Çatışma – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Mon, 04 May 2020 06:00:21 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Bahçelievler’de Çete Çatışmasında Balkondaki Genç Kadın Yaşamını Yitirdi https://meydan1.org/2020/05/04/bahcelievlerde-cete-catismasinda-balkondaki-genc-kadin-yasamini-yitirdi/ https://meydan1.org/2020/05/04/bahcelievlerde-cete-catismasinda-balkondaki-genc-kadin-yasamini-yitirdi/#respond Mon, 04 May 2020 05:46:25 +0000 https://meydan.org/?p=57918 Bahçelievler Zafer mahallesinde çeteciler arasında çıkan çatışma sonucu 17 yaşındaki bir kadın yaşamını yitirdi. 30 Nisan Perşembe günü Bahçelievler Zafer Mahallesi’nde gerçekleşen silahlı çatışmada Suriyeli Rama Korbalı, camdan baktığı sırada başından vurularak yaşamını yitirdi.

The post Bahçelievler’de Çete Çatışmasında Balkondaki Genç Kadın Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Bahçelievler Zafer mahallesinde çeteciler arasında çıkan çatışma sonucu 17 yaşındaki bir kadın yaşamını yitirdi.

30 Nisan Perşembe günü Bahçelievler Zafer Mahallesi’nde gerçekleşen silahlı çatışmada Suriyeli Rama Korbalı, camdan baktığı sırada başından vurularak yaşamını yitirdi.

The post Bahçelievler’de Çete Çatışmasında Balkondaki Genç Kadın Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/05/04/bahcelievlerde-cete-catismasinda-balkondaki-genc-kadin-yasamini-yitirdi/feed/ 0
Sarı Yelekliler Eski Siyasal Sınıfların Sonu Mu?-Jerome Roos https://meydan1.org/2019/03/04/sari-yelekliler-eski-siyasal-siniflarin-sonu-mu-jerome-roos/ https://meydan1.org/2019/03/04/sari-yelekliler-eski-siyasal-siniflarin-sonu-mu-jerome-roos/#respond Mon, 04 Mar 2019 10:02:00 +0000 https://test.meydan.org/2019/03/04/sari-yelekliler-eski-siyasal-siniflarin-sonu-mu-jerome-roos/ “Gilets Jaunes Eski Siyasal Sınıfları Havaya Uçurdu” Fransa’nın neoliberal düzeni, Sarı Yelekliler eylemlerinin kurulu siyasi sözleşmeleri paramparça edişiyle titriyor. Yeni süreç, hem tehlike hem de fırsatlar sunuyor. Mevcut düzen, geleceğin düzensizliğidir. (Saint-Just/ 1767-1794) Düzinelerce zırhlı araç ve tomayla desteklenen çevik kuvvetin taktik değişimiyle karşı karşıya kalan Sarı Yelekliler, başkentin en zengin mahallelerinin bazılarının Mayıs 68’den […]

The post Sarı Yelekliler Eski Siyasal Sınıfların Sonu Mu?-Jerome Roos appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

“Gilets Jaunes Eski Siyasal Sınıfları Havaya Uçurdu”

Fransa’nın neoliberal düzeni, Sarı Yelekliler eylemlerinin kurulu siyasi sözleşmeleri paramparça edişiyle titriyor. Yeni süreç, hem tehlike hem de fırsatlar sunuyor.

Mevcut düzen, geleceğin düzensizliğidir. (Saint-Just/ 1767-1794)

Düzinelerce zırhlı araç ve tomayla desteklenen çevik kuvvetin taktik değişimiyle karşı karşıya kalan Sarı Yelekliler, başkentin en zengin mahallelerinin bazılarının Mayıs 68’den bu yana Paris’in merkezinde görülmemiş şekilde genel huzursuzluk duygusuyla karıştığı geçen iki hafta sonunda olduğu gibi güvenlik güçlerini alt etmeyi başaramadı. Yine de, ülke genelinde 89.000 çevik gücün mobilizasyonu ve 1700’den fazla protestocunun tutuklanması bile Sarı Yeleklileri “IV. Eylem”i için Champs Élysées‘e çıkan ana bulvarlara bir kere daha inmekten alıkoyamadı. Bir polis sözcüsü, mülk tahribatından kaynaklı genel hasarın, isyanların doğasının daha dağınık olması yüzünden, önceki haftalardan çok daha büyük ve yaygın olduğunu belirtti. Bordeaux, Toulouse, Lyon, Dijon, Nantes ve Marseille dâhil diğer pek çok Fransız kenti de şiddetli çatışmalara tanık oldu.

İki öfkeli kamyon şoförünün, Macron hükümeti tarafından getirilen yeni bir “ekolojik” yakıt vergisine karşı yerel karayollarını ve otoban gişe istasyonlarını engellemek üzere yaptığı yaygın Facebook çağrısına ülke çapında bir yanıt olarak başlayan eylemler, şimdi bankacı başkan ve açıkça temsil ettiği varlıklı şirket seçkinlerine karşı tam gelişmiş halk isyanına dönerek ilerliyor. Sarı Yelekliler hareketi -eğer bu şekilde doğru olarak tanımlanabilirse- sosyal bileşimi ve ideolojik yönelimi bakımından sarsıcı ve çelişkili kalsa da, Fransız siyasetinde büyük bir çatlak açtığına dair çok az şüphe var.

Sol için ortaya çıkan senaryo hem heyecan verici fırsatlar hem de bir dizi önemli politik risk sunuyor. Radikal ve otonom toplumsal güçler, önlerindeki tehlikeyi göze alarak kendilerini bu alışılmadık ve belirsiz duruma nasıl sokacaklar?

