fransa – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Wed, 28 Apr 2021 07:38:00 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Fransa’da Renault İşçileri Patronları Rehin Aldı https://meydan1.org/2021/04/28/fransada-renault-iscileri-patronlari-rehin-aldi/ https://meydan1.org/2021/04/28/fransada-renault-iscileri-patronlari-rehin-aldi/#respond Wed, 28 Apr 2021 07:37:58 +0000 https://meydan1.org/?p=71832 Fransa’da Morbihan bölgesinde bulunan otomobil şirketi Renault’nun fabrikası için patronların satış kararı vermesi sebebiyle işsiz kalacak olan yaklaşık 350 işçi dün sabah saatlerinde fabrikayı eylem alanına çevirdi ve abluka altına aldı. Giriş ve çıkışları da kapatan işçiler, patronları da rehin aldı. Genel İş Konfederasyonu (CGT) işçi sendikasının temsilcilerinden Mael Le Goff, basına yaptığı açıklamada, taleplerin […]

The post Fransa’da Renault İşçileri Patronları Rehin Aldı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Fransa’da Morbihan bölgesinde bulunan otomobil şirketi Renault’nun fabrikası için patronların satış kararı vermesi sebebiyle işsiz kalacak olan yaklaşık 350 işçi dün sabah saatlerinde fabrikayı eylem alanına çevirdi ve abluka altına aldı. Giriş ve çıkışları da kapatan işçiler, patronları da rehin aldı.

Genel İş Konfederasyonu (CGT) işçi sendikasının temsilcilerinden Mael Le Goff, basına yaptığı açıklamada, taleplerin karşılanana kadar kimseyi serbest bırakmayacaklarını belirtti.

The post Fransa’da Renault İşçileri Patronları Rehin Aldı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/04/28/fransada-renault-iscileri-patronlari-rehin-aldi/feed/ 0
Okul İdaresi Tarafından Transfobik Baskıya Uğrayan Lise Öğrencisi Yaşamını Sonlandırdı https://meydan1.org/2020/12/20/okul-idaresi-tarafindan-transfobik-baskiya-ugrayan-lise-ogrencisi-yasamini-sonlandirdi/ https://meydan1.org/2020/12/20/okul-idaresi-tarafindan-transfobik-baskiya-ugrayan-lise-ogrencisi-yasamini-sonlandirdi/#respond Sun, 20 Dec 2020 09:32:13 +0000 https://meydan1.org/?p=67778 Fransa’nın Lile şehrinde bulunan Fenelon Lisesi’nde okuyan 17 yaşındaki trans lise öğrencisi Avril Fouad, okul yönetiminin kendisine karşı transfobik ifadelerle hakaret etmesi sonucu intihar ederek yaşamını sonlandırdı. Kısa bir süre önce kadın kimliğini açıklayan Fouad okula etekle gelmeye başlayınca 2 Aralık günü idare tarafından çağrılarak “bu davranışının okulda bulunan başka öğrencileri rahatsız edebileceği” söylenerek kimliğini […]

The post Okul İdaresi Tarafından Transfobik Baskıya Uğrayan Lise Öğrencisi Yaşamını Sonlandırdı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Fransa’nın Lile şehrinde bulunan Fenelon Lisesi’nde okuyan 17 yaşındaki trans lise öğrencisi Avril Fouad, okul yönetiminin kendisine karşı transfobik ifadelerle hakaret etmesi sonucu intihar ederek yaşamını sonlandırdı.

Kısa bir süre önce kadın kimliğini açıklayan Fouad okula etekle gelmeye başlayınca 2 Aralık günü idare tarafından çağrılarak “bu davranışının okulda bulunan başka öğrencileri rahatsız edebileceği” söylenerek kimliğini açıkça yaşamaması yönünde baskı uygulandı. Fouad ise kendisine yöneltilen bu baskıya karşılık olarak “Kendilerini eğitmeleri gereken onlar, ben değilim” diyerek karşılık verdi. İdare Fouad’ı zorla evine gönderdi.

Ertesi gün (3 Aralık) arkadaşları okulun her yerine Fouad ile dayanışmalarını göstermek için transfobiye karşı afişler astı ancak transfobik okul yönetimi bütün afişleri söktü. 5 Aralık’ta ise herkes okula etekle gelerek desteklerini gösterdi.

Fouad’ın ayrıca, cinsel kimliğini açıkladıktan sonra ailesi tarafından reddedildiği ve beraber kaldığı koruyucu aile tarafından anlayışla ve destekle karşılandığı belirtildi

16 Aralık Çarşamba günü Fouad’ın cansız bedeni, beraber kaldığı koruyucu ailesinin evinde bulundu. Yapılan incelemede genç kadının intihar ettiği tespit edildi.

Öğrenciler, arkadaşlarının ölümüyle ilgili okuldan yapılan duyuruda, Fouad’dan “erkek öğrenci” diye bahsedildiğini belirtti ve bazı öğretmenlerin Fouad’dan “kadın” olarak bahsetmeyi reddettiğini söyledi.

Arkadaşları, Fouad’ın yaşamını yitirmesinin ardından 18 Aralık Cuma günü lisede oturma eylemi gerçekleştirdi. Aynı günün akşamında ise Lile şehir meydanında gerçekleşen eyleme yüzlerce kişi katılarak transfobiye karşı seslerini çıkardı.

The post Okul İdaresi Tarafından Transfobik Baskıya Uğrayan Lise Öğrencisi Yaşamını Sonlandırdı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/20/okul-idaresi-tarafindan-transfobik-baskiya-ugrayan-lise-ogrencisi-yasamini-sonlandirdi/feed/ 0
Fransa’da Basını Kısıtlayan Yasa Tasarısı Kabul Edildi https://meydan1.org/2020/11/21/fransada-basini-kisitlayan-yasa-tasarisi-kabul-edildi/ https://meydan1.org/2020/11/21/fransada-basini-kisitlayan-yasa-tasarisi-kabul-edildi/#respond Sat, 21 Nov 2020 11:00:50 +0000 https://meydan.org/?p=66786 Fransa Ulusal Meclisi, hali hazırda süregelen polis şiddetini daha da arttıracak yeni güvenlik yasa tasarısını kabul etti. 17 Kasım’dan beri tartışılan yeni yasa tasarısının (Loi sécurité globale) 24. maddesine göre, “görev süresi içinde olan” polis ve jandarmanın sicil nyüzünün bulunduğu fotoğrafların yayımlanması ya da kimliğinin duyurulması yasaklanacak. Yasağa “uymayanların” 1 sene hapis cezası ve 45 […]

The post Fransa’da Basını Kısıtlayan Yasa Tasarısı Kabul Edildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Fransa Ulusal Meclisi, hali hazırda süregelen polis şiddetini daha da arttıracak yeni güvenlik yasa tasarısını kabul etti.

