Enternasyonal – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Wed, 06 May 2020 07:15:02 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 1 Mayıs’ı Yaratan Anarşist Enternasyonaller https://meydan1.org/2020/05/01/1-mayisi-yaratan-anarsist-enternasyonaller/ https://meydan1.org/2020/05/01/1-mayisi-yaratan-anarsist-enternasyonaller/#respond Fri, 01 May 2020 12:22:02 +0000 https://meydan.org/?p=57731 19. yüzyıl modern devletlerin iyiden iyiye kendilerini belli ettiği, emek sömürüsünün geri dönülemez biçimde hız kazandığı bir yüzyıl. Hiç kuşkusuz ezilenlerin üzerindeki bu baskılar ayaklanmalarla karşılık buldu. Kapitalist ekonomik sistemin ve merkezi ulus devletlerin hakimiyetlerini tam anlamıyla kurabilmek için sistematik baskı araçlarını yükseltmeye devam ettiği 19. yüzyılın sonlarında Paris Komünü de bastırılmıştı, farklı coğrafyalarda yükselmeye […]

The post 1 Mayıs’ı Yaratan Anarşist Enternasyonaller appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

19. yüzyıl modern devletlerin iyiden iyiye kendilerini belli ettiği, emek sömürüsünün geri dönülemez biçimde hız kazandığı bir yüzyıl. Hiç kuşkusuz ezilenlerin üzerindeki bu baskılar ayaklanmalarla karşılık buldu. Kapitalist ekonomik sistemin ve merkezi ulus devletlerin hakimiyetlerini tam anlamıyla kurabilmek için sistematik baskı araçlarını yükseltmeye devam ettiği 19. yüzyılın sonlarında Paris Komünü de bastırılmıştı, farklı coğrafyalarda yükselmeye başlayan işçi hareketleri ve devrimci mücadeleler zayıflatılmaya, yok edilmeye çalışılıyordu. İşte bu dönemde sınıf mücadelesine önemli etkilerde bulunacak uluslararası mücadele de farklı tartışmalar ve kanallarla birlikte, farklı nicelik ve nitelikte sürüyordu.

1860’larda işçi hareketlerinin birbirleriyle kurduğu ilişkinin gelişmesi sonucu uluslararası boyutlarda bir birlik yaratılmış ve bu birlik temel birçok konu üzerinde genel kararlar aldığı gibi farklı coğrafyalardaki işçilerin birbirleriyle dayanışmasının temellerini de oluşturmuştu.

1. Enternasyonal’in federatif biçimde örgütlenmesi gerektiğini düşünen anarşistlerden Bakunin ve Guillame ise Marks ve Engels’in hakim olduğu Genel Konsey’in merkeziyetçi yaklaşımına karşı eleştirilerinin yükselmesinden sonra ihraç edilmişti. Bu ihraç ve ardından anarşistlerin tamamının Lahey Kongresi kararlarını ve Genel Konsey’in kendisini reddetmesi sonrası 1. Enternasyonal dağılmıştı.

Saint Imier Enternasyonali

İşçi sınıfının birlikte mücadelesini ve dayanışmasını sürdürmede kararlı olan anarşistler ise İşviçre’nin Saint Imier kentinde anti merkeziyetçi yeni bir kongre çağrısı yapmıştı. Lahey Kongresi’nden sadece sekiz gün sonra, 15 Eylül 1872’de kongre toplanmıştı. Bu toplantıya Guillaume, Schwitzguébel, Bakunin, Cafiero, Malatesta, Fanelli, Costa, Farga Pellicer, Morago, Lefrançais ve Pindy gibi İspanya, Fransa, İtalya ve İsviçre’den delegeler katılmıştı. Bu yeni kongre ve Enternasyonal, 1. Enternasyonal’in “işçilerin kurtuluşu kendi ellerindedir” geleneğinin bir devamcısı idi. Küçülmüştü ama sadece anarşistler tarafından sahiplenilmiyordu.

Saint-Imier’deki ilk kongre esas olarak örgütlenme sorunlarıyla ilgileniyordu ve kararları İngiliz sendikacılarından anarşistlere kadar anti-Marksistlerin çoğu için kabul edilebilir kararlardı. Seksiyonların ve federasyonların özerkliğini ilan ediyor, kongrelerin yasama yetkisini yadsıyordu; kongreler “çeşitli bölgelerdeki ya da ülkelerdeki proletaryanın özlemlerini, ihtiyaçlarını ve düşüncelerini birbiriyle uyumlu hale getirmek ya da birleştirmek üzere” toplanacaktı.

Bu kongrede alınan “Proletaryanın özlemlerinin çalışmaya ve eşitliğe dayanan ve her türlü politik hükümetten tamamen bağımsız, mutlak şekilde özgür bir ekonomik örgütlenme ve federasyonun yaratılmasından başka bir amacı olamaz ve … böyle bir örgütlenme ancak proletaryanın kendi spontan eylemiyle kendi sendikaları ve özyönetime sahip komünleri aracılığıyla kurulabilir.” kararı anarşistlerin ne kadar etkili olduklarının göstergesiydi.

Ayrıca politikaya ve devlete dair karar da oldukça önemliydi, marksist işçi devleti görüşüne açık açık saldırıyordu: “Politik bir örgütlenme bir sınıfın lehine ve kitlelerin aleyhine olan bir hakimiyetin örgütlenmesinden başka bir şey olamaz … proletarya iktidarı ele geçirirse o da hakim, sömürücü bir sınıf haline gelecektir. Her tür politik iktidarın yıkılması proletaryanın ilk görevidir”.

Ağırlığını anarşistlerin oluşturduğu yeni Enternasyonal’e ilk kongreden sonra da katılımlar sürmüştü. Belçika Federasyonu ve Britanya Federasyonu gibi federasyon düzeyinde katılımların yanı sıra Marks’ın Genel Konsey’deki eski yandaşlarından Eccarius da ikinci kongreden itibaren Enternasyonal’e dahil olmuştu.

