deprem – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Tue, 31 Aug 2021 11:37:20 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Kütahya’da 5 Büyüklüğünde Deprem https://meydan1.org/2021/08/31/kutahyada-5-buyuklugunde-deprem/ https://meydan1.org/2021/08/31/kutahyada-5-buyuklugunde-deprem/#respond Tue, 31 Aug 2021 11:37:16 +0000 http://meydan1.org/?p=73943 Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde şiddetli bir deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi, çevre illerden de hissedilen Altıntaş Aydınlar merkezli depremin şiddetini 4,9; derinliğini ise 5 kilometre olarak duyurdu.

The post Kütahya’da 5 Büyüklüğünde Deprem appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Kütahya’nın Altıntaş ilçesinde şiddetli bir deprem meydana geldi.

Kandilli Rasathanesi, çevre illerden de hissedilen Altıntaş Aydınlar merkezli depremin şiddetini 4,9; derinliğini ise 5 kilometre olarak duyurdu.

The post Kütahya’da 5 Büyüklüğünde Deprem appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/08/31/kutahyada-5-buyuklugunde-deprem/feed/ 0
Endonezya’da 6.2 Büyüklüğünde Deprem: En Az 10 Can Kaybı https://meydan1.org/2021/01/15/endonezyada-6-2-buyuklugunde-deprem-en-az-10-can-kaybi/ https://meydan1.org/2021/01/15/endonezyada-6-2-buyuklugunde-deprem-en-az-10-can-kaybi/#respond Fri, 15 Jan 2021 07:40:25 +0000 https://meydan1.org/?p=68956 Endonezya’nın Sulawesi adasında gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki depremde en az 10 kişi yaşamını yitirdi. Bugün yerel saatle 01:30’da gerçekleşen depremin merkezi Majene şehrinin 6 kilometre kuzeydoğusunda ve yerin 10 km altında meydana geldi. Şehirde yaşayan en az 1000 kişi yaralandı ve 20 bin kişi tahliye edildi.

The post Endonezya’da 6.2 Büyüklüğünde Deprem: En Az 10 Can Kaybı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Endonezya’nın Sulawesi adasında gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki depremde en az 10 kişi yaşamını yitirdi.

Bugün yerel saatle 01:30’da gerçekleşen depremin merkezi Majene şehrinin 6 kilometre kuzeydoğusunda ve yerin 10 km altında meydana geldi. Şehirde yaşayan en az 1000 kişi yaralandı ve 20 bin kişi tahliye edildi.

The post Endonezya’da 6.2 Büyüklüğünde Deprem: En Az 10 Can Kaybı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/01/15/endonezyada-6-2-buyuklugunde-deprem-en-az-10-can-kaybi/feed/ 0
Korona Krizi, Depremler, Savaşlar | 2020 Geride Kalırken https://meydan1.org/2020/12/31/korona-krizi-depremler-savaslar-2020-geride-kalirken/ https://meydan1.org/2020/12/31/korona-krizi-depremler-savaslar-2020-geride-kalirken/#respond Thu, 31 Dec 2020 13:43:00 +0000 https://meydan1.org/?p=68161 2020 yılının son günündeyiz. Geride bırakmak üzere olduğumuz bu yıldan, en çok akılda kalacak gündem olan Korona Krizi’nin halen ağırlığını hissetmeye devam ediyoruz. Sokağa çıkma yasakları ve benzer kısıtlama “önlemleri” toplumun önemli bir bölümünün yaşam alanlarına müdahale olarak yorumlanırken, gizlenen gerçek rakamlarla birlikte devlet iktidarının artan otoriterliğinin açık örnekleriydi. Küresel ölçekte ise kapitalizmin neden olduğu […]

The post Korona Krizi, Depremler, Savaşlar | 2020 Geride Kalırken appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

2020 yılının son günündeyiz. Geride bırakmak üzere olduğumuz bu yıldan, en çok akılda kalacak gündem olan Korona Krizi’nin halen ağırlığını hissetmeye devam ediyoruz. Sokağa çıkma yasakları ve benzer kısıtlama “önlemleri” toplumun önemli bir bölümünün yaşam alanlarına müdahale olarak yorumlanırken, gizlenen gerçek rakamlarla birlikte devlet iktidarının artan otoriterliğinin açık örnekleriydi. Küresel ölçekte ise kapitalizmin neden olduğu adaletsizlik ile devletlerin büyük oranda çöken sağlık sistemi, tüm yerküreyi saran bu salgınla daha da berraklaştı.

Korona Krizi, küresel zenginlerden 10 milyarderin servetlerini 400 milyar dolar arttırırken, yaşadığımız coğrafyada da benzer şekilde milyonerlerin serveti arttı.

Korona Krizi dışında ise, gerçekleşen depremler, Ankara’nın Suriye’deki savaşa müdahil olmasının sonuçlarından biri olan ve Mart ayı başlarında Pazarkule’de yaşanan göçmen krizi, ABD’de siyahlara yönelik polis terörü sonrası gerçekleşen “George Floyd eylemleri”, artan ekonomik kriz, Doğu Akdeniz gerilimi, Karabağ-Artsakh’taki Azerbaycan-Ermenistan Savaşı, birçoğumuz tarafından yapılan “kabus gibi bir yıldı” nitelemesini fazlasıyla hak eden 2020’nin akılda kalan başlıca gelişmelerindendi.

Ocak

  • İran Devrim Muhafızları Ordusu-Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani 3 Ocak’ta ABD tarafından Bağdat Uluslararası Havalimanı’na yapılan İHA saldırısında öldürüldü. Süleymani’nin üç gün sonra yapılan cenaze töreninde ise 50 kişi izdiham nedeniyle yaşamını yitirdi. Kasım Süleymani suikastine misilleme olarak İran Devrim Muhafızları Ordusu 8 Ocak’ta ABD’nin Irak’ın Anbar vilayetindeki Ayn el-Esad Hava Üssü’ne balistik füzelerle saldırdı. Aynı gün, bu misillemeye ABD tarafından cevap verilmesi ihtimaline karşı teyakkuzdaki İran, Kiev’e gitmek üzere Tahran’dan havalanan Ukrayna uçağını vurdu. İran’ın bu saldırısında uçakta bulunan 176  kişi yaşamını yitirdi.
  • Avustralya’da 2019’un Haziran ayında başlayan orman yangınları Ocak ayı içinde şiddetini tekrar artırdı. 1.25 milyar hayvanın yaşamını yitirdiği yangınlar Mayıs ayında kontrol altına alınabildi.
  • Munzur Üniversitesi öğrencisi, 21 yaşındaki Gülistan Doku son olarak, babası polis olan ve devlet tarafından dolaylı olarak korunan Zaynal Abarakov ile görüldükten sonra “kayboldu.” Doku’nun akibetini soran ailesi, yine devletin bazı görevlilerince belirli aralıklarla tehdit edildi, 7 Eylül’de de kolluk güçleri tarafından sürüklenerek gözaltına alındı.
  • 1 Aralık 2019’da  Çin’in Hubei bölgesinin  Vuhan kentinde ortaya çıkan ve SARS-CoV-2 olarak adlandırılan yeni tip koronavirüs vakaları Ocak ayından itibaren artmaya başladı. Virüsün yol açtığı hastalık Covid-19 olarak tanımlanırken, söz konusu virüsün yol açtığı salgın kısa sürede dünyaya yayıldı.
  • 19 Ocak’ta Libya’daki savaş nedeniyle Berlin Konferansı yapıldı. 55 maddelik plan açıklandı, ancak açıklanan maddeler arasındaki silah ambargosuna başta, 2 Ocak’ta Libya’ya asker göndermek üzere tezkere çıkaran Ankara olmak üzere uyulmadı.
  • 24 Ocak’ta Elazığ merkezli gerçekleşen ve Malatya başta olmak üzere çevre illerde de hissedilen 6.8 büyüklüğündeki depremde “resmi rakamlara göre” 41 kişi yaşamını yitirdi. Elazığ’da yaşanan depremin ardından Kızılay, hem maddi yardım talebi, hem Ensar Vakfı’na yapılan bağışa aracılık etmesi, hem de topladığı yardımları Başkentgaz adlı şirkete dolaylı yollardan aktardığı için usulsüzlük ve yolsuzluk iddiaları ile gündeme geldi. 