17 Kasım’dan beri tartışılan yeni yasa tasarısının (Loi sécurité globale) 24. maddesine göre, “görev süresi içinde olan” polis ve jandarmanın sicil nyüzünün bulunduğu fotoğrafların yayımlanması ya da kimliğinin duyurulması yasaklanacak. Yasağa “uymayanların” 1 sene hapis cezası ve 45 bin Euro’ya kadar para cezası alması öngörülüyor.

Yasa kapsamında, polisin eylemlerde drone kullanması ve güvenlik kameralarına doğrudan erişiminin de kolaylaştırılması sağlanacak.

Meclis’ten geçen 24. madde, senatodan da geçerse parlamentonun onayına sunulacak.

Yasaya Karşı Eylemlere Polis Saldırısı

Fransa halkı, 17 Kasım’da Ulusal Meclis’te tartışılmaya başlanan yasa tasarısına karşı meclis binasının önünde eylem gerçekleştirdi. Çok sayıda sendikanın ve örgütün de katıldığı eylemlere polis saldırdı.

Eğer yasa tasarısı yasalaşırsa, polisin şiddet uyguladığı sırada görünen yüzü sansürlenmez ya da kesilmez ise bunu paylaşanlar hakkında hapis ve para cezası istenebilecek. Yasa tasarısı her ne kadar “görüntünün yayımlanmasını” kapsıyor olsa da polis şiddetini görüntüye alanların da polis tarafından daha fazla taciz edilmesinin önü açılıyor.

Sendikalar ve Örgütlerden Eylem Çağrısı

Polis şiddetinin önünü daha fazla açacak olan yasaya karşı sendikalar ve örgütler eylem çağrısı yaparak bugün yerel saatle 14:30’da Paris’te eylem gerçekleştireceklerini açıkladı.

The post Fransa’da Basını Kısıtlayan Yasa Tasarısı Kabul Edildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/11/21/fransada-basini-kisitlayan-yasa-tasarisi-kabul-edildi/feed/ 0
Fransa’da Ülkü Ocaklarını Yasaklama Kararı Tartışılıyor https://meydan1.org/2020/11/02/fransada-ulku-ocaklarini-yasaklama-karari-tartisiliyor/ https://meydan1.org/2020/11/02/fransada-ulku-ocaklarini-yasaklama-karari-tartisiliyor/#respond Mon, 02 Nov 2020 16:00:24 +0000 https://meydan.org/?p=66081 Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, haftasonunda Lyon şehrindeki Ermeni Soykırımı anıtına yönelik saldırının ardından, “Türk milliyetçisi Bozkurtlar hareketini yasaklayacağız” şeklinde açıklamada bulunmuştu. Parlamentonun hukuk komisyonunda konuşan İçişleri Bakanı Darmanin, konunun çarşamba günü yapılacak bakanlar kurulunda ele alınacağını belirtti. Açıklama, 1915 Ermeni soykırımında katledilen Ermenilerin anısına yapılan  ve Lyon şehri dışında bulunan anıta “Bozkurtlar” ve AKP’li […]

The post Fransa’da Ülkü Ocaklarını Yasaklama Kararı Tartışılıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, haftasonunda Lyon şehrindeki Ermeni Soykırımı anıtına yönelik saldırının ardından, “Türk milliyetçisi Bozkurtlar hareketini yasaklayacağız” şeklinde açıklamada bulunmuştu. Parlamentonun hukuk komisyonunda konuşan İçişleri Bakanı Darmanin, konunun çarşamba günü yapılacak bakanlar kurulunda ele alınacağını belirtti.

Açıklama, 1915 Ermeni soykırımında katledilen Ermenilerin anısına yapılan  ve Lyon şehri dışında bulunan anıta “Bozkurtlar” ve AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isminin başharflerine atıfla “RTE” yazılmasının ardından gelmişti.

Fransa İçişleri Bakanlığı da, Ülkü Ocakları’nın faaliyetlerinin durdurulduğunu açıkladı.

The post Fransa’da Ülkü Ocaklarını Yasaklama Kararı Tartışılıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/11/02/fransada-ulku-ocaklarini-yasaklama-karari-tartisiliyor/feed/ 0
Avrupa’da Korona Krizi: Rusya’da Vaka Sayısı, Almanya ve Fransa’yı Geçti https://meydan1.org/2020/05/07/avrupada-korona-krizi-rusyada-vaka-sayisi-almanya-ve-fransayi-gecti/ https://meydan1.org/2020/05/07/avrupada-korona-krizi-rusyada-vaka-sayisi-almanya-ve-fransayi-gecti/#respond Thu, 07 May 2020 17:44:51 +0000 https://meydan.org/?p=58134 Rusya’daki vaka sayısı, salgının zirve noktasını geride bıraktığı belirtilen ve ülkede tedbirleri gevşetmeye başlayan Fransa ve Almanya’yı geçti. Rusya, 11 bin 231 yeni vakayla, dünyada en çok vakaya sahip beşinci ülke oldu. Vaka sayısında Rusya’nın önünde ABD, İspanya, İtalya ve İngiltere yer alıyor.Son verilerle, Rusya’daki korona virüsü vakaların sayısı 177 bin 160’a yükseldi. Ülkedeki toplam ölü […]

The post Avrupa’da Korona Krizi: Rusya’da Vaka Sayısı, Almanya ve Fransa’yı Geçti appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Rusya’daki vaka sayısı, salgının zirve noktasını geride bıraktığı belirtilen ve ülkede tedbirleri gevşetmeye başlayan Fransa ve Almanya’yı geçti. Rusya, 11 bin 231 yeni vakayla, dünyada en çok vakaya sahip beşinci ülke oldu.

Vaka sayısında Rusya’nın önünde ABD, İspanya, İtalya ve İngiltere yer alıyor.Son verilerle, Rusya’daki korona virüsü vakaların sayısı 177 bin 160’a yükseldi. Ülkedeki toplam ölü sayısının ise 1625’e çıktığı açıklandı.

Ülkede en çok vakanın görüldüğü yer ise başkent Moskova. Kentte son bir günde 6 bin 703 vaka tespit edildi. Toplam sayı ise 92 bin 676 olarak verildi.

