genç işçi derneği – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Mon, 02 Aug 2021 14:00:56 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Sinbo Direnişçilerinin Yürüyüşüne Polis Saldırısı https://meydan1.org/2021/08/02/sinbo-direniscilerinin-yuruyusune-polis-saldirisi/ https://meydan1.org/2021/08/02/sinbo-direniscilerinin-yuruyusune-polis-saldirisi/#respond Mon, 02 Aug 2021 07:17:36 +0000 http://meydan1.org/?p=73631 Sinbo’da Kod-29 ile işten atılan TOMİS üyesi Dilbent Türker ile sendikalı işçi Onur Eyidoğan’ın Ankara’ya gerçekleştirecekleri yürüyüşün 3.gününde de polis saldırdı. Sendikalı oldukları için Kod-29 ile işten atılan Sinbo İşçileri, direnişlerinin 188’nci gününde hakları için Ankara’ya yürüyüşe başladılar ancak patronları koruyan polis her defasında saldırarak işçileri yıldırmaya çalıştı. Bugün de, Ankara yürüyüşlerine Kadıköy’den başlama kararı […]

The post Sinbo Direnişçilerinin Yürüyüşüne Polis Saldırısı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Sinbo’da Kod-29 ile işten atılan TOMİS üyesi Dilbent Türker ile sendikalı işçi Onur Eyidoğan’ın Ankara’ya gerçekleştirecekleri yürüyüşün 3.gününde de polis saldırdı.

Sendikalı oldukları için Kod-29 ile işten atılan Sinbo İşçileri, direnişlerinin 188’nci gününde hakları için Ankara’ya yürüyüşe başladılar ancak patronları koruyan polis her defasında saldırarak işçileri yıldırmaya çalıştı.

Bugün de, Ankara yürüyüşlerine Kadıköy’den başlama kararı alan işçiler, sabah saatlerinde Kadıköy Rıhtım’da bir basın açıklaması gerçekleştirerek yürüyüşlerine başladı.

Yasaklara dair açıklama yapan ve geri adım atmayacaklarını duyuran Sinbo direnişçileri bu akşam saat 18:30’da Kartal’da açıklama yapacaklarını duyurdular. Açıklamada TOMİS temsilcisinin ardından Dilbent Türker konuşma yaptı. Konuşmasında “Yürüyüşümüzü kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.

Basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçen işçilere polis saldırdı. Saldırıda direnen işçiler Dilbent Türker ve Onur Eyidoğan; Genç İşçi Derneği’nden Nazlı Şen; Devrimci Anarşist Federasyon’dan Abdülmelik Yalçın ve Mercan Doğan Gözaltına alındı.

Gözaltına Alınanlar Serbest Bırakıldı

Sabahtan beri gözaltında alıkonulan 5 kişi, savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

The post Sinbo Direnişçilerinin Yürüyüşüne Polis Saldırısı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/08/02/sinbo-direniscilerinin-yuruyusune-polis-saldirisi/feed/ 0
İstanbul’da 1 Mayıs Açıklamasına Yapılan Polis Saldırısında Çok Sayıda Kişi Gözaltına Alındı https://meydan1.org/2021/04/22/istanbulda-1-mayis-aciklamasina-yapilan-polis-saldirisinda-cok-sayida-kisi-gozaltina-alindi/ https://meydan1.org/2021/04/22/istanbulda-1-mayis-aciklamasina-yapilan-polis-saldirisinda-cok-sayida-kisi-gozaltina-alindi/#respond Thu, 22 Apr 2021 14:40:12 +0000 https://meydan1.org/?p=71644 Devletin, AKP kongrelerinin bitmesinin ardından 17 Mayıs’a kadar aldığı yasak kararının 1 Mayıs’ı da kapsaması sebebiyle “1 Mayıs İstanbul Bileşenleri”nin çağrısıyla Kadıköy’de gerçekleştirilmek istenen eyleme polis saldırdı. Rıhtım’daki eylem alanını abluka altına alan polis, eyleme katılanları şiddet uygulayarak gözaltına aldı. Çok sayıda kişinin gözaltına alındığı eylem sırasında Avukatların şimdiye kadar ulaşabildikleri gözaltı listesi şu şekilde; […]