Şubat

  • Van-Bahçesaray karayolunun 33’üncü kilometresinde 4-5 Şubat tarihlerinde aynı bölgeye iki farklı zamanda çığ düşmesi sonucu 42 kişi yaşamını yitirdi.
  • Pegasus adlı şirkete ait, İzmir-İstanbul seferini yapan uçak 5 Şubat’ta İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na indikten sonra pistten çıktı. Kazada üç kişi yaşamını yitirdi, 179 kişi yaralandı. Uçak kazasından sonra kazaya neden olan gelişmeleri anlatan eğitmen pilot Bahadır Altan CNN Türk’te konuştuğu sırada, devletin şirketlerle işbirliği içinde hayata geçirdiği talan projelerini eleştirdiği için yayından alındı. Ardından da Pegasus Hava Yolları tarafından işten atıldı.
  • İran’da Batı Azerbaycan eyaletinin Hoy kentinde 23 Şubat’ta meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremde, sarsıntının yaşandığı bölgede 75 kişi yaralandı. Depremin hissedildiği Van’da ise 10 kişi yaşamını yitirdi.
  • 27 Şubat günü Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı, Ankara’nın İdlip’te Soçi Mutabakatı’nı ihlal ettiğini ve cihatçı çetelerin Suriye Arap Ordusu üslerine yaptığı saldırıları desteklediği yönünde bir açıklama yaptı. Aynı gün Rus basınında TSK gözlem noktalarından Rus Hava Kuvvetleri’ne bağlı iki Su-17 ve bir Su-34 uçağına ateş açıldığı haberleri yayınlandı. Akşam saatlerinde ise İdlip’in güneyindeki TSK taburu Rus ve Suriye birlikleri tarafından vuruldu. Hava saldırısında Ankara’nın verdiği rakamlara göre 34 TSK mensubu öldürüldü. İdlip’teki TSK üssünün vurulması sonrası Twitter, YouTube, İnstagram ve Facebook erişime kapatıldı, NATO Ankara tarafından olağanüstü toplantıya çağrıldı. Gece saatlerinde de AKP Sözcüsü Ömer Çelik, İdlip saldırısı sonrası Avrupa’dan destek alabilmek için, Türkiye’nin artık mültecileri tutamayacağını söyleyerek Avrupa’ya olan sınır kapılarını açtıklarını ve mültecilerin durdurulmayacağını duyurdu. Çelik’in bu açıklaması Yunanistan sınırında haftalar boyu sürecek insani bir dramı tetikledi.

Mart

  • İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 1 Mart saat 19.42 itibarıyla Edirne’den ayrılan göçmen sayısının 100 bin 577’ye ulaştığını açıkladı. Aynı gün, 27 Şubat’taki İdlip saldırısına misilleme amacıyla TSK tarafından “Bahar Kalkanı Operasyonu” başlatıldığı duyuruldu. Ancak 5 Mart’taki Putin-Erdoğan görüşmesi sonrası varılan mutabakat ile operasyon fiilen geçersiz hale gelmiş oldu.
  • 10 Mart’ta Erdoğan’ın Brüksel’de Avrupa Birliği liderleriyle yaptığı görüşme sonrasında Edirne’deki sınıra yığılan göçmenlerin Avrupa’ya yönelik bir tehdit unsuru olarak kullanılmasından “şimdilik” vazgeçildiği belirtildi.
  • Covid-19 salgını dünyada yayılmaya devam ederken, Türkiye’deki ilk “resmi vaka” 11 Mart’ta açıklandı. Bir gün sonra ise ilköğretim ve ortaöğretimin 16 Mart’tan itibaren 1 hafta, üniversitelerin de 3 hafta süreyle tatil edildiği duyuruldu.
  • Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından Covid-19, 12 Mart’ta küresel bir salgın (pandemi) olarak ilan edildi.
  • Kafe, bar, gece kulübü gibi eğlence yerlerinin 15 Mart’tan itibaren kapatılmasına karar verildi. Bu karara daha sonra büfe ve lokantalar eklendi. 17 Mart’tan itibaren müzeler, 21 Mart’tan itibaren de berber, kuaför,sauna ve güzellik salonları kapatıldı. İnsanları virüsten koruyan maske konusunda ise devlet tam bir kafa karışıklğı içindeydi. 5 Nisan’da İletişim Başkanı Fahrettin AltunePttAVM.com üzerinden kargo ile ücretsiz maske dağıtılacağını duyurdu. Bir gün sonra PTT’den, yaşanan yoğunluk nedeniyle “Sizlere daha sağlıklı hizmet sunabilmek adına, ücretsiz maske taleplerinize ilişkin başvurularınızı en kısa sürede e-Devlet Kapısı üzerinden alacağımızı bildirmek isteriz. Anlayışınız için teşekkür ederiz” duyurusu yapıldı. Aynı gün Erdoğan  para ile maske satışının kesinlikle yasak olduğunu söyledi. Maskelerin e-devlet üzerinden başvuruyla alınması kararının ardından binlerce kişi başvuru yapmalarına rağmen, kendilerine şifre gitmediği için maske temin edemedi. Devletin, Korona Krizi’nin ilk günlerinde “maske dağıtamama” şeklinde tezahür eden bu basiretsizliği krizin ilerleyen safhalarında da çeşitli veçhelerle kendini gösterdi.

Nisan

  • Daha önce 65 yaş üstüne getirilen sokağa çıkma yasağı, 3 Nisan’da bu kez 20 yaş altına getirildi.
  • Grup Yorum üzerindeki konser yasaklarının kalkması ve tutsak grup üyelerinin serbest bırakılması amacıyla, grubun solisti Helin Bölek 3 Nisan’da, sürdürdüğü açlık eyleminin 288. gününde yaşamını yitirdi. Bölek devletin engellemelerine karşın sloganlarla toprağa verilirken, 4 Nisan’da da Yunanistan’da Anarşist Politik Örgütlenme, (Anarchist Political Organisation – A.P.O.) Helin Bölek için pankart asma eylemi gerçekleştirdi.
  • Devletin, Korona Krizi boyunca hayata geçirdiği kısıtlama uygulamalarından en tepki çekeni 10 Nisan gecesi yaşandı. O gece, yasağın başlayacağı 00:00’dan yaklaşık iki saat önce açıklanan iki günlük sokağa çıkma yasağı kararı sonrası, binlerce insan marketlere ve büfelere akın etti. Yaklaşık bir aydır uygulanan izolasyon böylece ihlal edilirken, devletin bu kararı nedeniyle vakalarda artış hızlandı. Yaşanan bu karmaşa sonrası İçişleri Bakanı Soylu’ya toplumun her kesiminden  tepkiler geldi. Soylu iki gün sonra istifa etti, ancak istifası Erdoğan tarafından kabul edilmedi.
  • Devrimci Anarşist Faaliyet’in (DAF) 21 Mart’ta “Korona Krizine Dikkat! Paylaşma ve Dayanışmayla Beraberce!” sloganıyla başlattığı kampanyaya, İspanya, Şili, Lübnan, Bulgaristan, Slovenya, Uruguay, Arjantin ve Yunanistan gibi coğrafyalardan dünya anarşistleri de katıldı.
  • Devlet iktidarının Korona Krizi’ni bahane ederek yasalaştırdığı af ile faşist çete lideri Alaattin Çakıcı 16 Nisan’da tahliye edildi.  Gazeteciler, avukatlar, MİT’e karşı “suç işleyenler” ve siyasi tutsaklar infaz düzenlemesi dışında bırakıldı.
  • 27 Nisan’da 18 yaşındaki Suriyeli tekstil işçisi Ali el Hemdan, Adana’da polis tarafından “dur” ihtarına uymadığı öne sürülerek göğsünden vurularak katledildi. Cinayetin ikinci duruşması 13 Kasım’da görülürken, avukatsız kalan Ali el Hemdan’ın ailesinin, baskı altında olduğu belirtildi.

Mayıs

  • 1 Mayıs bu yıl, Covid-19 “tedbirleri” nedeniyle ilan edilen sokağa çıkma yasaklarına denk geldi. Taksim Meydanı’ndaki Cumhuriyet Anıtı’na çiçek bırakmak isteyen DİSK üyeleri ve genel başkanı,  Beşiktaş’taki Genel Merkez binası önünde polis saldırısı sonucu gözaltına alındı.
  • 1 Mayıs öncesinde ise 29 Nisan’da, Tuzla Tersaneler Bölgesi’ndeki İçmeler Köprüsü’nde işçi örgütleri, sendikalar ve devrimci örgütler 1 Mayıs eylemi gerçekleştirdi.
  • Açlık eylemine, 323. gününde konser başvurularının kabul edilmesi üzerine ara veren Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek, 7 Mayıs’ta yaşamını yitirdi. Devlet, Gökçek’in cenazesine katılmaya gelen devrimcileri engellemek için Gazi Mahallesi’ni ablukaya aldı ve cenazeyi kaçırmak istedi. Kayseri’de cenaze polisten alınarak sloganlar ve türkülere defnedildi.
  • Ankara’nın desteklediği Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri TSK’ye ait SİHA’lar desteğiyle, Vatiyye (Al Watiyya) Hava Üssü’nü ele geçirdi. UMH Haziran’da Trablus Uluslararası Havalimanı, Tarhuna, Beni Velid’i de ele geçirip, petrol havzalarına müzahir Sirte ve Cufra’ya yönelik Zafer Yolları Harekâtı başlattı. 20 Haziran’da ise Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Sirte ve Cufra’yı “kırmızı çizgileri” ilan etti. UMH güçleri Sirte önlerinde durdu.
  • 25 Mayıs’ta ABD’de polisin George Floyd’u katletmesinin ardından Minnesota eyaletinde başlayan eylemler ülkenin dört bir yanına yayıldı. Floyd’un son sözleri olan “Nefes alamıyorum- I can’t breathe” eylemlerde en çok kullanılan slogan oldu. Kentucky eyaletinin Louisville şehrinde gerçekleşen eylemler sırasında bölge polisi ve askerin (Ulusal Muhafızlar) ateş açması sonucu David McAtee adındaki bir siyah daha yaşamını yitirdi.