The post Avrupa’da Korona Krizi: Rusya’da Vaka Sayısı, Almanya ve Fransa’yı Geçti appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/05/07/avrupada-korona-krizi-rusyada-vaka-sayisi-almanya-ve-fransayi-gecti/feed/ 0
Korona Krizi: Dünya Genelinde İyileşen İnsanların Sayısı 1 Milyonu Geçti https://meydan1.org/2020/04/30/korona-krizi-dunya-genelinde-iyilesen-insanlarin-sayisi-1-milyonu-gecti/ https://meydan1.org/2020/04/30/korona-krizi-dunya-genelinde-iyilesen-insanlarin-sayisi-1-milyonu-gecti/#respond Thu, 30 Apr 2020 14:06:09 +0000 https://meydan.org/?p=57665 Dünya genelinde tanımlanmış adı Covid-19 olan yeni nesil korona virüs nedeniyle hastalandıktan sonra sağlığına kavuşanların sayısı 1 milyonu aştı. “Worldometer” internet sitesinde yer alan bilgiye göre, dünyada virüs bulaşan 1 milyon 355 kişi hastalığı atlatmayı başardı. En fazla hastanın iyileştiği ülkeler sıralamasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 147 bin 411 iyileşen hasta sayısıyla başı geçiyor. ABD’yi […]

The post Korona Krizi: Dünya Genelinde İyileşen İnsanların Sayısı 1 Milyonu Geçti appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Dünya genelinde tanımlanmış adı Covid-19 olan yeni nesil korona virüs nedeniyle hastalandıktan sonra sağlığına kavuşanların sayısı 1 milyonu aştı. “Worldometer” internet sitesinde yer alan bilgiye göre, dünyada virüs bulaşan 1 milyon 355 kişi hastalığı atlatmayı başardı.

En fazla hastanın iyileştiği ülkeler sıralamasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 147 bin 411 iyileşen hasta sayısıyla başı geçiyor. ABD’yi 132 bin 929 İspanya ve 120 bin 400 iyileşen hasta sayısıyla Almanya takip ediyor. Çin’de 77 bin 610, İran’da 73 bin 791, İtalya’da 71 bin 252, Fransa’da 48 bin 228 ve Türkiye’de koronavirüsten iyileşen hasta sayısı 44 bin 22.

Dünya genelinde vaka sayısı 3 milyon 220 bin 268’e ulaşırken, virüs nedeniyle 228 bin 224 kişi hayatını kaybetti.

The post Korona Krizi: Dünya Genelinde İyileşen İnsanların Sayısı 1 Milyonu Geçti appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/04/30/korona-krizi-dunya-genelinde-iyilesen-insanlarin-sayisi-1-milyonu-gecti/feed/ 0
Avrupa, Alınan Korona Virüs Tedbirlerini Azaltıyor https://meydan1.org/2020/04/26/avrupa-alinan-korona-virus-tedbirlerini-azaltiyor/ https://meydan1.org/2020/04/26/avrupa-alinan-korona-virus-tedbirlerini-azaltiyor/#respond Sun, 26 Apr 2020 17:42:17 +0000 https://meydan.org/?p=57497 Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre Avrupa devletleri, Covid-19 salgını kapsamında alınan tedbirleri gevşetmeye başladı. İsviçre’de pazartesi gününden itibaren yapı ve bahçe marketler, kuaförler, veteriner ve diş hekimi muayenehaneleri, güzellik salonları ve dövme stüdyoları yeniden açılacak. Hırvatistan’da birçok işyeri, kütüphaneler ve müzeler hafta başında açılırken toplu taşıma da yeniden hizmete girecek. Çekya’da ise pazartesiden itibaren Avrupa […]

The post Avrupa, Alınan Korona Virüs Tedbirlerini Azaltıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre Avrupa devletleri, Covid-19 salgını kapsamında alınan tedbirleri gevşetmeye başladı.

İsviçre’de pazartesi gününden itibaren yapı ve bahçe marketler, kuaförler, veteriner ve diş hekimi muayenehaneleri, güzellik salonları ve dövme stüdyoları yeniden açılacak. Hırvatistan’da birçok işyeri, kütüphaneler ve müzeler hafta başında açılırken toplu taşıma da yeniden hizmete girecek. Çekya’da ise pazartesiden itibaren Avrupa Birliği genelinde iş için ülkeye seyahatlere yeniden izin veriliyor. Ayrıca ülkedeki kütüphaneler ve hayvanat bahçeleri de yeniden açılıyor. Restoran ve kafeler ise 11 Mayıs’tan itibaren kademeli olarak açılacak. Norveç’te ise geçen hafta açılan kreşlerin ardından ilkokullar da hafta başında yeniden açılıyor. Belçika’da bir hafta sonra belli sınıfların açılmasıyla okullar kısmi olarak yeniden başlayacak.  Fransa’da ise önümüzdeki salı hükümetin alınan tedbirlerin nasıl gevşetileceği ile ilgili planını açıklaması bekleniyor.

Alınan tedbirlerin gevşetildiği çoğu ülkede maske kullanımını arttırmak gibi gündelik hayatın işleyişine daha fazla kontrol getiriliyor.

The post Avrupa, Alınan Korona Virüs Tedbirlerini Azaltıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/04/26/avrupa-alinan-korona-virus-tedbirlerini-azaltiyor/feed/ 0
Sarı Yeleklilerin Bir Senesi Anarşist Bir Değerlendirme – CNT/AIT https://meydan1.org/2020/04/07/sari-yeleklilerin-bir-senesi-anarsist-bir-degerlendirme/ https://meydan1.org/2020/04/07/sari-yeleklilerin-bir-senesi-anarsist-bir-degerlendirme/#respond Tue, 07 Apr 2020 15:14:59 +0000 https://meydan.org/?p=56898 CNT-AIT, Uluslararası İşçiler Derneği’nin (IWA) Fransa’daki örgütlenmesidir. 1946’da, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sendikalardaki komünist liderliğe karşı olarak ve anarşist sendikalizmi geliştirmek amacıyla kuruldu. Bugün henüz oldukça küçük bir örgütüz ve 10 yıldan fazla bir süredir “otonom halk direnişi” kavramını geliştiriyoruz. Tüm işçi kategorilerinin bölgesel meclislerine dayanan, doğrudan eylem uygulayan ve herhangi bir temsiliyet biçimini reddeden […]

The post Sarı Yeleklilerin Bir Senesi Anarşist Bir Değerlendirme – CNT/AIT appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

