WAL-MART: Seni Tüketmeye Çağırıyor – Özlem Arkun

-Soru şu, kalp nerede?

Pekala, Wal-Mart’ın kalbini mi görmek istiyorsun, şuradaki plazma televizyonun yanında.

-Bu bir ayna.

Evet görmüyor musun? Wal-mart’ın kalbi bu, siz müşteriler.

Birçok şekle girebilirim Wal-mart, Kaymart, Target…

Ama ben tek bir şeyim: Arzu.

Southpark, Bir şey Wal-Mart Yönünden Yaklaşıyor

Wal-Mart dünyanın en büyük perakende satış devi. İlk marketini açtığı 1962’den bu yana giderek büyüyen bu dev, gıdadan giyime, eczadan silaha, kimyasal gübrelerden fotoğrafa kadar birçok ürün ve hizmeti bünyesinde barındırarak pazara girdiği her bölgede küçük üreticileri ve marketleri ortadan kaldırarak daha da büyüyor. Piyasaya girdiği her bölgede hem ekoloji mücadelesi veren grupların hem sendikaların hem de yerel halkın hedefinde olmasına rağmen, yaptığı hak ihlalleri ve yarattığı doğa tahribatı nedeniyle birçok kez ceza alıp milyonlarca dolarlık tazminat ödemek zorunda kalsa da, hala kar etmeye devam ediyor. Ford ve General Motors’un sanayide gerçekleştirdiği dönüşümü perakende satış alanında gerçekleştiren bu şirket, kurulduğu ilk günden bugüne “ilkelerinden” ödün vermeyerek büyüdükçe büyüyor. Wal-Mart’ın kurucusu Sam Walton ve haleflerinin bu “ilkeleri”ne şirketin internet sitesinde ulaşmak da mümkün, bu “ilkelerin” kime yaradığını görmek de.

Bütün Fırsatlar Wal-Mart’ta

“Dünya çapında 2.3 milyon çalışanı olan Wal-Mart hem kişiler hem de tedarikçiler için sonsuz fırsatlar sunmaktadır… Kadınların ekonomik bağımsızlığı… Küçük işletmelerin büyümesi gibi programları desteklemektedir.” *

Wal-Mart’ın kuruluşundan itibaren kullandığı “Her Zaman Düşük Fiyat” sloganını, 2017 yılında “Tasarruf Et, Daha İyi Yaşa” sloganıyla değiştirmişti. Slogan değişti, çağa ayak uydurarak “yaşadığımız hayatların aslında yeterince iyi olmadığını” bize hatırlattı ama aslında kuruluş ilkesini terk etmedi. Bünyesinde barındırdığı yaklaşık 1.4 milyon çeşit ürünü, piyasa fiyatının ortalama %15 daha altında satmaya devam etti. Böylece Amerika’da 1962’de Wal-Mart’ın açılmasından 2002’ye kadar, zincir market olmayan küçük işletmelerin sayısı %55 azaldı.

Kurucu Sam Walton bir keresinde şöyle demişti; “Düşük ücretler veriyorum, başarılı olacağız. Ne var ki bu işçi maliyetini düşürerek, düşük ücret modeli temeline dayanıyor.” Wal-Mart, Amerika’nın en düşük saat başı ücretine sahip; ama çalışanlarına %10 indirimle satış yapıyor, böylece onlara koklatarak verdiği parayı geri almayı da garantiliyor! Wal-Mart’ın bir tam zamanlı çalışanı, haftada 34 saat çalışıyor (yöneticiler tarafından keyfi olarak uzatılan ve kayıt dışı bırakılan saatler hariç) ve buna rağmen devlet destekli programlardan faydalanmak zorunda kalıyor. Böylece Wal-Mart işçilere vermediği parayı devlete ödetiyor.

Bu arada, Wal-Mart’ta işe girenlerin %70’i, ilk yılını doldurmadan ayrılıyor. ABD’de yaşayan her iki kişiden biri, hayatının bir döneminde Wal-Mart’ta çalışmış. Wal-Mart aynı zamanda kaçak göçmenler ve çalışma izni olmayanlara da kapısını açıyor, fakat sonra üzerlerine kilitliyor. Şirketin bu uygulamaları gündeme geldiğinde ise bazen ceza alıyor, bazen almıyor.

Wal-Mart ABD dışında Çin, Bangladeş ve Meksika’da da tedarikçiler aracılığıyla birçok iş olanağı sunuyor. Saati 1 dolar, günde 14 -15 saat! Elbette tüm bunlar Wal-Mart gibi işçiyi bedavaya getirmeye çalışan bir şirket için kaçırılmaz fırsatlar.

