enric duran – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Fri, 10 Nov 2017 20:22:31 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Röportaj: Radikal Kooperatiflerin Küresel Ağı- FAiR COOP https://meydan1.org/2017/11/10/roportaj-radikal-kooperatiflerin-kuresel-agi-fair-coop/ https://meydan1.org/2017/11/10/roportaj-radikal-kooperatiflerin-kuresel-agi-fair-coop/#respond Fri, 10 Nov 2017 20:22:31 +0000 https://test.meydan.org/2017/11/10/roportaj-radikal-kooperatiflerin-kuresel-agi-fair-coop/   2012’de seninle röportaj yaptığımızda Cooperativa Integral (CIC) kurulalı henüz 2.5 yıl olmuştu. 2012’den beri CIC’de nasıl gelişmeler oldu? Enric Duran: CIC’in 2014’ten sonraki büyüme ve gelişme sürecinde ben sürgündeydim ve daha çok global ölçekte bu modelin yayılmasına odaklandım. O yüzden sadece uzaktan takip edebildim. Integral Kooperatifinin daha merkezsiz hareket etmesini sağlayacak bir bölünme süreci […]

The post Röportaj: Radikal Kooperatiflerin Küresel Ağı- FAiR COOP appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

2006-2009 yılları arasında farklı bankalardan asla geri ödememek üzere yaklaşık yarım milyon Euro kredi çeken ve bu parayı toplumun tabandan örgütlenmesi için Katalonya’daki antikapitalist ve anarşist gruplara bağışlayan Enric Duran, tutsaklıktan kurtulduktan sonraki süre boyunca önceki süreçte kurulan Cooperativa Integral’i toplumsallaştırdı. Dünya çapında benzer kooperatifleri birbirine bağlamak ve dayanışma ile daha da güçlendirmek için kurulan Fair Coop ile ilgili olarak İstanbul’da bulunan Enric Duran’la bir röportaj gerçekleştirdik.

 

2012’de seninle röportaj yaptığımızda Cooperativa Integral (CIC) kurulalı henüz 2.5 yıl olmuştu. 2012’den beri CIC’de nasıl gelişmeler oldu?

Enric Duran: CIC’in 2014’ten sonraki büyüme ve gelişme sürecinde ben sürgündeydim ve daha çok global ölçekte bu modelin yayılmasına odaklandım. O yüzden sadece uzaktan takip edebildim. Integral Kooperatifinin daha merkezsiz hareket etmesini sağlayacak bir bölünme süreci yaşadığını söyleyebiliriz. Hepsi birer öz-örgütlenme olan bu kolektiflerin merkezsiz, konfederatif bir yapı oluşturmaları kolay bir süreç değil. Kolektiflerin sayısı zamanla 700’e ulaştı ve sonra bu seviyede kaldı.

Aynı zamanda, ortak işleri yürüten 50 kişilik bir grubu var. Ortak işlerin bütçesi ise konfederasyon meclisinde belirleniyor. Bunun dışında çoğu ekonomik olan bazı sorunlar yaşadığını söyleyebilirim. Bu tip sorunların, kapitalist bir toplumda alternatif bir şey yapmak istediğinizde karşınıza çıkması doğal.

Bunun alternatif bir ekonomik model olduğunu söyleyebilir miyiz?

Kolektifler temel olarak yatay örgütlü ve kendi karar alma mekanizmaları var. Ancak bu hala geliştirilmekte olan bir model. Örneğin üzerinde çalışılan karşılıklı bir sosyal sigorta projesi var. Bu, biri hastalandığında ya da yaşlandığında ihtiyaçlarını devletten değil kooperatiften sağlamak için geliştirilen bir proje. Bu hizmetler bu konuda uzmanlaşmış ve gönüllü olan insanların oluşturduğu kolektiflerle sağlanacak. Maddi gereksinimler için de bir bütçe ayrılmış durumda. Toplumsal bir dönüşüm sağlamak istiyoruz. Bu yüzden sadece enerjisi yüksek gençler için değil herkesin, hayatının her döneminde içinde olabileceği bir model olmalı.

