ATİk – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Fri, 05 Jun 2015 10:41:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 “Rosatom, Mitsubishi, Areva Nükleerci Şirketler Yanıbaşımızda! ” – Özgür Erdoğan https://meydan1.org/2015/06/05/rosatom-mitsubishi-areva-nukleerci-sirketler-yanibasimizda-ozgur-erdogan/ https://meydan1.org/2015/06/05/rosatom-mitsubishi-areva-nukleerci-sirketler-yanibasimizda-ozgur-erdogan/#respond Fri, 05 Jun 2015 10:41:45 +0000 https://test.meydan.org/2015/06/05/rosatom-mitsubishi-areva-nukleerci-sirketler-yanibasimizda-ozgur-erdogan/ 1987 ile 2013 yılları arasında İNES verilerine göre dünyada 611 nükleer “kaza” yaşanmıştır. Bu vakalar kaşla göz arasında örtbas edilirken, bunlardan sorumlu olan şirketler ve devletler her seferinde bir şekilde aklanmıştır. Rosatom, Areva ve Mitsubishi gibi şirketler ve Türkiye, Rusya, Fransa ve Japonya gibi devletler de yaşadığımız topraklar üzerinde Mersin ve Sinop’ta benzeri çalışmalar içerisinde. […]

The post “Rosatom, Mitsubishi, Areva Nükleerci Şirketler Yanıbaşımızda! ” – Özgür Erdoğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Meydan Gazetesi- Nükleer

1987 ile 2013 yılları arasında İNES verilerine göre dünyada 611 nükleer “kaza” yaşanmıştır. Bu vakalar kaşla göz arasında örtbas edilirken, bunlardan sorumlu olan şirketler ve devletler her seferinde bir şekilde aklanmıştır. Rosatom, Areva ve Mitsubishi gibi şirketler ve Türkiye, Rusya, Fransa ve Japonya gibi devletler de yaşadığımız topraklar üzerinde Mersin ve Sinop’ta benzeri çalışmalar içerisinde. Adı geçen şirketlerin ve devletlerin tarihlerindeki katliam ve yolsuzluklara bakmanın, kimlerle karşı karşıya kaldığımızı görmek ve nasıl mücadele etmemiz gerektiği konusunda yol gösterici olacağını düşünerek hazırladığımız araştırmayı sizlerle paylaşıyoruz

Rosatom’a Güvenmek

19 Mart 2015 günü, Akkuyu’da nükleer santrali yapacak olan Rus devlet şirketi Rosatom’un başkan yardımcısı Milko Kovachev, “Rus tasarımı nükleer santrallerin depremlerde yıkılmayacağını ve hatta 400 tonluk bir uçak çarpmasına karşı dayanıklı” olduğunu söyledi. Fakat söylemediği bir şey vardı! Bundan yıllar önce Sovyetler Birliği yetkilileri Çernobil’de kurulacak olan nükleer santral hakkında gazetelere şöyle demeçler veriyorlardı: ”Nükleer santrallerimiz çok güvenli, öyle ki Kızıl Meydan’a bile bir tane yapılabilir, bir semaverden daha zararsızlar. Yıldızlar gibiler, onlarla bütün dünyayı aydınlatacağız” Hikayenin sonrasını hepimiz biliyoruz. Ve ne büyük bir tesadüftür ki, Çernobil’i inşa eden ve işleten şirket, bugün Akkuyu’da nükleer ihalesini alan Rus devlet şirketi Rosatom’dur!

Çelyabinsk Katliamı

1957 yılında, yine Rusya’nın Çelyabinsk kentinde “zenginleştirme” esnasında oluşan radyasyonlu atıklar, çevredeki nehirlere boşaltılır. Bununla beraber, bu sızıntı yıllarca devam eder. Çevre köylerden kimileri boşaltılır. Birçok insan kanser olur ya da bu sızıntıya bağlı bir şekilde yaşamını yitirir. Bu durum, ancak 90’lı yıllara geldiğinde aydınlığa kavuşturulur. Çelyabinsk’te nükleer aktiviteler halen devam etmektedir. İşin ilginç yanı tesadüfler devam etmektedir bu işin arkasında da Rosatom vardır. Ayrıca Leningrad Nükleer Santrali’nde 1975, 1992, 2005 ve 2009 yıllarında irili ufaklı birçok “kaza” yaşanmıştır. Şirketin söz konusu santralle doğrudan ve dolaylı ve olarak birçok bağlantısı vardır.