İkinci kongre 1873 yılına Cenevre’de yapılmıştı. Enternasyonal’e katılımların artması sonucunda ikinci kongrede farklı düşünceleri temsil eden delegelerin sayısı artmış, bu da bu kongreyi daha tartışmalı yapmıştı. İlk önemli tartışma Genel Konsey sorunuyla ilgiliydi. Genel Konsey’in ortadan kaldırılması gerektiği oybirliğiyle kabul edilmişti. Ama belirli işler için başka bir organ oluşturma sorunu gündeme geldiğinde keskin fikir ayrılıkları ortaya çıkmıştı. Anarşistler farklı düşüncelerin arasını bularak, yürütme yetkisi olmayacak, yalnızca istatistik toplamak ve uluslararası yazışmaları sürdürmekle ilgilenecek federal bir büro kurma konusunda uzlaşmayı sağladılar.

Ayrıca yerel bir grubun denetimi ele geçirme şansını ortadan kaldırmak için de federal büronun işleyişinin her yıl bir sonraki Enternasyonal Kongresi’nin yapılacağı ülkeye taşınmasına karar verilmişti.

Bu kongrede genel grev meselesine ilişkin olarak da anlaşmazlıklar çıkmıştı. Anarşist sendikalist geleneği önceleyen Belçikalı delegeler, toplumsal devrimi başlatmanın başlıca aracı olarak genel grevi savunuyorlar, Hollandalı ve İtalyalı delegeler de onları destekliyordu ama Britanyalı sendikacılar genel grev için gerekli olan hazırlıkların, kritik bir durumda genel grevi uygulanamaz hale getirdiğini ileri sürerek reddetmişlerdi. Bu konuda tam bir karar alınamamıştı.

Bir sonraki kongre Eylül 1874’te Brüksel’de toplanmıştı. İlk kez Almanyalı bir heyet bu kongreye katılırken İtalyalı anarşistler Bologna Ayaklanması’nı örgütledikten sonra artan hükümet baskısı nedeniyle yeraltına inmek zorunda kaldıklarını beyan ederek kongreye katılmamıştı.

Proletarya diktatörlüğü, devletin kaderi ve geçiş aşaması gibi önemli meselelerdeki anlaşmazlık yeni Enternasyonal’e de taşınmıştı. Almanyalı delegeler ve Britanya’yı temsil eden Eccarius devlet sosyalizmini savunuyor; İspanya ve Jura’dan gelen delegeler ve bazı Belçikalılar ise anarşizmi savunuyorlardı.

1875 ve 1876’da Enternasyonal özellikle coğrafi açıdan gelişiyordu. Latin Amerika, Portekiz, İskenderiye ve Yunanistan’dan yeni gruplar Enternasyonal’in saflarına katılmıştı.

Dördüncü kongre Ekim 1876’da Bern’de gerçekleştirilmişti. Britanyalı delegeler kongreye katılmazken Belçika ve Hollanda’dan birer delege katılmıştı. Coğrafyalarındaki politik süreçle ilişkili olarak İtalyalı anarşistler “eylemle propaganda” lehine konuşmalar yapıp toplantılara coşku katsa da kongre genel olarak cansız geçmişti.

1877’deki beşinci ve son kongre ise Walloon dokumacılarının bulundukları Verviers sanayi kentinde yapılmıştı; bu hem bileşim hem de kararlar açısından tamamen anarşist olarak adlandırılabilecek tek kongreydi.

Kongrede emek ürünlerinin bölüşümü, kolektifleştirme, siyasi partiler ve sendikalar tartışılmıştı. Emek ürününün bölüşümü etrafından dönen ilk tartışmada genel eğilim, malların ihtiyaç temelinde paylaşılmasına dayanan anarşist komünist düşünce yönünde idi. Mülkiyeti kolektifleştirme konusunda, kolektifleştirmenin yukarıdan müdahale olmadan işçi grupları tarafından yerine getirilmesi gerektiğine karar verilmişti. Tüm politik partilerle -kendilerine sosyalist bile deseler- mücadele etmek gerekiyordu, çünkü hepsi iktidara bel bağlıyor ve devrime engel oluyorlardı. Son olarak, sendikalar sorununda kongre, yirmi yıl sonraki anarşist sendikalistlerin taleplerini çarpıcı bir şekilde öngören bir kararı kabul etmişti. Sendikalar yalnızca ücretleri artırmayı ya da çalışma saatlerini düşürmeyi amaçladıkları durumda yetersizdiler; ücret sisteminin yıkılmasına ve üretimin denetiminin ele geçirilmesine yönelmeleri gerekiyordu.

Anti marksist Saint Imier Enternasyonali politik koşulların giderek güçleştiği bir dönemde sona ermekteydi. Toplantılara katılımlar hep belirli eksenlerde olmaya başlamış ve uzlaşmaz fikirler çerçevesinde ilerlemişti. Enternasyonal’in çöküşü esas olarak, 1872’den sonra politik koşulların sadece sürekli ve açık faaliyete izin verdiği iki bölge olan Belçika ve Jura ekseninde gidip gelmesinden kaynaklanıyordu.

Ayrıca Saint Imier Enternasyonali anarşizm içi tartışmalarda komünist anarşistlerin giderek en yaygın anarşist hareket haline gelmesinde etkili oldu. Enternasyonal ayrıca uluslararası işçi mücadelesi için büyük kararlara imza atamasa da özgürlükçü bir biçimde farklı coğrafyalardaki işçilerin birbirlerinin sorunlarını ve mücadele biçimlerini paylaşmaları ve dayanışmaya odaklanmaları sebebiyle hayli önemli bir noktada duruyordu.

