beyrut – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Wed, 12 Aug 2020 15:15:14 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Enkaz Devletin Yıkık Kenti: Beyrut https://meydan1.org/2020/08/06/enkaz-devletin-yikik-kenti-beyrut/ https://meydan1.org/2020/08/06/enkaz-devletin-yikik-kenti-beyrut/#respond Thu, 06 Aug 2020 17:38:37 +0000 https://meydan.org/?p=62193 Bazılarına göre, ortaya çıkan patlama görüntüleri nedeniyle bugünlerde 75. yılı geride bırakan Hiroşima ve Nagazaki bombalamalarına benzetilen, kimilerine göre de “Lübnan’ın 11 Eylül’ü” şeklinde nitelenen, patlama sonucu ortaya çıkan yıkımı gören ve ülkede uzun zamandır süren ekonomik krizi bilen bazı kent sakinlerine göre ise “Sevgili Beyrut’umuz geri gelmeyecek şekilde sona erdi” diye yorumlanan Beyrut Patlaması’nın […]

The post Enkaz Devletin Yıkık Kenti: Beyrut appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Bazılarına göre, ortaya çıkan patlama görüntüleri nedeniyle bugünlerde 75. yılı geride bırakan Hiroşima ve Nagazaki bombalamalarına benzetilen, kimilerine göre de “Lübnan’ın 11 Eylül’ü” şeklinde nitelenen, patlama sonucu ortaya çıkan yıkımı gören ve ülkede uzun zamandır süren ekonomik krizi bilen bazı kent sakinlerine göre ise “Sevgili Beyrut’umuz geri gelmeyecek şekilde sona erdi” diye yorumlanan Beyrut Patlaması’nın etkileri uzun süre silinmeyecek gibi görünüyor.

Feyruz’un bu kadim kente adadığı şarkısındaki gibi, “ışıklarını söndürerek kapılarını kapatmış” bir hale bürünen Beyrut’ta yaşanan patlamaya dair cevaplanmayan onlarca soru ortada duruyor. Beyrut Limanı’nda iki gün önce gerçekleşen patlamanın nedeninin ihmaller zinciri mi, yoksa -olayın yaşandığı yerin Ortadoğu coğrafyasının en çetrefilli bölgelerinden Lübnan’da olmasını akılda tutarak- sabotaj mı olduğu konuşuluyor ve öyle görünüyor ki belirsiz bir geleceğe kadar da konuşulmaya devam edecek.

Beyrut’ta yüzlerle ifade edilen sayıda insanın yaşamını yitirmesine neden olan amonyum nitratı 7 yıl önce kentin limanına boşaltan geminin şaibeli seyahatinin detayları yukarıda bahsi geçen sorular arasında.

23 Eylül 2013’te Gürcistan’ın Batum Limanı’ndan yüklediği 2 bin 750 ton amonyum nitratı, 2-3 Ekim 2013’te geçtiği İstanbul Boğazı’nın ardından Süveyş Kanalı’nı geçerek Güneydoğu Afrika ülkesi Mozambik’e ulaştırmak üzere yola çıkan Moldova bayraklı Roussus adlı geminin, 21 Ekim 2013’te, iki gün önceki patlamanın yaşandığı tarihe kadar Beyrut Limanı’nda demirlediği, genel olarak dolaşımda olan bilgi. Ancak, gemi ve uçakların güzergahlarını takip ederek dış politika yorumları yapan jeo-analist Yörük Işık’ın açık kaynaklardan edindiği verilere dayanarak verdiği bilgi, Roussus’un 16 Kasım’da Yunanistan’ın Pire Limanı’na girdiği yönünde.

Roussus’un bu “gizemli seyahatinde” tarihler kadar, geminin izlediği güzergah da kafa karıştırıcı. Süveyş Kanalı’nı geçecek bir geminin arızası nedeniyle, Antalya ya da Mersin limanları dururken -arızalı olduğu halde- Kıbrıs’ın doğusundaki Beyrut Limanı’na ulaşabilmesi bir başka soru işareti.

Seyahat, liman tarihleri ve kafa karıştıran güzergahı ile birlikte Roussus’un “son durağının”, kontrolü halen İsrail ile fiili savaş halindeki Hizbullah’ta olan ve Suriye’nin de “dünyaya açılan kapısı” olarak değerlendirilen Beyrut Limanı olduğu düşünüldüğünde, sabotaj ihtimalini dillendirenlerin argümanları güçleniyor.

