Açlık Eylemindeki Soheil Arabi: “Ama ben bir anarşistim ve bundan dolayı yasaklara itaat etmiyorum”

İran’da sosyal medyada paylaşılan ve “peygambere hakaret” içerdiği iddia edilen bir mesajın sitesinde görünmesi nedeni ile tutuklanan İranlı anarşist Soheil Arabi, hapishanede başlattığı açlık eylemini “kuru açlık grevine” çevirdiğini bir mektupla paylaştı.

sosyalsavas.org’da yer alan habere göre, bir süredir açlık eyleminde olan Soheil Arabi’nin durumunun git gide kötüleştiği ve  hastaneye gitmeyi reddettiği öğrenildi. Arabi, açık bir mektup yazarak, kuru açlık grevine (yemeyi ve içmeyi kesmek) başladığını deklare etti.

Soheil Arabi’nin gönderdiği mektubun tam hali:

Hayat çok uzun…

Sevgilim Nastaran [Arabi’nin eşi], bana inanki tüm yaptıklarım yeni bir hayatı inşaa edebilmek içindi…

Lütfen Rojana’ya [kızı] babasının düşünceleri yüzünden hapsedildiğini söyle.
İkinizi de seviyorum ve şimdi size vasiyetimi yazıyorum. Size bırakacak bir servetim yok. Sizi yanlız bıraktığım için lütfen beni affedin. Ama 1,388 gündür hapishanedeyim ve son sekiz gün dayanılmazdı.

Sorgucularımın ve yargıçların yaptıkları şeyleri düşünmelerini umarak bu dayanışmaz gecelere dayandım. Şayet vicdanları olsaydı, beni serbest bırakıp gerçek suçluları içeri atarlardı. Birlikte yaşamaya devam etmemize izin verirlerdi ve böylelikle seni kucaklayabilir ve Rojana’ya hikayeler anlatabilirdim. Böyle bir acımasızlığa katlanamıyorum. Savaşmaktan yoruldum. Zalimlerin yakasına yapışırken kimse bana yardım etmiyor. Kafese atılmış ve artık hiçbir şey yapamayan bir Soheil’in ölü bir adamdan farkı yok.

Sizi terk ediyorum ama bir gün zalimlerden kurtulacağımıza şüphem yok. Sonra benim davamı okuduğunuzda bir gün bile hapiste kalmayı hak etmediğim konusunda şüpheniz kalmayacak.

Zulüm sona erecek ve bir gün haksız sorgulayıcılar ve yargıçlar emekli edilecek ve artık şarlatanlar topraklarımızdan silinecekler.

Yetkililere: Ölüme bir adım daha yakınım. Şeker: 50, kan basıncı: 5-6 arası, kilo: 66; midem kanıyor.

Sizler ölümümden sonra en azından son dileğimi yerine getirmeyi reddettiniz. Beni 350. koğuşun 1 no’lu odasına gömün. Pek yakında orası bir müzeye dönüşecek ve her bir Rojana bizi gururla hatırlayacak.

Beni sevenler lütfen ağlamasın. Beni hatırlamak istiyorsanız Edith Piaf’ın “La Vie En Rose” parçasını dinleyin.

Kimseye inançları yüzünden işkence yapmalarına izin vermeyin.

Burada, yasaklanan bir gerçekten bahsediyor. Ama ben bir anarşistim ve bundan dolayı yasaklara itaat etmiyorum.

Evin Hapishanesinde masum insanlara eziyet çektirilmesine karşı sessiz kalamam. Burada, özgür düşünceliler gerçekleri söyledikleri için cezalandırılıyorlar.

Benden sessiz kalmamı istemeyin. Şu an, sessiz kalmak en büyük ihanettir.

Buradan yardım dilenmiyorum. Bugün burada tüm masum tutsakların sesi olmak için açlık grevine giriyorum. Sesimizin duyulmasını istiyorum. Hapsedilmiş özgür düşüncelilerin sesi olmak istiyorum:‌ Manoucher Mohammad Ali, Mahmoud Langroudi, Ali Shariate, Yousef Emadi, Arash Sadeghi, Sovada Aghasar ve tek suçları gerçeği söylemek olan diğer insanların sesleri…

Bizler çağımızın en çürümüş yaratıkları olan yargıçlar tarafından mahkum edildik.

Bugün, 23 eylül 2017, kızımın okula başlamasının üçüncü yılı ve onunla birlikte olmaktan mahrum bırakılmamın üçüncü yılı. Açlık grevimi kuru açlık grevine çeviriyorum çünkü artık onunla sadece hapishanede görüşmek istemiyorum.