CNT-AIT, Uluslararası İşçiler Derneği’nin (IWA) Fransa’daki örgütlenmesidir. 1946’da, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sendikalardaki komünist liderliğe karşı olarak ve anarşist sendikalizmi geliştirmek amacıyla kuruldu. Bugün henüz oldukça küçük bir örgütüz ve 10 yıldan fazla bir süredir “otonom halk direnişi” kavramını geliştiriyoruz. Tüm işçi kategorilerinin bölgesel meclislerine dayanan, doğrudan eylem uygulayan ve herhangi bir temsiliyet biçimini reddeden yatay bir organizasyonuz. İlham kaynaklarımız ise 1910-1930 yıllarının Arjantin FORA’sı, İspanyol CNT-AIT, 80’lerin İtalya’daki İşçi Otonomları… İlham kaynağımız 2001’de Cezayir Kemeri, 2001’de Arjantin’de Piqueteros, 2011’de Arap Baharı (ve özellikle Tunus), 2009’da Yunanistan işgalleri, Taksim direnişi vb… Ayrıca işyerlerinde, resmi “sendika” gibi değil, daha çok özerk işçi toplantıları düzenlemeye yönelik faaliyetler geliştiriyoruz. Bu toplantılar özerktir, yani sendikaların yasal çerçevesini kabul etmezler ve doğrudan eylemde bulunurlar.

Sarı Yelek Hareketi 17 Kasım 2018’de başladı. Bu spontane ve popüler hareket, Fransa’daki herkes gibi 2009’da bir kimlik işareti olarak sarı yelek giyerek kavşakları felç etmeyi örgütleyerek bizi de şaşırttı. Tabii ki, biz Sarı Yelekliler Hareketi’nin kökeni değiliz (10 yıl önce bu önseziyi yapmış olsak bile), ama bir şekilde onu anlamaya ve kabul etmeye meyilliydik ve bu yüzden sudaki bir balık kadar doğal bir şekilde yanlarında duruyoruz. Özellikle Toulouse ve Perpignan gibi hareketin çok yoğun ve radikal olduğu şehirler için medya sıklıkla bu şehirlerdeki anarşist gelenekten bahsetti.

Sarı Yelekliler Hareketi hem toplumsal hem de politik olarak heterojen bir hareket. Ancak başlangıçta hem (küçük) işverenleri hem de işçileri petrol vergisinin reddinin ortak paydasıyla bir araya getirdiyse de hareketin birleşenleri çok hızlı bir şekilde değişti, gelişti ve bugün neredeyse tamamen işçi, proleter ve yoksullardan oluşuyor. Bu hareketin birleşenleri ilk başta çok az politiklerdi ve militan “çevreden” gelmediler (iyi ki de gelmediler ve bu onları “çevre” saçmalığının yeniden üretilmesinden korudu).

Öte yandan katılımcılar kolektif zeka ile büyük bir kapasite gösterebildiler ve hareket hızlı, derin bir siyasi olgunlaşma yaşadı. Hareket başlangıçtan itibaren herhangi bir temsili reddetti, yetkililerle yapılan müzakereleri reddetti, bunun yerine yatay örgütlenmeyi ve doğrudan eylemleri gerçekleştirdi. Ve bu pozisyon her hafta daha da güçlendi. Hareketin sınırları arasında işyerlerine ulaşmayı başaramamış olması da var. Bununla birlikte, özellikle en yoksullar için greve gitmek hala zor, çünkü Fransa’da mütevazı çalışanlar bile mülkiyetlerini satın almış ve her ay bankadaki krediyi geri ödemek zorunda kalmıştır. Bu nedenle, kendinizi ücretlerden mahrum etmek zordur. Cumartesi günkü gösteriler, kendi maaşınızı etkilemeden ekonomiyi sarsma grevine bir alternatifti: Cumartesi günleri şehir merkezlerinde ve özellikle burjuva merkezlerinde tezahür ederken, sarı yelekliler Fransız ekonomisinin önemli bir sektörü olan burjuva ticaretine ve turizm ekonomisine (otel, restoranlar) saldırıyor. Ekonomik kayıp rakamları da oldukça anlamlıydı.

Buna karşılık hükümet, hareketin gittikçe isyancı bir boyut kazandığı ilk korku evresinden sonra, Fransa’nın II. Dünya Savaşı’ndan bu yana yaşamadığı son derece şiddetli bir baskı ile tepki vermeye karar verdi. Hareketle ilgili 11 ölüm meydana geldi (çoğunlukla arabalar tarafından ezildiler), 24’ten fazla protestocu polis plastik mermileri tarafından vuruldukları için gözlerini kaybetti, diğerleri bombalar tarafından parçalandı. 3000’den fazla daha az ciddi yaralanma meydana geldi. 10.000’den fazla gözaltı, en az 500 kişi cezaevinde olmak üzere 2.000 mahkumiyet kararı verildi. Kendimizle ilgili olarak, bazı yoldaşlarımız -neyse ki ciddi şekilde değil- yaralandı, gösteriler sırasında 3 arkadaşımız tutuklandı. Biri beraat etti, diğeri sembolik bir ceza aldı ve üçüncüsü duruşmayı bekliyor. Sarı yeleklileri direnmekten caydırmak için yapılan saldırılar gerçek bir polis terörüdür. Bu kısmen başarılı oldu, ancak her şeye rağmen hala her Cumartesi Fransa’nın farklı şehirlerinde buluşan on binlerce insan var.

Sendikalar her zaman sosyal konulardaki tekellerine meydan okuyan sarı yeleklilere karşı durdu. Ayrıca temsilcilerin olmadığı, kurumlar dışında, yatay örgütlenme prensibine dayanan, iktidar ile herhangi bir ortaklaşmanın reddedilmesi, herhangi bir müzakerenin reddedilmesi, her türlü sendikacılığın ve özellikle de hizmet sendikasının reddedilmesiydi. 10 Aralık’ta özellikle Paris’teki büyük ayaklanmalardan sonra, Başkan ekonomiye 17 milyar avro soktuğunu ve sendikaların kötü imajına son verdiğini açıkladı: Aslında sarı yelekliler sendikaların 30 yıllık müzakarede ortaya koyduklarından daha fazlasını 3 aylık gösteri ve doğrudan eylem süreciyle ortaya koydu. Sonuç olarak, bu yazdan bu yana patlak veren toplumsal hareketler (hastaneler, ulaşım, …) sarı yeleklilerin yöntemlerini benimsemeye başlıyor. Bu, müzakare edecek kimsenin bulunmamasından korkan hükümeti endişelendiriyor. Bu nedenle hükümet ve sendikalar, sendikanın toplumsal hareketin lideri konumunu sürdürmesini ve böylece yetkililer tarafından kontrol edilebilecek bir duruma dönmesini sağlamak için sarı yeleklileri etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar. Bu manevra, demiryolu ve metropol mücadelelerinde halen sürmekte olan hareketle kısmen başarılı oldu. Bununla birlikte nüfusun çoğu ve özellikle işçiler arasında hoşnutsuzluk ve öfke büyümeye devam etmektedir.

