dağıtım – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Sun, 03 May 2015 15:49:08 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Kitap: “Erdemin Simya Formülü Korsanlık” – Mine Yılmazoğlu https://meydan1.org/2015/05/03/kitap-erdemin-simya-formulu-korsanlik-mine-yilmazoglu/ https://meydan1.org/2015/05/03/kitap-erdemin-simya-formulu-korsanlik-mine-yilmazoglu/#respond Sun, 03 May 2015 15:49:08 +0000 https://test.meydan.org/2015/05/03/kitap-erdemin-simya-formulu-korsanlik-mine-yilmazoglu/ Kitap, müzik, film… Korsana hayır! Korsan alma, suça ortak olma! Devletin yasasında korsan satmak da almak da suç sayılmasına rağmen, yüksek fiyatlarla satılan bir kitabı edinmek için korsan yöntemi sıkça kullanılıyor. Kitabın yazarla okuyucu arasındaki yolunu kesen basım ve dağıtım şirketleri, kitap için emek harcayan yazardan baskıcısına, ciltçisine, hamalından tezgâhtarına kimsenin emeğini önemsemezler. Bu şirketler […]

The post Kitap: “Erdemin Simya Formülü Korsanlık” – Mine Yılmazoğlu appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Meydan Gazetesi- Kitap Erdemin

Kitap, müzik, film… Korsana hayır! Korsan alma, suça ortak olma!

Devletin yasasında korsan satmak da almak da suç sayılmasına rağmen, yüksek fiyatlarla satılan bir kitabı edinmek için korsan yöntemi sıkça kullanılıyor. Kitabın yazarla okuyucu arasındaki yolunu kesen basım ve dağıtım şirketleri, kitap için emek harcayan yazardan baskıcısına, ciltçisine, hamalından tezgâhtarına kimsenin emeğini önemsemezler. Bu şirketler fiyatları yüksek tutarak, daha fazla kazanmak için yol kesen haramidirler adeta. Korsan ise aradaki bu kazancın seviyesini oldukça “makul” bir seviyeye indiren üretenle, satanın ve alanın arasında özel bir ilişkinin kurulduğu sihirbazlıktır.

Yazar, kitabının hakkını şirketlere verdiğinde -ki vermek zorunda- şirketler kitabın fiyatını kitapla hiçbir alakası olmayan formüllerle belirlerler. Bu nedenle korsan kitap, kitabın hak sahibi olan şirketin daha fazla kazanmasını engeller. Bu, şirketler için büyük bir sorundur. Çünkü kapitalist sistemin bir parçası olan şirket, daha fazla ve daha fazla kazanma refleksiyle oluşmuştur. Günümüzde, bir şirket için kitap korsanlığının anlamı, 1500’lerdeki sömürgeci devletlerin -şirketlerin- sömürge dolu gemilerini, kara bayraklı korsanlara kaptırmalarıyla aynıdır.

Peki, bu nasıl bir sihirbazlık ki eski bir fotokopi makinasında ya da köhne bir matbaada basitçe çoğaltılan bir kitabın okuyucusu, devlet ve şirketler için nasıl bir korsana dönüşür? “Korsan kitap alma, aldırma” kampanyaları korsan kitap alanların açıkça korsan ilan edilmesi değil mi?

Çoğaltılması ve satılması kadar basit bir eylem olan korsan kitabı almak, bizi de sistemin algısında korsan yapıyor. Yazarın kitap başına aldığı %20’yi, kitabın basılmasından raflara dizilmesine kadar çalışan tüm işçilerin aldığı %5’i ve falanı filanı, yani tüm sömürüyü çıkardığımızda, şirketlere kalan %70’i ödemeyi istememek bir suç mu? Bu suç korsanlıksa, bizler de en azından dolaylı korsanlar olmalıyız.

Bütün bu basım ve dağıtım sömürüsüne karşı bizlerin dolaylı korsanlığının yanı sıra doğrudan korsanlaşan bir yazar olursa nasıl olur?

Brazilya-Rio de Janeiro’da doğmuş ve doğduğu bu “sıradan ülkeye” rağmen dünyanın “elit ülkelerinde” bile bilinen bir yazara dönüşmüş Paulo Coelho, bu rant sistemine doğrudan karşı koyan bir korsan yazardır. Bizim gibi “sıradan coğrafyalarda” bile bilinen en ünlü kitabı Simyacı’dır.