The post İstanbul’da 1 Mayıs Açıklamasına Yapılan Polis Saldırısında Çok Sayıda Kişi Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Devletin, AKP kongrelerinin bitmesinin ardından 17 Mayıs’a kadar aldığı yasak kararının 1 Mayıs’ı da kapsaması sebebiyle “1 Mayıs İstanbul Bileşenleri”nin çağrısıyla Kadıköy’de gerçekleştirilmek istenen eyleme polis saldırdı. Rıhtım’daki eylem alanını abluka altına alan polis, eyleme katılanları şiddet uygulayarak gözaltına aldı.

Çok sayıda kişinin gözaltına alındığı eylem sırasında Avukatların şimdiye kadar ulaşabildikleri gözaltı listesi şu şekilde;

  • Abdulmelik Yalçın(Devrimci Anarşist Federasyon)
  • Nergis Şen(Devrimci Anarşist Federasyon)
  • Batuhan Çotur(Genç İşçi Derneği)
  • Mercan Doğan (Devrimci Anarşist Federasyon)
  • Nazlı Şen (Genç İşçi Derneği)
  • Gökçe Şentürk
  • Lütfücan Kapucu
  • Hüseyin Çiçek
  • Burak Kurt
  • Av.Tamer Doğan

Saldırıda en az 40 kişinin gözaltına alındığı öğrenildi.

The post İstanbul’da 1 Mayıs Açıklamasına Yapılan Polis Saldırısında Çok Sayıda Kişi Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/04/22/istanbulda-1-mayis-aciklamasina-yapilan-polis-saldirisinda-cok-sayida-kisi-gozaltina-alindi/feed/ 0
İşçilerin 1 Mayıs Açıklamasına Polis Saldırısı En Az 40 Kişi Gözaltına Alındı https://meydan1.org/2021/04/21/iscilerin-mayis-aciklamasina-polis-saldirisi-en-az-40-kisi-gozaltina-alindi/ https://meydan1.org/2021/04/21/iscilerin-mayis-aciklamasina-polis-saldirisi-en-az-40-kisi-gozaltina-alindi/#respond Wed, 21 Apr 2021 11:31:46 +0000 https://meydan1.org/?p=71593 Hakları için direnişte olan işçiler, bugün saat 12:00’da Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirecekti. Eylemden önce Bakırköy Meydanı’nı abluka altına alan polis, iktidar yandaşlarına uygulanmayan “korona önlemlerini” bahane ederek basın açıklamasına gelenlere saldırdı. Saldırıda aralarında Devrimci Anarşist Federasyon’dan İlyas Seyrek, Şeyma Çopur; Genç İşçi Derneği’nden Batuhan Çotur, Caner Delisu ve Nazlı Şen’in de aralarında bulunduğu […]

The post İşçilerin 1 Mayıs Açıklamasına Polis Saldırısı En Az 40 Kişi Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Hakları için direnişte olan işçiler, bugün saat 12:00’da Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirecekti. Eylemden önce Bakırköy Meydanı’nı abluka altına alan polis, iktidar yandaşlarına uygulanmayan “korona önlemlerini” bahane ederek basın açıklamasına gelenlere saldırdı.

Saldırıda aralarında Devrimci Anarşist Federasyon’dan İlyas Seyrek, Şeyma Çopur; Genç İşçi Derneği’nden Batuhan Çotur, Caner Delisu ve Nazlı Şen’in de aralarında bulunduğu en az 40 kişi gözaltına alındı.