Kara Enternasyonal (Çalışan Halkların Uluslararası Birliği)

Jura Federasyonu’nun ve Saint Imier Enternasyonali’nin son bulmasının ardından ortaya çıkan uluslararası birliktelik eksikliği sonucu yeni bir buluşma ve birlik gerekiyordu. Bu amaçlarla birlikte çeşitli anarşist örgütler; The Alarm, Umanita Nova, Chicagoer Arbeiter Zeitung, The Labor Enquirer, Die Fackel, Freedom, Freiheit, Liberty, Lucifer the Light Bearer, Truth, Der Vorbote vb. yayınlar ve Samuel Fielden, Errico Malatesta, Johann Most, Emma Goldman, Albert Parsons, Lucy Parsons, Michael Schwab, August Spies, Dyer D. Lum, Paul Grottkau, Adolph Fischer ve Benjamin Tucker gibi tanınmış anarşist isimler 1881 yılında Londra’da buluşmuştu.

Toplantıda yeni ve açık bir Enternasyonal’in oluşturulması, sürekli bir iletişim bürosunun kurulması ve ertesi yıl Londra’da bir kongre toplanması kararlaştırılmıştı.

Londra buluşmasında eylemle propaganda düşüncesi ve şiddetin çeşitli yönleri de uzun uzun tartışılmıştı. Genel olarak “şiddetin” kaçınılmazlığı konusunda fikir birliği var gibi görünüyordu ama biçimleri çok büyük tartışmalara yol açıyordu.

Londra toplantısına, Amerika’ya döndükten sonra Chicago’da Amerikalı devrimci gruplarının toplanması çağrısında bulunan bir New York sosyal devrimci grubu katılmıştı.

1882’de yapılması düşünülen Londra Kongresi’nin yapılamamasının ardından Johann Most ve yoldaşlarının etkisiyle Uluslararası Enternasyonal Halkın Derneği adıyla Kara Enternasyonal’in ikinci kongresi Ekim 1883’te Amerika’daki Pittsburgh kentinde yapılmış oldu.

İkinci kongreye Johann Most, August Spies ve Albert R. Parsons gibi anarşist işçiler de dahil olmak üzere 26 şehirdeki grup temsilcileri katıldı.

Kongre’de kabul edilen Pittsburgh Bildirgesi’ne göre örgütlenme “mevcut sınıflı toplumsal sistemin yok edilmesini” amaçlıyordu ve “federatif bir yapı temelinde özerk komünler ve dernekler arasındaki serbest sözleşmeler yoluyla kurulmalı”ydı. Organizasyona bağlılık beyan eden özerk grupların faaliyetlerini koordine etmek için Chicago’da bir Enformasyon Bürosu kuruldu.

Daha önceki Enternasyonallerden pek çok teorik ve pratik ders çıkaran Kara Enternasyonal, çeşitli gelişmeler; ideolojik, politik ve teorik zenginleşmeler; gelişen pratik deneyimler sonucu güçlenmiş ve ciddi bir enternasyonal haline gelmişti.

Esen reformist hava ve özellikle sosyal demokrat partilerin düzen içi siyasete giderek yüzlerini dönmesi sınıf mücadelesini günden güne zayıflamıştı. Ekonomik kriz ve devletlerin gerek kendi coğrafyalarındaki işçiler üzerindeki baskısı gerekse diğer coğrafyalardaki halklar üzerindeki işgali veya tehditkar tavrı politik mücadelenin koşullarını giderek yok ediyordu. Kara Enternasyonal böylesi bir dönemde radikal bir karşı çıkışın ve örgütlenmenin adresi oluyordu.

Pittsburgh Kongresi’nde delegeler silahlı eylemlerin sınıf mücadelesinde etkili olabileceği konusunda anlaştılar ancak bu tarz eylemlerin işlevleri konusunda farklı düşüncelere sahiptiler.

Pittsburgh’da yapılan bu kongreye Chicago diğer şehirlerden daha fazla delege gönderdi ve Pittsburgh’daki tartışmalardan sonra Chicago’daki hareket hem üye sayısı hem de etkinlik açısından ani bir yükselişe geçti. Chicago gruplarındaki anarşistlerin sayısı muhtemelen 3000 kadardı, Enternasyonal’in toplam Amerikalı üye sayısı ise 6000’di. Çoğu Almanyalı ve Çekyalı göçmenlerdi ama aynı zamanda parlak hatip Albert Parsons’ın etkili olduğu yüz üyeli güçlü bir Amerikan grubu da vardı.

Kara Enternasyonal kısa zamanlı kazanımları da reddetmemiş; işçilerin, köylülerin yaşam standartlarını yükseltecek ve özgürlüklerini arttıracak kısa vadeli reformları da (kendi devrimci programlarıyla çelişmemek şartıyla) destekledi.

1883’te Enternasyonal’in etkisi altında Chicago’da bir Merkezi İşçi Birliği kuruldu ve 1886 başında şehirdeki örgütlü işçilerin çoğunun desteğini kazandı. Baharda “Sekiz Saat Hareketi” başladığı zaman, Enternasyonal temel örgütleyici idi. Bu dönemde 65.000 işçi greve gitti ya da işverenlerin lokavt uygulaması sonucu işsiz kaldı. Polis işçilere vahşice davranmaya devam etti. Enternasyonal de karşı eylem çağrısında bulundu.