Krizin Derinleşen Algısı

Eylemcilerin halktan aldığı yaygın destek, hükümetin bu gelişmeler karşısındaki tıkanıklığını daha da güçlendiriyor. Anketler, Macron için yüzde 18’lik berbat onaylanma oranının tam karşıtlığını ortaya koyarak, ankete katılanların üçte ikisinden fazlasının Sarı Yelekliler’i onayladığını gösteriyor. İlginç bir şekilde, hükümet ve kurumsal medyası tarafından yürütülen, “gerçek” Sarı Yelekliler ile sol-kanadın aşırı ucu ve sağ-kanadın casseurs (kesicileri) ya da holiganları arasına sürekli bir takoz sıkıştırmayı amaçlayan ortak bir dezenformasyon kampanyasına rağmen, eylemcilerin kendileri bugüne kadar, bu hatlar arasında bölünmeyi reddetti.

Gelişmemiş ve Çelişkili Bir Hareket

Sonuç olarak, Sarı Yelekliler tüm Fransız halkını kesinlikle temsil etmezken, şu an rahatlıkla popüler bir hareket olarak sınıflandırılabilir. Aslında, katılımcılarının tanımına göre sosyal bileşimi ve ideolojik yönelimi daha geniş toplumda bulunan çeşitliliğin bir kısmını yansıtıyor – diğer bir deyişle bu hareket, çağdaş Fransa’da geniş ölçüde yinelenen aynı çelişkileri ve önceden var olan siyasal fay-hatlarını içeriyor. Eğer Sarı Yelekliler fenomeni kafası karışık ve politik anlamda tespiti zor olarak kalırsa, -muhtemelen Fransız işçi sınıfı tarafında varsayılan ahlaki çöküşten çok, ülkenin demokrasi sonrası geç kapitalist toplumunun iyice düzensiz ve depolitize edilmiş doğasındandır– bu bizzat kırk yıllık neoliberal yeniden yapılanma ve politik ayrışmanın bir sonucudur.

Riskler ve Fırsatlar

Sarı Yeleklileri birleştiren bir şey varsa, o da Başkan Macron nefretini paylaşmaları ve onun keskin yoksul-karşıtı politikalarına kolektif başkaldırıdır. Sarı Yelekli bir eylemcinin açıkladığı gibi, “Macron’un makamındaki ilk hamlesi, yoksul insanların kira yardımlarından para keserken, mega-zenginlerin servet vergisini düşürmekti. Bu ciddi bir adaletsizliktir.” Bu açıdan bakıldığında, geniş çapta küçültülmüş “ekolojik” yakıt vergisi gerçekten de, gelir kaybını telafi etmek ve iklim krizinin maliyetlerini işçi sınıfına yüklemek için yalnızca bir girişimdir –Macron’un politik rolünün temel kısmı, kapitalistler için Robin Hood’un tersidir; zenginlere vermek için fakirlerden çalmak.

Sarı Yeleklileri, hareketlerinin gelişmemiş ve çelişkili doğalarından ötürü küçümsemememiz gerekse bile, ırkçı, cinsiyetçi ve homofobik aşırı-sağ ile geniş bir mücadele alanı paylaşımının içerdiği tehlikelerden sakınabiliriz. Sarı Yelekliler gibi oldukça heterojen bir harekette bir dereceye kadar, aşırı-sağın katılımının kaçınılmaz olduğu söylenebilir. Bu durumda daha geniş bir toplumsal muhalefet için meydan okuma, bu tür “kirlilikleri” oturdukları rahat koltuklardan kınamak değil, o aşırı-sağ unsurların hareket içinde hegemonik bir konum yerleştirmesini önlemek olacaktır. İsyanın yükselmesine yol açan yaygın öfke yakın zamanda tamamen dağılacak gibi görünmediğinden, radikal ve otonom toplumsal güçlerin çok az seçeneği var, ama hareketin ırkçı ve ulusalcı eğilimlerini olabildiğince önemsizleştirme çabası içinde etkin olarak katılabilirler.

Tüm Şüphelerin En Güzeli

Yine de, ortaya çıkan bu fırsatlara ve yaygın devrimci coşkuya rağmen, bir takım ciddi zorluklar devam ediyor. Yoğun katılım, önümüzdeki haftalarda kademeli olarak azalmaya başladığında -özellikle de tatil günlerinin gelişiyle kaçınılmaz olacak- halkın kızgınlığı, ülkenin dört bir yanında içten içe kaynamaya devam edecek. Bu yaygın enerjinin bir kısmı kuşkusuz yeni toplumsal hareketlere ve taban girişimlerine kanalize edilecek olsa da, daha izole bireysel hayal kırıklıkları hemen verimli bir çıkış bulmakta çoğu zaman başarısız olacaktır. Bu hayal kırıklığı içinde, Sarı Yeleklilerin politik mirası hakkında daha geniş sorular ortaya çıkacak ve sol ve sağ muhalefet liderleri, büyük isyanın meşru “varisi” olarak tanınması için birbirleriyle çekişmeye devam edecek.

Bu bağlamda, popüler bir katılım ivmesi ile güçlendirilmiş bir Le Pen yönetiminin korkutucu senaryosu, ufukta uğursuz bir şekilde uzanıyor. 2013’te Brezilya’daki kalabalık gösterilerin ve 2014 Ukrayna’daki iç savaşın, 2013’te İtalya’daki protestoların siyasi başarısızlığı, bu riskin küçümsenmeyeceğini açıkça göstermektedir.