Ancak bu ihtimali de dışlamadan, Lübnan’daki devlet yapısının, Beyrut Patlaması ve benzeri vakaların hayata geçmesine olanak tanıyan karakterine odaklanmakta yarar var. Lübnan’da “enkaz devlet” şeklinde tanımlanan bu yapı biraz incelendiğinde, “ihmaller zinciri” olasılığının doğru olduğu koşullarda bile zaten bu devlet mekanizmasının Beyrut Limanı’nda fiili bir sabotajı hayata geçirdiğini görürüz.

Lübnan’da 1975-1990 yılları arası yaşanan ve 150 bin kişinin yaşamını yitirdiği savaş, 1943 yılında Fransa işgali sonrası oluşturulan Ulusal Pakt’ı güçlendirme ve güncelleme vurgusu yapan Taif Anlaşması’yla sonlanmıştı. Buna göre ülkenin ekonomik, sosyal, siyasal yapısında ve devlet yönetiminde mezhepsel, dinsel ve etnik dengeyi gözeten bir anlayışa gidildi.

Cumhurbaşkanının Maruni Hristiyan, başbakanın Sünni Müslüman, Parlamento Başkanı’nın Şii Müslüman olduğu, Parlamento’daki sandalye dağılımının bu dinsel-mezhepsel gruplara ek olarak Müslüman kimliği altında Şii, Sünni, Alevi, Dürzi; Hristiyanlık kimliği altında da Ermeni, Rum, Süryani, Asuri, Keldani, Kıpti etnisiteleri etrafında Ortodoks ve Katolik olarak ayrıldığı Lübnan’da “sıra dışı” bir devlet yapısı oluştu.

Lübnan’da her biri devletsi bir yapıyı andıran bu gruplaşmalara ek olarak, ülkede devlet yönetiminde önemli yerlere gelmiş ve Suudi Arabistan, İsrail, İran gibi devletlerin desteğini arkasına alan Hariri, Canbulat, Cemayel gibi ailelerin de güçlü varlığının altı çizilmeli.

Ancak Lübnan’daki bu devlet yapısı, söz konusu mezhepsel ve dinsel aidiyetler bağlamında bazı bölgesel ve küresel devletlerin müdahalesine de açık hale geldi. Bu kimi zaman açık, kimi zaman örtülü müdahaleler, Ortadoğu’nun bu çok kimlikli coğrafyasının, bölgesel gerilimlerin odağı olmasına neden oldu.

Lübnan’da başbakanın Sünni olması şartını, kendi nüfuz alanını genişletmek için kullanan Suudlar, sınırlarını mevcut sınırlarının ötesinden başlatan ve Direniş Ekseni olarak anılan Şii kuşağının ülkedeki temsilcisi Hizbullah üzerinden İran, Lübnan’daki Filistinli nüfusunu güvenlik sorunu olarak algılayan İsrail, Ortadoğu’nun bu küçük ülkesini sağından solundan çekiştiren devletlerden sadece birkaçı. TC Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da Beyrut’taki patlama ile ilgili “Hepimizin yüreğinin yandığı patlamaya neden olan 2750 ton amonyum nitrat, 6 sene önce Beyrut’a giderken İstanbul Boğazı’ndan geçti. Sayın Cumhurbaşkanımızın ısrarla üzerinde durduğu Kanal İstanbul basit bir konu değil, Türkiye için stratejik bir güvenlik meselesidir.” şeklinde attığı tweeti ile çekiştirme ve nemalanma yarışına bir şekilde dahil olmaya çalıştı.

Bölgedeki devletlerin çekişmelerinin Lübnan üzerindeki büyük tezahürlerinden biri de 2005 yılında Lübnan Başbakanı Refik Hariri’ye yapılan suikastti. 1990’dan itibaren Lübnan’da bulunan 30 bin Suriye askeri, Suriye’nin suikastten sorumlu tutulduğu uluslararası baskılar sonucunda Lübnan’dan çekilmişti.