ABD başkanı Donald Trump, Antifa Hareketi’ni, George Floyd’un polis tarafından katledilmesinin üzerine başlayan ve tüm ABD’ye yayılan eylemleri şiddete dönüştürmekle suçladı ve Antifa’yı terör örgütü listesine alacağını söyledi. Anarşist kolektif ve komünlerin yoğun olarak bulunduğu Seattle’da polis çatışmalarında devlet güçlerinin geri çekilmesinin ardından bölge barikatlarla çevrilerek “otonom bölge” ilan edildi. Eylemlerde sömürgecilerin heykellerinin hedef alınması başka coğrafyalardaki benzer eylemlere de ilham kaynağı oldu.

  • 2 Haziran’da, aralarında Anarşist Gençlik’in de bulunduğu Gençlik Örgütleri tarafından polis şiddetine karşı Kadıköy’de gerçekleştirilen eyleme polis saldırdı. Polis saldırısı sonucu 24 kişi gözaltına alındı.
  • İntihar ettiği söylenen Aleyna Çakır’ın , 4 Haziran’da Ümitcan Uygun tarafından şiddet gördüğü, ardından yerde baygın yattığı videoları canlı yayınla sosyal medyadan paylaşıldı. Serbest bırakılan Uygun, sosyal medyadan Aleyna Çakır cinayetine dair kendisini suçlayanları tehdit etti.
  • Eylül 2017’de Lübnanlı müzik grubu Masrou Leila’nın Kahire konserinde gökkuşağı bayrağı açtığı için tutuklanan 7 kişiden biri olan 30 yaşındaki Sarah Hegazi, 14 Haziran’da hapishanede gördüğü cinsel saldırı ve fiziksel şiddet sebebiyle yaşamına son verdi. Hegazi, ardında şu notu bıraktı: “Kardeşlerine; Hayatta kalmaya çalıştım ve başarısız oldum, beni affedin. Arkadaşlarına; Deneyim acımasızdı ve ona karşı koymak için çok zayıfım, beni affedin. Dünyaya; Çok acımasızdın, ama affediyorum.”
  • 14 Haziran’da Bingöl-Karlıova’da 5.7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
  • 15-17 Haziran’da TSK, Kandil-Mahmur bölgelerine yönelik olarak Pençe-Kartal ve Pençe-Kaplan adında operasyonlar başlattı.

Temmuz

  • AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İstanbul Sözleşmesi’ne  dair 2 Temmuz’da yaptığı açıklamada, “Nasıl usulünü yerine getirerek bu sözleşme imzalanmışsa, aynı şekilde usulü yerine getirilerek bu sözleşmeden çıkılır.” şeklinde ifadeler sarf etti. Kurtulmuş’un bu açıklaması sonrası kadın örgütleri tarafından aylar süren eylemler yapıldı. AKP içinde de kimi çatlaklar yol açan İstanbul Sözleşmesi’ne dair devlet iktidarı bu hamlesinde, kadınların direnişi sayesinde geri adım attı.
  • 3 Temmuz’da Sakarya’nın Hendek ilçesindeki bir havai fişek fabrikasında meydana gelen patlamada 6 işçi yaşamını yitirdi.
  • Ayasofya’nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli  Bakanlar Kurulu kararı, 10 Temmuz’da Danıştay tarafından iptal edilerek, tarihi mekan camiye çevrildi. 24 Temmuz’da 300.000’den fazla kişinin katılımıyla, Covid-19 önlemlerinin ihlal edildiği bir iktidar şovuyla yapılan açılışta, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş minbere “Ayasofya’nın fethini” simgeleyen kılıçla çıktı.
  • 12 Temmuz’da Azerbaycan-Ermenistan arasında ay sonlarına dek sürecek olan Tovuz Savaşı başladı. Çatışmaların sonlanmasının ardından, Ağustosta TSK ile Azerbaycan orduları Bakü, Nahçıvan, Gence, Kürdemir ve Yevlah’ta ortak askeri tatbikat yaptı. Tatbikat nedeniyle TSK bölgeye askeri sevkiyat yaparak, 27 Eylül’de başlayacak asıl savaşın alt yapısı oluşturuldu.
  • Cihatçı terör çetesi IŞİD tarafından, devlet desteği ve gözetiminde gerçekleştirilen Suruç Katliamı’nın 20 Temmuz’daki 5.yıl anmalarına İstanbul ve Ankara’da polis saldırdı.. Polis saldırıları sırasında DAF ve anarşist dergi Karala’dan çok sayıda devrimci gözaltına alındı.
  • Muğla’da 27 yaşındaki Pınar Gültekin’in 21 Temmuz günü, yakılıp toprağa gömülmüş cesedi bulundu. Cemal Metin Avcı adlı erkek tarafından katledilen Gültekin, 16 Temmuz’dan beri kayıptı.


Ağustos

  • 4 Ağustos’ta, Lübnan’ın Beyrut kentindeki limanda yıllar önce bir gemiden el konulan ve limanda depolanan 2750 ton amonyum nitrat patladı. Patlama sonucu yüzlerce kişi yaşamını yitirdi, 300.000’den fazla insan evsiz kaldı.
  • Kadın örgütleri, devlet iktidarının “İstanbul Sözleşmesi” üzerinden başlattığı yeni saldırı hamlesine karşı sokakları bırakmıyor. 5 Ağustos’ta İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere yapılan eylemlere binlerce kadın katıldı. İzmir’deki polis saldırısında 16 kadın darp edilerek gözaltına alındı.
  • Ağustos ayı başlarında Ankara ile Atina arasında başlayan Doğu Akdeniz gerilimi artıyor. Ankara’nın Meis adası açıklarında Oruç Reis gemisiyle yürüttüğü sismik araştırmalarını 27 Ağustos’a kadar uzatması üzerine, Atina da bölgede tatbikat yapmak üzere Navtex yayınladı. Ankara’nın buna cevabı ise beklendiği gibi, yeni bir Navtex yayınlayıp, 25 Ağustos’ta kendilerinin de tatbikat yapacağını duyurmak oldu. Doğu Akdeniz gerilimi ilerleyen haftalarda, Fransa ve ABD’nin de dahil olduğu bir sürece evrildi. Ankara son olarak geri adım atarak, Oruç Reis için ilan ettiği Navtex alanını Antalya Körfezi ile sınırlandırdı. Ankara, Doğu Aldeniz gerilimi sırasında, Avrasyacı generallere ait olan, komşu devletlerin deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dayalı “Mavi Vatan” doktrini ile iç politikada yeni bir milliyetçi propaganda hattı oluşturmuştu.
  • 21 Ağustos’ta Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğal gaz keşfedildiği açıklandı. Devlet iktidarının medya görünümündeki propaganda bültenleri ve çeşitli yetkililerince “müjde” olarak duyurulan rezervin akibetine dair daha sonra gündemde yer alacak bir açıklama yapılmadı.
  • Tecavüzcü katil uzman çavuş Musa Orhan tarafından cinsel şiddete maruz bırakılan ve ardından intihar girişiminde bulunan 18 yaşındaki İpek Er 18 Ağustos’ta yaşamını yitirdi. Tepkiler üzerine tutuklanan tecavüzcü katil Musa Orhan, daha sonra serbest bırakıldı v devletin ilgili birimleri tarafından fiili bir koruma kalkanına alındı. Dosyaya gizlilik kararı getirilirken, “nitelikli cinsel saldırı” suçundan açılan davanın ilk duruşması 16 Ekim’de Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Mahkeme Musa Orhan’ın tutuklanma talebini reddetti.
  • 23 Ağustos’ta Giresun ve ilçelerinde meydana gelen sel ve heyelanda 7 kişi yaşamını yitirdi.
  • Adil yargılanma talebiyle açlık eylemi gerçekleştiren avukat Ebru Timtik 27 Ağustos’ta yaşamını yitirdi. Timtik’in cenazesi engellemelere rağmen Gazi Mahallesi’nde sloganlarla defnedildi.
  • Erzincan’da mısır sattığı için zabıta tarafından tezgahına el konulması nedeniyle 3 Ağustos’ta kendini yakan işportacı Yavuz Polat, tedavi gördüğü hastanede 29 Ağustos’ta yaşamını yitirdi.