Bununla birlikte, bu kayda değer tehlikelere rağmen, olası bir Le Pen yönetiminin altında yatan nedenleri, neoliberal merkezin çöküşü için bir katalizör olarak Sarı Yelek ayaklanmasının rolüyle birleştirmemek önemlidir.

Sonuç olarak, Gilets Jaunes (Sarı Yelekliler) siyasal kurumu kuşatan derin meşruiyet krizinin bir belirtisidir. Şu anda bu eylemleri istismar etmeye çalışacak aşırı-sağ korkusunu belirten endişeli eylemciler haksız değildir, ancak 18 ay önce Sarı Yelek barikatları bile başlamadan Le Pen’in cumhurbaşkanlığını kazanmasına ramak kaldığı, hatta AB parlamento seçimi anketlerinde Macron’u geçtiği gerçeğini göz ardı etme eğilimindeler. Başka bir deyişle, Le Pen Fransa’nın bir sonraki cumhurbaşkanı olacak olursa, bu sarı yelekliler ayaklanmasından kaynaklanmayacaktır; kırk yıllık sınıf kutuplaşmasının ardından yapılan eski politika yönteminin iflasının bir sonucu olacaktır. Güvenilir ve ilham verici bir devrimci mücadelenin yokluğunda, neoliberal merkezin krizi zaten her zaman sağa doğru işaret etmektedir.

 

Çeviri: Betül Taylan

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 48. Sayısında yayınlanmıştır.

The post Sarı Yelekliler Eski Siyasal Sınıfların Sonu Mu?-Jerome Roos appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/03/04/sari-yelekliler-eski-siyasal-siniflarin-sonu-mu-jerome-roos/feed/ 0
İspanya’da Göçmenler Polisle Çatıştı https://meydan1.org/2018/03/16/ispanyada-gocmenler-polisle-catisti/ https://meydan1.org/2018/03/16/ispanyada-gocmenler-polisle-catisti/#respond Fri, 16 Mar 2018 19:50:56 +0000 https://seninmedyan.org/?p=32412 İspanya Madrid’te polisin motosikletle kovaladığı Senegalli seyyar satıcının kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmesinin ardından başlayan eylemlerde göçmenler ile polis arasında çatışmalar çıktı. Göçmen nüfusunun yoğun olduğu tarihi Lavapiés mahallesindeki çatışmada 6 kişi gözaltına alındı. Yerel saate göre perşembe akşamı 21.00’da başlayan çatışmaların sokaklara yayıldığı ve 4.5 saat sürdüğü belirtildi. Çatışmalarda polis eylemcilere plastik mermi ile […]

The post İspanya’da Göçmenler Polisle Çatıştı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İspanya Madrid’te polisin motosikletle kovaladığı Senegalli seyyar satıcının kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmesinin ardından başlayan eylemlerde göçmenler ile polis arasında çatışmalar çıktı.

Göçmen nüfusunun yoğun olduğu tarihi Lavapiés mahallesindeki çatışmada 6 kişi gözaltına alındı. Yerel saate göre perşembe akşamı 21.00’da başlayan çatışmaların sokaklara yayıldığı ve 4.5 saat sürdüğü belirtildi. Çatışmalarda polis eylemcilere plastik mermi ile saldırdı.

 

The post İspanya’da Göçmenler Polisle Çatıştı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/03/16/ispanyada-gocmenler-polisle-catisti/feed/ 0
Muğla’da Yapılan Operasyon Sonucu 5 Kişi Katledildi! https://meydan1.org/2017/10/05/muglada-yapilan-operasyon-sonucu-5-kisi-katledildi/ https://meydan1.org/2017/10/05/muglada-yapilan-operasyon-sonucu-5-kisi-katledildi/#respond Thu, 05 Oct 2017 11:34:38 +0000 https://seninmedyan.org/?p=15841 Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde ‘çatışma çıktığı’ iddiasıyla 5 kişi katledildi. Edinilen bilgiye göre, bölgede operasyona çıkan polis ve jandarma, Köyceğiz ilçesi Toparlar bölgesindeki ormanlık alanda oldukları “tespit edilen” ve “PKK’li olduğu” iddia edilen kişilere yönelik saldırı gerçekleştirdi. Yerel ajanslardan geçen bilgilere göre, bölgede herhangi bir çatışma gerçekleşmediği, operasyon sonucu 5 kişinin katledildiği ifade edildi. Bölgede jandarma […]

The post Muğla’da Yapılan Operasyon Sonucu 5 Kişi Katledildi! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde ‘çatışma çıktığı’ iddiasıyla 5 kişi katledildi.

Edinilen bilgiye göre, bölgede operasyona çıkan polis ve jandarma, Köyceğiz ilçesi Toparlar bölgesindeki ormanlık alanda oldukları “tespit edilen” ve “PKK’li olduğu” iddia edilen kişilere yönelik saldırı gerçekleştirdi.

Yerel ajanslardan geçen bilgilere göre, bölgede herhangi bir çatışma gerçekleşmediği, operasyon sonucu 5 kişinin katledildiği ifade edildi.

Bölgede jandarma ve polis ablukası sürerken, operasyonların sürdüğü öğrenildi.

Fırat Haber Ajansı (ANF)’nın verdiği bilgilere göre ise, dün (04.10.2017) Muğla’nın Seydikemer ilçesinde 7 kişi PKK’li denilerek gözaltına alınmış ve çıplak bir şekilde kameraların da önünde teşhir edilmişti. Çıplak soyundurularak, işkenceyle gözaltı alınanların elleri de bağlanmıştı.

Yerel kaynaklar, bölgede herhangi bir çatışmanın yaşanmadığını belirtiyor.