Bir yandan bu katı bir model değil. Örneğin Katalonya’da birçok alternatif okul var. Bu modelde, kolektifler zaten devletin denetiminde olmayan alternatif okullar ile kurdukları yerel ilişkiler ile toplumsal ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Bazı bölgelerde herkesin kullandığı binalar var. Olanlar da bölgeye göre farklı şekilde işliyor. Komün halinde yaşayanlar da var, aile olarak da.

Bu alternatif ekonomik modelin politik hareketle ilişkisi nedir?

Hareketin farklı dönemlerde farklı öncelikleri oluyor. Bazı dönemlerde mobilizasyon, çatışmalar ve isyanlar olurken, diğer dönemlerde mahalle seviyesinde ve yaşamsal projelere ve ideolojik ve politik söylemin oluşturulmasına katılabilir.

CIC, devletin vergi, banka, para birimi gibi baskı araçlarına karşı itaatsizliği ve dayanışmayı örgütlüyor. Kolektifler bir yandan grevler ve toplumsal hareketlerle dayanışma gösterirken, diğer yandan politik bilgi paylaşımlarını sürdürüyorlar. Bunlar birbirini etkileyen süreçler.

CIC deneyiminin ardından başlayan Fair Coop projesi ve Fair Coin’den bahsedebilir misin?

CIC kolektifleri büyüdükçe, ekonomik problemlerin yanı sıra devletin baskılarına karşı direnişin riskleri artmaya başladı. Diğer muhalifler fonlama yoluyla bu baskılara maruz kalmadan rahatça hareket edebilirken radikal kolektifler hem kaynak bulmak, hem de yasal yaptırımlardan kaçınmak konularında zorlanıyorlar. Kolektiflerin büyüyebilmesi için, yasal olarak daha risksiz bir alan yaratmak gerekiyordu.

Fair Coop, 2014’ten beri devletin vergi, para birimi, harçlar, bankalar gibi baskıcı yapılarına karşı kolektiflere direniş araçları sunuyor. Devlet yapılarının dışında ve cezalara maruz kalmadan öz-örgütlenmeler yaratabildiğimiz zaman, bunun politik etkisi daha yüksek oluyor. Fair Coop bunu, dünya çapında 25 ülkede bulunan örgütlenmeleri sayesinde yapıyor.

Fair Coop’un her bölgede, birer açık doğrudan demokratik meclis olan, yerel birimleri var. Bu birimler, yerel kolektiflerin ekosistemdeki diğer kolektiflerle ilişkilerini sağlıyor ve yeni kolektiflerin oluşumuna destek oluyor.

Fair Coin, Fair Coop’un parasal aracı. Fair Coin, BitCoin gibi dijital para birimleri ile aynı teknolojiyi kullanıyor. Devletler bu araçları kullanmasalar da kullanımını kabul etmiş durumdalar. Bu teknolojinin merkezsiz yapısı nedeniyle engellenmesi de o kadar değil zaten.

Diğer dijital para birimlerinden farklı olarak Fair Coin, spekülasyona açık değil çünkü Fair Coop meclisi tarafından yönetiliyor ve yeni Fair Coin basılmadığı için değişim değerinin düşmeyeceği garantileniyor. Üstelik Fair Coin kullanımı yaygınlaştıkça değeri de artıyor. Tedavüldeki 53 milyon Fair Coin’in 10 milyonu Fair Coop’a ait. Bunun 1 milyonu sistemin geliştirilmesi için, kalanı ise para dengesini korumak için kullanılıyor. Fair Coin’i Bitcoin’e çevirirken bir ücret alınmıyor ancak Euro’ya çevirirken ufak bir ücret alınıyor.

CIC’in büyüdükçe zayıflayan yapısının aksine Fair Coin sayesinde büyüdükçe güçlenen bir ekonomik sistem oluşturuluyor. CIC gibi doğrudan demokrasi ile işleyen Fair Coop ise, bu sistemin dünya çapında yayılmasını ve diğer diğer kolektiflerle kooperatif ilişkiler kurmasını sağlıyor.

Ne büyüklükte bir ekonomiden bahsediyoruz? Başka hangi coğrafyalardan kooperatifler katılıyor?

