20 Yıl Önce Bugün: 19 Aralık Katliamı

“Hayata Dönüş Operasyonu” adı altında gerçekleştirilen hapishane katliamının üzerinden 20 yıl geçti. Ama bıraktığı izler, yarattığı tahribatlar hala dün yaşanmış gibi duruyor.

2000 yılı sonbaharında hapishanelerde koğuş sisteminin yerine getirilmek istenen F tipi hapishane uygulamasına karşı çıkan tutsaklar, 19 talep öne sürerek süresiz açlık eylemine başladılar. 20 Ekim’de başlayan açlık eylemi, 45. günde ölüm orucuna dönüştürüldü. Devlet bunun üzerine 19 Aralık 2000’de 20 hapishanede aynı anda “Hayata Dönüş Operasyonu” adı altında, 3 gün süren bir katliama başladı. Devletin, hapishanelerdeki siyasi tutsakların iradesini kırmaya yönelik gerçekleştirdiği katliamda 30 tutsak yaşamını yitirmiş, yüzlerce tutsak yaralanmış, fiziki ve psikolojik tahribatlar yaşanmıştı.

Katliamın ardından “Hayata döndürdük”, “Devletin şefkatli elleri”, “Sahte oruç kanlı iftar” dendi. “Devlet teröristle pazarlık etmez” dendi. “Kendilerini yaktılar” dendi… “Az kaldı, kökünü kazır bitiririz elbet” dendi. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in, “Zayiat beklediğimizden az oldu” dediği katliamın parçası olanlar terfi ettirildi, dönemin Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’a “Devlet üstün hizmet madalyası” verildi. Katliam, “Hapishanelere girilemediği, içeriden ateş açıldığı” gibi iddialarla gerekçelendirilerek meşrulaştırılmaya çalışıldı, tüm deliller karartıldı. Aradan 20 yıl geçmesine rağmen hala yaşamını yitiren tutsaklara ait eşyaların ve kamera kayıtları kayıp; kadın tutsakların yanarak kömürleşmelerine, sağ kalanların vücutlarının erimesine neden olan kimyasalların niteliği konusunda da bir inceleme yapılmadı.

“19 Aralık nedir?

19 Aralık bir gündür; 18 Aralık’tan sonra gelir, 20’dense önce… Bir yıldönümü… Takvimde bir yaprak… Muktedirlerin kan bayramı…

19 Aralık bir başlangıçtır, belki de bir son… Acıyı çağrıştıran bir kelime oyunu ya da öfkeyi. Hepsi ya da hiçbiri…

19 Aralık 2000 tarihinden bu güne F tiplerine karşı sürdürülen direnişte hayatını kaybeden 122 direnişçi, 600 sakat, intiharlar, ağır fiziki ve ruhsal tahribatlar da aynı sorunun cevabı olabilir. 19 Aralık, sistem içi hayatlarımıza dönmemiz ve cellâdımızı hayranlıkla takip etmemiz için sallanan sopadır.

Yirmi zindana yirmi bin asker, yirmi bin gaz bombası, yirmi bin dipçik, binlerce mermi çekirdeği, kırk bin postal, onlarca iş makinesi ve otuz iki ceset torbasıyla girişilen bir seferdir 19 Aralık. “Sahte Oruç Kanlı İftar” manşetiyle şakşaklanan bir dezenformasyon kampanyasıdır.

Bütün güler yüzlü ve şuh bakışlı liberal maskelerin çıkarılıp keskin dişlerin gösterildiği bir tören alayıdır. “Hayata Dönüş” yaftasıyla piyasaya sürülen bir gözdağıdır. 19 Aralık devlettir. 19 Aralık katliamdır.”

(www.anarsistfaaliyet.org)