İki gündür yaşanan gelişmeler, olayın çatışma süsü olduğunu düşündürüp, “devlet gözaltına alınanları mı infaz etti” sorusunu akıllara getirdi.

The post Muğla’da Yapılan Operasyon Sonucu 5 Kişi Katledildi! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/10/05/muglada-yapilan-operasyon-sonucu-5-kisi-katledildi/feed/ 0
Şemdinli ve Tendürek’te Çatışma: 5 Asker, 1 Korucu Öldü https://meydan1.org/2017/05/25/semdinli-ve-tandurekte-catisma-5-asker-1-korucu-oldu/ https://meydan1.org/2017/05/25/semdinli-ve-tandurekte-catisma-5-asker-1-korucu-oldu/#respond Thu, 25 May 2017 14:06:16 +0000 https://seninmedyan.org/?p=7078 Ağrı’nın Doğubayazıt ile Van’ın Çaldıran ilçeleri arasındaki Tendürek Dağı’nda dün başlatılan askeri operasyonda HPG gerillaları ile TC askeri arasında çatışma çıktı. Çıkan çatışmada 4 asker, 1 korucu öldü. Öte yandan Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde de HPG gerillaları ile TC askerleri arasında çıkan çatışmada bir 1 askerin öldüğü öğrenildi.

The post Şemdinli ve Tendürek’te Çatışma: 5 Asker, 1 Korucu Öldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Ağrı’nın Doğubayazıt ile Van’ın Çaldıran ilçeleri arasındaki Tendürek Dağı’nda dün başlatılan askeri operasyonda HPG gerillaları ile TC askeri arasında çatışma çıktı. Çıkan çatışmada 4 asker, 1 korucu öldü.

Öte yandan Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde de HPG gerillaları ile TC askerleri arasında çıkan çatışmada bir 1 askerin öldüğü öğrenildi.

The post Şemdinli ve Tendürek’te Çatışma: 5 Asker, 1 Korucu Öldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/05/25/semdinli-ve-tandurekte-catisma-5-asker-1-korucu-oldu/feed/ 0
Sokağa Çıkma Yasağı İlan Edilen Bitlis’te Çatışma: 1 Korucu Öldü https://meydan1.org/2017/05/14/sokaga-cikma-yasagi-ilan-edildigi-bitliste-catisma-1-korucu-oldu/ https://meydan1.org/2017/05/14/sokaga-cikma-yasagi-ilan-edildigi-bitliste-catisma-1-korucu-oldu/#respond Sun, 14 May 2017 18:45:26 +0000 https://seninmedyan.org/?p=5604 Operasyonların sürdüğü Bitlis’te çatışma çıktı. Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı 15 mezradaki kırsal bölgede saat 17.00’de sokağa çıkma yasağının getirilmesinin hemen ardından çatışma çıktı. Çıkan çatışmada edinilen bilgilere göre 1 korucu öldü. Devlet güçlerince başlatılan operasyonların genişletildiği öğrenildi.

The post Sokağa Çıkma Yasağı İlan Edilen Bitlis’te Çatışma: 1 Korucu Öldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Operasyonların sürdüğü Bitlis’te çatışma çıktı.

Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı 15 mezradaki kırsal bölgede saat 17.00’de sokağa çıkma yasağının getirilmesinin hemen ardından çatışma çıktı. Çıkan çatışmada edinilen bilgilere göre 1 korucu öldü.

Devlet güçlerince başlatılan operasyonların genişletildiği öğrenildi.

The post Sokağa Çıkma Yasağı İlan Edilen Bitlis’te Çatışma: 1 Korucu Öldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/05/14/sokaga-cikma-yasagi-ilan-edildigi-bitliste-catisma-1-korucu-oldu/feed/ 0
Ferguson’da Her Yerde Bütün Polisler Katildir https://meydan1.org/2014/09/20/fergusonda-her-yerde-butun-polisler-katildir/ https://meydan1.org/2014/09/20/fergusonda-her-yerde-butun-polisler-katildir/#respond Sat, 20 Sep 2014 18:07:13 +0000 https://test.meydan.org/2014/09/20/fergusonda-her-yerde-butun-polisler-katildir/   Meydan: St. Louis ve Ferguson’da polis şiddeti genel olarak hangi düzeyde? Son zamanlarda bir artış oldu mu? Scott: Polis şiddeti burada ABD’deki birçok yerden daha fazla, ama herhangi bir orta-batı şehrinde durum farklı değil. Hayır, arttığını düşünmüyorum. Bence buna karşı tahammülsüzlük arttı. ABD’deki birçok yerde olduğu gibi, siyahileri taciz ederek, suçlu duruma düşürerek, katlederek, cezaevlerine […]

The post Ferguson’da Her Yerde Bütün Polisler Katildir appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

9 Ağustos günü ABD’nin Ferguson şehrinde, siyahi bir genç, silahsız olduğu halde ve insanların gözü önünde polis kurşunuyla katledildi. Ferguson’da başlayan protestolar on gün süren bir isyana dönüştü ve ABD’nin bir çok yerine yayıldı. Bölgede isyana katılan anarşist örgütten Scott ile yaptığımız röportajı yayınlıyoruz. Bölgedeki yoldaşların diğer yazıları için http://antistatestl.noblogs.org/ ‘a bakabilirsiniz.

 

Protests in Ferguson

Meydan: St. Louis ve Ferguson’da polis şiddeti genel olarak hangi düzeyde? Son zamanlarda bir artış oldu mu?

