Azez – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Sat, 06 Oct 2018 12:26:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Suriye’nin Azez şehrinde Patlama https://meydan1.org/2018/10/06/suriyenin-azez-sehrinde-patlama/ https://meydan1.org/2018/10/06/suriyenin-azez-sehrinde-patlama/#respond Sat, 06 Oct 2018 12:26:45 +0000 https://seninmedyan.org/?p=44082 Suriye’nin kuzeyinde bulunan Azez şehrinde bugün bir patlama gerçekleşti. Bugün saat 13:45 sularında meydana gelen patlama, bomba yüklü bir araçla gerçekleştirildi ve en az 4 kişi yaşamını yitirdi. Patlama sanayi bölgesinde, oto tamirci dükkanlarının çevresinde gerçekleşti. Saldırıda 25 kişi de ağır yaralandı. Suriye’nin Azez şehrinde bir araca döşenmiş patlayıcı infilak etti. İlk belirlemelere göre 4 […]

The post Suriye’nin Azez şehrinde Patlama appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Suriye’nin kuzeyinde bulunan Azez şehrinde bugün bir patlama gerçekleşti.

Bugün saat 13:45 sularında meydana gelen patlama, bomba yüklü bir araçla gerçekleştirildi ve en az 4 kişi yaşamını yitirdi. Patlama sanayi bölgesinde, oto tamirci dükkanlarının çevresinde gerçekleşti. Saldırıda 25 kişi de ağır yaralandı.

 

The post Suriye’nin Azez şehrinde Patlama appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/10/06/suriyenin-azez-sehrinde-patlama/feed/ 0
Halep’in Kuzeyinde Çeteler ile YPG Arasında Çatışma https://meydan1.org/2017/07/17/halepin-kuzeyinde-ceteler-ile-ypg-arasinda-catisma/ https://meydan1.org/2017/07/17/halepin-kuzeyinde-ceteler-ile-ypg-arasinda-catisma/#respond Mon, 17 Jul 2017 13:55:48 +0000 https://seninmedyan.org/?p=11331 Suriye’de Halep’in kuzeyinde, YPG’nin kontrolündeki  Minak Hava Üssü’nün yakınlarındaki Ayn Dakna köyünde ÖSO’ya bağlı cihatçı çeteler ile YPG arasında  çatışma çıktı. Çatışmanın  ÖSO’nun bölgede bulunan YPG  kontrolündeki alanlara ilerleme girişimi nedeniyle çıktığı öğrenildi. ÖSO saldırısı sırasında, çetelere TSK’nin de topçu desteği verdiği alınan bilgiler arasında. Saldırıların, bölgenin kuzeyindeki, Fırat Kalkanı işgal güçlerinin denetimindeki Azez’den yapıldığı, […]

The post Halep’in Kuzeyinde Çeteler ile YPG Arasında Çatışma appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Suriye’de Halep’in kuzeyinde, YPG’nin kontrolündeki  Minak Hava Üssü’nün yakınlarındaki Ayn Dakna köyünde ÖSO’ya bağlı cihatçı çeteler ile YPG arasında  çatışma çıktı. Çatışmanın  ÖSO’nun bölgede bulunan YPG  kontrolündeki alanlara ilerleme girişimi nedeniyle çıktığı öğrenildi. ÖSO saldırısı sırasında, çetelere TSK’nin de topçu desteği verdiği alınan bilgiler arasında. Saldırıların, bölgenin kuzeyindeki, Fırat Kalkanı işgal güçlerinin denetimindeki Azez’den yapıldığı, belirtilirken en az 20 çete üyesinin öldürüldüğü, bazılarının da esir alındığı öğrenildi. Sabah 10:00 sıralarında başlayan saldırıların püskürtüldüğü alınan bilgiler arasında.

