Koronavirüs ile Beraber Kaygıvirüs de Yayılıyor – İrem Gülser

Yeni Coronavirus ilk defa 29 Aralık 2019’da, Çin’in Wuhan şehrindeki deniz ürünleri ve canlı hayvan satan bir markette çalışan 4 kişide ve aynı günlerde bu marketi ziyaret eden çok sayıda kişide akciğer enfeksiyonu (pnömoni) bulgularının tespit edildiğinin açıklanmasıyla gündeme geldi.

Hastalardan alınan örneklerin incelenmesi sonucunda 7 Ocak’ta, hastalığa neden olan virüsün SARS (2002) ve MERS (2012) gibi Coronavirus ailesinden olduğu anlaşıldı ve virüse Yeni Coronavirus 2019 (2019-nCoV) adı verildi.

Aniden nükseden yüksek ateş ile başlayan hastalık, öksürük ve nefes darlığı ile devam ediyor. Damlacık yoluyla saçılan virüs, öksürme, hapşırma, gülme ve konuşma ile 1 metrelik bir alanda yakın temas kuran insanlar arasında bulaşıyor. Virüsün bulaşcılığının ne ölçüde olduğu halen bilinemese de önlem almanın gerekli olduğu aşikar.


Yeni tip Coronavirüs, çoğunlukla Çin’den bu ülkelere giden kişiler yoluyla Filipinler, Hindistan, Finlandiya, Fransa, Kanada, ABD, Avustralya, BAE, Almanya ve son olarak İtalya’ya sıçradı. Şu zamana kadar Çin’de 213 kişi bu hastalıktan yaşamını yitirdi.

Dünya Sağlık Örgütü virüs ile ilgili “Uluslararası Acil Durum’’ ilan etti. Komitenin tavsiyelerinde ‘’limanlardan ve havalimanlarından çıkış yapan yolcular sağlık taramasından geçirilmeli, ülke genelindeki sağlık taramalarını yaygınlaştırmalı, sağlık sistemi ve sağlık çalışanlarının güvenliği sağlanmalı‘’ ifadeleri yer alıyor. Daha önce domuz gribi, çocuk felci, ebola gibi hastalıklarda beş kez acil durum ilan eden DSÖ, salgının hayvansal kökenli olduğunu vurguladı.

Salgının hangi sebeple ortaya çıkıp yayıldığının da ötesinde, Çin kaynaklı olmasının yaşadığımız coğrafyada ve başka başka coğrafyalarda Çinlilere yönelik düşmanca tutumlara yol açmaya başlaması önemli başka bir konu. Ayrıca Çin’den ithal malların devletlere sokulup sokulmayacağı tartışmaların yanı sıra, ABD tarafından bu salgının büyütülüp abartılacağı ve ticaret savaşında bir koz olarak kullanılacağı da ortaya çıkan komplo teorilerinden bir tanesi.

Ciddi bir salgın olduğuna yönelik haberlerin yoğunlaşmasıyla ilgili olarak kişisel önlemlerin alınmaya başlanması kaygı ikliminin ve yaygın dezenformasyon riskinin yükseldiğine dair emareler oluyor. Salgın hakkındaki iddiaların, salgının kendisinden daha hızlı yayılıyor olması günümüz dünyasında küresel çapta etkili olabilecek bir olayın küresel ekonomik ve siyasi aktörlerle ilişkiye girebiliyor olmasından kaynaklı.

Her ne kadar biyolojik, tıbbi bir konudan bahsediyor olsak da küresel çapta, milyonlar hatta milyarlarca insanı etkileyebilecek olması bağlamında bu virüs; karaborsaya düşen koruyucu maskeler ve ilaçlar, Çinlilere ya da Uzakdoğu Asyalılara yönelik ırkçılık ve Çin’e amborga ihtimalleri göz önünde tutulursa -komplo senaryolarıyla ilgili olarak- gündem olmaya ve konuşulmaya devam edecek gibi görünüyor. İktidarlar, bireysel veya toplumsal kaygılar üzerinden kontrol sağlamayı sevdiği için Coronavirüs’ü olmasa bile kaygı virüsünü yaymayı başladı bile.