Scott: Polis şiddeti burada ABD’deki birçok yerden daha fazla, ama herhangi bir orta-batı şehrinde durum farklı değil. Hayır, arttığını düşünmüyorum. Bence buna karşı tahammülsüzlük arttı. ABD’deki birçok yerde olduğu gibi, siyahileri taciz ederek, suçlu duruma düşürerek, katlederek, cezaevlerine hapsederek ya da belli mahallelerden sürekli uzak tutarak “hadlerini” bildirmek için ciddi bir çaba var.

Polis her yerde bir işgalci güç olarak var ve St. Louis’in siyahi gettolarında durum farklı değil. Polis orada sınıflı topluma karşı yaratılacak herhangi bir hareketi bastırmak için duruyor ve bunun bir parçası olarak ırklar arasındaki yapay ayrımları dayatıyor. Beyazların bölgesinde bir siyah olmak şüphelidir ve sizi durdurup sizinle bayağı uğraşırlar. Siyahların mahallesinde beyazsanız sizi durdururlar ve tehlikeli mahallede olduğunuz için azarlanırsınız. O mahallede yaşadığınızı söylediğinizde polis çoğu zaman “buralar beyazlar için tehlikeli” derler. Ne zaman siyahi biri bu uyarılara karşı gelse bir sürü polis bölgeye gönderilir.

Obama yönetimi iktidara geldikten sonra devlet politikasında bir değişim oldu mu? Başkanın rengi, Mike Brown’un katledilmesi karşısındaki davranışları etkiledi mi?

Tabii ki: Obama’nın seçilmesi birçok insan için tarihi bir andı, ama sadece renk-körlüğü ve demokrasi yalanını güçlendirmeye yaradı.

Bazı insanlarda seslerinin gittikçe daha çok duyulacağı ve politik sistem dahilinde çalışmanın daha mümkün olduğu algısı var. İsyanlar ve yağmalar sırasında bu tip insanlar sükunet çağrısı yapıyor ve sistemden umudu kesmememizi söylüyorlar, işyeri yağmalarını istemiyorlar. Ortalığı karıştıranların kökünü kazımak için polisle işbirliği yapıyorlardı. İsyanın bitmesini istiyorlardı çünkü normal, saygın, politik anlayışa sığmıyordu. Adalet sisteminin her ırktan insana hizmet edeceğine gerçekten inanıyorlar ve bu bence kısmen Obama yüzünden böyle.

Elbette gerçek şu ki, hala güce sahip olanlar ve olmayanlar var—ve gücü yeni elde edenler ümitsizce durumu değiştirmeye çalışıyor, ya da delicesine görmezden geliyor ve bilerek bu gerçeği gizliyor. Obama’yı iyiye doğru bir adım olarak görenler var, ama bizim gibi, ırkı ne olursa olsun, hayatları değişmediği için politik sisteme baştan beri inanmayan birçok insan var.

İsyanla birlikte toplumsal algıda değişimler oldu mu? İsyandan sonra (özellikle anti-kapitalist ve devlet karşıtı) toplumsal hareketler arttı mı?

Açıkça anti-kapitalist ya da devlet karşıtı hareketler olmadı. İsyanın içindeki birçok kişi eylemleri ve sözleriyle, çoğu zaman doğası gereği bu tavrı gösterdi. Polisle yüzleşmek, bulvarı dönüştürerek özgürleştirilmiş bir bölge yaratmak gibi.

Özel mülkiyete ya da polise saygı duyulmayacağını ve birlikte yaptıklarında bundan zarar görmeyeceklerini öğrenen birçok insan olduğunu düşünüyorum, ya da umuyorum. Umarım isyan, insanlara daha çok işgal, polisle ve onun tarafındakilerle daha çok kavga ile onları ezen düzeni yıkma cesaretini verir.

İsyana sürükleyen öfkeyi, ekonomik ve sınıf çelişkilerine bağlayabilir miyiz?

İdari para cezaları ve fiziksel cezalar (yenilenmemiş trafik sigortası, aşırı hız, bozuk sinyal lambası, vs.), stratejik ve ırkçı biçimde kullanılıyor ve bence bunun öfkeye katkısı büyük. Irkçı polislerin bireysel olarak siyahileri trafikte durdurması yüksek bir olasılıktır. Çoğu insan cezaları ödemekte zorlanıyor ve arama emri çıkartılıyor. St. Louis içinde 80 tane kasaba var ve çoğunun kendi polis gücü var. Dolayısıyla bir kişinin bölgede birbirinden bağımsız birçok tutuklama emri olabilir. Birisi yakalandığında, bir cezaevinde yatar, diğer transfer edilir, sonra bir başkasına ve böyle sürüp gider. İnsanların hayatları paramparça oluyor: İçeride kaldıkça iş bulamıyor, kirayı ya da temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, çocuklarına bakamıyor, vb. Böylece bir yandan güçsüzlük algısı, diğer yandan öfke birikiyor. Tüm bunlar, polis cinayeti, cevap olarak isyana dönüşen protestolar, hepsi anlaşılabiliyor. Hayret verici olan tek şey, bunun neden daha sık olmadığı.

Anladığımız kadarıyla bu tip polis cinayetleri ABD’de neredeyse olağan. Bu durumda Mike Brown’un öldürülmesi neden isyana sürükledi?

Söylemesi zor. İsyanın basit bir formülü yok. İsyanı ateşleyen şey Ferguson polisinin cinayeti ele alış biçimi olabilir. Belki de halkın Brown’u hevesli bir genç—üniversiteye gidip büyük işler yapacak biri— olarak görmesi, polisi kışkırtıp layığını bulan bir suçlu olarak görmemesi yüzündendir. Brown’un katledildiği mahallenin birbirine sıkı bağlı olması, birçok insanın birbirini tanıması ve bu yüzden öfkeyi beraber hissedebilmesi yüzünden de olmuş olabilir. Bir sürü insan vurulduğunu bizzat gördü. Cansız bedeni dört saat boyunca sokakta bırakıldığı için etrafında büyük bir kalabalık toplandı.