The post Halep’in Kuzeyinde Çeteler ile YPG Arasında Çatışma appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/07/17/halepin-kuzeyinde-ceteler-ile-ypg-arasinda-catisma/feed/ 0
TSK’den Suriye Sınırına Zırhlı Araç Sevkıyatı https://meydan1.org/2017/06/21/tskden-suriye-sinirina-zirhli-arac-sevkiyati/ https://meydan1.org/2017/06/21/tskden-suriye-sinirina-zirhli-arac-sevkiyati/#respond Wed, 21 Jun 2017 14:58:13 +0000 https://seninmedyan.org/?p=9812 TSK, Kilis üzerinden Suriye sınırının 20 km iç tarafındaki Azez’e asker ve zırhlı araç sevkıyatına başladı. Sevkıyatın, YPG kontrolündeki Tel Rıfat’ı hedefleyen bir işgal operasyonu nedeniyle yapıldığı öğrenildi. Sputnik’in haberine göre, bayram sonrası yapılması düşünülen operasyonun ÖSO çetesi ile birlikte gerçekleştirileceği belirtiliyor. Dünden bu yana, Tel Rıfat yakınlarındaki, Fırat Kalkanı çetelerinin üslendiği Azez’e yığınak yapıldığı […]

The post TSK’den Suriye Sınırına Zırhlı Araç Sevkıyatı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

TSK, Kilis üzerinden Suriye sınırının 20 km iç tarafındaki Azez’e asker ve zırhlı araç sevkıyatına başladı. Sevkıyatın, YPG kontrolündeki Tel Rıfat’ı hedefleyen bir işgal operasyonu nedeniyle yapıldığı öğrenildi. Sputnik’in haberine göre, bayram sonrası yapılması düşünülen operasyonun ÖSO çetesi ile birlikte gerçekleştirileceği belirtiliyor.

Dünden bu yana, Tel Rıfat yakınlarındaki, Fırat Kalkanı çetelerinin üslendiği Azez’e yığınak yapıldığı öğrenildi. Azez’e obüs topları, tanklar ve zırhlı araçlar sevk edilirken, TSK’ye bağlı komandolar ve Bordo Bereliler de bölgeye gönderildi.

Bayram sonrası TSK’nin hava desteğinde ve özel kuvvetler ile ÖSO-Fırat Kalkanı çetelerinin kara operasyonlarıyla gerçekleştirilmesi düşünülen işgal girişimi, Tel Rıfat yakınlarındaki hava üssü Miniğ’i de hedefliyor. Söz konusu üs ve Tel Rıfat kasabası, TSK’nin öbüs destekli saldırılarına rağmen, YPG tarafından şubat 2016’da ÖSO’dan alınmıştı.

The post TSK’den Suriye Sınırına Zırhlı Araç Sevkıyatı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/06/21/tskden-suriye-sinirina-zirhli-arac-sevkiyati/feed/ 0
SDG Tabqa’da İlerliyor TSK Afrin’i Bombalıyor https://meydan1.org/2017/05/01/sdg-tabqada-ilerliyor-tsk-afrini-bombaliyor/ https://meydan1.org/2017/05/01/sdg-tabqada-ilerliyor-tsk-afrini-bombaliyor/#respond Mon, 01 May 2017 18:47:37 +0000 https://seninmedyan.org/?p=4129 Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Fırat Nehri’nin doğusunda bulunan Tabqa kentinde hakimiyeti %80 oranında sağladı. Suriye’nin en büyük barajlarından biri olan Tabqa Barajı’nın ve hava üssünün bulunduğu bölge 2014 yılı Ağustos ayından bu yana IŞİD kontrolündeydi.Kentin bir diğer stratejik önemi ise halen  “Fırat’ın Gazabı” olarak adlandırılan operasyonla özgürleştirilmeye çalışılan Rakka güzergahı üzerinde bulunması. SDG bugünkü çatışmalarda […]

The post SDG Tabqa’da İlerliyor TSK Afrin’i Bombalıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Fırat Nehri’nin doğusunda bulunan Tabqa kentinde hakimiyeti %80 oranında sağladı. Suriye’nin en büyük barajlarından biri olan Tabqa Barajı’nın ve hava üssünün bulunduğu bölge 2014 yılı Ağustos ayından bu yana IŞİD kontrolündeydi.Kentin bir diğer stratejik önemi ise halen  “Fırat’ın Gazabı” olarak adlandırılan operasyonla özgürleştirilmeye çalışılan Rakka güzergahı üzerinde bulunması.

SDG bugünkü çatışmalarda IŞİD’e ait önemli bir silah deposunu ele geçirdi.Depo, barajın 4 kilometre güneybatısında yer alıyor. IŞİD bu  cephane deposu sayesinde baraj bölgesini kontrol altına almış, buradan SDG mevzilerinin bulunduğu noktalara top atışı gerçekleştiriyordu.Kentten sivillerin tahliyelerinin sağlanması için SDG ile IŞİD arasında müzakereler gerçekleştiği belirtiliyor.