Yolsuzluklar, Rüşvetler, Uluslararası İlişkiler

Rosatom, Rusya’da ve iş yürüttüğü her yerde, adı rüşvet ve yolsuzluklarla anılan bir şirket. İddiaların gelip dayandığı son nokta ise “santral yapımında kullanılan malzemelerin kalitesiz olması” ve “ santrallerde kullanılan atıkların akıbeti”. Çünkü şirket, stratejisi gereği işi ucuza kapatmak için “malzemeden” çalıyor ve tüm nükleercilerin ortak sorunu olan “atık” meselesini de rüşvet ve dalavere ile çözmeye çalışıyor.

Halihazırda, en güvenlisi bile potansiyel bir ölüm makinesi olan nükleer santrallerin, ROSATOM gibi şirketlerin elinde bir derece daha tehlikeli olduğu aşikar. Diğer yandan santral işlerinin bir kısmını alan Cengiz İnşaat’ın, başta 1 milyar 50 milyon dolar olarak verdiği teklifi, işi kapmak için 394 milyon dolara indirerek alması ise hem Rosatom’un hem de taşeronları olan şirketlerin güvenilirliği konusunda adeta “yüreğimize su serpiyor!”

Bir diğer nükleer projesi ise Sinop’ta. Buradaki santrali ise, Japon Mitsubishi Heavy Industries ve Fransız Areva şirketlerinin oluşturduğu konsorsiyum yapıyor. Söz konusu şirketler farklı alanlarda faaliyet yürüten oldukça büyük güçler olduğu için, kötü kokuları da aynı ölçüde burnumuzu sızlatıyorlar!

Areva: Nükleerin ABC’sini Yazan Şirket

Areva, 2001 yılında kurulmuş çok büyük bir nükleer şirketi, şirketin hisselerin tamamına yakını Fransa devletine ait. Şirket nükleer adına ne varsa, o alanda faaliyet yürütüyor. Aynı zamanda dünyanın en büyük ikinci uranyum madeni üreticisi durumunda. Özellikle dünyanın fakir bölgelerinden biri olarak geçen Nijer’de maden faaliyetlerini sürdüren şirket, burada da adeta “yaşam düşmanı” olarak karşımıza çıkıyor.

Areva- Verladung Gondeln, Global Tech I- BLG- Hochtief 15.8.13 Areva- Verladung Gondeln, Global Tech I- BLG- Hochtief 15.8.13

Hem Nükleerci Hem Rüzgarcı

Yazıda bahsi geçen şirketlerin, nükleer işi ile beraber rüzgar ve güneş enerji santralleri yapyor olması ise oldukça ilginç. Özellikle Areva ve Mitsubishi’nin bu alanda önemli çalışmaları bulunuyor. Ölüm olarak anılan “nükleer” ile yaşam olarak anılan rüzgar ve güneş enerjilerinin aynı el tarafından yapılıyor olması, bu sürdürülebilir enerjiyi pazarlamaya çalışanların yaşamı ne kadar düşündüğünü açıkca gösteriyor.

 

Şirket nükleer silahların yapımında kullanılan plütonyum’un (MoX) en büyük üreticilerinden biri. Her ne kadar bu maddenin nükleer silah yapımı için kullanılmadığı söylense de kimse bunun garantisini veremiyor. Dünyanın birçok yerinde faaliyet yürüten şirketin, sadece ABD’de, 2005 yılında yürüttüğü lobicilik faaliyetlerine 1 milyon dolar, 1998-2005 yılları arasında da toplam 4.5 milyon dolar harcadığı biliniyor. Nükleer çalışmalarına “ikna etme” ihtiyacı hissettiği için lobicilik yapan şirket aynı zamanda, tesislerinde yaşanan irili ufaklı birçok “kaza” için de, “saklama” ihtiyacı hissediyor. 12 Eylül 2011 tarihinde Marcoule Nükleer tesisinde bir patlama meydana gelmiş, 1 kişi yaşamını yitirirken 4 kişi de yaralanmıştı. Şirket yaşanan bu durumun “nükleer değil endüstriyel bir kaza” olduğunu söylese de, tesiste neler yaşandığı hala gizemini koruyor.