Anarşistler isyana hangi seviyede katıldı? İsyanın karakterini nasıl etkilediniz?

Anarşistler oradaydı, ama çoğumuz anarşist kimliğimizle orada değildik. Bayraklarımız yoktu. Bildiri dağıtmadık. Bazılarımız olaylar çerçevesinde sokaklarda grafiti yaptı. Bazılarımızın çatışma deneyimi daha fazlaydı ve bu becerilerimizin, biber gazına ve plastik mermilere karşı koyarken diğerlerine de faydalı olabileceğini düşündük. İlk başlarda çeşitli nedenlerle bu yaklaşıma karar verildi.

Oradaki birçok insanın polise olan öfkesi ve kini bizimki ile örtüşüyordu, hatta çoğu kez bizi aşıyordu. Anarşistler, liderlik derdindeki diğer bazı devrimci grupların aksine etkin bir şekilde polisle çatıştı, yağmaya, vb. yasadışı eylemlere katıldılar. Anarşistler ön saflarda etkin olan insanlarla buluşup onların yanında kavgaya girdiler ve onları sadece piyon olarak görmediler. Bu işe yaradı çünkü ırksal farklılıklar biraz olsun kalktı ve birçok insan için polis (beyaz ya da siyah) ortak düşman haline geldi.

Anarşistler insanların etkin bir şekilde yüzlerini polis ve medyanın dikizleyen gözlerinden saklamalarını sağladı ve bence böyle bir etkimiz olmuş olabilir çünkü bazı geceler bir çok insanın yüzü maskeliydi. Anarşistler ayrıca, önlem olarak (polisin tüm kayıtlarını izlediği) medyanın yasadışı faaliyetleri kaydetmesini engelledi. Medya çoğu zaman kulak asmadığı için daha ciddi önlemler alındı. Anlatılanlara göre anarşist olmayan bir yağmacı, bir yoldaşın yardımına koşup, çekimi durdurmayan kameramana bıçak çekmiş.

Kalabalığı kendi tarafına çekmeye çalışan bir avuç politik grup vardı ve çok ayrıcalıklı ve yabancılaşmış bir haldeydiler. Kalabalığın büyük kısmı, liderlik talep edenleri dinlemek istemiyordu. Yeni Kara Panter Partisi, Siyahi Mücadele Örgütü, Örgütlü Reform ve Güçlendirme için Missouri’liler, İslam Milleti, Scientology Kilisesi, Devrimci Komünist Parti, seçilmiş idareciler, vb., hepsi kitleleri yönlendirmek istiyordu: bazıları açıkça, bazıları daha gizliden. Karşıt gruplar, kalabalık onlarla ilgilenmezken kendi aralarında megafonlarıyla tartışmaya girerek birçok kez komik ve gereksiz görüntüler oluşturdular. Bu maskaraya anarşistler olarak dahil olmamız için hiçbir neden yoktu. Bu isyana aktif katılımcılar olarak girmek, insanlarla tanışmak ve beraber direnmeyi öğrenmek daha iyiydi.

İftira söz konusu olunca en çok anarşistler hedef olurlar. İktidarı istemediğimiz ve direnişlere liderlik etmek istemediğimiz için, iktidar isteyenler, başaramadıklarında bizi suçlarlar. İsyan sırasında diğer politik gruplar genelde bize iftira attılar çünkü kendi programları kitleler tarafından duyulmuyordu. Bazıları şüpheli anarşistlerin fotoğraflarını internette yayınlayacak kadar ileri gittiler. İsyan ve kontrol edilemeyen kalabalıklar için bizi suçladılar, sanki politik olmayan siyahi insanlar anarşistler olmadan kendilerini koruyamazmış ya da onları çevreleyen sistemi deviremezlermiş gibi. İşin garibi fotoğraflardaki şüphelilerin çoğu anarşist değil, RCP’li komünistlerdi.

Sizce isyan sırasında kalıcı ilişkiler kuruldu mu?

Daha çok yapmadığım için üzüldüğüm tek şey bu: yeni ilişkiler kurmak, ama belki de tamamen bizim hatamız değildir. İnsanlarla beraber militanca çatışmak garip bir şey ve bir kaç gün sonra bu isyan durumu ortadan kalkıyor. Bütün bu güzel, isyankar insanlar nereye gitti diye merakla bakınıyorsunuz. Olayın sıcaklığı içinde sokaklardakilerle anında arkadaş olduk. Mucizevi biçimde birbirimizin arkasını kolladık. Karşı koyarken günlük hayattan bahsettik, birbirimizi korumak için yollar düşündük. O kadar çok şey, o kadar coşku ve şimdi bir sessizlik var.

Orada birlikte çatıştığımız çoğu insan kolayca ulaşılabilir değiller. Ya çalışıyorlar, ya da yaşamak için suç işliyorlar, aile geçindiriyorlar.

Eklemek istediğiniz ya da Meydan okurlarıyla paylaşmak istediğiniz başka bir şey var mı?

Bu röportaj çoğunlukla tek kişinin cevaplarıyla oluştu. Bu yüzden Ferguson’daki olaylarla ilgili kapsamlı bir perspektif veremez. Ferguson’da hiçbir zaman duyulmayacak bir sürü deneyim ve perspektif oluştu. Lütfen bunu dikkate alın çünkü bu deneyim hala sindiriliyor ve işleniyor. Ve bitmedi. Eğer mahkeme katilleri suçlu bulmazsa tekrar başlayabilir, hatta bu sefer daha yoğun bir şekilde.