İşçilerin katledilmesi ve 8 saat mücadelesinin -ve Enternasyonal’inörgütleyicilerinden 5 anarşistin idamıyla sonuçlanan Haymarket olayları sonrasında devlet, işçilerin ve anarşistlerin örgütlenmeleri üzerindeki baskısını arttırdı. Baskılar sonucunda Enternasyonal zayıfladı ve bir daha burada toplanamadı. Ayrıca bu dönemle birlikte anarşist hareket içerisinde sınıf mücadelesi veren örgütlü hareketler yerine eylemle propaganda süreci ağırlık göstermiş ve uluslararası anarşist bir enternasyonal uzun süre kurulamamış olsa da Kara Enternasyonal’in işçilerin 8 saat mücadelesinin kazanımında oynadığı rol oldukça önemliydi. Kısacası örgütlü anarşizmin sınıf mücadelesi tarihindeki konumu anarşistlerin uzlaşmaz ve kararlı düşünce ve pratiklerinin ürünü olarak yükseldi.

İlyas Seyrek

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 53. sayısında yayınlanmıştır.

The post 1 Mayıs’ı Yaratan Anarşist Enternasyonaller appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/05/01/1-mayisi-yaratan-anarsist-enternasyonaller/feed/ 0
Azerbaycan’da Anarşizm – Mammad Azizov https://meydan1.org/2017/11/15/azerbaycanda-anarsizm-mammad-azizov/ https://meydan1.org/2017/11/15/azerbaycanda-anarsizm-mammad-azizov/#respond Wed, 15 Nov 2017 08:46:34 +0000 https://test.meydan.org/2017/11/15/azerbaycanda-anarsizm-mammad-azizov/ 20. yüzyılın başlarında Rusya’da halk ile iktidar arasında gerilimin artması çar hükümetinin daha baskıcı bir tutum takınmasına yol açıyordu. Polisin, askerin ve çarlık bürokrasisinin gücü arttırılırken daha önceden yerel yönetimlere tanınan ayrıcalıklar ve siyasal haklar geri alınıyordu. 1905-1907 tarihlerinde anarşizm Rusya gerçekliğinde teorik yönden pratik-siyasi bir harekete dönüştü. Kafkasya’da anarşist fikirlerin yayılması 1905 yılında Kutaisi, […]

The post Azerbaycan’da Anarşizm – Mammad Azizov appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

20. yüzyılın başlarında Rusya’da halk ile iktidar arasında gerilimin artması çar hükümetinin daha baskıcı bir tutum takınmasına yol açıyordu. Polisin, askerin ve çarlık bürokrasisinin gücü arttırılırken daha önceden yerel yönetimlere tanınan ayrıcalıklar ve siyasal haklar geri alınıyordu.
1905-1907 tarihlerinde anarşizm Rusya gerçekliğinde teorik yönden pratik-siyasi bir harekete dönüştü. Kafkasya’da anarşist fikirlerin yayılması 1905 yılında Kutaisi, Groznı, Elisavetpol, Tiflis’te başladı. Fakat 1904’te ortaya çıkmış ve en gelişmiş anarşist hareketin merkezi Bakü’ydü.

OHAL’de Bakü

Ocak 1902’de Bakü’de “olağanüstü hal” ilan edildi. Polis yargı düzenini aşarak işçi hareketleri ve siyasal ajitasyonla uğraşabilme olanağı bulmuş oldu. Şubat 1905’de Bakü’de sıkıyönetim ilan edilerek geçici genel vali atandı. O yaz Bakü’nün “kuşatma altında” (na osadnom polozhenii) olduğu ilan edildi. Birinci Dünya savaşının başlamasına kadar çar her altı ayda bir Bakü’de olağanüstü halin sürdüğünü bildiren kararname yayımlıyordu, savaşın başlamasıyla birlikte Bakü’de sıkıyönetime dönüldü.

Anarşist düşüncenin Bakü’de ortaya çıkması ve bir harekete dönüşmesi tam da devletin en saldırgan döneminde gerçekleşti. 1906-1907 yıllarında, Bakü’deki anarşist örgütlerin sayısının belirli bilgilere göre 13 ila 40 arasında olduğu ve bu dönem Bakü’de anarşist geleneğin en militan çağı olarak biliniyor. Anarşizm saflarında 1906 yılı için Bakü’nün sadece “Balahanı” ve “Kara Şehir” ilçelerinde 2800 işçi-militan bulunuyordu. 1905’te ortaya çıkan en etkili örgütler, anarko-komünist gruplar şehir merkezinden “Anarşi” ve Bibi-Eybettan “Borba” (Mücadele) idi. Aynı dönemde Balahanı’da “Bunt” (İsyan) ve Kara Şehirde “Enternasyonal” kuruldu. İlginçtir ki, “Anarşi”nin oluşumunda Bakü’de bir fabrikadan sosyal-demokratlar ve anti-parlamentaristler de katılmıştı.
1 Temmuz 1906’da “Anarşi”den ayrılan bir grup “Krasnaya Sotnia” (Kızıl Yüzlük) isimli örgüt kurdu. “Krasnaya Sotnia”, “Anarşi”de bürokrasizmin var olduğunu belirtip kendilerinin daha “etkili” mücadele yöntemi uygulayacaklarını düşündüler.

Daha sonralarıysa, “Anarşist-bireyciler”, “Kara Karga”, “Anarşistler-Bombacılar”, “Kızıl Yıldız”, “Khlebovoltsı” (Ekmek ve Özgürlükçüler), “Terör”, “Toprak ve Özgürlük”, Azeri anarşist örgütü “Azad” ve diğer daha küçük anarşist örgütler ortaya çıktı.  Örgütlerde çoğunlukta olanlar Ruslar, Ermeniler, eski Gınçakistler, Taşnaklar, Yahudiler Azeriler, Gürcüler ve diğer Kafkasya halklarından insanlardı.