Fair Coop en başından, dünya çapında otonom, radikal kolektifleri ve kooperatif hareketlerin birbirlerine bağlandığı, dayanışmayla daha güçlü hale geldiği bir ekosistem olarak düşünüldü. Latin Amerika’dan Hindistan’a, Avrupa’dan Afrika’ya yayılan Fair Coop, radikal projelere devlet kontrolü dışında bir ekonomik hareket alanı sağlıyor. Fair Coop’un da katılımıyla 2017 yazında oluşturulan Bank of Commons ise devletlerin kontrolü olmadan Fair Coin kullanımını kolaylaştırmak için, online cüzdan, transfer, döviz alım satımı hizmetlerini sağlıyor. Fair Coin’ın ulaşılabilir olmasını sağlamak için ise Fair Coop’un yerel birimleri, aynı zamanda Fair Coin ile yerel para birimi arasında değişimi yapıyor.

Devlet sınırlarını aşmak ve vergi baskısından kurtulmak için ise bütün işlemler, yerel kooperatiflerin üzerinden fatura kesebileceği Freedom Coop üzerinden yapılıyor. Böylece kooperatifler, kolektifler ve bireylerin, tedarik ve dağıtımlarında kullanabilecekleri yasal bir kimlikleri oluyor.

Bu oluşumlara yenilerini eklemeyi sürdürüyoruz. Örneğin bireylerin seyahat planlarını sisteme girip, merkezi olmayan bir dağıtım ağını işletmeleri konusunda çalışıyoruz.

Şimdiye kadar hangi engellerle karşılaştınız? Devletlerin herhangi bir baskısıyla karşılaştınız mı?

Fair Coop şimdiye kadar devletler tarafından bir baskıyla karşılaşmadı. Ancak katılımcıları olan kolektif hareketler üzerindeki baskılar gittikçe artıyor. Örneğin Katalonya’daki bağımsızlık yanlısı hareketler de bu ağın parçası ve devlet bunların üzerine gittikçe ekonomik kaynakları olan Fair Coop’un üzerine de gidecektir. Ancak Fair Coin’in merkezsiz yapısı devletin baskılarına karşı güçlü bir direniş imkanı sağlıyor.

Bu röportaj Meydan Gazetesi’nin 41.sayısında yayınlanmıştır.

The post Röportaj: Radikal Kooperatiflerin Küresel Ağı- FAiR COOP appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/11/10/roportaj-radikal-kooperatiflerin-kuresel-agi-fair-coop/feed/ 0
Zenginleri Dolandırdı Fakirlerle Örgütlendi https://meydan1.org/2012/11/18/zenginleri-dolandirdi-fakirlerle-orgutlendi/ https://meydan1.org/2012/11/18/zenginleri-dolandirdi-fakirlerle-orgutlendi/#respond Sat, 17 Nov 2012 22:26:40 +0000 https://test.meydan.org/2012/11/18/zenginleri-dolandirdi-fakirlerle-orgutlendi/ Bankaları dolandırarak elde ettiği paralarla kooperatif kuran Enric Duran: Yeni bir dünyayı “Yapabiliriz” dedi.. Enric Duran, 2006-2009 yılları arasında farklı bankalardan asla geri ödememek üzere yaklaşık yarım milyon Euro kredi çekmiş ve bu parayı toplumun tabandan örgütlenmesi için antikapitalist ve anarşist gruplara bağışlamıştı. “Bankalardan bizden çaldıklarını geri aldım” diyen Enric Duran’la eyleminin üzerinden geçen 3 […]

The post Zenginleri Dolandırdı Fakirlerle Örgütlendi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Bankaları dolandırarak elde ettiği paralarla kooperatif kuran Enric Duran: Yeni bir dünyayı “Yapabiliriz” dedi..

Enric Duran, 2006-2009 yılları arasında farklı bankalardan asla geri ödememek üzere yaklaşık yarım milyon Euro kredi çekmiş ve bu parayı toplumun tabandan örgütlenmesi için antikapitalist ve anarşist gruplara bağışlamıştı. “Bankalardan bizden çaldıklarını geri aldım” diyen Enric Duran’la eyleminin üzerinden geçen 3 yılın değerlendirmesini içeren bir röportaj yaptık.