Bu devletlere angaje ya da kendi ajandasına sahip ABD, Fransa, Rusya gibi küresel aktörlerin bölgedeki varlığı da belirtilmeli. Ancak ülkenin bu çok kimliliği paralelindeki “çok devletli” yapısının, Lübnan halklarının muzdarip olduğu sorunların başında geldiği söylenmeli. Geçtiğimiz yıl sonlarında ekonomik krize karşı aylarca süren eylemler, Lübnan’da kendi içlerinde otorite ve nüfuz alanları oluşturan tüm bu devlet ve devletçiklere “artık yeter” çığlığıydı.

Sokaklarında ezilenlerin devletlere karşı adalet aradığı Lübnan, artık enkaz bir devlet. Bu devlet ve devletsi yapıların varlığının bir sonucu olarak yaşanan patlamanın gerçekleştiği Beyrut ise bu enkazın altında kalmak üzere olan bir yıkık şehir.

The post Enkaz Devletin Yıkık Kenti: Beyrut appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/08/06/enkaz-devletin-yikik-kenti-beyrut/feed/ 0
Beyrut Patlaması’nda Can Kaybı Arttı: En Az 100 Ölü https://meydan1.org/2020/08/05/beyrut-patlamasinda-can-kaybi-artti-en-az-100-olu/ https://meydan1.org/2020/08/05/beyrut-patlamasinda-can-kaybi-artti-en-az-100-olu/#respond Wed, 05 Aug 2020 09:03:43 +0000 https://meydan.org/?p=62105 Lübnan’ın Beyrut şehrinde dün akşam gerçekleşen patlamada can kaybı sayısı artmaya devam ediyor. Lübnan Kızıl Haçı’ndan gelen bilgilere göre patlamada 100’den fazla kişi yaşamını yitirirken, 4 binden fazla da yaralı bulunuyor. Lübnan’ın Beyrut şehrindeki liman bölgesinde dün akşam saat 18:00 sularında 12 numaralı depoda bir yangın başladı. Büyüyen yangın, kısa sürede patlamaya yol açtı ve […]

The post Beyrut Patlaması’nda Can Kaybı Arttı: En Az 100 Ölü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Lübnan’ın Beyrut şehrinde dün akşam gerçekleşen patlamada can kaybı sayısı artmaya devam ediyor. Lübnan Kızıl Haçı’ndan gelen bilgilere göre patlamada 100’den fazla kişi yaşamını yitirirken, 4 binden fazla da yaralı bulunuyor.

Lübnan’ın Beyrut şehrindeki liman bölgesinde dün akşam saat 18:00 sularında 12 numaralı depoda bir yangın başladı. Büyüyen yangın, kısa sürede patlamaya yol açtı ve şehrin pek çok noktasını etkiledi.

Gelen ilk bilgilere göre yangının 6 yıl boyunca limandaki depoda herhangi bir güvenlik önlemi olmadan tutulan 2 bin 750 ton amonyum nitratın Afrika’da bir ülkeye nakliye edileceği sırada gerçekleştiği öğrenildi.

Patlama noktasının eski Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin evine yakın olması sebebiyle planlı saldırı iddiaları ortaya atılsa da bunlar yalanlandı.

Lübnan Kızıl Haçı’nın paylaştığı son verilere göre, patlamada yaşamını yitirenlerin sayısı 100’ü geçti ve 4 binden fazla kişi de yaralandı.

Patlamanın maddi zararının yaklaşık 5 milyar dolar olduğu tahmin edilirken Lübnan’da OHAL ilan edildi. Ülkelerden Libya için yardım çağrısı yapılırken, Rusya yardım için 5 uçak göndereceğini açıkladı

The post Beyrut Patlaması’nda Can Kaybı Arttı: En Az 100 Ölü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/08/05/beyrut-patlamasinda-can-kaybi-artti-en-az-100-olu/feed/ 0
Beyrut’ta Gece Eylemleri’nde 2.Gün https://meydan1.org/2019/12/16/beyrutta-gece-eylemlerinde-2-gun/ https://meydan1.org/2019/12/16/beyrutta-gece-eylemlerinde-2-gun/#respond Mon, 16 Dec 2019 07:41:06 +0000 https://meydan.org/?p=52360 Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta dün gece, polis ve hükümet karşıtı eylemciler polisle çatıştı onlarca kişi yaralandı. Polisin saldırılarına şişe ve havai fişeklerle karşılık veren eylemciler, bir önceki gece polislerin yaraladığı insanlar için sokaktaydı. Ülkedeki ekonomik duruma ve yönetime karşı eylemler, Ekim ayında başlamıştı. Eylemler nedeniyle, Başbakan Saad el Hariri istifa etmişti.