Anarşistlerin Taşnaksutyun ile Çatışması

Fabrika patronu olan Mantaşev – İ. Doluhanov’un anarşistlerce öldürülmesinden sonra “Anarşi”nin önde gelen isimlerinden ve aynı zamanda 1906’nın başlarında “Mücadele ve Anarşiye” başlıklı broşürde (A. Sevuni takma adıyla) yazan eski Gınçakist S. Kalaşyants 5 Eylül 1906’da taşnaklar tarafından katledildi. Ondan sonra örgüt faaliyetini F. Yatsenko, H. Zaharyants ve A. Ter-Sarkisov gibi isimlerle devam ettirdi. Yine aynı sene içerisinde “Krasnaya Sotnia”nın en bilinen isimlerinden V. Zeynts ve A. Stern ise hapisten kaçarken devlet tarafından katledildi.
Taşnaklar, parti üyelerinden intikamını almak maksadıyla S.Kalaşyants’ı öldürdüler. Bunun üzerine anarşistler “Taşnaksutyun” partisine savaş ilan etti, bunun sonucunda 1906-1907 yılları arasında 17 taşnak ve 11 anarşist işçi öldü. Başlangıçta savaş Taşnaklar ile doğrudan yapılıyorsa da, 1907’de Ermeni sanayicilerin anarşistlerle savaşmak ve de kendilerini korumaları amaçlı oluşturduğu “Yeşil Yüz” ile yapılıyordu. Aynı Ermeni sanayiciler hem “Yeşil Yüz”ün hem de Taşnak çetelerinin tasfiyesi iddiasıyla savaşın yürütüldüğünü söylüyordu.

1906’da kurulan, sadece Azerilerden oluşan “Azad”, Bakü’deki küçük anarşist örgütler arasında en büyüğü olarak biliniyordu. Ağa-Kerim ve Ağa-Sanguli kardeşlerin aktif çalışmalarıyla ün kazanan örgüt daha çok Bakü’deki Azeri şehir mafyası olan ve Teymur Aşurbeyov’un başını çektiği goçulara karşı savaş verdi. Her iki kardeş 1907 yılında tutuklandı. Bakü’deki anarşist faaliyetlerin bir istikameti de anarşizmin fikir babalarının düşüncelerini propaganda ve ajitasyon yollarıyla yaymak, broşür ve bildiri yayınlamaktı. Bunun için bir yayınevi de kurulmuştu. İtirazlar, bildiriler ve broşürler büyük anarşist örgütler “Borba” (“Valerian”, V. Gorbunov, D. Kulikov, K. Lubomudrov, G. Kostina ve R. Pişçik), “Anarşi” ve “Kızıl Yüzlük” (V. Seitz, M. Zayachenkov ve P. Studnev) tarafından yayınlanıyordu.

Sevastopol Toplantısı Olayı

Zaman zaman anarşistler tarafından farklı grupları bir örgütte birleştirmek ve ortak bir taktik ve hareket planı hazırlamak için genel toplantılar düzenleniyordu. Genellikle bu toplantılar bir kural olarak, ya katılımcıların kendi hatalarından dolayı, ya da polisin baskınlarının bir sonucu olarak dağılırdı. Ses getirmiş olaylardan biri, 11 Eylül 1906’da Bakü’de “Sevastopol” restoranında meydana gelmişti; burada farklı cephelerden anarşistler toplanmıştı. Restoran polis ve Tüfek Taburu askerleri tarafından ablukaya alınmıştı. Buyük çatışmalardan sonra 38 kişi gözaltına alındı ve polis komşu evlerin birinde yüklü miktarda silah ele geçirdi. Çok sayıda anarşist kaçtı, bazılarıysa şehir dışında gözaltına alındı. Bu olayda toplam 88 kişi tutuklandı. Kaçanların bir kısmı, yerel anarşistlerle birleştikleri Batum’a giderek, ünlü anarşist David Rostomaşvili (“Kara Datiko”) ile birlikte Batum anarko-komünistlerinin işçi sendikası “Enternasyonel”i örgütledi. “Enternasyonal”, “Ne Tanrı, Ne Efendi” sloganıyla “Yoldaş Devrimciler” başlığı altında bir bildiri yayımladı ve bu bildiri Transkafkasya anarko-komünistlerinin programları haline geldi ve Bakü’de de yaygın bir şekilde tartışma konusu oldu.

Bildiri, Rusya’da yaklaşmakta olan parlamentonun ve karanlık ve ihtiyaç içindeki halka yaranmak için hayırsever kılığına girecek olan, büyük sözlerle konuşan gelecek milletvekillerinin çaresiz olacakları ile ilgili uyarıyla başlıyordu. Fakat anarşistlerin yeri, devrimi aşağıdan hazırlayan halk kalabalığının içindedir. Bildiride “devletsiz komünizm bir amaç olarak, toplumsal devrim araç olarak!” – deniyordu.

“Ancak bu bakış açısıyla yaklaşarak, büyük bir özgürlük fikrini anlayabilir ve bugünün ekonomik ve politik köleliğine son verebilirsiniz … ancak eğer liberaller ve ya iktidarı elinde tutan başkaları, bize köleliği daha zarif ve ince yollarla sunarsa, bunu bir tarihi zorunluluk olarak görürüz ve anarşist hareketi genişleterek, devrimi bitmemiş, ölümsüz, kronik biçimini almış ilan ederiz…”
“Anarşi” ve “Krasnaya Sotnia”nın bildiri ve broşürleri hep ya M. Gorkinin “Yaşamın bilgeliği çılgınların cesurluğundadır” ya da Bakunin’in “Yıkıcı ruh yaratıcı ruhtur” kelimeleri ile başlıyordu ve burada anarşistlerin halkın kurtuluşu ve mutluluğu için verilen mücadelelerden bahsediliyordu.

“Krasnaya Sotnia”nın taktikleri, sonunda silahlı isyana yol açacak ajitasyon ve konuşmalardı. Katledilen A. Stern ve V. Seitz’in anısına ithaf edilen “Anarşi” bildirisi, düşen yoldaşların kahramanlıklarını anlatıyordu. Yoldaşların bizlere vasiyetleri “başlatılan büyük işe, devrimci anarşizmin parlak ideallerinin ezilen insanlar arasında yayılmasına devam edilmesi” ve “halkların kurtarıcılarının, mücadele biçimi ve anarşizm inancı ile uluslararası devrimci proletarya olacağı” düşünceleriydi.