Her zaman düşük fiyatla, tasarruf etmeye çağıran Wal-Mart’ın bu ucuzluğunun nasıl mümkün olduğunu anlamak da zor olmasa gerek. Kurulduğu günden bu yana, bünyesinde sendikal faaliyetlere izin vermeyen şirket ABD yasalarına göre defalarca cezalandırılmış olsa da, hem verilen cezaların ailenin serveti karşısında mikroskobik olması hem de dava süreçlerinin yıllarca sürmesi Wal-Mart’a kazandırıyor.

Tüm bunların yanında Wal-Mart, işçilere “ancak hayatta kalmaları için yetecek para”yı verdiğini düşünerek; işçilerin faydalanabileceği bir kriz fonu oluşturmuş, böylece işçiler maaşlarının bir kısmını bu fona bağışlayarak herhangi bir işçi arkadaşının başına gelen bir kaza/felakette onunla dayanışma gösterebiliyor. 2004 yılında bu fonda işçilerin bağışlarıyla 5 milyon dolar toplanmış, Walton ailesi ile 6000 dolarlık bonkör bir bağış yapmış!

Sürdürülebilir Tüketim, Sürdürülebilir Sömürü

“Yaklaşımımız sıfır atık üretimi, %100 yenilenebilir enerji, kaynakları ve doğayı koruyan ürünler satmak…”*

-1999: Pensilvanya eyaletindeki Wal-Mart inşaatı, doğa tahribatı nedeniyle tamamen durduruldu.

-2001: EPA (Doğayı Koruma Derneği) Wal-Mart’ı Texas, Oklahoma ve Masachusetts’te Temiz Su Yasası’nın ihlalinden dolayı 1 milyon dolar para cezasına mahkum etti.

-2004: yine 9 eyalette Temiz Su yasasını ihlal etmekten 3.1 milyon dolar cezaya mahkum edildi.

-2005: Conneticut’ta EPA, 22 mağazadaki ihlallerden dolayı 1.15 milyon dolar cezaya çarptırıldı.

Bu cezaların yanı sıra farklı zamanlarda, Wal-Mart’ta satılan bazı aksesuar ve oyuncaklar içerisinde toksik maddeler olduğu açığa çıkmış, bu ürünler toplatılmıştı.

Küçük Kararlar – Büyük Zararlar

Amerikalı ekonomist Alfred Kahn 1966’da yayınladığı “Küçük Kararların Tiranlığı” kitabında; bireysel olarak, küçük ölçekli, kısa vadeli kazanç sağlama amacıyla alınan kararların toplamda -kümülatif olarak- ne ölçüde büyük ve topluluğun tamamını etkileyecek ölçekte zararlar yaratabileceğini örnekliyordu.

Kahn’ın iddiasının bir başka örneği gibi Wal-Mart’ta piyasaya girdiği her yerelde türlü türlü direnişlerle karşılaşıyor, fakat eylemlere, eleştirilere rağmen büyümeye devam ediyor.

Ürünlerin çok ucuza satılması, uzun saatler (bazı yerlerde 24 saat) açık olması, ürün çeşitliliği gibi avantajlarla rakiplerini fersah fersah geride bırakan Wal-Mart, kişilerin küçük çıkarları doğrultusunda aldığı, zararsız gibi görünen, küçük kararlarla varlığını sürdürüyor.

Wal-Mart’ın 1962’de perakendecilikte yeni entegre bir model kurması olağanüstü bir pazar başarısı olarak görülmüştü. Oysa bugün “Ucuz Fiyatın Yüksek Bedeli”, “Wal-Mart Çağı” gibi belgeseller, rüşvet skandalları, doğa katliamı cezaları, ırkçı ve ayrımcı uygulamalarıyla ipliği pazara çıkan bu şirketin “ilkeleri”nin geçmişi ve bugünü de sorgulanıyor.

Peki şimdi bu zincire her gün yeni bir halka eklenirken tüketen toplum, küçük kararlarıyla bu tiranlığı yeniden üretmeye ve büyütmeye devam mı edecek, yoksa aynaya bakıp bu devi ayakta tutanın kendisi olduğunu görerek bu devin çöküşünü mü izleyecek?

*Wal-Mart resmi internet sitesinden alınmıştır.

 

Özlem Arkun

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 42. sayısında yayınlanmıştır.