Eylül

  • Belarus’ta 9 Ağustos’ta yapılan seçimler sonrası başlayan sokak eylemlerinde, 6 Eylül’de polis göstericilerin Bağımsızlık Meydanı’nda toplanmasına izin vermeyince, Stella Meydanı önünden Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yürüyüş gerçekleştirildi. Eylemlerde onlarca kişi gözaltına alındı.
  • 6-8 Ekim 2014’te Kobané ile dayanışma eylemleri nedeniyle 6 yıl sonra operasyon gerçekleştiren devlet, 25 Eylül’de yaptığı operasyonda HDP üyesi 82 kişiyi gözaltına aldı.
  • 27 Eylül’de Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalar tekrar başladı. Taraflar arasında açık bir savaşa evrilen çatışmalara Ankara da, Suriye’den sevk ettiği cihatçılar ve Azerbaycan’a temin ettiği askeri destekle müdahil oldu. 44 gün süren çatışmalar sonrası, 10 Kasım’da ilan edilen ateşkes ile Ermenistan Ağdam bölgesi ve Gazah bölgesini Azerbaycan’a bırakırken, Dağlık Karabağ ve Laçin koridorunda Rus birlikleri konuşlandı.
  • Van Çatak’ta askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra işkence edilip helikopterden atılan iki köylüden biri olan Servet Turgut 30 Eylül’de hastanede yaşamını yitirdi. Askerler tarafından gözaltına alınan diğer kişi olan Osman Şiban ise ağır yaralandığı olaydan aylar sonra yaptığı açıklamada cinayeti ayrıntıları ile anlattı.

Ekim

  • Cihatçı terör çetesi IŞİD’in devlet gözetiminde gerçekleştirdiği 10 Ekim Ankara Gar Katliamı’nın, katliamın olduğu yerde yapılmak istenen 5. yıl anmasına polis saldırdı. Saldırıda anarşist Karala dergisinden 11 devrimci anarşist gözaltına alındı.
  • Soma’da çalıştıkları maden ocağının kapatılmasından sonra 8 yıldır tazminatlarını alamayan ve Ankara’ya yürüyüşe geçen Somalı maden işçileri 19 Ekim’de Ankara’da gözaltına alındı.
  • İzmir’de Kuşadası Körfezi merkezli ve Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremde 117 kişi yaşamını yitirdi.

Kasım

  • ABD’de 2 Kasım günü gerçekleştirilen seçimleri, 10 Aralık’ta açıklanan resmi sonuçlara göre Demokratların adayı Joe Biden kazandı. Önceki başkan Donald Trump’ın uzun süre boyunca sonuçlarını kabul etmediği seçimler sırasında Trump yanlısı “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” (Make America Great Again -MAGA) “Önce Amerika için Kadınlar” hareketleri ile ProudBoys (Gururlu Çocuklar) destekçileri Black Lives Matter-BLM yanlılarına saldırılar gerçekleşirdi.
  • Erdoğan’ın damadı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 8 Kasım günü akşam saatlerinde sosyal medya hesabından, imla hataları ve anlatım bozuklukları ile dolu bir metinle istifasını duyurdu. Önce “görmezden gelinen” ve devletin medya organları tarafından haberleştirilmeyen istifa, bir gün sonra “görevden af talebi” olarak yansıtıldı.
  • Korona Krizi bahane edilerek çıkarılan özel af yasasıyla salıverilen faşist çete lideri Alaattin Çakıcı sosyal medyadan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tehditler içeren bir mektup yayınladı.
  • Daha önce 5 Kasım’daki genelgeyle Korona Krizi’nde yeni “önlemler” açıklayan İçişleri Bakanlığı’nın, 18 Kasım’da yayınladığı yeni genelgeyle ikinci karantina dönemi başladı.
  • Sendikalı oldukları için işten atılan ve Gebze’den Ankara’ya yürümek isteyen metal işçilerine polis saldırdı ve 100 işçiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan işçiler için Kadıköy Süreyya Operası önünde eylem gerçekleştirildi.
  • 25 Kasım’da, Covid-19 vakaları sayısında “milli menfaatler uğruna” yalan söylediğini itiraf eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya sosyal medyada sert tepki gösterildi. Koca’ya tepki gösterenler arasında, gerçek rakamların açıklanmasını istediği için daha önce Devlet Bahçeli tarafından “terörist” denilere hedef gösterilen TTB de vardı.
  • 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı mücadele Günü’nde İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok şehirde binlerce kadın sokaklardaydı.
  • İran’ın nükleer programının kilit ismi Mohsen Fahrizade Tahran’da uğradığı suikast sonucu öldü. Suikastin, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman arasındaki gizli “üçlü zirvede” kararlaştırıldığı iddia edildi.

Aralık

  • Devletin, Covid19 önlemleri adı altında ekonomik krizi “kontrol etmek” için başlattığı ikinci karantina döneminde işsiz kalan kafe,bar,restoran işçileri 4 Aralık’ta Kadıköy Süreyya Operası önünde insan zinciri eylemi gerçekleştirdi.
  • 6 Aralık’ta Batman Gercüş’te aralarında polis, jandarma, uzman çavuşun da olduğu 27 kişinin 1 çocuğa tecavüz ettiği haberleri yayınlandı. Söz konusu haberlere kısa süre sonra erişim yasağı getirildi.
  • HDP Kocaeli Milletvekili  Ömer Faruk Gergerlioğlu hapishanelerde yaşanan çıplak arama işkencesini gündeme taşıdı. AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin Euronews’ten Dilek Gül’e verdiği röportajda “Çıplak arama olduğuna asla inanmıyorum” şeklinde sözler sarf edereken, Gergerlioğlu’nu Meclis’ terörize etmekle itham etti. “Türkiye’deki cezaevlerinin şartları dünya ile kıyaslanamayacak kadar iyi” iddiasında bulunan Zengin’in bu açıklamalarının ardından Gergerlioğlu hakkında soruşturma açıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da Gergerlioğlu için “terörist” ithamında bulundu. Ne var ki devlet iktidarının inkar söylemleri ve tehditlerine rağmen birçok kişi sosyal medyadan, bizzat yaşadığı çıplak arama işkencesi tanıklıklarını aktardı.
  • Arjantin’de 14 yaşındaki yaşındaki Florencia Romano’nun, Pablo Ramón Arancibia isimli erkeğin cinsel saldırısına uğraması sonucu katledilmesi nedeniyle 20 Aralık’ta kadınlar adalet sarayını ateşe verdi. Kadının çığlıklarını duyan bir kişi 911’i aramış, çağrısı polis tarafından reddedilmişti. Genç kadın cinsel saldırıya direnmiş, ardından boğazı kesilmiş ve bedeni ateşe verilerek katledilmişti. Arjantin’de infial yaratan cinayet sonrası binlerce kadın, kadın cinayetlerine karşı eylemler gerçekleştirdi.
  • 29 Aralık’ta, erkekler tarafından, biri yakılarak olmak üzere üç kadın cinayeti gerçekleşti. İstanbul’un Maltepe ilçesinde Kemal Delbe isimli katil erkek, 48 yaşındaki Aylin Sözer’i üzerine yanıcı bir madde döktükten sonra ateşe verdi. İstanbul Aydın Üniversitesi’nde akademisyen olan Sözer yanarak yaşamını yitirdi. Malatya’da Selda Taş evli olduğu erkek, Antep’te ise Vesile Dönmez oğlu tarafından katledildi.
  • 30 Aralık’ta Yemen’in Aden şehrinde bulunan Aden Havalimanı’nda patlama gerçekleşti. İlk belirlenimlere göre en az 5 kişi yaşamını yitirirken 20 kişi de yaralandı. Yemen’de 2014’ten beri süren savaşta İran ve Suudi Arabistan tarafından desteklenen güçler arasında çatışmalar yaşanıyor.