The post Beyrut’ta Gece Eylemleri’nde 2.Gün appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
A

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta dün gece, polis ve hükümet karşıtı eylemciler polisle çatıştı onlarca kişi yaralandı. Polisin saldırılarına şişe ve havai fişeklerle karşılık veren eylemciler, bir önceki gece polislerin yaraladığı insanlar için sokaktaydı.

Ülkedeki ekonomik duruma ve yönetime karşı eylemler, Ekim ayında başlamıştı. Eylemler nedeniyle, Başbakan Saad el Hariri istifa etmişti.

The post Beyrut’ta Gece Eylemleri’nde 2.Gün appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/12/16/beyrutta-gece-eylemlerinde-2-gun/feed/ 0
Röportaj: Kapitalizmin Krizine, Ataerkinin Şiddetine, Dinin Otoritesine Karşı Dammeh Kooperatifi https://meydan1.org/2019/04/17/roportaj-kapitalizmin-krizine-ataerkinin-siddetine-dinin-otoritesine-karsi-dammeh-kooperatifi/ https://meydan1.org/2019/04/17/roportaj-kapitalizmin-krizine-ataerkinin-siddetine-dinin-otoritesine-karsi-dammeh-kooperatifi/#respond Wed, 17 Apr 2019 19:35:59 +0000 https://test.meydan.org/2019/04/17/roportaj-kapitalizmin-krizine-ataerkinin-siddetine-dinin-otoritesine-karsi-dammeh-kooperatifi/ Meydan Gazetesi: Dammeh’in kuruluş sürecinden biraz bahseder misiniz? Sizi Dammeh’i kurmaya iten zorunluluklar nelerdi, hangi amaçlarla çalışmalara başladınız? Dammeh Kooperatifi: Dammeh 2015’te 12 kişiyle çalışmalarına başladı ve şu anda 50’nin üzerinde inisiyatifiyle yoluna devam etmekte. Dammeh’in ilk yıllarında Beyrut’taki muhalif hareketler örgütlenmek için kendilerine ait bir alandan yoksundular, faaliyetlerimizi yürütmek buna bağlıydı bu eksiklik mücadelemizi […]

The post Röportaj: Kapitalizmin Krizine, Ataerkinin Şiddetine, Dinin Otoritesine Karşı Dammeh Kooperatifi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Kapitalist, cinsiyetçi, otoriteye dayalı yaşadığımız dünyada var olan üretim-tüketim ilişkilerine alternatifler arayan kolektifler ve kooperatiflere her sayımızın arka sayfalarında yer veriyoruz. Dört yıldan beri Beyrut’ta yeni alternatif ekonomiler yaratılması için deneyim biriktirmeye ve bu ekonomiyi güçlendirmeye karar vermiş Dammeh Kooperatifi’yle bir röportaj gerçekleştirdik.

Meydan Gazetesi: Dammeh’in kuruluş sürecinden biraz bahseder misiniz? Sizi Dammeh’i kurmaya iten zorunluluklar nelerdi, hangi amaçlarla çalışmalara başladınız?

Dammeh Kooperatifi: Dammeh 2015’te 12 kişiyle çalışmalarına başladı ve şu anda 50’nin üzerinde inisiyatifiyle yoluna devam etmekte.

Dammeh’in ilk yıllarında Beyrut’taki muhalif hareketler örgütlenmek için kendilerine ait bir alandan yoksundular, faaliyetlerimizi yürütmek buna bağlıydı bu eksiklik mücadelemizi hatta politik konumumuzu belirliyordu.

Başlangıçta bizim için net olan temel konulardan ilki ekonomik olarak bağımsız olmak ve bunu sürdürebilmekti. Faaliyetlerimizi yürütebileceğimiz fiziksel bir alan ihtiyacını giderebilmek ve bu alanın net politik değerlerinin olması da Lübnan’daki hareketlerin yıllar boyunca biriktirdiği deneyimi korumasını sağlayacaktı. İlk bir yılımız Dammeh’in politikasını anlatan el kitabını oluşturmakla geçti. Bu kitapçığı sürekli gözden geçirip güncelliyoruz.