Sarı yeleklilerin hareketini itibarsızlaştırmaya çalışmak için iktidar, medya ve sendikalar onları aşırı sağdan olmakla suçladılar. Hareketin başlangıcında, aşırı sağ eylemcilerin fikirlerini yaymak için toplaşmalarda ifade özgürlüğünden yararlanmaya çalıştıkları doğrudur. Ancak bu toplaşmalarda bizim de katkıda bulunduğumuz güçlü bir karşı koyuşla karşılaştılar ve gösterilerde protestocular tarafından saldırıya uğramadan ortalığa çıkamadılar (biz 1 Aralık 2018’de bir grup neo-naziye müdahalede bulunduk, o zamandan beri hâlâ saklanıyorlar). Sarı yeleklilerin hareketi sırasında bir İslamcı saldırı meydana geldiğine ve bunun hareket tarafından yabancı düşmanlığına veya ırkçılığa sebebiyet vermediğine dikkat edilmelidir.

Bu, aşırı sağ fikirlerin bu hareket üzerinde hiçbir etkiye sahip olmadığının kanıtıdır. Hükümet, muhafazakâr politikacılar, ve çevreciler Sarı Yelek Hareketi’ne saldırdılar, onların egoist olduklarını, çevreyi düşünmediklerini, arabalarını kullanarak doğayı daha fazla kirletme hakkını istediklerini vs. söylediler.

Sarı yeleklilerin tepkisi çok ilginçti ve yatay toplaşmalarda kolektif zekanın nasıl güçlü bir araç olabileceğini gösteriyordu: Bu soru yerel toplaşmaların çoğunda tartışıldı. Daha sonra sarı yeleklilerin işe, okula, süpermarkete gitmek için arabalarını kullanmalarının kendi aldıkları evrensel bir karar değil, toplumun örgütlenme şeklinin onları bunu yapmaya zorladığı ortaya çıktı.

Zengin burjuva bölgelerinde yaşamayı, bisikletle işlerine gitmeyi veya bilgisayarlarıyla çalışmak için evde kalmayı, organik ürünler tüketmeyi tercih ederlerdi… Ama iş bölümü ve sınıf sistemi nedeniyle başka seçenekleri yok. Böylece sarı yelekliler iki sorunun (ayın sonuna kadar nasıl hayatta kalacağı, dünyanın sonuna kadar nasıl hayatta kalacağı) bağlantılı olduğunu dile getirdi. Sosyal sorun ve ekolojik sorunlar birbiriyle bağlantılıdır. Bu yüzden toplumumuzu bir bütün olarak değiştirmemiz gerekiyor. Bugün her Cumartesi hala gösteri olsa bile hareket daha düşük yoğunluklu. Birçok insan çok zorlayıcı baskılardan dolayı yorgun ve korkmuş durumda. Ayrıca birçok insan, bu yıl boyunca neler olduğunu herhangi bir parti olmadan, herhangi bir birlik olmadan, herhangi bir temsilci olmadan kendi başlarına anlayabilmek, neler yapabildiklerini kavramak için zamana ihtiyaç duyuyor. Belki bu olgunlaşma süreci biraz zaman alacaktır. Ancak kendimize güveniyoruz, çünkü hastanelerde, taşımacılıkta, eğitimde olduğu gibi işyeri çatışmalarında işçilerin sarı yeleğin yatay meclislerinden ilham almaya başladığını görebiliyoruz.

Otonom Popüler Direniş: Gelecek Sarı Yeleklilere Aittir!

Haftalar sonra, aylar sonra, Sarı Yelek Hareketleri devam ediyor. Hafta boyunca meşgul olan kavşaklarda, Cumartesi günkü gösterilerde ve bazen depo veya ücretli geçişlerin tıkanmasında, hareket hala aniden ve sorgulamalara yol açan güzel bir kararlılık gösteriyor. Sarı yeleklileri motive eden nedir, enerjileri nereden geliyor, ne istiyorlar?

Birkaç yıldır bir slogan dergimizin kapağında: “Otonom Halk Direnişi”. Bu üç kelime, yalnızca sömürülen nüfusların siyasi partiler ve sendikalar dışında seferber edilmesinin kapitalist sistemin yıkıcı şiddetini engellemeyi mümkün kılacağını ve sadece halk kitlelerinin özerk eyleminin bu haksız, eşitsizliğe yol açan intihar sistemine son verebileceğini açıklıyor.

Sarı yelekliler bu sloganı gerçekliğe dönüştürdü: sadece sembol olan şey sosyal bir gerçeklik haline geldi. Yaşam koşullarımız çok zorlaştı; ay sonunu getirmek artık çok sıkıntılı, hayatımız boyunca çalışıp karşılığında aldığımız saçma emeklilik maaşlarından sıkıldık, istikrarsızlıktan sıkıldık, canımıza tak etti. Adaletsizliklerle dolduk taştık; paramızı çalan bizi işten çıkartan patronlara ödediğimiz saçma rakamlardan bıktık, TV’de dikenli dersler veren bütün dolandırıcılardan usandık, daimi yalancı ve sahtekar politikacılardan bıktık, zenginlere ayrılmış okullarda okudukları için kendilerinin yanılmaz olduğunu sanan ve yaptıkları politik, ekonomik, ekolojik felaketler getiren seçimlerin sonuçlarına fakirlerin katlanması gerektiğini düşünen sözde elitlerden usandık.

Yoksulluğun ve eşitsizliklerin artması, su ve havanın kirlenmesi, toprakların artifikasyonu, doğal alanların tahrip edilmesi, biyo-çeşitliliğin çöküşü, silah endüstrisinin gelişimi, fabrikaların taşınması, doğal kaynakların tükenmesi, küresel ısınma, vs. tüm bu trajediler, mülk sahipleri ve yöneticiler sınıfı tarafından yapılan politik seçimlerin sonucudur.

