Kaslarımız Yırtılana Dek… – Gizem Şahin

Vücudumuzda 530’un üzerinde farklı kas bulunur. Bu kaslardan bir tanesi bile yırtıldığında bütün vücudumuzu etkileyecek bir süreç başlar. Kas liflerinin aşırı zorlanmasıyla ve gerilmesiyle sakatlıklar yaşanır, bazı durumlarda damarlar kopar ve bu durum kasların kanamasına neden olur. Kaslarımız sağlıklı olduğunda ise mükemmel bir uyum içerisinde çalışarak büyük bir yetenek sağlar bize; hareket ve direnç. Bu kasların adları, dokuları, sayıları, işlevleri ise tıp alanında yapılan çalışmalarla, araştırmalarla belirlenmiştir.

Bilim “erkeklerin bilimi” olduğundan beri kadınlar denek haline getirilmiştir. Ataerkil kültürün baskısıyla yüzlerce yıldır yok sayılan ve görünmez kılınan, yaşamın her alanından yalıtılan ve yalıtılmak istenen kadının bedeni de, bu yüzyıllar boyunca erkeğin hedefinde olmuştur.

“İncelenmeye değer” görülen kadın bedenini, köle kadınlara yaptığı türlü işkencelerle araştıran doktorlar Skene ve Bartholin; kendi adlarını kadınların idrar çıkış deliğinin yanlarında yer alan bezlere vermişti. Skene ve Bartholin’in sözde bilim uğruna yaptığı işkenceler her coğrafyada kendini başka türlü göstermeye, kadın düşmanlığı başka şekillerde saldırmaya devam etti.

Tekrarlayacak olursak, vücudumuz 530’un üzerinde kasa sahiptir. 530’un üzerinde kastan biri olan grasilis kasının tam adı “musculus grasilis”tir. Latince olan musculus kas, grasilis ise ince, narin anlamına gelir. Gerçekten de bu kas, sahip olduğumuz en ince kaslardan biridir.

Musculus grasilis kasının “tıpta kullanılan” adı ise oldukça şaşırtıcıdır; tecavüz kası ya da şehvet kası olarak anılır. Aslında grasilis kası önce kasık kemiğimize, sonra oradan iç uyluk boyunca aşağı inerek dizin altına tutunur. Bu tutunma sayesinde iki eklemi de kıvırmaya yardım ederek kalça ve dize hareket imkanı verir. Basitçe söylemek gerekirse, “bacaklarımızı kapamamızı sağlar”.

Tecavüze uğrayan kadının, saldırı anında karşı karşıya kaldığı şeylerden biri, erkeğin bacaklarını açmaya zorlamasıdır. Bu durumda kadın, bacaklarını açmamak için büyük bir direnç gösterir. Musculus grasilis kası, bu direnç esnasında bazen yırtılır, bazense parçalanabilir.

Bu kasa “şehvet kası” denmesindeki neden ise “ideal vücut ölçüleri”ne sahip olan kadınlarda, bu kasın güzel ve seyretmeye değer olduğunun düşünülmesidir. Çok fazla sinir hücresi bulundurduğu için cinsel birlikteliklerde de uyarıcı bir rolü olduğu söylenir.

Musculus grasilis kasına verilen isimlere bakıldığında, sadece kadınlarda olduğunu düşünebiliriz ancak erkeklerin vücudunda da bulunur. Tecavüz kası isimlendirmesi ise -kadın düşmanı jinekologların yaptığı gibi- bu coğrafyadaki ataerkinin jargonundan çıkmış başka bir saldırıdır. Tecavüze direnen kadınları muayene ederken fark ettikleri, bu kadınların bacaklarında oluşan kas yırtılmasından yola çıkarak bu ismi vermişlerdir.

Tecavüzü meşrulaştıran ataerkil kültürün, kadın düşmanı doktorlarının bilmesi gereken bir şey var. Kadınların vücudundaki kaslar, erkeklere göre daha uzundur. Bu daha esnek olmayı ve bazı durumlarda daha güçlü durabilmeyi sağlar. Yani kadınlar, tecavüz kası ya da şehvet kası denilerek meşrulaştırılan kadın düşmanlığına, bütün kasları yırtılana kadar direnebilecek güce sahiptir.

Gizem Şahin

[email protected]

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 45. sayısında yayınlanmıştır.