Özlem Arkun: Merhaba Enric, bize kısaca niçin böyle bir eylem yaptığını açıklar mısın? Yaklaşık 492.000 €  kamulaştırdın, bu eylemi gerçekleştirdiğin sıradaki durumlardan kısaca bahseder misin?

Enric Duran: Bu eylemi planlamaya başlamadan önce, kapitalizmin dışında bir  toplumsal modelin nasıl yaratılabileceği üzerine kafa yoruyordum. Bu eylem fikri ilk oluşmaya başladığında ise krizin yaklaşmakta olduğu açıktı. Örneğin o dönemde inşaat sektörü giderek büyüyordu, her yerde yeni yapılan projelerin reklamlarına rastlıyorduk. Bu süreçte bir çok kişi bankalardan çektikleri kredilerle ev aldı. İşte ben de bu dönemde bu eylemi yapmaya karar verdim. Zaten kredi vermeye oldukça istekli olan bankalardan, asla geri ödemeyeceğim krediler çektim. Farklı kişiler adına, farklı maaş bordroları ve belgeler hazırlayarak ihtiyaç, konut kredisi gibi farklı tiplerde krediyle yaklaşık yarım milyon Euro kamulaştırdım,ve antikapitalist çalışmalar yürüten gruplara ve örgütlere verdim. Bu  eylemin toplumsal etkisinin çok büyük olacağını düşündüm ve  bu da benim bu eylemi gerçekleştirmemde ve başarmamda en önemli faktör  oldu. Sivil itaatsizlik yöntemine hep inanmışımdır ve insanların bu direnişi bu kadar güçlü bir şekilde desteklemesi bu eylemi daha da  pekiştirmiştir.

Ö.A: Peki bu eylemi nasıl duyurdunuz? Kamuoyunun tepkisi nasıl oldu?

E.D: Bu eylemin duyurusuna başladığımız tarih 2008’in Eylül ayına denk düşüyor. Bu da Mortgage devlerinden biri olan Lehman Brothers’ın batmasından hemen sonrası.  Bu bizim planladığımız bir durum değil ama manidar bir tesadüf. Bu dönemde  ‘Kriz’ (Crisi) adında bir broşür hazırladık. Bu broşürde eylemden bahseden bir makalenin yanında, krizin ekonomik ve ekolojik boyutlarını ele alan yazılar da yer alıyordu. Bu broşür 200,000 adet basıldı ve ücretsiz olarak dağıtıldı ve bu eylem on binlerce kişinin dikkatini çekti. Çünkü bu dönemde bir çok insan bankalara olan borçlarını ödeyememeye başlamıştı. Binlerce kişi evini kaybetti, yine binlercesi işsiz kaldı. Bu süreçte eylem epey kamuoyu yarattı, toplumsal destek gördü.

Ö.A: Bankalardan aldığın paraların tamamını antikapitalist gruplara/örgütlere verdiğini söyledin. Bu paranın ne şekillerde kullanıldığını bize biraz anlatır mısın? “Yapabiliriz” kampanyası ve Katalonya Entegre  Kooperatifi nedir?

E.D: Aslında bu para 2006-2009 yılları arasında, başka bir toplumun tabandan örgütlenmesini finanse etmek için kullanıldı. Bankalardan aldığımız bu paralar özellikle bu yıllarda Katalonya’nın farklı bölgelerinde ağlar oluşturmaya hizmet etti. Bu dönemde belirgin bir şekilde sosyal ve ekonomik yıkım ile öz işletme vurgusu yaptık. Örneğin ‘Kriz’ broşürü bu paralarla basılmıştı, onun ardından ‘Yapabiliriz’ (Podem) adında başka bir broşür hazırladık. Bu broşür ‘Kapitalizm olmadan yaşayabiliriz’ projesini duyurmak için hazırlandı ve 350.000 adet basıldı. Özellikle bu projede sadece ekonomik değil sosyal ve insani ilişkilerimizde de kapitalizmi nasıl yok edebileceğimiz üzerine somut çözümler ürettik ve aslında Katalonya Entegre Kooperatifi fikri böyle ortaya çıktı.