Dammeh üyelerinin, politik düşünceleri ve kooperatifin hedefleri etrafında birleştiği belli başlı ilkeler bulunuyor. Bu ilkeler dayanışma, eşitlik, saygı, özen, kolektif yaşam, şeffaflık ve sorumluluk.

Bu değerler pratiğimizde, yaşam alanımızı, mücadelemizi ve projelerimizi toplumsal, ekonomik ve yaratıcı anlamda kolektif olarak sürdürmek, eşyalarımızı, kaynaklarımızı, becerilerimizi, bilgimizi ve fırsatlarımızı eşit olarak paylaşmak, iletişimimizde ve yaptığımız işte açık ve şeffaf olmak gibi daha ayrıntılı değerlere evriliyor.

Cinsiyete dayalı adaletsizliklere karşı, kadın ve trans bireylerin bedensel ve politik özgürlük mücadelesini temel mücadele alanlarından biri olarak görüyoruz. Cinsellik ve toplumsal normlara uymayan cinsiyetler konusunda çalışmalarımızda cinselliği olumlayan trans-kapsayıcı bir queer politika ve eleştirel feminist çerçeveyi benimsiyoruz. Bize göre kapitalizm ve ataerki, kadınları ve trans bireyleri ezen iç içe geçmiş sistemlerdir.

Devletin ve dinin baskılarına karşı mücadelemizde, sadece tutucu rejimin dış görüntüsünü değiştiren bir makyaj olarak değil, tüm karar alma süreçlerinde sosyal ve ekonomik olarak adalete dayanan bir sekülerliği amaçlıyoruz. Irkçılık karşıtı mücadelenin, sınıf mücadelesi ve cinsiyete dayalı adaletsizliklere karşı mücadeleyle yakından ilişkili olduğunu görüyoruz. Mülteciler ve göçmen işçilerle birlikte, baskıcı uygulamalara, politikalara ve normlara karşı örgütlü mücadeleyle ve sendikal faaliyetlerle dayanışma içerisindeyiz.

Ekonomik olarak ise komünist bir çerçeveyi benimsiyoruz ve kendi kendine yeten kooperatiflerde, girişimlerde olduğu gibi kaynakların ve üretim araçlarının doğrudan demokrasiyle işlediği, kararların ve inisiyatiflerin yerel olarak belirlendiği alternatif ve katılımcı modelleri destekliyoruz.

Küresel kapitalizmin dinamiklerini yeniden üreten uluslararası örgütlere, bağışçılara ve ağlara karşı direniyoruz. Irkçı İsrail devletine karşı boykotu, ambargoyu ve çeşitli yaptırımları destekliyoruz. Demokrasi ve insan hakları adı altında katliamların ve vahşetin beyaza ya da pembeye boyanmasına karşı direnişteyiz.

Biraz da günlük işleyişe dair konuşalım. Dammeh’in ekonomisi, yürüttüğü faaliyetler ve karar alma süreçlerine dair biraz bilgi verebilir misin?

Dammeh Kooperatifi’nin işleyişi kendi üyeleri tarafından finanse edilir ve özerktir. Bu işleyişi inisiyatiflerin dayanışması, bağışlar, çeşitli ürünlerin satışı ve etkinliklerden elde ettiğimiz gelirler ile sürdürüyoruz. Üyelerimiz, her ay maaşlarının %1 ile -%10 arasında bir miktarını üyelik aidatı olarak ödüyor, yalnız belirtmekte fayda var ki üyelerimizin değeri ödedikleri üyelik aidatıyla ilişkili değil.

Dammeh her şeyiyle onu oluşturan, sorumluluğunu alan, işlemesini sağlayan herkesindir. Harcama, satın alma ve gelirin dağıtılması gibi ekonomik kararlar dahil her kararda üyelerin eşit söz hakkı vardır. Dammeh kooperatifi, üyelerine her tür kişisel ve politik faaliyetlerinde bilgi ve beceri paylaşımı, ağlara erişim, ortak kaynakları ve araçları ya da bütün olarak ortak evi kullanma imkanı sağlar. Kooperatif işlerinin örgütlenmesi yine üyeler tarafından sağlanır.

