu en büyük askeri üs olan El Ubeyd’e ev sahipliği yapan Katar, tüm suçlamaları reddederek, bir anlamda geri adım atmıştı.Ancak Katar’ın bu geri adımı ve krizi yatıştırma politikasının, İran, Müslüman Kardeşler, Hamas gibi konularda diğer Körfez ülkeleri, Mısır ve ABD ile yüzde yüz aynı politikaya geldiği oranda başarılı olabileceği sanılıyor.