Ve bu insanlar, çok uluslu yapıların liderleri ya da politikacılar, bu seçimleri yalnızca kâr için doyumsuz susuzluklarını ve egemenlik arzusunu tatmin etmek için yaptılar. Güç ve para tutkuları yüzünden çıldırdılar ve denge duyularını kaybettiler. Onların tek ahlakı kâr olmuş: Bir projenin sosyal, sağlık veya ekolojik etkileri ne olursa olsun, onlar için sadece ne kazandıkları önemli.

Ve bu mantığın, bu genel yolsuzluk sisteminin sonuçları herkes tarafından görülebilir. Herkes, hegemonya arzusu ve iktidar arzusuyla takıntılı devletlerin yüzleşmesinin her zaman insanlık için ölümcül olabilecek bir nükleer savaşı tetikleyebileceğini görebilir. Aşırı sanayileşmenin yarattığı iklim bozukluklarının ve kar etme yarışının ölümcül bir tehdit oluşturduğunu reddetmeyi kim düşünebilir?

Gelecek nesiller hangi dünyada yaşayacak? Gezegenimize yönelik tehditler ve ilgilenmemiz gereken konular korkutucu derecede sayısız ve endişe verici. Çok korkutucu bir dünyada yaşıyoruz, bu giderek daha adil olmayan ve eşitsizliğin bize sunduğu gelecek karanlık ve tam da Sarı Yelekliler’in reddettiği perspektif bu. Peki nasıl karşı çıkılır? Bizi kim savunacak?

Açıkçası sendikalar, siyasi partiler, teorik amacı olan tüm bu kurumlar sistem için basit bir mazeret haline gelmiştir. Kendilerini, patronların kendileri için yapılan yasalarına saygı göstermeleri için sınırlarlar. Büyük ölçüde devlet ve şirket sübvansiyonlarına finansal olarak bağımlı kuruluşlara nasıl güvenebiliriz? Sosyal isyanları yönetmek, çıkmaz sokaklara sürüklemek işletme okullarında öğrenilebilecek bir meslek haline geldi. Kaç sendika yetkilisi kıdemli memur, bakan veya CEO oldu?

Ve eğer çok sayıda sendikacı dürüst kalırsa ve kendilerini beden ve ruhları ile çalışanları savunmaya adamışlarsa sistemin idamesine kendi istekleri olmadan da olsa katılırlar. Politikacılara nasıl güvenilir? Herkes güç ve paranın kuzuları aslanlara dönüştürdüğünü görür, tarih dul ve yetimin koşulsuz destekçileri olduğunu iddia eden ve bir kez seçildiğinde gerçek köpekbalıkları olduğu ortaya çıkan çok sayıda basit ve dürüst bireyi gözümüzün önüne getirir.

Her şeyin satın alındığı, her şeyin mal olduğu bir dünyada, fikirler ve vicdanlar da satın alınır. Düşünce oluşturanlar, vicdan alıcıları; lobici dediğimiz bunlar değil mi? Ve çorba çok acıysa, sindirimi zorsa, medya en tatsız suyu lezzetli hale getirmek ve hokkabazların zirve kralına yükseltmek için oradadır.

Öyleyse sadece kendimize güvenelim Sarı Yelekliler diyelim, kendimiz hareket edelim, yine hayatımızın efendileri olalım. Tekrar direnin, her zaman devlete ve patronlara direnin, aranızda tartışın, birlikte detaylandırın, birlikte inşa edin!

CNT AIT/FRANSA

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 52. sayısında yayınlanmıştır.

The post Sarı Yeleklilerin Bir Senesi Anarşist Bir Değerlendirme – CNT/AIT appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/04/07/sari-yeleklilerin-bir-senesi-anarsist-bir-degerlendirme/feed/ 0
Avrupa’da Koronavirüs Kaynaklı İlk Ölüm https://meydan1.org/2020/02/15/avrupada-koronavirus-kaynakli-ilk-olum/ https://meydan1.org/2020/02/15/avrupada-koronavirus-kaynakli-ilk-olum/#respond Sat, 15 Feb 2020 15:43:41 +0000 https://meydan.org/?p=54689 Fransa Sağlık Bakanı, yaşlı bir Çinli turistin Koronavirüs sebebiyle yaşamını kaybettiğini açıkladı. Bu ölüm, Avrupa’da Koronavirüs kaynaklı ilk ölüm anlamına geliyor. Fransa’ya 16 Ocak tarihinde Hubey bölgesinden giden 80 yaşındaki Çinli turist tedavi edildiği Paris’te bulunan Bichat Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Fransa’da şu ana kadar 11 koronavirüs vakası tespit edilmişti. Çin ve Fransa dışında Filipinler, Hong […]

The post Avrupa’da Koronavirüs Kaynaklı İlk Ölüm appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Fransa Sağlık Bakanı, yaşlı bir Çinli turistin Koronavirüs sebebiyle yaşamını kaybettiğini açıkladı. Bu ölüm, Avrupa’da Koronavirüs kaynaklı ilk ölüm anlamına geliyor.

Fransa’ya 16 Ocak tarihinde Hubey bölgesinden giden 80 yaşındaki Çinli turist tedavi edildiği Paris’te bulunan Bichat Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Fransa’da şu ana kadar 11 koronavirüs vakası tespit edilmişti.

Çin ve Fransa dışında Filipinler, Hong Kong ve Japonya’da da korona virüs kaynaklı ölümler gerçekleşmişti.

The post Avrupa’da Koronavirüs Kaynaklı İlk Ölüm appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/02/15/avrupada-koronavirus-kaynakli-ilk-olum/feed/ 0
Fransa’da Avukatlar Emeklilik Reformuna Karşı Haka Dansı Yaptı https://meydan1.org/2020/01/24/fransada-avukatlar-emeklilik-reformuna-karsi-haka-dansi-yapti/ https://meydan1.org/2020/01/24/fransada-avukatlar-emeklilik-reformuna-karsi-haka-dansi-yapti/#respond Fri, 24 Jan 2020 16:56:06 +0000 https://meydan.org/?p=53684 Şili’li kadınların Las Tesis eyleminin ardından dünyanın her yerinde eylemciler benzer etkili eylem biçimlerini kullanmayı sürdürüyor. Fransa’da Macron iktidarının emeklilik reformuna karşı başlatılan grev ve direniş yaratıcı eylemlerle devam ediyor. Avukatlar, Adalet Binası önünde Maorilerin Haka dansını yaparak eylem gerçekleştirdi.

The post Fransa’da Avukatlar Emeklilik Reformuna Karşı Haka Dansı Yaptı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Şili’li kadınların Las Tesis eyleminin ardından dünyanın her yerinde eylemciler benzer etkili eylem biçimlerini kullanmayı sürdürüyor.