Anarşistlerin eylemleri elbette ki, sadece yayınlar ve teorik tartışmalarla sınırlı değildi. “Kafkasya ve Merkür”-“Tsesareviç” adlı topluluklarının posta gemisinin sansasyonel soygunu, bilindiği gibi yalnızca bir grup sosyalist-devrimci’ye atfedildi. Bununla birlikte sonradan bulunan bazı belgelere göre, “Krasnaya Sotniadan” anarko-komünistler I.Mdinaradze, N. Beburaşvili, S. Topuria, G. Gobirakhaşvili de soyguna katılmıştı. Para daha çok örgütlerin ihtiyaçlarına ve işçilere yardım için paylaşılıyordu. Bu eylemlerden biri, 1906’da, katliamlardan sonra arda kalanlara yardım etmek için hükümet tarafından 16 milyon ruble tahsis edildiğinde gerçekleşti. Paranın dağılımı için Manganez endüstrisi anonim şirketleri görevlendirilmişti, onlarsa parayı vermeyi reddediyordu. Bu vesileyle, Manganez endüstrisindeki işçiler iki ay süren bir greve başladı. Grev süresince işçileri finansal açıdan da destekleyen “Anarşi” çok aktif rol oynadı. Bununla yetinmeyerek, fabrikanın İngiliz toplumu müdürü (hem de baş konsolostu) Urguhart’a ve ayrıca Mantaşev fabrikasının direktörü I. Doluhanov’a karşı suikast eylemi gerçekleştirerek cezalandırdılar. Bu, hissedarları işçilerin haklarını vermeye mecbur etti.

En çok sayıda doğrudan eylemi “Kızıl Yüz” örgütledi. 1906’dan 1908 yılına kadar onlar tarafından polis şefi Jgenti’nin asistanı, Zavgorodnı ve Kudryaşov’un bölge güvenlik görevlileri, polis ajanları Doljnikov ve Levin, polis memuru Prokopoviç, cezaevi korucusu Prokopenko, polis müdürü Rihter, polis memuru Pestov, Nobel şirket müdürü Eklund, Nobellerin fabrikasının mühendisi Tuasson, dedektif B.Raçkovski ve diğerleri öldürüldü. Bu eylemleri yapan ünlü anarşistler Abram Stern, Şişkin kardeşler, Poliakov, Şlimak, Ter-Galustov, Staroverov ve diğerleriydi.
1906 senesinde Bibi-Eybet Sanayi bölgesinin yöneticileri ve işçilere karşı zalim tavırlarıyla bilinen Urbanoviç ve Slavskiy, aynı zamanda provokatör Tavmisiants “Anarşi” ve “Borba”dan (Mücadele) anarko-komünistler tarafından öldürüldü.

Anarşist hareketin en çok önem verdiği şeyler arasında “ekonomik doğrudan eylemler” de vardı. Anarşistlerin sanayicileri, özellikle de petrol sanayicilerini işçilerin taleplerine uymaları için bombalamalar, yağ ve petrol tankerlerinin yakılması yolları ile dize getirdikleri birçok vaka var. 1906-1908 yılları boyunca polis defalarca anarşistlere ait silah depoları, patlayıcı madde imalatı için laboratuvar ve atölyeler bulmuştur. Ekonomik doğrudan eylemler ile “Anarşi”, “Anarşist-bombacılar”, “Anarşist-bireyciler” ün kazandılar.
Son yıllarda tutuklamalar, baskınlar, örgütler arası savaşlar anarşistleri çok zayıflattı. Anarşistlere göre, Bakü’de “sadece Marksizmin fanatikleri anarşist hareketi baltalamaya çalıştı”, fakat sadece Marksistler yapmıyordu bunu. Hükümet ve liberal basının tamamı, anarşistlere karşı makale ve tefsirle doluydu. Baskılar düzenleyen ve anarşist grupların tutuklanmasını sağlayan polis de durmadı. 1908 yılına kadar hapis ve sürgüne mahkum bırakılan anarşistler genellikle dışarı çıkamadı. 1908-1909’da Bakü’de meydana gelen tepkilerle bağlantılı olarak, tutuklamalar kitlesel bir nitelik kazandı. Sadece Mart 1908’de “Kızıl Yüz”ün 50 üyesi tutuklandı ve hepsi Sibirya’da sürgüne mahkum edildi. “Krasnaya Sotnia” üyelerinin tutuklanması 1909’da da devam ediyordu. D. Veselov ve E. Rudenko’nun evinde bombalar, patlayıcılar, matbaanın parçaları ve anarşist edebiyat bulunmuştu.

1908-1909 kitlesel baskınlarından sonra anarşistler yüzyılın sonuna kadar toparlanamadı.


Gınçakist: Sosyal Demokrat Hınçak Partisi üyeleri

Goçular: Bakü’nün kabadıyları, dönemin mafyası.
Taşnaksutyun: Ermenice’de Federasyon anlamına gelir. Ermeni Devrimci Federasyonu örgütünün kısaltmasıdır.


Mammad Azizov

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 41. sayısında yayınlanmıştır. 