Bu söyleşi Meydan Gazetesi’nin 21. sayısında yayımlanmıştır.

The post Ferguson’da Her Yerde Bütün Polisler Katildir appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/09/20/fergusonda-her-yerde-butun-polisler-katildir/feed/ 0
İnternette Sansür İNADINA İsyan https://meydan1.org/2014/02/22/internette-sansur-inadina-isyan/ https://meydan1.org/2014/02/22/internette-sansur-inadina-isyan/#respond Sat, 22 Feb 2014 16:02:01 +0000 https://test.meydan.org/2014/02/22/internette-sansur-inadina-isyan/ İnternet kullanımında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na olağanüstü yetkiler getiren yeni internet yasa teklifi, üç muhalefet partisinin hayır demesine karşın tek başına AKP milletvekillerinin oylarıyla meclisten geçti. Akabinde gelişen tepkiyle, halk sansüre ve yasağa karşı meydanlara çıktı. Peki, tasarı ne gibi kısıtlamalar getirilmesini öngörüyor? İnternette özel hayatının ihlal edildiğini düşünen kişi mahkeme yerine doğrudan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na […]

The post İnternette Sansür İNADINA İsyan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
İnternet kullanımında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na olağanüstü yetkiler getiren yeni internet yasa teklifi, üç muhalefet partisinin hayır demesine karşın tek başına AKP milletvekillerinin oylarıyla meclisten geçti. Akabinde gelişen tepkiyle, halk sansüre ve yasağa karşı meydanlara çıktı.

Peki, tasarı ne gibi kısıtlamalar getirilmesini öngörüyor?
İnternette özel hayatının ihlal edildiğini düşünen kişi mahkeme yerine doğrudan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na başvuracak. TİB, yayının engellenmesine karar verirse, kararı Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne (ESB) bildirecek. ESB durdurma kararını en geç 4 saat içinde uygulayacak. Bu talep 24 saat içinde sulh ceza hakimine götürülecek. Yer sağlayıcılar, internet kullanıcılarının kullanım trafiklerini iki yıla kadar saklamak zorunda olacak. Ayrıca TİB mahkemenin erişimin engellenmesine karar verdiği sitelere alternatif erişim yollarını da engellemekle görevli olacak. DNS ve IP tabanlı engellemenin yanı sıra, daha çok URL tabanlı engelleme yöntemleri genişletilecek.

URL tabanlı engelleme ne getiriyor?
Kullanmakta olduğumuz sistemde erişim engellense bile, yasaklar bir şekilde aşılıyor. Ancak yasakla beraber gelen URL bazlı engellemeyle bu ortadan kalkacak. En önemlisi kullanıcı ulaşmak istediği içeriğin engellendiğini dahi bilmeyecek. Haberden hiçbir şekilde “haberdar” olamayacak. Kullanıcı bir linke tıkladığı zaman, o içerik URL bazlı engellendiyse, ya sayfa hiç açılmayacak, ya başka bir sayfaya yönlendirilecek ya da yanlış bir bilgiye ulaşacak. URL bazı engellemede, siteye girmeye çalışan kişiler, linke tıklayanlar takip edilebilecek. Şimdiki yasayla içerik engellenmesi için hukuki bir yol izlemek gerekiyordu, ancak bu değişiklikle yetkili kişinin istemediği içeriğe kimse ulaşamayacak.

Yasa’nın meclisten geçmesiyle birlikte internet kullanıcıları bu “yasakçı” ve “sansürcü” uygulamayı protesto etmek için Sayfalar Ortak Platformu adıyla Taksim’de bir açıklama yapmak üzere toplandı. Ancak polisler toplananlara TOMA ve plastik mermilerle saldırdı. Polis ve eylemciler arasındaki çatışmalar uzun süre İstiklal Caddesi’nin ara sokaklarında sürdü.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 16. sayısında yayımlanmıştır.

The post İnternette Sansür İNADINA İsyan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/02/22/internette-sansur-inadina-isyan/feed/ 0
Gülsuyu’nda Rant Çeteleri Halka Saldırıyor https://meydan1.org/2013/09/06/gulsuyunda-rant-ceteleri-halka-saldiriyor/ https://meydan1.org/2013/09/06/gulsuyunda-rant-ceteleri-halka-saldiriyor/#respond Fri, 06 Sep 2013 20:53:11 +0000 https://test.meydan.org/2013/09/06/gulsuyunda-rant-ceteleri-halka-saldiriyor/ Mahalle denilince akla küçük yer gelir, küçük ya herkes tanır birbirini. Tanır çünkü mahalleyi kuran da, o herkestir. Gecekondusu, bakkalı, manavı, camisi… Eskiden böyleydi. Şimdi kimse kimseyi bilmez oldu; mahalleler büyüdü, gelişti, bakkal dükkanı kapadı, mahallenin çamurlu yolu beton, iki odalı gecekondulu TOKİ’li oldu. Çünkü “kentleşiyoruz” ve artık yüksek yüksek asansörlü sitelerimiz, beş katlı apartmanlarımız, […]

The post Gülsuyu’nda Rant Çeteleri Halka Saldırıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Mahalle denilince akla küçük yer gelir, küçük ya herkes tanır birbirini. Tanır çünkü mahalleyi kuran da, o herkestir. Gecekondusu, bakkalı, manavı, camisi… Eskiden böyleydi. Şimdi kimse kimseyi bilmez oldu; mahalleler büyüdü, gelişti, bakkal dükkanı kapadı, mahallenin çamurlu yolu beton, iki odalı gecekondulu TOKİ’li oldu. Çünkü “kentleşiyoruz” ve artık yüksek yüksek asansörlü sitelerimiz, beş katlı apartmanlarımız, sabah gün doğarken işe gidip akşam eve dönen, yüzünü bile zor gördüğümüz komşularımız var. Bir farklı yaşamdı, kültürdü mahalle ve mahalleli olmak.