Öte yandan akşam saatlerinde Rojava’nın batı kantonu Afrin’e yönelik TSK  topçularının ÖSO çeteleri desteğinde saldırılarının olduğu öğrenildi. Cihatçı çetelerin TSK’nin Fırat Kalkanı işgal operasyonu ile kontrolü sağladığı,Afrin’in doğusundaki Azez’den,TSK’nin ise sınır hattından saldırı başlattığı gelen bilgiler arasında.

The post SDG Tabqa’da İlerliyor TSK Afrin’i Bombalıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/05/01/sdg-tabqada-ilerliyor-tsk-afrini-bombaliyor/feed/ 0
” Kilis “Düştü Düşecek” ” – Mercan Doğan https://meydan1.org/2016/06/21/kilis-dustu-dusecek-mercan-dogan/ https://meydan1.org/2016/06/21/kilis-dustu-dusecek-mercan-dogan/#respond Tue, 21 Jun 2016 09:21:41 +0000 https://test.meydan.org/2016/06/21/kilis-dustu-dusecek-mercan-dogan/ Savaşın 5. yılını geride bırakan Suriye’nin sınırındaki Kilis, geçtiğimiz aylarda, kente “düşen” roket mermileriyle anıldı. Devlet eksenli medyanın, “atılma” fiilinden ziyade “düşmesiyle” ilgilendiği Katyuşa tipi roketler, 20’yi aşkın insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın, roketleri ateşleyen IŞİD çetesi adına özür diler tarzda “yanlışlıkla atılmış olabilir” sözü ve Kilis valisinin, roketlerin “düşmesini” yer […]

The post ” Kilis “Düştü Düşecek” ” – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Meydan Gazetesi- Kilist DÜştü Düşecek Mercan Doğan

Savaşın 5. yılını geride bırakan Suriye’nin sınırındaki Kilis, geçtiğimiz aylarda, kente “düşen” roket mermileriyle anıldı. Devlet eksenli medyanın, “atılma” fiilinden ziyade “düşmesiyle” ilgilendiği Katyuşa tipi roketler, 20’yi aşkın insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’ın, roketleri ateşleyen IŞİD çetesi adına özür diler tarzda “yanlışlıkla atılmış olabilir” sözü ve Kilis valisinin, roketlerin “düşmesini” yer çekimine bağlayan dahiyane açıklamasının yanı sıra önlem olarak da abdestli dolaşılmasını salık vermesi; devlet cenahının, insanların yaşamına mal olan IŞİD roketlerine dair yaptığı yegane açıklamaydı neredeyse.

Kilis’e Roketleri “Düşüren” Süreç

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz Nisan ayındaki ABD ziyareti, Obama’nın ikili görüşme için kendisine randevu verip vermeyeceğine dair tartışmalara odaklanmıştı. Merak edilen görüşme, Erdoğan’ın Obama’ya “IŞİD ile mücadelede YPG ile işbirliğini bitirin, biz desteklediğimiz güçlerle IŞİD’i bölgeden çıkaralım” önerisiyle gerçekleşebilmişti. Bu görüşme sonrası TC’nin desteklediği irili ufaklı Sultan Murad Tugayları, Feylak eş-Şam, Muhammed Fatih Tugayı gibi grupların yanı sıra, devletlerin son dönemdeki gözde “ılımlı muhalifi” Ahrar-uş Şam gibi örgütler, Kilis’in hemen karşısındaki Ar-Rai kasabasını ele geçirdi. Kasaba, “bölgede bizden habersiz kuş uçmaz” kibrinin sıkıştığı 98 km’lik Azez-Cerablus hattında oluşturulması istenen tampon bölge için de kilit bir nokta idi. Ancak söz konusu bölge, aynı zamanda IŞİD için de dünyaya açılan nefes borusu anlamı taşıyordu. Nitekim TC destekli grupların Ar-Rai zaferi 4 gün sürebildi. IŞİD, gerçekleştirdiği saldırılarla kasabayı geri aldı ve sınırın TC tarafına çekilen gruplara saldırılarını sürdürdü. Dahası, kaybettiği yerleri geri alarak buralardaki TC ve ABD menşeli gelişmiş silahlara el koydu. TC, Suudi Arabistan, Katar, ABD başta olmak üzere, devletlerin bölgeye dair hakimiyet planlarının sonucu olarak, roketleri “ateşleyen” ve “düşüren” süreç gelişmiş oldu.

