ANTi iNSAN – Mercan Doğan

Her zamanki köşenizde

Her zamanki barınızın

Önünüzde viski ve havuç

Ve bir eliniz çenenizde

Kaşınız hafifçe yukarıda

Bakışlarınız ne kadar bilgiç

Hiçbir şey üretemeden

Sadece eleştirirsiniz

Yarım Porsiyon Aydınlık / Cem Karaca

Yunanca’dan Türkçe’ye geçen anti sözcüğünün anlamı “karşıt, zıt, ters” olduğu için “anti insan”dan “insana karşı olan” gibi bir anlam çıkarılmasın. Kastedilen mizantropist insan gibi insanlardan nefret eden insan değil; kendisini anti olmaktan yani birilerinin ya da bir şeylerin karşısında olmaktan var eden insandır, her şeyin karşısında olan insandır.

Gündelik işleyişten en basit örnek; “Bu bardağın yeri burası değil!” insanıdır. Bardağın neden orada olduğunu sormaz. Bardağı kimin ne zaman oraya koyduğunu sormaz. Bardağın nerede olması gerektiğini söylemez. Bardağı alıp asıl yerine koymak mı? Hele bunu asla yapmaz.

Her Şeyi Eleştirmenin Dayanılmaz Hafifliği

Konu ne olursa olsun fark etmez, yaklaşımı sadece bahse konu olan şeyi eleştirmek olan insanlar… Hepimizin çevresinde vardır o anti insanlardan. Hiç kimseyi anlamaya ya da hiçbir şeyi tanımaya çalışmadan her şeyi ve herkesi sınıflandırırlar. Her şey eksik ya da yanlıştır onlar için, beğenmezler. Eksiklik ya da yanlışlık da en büyük kabahatlerdir; bu kabahatler eleştirilmelidir. Öyle bir eleştiri ki sadece eleştirmiş olmak için yapılmıştır. En ufak bir kabahatinizi yüzünüze vurmak için pusuda beklerler. Ve çoğu zaman, bahsi geçen şeyin nasıl yapılması ya da nasıl olması gerektiğini bilmezler ama kendileri yapsalardı sonucun mükemmel olacağını iddia ederler.

Düzeltmek gibi bir kaygısı yoktur eleştirilerinin, sadece karşısındakinin ne kadar yanlış olduğunu gösterir. Karşı olduğu şeyi değiştirmek gibi bir derdi olmadığı için yaptığı şey çoğu zaman vicdanını rahatlatmaktır. Vicdanı rahat olduğu sürece her şeyi eleştirebilir.

Bir şeylerin karşısında olmak, başka bir şeylerin yanında olmaya denk düşer aslında, yani eleştiri yapabilmek için bireyin bir dayanağının olması gerekir. Dayanak noktası da yanında olunan şeydir. Yanlışı ayyuka çıkaran bireyin bir doğrusu, sahteyi ifşa edenin bir gerçeği vardır; eleştirinin temellendirildiği bir referans noktası…

Hiçbir Şey Yanlısı Olmamanın Rahatlığı

Anti insanın eleştirilerini dayandırdığı bir referans noktası yoktur. Sorun olan da zaten bir şeylere karşı olmak değil, karşı olarak eleştirmek ancak bu eleştirileri hiçbir referans noktasına dayandırmamaktır; yani sadece karşı olmaktır. Çözüm bulmaktan, alternatif yaratmaktan olabildiğine kaçınmaktır. Anti insan bundan kaçınır, aksi takdirde sorumluluk alması gerekecektir.

Hiçbir şey yanlısı olmadan bir şeylerin karşıtı olmanın rahatlığı dururken neden omzuna yük alacaktır ki? Yük taşımaya üşendiği ya da taşıyamamaktan korktuğu için bulaşmaz bu işlere, koymaz elini taşın altına. Sadece eleştirir. Ayrıca konu asla kendi eksikliklerinden açılsın istemez, es kaza açılırsa kesinlikle özeleştiriyi reddeder. Haksız olamaz, her şeyin doğrusunu o bilir.

Ben Ben Ben

Hiç kimsenin neyin iyi ya da kötü, neyin sahte neyin sahici, neyin illüzyon neyin gerçeklik olduğuna dair fikri önemli değildir anti insan için. Geçerli olan tek şey, gerçekliğin ben merkezci üretimidir.

Anti insan kendi ürettiği gerçeklik içerisinde yaşasa da toplumun dışında kalmak istemez. Bağlı olmak istemez ama bağlantıyı koparmak da istemez. Sorumluluk istemeyen bu bağlantıyı koparmaktan kaçınmasının temel nedeni, eleştirisini dinleyen olmazsa kendisinin de var olamayacağı gerçekliğidir. Bir başka nedeni de, eleştirdiği gidişattan faydalanmak istemesidir. Bir yandan eleştiri üzerinden kendini var edebileceği bir zemin ister, bir yandan da eleştiri yönelttiği gerçeklikten faydalanmayı sürdürmek…

Anti-İnsan Olmak Bir Seçim midir?

Bu sorunun tek bir cevabı yok. Anti insan, sadece eleştiri yapan insandır. Eleştirdiğinin yerine yaratımdan korkar. Bunun toplumsal nedenleri olmadığını söylemek zordur. Pasifize edilmiştir, eleştirdiğini değiştirmekten korkar. Mevcut gidişatı beğenmese de, kendi pozisyonunu muhafaza etmeye çalışır. Eylemenin sorumluluğunu almak istemez, çünkü muhafaza etmeye çalıştığı alanı yitirmeyi istemez. Anti insan, hem huzursuz olup hem de katlanmaktır.

Onu anti kılan da işte bu huzursuzluktur. Bir şeylerin olumsuzluğunun farkında olmak, bu durumda bir şeyler yapmayı göze alamamak, göze alamadığından dolayı gerçekliği dönüştürmeye yönelik her eylemi lanetlemek.

Kimdir bu anti insan? Sadece çevrene baksan bile bulursun hemen. Seninle aynı safta yer alan ama söylemeyen ve eylemeyen var ya hani, senin de her söylemine ve eylemine karşı olan var ya; işte o!

Mercan Doğan

[email protected]

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 47. sayısında yayınlanmıştır.