Dammeh üyeliği, sadece katılma talebini dile getiren yerel ya da mülteci kadın ya da trans bireylere açıktır. Üyelerin Dammeh değerlerine ve el kitabına bağlı kalmayı, Dammeh’in sürdürülmesine ve karar alma süreçlerine zamanını, enerjisini ve yeteneklerini sunmayı kabul etmesi gerekir. Dammeh’in değerlerinin ya da el kitabındaki ilkelerin ihlal edildiği ya da sorgulandığı durumlarda hazır olmak adına şeffaflık ve sorumluluk ilkelerine bağlı olarak işleyen iç süreçlerimiz var. Örneğin Dammeh toplantılarının tutanakları her zaman bütün üyelerin ulaşabileceği şekilde hazır bulundurulur. Tüm ekonomik işleyişin detaylı bir muhasebesi yine tüm üyelerin ulaşabileceği şekilde hazır olmalıdır.

Küçük şeyleri tartışmak veya karar vermek için haftalık toplantılar yapılır, bu toplantıların tutanakları kaydedilmeli ve tüm üyelerin okuyabileceği şekilde erişilebilir olmalıdır. Politika el kitabıyla ilgili herhangi bir maddeyi güncellemek ya da önemli bir konuyu tartışmak ve karar vermek için ise üyelerin mutlak katılımıyla her üç ayda bir olağan “Dammeh Genel Meclisi” toplanır. Üyeler bu süreyi beklemeden bir “Acil Genel Meclis” çağrısı yapabilirler. Günlük kararları ve kişisel inisiyatifleri almak için bütün üyelerin katılımı aranmaz. Genel meclise ise yurtdışında olmayan üyelerin üçte birinin katılması gerekir.

Dammeh’in toplantılarında kararlar öncelikle konsensus ile alınır. Eğer tartışma için belirlenen sürede konsensus sağlanamazsa meclis ilerlemek için çoğunluk oyuna yönelebilir. Genelde çoğunluk oyu, katılımcıların yarısından bir fazlası ile kazanılır. En az iki üyenin kapalı oylama talep etmediği hallerde el oylaması kullanılır. Üyeler, bir kararın oylamaya gitmemesi ve daha fazla tartışma gerektirdiğini düşünüyorsa, karara şerh koyup oy birliğinin sağlanmasını isteyebilir.

Genel kurulda aynı zamanda üç ay boyunca çalışacak olan üç ayrı çalışma grubu için oylama yapıyoruz. Ev komitesi yaşam alanlarının temizliği ve mutfak ihtiyaçlarının temini gibi konularda ev ile ilgili her şeyin koordinasyonunu sağlıyor. Üyelik komitesi üyeler arasında ki iletişim, bir araya gelme ve oryantasyon etkinlikleri gibi üyelikle ilgili her şeyi örgütlüyor. Ekonomik komite ise üyelik aidatları, kira, elektrik faturaları gibi Dammeh ekonomisi ile alakalı her şeyi örgütlüyor.

Dammeh’in bir kooperatif olduğunu biliyoruz ve alternatif bir ekonomik işleyişi kurmaya yönelik çalışmalarını takip ediyoruz. Peki ya Dammeh’in bölgedeki politik hareketlerle olan ilişkisi nasıl?

Çalışmalarımızı henüz herkese açık bir şekilde duyurmuyoruz. Ekonomik olarak kendine yeterliğimizi ve politik olarak örgütlülüğümüzü tamamlayana kadar beklemeye karar verdik. 2015-2016 #YouStink sürecinde ilk “Feminist Blok” eylemlerinin parçasıydık. Göçmen işçilerin yürüyüşlerinde yer aldık. Halka açık sahillerin ve diğer kamusal alanların özelleştirmesine karşı hareketin bir parçasıyız. Kadın yürüyüşleri ve kadın mücadelesi ile ilgili çalışmalar yürüten feminist ağının bir parçasıyız. Suriyeli ve Filistinli göçmen işçilerle ilgili, ırkçılık karşıtı hareketin içinde de aktif bir şekilde yer alıyoruz.