Ensar Kilis’ten Enkaz Kilis’e

Suriye’deki savaş nedeniyle göçmen hareketinin yoğunlaştığı kentin 140 binlik nüfusunun iki katı göçmen bulunması nedeniyle devlet iktidarına yakın kimselerce, İslami saiklerle muhacir(göçmen)-ensar(yardım eden) ilişkisi kurularak, Kilis’e “ensar kenti” denmesini önerenler, aynı zamanda şehrin bu özelliği ile Nobel’e de aday gösterilmesini istiyorlardı. IŞİD roketlerinin kenti henüz enkaza dönüştürmediği o dönemde Kilis, ilginç ancak “gözden kaçan” bir ekonomik veriye sahipti. İhracat rakamlarının coğrafya genelinde ekside seyrettiği bir süreçte, kentten gelen “ihracat” rakamları artı yöndeydi. TC açısından “yakın bir gelecekte” lehine bitecek Suriye Savaşı’nın en karlısı olunacak bir süreçte, “ihraç edilenin” ne olduğu ve kimlere “ihraç edildiğinin” elbette bir önemi yoktu. Aynı faydacı emellerle, savaşın başından beri uygulanan “göçmenlere açık kapı” uygulaması gibi, bu politikanın da bir getirisi olacaktı. İç politikada yapılan “Büyük Türkiye” hamaseti ve dış politikada AB’ye para karşılığı şantaj kartı olan Suriyeli göçmenler propagandasıyla amaçlanan bu “getiriydi.”

Kilis-Antep için IŞİD Planları

Geçtiğimiz günlerde medyaya düşen bir haberde ise TC’nin tüm bu politikalarının nasıl yerle bir olduğu okunabiliyordu. Yayınlanan istihbarat raporuna göre, IŞİD Kilis’in karşısında kontrolü altındaki bölgeden “sızma” yaparak, sınırın TC tarafında bölgesel emirlikler kurmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz sayımızda “Suriyeleşme-Pakistanlaşma” şeklinde değerlendirdiğimiz konjonktürün pratiklenmesi anlamına gelen bu istihbarat, bölgede oyun kurucu olma emellerinin iflas ettiğinin bizzat devletçe itirafı olarak yorumlanabilir. Benzer bir itiraf da Kilis Valisi’nden geldi. Vali, IŞİD’in roket saldırılarına ilişkin yaptığı açıklamada, kentin roket menzilinden çıktığını belirterek “müjdeli haberi” veriyordu.

Suruç’ta, 10 Ekim’de Ankara’da, Sultanahmet’te ve İstiklal’de… İzlediği politikalarla tüm coğrafyamızı “atış menziline” sokan devlet, içinden geçtiğimiz dönemde de yalanlarla destekli hamaset söylemleriyle iflas etmiş Suriye politikasında belki de son demleri yaşıyor. Bölgesel ve giderek de küresel bir devlet gücü olma heveslisi gözü kara bir kibirden, Azez-Cerablus arasında 98 km’lik ve TOKİ sponsorluğunda bir tampon bölgeyi ilan ettirebilmek için çalınmadık kapı bırakmamaları ve her defasında reddedilmeleri, kaçınılmaz “hazin sonun” işaretlerinden belki de sadece biri.

Mercan Doğan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 34. sayısında yayımlanmıştır.

The post ” Kilis “Düştü Düşecek” ” – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/06/21/kilis-dustu-dusecek-mercan-dogan/feed/ 0
Dördüncü Nesil Savaş: Savaşın Desantralizasyonu – Mercan Doğan https://meydan1.org/2016/02/29/dorduncu-nesil-savas-savasin-desantralizasyonu-mercan-dogan/ https://meydan1.org/2016/02/29/dorduncu-nesil-savas-savasin-desantralizasyonu-mercan-dogan/#respond Mon, 29 Feb 2016 19:07:22 +0000 https://test.meydan.org/2016/02/29/dorduncu-nesil-savas-savasin-desantralizasyonu-mercan-dogan/ 2015 Kasım ayında, İngiltere’de yayınlanan Telegraph gazetesinde “Yarın, nasıl bir 3. Dünya savaşı başlar?” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazı, aynı yılın haziranında uluslararası stratejistler ve aynı zamanda bahsi geçen yazının da yazarları olan P.W Singer ve August Cole’un kaleme aldığı “Ghost Fleet: A Novel of the Next World” adlı kitaba dayanıyor. Çıkabilecek olası bir dünya […]