Paulo Coelho bu kitapta demiri altına çevirmek için simyacıyı arayan Santiago’nun yolculuğunu anlatır. Santiago’nun yolculuğu boyunca yolunu birçok “harami” keser. Her şeye rağmen simyacıyı arayan genç adam, günün birinde simyacıyı bulur. Simyacı, Santiago’nun beklediği gibi çıkmazken; onun söyledikleri de beklediği gibi çıkmaz. Simyacı ona, demiri altına çevirmenin önemsiz olduğunu; önemli olanın istediği gibi yaşaması yani düşlediklerini eyleyebilmesi olduğunu anlatır. Santiago’ya erdemden bahsederken; simyacı, paylaşma ve dayanışmanın, özgürlüğün önemini anlatır. Bizlerin de korsan tezgâhlardan bildiği bu kitap, belki de dünya üzerinde korsanı en çok basılan kitaptır. Paulo Coelho da Hindistan’da turistlere simyacının İngilizcesini satan korsan bir genç için şunu demiştir: “Bu genç ile onur duyuyorum. Bu çok onurlu bir iş.” Hindistan’daki bu genç belki de kitaplarını on senedir internetten indirilebilir formatta yayınlayan bu yazarın kendisi için düşündüklerini bilmiyordur. Hatta kitapları indirdiği Pirate Coelho internet sitesini de korsan bir site sanıyordur. Genç korsanın, Paulo Coelho’nun bizzat kendine ait olan bu siteyi korsan sanması ise bir sanının ötesinde, kapitalizm için korsanlıktır zaten.

İspanyol Endülüslü Santiago, simyacı kitabının sonunda zengin olmak isteyen İngilizle beraber çıktığı yoldan yine fakir bir çoban olarak döner. Fatıma’nın yanına döndüğünde demiri altın yapan formülleri öğrenememiş olsa da, simyacının ona anlattığı erdemin simya formülleriyle dönmüştür. Düşünmek ve düşlediğini eylemeyi öğrenen Santiago, özgür bir insan olmuştur. Paulo Coelho 1988’de yazdığı kitaptan kendi de etkilenmiş olacak ki zenginliğin kazanmak, daha fazla kazanmak olduğu kapitalizmin simya formüllerinden az biraz da olsa uzaklaşmıştır.

Şimdi Delhi’de ya da Rio de Janeiro’da ya da İstanbul’da bir korsan tezgâhtan alacağınız -ki artık yoktur- Simyacı kitabının korsanları arasında şirketlerle anlaşmayan yazar, polisten saklanan matbaacı, zabıtadan kaçan tezgâhçı ve siz varsınız. Ve belki de bu erdemli korsanlığın simyacısı bir Santiago.

 Mine Yılmazoğlu

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 26. sayısında yayımlanmıştır.

The post Kitap: “Erdemin Simya Formülü Korsanlık” – Mine Yılmazoğlu appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/05/03/kitap-erdemin-simya-formulu-korsanlik-mine-yilmazoglu/feed/ 0
Kullan At : “Basın Kanununa Göre Süreli Yayın Türleri ve Dağıtımı ” – Davut Erkan https://meydan1.org/2014/07/29/kullan-at-basin-kanununa-gore-sureli-yayin-turleri-ve-dagitimi-davut-erkan/ https://meydan1.org/2014/07/29/kullan-at-basin-kanununa-gore-sureli-yayin-turleri-ve-dagitimi-davut-erkan/#respond Tue, 29 Jul 2014 15:19:07 +0000 https://test.meydan.org/2014/07/29/kullan-at-basin-kanununa-gore-sureli-yayin-turleri-ve-dagitimi-davut-erkan/ Kapitalist işleyiş içerisinde zaman zaman kullanılabilecek ama paylaşma ve dayanışmayla örülü özgür dünyada hiçbir şeye yaramayacak bilgiler… Basılı eserlerin basım ve yayımı ile ilgili esaslar 5187 sayılı Basın Kanununda düzenlenmiştir. Bu kanunun 2. maddesinde tanımlar düzenlenmiş ve gazete, dergi gibi periyodik olarak basılan yayınlar Yerel, Bölgesel ve Yaygın olmak üzere 3 yayın türü başlığına ayrılmıştır. […]

The post Kullan At : “Basın Kanununa Göre Süreli Yayın Türleri ve Dağıtımı ” – Davut Erkan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Kapitalist işleyiş içerisinde zaman zaman kullanılabilecek ama paylaşma ve dayanışmayla örülü özgür dünyada hiçbir şeye yaramayacak bilgiler…

Basılı eserlerin basım ve yayımı ile ilgili esaslar 5187 sayılı Basın Kanununda düzenlenmiştir. Bu kanunun 2. maddesinde tanımlar düzenlenmiş ve gazete, dergi gibi periyodik olarak basılan yayınlar Yerel, Bölgesel ve Yaygın olmak üzere 3 yayın türü başlığına ayrılmıştır. Buna göre

Yaygın süreli yayın: Tek bir basın­yayın kuruluşu tarafından aynı isimle basılan ve her coğrafi bölgede en az bir ilde olmak üzere, ülkenin en az yüzde yetmişinde yayımlanan süreli yayın ile haber ajanslarının yayınlarını,