Şimdi bu kültürü çoğu bilmez, önümüzdeki iki üç yıl sonrasında ise hiç hatırlanmayacak. Çünkü devlet kentsel dönüşüm adıyla sayılı kalmış mahallelere de göz dikmiş durumda. Mahalleleri yıkmak istiyor. Lüks villalar, AVM’ler yapmak, üstünden köprü geçirmek, altından yol kazmak istiyor. Beraberinde mahalleliyi de alıp kentin dışına taşımak, kenti soylulaştırmak istiyor. Devletin köyünü yaktığı, ekmeğini çaldığı, göç etmek zorunda bıraktığı yoksullar ise, bin bir zorlukla kurdukları mahallelerini, yıkım tehdidine karşı korumak için direniyor.

Maltepe’nin Yukarı Yokuşu: Gülsuyu

İstanbul’un Maltepe ilçesinin yukarı yokuşunda kalan son mahallelerden biridir Gülsuyu. Gülsuyu’nu bilmeyenler, şimdilerde çetecilerle halkın arasındaki çatışmalardan biliyor. Oysa Gülsuyu ve mahalleli 90’lı yılların başından bu yana kentsel dönüşüm belasına karşı ayakta kalabilmek için direniyor. Zaten direnişi iyi tanıyor, biliyor Gülsuyu. Ölüm oruçlarından, işçi eylemlerinden, çoğunluğu göçmen Kürt, Alevi olan mahalle sakinlerinin dağıttığı gazetelerden tanıyor, biliyor. Hal böyle olunca halk için Gülsuyu komünistlerin, devrimcilerin mahallesi, devlet içinse teröristlerin mahallesi oluyor. Devlet Gülsuyu’na girmek için bin bir yol deniyor, ancak her defasında direnişle karşılanıyor. Devlet son zamanlarda ise faklı yöntemler deniyor. Gecekonduluyu parayla kandırmayı, gençleri uyuşturucuyla sindirmeyi, esnafı dükkanını kapatmakla korkutmayı deniyor. Kanıyor bazıları. Kandıkça mahalleli, devlet de sızıyor Gülsuyu’na. Çetesiyle, polisiyle, işbirlikçisiyle…

Uzun yıllardır Gülsuyu bir yandan uyuşturucuya ve yozlaşmaya, diğer yandan yıkıma karşı direniyordu. Çünkü uyuşturucuyu alan, satan, giderek yozlaşan gençler aynı mahallenin çocuklarıydı. Devlet “içten yıkarsam, büyük yıkım daha kolay olurdu”yu deniyordu. Ancak yıkıma karşı 250 aile para toplayıp 30 iptal davası açmış ve büyükşehir belediyesine 10 bin imza vermiş, altı bin itiraz dilekçesi yollamıştı. Yani bu o kadar da kolay olmayacaktı.

Çetelerin Arka Planı Kentsel Dönüşüm

Ancak son zamanlarda kentsel dönüşüm süreci kendini tamamlamaya yaklaştıkça, devletin saldırıları da artmaya başladı. Saldırıyı gerçekleştiren çete, mahallede uyuşturucu, haraç, fuhuş gibi kirli işlerle uğraşan “Sakarya Çetesi”nin uzantısı olarak biliniyordu ve bir süredir mahalleliye bunları engelleyen devrimcilere yönelik silahlı saldırılar gerçekleştiriyordu.

Son bir ay içerisinde onlarca devrimci yolu kesilerek, pusu kurularak, silahlı saldırıya uğradı. Buna rağmen sadece bir kişi gözaltına alındı. ESP (Ezilenlerin Sosyalist Partisi) Maltepe İlçe Binası silahlı saldırıya uğradı ve ESP üyesi 9 devrimci silahla yaralandı. BDP’li (Barış ve Demokrasi Partisi) İstanbul il yöneticisi Besim Yılmaz’ın dükkanına silahlı saldırı gerçekleştirildi. Uyuşturucuya karşı yürüyüş yapan mahallelinin ve yürüyüşü kayda alan basının üzerine ateş açıldı. Tüm bu saldırılar sırasında kayıtta olan MOBESE kameraları devre dışıydı, yani devlet bir yandan devrimcilere yönelik yıldırma politikası uygulama bir yandan da mahalleliyi bu olaylarla mahalleden atmak derdindeydi.

Gülsuyu’ndaki bu saldırılar, yandaş medyada da geniş yer aldı. Ancak, “Solcu örgütler birbirleriyle silahla çatıştı”, “Saldırıya uğrayanlar ifade vermekten kaçındı” şeklinde yalan bilgiler ve haberler havada uçuştu.

Yaşanan tüm bu saldırılara karşı, Gülsuyu halkı direnişini yıllardır sürdürüyor. Mahalle, devletin devrimcilere yönelik yıldırma politikalarına, gerçekleştirilmek istenen yıkıma, uyuşturucuya, yozlaşmaya ve tüm tehditlere karşı direnmeye devam edecektir. Gülsuyu kolay kolay yıkılmayacaktır. Çünkü Gülsuyu’nun tapusu direniştir.

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 12. sayısında yayımlanmıştır.

The post Gülsuyu’nda Rant Çeteleri Halka Saldırıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/09/06/gulsuyunda-rant-ceteleri-halka-saldiriyor/feed/ 0