Polis, şiddet uygulayarak gözaltına aldığı devrimcilerin, işçilerin ve sendika temsilcilerinin yeleklerini zorla çıkartmaya çalışarak şiddet uyguladı.

Polis saldırısından sonra Bakırköy Meydanı’nda açıklama gerçekleştiren HDP Milletvekili Musa Piroğlu’nun çevresi polisler tarafından abluka altına alınarak sesini duyurması engellenmeye çalışıldı.

The post İşçilerin 1 Mayıs Açıklamasına Polis Saldırısı En Az 40 Kişi Gözaltına Alındı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/04/21/iscilerin-mayis-aciklamasina-polis-saldirisi-en-az-40-kisi-gozaltina-alindi/feed/ 0
Patrona Kar İşçiye İşsizlik Tedbiri https://meydan1.org/2021/04/14/patrona-kar-isciye-issizlik-tedbiri/ https://meydan1.org/2021/04/14/patrona-kar-isciye-issizlik-tedbiri/#respond Wed, 14 Apr 2021 08:27:45 +0000 https://meydan1.org/?p=71457 Bugün itibariyle alınan “tedbirler” gereği iş alanlarımız yeniden kapatıldı. Lebaleb kongrelerin tamamlanmasının ardından ilk işleri, kolaylıkla vazgeçilebilecek iş kollarından birinde çalışan biz restoran, lokanta, kafe, bar işçilerini yine işsiz bırakmak oldu. Birçok işletmenin zaten kepenk indirdiği, birçoğunun ise günü kurtaramadığı iktidar tarafından gayet iyi biliniyorken bu yeni “tedbirlerin” tamamen siyasal olduğu ortada. Halk sağlığını sözde […]

The post Patrona Kar İşçiye İşsizlik Tedbiri appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Bugün itibariyle alınan “tedbirler” gereği iş alanlarımız yeniden kapatıldı. Lebaleb kongrelerin tamamlanmasının ardından ilk işleri, kolaylıkla vazgeçilebilecek iş kollarından birinde çalışan biz restoran, lokanta, kafe, bar işçilerini yine işsiz bırakmak oldu. Birçok işletmenin zaten kepenk indirdiği, birçoğunun ise günü kurtaramadığı iktidar tarafından gayet iyi biliniyorken bu yeni “tedbirlerin” tamamen siyasal olduğu ortada. Halk sağlığını sözde çok önemseyen iktidarın, kapalı salonlardaki kongrelerini ertelemek gibi basit önlemleri bile almaktan aciz olduğunu, bunun yerine milyonlarca insanı işinden etmekten geri durmayacağını bu yüzden öngörüyorduk. Talebimiz hiçbir zaman maddi bir destek olmadı, gölge etmeseler yeterdi belki…

Neyse ki restoran, lokanta, kafe gibi işletmelere bu süreçte paket servis yapabilme seçeneği lütfedildi. Bu lütufun ilk getirisi kuryelerin iş yükünün artması olacak. Halihazırda zaten hızlı olmaları istenen kuryelerden daha hızlı olmaları istenecek. Bu, daha çok baskı ve iş cinayeti demek oluyor. Zaten bu süreçte türlü zorluklarla iş bulmuş olan işçi, hem şanslı hem de şanssız mı saymalı kendini?