Fransa’da Macron iktidarının emeklilik reformuna karşı başlatılan grev ve direniş yaratıcı eylemlerle devam ediyor. Avukatlar, Adalet Binası önünde Maorilerin Haka dansını yaparak eylem gerçekleştirdi.

The post Fransa’da Avukatlar Emeklilik Reformuna Karşı Haka Dansı Yaptı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/01/24/fransada-avukatlar-emeklilik-reformuna-karsi-haka-dansi-yapti/feed/ 0
Fransa’da Yılbaşında Araç Yakma Geleneği Devam Ediyor https://meydan1.org/2020/01/01/fransada-yilbasinda-arac-yakma-gelenegi-devam-ediyor/ https://meydan1.org/2020/01/01/fransada-yilbasinda-arac-yakma-gelenegi-devam-ediyor/#respond Wed, 01 Jan 2020 16:07:42 +0000 https://meydan.org/?p=52834 Fransa’da yeni yıla girilirken araç yakılması, artık bir gelenek haline gelmiş durumda. Fransa’nın sadece Strazburg kentinde yılbaşı gecesi iki yüzden fazla araç yakıldı. Bu rakamın geçen seneden fazla olduğu belirtiliyor. Euronews’in haberine göre araçların yakılmasıyla ilgili olarak yaşları 10 olan iki çocuğun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Fransa’da 1990’lardan bu yana özellikle Strazburg […]

The post Fransa’da Yılbaşında Araç Yakma Geleneği Devam Ediyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Fransa’da yeni yıla girilirken araç yakılması, artık bir gelenek haline gelmiş durumda. Fransa’nın sadece Strazburg kentinde yılbaşı gecesi iki yüzden fazla araç yakıldı. Bu rakamın geçen seneden fazla olduğu belirtiliyor.

Euronews’in haberine göre araçların yakılmasıyla ilgili olarak yaşları 10 olan iki çocuğun da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Fransa’da 1990’lardan bu yana özellikle Strazburg kentinde ve birçok noktada ezilenlerin yoğunluklu yaşadığı bölgelerde yılbaşı gecesi araçlar ateşe veriliyor.

Fransa genelinde yeni yıl kutlamaları sırasında ateşe verilen araç sayısı henüz açıklanmazken bu sayı geçen yılbaşında 945’ti.

The post Fransa’da Yılbaşında Araç Yakma Geleneği Devam Ediyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/01/01/fransada-yilbasinda-arac-yakma-gelenegi-devam-ediyor/feed/ 0
“Sosyal Devlet”in Çöküşü: Adaletin ve Özgürlüğün Karşısında Macron – Romain Dubier https://meydan1.org/2019/04/15/sosyal-devletin-cokusu-adaletin-ve-ozgurlugun-karsisinda-macron-romain-dubier/ https://meydan1.org/2019/04/15/sosyal-devletin-cokusu-adaletin-ve-ozgurlugun-karsisinda-macron-romain-dubier/#respond Mon, 15 Apr 2019 10:26:26 +0000 https://test.meydan.org/2019/04/15/sosyal-devletin-cokusu-adaletin-ve-ozgurlugun-karsisinda-macron-romain-dubier/ 2006’dan beri Fransa’nın deneyimlediği en büyük toplumsal hareketle karşı karşıya kalan Macron Paris’teki birçok kamu binasını koruması için orduyu gönderdi. Böylece altı aydır her hafta Sarı Yelekliler ve Kara Blok’la girdiği çatışmalarda “yıpranan” polisi ve jandarmayı rahatlatmayı amaçlıyor. Kolluk kuvvetleri, politikacılar ve köşe yazarları televizyon ve radyoda günlerdir askeri bir dilden konuşuyorlar. “Askerlere vur izni […]

The post “Sosyal Devlet”in Çöküşü: Adaletin ve Özgürlüğün Karşısında Macron – Romain Dubier appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

2006’dan beri Fransa’nın deneyimlediği en büyük toplumsal hareketle karşı karşıya kalan Macron Paris’teki birçok kamu binasını koruması için orduyu gönderdi. Böylece altı aydır her hafta Sarı Yelekliler ve Kara Blok’la girdiği çatışmalarda “yıpranan” polisi ve jandarmayı rahatlatmayı amaçlıyor. Kolluk kuvvetleri, politikacılar ve köşe yazarları televizyon ve radyoda günlerdir askeri bir dilden konuşuyorlar. “Askerlere vur izni verilecek” dedi birisi, “insanlar ölebilir” diye ekledi bir başkası. Ezen sınıfların temsilcileri savaşın retoriğini yaymaya başladı.

Devlet ağzıyla konuşacaksak “yabancı” bir orduya ya da “terörist” bir örgüte karşı verilen bir savaş değil bu iktidarın ezilenlere karşı, sözde kendi insanlarına karşı savaşı. Sürecin başından beri çeşitli imalı sözlerle Sarı Yelekliler’i ve burjuva dükkanlarını, restoranlarını yakmaya cesaret edenleri “iç düşman” olarak adlandırdılar.

Fransa devletinin kendi düzenini sağlamak için orduyu çağırması en son 1948’de yaşanmıştı. O yıl yükselen işçi hareketiyle toplumsallaşan grevler Fransa’yı sarsmıştı. Dönemin sosyalist içişleri bakanı, madencileri işlerinin başına dönmeye zorlamak için askerleri yollamıştı. O zamandan beri, kolonyal savaşlar dönemi hariç, ordu hiçbir zaman polis operasyonu yürütmemişti.

Sınıf Mücadelesini Sözde Refah Devletiyle Yatıştırmak

2. Dünya Savaşı’nın ardından Paris, işçi ve patron temsilcilerinin katıldığı birleşme görüşmeleri etrafında örgütlenen güçlü bir refah devleti inşasını başlatarak varlığını sürdüren ekonomik adaletsizliklere karşı sınıf mücadelesini yatıştırmaya çalıştı. Patron ve işçi ilişkileri, her iki tarafın katkıda bulunduğu bu “toplumsal güvenliği” tartışmak ve yönetmekle sınırlandırıldı. Sınıf mücadelesi tamamen ortadan kaybolmadıysa da yeni doğan “Sosyal Devlet” geniş ölçüde kabul gördü.