Bütün bunlarla beraber, geçen günlerde şirketin Normandiya Flamanville’deki EPR tipi reaktörünün kusurlu olduğu ortaya çıktı. Benzer bir şey Finlandiya’da aynı tip reaktörün “kaynak kalitesi” açısından uygunsuz olması nedeniyle eleştirilmişti. Areva’nın Mitsubishi ile ortak üreteceği reaktör tipi ise diğerinden farklı. İlk olarak Fransa’da işlemesi planlanan reaktör, Fransa’nın projeyi iptal etmesi ile ilk defa yaşadığımız topraklarda denenecek. Bu arada Rosatom’un Akkuyu’da kullanacağı reaktörün de ilk defa burada denenecek olması düşündürücü.

Mitsubishi: Dünyanın En Büyük Silah Üreticilerinden Biri

Fukuşima’da yaşanan nükleer facianın ardından Japonya devleti, ülkedeki nükleer santralleri tartışmaya başladı. Japonya devleti, toplumun tepkilerinden dolayı yüzünü sözüm ona “yenilebilir enerji”lere ve doğalgaza dönerken, elindeki nükleer olanakları ise büyük enerji kartelleriyle beraber başka coğrafyalara ihraç etmeye uğraşıyor. Japonya devleti ile Mitsubishi, Hitachi ve Toshiba gibi devasa şirketlerle beraber dünyanın dört bir yanında nükleer çalışmalarını sürdürüyor.

Dünyanın en büyük 100 silah üreticisi arasında yer alan Mitsubishi, otomotivden gıdaya, bankacılıktan sağlık sektörüne kadar birçok alanda varlık gösteriyor. Bir yandan nükleer reaktör üreten, öte yandan gıda işi yapan bir şirketin güvenilirliği bir yana, işi insan öldürmek için silah üretmek olan bir şirketin nükleer işine girmesi ise oldukça ironik. Anlaşılan Mitsubishi ve diğer silah sanayicileri insanları öldürmek için daha kolay bir yol bulmuşlar: Nükleer santral inşa etmek!

Bugün Sinop’ta Areva ile beraber nükleer santral inşasını yapacak olan Mitsubishi, bu işin ehli olanlardan. Öyle ki, Sinop’ta denenecek olan reaktör, Fukuşima’da patlayan reaktörün daha gelişmiş bir versiyonu. Reaktörün ilk defa Sinop’ta denenecek olduğunu düşünürsek, ne kadar “gelişmiş” olduğunu bu coğrafyanın yakınındaki diğer yerlerin yaşayanları olarak zaman içinde göreceğiz.

Evet, büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Ama karşılaştığımız tehlike yukarıda bahsi geçen “şirketlerin” kötü olması ile alakalı değil; bahsi geçenlerin devlet ve şirket olmaları ile alakalı. Emin olun yukarıdaki isimleri değiştirip yeni bir yazı yazmaya niyetlenseniz belki yerler ve zamanlar değişir, fakat facialar baki kalır.

Özgür Erdoğan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Rosatom, Mitsubishi, Areva Nükleerci Şirketler Yanıbaşımızda! ” – Özgür Erdoğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/06/05/rosatom-mitsubishi-areva-nukleerci-sirketler-yanibasimizda-ozgur-erdogan/feed/ 0
Punto’da Direniş Sürüyor https://meydan1.org/2014/01/08/puntoda-direnis-suruyor/ https://meydan1.org/2014/01/08/puntoda-direnis-suruyor/#respond Wed, 08 Jan 2014 12:12:13 +0000 https://test.meydan.org/2014/01/08/puntoda-direnis-suruyor/ Ağustos ayında 2 işçinin işten çıkarılmasıyla başlayan Punto Deri direnişi, bugün 36 direnişçi ile sürüyor. Beşinci ayını geride bırakan direnişte, Ocak başında sendikalı 63 işçi işten çıkarılacak. Geçtiğimiz ayın başlarında, işe iade davalarının ilk duruşması görülen direnişçi işçiler, Punto Deri patronlarının sendikalı işçilere yönelik tüm saldırılarına, yıldırma politikalarına karşı; direnişi ilk günkü kararlılıklarıyla, kar, soğuk […]