The post Korona Krizi, Depremler, Savaşlar | 2020 Geride Kalırken appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/31/korona-krizi-depremler-savaslar-2020-geride-kalirken/feed/ 0
Malatya’da 4.7’lik Deprem https://meydan1.org/2020/11/27/malatyada-4-7lik-deprem/ https://meydan1.org/2020/11/27/malatyada-4-7lik-deprem/#respond Fri, 27 Nov 2020 08:51:20 +0000 https://meydan.org/?p=67082 AFAD, Malatya’nın Pütürge ilçesinde saat 11.27’de 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini açıkladı.  Yerin 6.94 km altında gerçekleşen depremde ilk bilgilere göre herhangi bir can kaybı yaşanmadı.

The post Malatya’da 4.7’lik Deprem appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
AFAD, Malatya’nın Pütürge ilçesinde saat 11.27’de 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini açıkladı. 

Yerin 6.94 km altında gerçekleşen depremde ilk bilgilere göre herhangi bir can kaybı yaşanmadı.

The post Malatya’da 4.7’lik Deprem appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/11/27/malatyada-4-7lik-deprem/feed/ 0
Depremzede miyiz? Devletzede mi? https://meydan1.org/2020/11/09/depremzede-miyiz-devletzede-mi/ https://meydan1.org/2020/11/09/depremzede-miyiz-devletzede-mi/#respond Mon, 09 Nov 2020 15:25:04 +0000 https://meydan.org/?p=66352 İzmir’de 30 Ekim tarihinde gerçekleşen deprem nedeniyle, devlet kurumlarının verilerine göre 114 kişi yaşamını yitirdi, 1035 kişi yaralandı. Veya… İzmir’de 30 Ekim tarihinde gerçekleşen devlet nedeniyle, deprem kurumlarının verilerine göre 114 kişi yaşamını yitirdi, 1035 kişi yaralandı. Hangi cümlede daha çok anlam düşüklüğü var? Birçoğumuza göre şüphesiz ikinci cümlede. Neden? Çünkü birçoğumuzun bilinci, ikinci cümlenin […]

The post Depremzede miyiz? Devletzede mi? appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İzmir’de 30 Ekim tarihinde gerçekleşen deprem nedeniyle, devlet kurumlarının verilerine göre 114 kişi yaşamını yitirdi, 1035 kişi yaralandı.

Veya…

İzmir’de 30 Ekim tarihinde gerçekleşen devlet nedeniyle, deprem kurumlarının verilerine göre 114 kişi yaşamını yitirdi, 1035 kişi yaralandı.

Hangi cümlede daha çok anlam düşüklüğü var? Birçoğumuza göre şüphesiz ikinci cümlede. Neden? Çünkü birçoğumuzun bilinci, ikinci cümlenin öznesince oluşturulmuş da ondan. Neden? Çünkü ikinci cümlenin öznesi, birçoğumuzun doğru bildiğini yanlış, yanlış bildiğini doğru yapmış da ondan.

Deprem Doğaldır, Kriz Devlettir

Deprem, herkes tarafından bir kriz anı olarak tariflenir. Gerçekleştiği an, bir kriz anıdır. Ve hiç şüphesiz, devletli toplumlarda kriz anlarında ilk önce gerçekler ölür. Devletlerce bir kriz anı haline getirilen depremlerde de bu böyledir, depremde ilk önce gerçekler ölür. İzmir depremi gerçekleştiği andan itibaren böyle oldu. Depremin ilk saatlerinde büyüklüğü bile farklı kurumlar tarafından farklı rakamlarla açıklandı. Bugün 1000 kişiye İzmir depreminin büyüklüğünü sorsak en çok 6.6, 6.7, 6.9, 7.0 olmak üzere birçok farklı cevap alırız. Bunun nedeni de elbette bu 1000 kişinin dikkatsizliği, ilgisizliği, unutkanlığı, cahilliği olmaz; devletin farklı farklı kurumları tarafından, hiçbirimizin anlamak bile istemeyeceği farklı bürokratik gerekçelerle gerçeğin bile isteye öldürülmesi olur.

İzmir depreminde yine devletin bir kurumunun verilerine göre 58 bina yıkıldı. Herhalde öldürülemeyen gerçeklerden biri bu. Öyle değilse –bu konuda bile yanıltılabiliyorsak- vay halimize…

Yıkılan binaları incelediğimiz zaman hepsinin aşağı yukarı aynı iki ilçede olduğunu görüyoruz. Ama bu inceleme üstü örtülemeyecek bir gerçeği daha gösteriyor bize. 58 binanın neredeyse her biri farklı sokak, semt veya mahallede karşımıza çıkıyor. Neredeyse bir tane bile yan yana iki bina yıkılmamış. Kilometrelerce alanı etkileyen bir deprem farklı 400-500 metrekarelik alanları –bir binanın alanının ortalama 400-500 metrekare olduğunu varsayarsak- farklı şiddetlerde etkilemiyor olsa gerek. Bu bize neyi gösterir? 58 ayrı çürüğü! Eksik malzemeyi, deniz kumunu, paslı demiri, ucuz yaşamı, kesik kolonu, rantı, talanı, rüşveti, birkaç bin lira uğruna binlerce insanın yaşamının çalındığını…

Enkaz Üzerinde Bir Bakan

Arama kurtarma çalışmalarının ilk saatlerinde ekranlarda devletin bir bakanını gördük. Onlarca kamera, mikrofon ve ışık bakanın karşısına birikmişti. Ne kadar da iyi bir bakandı bu bakan, depremin haberini alır almaz tüm programını iptal etmiş, anında olay yerine gelmişti. Acaba bakan hazretleri ne yapacaktı? Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, enkaz altındaki bir çocukla canlı yayında telefonla konuşuyordu. Enkaz altından gelen telefondaki ses imdat diye bağırıyordu. Pek yardımseverdi bakan, canını dişine takmış, o enkaz senin bu enkaz benim geziyordu. Kameralar da onunla geziyordu tabii…

Öyle fedakar bir bakandı ki, yıkıntıların üzerinde dolaşırken bir arama kurtarma görevlisinin, muhtemelen enkaz altındaki biriyle canhıraş telefonla konuştuğunu gördü. Görevliye doğru yöneldi, koronavirüs nedeniyle taktığı maskesini çıkarıverdi. Bir çırpıda telefonu görevlinin elinden aldı, enkaz altındaki kişiyle konuşmaya başladı. Yüzünü, o ana kadar arkasına aldığı kameralara doğru döndü. Sol işaret parmağını kaldırmış telaşlı ama mümkün olduğu kadar ne yaptığını bilen bir yüz ifadesiyle bir şeyler söylüyordu. Olur da gazeteciler bu anları kaçırır diye takım elbiseli bir kişi de telefonla kaydediyordu bu anları.

Televizyondaki ses maç anlatır gibi anlatıyordu: “Sayın bakan telefonu aldı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli şu anda telefonla konuşuyor. Az önce ekranlarınıza getirmiştik, havadan incelemelerde bulunmuştu, şu anda Bayraklı’da bizzat enkazın başında kendisi…”

Bir depremde enkaz altındaki kişiyle temas kurulabilmişse, hem ne durumda olduğunu anlayabilmek hem de sakin kalabilmesi ve sağlıklı bir şekilde enkaz altından çıkabilmesi için gündelik şeylerin konuşulması, sohbet edilmesi gerektiği biliniyor. Bakanın bu konudaki bilgisi veya deneyiminin görevliden daha fazla olup olmadığını bilmiyoruz, biz bakanı sadece telefonun mikrofonuna sakin ol diye bağırırken gördük o kadar.

Bir Başka Enkaz

Günler ilerledikçe enkazlar kaldırıldı, her enkazın altından ezilenlerin yaşamları çıkarılıyor, aynı televizyonlarda “72 saat sonra gelen mucize” diye servis ediliyordu. Kriz anlarında gerçeğin öldüğünü söylemiştik. Kriz anlarında bazı kavramların anlamları da değişebilir. Örneğin mucize, “devletin rant uğruna işlenmiş bu kadar büyük bir cinayetin üzerini örtmek için ihtiyaç duyduğu şey” anlamını alıverir hemen.

Devletin suçunu örtecek mucizeye dönüşemeyenler, bir rakama dönüşüverir. 13, 58, 76, 102, 114…

Enkazlar kaldırıldıkça yeni enkazlar altında kalmaya başladık. 91 saat sonra enkazdan çıkarılan 4 yaşındaki Ayda Gezgin’in durumu iyiydi. Öyle iyiydi ki, canı köfte ayran istiyordu. Bunu da bir başka bakandan, korona krizinden tanıdığımız Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan öğrendik. Depremde annesi yaşamını yitirmişti Ayda’nın. Bunu bakan söylemedi bize, bunu biz öğrendik.