Bunun sonucu olarak korunması gereken düzen, sadece tek bir sınıfın düzeni olmaktan çıktı. “İç düşman” ortadan kayboldu. Fransız Çevik Polisi CRS, 1944’te askerlerin yerine kullanılmak için oluşturuldu. O zamandan beri düzeni sağlamak için ordu hiç çağrılmamıştı. Polis, askeri teçhizatla donatılmıştı ve yüksek oranda şiddet kullanarak baskıyı artırıyordu ama askerler kışlalarından hiç çıkmadı. Değişen hükümetler, uyuşmazlıkları sandıkta ve toplumsal müzakerelerle çözmeye devam etti.

İşler her zaman böyle “yolunda” gitmiyordu tabii. 1795’te Robespierre’in düşüşünden beri, öyle ya da böyle burjuvazinin yönetimdeydi ve zaman zaman çıkan ayaklanmaları ezmesi için orduya güveniyordu. 1871’de muhafazakar iktidarlar orduyu Paris Komünü’nün bastırılması için kullandı, binlerce komünar katledildi. Söylentilere göre katliamın sona ermesinin nedeni kanalizasyonun daha fazla insanın kanını kaldıramaması olmuştu.

1870’lerde Cumhuriyet bunun son olduğu ilan etse de, devlet birçok kez grevleri ve toplumsal hareketleri bastırmak için askerleri harekete geçirdi. 1906’da merkeziyetçi bir burjuva olan İçişleri Bakanı George Clemenceau, 1099 işçiyi katleden Avrupa’da meydana gelmiş en büyük maden katliamını yönetti. Courrière madencilerini işbaşı yapmaya zorlamak için 20.000 asker gönderdi. Bu kuralın bir istisnası 1907’de gerçekleşti. 17E hattındaki askerlerin Fransa’nın güneybatısında köylülere ateş etmeyi reddetmesi ve köylülere katılması özgürlük mücadelesinin bir sembolü haline gelmiştir.

Ne zaman ki askerler, işçiler ve köylüler I. Dünya Savaşı’nda aynı siperlerde beraber savaştılar, bu yan yana gelişin yarattığı risk nedeniyle düzeni sağlaması için orduya başvurmak zorlaşmaya başladı. 1936 Devrimi ve toplumsallaşmış genel grevin ardından alınan çeşitli kazanımlara rağmen 1944’e gelindiğinde Fransa hala pek çok yönden “geri kalmış” bir ülkeydi.

1940’larda “Sosyal Devlet”in inşası, toplumsal şiddetin ve polis baskısının bittiği anlamına gelmiyordu tabii ki. Fakat bütün sınıflara ait bir devlet kavramı iç düşman kavramını etkisiz hale getirdi. Ordu, toplumsal mücadelelerde hakem olamazdı çünkü bu durum varlığını borçlu olduğu devletin yok olması riskini taşıyordu. Bu yüzden düzeni koruma işi 60 yıldır “askersizleştirilmişti”.

İsyan Eden “Halk” mı Yoksa “Vahşi Kitleler” miyiz?

1871’de Komün’ün bastırılmasını planlayan Adolphe Thiers, 1850’lerde devleti destekleyen iyi “halk” ve “sarayları ve heykelleri yakan, Paris’e saldırıp kan dökenler” ayrımını yapıyordu. Bir yanda devlete teslim edilmiş bir “halk”, diğer yanda etkisiz hale getirilmesi gereken “vahşi bir kitle”. Yabancı bir istilacı gibi zaptedilmesi gereken bir düşman, barbar. Onu kontrol etmek ordunun işiydi.

Polis eylemcilerle çatışırken Macron’un bazı kamu binalarını koruması için orduyu göndermesi, bu mantalitenin geri döndüğünü ve “Sosyal Devlet”in başarısızlığını gösteriyor.

Macron seçildiğinden beri özelleştirmeyle, toplumsal yaşamı zayıflatmakla, emekli maaşlarını azaltmakla, tren hatlarını kapatmakla, kamu harcamalarını kısmakla ve kamu hizmetlerini azaltmakla meşgul. Kuşkusuz bunları başlatan Macron değildi. Ondan önceki Nicolas Sarkozy ve François Hollande’ın ikisi de canavarın derisini yüzmeye başlamıştı zaten. Fakat “Sosyal Devlet”in mezarını kazan Macron oldu.

Devlet ezelden beridir sadece tek bir sınıfa hizmet ediyor. Macron’un neo-liberal politikaları, sınıf mücadelesinin yeniden güçlenmesini sağladı. Yeni ezenler; onların “halkına” karşı “düşmanlar” olarak karakterize edilen muhalefet arasındaki, yeni toplumsal mücadelelerin yolunu açtı.

Eğer Sarı Yelekliler hareketinden öğrenilecek bir şey varsa o da toplumun kendini örgütlemesi için hiçbir parti ya da iktidarlı yapıya ihtiyacı olmadığıdır. Bu ayaklanma, halkın yönetim sürecine katılma isteğini göstermesiyle, temsiliyet konusunda devletin sorunlar yaşamasına yol açtı. Sokağa çıkanların iş yerlerindeki sömürüye ve iktidarların devletin olabileceğini düşündükleri şekliyle yok olmasına ilişkin talepleri vardı.

Hükümetin bu taleplerin hiçbirine hiçbir cevap vermemesi, ideolojisinin çöktüğü gerçeğini gösteriyor. Devlet iktidarlara aittir, onlara hizmet eder ve sistemlerini sürdürmek için ezilen sınıfların örgütlenmesini engellemeye çalışır.

Devletin sınıfların işbirliği ile örgütlenip herkese hizmet edebileceğine inanmak bir illüzyondan ibarettir. İktidarlar yeterince güçlendikleri anda ya da muhalefet yeterince zayıfladığı anda kendi gücünü yeniden geri alır. Kolluk kuvvetlerinin yani ordunun ve polisin şiddetiyle karşılaştığımızda, Elysée Reclus’nün 1905’te yazdığı gibi; “taviz vermeyeceğiz”.

“Ya adalet insanlığın idealidir ve bu durumda onu herkes için isteriz ya da sadece iktidar toplumları yönetir, o zaman düşmanlarımıza karşı güç kullanırız. Ya eşitlerin özgürlüğü ya da kısasa kısas.”

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 49. sayısında yayınlanmıştır.

Çeviri: Özgür Oktay

The post “Sosyal Devlet”in Çöküşü: Adaletin ve Özgürlüğün Karşısında Macron – Romain Dubier appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/04/15/sosyal-devletin-cokusu-adaletin-ve-ozgurlugun-karsisinda-macron-romain-dubier/feed/ 0