The post Punto’da Direniş Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Ağustos ayında 2 işçinin işten çıkarılmasıyla başlayan Punto Deri direnişi, bugün 36 direnişçi ile sürüyor.

Beşinci ayını geride bırakan direnişte, Ocak başında sendikalı 63 işçi işten çıkarılacak. Geçtiğimiz ayın başlarında, işe iade davalarının ilk duruşması görülen direnişçi işçiler, Punto Deri patronlarının sendikalı işçilere yönelik tüm saldırılarına, yıldırma politikalarına karşı; direnişi ilk günkü kararlılıklarıyla, kar, soğuk demeden büyütüyor.

Patronların Sendikasızlaştırma Çabalarına Karşı Direniş

Zeytinburnu’ndaki fabrikanın, hem ön taraftaki mağazası önünde, hem de işçilerin giriş çıkış yaptığı fabrikanın arka kapısında, sendika önlükleri ve direniş ateşiyle bekleyişlerini sürdüren direnişçi işçilerin her biri, en azı 3 yıl olmak üzere, ortalama 10-15 yıl boyunca Punto Deri’de çalışmış. Punto Deri fabrikasına direnişçileri ziyarete gittiğimizde işçiler, sendikalı olmadan önce patronun kendilerini hiçbir şekilde muhatap almadığını; ancak sendikalı olunca görüşmelerin başladığından bahsettiler. İşçilerden Ramazan Aygün, bu görüşmelerin sonucunda patronun “sendikadan istifa edin, devam edelim” gibi tehditlerine ve sendikasızlaştırma çabalarına direndikleri için işten çıkarıldıklarını belirtti.

Mağaza Önü Eylemleri Sürecek

Lacoste, Hugo Boss, Strenesse, Armani gibi küresel kapitalist markalara üretim yapan Punto Deri’nin Nişantaşı mağazası önünde, daha önce eylem yapan direnişçi işçiler, Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu’nun (ATİK), Avrupa’nın farklı bölgelerinde bu küresel markaların önünde gerçekleştirilen eylemleri ve mağaza önü eylemlerinin ardından, Punto Deri’nin satışında düşüş yaşandığını belirtti. Ancak Punto Deri patronunun, bu düşüşü de kullanarak, yılbaşında resmi olarak iflasını vereceğini belirten işçiler; patronun hamlesine göre, mağaza önü ve fabrika önü eylemlerinin süreceğini vurguladı.

Son Atılmalarla Beraber 100 İşçi Direnecek

Ağustos ayında 2 işçiyle direnişin başladığı Punto Deri’de, şu anda çalışmakta olan Deriteks üyesi tüm işçiler, her an işten atılma tehdidiyle karşı karşıya. Farklı zamanlarda işten çıkarılan 28 işçinin sürdürdüğü direnişin 117. gününde, çay molasında direniş alanına ziyarete gelen işçiler, mola bitiminde içeri alınmadı. Ayakkabılarının ve montlarının dahi verilmediği Erkut Bayhan, Halil Çakır, Gürsel Akbaş, Nuh Berk, İrfan Günhan adlı işçiler de fabrika önü direnişine katılarak, direnişi büyütme kararı aldı. Ayrıca yılbaşında 63 işçinin daha işten atılacağını belirten direnişçiler, Punto Deri direnişinin daha da büyüyeceğini belirtti.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 15. sayısında yayımlanmıştr.

The post Punto’da Direniş Sürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/01/08/puntoda-direnis-suruyor/feed/ 0