Nisan başında Kısa Çalışma Ödeneği’nin kaldırılması ile işçiye Ücretsiz İzin Ödeneği adı altında komik bir rakamı bile çok görenler, geçim sıkıntılarımızı elbette göz önüne almıyor. Ellerinde sıkı sıkıya tuttukları pandemi koşulları bahanesiyle sokaktaki kalabalık toplanmaları engelleyenler, iş kendi kapalı salon kongrelerine geldiğinde kalabalığı marifet sayıyor. Açlığın sayelerinde azaldığını savunanlar, yaşanan intiharları duymuyor. İşsizlere “iş beğenmiyor” diyenler, iktidar ve patron ortaklığıyla işçiyi Kod29 fişlemesiyle işsiz bırakmaktan söz etmiyor.  Onların “yok” demesiyle koşullarımız bir anda değişmiyor tabi, işsizlik de açlık da yoksulluk da “var”. Ama kime? Yukarıda saydığımız iş yerlerinin Ramazan ayı boyunca kapalı olacağını sadece iki hafta öncesinden öğrenip muhtemelen bugün itibariyle işsiz kalan bizlere, yani milyonlara. İşsiz kaldık diye faturalar gelmeyecek, ev sahibi kira istemeyecek değil ya! Tek seçenek faturayı borçlanarak ödemek, kirayı bir sonraki aya ertelemek olacak. Şimdi işsizlik, yoksulluk, açlık yok mu gerçekten? Artık kimse buna inanmıyor.

İktidar, işsizliğin “yok” demekle yok olmadığını anlamış olacak ki her fırsatta koşullardan halkı sorumlu tutmaya başladı yine. Fahrettin Koca, “Vakaların artmasında sorumlu hepimiziz, 84 milyon!” diyerek işsizliğimizden, yoksulluğumuzdan, açlığımızdan da bizim sorumlu olduğumuzu söylüyor. Yaşamak için dip dibe çalışmak zorunda olan biz işçiler, sınavlara gitmek zorunda olan öğrenciler, toplu taşıma araçlarını kullanmak zorunda olanlar mıyız sorumlu? Yoksa… Gerisini sormaya bile gerek yok, vakaların artışından sorumlu olan iktidardır.

Pandemi sürecinin başından beri virüse yenik düşmeyenler, sisteme yenik düşecek; virüsün öğütemediği işçi kapitalizmle devletin arasında öğütülmüş olacak bu şekilde. Başında “Hayat eve sığar” naraları atanlar bile kendilerine inanmıyor. “Birlikte Başardık” tabelalarının yerini “Birlikte Başaracağız” tabelaları alırken “Yeni Normal” tanımının yeriniyse “Daha Yeni Normal” aldı. “Bitti, ha bitecek, yaza atlatırız…” gibi lafügüzaflar unutuldu.

Erdoğan bugün Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, nasıl olsa yine unutulacağını düşünerek bir itirafta bulundu: “Fabrikalarımız mal yetiştirmek için gece gündüz çalışıyor, taleplere yetişebilmek için sürekli yeni yatırımlar yapıyoruz.” Belki kendisi bile ne söylediğini unutacak ama her seferinde pandeminin faturasının kesildiği biz işçiler unutmayacağız. Kar uğruna değersizleştirilen yaşamlarımızın her gününde büyüyen kavgamız, yaptıklarının yanlarına kar kalmayacağını onlara da hatırlatacak.

Sergen Saka – Genç İşçi Derneği

The post Patrona Kar İşçiye İşsizlik Tedbiri appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/04/14/patrona-kar-isciye-issizlik-tedbiri/feed/ 0
Baldur İşçileri 41 Gündür Direniyor https://meydan1.org/2021/02/03/baldur-iscileri-41-gundur-direniyor/ https://meydan1.org/2021/02/03/baldur-iscileri-41-gundur-direniyor/#respond Wed, 03 Feb 2021 12:59:05 +0000 https://meydan1.org/?p=69687 Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde bulunan Baldur Süspansiyon’da çalışan işçiler, Birleşik Metal-İş sendikasına üye oldukları için patron tarafından işten çıkartıldı ve 25 Aralık’ta greve başladılar. Genç İşçi Derneği, 41 gündür direnişte olan Baldur işçilerine dayanışma ziyareti gerçekleştirdi.

The post Baldur İşçileri 41 Gündür Direniyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde bulunan Baldur Süspansiyon’da çalışan işçiler, Birleşik Metal-İş sendikasına üye oldukları için patron tarafından işten çıkartıldı ve 25 Aralık’ta greve başladılar. Genç İşçi Derneği, 41 gündür direnişte olan Baldur işçilerine dayanışma ziyareti gerçekleştirdi.