The post Dördüncü Nesil Savaş: Savaşın Desantralizasyonu – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
4. Nesil SavaS3_fmt

2015 Kasım ayında, İngiltere’de yayınlanan Telegraph gazetesinde “Yarın, nasıl bir 3. Dünya savaşı başlar?” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazı, aynı yılın haziranında uluslararası stratejistler ve aynı zamanda bahsi geçen yazının da yazarları olan P.W Singer ve August Cole’un kaleme aldığı “Ghost Fleet: A Novel of the Next World” adlı kitaba dayanıyor. Çıkabilecek olası bir dünya savaşı üzerine ihtimallerin sıralandığı kitapta dünyayı tekrar düzenlemek isteyen küresel güçlerin birtakım bölgesel gerilimleri tırmandırarak “uygun koşulları” hazırladığından söz ediliyor. ABD, AB, Rusya, Çin gibi daha büyük ölçekli ve etki alanları geniş devletlerin arasında, Soğuk Savaş’ın bitmesiyle sona erdiği düşünülen gerilimlerin, günümüz koşullarında tekrar ortaya çıktığı kitapta dillendiriliyor. Söz konusu kitapta örnek verilen ve giderek bir savaşa evrilen bölgesel gerilimlerin en belirgini, coğrafyamızın hemen yanı başında halen yaşanıyor.Üstelik artık bölgesel olmaktan çıkıp çok daha geniş ve uzak coğrafyaları etkisi altına alarak yayılıyor.

Geçtiğimiz Şubat ayında 5. yılını geride bırakan Suriye savaşı, ilk başladığı dönemden bugüne gelindiğinde bir iç ayaklanma/iç savaş olma özelliğini yitireli çok oldu.TC devleti başta olmak üzere, Suudi Arabistan, Katar, İran gibi bölgesel güçler ve ABD, Rusya, AB hatta Çin’in içinde olduğu diğer küresel güç dengelerinin savaşa dahil olmasıyla Suriye, devletlerin adeta küçük çapta bir dünya savaşı yürüttüğü coğrafyaya dönüştü. 2014 yazında, ABD öncülüğünde 17 devleti kapsayacak şekilde oluşturulan IŞİD karşıtı koalisyon, savaşa küresel devletler bazında yapılan ilk fiili müdahaleydi.

Aslında savaşa dahil olan devletleri ve bu devletlerin birbirleriyle zaman zaman karşı karşıya kaldıkları gerilimleri göz önünde bulundurduğumuzda; Suriye’de süren hegemonya mücadelesinin bir üçüncü dünya savaşı potansiyeli taşıdığından söz edilebilir. Bu gerilimlerin dışında ise söz konusu coğrafyanın Ortadoğu olması ve barındırdığı enerji kaynakları, ticaret rotaları gibi denklemler düşünüldüğünde bu potansiyelin azımsanamayacağını söyleyebiliriz.

Ancak bir taraftan da ABD ve Rusya 27 Şubat’ta uygulamaya geçecek -IŞİD ve An Nusra hariç tutularak- bir ateşkes ilanıyla “itidalli davranmayı” sürdürüyorlar. Savaşın son süreçte Halep’te yoğunlaşması, savaşa dolaylı olarak dahil olan devletlerin, “vekilleri” olan rejim muhalifi örgütlerin söz konusu bölgeye adeta sıkışması nedeniyle, Suriye ve çevresindeki coğrafyaya askeri yığınakları ise arttı. NATO’ya bağlı devletler, ABD başta olmak üzere, İncirlik, Kuveyt ve Basra Körfezi’ndeki hava üslerini takviyelerle güçlendirdi. Geçtiğimiz aylarda “stratejik askeri işbirliği konseyi” ile Sünni ittifakını resmileştiren TC ve Suudi Arabistan da bir dizi adım attı. Suudi Arabistan savaş uçakları Konya’da konuşlandırıldı, operasyonel kara gücü olarak da Kraliyet Özel Kuvvetleri’nden takviye yapılması söz konusu. Bu Suudi Arabistan-TC ittifakına Katar’ı da dahil etmeyi unutmamak önemli. Savaşın diğer safında bulunan Suriye, İran, Lübnan Hizbullahı ve Rusya ittifakında ise 2015 ekiminden bu yana fiilen savaşa dahil olmasıyla, Esad yönetimi ve dolaylı olarak kendi lehine dengeleri değiştirmeye başlayan Rusya’yı öne çıkarmak gerek.