Milyonlarca Ayda’nın çocukluğunu, gençliğini, yaşamını çalan yüzlerce şirket hemen açıklamalar yayınladı. Biri ömür boyu eğitim masrafını karşılayacaktı, biri kıyafet. Bir zincir restoran Ayda’ya köfte ayran gönderiyoruz diye paylaşım yaptı sosyal medya hesabından. Gazeteler sayfa sayfa mucizeyi yazdı, canlı yayınlar yapıldı. O kadar gürültüden sonra, sessiz sakin babasının kucağında dün taburcu oldu Ayda. Trendyol isimli alışveriş sitesinde hediyelik ürün satışı yapan bir şirket hemencecik bir kupa bardak tasarlamış, üzerine Ayda’nın enkazdan çıkarılırken çekilmiş bir fotoğrafını iliştirivermişti. Arama kurtarma görevlisinin kocaman parmağını tutan Ayda’nın küçücük elinin yanında “Umudunu Asla Kaybetme” yazıyordu. Satılık Umut! Üstelik kargo bedava, kapıda ödeme ve iade garantisi!

Bu sıralarda envai çeşit devlet yöneticisi açıklama üstüne açıklama yapıyordu. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Türkiye’ye sesleniyor, riskli binalarda oturmayalım diye salık veriyordu. Sıreti isminde gizli Devlet Bahçeli hiç geri kalmadı, “keşke birkaç metrekare fazla pay alma uğruna riskli binalarda oturmak tercih edilmeseydi” diye konuştu. Tercih, hani şu ipotekli, kefilli, 10 yıl geri ödemeli, %40 faizli tercih.

Enkaz Devlettir

Kaldır kaldır bitmedi enkaz. İlerleyen günlerde tamamen yerle bir olmamış bir binadaki dairesinden eşyalarını almak isteyen insanlardan asansör ücreti talep edildiğini öğrendik. Bunu bakanları gösteren televizyonlar söylemedi. Bunu bir cep telefonu kamerasının karşısında “Ben bu devlete yıllardır vergi ödüyorum. Hani nerede bu devlet? Eşyalarımı alamayacak mıyım? Vali, kaymakam, bakan neredesiniz? 65 sene yemedim içmedim vergi verdim, bir kuruş çalmadım. Nerede bu devlet? Yaşamak istemiyorum artık. Artık yeter. Ölmek istiyorum ben. Çıkıp o balkondan atlamak istiyorum.” diye isyan eden bir devletzededen öğrendik. Evet devletzededen, bize günlerdir depremzede diye anlatıp duruyorlar ama biz onun devletzede olduğunu biliyoruz. Söylediklerinden anlaşıldığı üzere o da biliyor.

Devlet nerede diye soruyordu devletzede. Devlet tam da oradaydı aslında. Kameraların karşısında, enkazın üzerindeydi. Bize çimento hisselerinin arttığını gösteren karmaşık grafiklerin; Bayraklı bölgesinde kira fiyatlarını yarı yarıya arttıran, deprem sırasında işyerini terk eden işçilerin maaşlarından kesinti yapan karanlığın içindeydi. Yarattığı enkazın tepesine çıkıp poz veren bakanın ta kendisiydi. Deprem olurken bir mağazada kıyafet deneyen bir kadının, üzerinde kıyafetle mağazadan çıkmasına izin vermeyen güvenlik görevlisine, o kadını durdurtan dürtüydü. Tepemize çöken kolonlar, vücudumuza giren kirişler, ağzımıza doluşan toz duman, ayağımızı sıkıştıran beton, tümüyle enkazın ta kendisiydi devlet. Deprem olur olmaz, gölgesini hiç eksik etmedi İzmir’in üzerinden.

Depremin Devası, Devletin Derdi: Dayanışma

Depremden sonra İzmir’in belli noktalarında dayanışma çadırları kuruldu. İzmir’de yüzlerce gönüllü, evi yıkılan devletzedelerin ihtiyaçlarını paylaşmak için stantlar kurdular. Battaniye, gıda malzemeleri, çorba, yemek, kitap, kimin elinde ne varsa, olmayanla paylaşıyordu. Aşık Veysel rekreasyon alanında depremde yaşamını yitiren Arda Baran Demir’in anısına, onun adı verilen bir kitaplık kurulmuştu. Devlet hemen dikildi kitaplığın tepesine. Polis amiri “savcıya anlatırsın bandrolsüz kitap dağıtmak nasılmış” diyerek insanları tehdit ediyordu. Polisler kitapların hepsini toplayıp kitaplığı dağıttılar.

Devlet Manavkuyu’da açılan dayanışma standlarına da uğradı tabii ki. Dayanışma malzemelerini dağıtarak toplamda 9 gönüllüyü gözaltına aldılar. Akıl alır gibi değil evet. Depremden sonra evsiz kalan insanların ihtiyaçlarını paylaşmak için gönüllülerin kurduğu dayanışma standına saldırdı devlet.

Bu kadar şeyin üzerine gerçekten insan düşünmeden edemiyor değil mi? Depremzede miyiz, devletzede mi?

The post Depremzede miyiz? Devletzede mi? appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/11/09/depremzede-miyiz-devletzede-mi/feed/ 0
Ege Denizi’nde Deprem https://meydan1.org/2020/11/06/ege-denizinde-deprem-2/ https://meydan1.org/2020/11/06/ege-denizinde-deprem-2/#respond Fri, 06 Nov 2020 15:53:26 +0000 https://meydan.org/?p=66285 Ege Denizi’nde 4.0 şiddetinde deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi’nin verdiği bilgiye göre saat 18:31’de Kuşadası Körfezi’nde meydana gelen depremin derinliği 4 kilometre olarak ölçüldü.

The post Ege Denizi’nde Deprem appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Ege Denizi’nde 4.0 şiddetinde deprem meydana geldi.

Kandilli Rasathanesi’nin verdiği bilgiye göre saat 18:31’de Kuşadası Körfezi’nde meydana gelen depremin derinliği 4 kilometre olarak ölçüldü.

The post Ege Denizi’nde Deprem appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/11/06/ege-denizinde-deprem-2/feed/ 0
İzmir’de Yaşamını Yitirenlerin Sayısı 35’e Yükseldi https://meydan1.org/2020/10/31/izmirde-yasamini-yitirenlerin-sayisi-35e-yukseldi/ https://meydan1.org/2020/10/31/izmirde-yasamini-yitirenlerin-sayisi-35e-yukseldi/#respond Sat, 31 Oct 2020 16:53:47 +0000 https://meydan.org/?p=66051 Dün Ege Denizi’nde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem sonrasında biri boğulma olmak üzere 28 kişi yaşamını yitirmiş ve İzmir ve çevre illerde toplam 885 kişi ise yaralanmıştı. 7 kişinin daha yaşamını kaybettiği öğrenildi, yaşamını yitirenlerin sayısı 35’e yükseldi.

The post İzmir’de Yaşamını Yitirenlerin Sayısı 35’e Yükseldi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Dün Ege Denizi’nde meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki deprem sonrasında biri boğulma olmak üzere 28 kişi yaşamını yitirmiş ve İzmir ve çevre illerde toplam 885 kişi ise yaralanmıştı. 7 kişinin daha yaşamını kaybettiği öğrenildi, yaşamını yitirenlerin sayısı 35’e yükseldi.

The post İzmir’de Yaşamını Yitirenlerin Sayısı 35’e Yükseldi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/10/31/izmirde-yasamini-yitirenlerin-sayisi-35e-yukseldi/feed/ 0
İzmir’e Giriş Çıkışlar Yasaklandı https://meydan1.org/2020/10/30/izmire-giris-cikislar-yasaklandi/ https://meydan1.org/2020/10/30/izmire-giris-cikislar-yasaklandi/#respond Fri, 30 Oct 2020 16:44:13 +0000 https://meydan.org/?p=66001 İzmir valiliği, depremin ardından trafik yoğunluğu nedeniyle bir sonraki duyuruya kadar İzmir’e giriş ve çıkışları durduğunu açıkladı. Yapılan açıklamada İzmir-İstanbul otoyolunda çıkışların İzmir yönünde Saruhanlı veya Turgutlu’dan verildiği duyuruldu. Ayrıca bölgede arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği, halkın arama çalışmalarına katıldığı ve bazı bölgelerde elektirik kesintisi yaşandığı gelen bilgiler arasında.

The post İzmir’e Giriş Çıkışlar Yasaklandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
İzmir valiliği, depremin ardından trafik yoğunluğu nedeniyle bir sonraki duyuruya kadar İzmir’e giriş ve çıkışları durduğunu açıkladı.

Yapılan açıklamada İzmir-İstanbul otoyolunda çıkışların İzmir yönünde Saruhanlı veya Turgutlu’dan verildiği duyuruldu.

Ayrıca bölgede arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği, halkın arama çalışmalarına katıldığı ve bazı bölgelerde elektirik kesintisi yaşandığı gelen bilgiler arasında.