The post Baldur İşçileri 41 Gündür Direniyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2021/02/03/baldur-iscileri-41-gundur-direniyor/feed/ 0
Ekmek! İlle de Ekmek! Devrime Ekmek Gerek! https://meydan1.org/2020/12/19/ekmek-ille-de-ekmek-devrime-ekmek-gerek/ https://meydan1.org/2020/12/19/ekmek-ille-de-ekmek-devrime-ekmek-gerek/#respond Sat, 19 Dec 2020 14:32:34 +0000 https://meydan1.org/?p=67752 Gözümüzün içine baka baka bizimle dalga geçiyorlar. Boğazımızdan geçen kuru ekmeğe bile göz dikiyorlar. Koltuklarına kurulmuşlar, yemekten şişirdikleri karınlarıyla kahkahalar atıyorlar. Meclistekilerden bahsediyoruz, bizim seçimimizle mecliste olduğu iddia edilenlerden. Elmastan, pırlantadan, yat ve tekneden özel tüketim vergisi almayıp ezilenin boğazından geçen her lokmadan vergi alınmasına karar verenler, meclisteki vekiller artık boğazımızdan geçen kuru ekmeğe de […]

The post Ekmek! İlle de Ekmek! Devrime Ekmek Gerek! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Gözümüzün içine baka baka bizimle dalga geçiyorlar. Boğazımızdan geçen kuru ekmeğe bile göz dikiyorlar. Koltuklarına kurulmuşlar, yemekten şişirdikleri karınlarıyla kahkahalar atıyorlar. Meclistekilerden bahsediyoruz, bizim seçimimizle mecliste olduğu iddia edilenlerden. Elmastan, pırlantadan, yat ve tekneden özel tüketim vergisi almayıp ezilenin boğazından geçen her lokmadan vergi alınmasına karar verenler, meclisteki vekiller artık boğazımızdan geçen kuru ekmeğe de göz dikiyor.

Yaşadığımız topraklarda asgari ücretli çalışan işçiler, 2 bin 324 lira 70 kuruşluk maaşı alabilmek adına vergi ve diğer kesintileri karşılayabilmek için 122 gün çalışmak zorunda kalıyor. Meclistekilerin tuzu kuru. Meclistekiler bizim artık üzerlerine alarm koyulan peyniri alırken ödediğimiz vergi kadar paraya meclis lokantasında üç öğün yemek yiyip ağızlarını temizlemeden ekmeğimize de göz dikiyor.

Mecliste 2021 yılının bütçe görüşmeleri sürüyor. Daha birkaç gün önce Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ülkede yoksulluğun olmadığını söyledi. Sorun yokmuş, refah varmış bakana göre. Bakan çıkıp “Yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, uluslararası dokümanlarda da ifade edildiği gibi artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı. Biz daha ziyade refahı paylaşmayı ve bu süreçteki acil durumlarda vatandaşlarımızın yanında olmayı hedefleyen bir sosyal yardımı önemsiyoruz.” diyebildi. Üstelik çıkıp bir de korona krizinde işsizlik sigortası fonundan işçiden çok patronların yararlandırılmasını savundu. Bakan Selçuk, bu fonun işçilere ait olmadığını ve sadece onlar tarafından kullanılamayacağını söyledi.

Bu sözler iktidarın her anını denetlediği medyada gündem dahi olmadı. Sadece sosyal medyada, hemen her konuda olduğu gibi, iki gün konuşuldu ve unutuldu. Aynı bakanın sorulan sorulara rağmen görmezden geldiği -bir eline iş, bir eline de aş yazarak- intihar eden bir insanın unutulduğu gibi.

