Everest: Tırmanışın Diğer Tarafı – Gizem Şahin

 

Everest, dünyanın en yüksek dağıdır. İsmi Tibetçe’de, “Evrenin Tanrıçası” , Nepal’de de “Gökyüzünün Tanrıçası” anlamına gelir ve Everest, 60 milyon yaşındadır.

Everest’e ilk tırmanış 1953 yılında yapıldı. Edmund Hillary ve Tenzing Norgay, Everest’in zirvesinde yan yana durdular. Edmund, Everest’in doruğuna ilk ayak basan kişi olarak tarihe geçer. Bu yüzden “Sir” ünvanını alır. Tenzing, Sir Edmund’a rehberlik eden şerpadır. Bir ünvan almaz,tarihe geçmez.

Şerpa’nın (Sharwa) Shar’ı doğu anlamına gelmektedir, wa ise insan. Şerpa, Tibet kökenli dağ halkına verilen isimdir. Nepal’in dağlık kesimlerinde, Himalaya’larda yaşayan Şerpa’lar bugün dağcılık ve tırmanış dediğimizde akıllara gelen bütün isimlerin o tırmanışları gerçekleştirmesini sağlayan kişilerdir.

Everest’e tırmanmak isteyenler zirveye ulaşmayı hedefleyerek yaklaşık 40 gün sürecek bir tırmanışa başlar. Şerpalar, Vücut yapıları düşük oksijen seviyesinde yaşamaya uygun olduğu için zirveye yaklaştıkça herkesin yaşadığı sıkıntıyı çekmezler ve bu 40 günlük tırmanışta dağcılara hem rehberlik ederler hemde Onların bütün kamp malzemelerini tırmanış boyunca sırtlarında taşırlar. son yıllarda Şerpa’ların hamallık yaptığı yüklerin niteliği oldukça düşündürücüdür çünkü Espresso makineleri, ısıtmalı halılar ve ana kamplarda sergilenecek plastik çiçekler gibi gereksiz eşyalarda bu yüklerin arasında.

Everest’in zirvesi bir çok açıdan tehlikelidir.

Dağcılar 70 bin dolar karşılığında biraz macera, biraz heyecanla gelirler Everest’e. Şerpa’larsa macera aradıkları için değil, ailelerine bakmak zorunda oldukları için geliyorlar. Tırmanışlarda onlarca insan yaşamını yitirmekte. 2014 yılında Nepal Depremi yaşandı ve Everest’te etkisi büyük oldu.Çığ altında kalan 61 kişi yaralı olarak kurtarılırken, 17 kişi yaşamını yitirdi. Daniel Fredinburg ve onun gibi dağcı olanların ölümleri herkesi sarsarken, ölen şerpalarla ilgili herhangi bir gündem olmadı. Ölen 17 kişi kuşkusuz yüreklerde aynı acıyı yaşattı fakat Daniel Fredinburg, Google yöneticisi değil de bir şerpa olsaydı ismi haberlerde geçer miydi diye sormadan edemiyor insan.

Önce şerpaların varlığını öğrenince, sonra Everest’te tırmanış yapan dağcılardan başka kimseyi göremeyince bütün başarı hikayelerinin kahramanı değişiyor. o pahalı kıyafetler, çantalar, kamp malzemeleri ile Everest’in doruğunda elinde herhangi bir ülkenin bayrağı ile verilen pozların anlamsızlığı büyüdükçe büyüyor.

Şerpalarla dayanışma için çok geç kalınmış belli, Sir Edmund’un 1953’te yapması gereken yapılmamış, dayanışmayla tırmanılmamış. Belki de tırmanışlardan birinde, bir dağcının yorgunluk ve halsizlikle oturup kaldığı yerde ölmek üzereyken yanından geçen diğer dağcıların onunla bir kaç kelime konuşup, yani hayatta olduğunu bilecek kadar zamanı geçirip sonra, O dağcıyı orada, öylece soğuğa ve ölüme terk etmelerinin sebebi bu bencillik, bu dayanışma eksikliğidir. Şimdi yapılması gereken, bütün sporlarda, bütün insanlarla, omuz omuza vermek. Dağların doruğunda yan yana durmak. Dayanışmayla hayatta kalmak. Birlikte hayatta kalmak.

 

Gizem Şahin

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 40. sayısında yayınlanmıştır.