The post İzmir’e Giriş Çıkışlar Yasaklandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/10/30/izmire-giris-cikislar-yasaklandi/feed/ 0
Yunanistan’da Deprem Nedeniyle 2 Kişi Yaşamını Yitirdi https://meydan1.org/2020/10/30/yunanistanda-deprem-nedeniyle-2-kisi-yasamini-yitirdi/ https://meydan1.org/2020/10/30/yunanistanda-deprem-nedeniyle-2-kisi-yasamini-yitirdi/#respond Fri, 30 Oct 2020 16:18:38 +0000 https://meydan.org/?p=65995 Ege Denizi’nde meydana gelen deprem sebebiyle Sisam Adası’nda 2 kişinin yaşamını yitirdiği öğrenildi. Vathi kasabasında okuldan evlerine dönen 17 yaşında iki öğrencinin yaşamını yitirdiği öğrenildi. Deprem nedeniyle adadaki tarihi bir kilise yıkılırken, tsunami sebebiyle pek çok evin ve arabanın sular altında kaldığı bilgisi geldi.

The post Yunanistan’da Deprem Nedeniyle 2 Kişi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Ege Denizi’nde meydana gelen deprem sebebiyle Sisam Adası’nda 2 kişinin yaşamını yitirdiği öğrenildi.

Vathi kasabasında okuldan evlerine dönen 17 yaşında iki öğrencinin yaşamını yitirdiği öğrenildi.

Deprem nedeniyle adadaki tarihi bir kilise yıkılırken, tsunami sebebiyle pek çok evin ve arabanın sular altında kaldığı bilgisi geldi.

The post Yunanistan’da Deprem Nedeniyle 2 Kişi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/10/30/yunanistanda-deprem-nedeniyle-2-kisi-yasamini-yitirdi/feed/ 0
Marmara Denizi’nde Deprem: İstanbul’dan Hissedildi https://meydan1.org/2020/09/24/marmara-denizinde-deprem-istanbuldan-hissedildi/ https://meydan1.org/2020/09/24/marmara-denizinde-deprem-istanbuldan-hissedildi/#respond Thu, 24 Sep 2020 13:54:42 +0000 https://meydan.org/?p=64453 Bugün saat 16:38 sularında Marmara Denizi açıklarında bir deprem gerçekleşti. Merkez üssü Marmaraereğlisi olan deprem İstanbul’dan da hissedildi. Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre Marmara Denizi’nin yaklaşık 20 km açıklarında gerçekleşen depremin Richter ölçeğine göre büyüklüğü 4.2 olarak kaydedildi.

The post Marmara Denizi’nde Deprem: İstanbul’dan Hissedildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Bugün saat 16:38 sularında Marmara Denizi açıklarında bir deprem gerçekleşti. Merkez üssü Marmaraereğlisi olan deprem İstanbul’dan da hissedildi.

Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre Marmara Denizi’nin yaklaşık 20 km açıklarında gerçekleşen depremin Richter ölçeğine göre büyüklüğü 4.2 olarak kaydedildi.

The post Marmara Denizi’nde Deprem: İstanbul’dan Hissedildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/09/24/marmara-denizinde-deprem-istanbuldan-hissedildi/feed/ 0
Yaşamsal Olan Politiktir https://meydan1.org/2020/03/31/yasamsal-olan-politiktir/ https://meydan1.org/2020/03/31/yasamsal-olan-politiktir/#respond Tue, 31 Mar 2020 12:02:19 +0000 https://meydan.org/?p=56623 Yaşadığımız topraklarda, son zamanlarda ne zaman “büyük”, toplumsal bir olay meydana gelse susmamız ve bu konuyu tartışmamamız isteniyor. İnsanlar yaşamlarına gittikçe daha trajik biçimlerde son veriyor ve topluma şu söyleniyor: Bu konu politika üstüdür ve tartışılamaz. “Susun”! Büyük bir deprem oluyor. Onlarca insan ölüyor, yüzlercesi yaralanıyor. İnsanlar kışın ortasında sokakta kalıyor. Yıllardan beri alınan deprem […]

The post Yaşamsal Olan Politiktir appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Yaşadığımız topraklarda, son zamanlarda ne zaman “büyük”, toplumsal bir olay meydana gelse susmamız ve bu konuyu tartışmamamız isteniyor. İnsanlar yaşamlarına gittikçe daha trajik biçimlerde son veriyor ve topluma şu söyleniyor: Bu konu politika üstüdür ve tartışılamaz. “Susun”! Büyük bir deprem oluyor. Onlarca insan ölüyor, yüzlercesi yaralanıyor. İnsanlar kışın ortasında sokakta kalıyor. Yıllardan beri alınan deprem vergileri nereye gitti diyemiyorsun, çünkü devlet büyükleri “en gerekli şekilde” paraları harcamış oluyor ama hesap vermek zorunda kalmıyor. Susman buyruluyor. T.C askerleri T.C sınırları dışında savaş uçaklarıyla öldürülüyor ve devlet başkanı bunu açıkladığı bir basın açıklamasında espriler yapıyor. Sonra valilik açıklamaları birbiri ardına geliyor, sokakta “Savaşa Hayır” demek yasaklanıyor. Savaş söz konusuysa politika yapamazsın! Dünyada yaşamı durdurmaya başlayan bir virüs oldukça hızlı bir şekilde yayılıyor, toplu taşımayı kullanmaman tavsiye ediliyor ama yaşamını sürdürmek için çalışmak zorunda olduğundan dolayı susman ve işini yapman söyleniyor. İsmine ekonomik kriz dedikleri bir furyayla ezilenler daha çok eziliyor, sense buna karşı çıkıp ekonomiyle ilgili konuşamıyorsun çünkü ekonomiyi olumsuz etkilersen hapse atılacağın söyleniyor. Susuyor ve politika yapamıyorsun. Peki o zaman politika dedikleri bu şey tam olarak ne?

Politika Nedir?

Politika, bizim yaşamımız. İktidar, yaşamımızı istediği zaman harcamak, istediği zaman çalmak için politika yapmamızı istemiyor. Çünkü bizim politika yapmamız demek yaşamımıza sahip çıkmamız anlamına gelecek. O yüzden en önemli konular birden bire politika üstü hale getiriliyor. Bizse birer istatistik haline geliyoruz, yaşamlarımız çalınıyor.

Sabah saat kaçta uyanacağımıza biz karar veremiyoruz. Kaçta uyanacağımız bize kapitalizm tarafından dayatılıyor. Devlet bizim fikrimizi almaya dahi gerek görmeden saat dilimlerini değiştiriyor örneğin, güneşin ışıklarını dahi görmeden kapitalizmin çarklarında, okul sıralarında yaşamlarımızı öğütüyorlar. Ne iş yapacağımıza, neyi okuyacağımıza, neyi savunacağımıza zaten biz karar veremiyoruz. İktidar tüm gücüyle bizim üstümüze gelse de bizim bir araya gelmemizi istemiyor. İktidar yaşamlarımıza sahip çıkmamızı, yani politika yapmamızı istemiyor. Dayanışma içinde olmamızı istemiyor, bizi yalnızlığa mahkûm edip, cenderenin içine sokmaya çalışıyor. 

İntiharlar Politiktir

İnsanlar -son çare- yaşamlarına kendi elleriyle son veriyor, son vermek zorunda kalıyor. Her intihar aslında sadece vazgeçme anlamına gelmiyor. İnsanların yaşamlarına son vermeleri bu politikasızlaştırma politikasından bağımsız düşünülemez.  Belki de en büyük mesajı da bir parçası olamadıkları topluma veriyorlardır.

Kendisi bir kriz olan kapitalizm, ekonomik kriz dönemlerinde bizim yaşamımıza dolaylı değil doğrudan saldırıyor. Ekonomik krizlerle artan geleceksizlik, gündelik yaşantımızı da derinden etkiliyor. Bir yandan işsizlik, kira ödemeleri, faturalar bastırırken bir yandan da gündelik gıda ihtiyaçlarımızı karşılayamaz hale gelmemizle güvensizliğe kapılıyoruz. 

Rahatça söyleyebiliriz ki özgüvensizlik bir intiharın zemin duygusudur. Özgüvensizlik hegemonik toplumu ve teslimiyeti yaratır. Bu, kişinin kendini yaşayamamasıyla sonuçlanır. Bu, içinde olduğu topluma karşı koyan bir tepkiye dönüşür. Birey uyumsuzlaşır. Toplumdan kurtulma arzusu artar. Hegemonik olan toplum bu tepki ile bir tepkime yaşar ve bireyi dışlar. Biz bu hegemonyayı ve hegemonya kültürünün kuvvetlendiğini, bunun politik bir şey olduğunu biliyoruz. Bu hegemonyanın entegrasyon ya da yalnızlaşma seçeneğine sıkıştırdığı bireylerin tüm intiharları politiktir.