Rusya Faktörü

TC ile yaşanan “uçak krizi” sonrası Rusya tarafından atılan bazı adımlar, P.W Singer ve August Cole’un vurguladığı gibi, daha büyük ölçekte küresel bir savaşa yol açabilecek ve bölgesel gerilimlerin tırmandırılmasına örnek oluşturabilecek nitelikte. TC devletinin sınır komşusu Ermenistan’daki üssüne yapılan askeri yığınağı ve Suriye’de takviye ettiği hava savunma sistemlerini bu örnekler arasında sayabiliriz. Gerilimin muhatabı TC devleti ise yaptığı diplomatik ve askeri hamlelerle tansiyonu yükseltmekte sakınca görmedi. Diplomatik adım anlamında, düşmanın kavgalısıyla arayı hoş tutarak mesaj verme gibi bir amaç taşıyan, Davutoğlu’nun Ukrayna ziyareti, Rus işgaline uğrayan Kırım’a atıfla “toprak bütünlüğü” vurguluydu. Ancak bölgesel gerilimi yükseltme ve bunu ABD’nin de dahil olduğu ölçekte bir krize dönüştüren ise TSK tarafından Rojava’daki Kürt mevzilerine yapılan topçu saldırıları oldu. Bu saldırıların başlamasıyla ABD ile yaşanmaya başlayan PYD/YPG “terör örgütü mü,değil mi?” polemiğinde ise Rusya’dan önemli bir diplomasi hamlesi geldi. Moskova’da açılan siyasi temsilcilikle, Rojava Özerk Yönetimi bir anlamda Rusya tarafından tanınmış oldu. Böylelikle, 7 Haziran seçimleri sonrası “sınırları içindeki” Kürtlere uyguladığı katliamı söz konusu top atışlarıyla “sınırları dışına” taşımak isteyen TC devletine Kürtler üzerinden mesaj da veriliyordu.

Azez Duyarlılığı

Şubat ayının ortalarında, Halep’in kuzeyinde ve IŞİD kontrolünde olan Azez’in Demokratik Suriye Güçleri tarafından özgürleştirilmesi, Suriye’deki savaşın artık küresel bir boyutta devam ediyor olması açısından, sadece bölgesel bir anlam ifade etmiyor. Davutoğlu’nun, bölgede bulunan Menag Havaalanı ve Tel Rifat’ın IŞİD kontrolünden çıkmasından sonraki açıklamaları uluslararası medyada da çok tartışılan konular arasındaydı.

“Azez’in düşmesi”ne izin verilmeyeceğini vurgulayan Davutoğlu, bu söylemiyle sadece IŞİD yanlısı TC politikalarla tutumlu bir tablo çizmiyor, aynı zamanda bir sonraki aşamada Cerablus’un da aynı konuma gelebileceğinin farkındalığıyla telaşlı bir açıklamada bulunuyordu. Azez; Halep’in merkezi ve TC sınırı arasındaki ana koridoru oluşturuyor. Öte yandan, askeri olarak “muhaliflerin” bölgede tutunabilmeleri için stratejik öneme sahip. Bunun anlamı şu; TC’nin askeri ve lojistik destek verdiği rejim karşıtı güçlerin, bu desteği alması zora girmiş oldu. TSK’nın YPG mevzilerine yaptığı Obüs saldırıları, aynı telaşlı politikanın askeri yansımasıydı.

Davutoğlu’nun Azez açıklamalarına yansıyan telaşının bir başka biçimini, geçtiğimiz haftalarda Ankara’da gerçekleşen bombalama sonrasında gördük. Davutoğlu, saldırıdan YPG’yi sorumlu tuttu. Hatta, bombalamanın hemen ardından birkaç saat içinde bombalamanın sorumlusu olarak Salih Necer’in kimliği ve bilgileri açıklandı. Simon Tisdall, geçtiğimiz hafta Guardian’da çıkan yazısında soruyor: “Eğer ortada bombacıya ilişkin bu kadar bilgi varsa ve bu bilgiler olaydan birkaç saat sonra açıklanabiliyorsa, devlet bombalamayı neden durduramıyor?” Tisdall, sorduğu soruya şöyle cevap veriyor: “Ankara’daki Barış Mitingi sonrasında, 100’den fazla insanın ölümüyle sonuçlanan bombalamada da Tayyip Erdoğan, suçu PKK’ye atmaya çalışmış, ancak saldırganın IŞİD’li olduğu anlaşılmıştı. Kürtleri suçlamak, devletin Suriye’deki çıkarlarıyla ilgili.”