The post Azerbaycan’da Anarşizm – Mammad Azizov appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/11/15/azerbaycanda-anarsizm-mammad-azizov/feed/ 0
Anarşist Yayınlar Dizisi (3) : Fransa’da Anarşist Yayınlar – Zeynel Çuhadar https://meydan1.org/2015/09/15/anarsist-yayinlar-dizisi-3-fransada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/ https://meydan1.org/2015/09/15/anarsist-yayinlar-dizisi-3-fransada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/#respond Tue, 15 Sep 2015 14:59:08 +0000 https://test.meydan.org/2015/09/15/anarsist-yayinlar-dizisi-3-fransada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/ Bence devrimci bir gazetenin asıl yapması gereken şey, her alanda yeni toplumsal ilişkilerin doğmakta olduğunu, eski kurumlara karşı giderek bir öfkenin büyümekte olduğunu haber veren belirtileri toplamak ve sayfalarında bunlara yer vermektir. (…) İnsanlara, arkalarında tüm insanlığın güm güm atan yüreğinin bulunduğunu, yüzyıllar süren haksızlıklara karşı bir isyan ve yepyeni bir yaşam biçimi oluşturma girişimlerinin […]

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (3) : Fransa’da Anarşist Yayınlar – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

FransadaAnarşistYayınlar

Bence devrimci bir gazetenin asıl yapması gereken şey, her alanda yeni toplumsal ilişkilerin doğmakta olduğunu, eski kurumlara karşı giderek bir öfkenin büyümekte olduğunu haber veren belirtileri toplamak ve sayfalarında bunlara yer vermektir. (…)

İnsanlara, arkalarında tüm insanlığın güm güm atan yüreğinin bulunduğunu, yüzyıllar süren haksızlıklara karşı bir isyan ve yepyeni bir yaşam biçimi oluşturma girişimlerinin başlatıldığını hissettirmek gerekir; budur devrimci bir gazeteye düşen iş.

Pyotr Kropotkin

Anarşist Yayınlar isimli yazı dizimizin üçüncü bölümünde Paris Komünü’nün beşiği, anarşist devrim mücadelesinde sembol isimlerin mücadele ettiği Fransa topraklarında yayınlanmış anarşist yayınları inceleyeceğiz.

Fransız İhtilali sırasında işçiler arasında yayılmaya başlayan anarşizm, Fransa’daki tarihinde ülkenin hemen her dönemine derin etkileri olan bir düşünce ve hareket haline geldi.

1840’larda yoldaş Pierre Joseph Proudhon’un yazılarıyla ve temelini attığı projelerle kendini yaratan hareket Komün’ün örgütlenmesinden Enternasyonal’e, oradan sendikal harekete dek birçok alanda etkisini artırdı. Sadece bu kadarla sınırlı değildi elbet. Anarşist devrim mücadelesinde adeta sönmeyen birer meşale olmuş sayısız yoldaş geldi geçti Fransa tarihinden. Alevler içinde yanan barikatların ardında bir militan, Yaralıların Bakımı İçin Kadınlar Birliği’ni kurduğunda bir şifacı olan Louise Michel’den, Bakunin’in yoldaşı, Birinci Enternasyonal’in başarılı propagandisti James Guillaume’e, Eylemle Propaganda Kuşağı’nın cesur temsilcileri Emile Henry ve Jules Bonnot Çetesi’nden Fransa zindanlarında beş yıl tutuklu kalan Kropotkin’e kadar sayısız anarşistin mücadelesine ev sahipliği yaptı bu topraklar.

Yazı dizimizin bu ayki bölümünde işte bu devrimci tarihin yazılı belgelerinin üzerine incelemeler yaptık.

L’Anarchie

L'anarchie_(1907)

Bu isimle yayınlanan ilk yayın 1850 yılında Anselme Bellegamigue tarafından yayınlandı. Gazete formatındaki L’Anarchie, “anarşist” adını benimseyen ilk yayın organıydı. Sadece iki sayı çıktı. Daha sonra 1905’in Nisan ayında, bireyci çizgideki Albert Libertad isimli bir anarşist tarafından yeni bir versiyonu yayınlanan Paris merkezli gazetenin destekçileri arasında Emile Armand, Andre Lorulot, Emilie Lamotta, Raymond Callemin ve Victor Serge gibi isimler bulunuyordu. 13 Nisan 1905’ten 22 Temmuz 1914’e kadar 484 sayısı yayınlandı. Sonra 1926 yılında Louis Couvet gazetenin üçüncü neslini yayınlanmaya başladı. Bu versiyonu ise 3 yıl sürdü. İlk kez yayınlandığı 1800’lü yıllardan beri bazen kısa, bazen uzun periyotlarda yayınlanan gazetenin etkisi sınırlı oldu.

Le Revolte

le_revolte

Pyotr Kropotkin’in İsviçre’ye sürüldüğü yıllarda, François Dumartheray ve Georges Herzig ile birlikte çıkardığı anarsişt-komünist çizgideki Le Revolte (İsyan) gazetesinin ilk sayısı, 1879 yılında İsviçre’nin Cenevre kentinde yayınlanmaya başladı. İlk sayısı 2000 adet basılan gazete, Kropotkin’in yoldaşı olan, aynı zamanda yayın ekibine de katılan Élisée Reclus tarafından finanse ediliyordu. Gazetenin çıkarıldığı sıralarda Reclus ve Kropotkin, Cenevre gölü yakınlarındaki Clarens köyünde yaşıyorlardı. Daha sonra, Kropotkin İsviçre’den sınır dışı edilip Fransız Lyon mahkemesince mahkum edildiğinde, Le Revolte gazetesinde yeni bir editöre ihtiyaç duyuldu. Reclus bu iş için başta tereddüt etmesine rağmen yoldaşı Jean Grave’i önerdi. Grave, Reclus’un önerisini kabul etti ve 1883 yılında bu vesileyle Cenevre’ye taşındı. İki yıl sonra Grave gazete için Fransa’ya geri döndü. 1887 yılında gazetenin adı artık La Revolte olmuştu. La Revolte’nin son sayısı 14 Mart 1885 tarihinde yayınlandı. La Revolte Mayıs 1886’ya kadar ayda iki kez, sonrasında ise haftalık 4 sayfa olarak yayınlandı. Gazetenin 1886’da 4000 olan tirajı 1889’da 6000’e kadar yükseldi. İlk çıktığı İsviçre ve yayınlandığı Fransa topraklarında büyük toplumsal etkileri olan La Revolte, işçi hareketlerini doğrudan etkiledi. Paris Komünü’nün ardından büyük bir darbe alan anarşizmi, güçlü bir şekilde ayağa kaldıran sürecin temellerini atan bir yayın organı olarak hafızalara kazındı.