Virüsler ve Hastalıklar Politikanın Konusu Mudur?

İçinden geçtiğimiz günlerde karantinaya alınan bölgeler, kapatılan ticaret sahaları, uçuş yasakları, iptal edilen kapalı alan etkinlikleri, seyircisiz oynanan veya oynanmayan spor etkinlikleri, tatil edilen okullar ile virüse karşı önlemler alınıyor. Boşalan market rafları, evlerinden çıkmak istemeyen insanlar ve kolonya satışlarında yaşanan patlama. Virüs yaşamlarımızın her alanını en derinden etkiliyor.

Devlet görevlilerinin “Toplu taşıma kullanmayın ve gerekmedikçe evden çıkmayın!” uyarıları arasında genç işçiler kayboluyor. Virüse karşı zenginler için her şey düşünülüyor ama binlerce insanla doğrudan iletişim kurulan alanlarda temizlik işçilerinin, kargo işçilerinin, kuryelerin birbirlerine ve diğer insanlara enfeksiyon bulaştırma riski düşünülmüyor. Ayrıca alınan önlemler kapsamında binlerce genç işçi işsiz kalıyor, işçilerin geliri olmadan evde kalmaları için koşullar oluşturulmuyor, yaşamları önemsenmiyor. İşçilerin müşterilerle doğrudan temas ettiği işyerlerinde de dezenfektan hijyen malzemeleri bulunmuyor. Üst üste 2 gün işe gelmediğinde kıdem tazminatı dâhil olmak üzere hiçbir tazminatı verilmeyen işçiler neredeyse virüs kapmaya zorlanıyor. İşçiden ya virüs kapmaya açık olması ya da yıllarca çalışmış olsun olmasın hiçbir tazminat almadan işten çıkması isteniyor.

Birçok devlet, insanların yaşamlarını önemsemedi. Virüsün yayılmasını ya görmezden geldiler ya da insanlardan saklamaya çalıştılar. Virüsün bu denli yayılmasının ve pek çok coğrafyada halkın sağlığına dair gerekli önlemlerin çok geç alınmasının nedeninin kapitalist sistemle ve devletlerle ilişkili olduğunu görmek, bu sistemin şimdi de gerçek bir biyolojik virüsle yaşamı tehlikeye attığını anlamak gerekiyor.

Deprem – Afetler

Depremler, toplumsal dayanışmanın en acil şekilde kendini hissettirdiği zamanlardandır. Nitekim geçtiğimiz aylar içerisinde de aylar öncesinden yapılan birçok uyarıya rağmen hiçbir önlem alınmaması sebebiyle, bunun bir örneğini de Elazığ depreminde yaşadık. Yakınlarını kaybetmiş, evi yıkılmış ve soğukta dışarda kalmak zorunda olan insanların “burada devlet yok” diye yakınması ve bir bakanın kendisinden cevap bekleyenlere “her şeyi de devletten beklemeyin” demesi gündemi uzun süre meşgul etti.

Çürük binaların içinde yaşamak zorunda olanlar ve görmezden gelindiğimiz için bu binaların altında kalanlar/kalacak olanlar olarak bizim en doğal ve en yaşamsal soruları sormamız dahi istenmedi. Yıllardan beri depreme karşı önlemler için toplandığı iddia edilen deprem vergilerinin akıbeti belirsiz. Devlet büyükleri gerekli gördükleri yerde, gerekli gördükleri şekilde, hiç kimseye sormadan harcadı ve hiç kimseye hesap vermeden de harcamaya devam ediyor. Devletin harcadığı şey deprem vergileri değil aslında. Harcanan bizim yaşamlarımız. Yaşamlarımızı çalan, depremin kendisi değil. Asıl yaşamlarımızı çalan, rant ve çıkarları uğruna kaçak katları ve kesilen kolonları görmezden gelen ve ruhsat verilmeyecek alanlara ruhsat veren kişi ve kurumlar. Yaşamlarımızı çalan, bizim politika yapmamızı istemeyen devletin ve kapitalizmin kendisi.

Sonuç

Yaşamlarımızı doğrudan ilgilendiren –açıkça söylemek gerekirse- biz ezilenleri daha da ezmeye çalışan birçok olay bize yaşatılırken bizden sadece susmamız ve tüm olup bitenlere ses çıkarmamamız isteniyor. İktidar bize politika yapmayın diyor. Faturalarını ödeyemeyen, bakkala yüzlerce lira borcu olan, üstelik iş de bulamayan komşunuz mu intihar etti? Görmezden gelin. “Hayırseverler” zaten dayanamaz ve bu acı durumla ilgilenirler. Deprem sonucunda insanlar mı öldü? Duymamış gibi yapın. Duyduysanız bile yapacaksanız siz bir şeyler yapın, bizden beklemeyin. Kızılay, arsız Ensar vergi ödemesin diye türlü türlü işler çevirirken ezilenler için kılını kıpırdatmaz; sadece deprem sonrasında yaşamını sürdürmek isteyenler için bağış çağrısı yapar. Bunu da duymayın. Her gün “esnek çalışma saatleri” adı altında sömürüldüğünüz işyerlerine giderken kullandığınız toplu taşıma araçlarını kullanmayın çağrısı mı duydunuz? Sorgulamayın.

İktidarın bize dediği şu: “Mutlu olmak, huzurlu bir yaşam sürmek mi istiyorsunuz? Duymayın, konuşmayın, sormayın, görmezden gelin. Akrabanızı, komşunuzu, işyerindeki arkadaşlarınızı yani siz siz yapan insanları düşünmeyin; onlar için üzülmeyin. Virüsten korunabildiğinize değil ancak onu atlattığınıza sevinebilirsiniz. Siz ezilensiniz, haddinizi bilin. Günde beş işçi ölürken bir de işe giderken size bulaşacak olan virüsten mi şikâyet ediyorsunuz? Düşünülmesi gereken bir şeyi devlet büyükleri düşünür ve gereğini yapar”.

Ama zaman, direnme zamanı. Zaman; biz ezilenlerin daha da ezilmeye çalışıldığı krizde, virüs salgınında, depremde kavga zamanıdır. Yaşamlarımızı çalanlara, çalmaya çalışanlara karşı mücadele zamanı. İktidar bizden politika yapmamamızı istediğinde biliyoruz ki yaşamlarımızı daha kolay elimizden almaya çalışacaklardır. Yaşamsal olan politiktir ve zaman, politika yapma zamanı.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 52. sayısında yayınlanmıştır.

The post Yaşamsal Olan Politiktir appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/03/31/yasamsal-olan-politiktir/feed/ 0
Hırvatistan Hem Koronayla Hem De Depremle Mücadele Ediyor https://meydan1.org/2020/03/22/hirvatistan-hem-korona-hem-de-depremle-mucadele-ediyor/ https://meydan1.org/2020/03/22/hirvatistan-hem-korona-hem-de-depremle-mucadele-ediyor/#respond Sun, 22 Mar 2020 08:14:27 +0000 https://meydan.org/?p=56268 Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’in kuzeyinde 5.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Korona virüsü salgınının ortasında sokağa dökülen halktan sosyal mesafeyi korumaları istendi. Büyüklüğü önce 6.0 olarak verilen, sonra 5.3’e düşürülen depremde çok sayıda binanın hasar gördüğü belirtiliyor. Can kaybı veya yaralı sayısına ilişkin ise henüz bir açıklama gelmedi. Hırvatistan hem korona ile hem de depremle mücadele […]

The post Hırvatistan Hem Koronayla Hem De Depremle Mücadele Ediyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’in kuzeyinde 5.3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Korona virüsü salgınının ortasında sokağa dökülen halktan sosyal mesafeyi korumaları istendi.

Büyüklüğü önce 6.0 olarak verilen, sonra 5.3’e düşürülen depremde çok sayıda binanın hasar gördüğü belirtiliyor. Can kaybı veya yaralı sayısına ilişkin ise henüz bir açıklama gelmedi.

Hırvatistan hem korona ile hem de depremle mücadele ederken iç işleri bakanından sokakta sosyal mesafeyi korumaları gerektiğine dair açıklama geldi.

Hırvatistan’da şu ana dek 206 korona virüsü vakası tespit edilmişti. Geçtiğimiz hafta da 70 yaşında bir erkeğin hayatını kaybettiği aktarılmıştı.

The post Hırvatistan Hem Koronayla Hem De Depremle Mücadele Ediyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/03/22/hirvatistan-hem-korona-hem-de-depremle-mucadele-ediyor/feed/ 0