Suriye’deki pozisyonunu gittikçe daha zora sokan TC’nin bu telaş politikasının altında ABD’ye mesaj göndermek yatıyor. PYD/YPG’nin “terörist” olduğunu kabul etmeyen ABD’nin fikrini değiştirmek ve Rusya’ya karşı yanına ABD’yi çekmek; Cenevre Toplantıları’nda PYD/YPG’nin katılımını engellemek; TSK’nın sınırötesi hareketliliğini ve muhalifleri desteklemesini meşrulaştırmak TC’nin bölgedeki temel hedefleri. Hedeflerle ulaşılmak istenense, Angela Merkel’le “Göçmen Pazarlığı” üzerinden dillendirilen Suriye’nin kuzeyinde, TC’nin muhaliflerin de desteğini alarak kara harekatıyla oluşturacağı güvenli bölge.

Dördüncü Nesil Savaş

1989 yılında, William S. Lind’in, ABD ordusunda görev yapan birkaç üst düzey komutanla beraber kaleme aldığı “Savaşın Değişen Yüzü: Dördüncü Nesile Doğru” yazısında kullandığı dördüncü nesil savaş kavramı, şimdilerde Suriye benzeri bölgelerde yaşananları anlamak açısından, özellikle küresel güçlerin ordularının sık başvurduğu bir kavram.

Soğuk Savaş dönemi sonrasındaki özellikle bölgesel bazda çıkan ama bir süre sonra etkisi bölgenin ve coğrafyanın sınırlarını aşan savaşları tanımlamada kullanılan kavramla vurgulanan, ulus-devlet dışındaki aktörlerin savaşlarda belirleyici olmaya başlamasıdır. Karmaşık, uzun süreli, sınırları aşan ve yoğunluklu olarak desantralize olmuş, soykırıma varan saldırıların yaşandığı, medya manipülasyonları aracılığıyla yüksek düzeyde psikolojik savaşın verildiği, sadece askeri değil politik, ekonomik ve sosyal baskının yer aldığı bir savaş biçimidir.

ABD ordusunun, Soğuk Savaş döneminde operasyon gerçekleştirdiği coğrafyalardaki deneyimlerden elde edilmiş bir bakış açısı Lind’inki. Ve tabiki bunlara karşı alınması gereken önlemler de sıralanmış küresel güçlerin orduları için…

Desantralize olmuş bir savaş gerçekliğini Suriye’den okumaya kalkmak çok yanlış olmasa gerek. İçinde bulunduğumuz politik, ekonomik ve sosyal ortamı düşündüğümüzde; yaşadığımız coğrafyada, yeni nesil savaşın her düzeyini yaşadığımız bugünlerde, savaşın sınırları aşındırmaya çoktan başlamış olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Savaşlar, iktidarlar için bölgesel ve küresel çapta hegemonyalarını işletebilmek için fırsattır. Desantralize olmuş bir savaş demek, daha da küçük ölçekte de işletilen fırsatlar yani daha fazla katleden savaş demektir. Devletlerin küresel ya da bölgesel boyuttaki savaşlardan beslenen tüm çıkar politikaları sonucunda, en ağır bedeli ödeyenler ezilenlerdir. Sınırları aşan bu savaşlara karşı, sınırları aşındıran bir dayanışmayla karşılık vermek şart. Halkların verdiği özgürlük mücadelesini bir de buradan anlamak gerek. Savaşların sınır tanımadığı bir süreçte, verilen özgürlük mücadelesinin aynı zamanda bizim de özgürlük mücadelemiz olduğunu ancak bu şekilde görebiliriz.

Mercan Doğan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 32. sayısında yayımlanmıştır.

The post Dördüncü Nesil Savaş: Savaşın Desantralizasyonu – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/02/29/dorduncu-nesil-savas-savasin-desantralizasyonu-mercan-dogan/feed/ 0