L’En Dehors

VanderLubbe-15oct33-EnDehors-Archyves00

Fransızca yayınlanan gazete, 1891 yılında Zo d’Axa tarafından yayınlanmaya başladı. Yayın ekibinde sayısız anarşist eylemcinin yer aldığı gazeteye Zo d’Axa ile yakın ilişkideki Albert Libertad ve eylemle propaganda kuşağının öne çıkan isimlerinden Emile Henry gibi isimlerin yanı sıra Jean Grave, Bernard Lazare, Octave Mirbaeu, Saint-Pol Roux, Tristan Bernard, Georges Darien, Lucien Descaves, Sebastian Faure, Felux Feneon, Camille Mauclair, Emile Verhaeren, Adolphe Tabarama gibi çok sayıda anarşist katkıda bulundu. Anarşist basını susturmak için açılan Trinity davasında Zo d’Axa ve birçok arkadaşı tutuklandı ve L’En Dehors projesi bir süreliğine sona erdi.

1922 yılında bir başka L’en Dehors, Emile Armand takma ismini kullanan Ernest Juin Armand tarafından yayınlanmaya başlandı. Armand, bireysel özgürleşme, kadın özgürlüğü ve anarşizmin savunulduğu metinler yayınlıyordu. Gazetenin bu versiyonu İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla sona erdi. Ekim 1939’da ise yayını durdu. Bu versiyonundan yıllar sonra 2002 yılında L’en Dehors projesi tekrar başladı. Gazetenin yeni versiyonu Amerika’da yayımlanan Green Anarchy ile yapılan işbirliği ve birkaç destekçinin (Lawrence Jarach, Patrick Mignard, Thierry Lode, Ron Sakolsky, Thomas Slut) katkısıyla yayına tekrar başladı. Kapitalizm, özgür aşk, insan hakları ve sosyal mücadeleler gibi konu başlıklarındaki istikrarını korudu. L’En Dehors şimdilerde internet sitesiyle olarak sanal ortamda yayınına devam ediyor.

L’Unique

lunique1956

Zo d’Axa’nın tutuklanmasına karşı gösterdiği dayanışmayla adı öne çıkan Fransız anarşist Emile Armand’ın gazetesi L’Unique, 1945 ve 1956 yılları arasında toplam 110 sayı yayınlandı. Diğer yazarlar arasında Gerard de Lacaze-Duthiers Manuel Devaldes, Lucy Sterne, Teheresa Gaveher gibi isimler yer alıyordu. Gazetenin illüstrasyonlarını ise Armand’ın yakın dostu Louis Moresu yapıyordu.

Xin Shiji

Çin anarşizminin iki kanadından biri olan Paris grubu tarafından yayınlanan Xin Shiji, Fransa’da yaşayan Çinli anarşistlerin yayın organıydı. İlk sayısı Haziran 1907’de yayınlanmaya başladı. Yazar ve destekçileri arasında Wu Zhihui, Chu Minyi, Li Shizeng, Zhang Renjie yer alıyordu. Kendilerine göre farklı bir çizgide yer alan Tokyo grubu ise, o sıralarda yerli özelliklere ve Asya geleneklerine daha çok vurgu yapıyordu. Xin Shiji’de yapma bir dil olan Esperanto kullanıyordu. Gazetenin yazarları, Mihail Bakunin ve Pyotr Kropotkin’in düşüncelerinden ilham aldılar. 1920 yılının Mayıs ayına kadar yayınlanan Xin Shiji, finansman sorunları nedeniyle dağılana dek 121 sayı yayınlandı ve Avrupa coğrafyasında sürdürülen anarşist mücadeleye farklı bir bakış açısı getirdi. Dergi yayınlandığı onca yıl boyunca Çince’ye çevrilmiş pek çok kaynak bıraktı. Bakunin, Kropotkin, Proudhon ve Malatesta’nın temel eserlerinin Çince’ye kazandırılmasında ve mücadelenin toplumsallaştırılmasında büyük etkileri oldu.

Le Monde Libertaire

Tarama_20150806 (2)

Anarşist Federasyon’un 1858 yılında kurulan yayın organı Le Monde Libertaire’in temelleri, Joseph Dejacque tarafından atıldı. İlk yayınlandığında adı Le Libertaire olan gazetenin yayın ekibinde Louise Michel’den Sebastian Faure’ye birçok yoldaş yer aldı ve 100.000 tiraja kadar ulaştı. 1953 yılında federasyonda yaşanan ayrışma sonucunda, Le Libertaire ismini Liberter Komünist Federasyon kullanmaya başladı.

Le Monde Libertaire, 2004 yılının Ekim ayında ellinci yıldönümünü kutladı ve bunun şerefine 400 sayfalık bir koleksiyon sayısı hazırladı. 2002 yılında gazete formatından dergi formatına geçen Le Monde Libertaire, şimdilerde haftalık periyotta yayınlanmaya devam ediyor.

Ejemplar del periódico anarquista Le Revolté, fundado por Reclús y Kropotkin, que Moises S. Bertoni atesoraba en su casa del Alto Paraná.

…………….

Zeynel Çuhadar

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.

The post Anarşist Yayınlar Dizisi (3) : Fransa’da Anarşist Yayınlar – Zeynel Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/09/15/anarsist-yayinlar-dizisi-3-fransada-anarsist-yayinlar-zeynel-cuhadar/feed/ 0