Bölgesel süreli yayın: Tek bir basın­yayın kuruluşu tarafından basılan ve en az üç komşu ilde veya en az bir coğrafi bölgede yayımlanan süreli yayını,

Yerel süreli yayın: Tek bir yerleşim biriminde yayımlanan süreli yayınlar ile haftada bir veya daha uzun aralıklarla yayımlanan yaygın ve bölgesel yayınları,

Bunlardan ilk ikisi konusunda pek bir duraksama olmasa da, yerel süreli yayınlar konusunda kanun metnindeki açık anlatıma rağmen sıradan değil sadece kolluk memurları, bazı basın savcıları nezdinde dahi bir kafa karışıklığı söz konusudur. Elinizde tuttuğunuz Meydan Gazetesi de bu yayın türü altında sınıflandırıldığından bu yazının kaleme alınması zorunluluğu doğmuştur.

Basın Kanunu’na göre “Yerel Süreli Yayın” olarak sınıflandırılacak 2 tür yayın vardır. Bunlar;

1­ Tek bir yerleşim yerinde yayınlanan süreli yayınlar

2­ Haftada bir veya daha uzun aralıklarla yayınlanan yaydın ve bölgesel yayınlar

Yani bir gazete veya derginin Basın Savcılığı tarafından “yerel süreli yayın” olarak tescil edilmesi her zaman o yayının tek bir coğrafi bölgede dağıtılmak üzere basıldığı anlamına gelmez. Haftalık veya aylık yayınlar, nerelerde dağıtıldığına bakılmaksızın ister yaygın, ister bölgesel olsun “yerel süreli yayın” olarak tescil edilir.

DAĞITIM

Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel süreli yayınların sadece bir yerleşim yerinde dağıtılmak üzere yayınlandığı şeklindeki görüşün hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Öte yandan bir yayının dağıtımını veya satışını yayın türüne bakılarak engellenmesi engelleyebilecek herhangi bir hüküm de mevzuatta yoktur. Yayıncı, basılı eserin dağıtımını istediği şekilde gerçekleştirebilir. Bunu bir dağıtım şirketi aracılığıyla yapabileceği gibi bizzat veya okurları vasıtasıyla da gerçekleştirebilir.

Basın Kanunu’nun 3. Maddesine göre “Basın özgürdür. Bu özgürlük; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir.”

Bir yayının dağıtımı ancak ve ancak mahkeme kararıyla yasaklanabilir ve engellenebilir. Basın Kanunu’nun 25. maddesine göre “belirli kanunlarda yer alan suçların yayın organları vasıtasıyla işlerliğini tespit eden ya da haber alan savcılık hakime müracaat edebilir ve hakim basılmış eserlerin tamamına el koyabilir yani toplatabilir.”

Kanunun öngördüğü şekilde bir suç soruşturması kapsamında mahkeme tarafından dağıtımının yasaklanmasına ve toplatılmasına karar verilmemiş olan herhangi bir yayının dağıtımının engellenmesi de aynı yasada suç olarak düzenlenmiştir. Basın Kanunu 22. maddesine göre “Kanuna uygun olarak basılmış eserleri, bunların yayımını veya dağıtımını veya satışını önlemek amacıyla tahrip eden veya bozan kimse, … süreli ve süresiz yayınların basılmasını, yayımını, dağıtımını veya satışını şiddet veya tehditle engelleyen kimse, hapis ve para cezasıyla cezalandırılır.”

Kamu görevlileri bu sıfatlarıyla hareket ederken yasalara bağlı hareket etme yükümlülüğü altındadır. Yapacakları her işlemin yasal bir dayanağı olması ve o işlemi gerçekleştirmeye yetkili ve görevli olmaları gerekmektedir. Yetkisi ve görevi olmaksızın bir işlem yapan kamu görevlisinin, eyleminin suç teşkil etmesinden kaynaklı sorumluluğu bakidir. Mahkeme tarafından verilmiş bir yasaklama veya toplama kararı olmaksızın bir yayının basım veya dağıtımına engel olan kişi ister kamu görevlisi olsun ister olmasın, ceza hukuku anlamında bir suç işliyordur. Bu suçun işlenmesi emrini veren de, suçun işlendiğini görüp engel olmayan kamu görevlileri de azmettiren, iştirak veya yardım eden yahut “suçu haber vermeyen” kişiler olarak cezai sorumlulukla karşı karşıya kalırlar.
Davut Erkan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 20. sayısında yayımlanmıştır.

 

The post Kullan At : “Basın Kanununa Göre Süreli Yayın Türleri ve Dağıtımı ” – Davut Erkan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/07/29/kullan-at-basin-kanununa-gore-sureli-yayin-turleri-ve-dagitimi-davut-erkan/feed/ 0