Dünyanın farklı yerlerindeki benzeri kolektif, kooperatif deneyimlerden bildiğimiz gibi bu tarz faaliyetler yürüten yapılar polis baskısına ve faşist saldırılara maruz kalabiliyor. Daha önce buna benzer durumlarla karşı karşıya geldiniz mi?

Şansımıza Dammeh çok fazla tehdide maruz kalmıyor çünkü devlet ve öteki gruplar henüz varlığımızın farkına varmadı. Sürekli olarak diğer baskı altındaki gruplara mekanı açıyoruz. Örneğin dinci gruplar bir queer çalışmasını durdurması için hükümete çağrı yaptığında, Dammeh olarak çalışmalar için yer ve kaynak sağlamayı başardık. Ayrıca göçmen işçilerin özgürce örgütlenebilecekleri ve Lübnan kolluk kuvvetlerinin tehdit ve saldırılarına karşı güvenli bir alan sağlıyoruz.

Özellikle içerisinde bulunduğumuz süreçte dayanşma ilişkisi hepimiz için çok önemli. Sizin coğrafyanızda çalışmaları olan ve dayanışma içinde olduğunuz benzer deneyimler var mı?

Dammeh, kooperatif modelini inşa ederken, birlikler, hareketler ve kolektif bir güç oluşturmak için rejim tarafından yaşam alanları en çok daraltılan toplulukları bir araya getiren alternatif mekanları sürdürmeyi amaçlıyor. Ancak Lübnan’da bizim gibi fazla kooperatif yok. Göçmen toplulukları, bağımsız seküler öğrenci kulüpleri ya da feminist ağlar gibi birçok örgütü biz de destekliyoruz.

Son olarak gazetemizin okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Zihinsel, duygusal ve fiziksel olarak birbirinize göz kulak olmalısınız. Yaşam alanlarınızın ve yoldaşlarınızın sorumluluğunu almak mücadeleyi güçlendirecek. Sadece sözlü olarak değil ekonomik olarak; bilgiyi, yeteneklerinizi ve ekonominizi paylaşarak birbirinizle dayanışma içinde olmalısınız. Sevgi, umut ve öfke ile örgütlenmeye!

Röp. Çeviri: Ahmet Soykarcı

Bu röportaj Meydan Gazetesi’nin 49. sayısında yayınlanmıştır. 

The post Röportaj: Kapitalizmin Krizine, Ataerkinin Şiddetine, Dinin Otoritesine Karşı Dammeh Kooperatifi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/04/17/roportaj-kapitalizmin-krizine-ataerkinin-siddetine-dinin-otoritesine-karsi-dammeh-kooperatifi/feed/ 0
Beyrut’taki Kudüs Eylemine Polis Saldırdı https://meydan1.org/2017/12/10/beyruttaki-kudus-eylemine-polis-saldirdi/ https://meydan1.org/2017/12/10/beyruttaki-kudus-eylemine-polis-saldirdi/#respond Sun, 10 Dec 2017 11:57:46 +0000 https://seninmedyan.org/?p=23140 ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs Provokasyonu sonrası, Lübnan’ın  Beyrut kentinde eylemler gerçekleştirildi.  Beyrut’ta ABD Büyükelçiliği önünde yapılmak istenen eyleme polis saldırdı. Çöp bidonlarını ateşe veren, barikat kuran ve lastik yakan eylemciler, biber gazlı ve tazyikli sulu saldırıya karşın  elçilik çevresinden ayrılmadılar. Denouncing Trump's decision on Jerusalem, protesters attempt to break into the US embassy in Beirut pic.twitter.com/AhB9kgc1xR […]

The post Beyrut’taki Kudüs Eylemine Polis Saldırdı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs Provokasyonu sonrası, Lübnan’ın  Beyrut kentinde eylemler gerçekleştirildi.  Beyrut’ta ABD Büyükelçiliği önünde yapılmak istenen eyleme polis saldırdı. Çöp bidonlarını ateşe veren, barikat kuran ve lastik yakan eylemciler, biber gazlı ve tazyikli sulu saldırıya karşın  elçilik çevresinden ayrılmadılar.

 

The post Beyrut’taki Kudüs Eylemine Polis Saldırdı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/12/10/beyruttaki-kudus-eylemine-polis-saldirdi/feed/ 0