Kooperatif şu anda 2,5 yaşında ve yaklaşık 150 bağımsız üretim projesi var. Bunun yanında sağlık, eğitim, gıda ve barınma için 3000 kişiyi kapsayan stratejik planları var. Bu modeli şimdilik İspanya ve Fransa’nın bazı bölgelerinde uyguluyoruz ama hayalimiz bu ağı daha da genişletebilmek. Bu proje çok umut verici çünkü bu kooperatif modeli ile devlet ve kapitalizm olmaksızın yaşıyoruz ve bunun gerçekliği toplumun dönüşümü için çok iyi bir örnek.

Ö.A: İspanya’da özellikle son dönemde banka borçları oldukça artmış durumda, işsizlik ve ekonomik gittikçe daha da derinleşiyor, bu durumu nasıl değerlendiriyorsun?

E.D: Evet, bir çok insan borcun içinde. Aileler konut kredilerini ödeyemediler, evlerin değeri düştü. Bu kriz aslında şu anda var olan tefeci bankaların, sistematik krizi. Yani kapitalizmin kendisi kriz. Binlerce insan işsiz ve yoksulluk içinde, bu da bu sistemin en görünen sonucu. Fakat yeni kooperatifler kuruluyor ve insanlar tüm bu yapılan kesintileri, önlem paketleri ve benzeri durumlardan toplumsal bir dönüşümü büyütmek için yararlanıyorlar. Bu yüzden toplumsal öz örgütlenmeyi inşa etmeye devam etmeliyiz.

Ö.A: Geçtiğimiz üç yıl içinde, eylem duyulduktan sonra, hiç seninkine benzer bir eylem yapan oldu mu?

E.D: Aynı şekilde kamuya duyurulan bir eylem daha biliyorum, bir kaç kişi de borçlarını ödemelerinin mümkün olmadığı yönünde açıklamalar yaptı, bunlar kasten ya da politik nedenlerden kaynaklanmıyordu. Bu tarzda birkaç eylem daha biliyorum.

Ö.A: ‘Bankaların Kurallarına Göre Oyna(ma)mak’ (Disobeying the Banks) kitabında bu kredileri nasıl çektiğime dair ayrıntılı bilgiler bulunuyor fakat bu kitap henüz Türkçeye çevrilmedi, Acaba Meydan gazetesi okurları için birkaç tüyo verir misin?

E.D: Kitabın dışında bir de “Bankaların parası nasıl Kamulaştırılır?” adında bir el kitapçığı hazırladık;  bunun İngilizce çevirisi mevcut. Her ikisinde de eylemin ayrıntılarını  okuyabilirsiniz. Ama özellikle bankaları alarma geçirmemek için yapılabilecek şeyler var . Örneğin İspanya’da bankaların ulaştığı bilgiler oldukça kısıtlı. Ayrıca 6000’den az miktarda ve iki aydan kısa süreli borçlar kişisel geçmişinizde görülmüyor.    Bunun yanında bu eylemde gördük ki devlet kurumları ve bankalar    iş sözleşmelerini, maaş bordrosu gibi şeyleri paylaşmıyor, böylece devlet kurumlarına verdiğiniz belgelerle bankaları aldatabilirsiniz. Tüm bunları öğrenmek oldukça meşakkatli oldu ama yaklaşık üç ay içinde 39 farklı bankadan 68 farklı işlemle 492.000€ kamulaştırdım.

Ö.A: Teşekkürler Enric. Meydan gazetesi olarak mücadelenizi selamlıyoruz.

*Enric Duran 17 Mart 2009’da tutuklandı, sahtecilikten yargılandı
ve 2 ay cezaevinde kaldı. Kendisinin cezaevinde kalmasına karşı oluşan toplumsal muhalefet ve kamuoyu
baskısı ile 50000 € kefaletle serbest bırakıldı.

The post Zenginleri Dolandırdı Fakirlerle Örgütlendi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/11/18/zenginleri-dolandirdi-fakirlerle-orgutlendi/feed/ 0