Dün mecliste bunlarla yetinmediler. Yalan söylemekten geri durmayan vekiller dalga geçmeye de başladılar. İktidarı eleştiren Engin Altay’ın “Millet aç, herkesin midesine bir şey giriyor, kuru ekmek giriyor.” demesi üzerine iktidardaki partiye mensup bir vekil -anlaşılan durumu kabullenerek- “O zaman aç değiller” diyebildi. Muhalif vekil istediğini almıştı, hemen bunu söyleyen vekile dönüp bu sözlerin geçeceği tutanağı alacağını söyledi. Bunun üzerine bu sözleri sarf eden Şahin Tin kendisini savunarak “Bizi bilen bilir, bilmeyen de kendi gibi bilir.” dedi. Tin’in derdi, söylediği sözlerin sosyal medyada gündemleşme ihtimaliydi.

Onların derdi iktidar. Biri iktidardan düşmemek, diğeri onun koltuğuna oturabilmek için onu iktidardan indirmenin derdinde. Bizim derdimizse ekmeğimiz. İstediğimiz sadece gözlerini diktikleri kuru ekmek değil bizden çaldıkları. Birilerinin aç kaldığı, yoksul kaldığı için intihar etmesini değil herkesin sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmesini istiyoruz ve istediğimizi alacağız. Onlar saraylarda, konaklarda sefahat içinde yaşarken biz bu düzeni kabul etmeyeceğiz. Bundan yıllar önce Kropotkin’in de dediği gibi; bizim görevimiz herkese ekmek bulmak, kimsenin aç kalmamasını sağlamak. “Ekmek! İlle de ekmek! Devrime ekmek gerek!” dedikten sonra Ekmeğin Fethi’nde şöyle söylemişti Kropotkin:

“Burjuvazinin görevi, devrim sırasında, yüce ilkeler, daha doğrusu yüce yalanlar üzerine düşünce üretmektir. Halkın göreviyse herkese ekmek bulmak, kimsenin aç kalmamasını sağlamaktır. Burjuvazi ve burjuvalaşmış işçiler, lakırdıhanelerinde, laklakhanelerinde büyük adam rolleri oynarlarken, ‘pratik kişiler’ yönetim biçimleri üzerine bitmez tükenmez yüksek düşünceler üretirlerken bizler, ‘ütopistler’, ekmek üzerine, bu olmazsa olmaz şey üzerine kafa yormalıyız.”

Evet ezilenler olarak bizim derdimiz herhangi birisinin koltuğu, iktidar falan değil. Bizim derdimiz herkesin boğazından ekmek, sıcak bir yemek geçmesi. Ezildiğimiz, ötelendiğimiz, katledildiğimiz, bir de bunların üstüne dalga geçildiğimiz bu topraklardan başlayarak özgür bir dünya yaratmak için mücadelemize devam edeceğiz.

Batuhan Çotur – Genç İşçi Derneği

The post Ekmek! İlle de Ekmek! Devrime Ekmek Gerek! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/19/ekmek-ille-de-ekmek-devrime-ekmek-gerek/feed/ 0
Direnen Sinbo İşçileri Kazandı https://meydan1.org/2020/12/19/direnen-sinbo-iscileri-kazandi/ https://meydan1.org/2020/12/19/direnen-sinbo-iscileri-kazandi/#respond Sat, 19 Dec 2020 11:38:44 +0000 https://meydan1.org/?p=67741 Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesi Sinbo işçileri, sendikalı oldukları için ücretsiz izine çıkartmalara, işten çıkarmalara, kölelik yasalarına ve saldırılara karşı direnişe başlamıştı. 18 Kasım’dan beri direnişte olan Sinbo işçileri direnişlerini kazanımla sonuçlandırdı. Açıklama yapan Sinbo işçileri, ücretlerinin yatırıldığını ve pazaresi günü işbaşı yapacaklarını belirterek direnişlerini kazandıklarını ifade etti. Kaynak: Genç İşçi Derneği […]

The post Direnen Sinbo İşçileri Kazandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesi Sinbo işçileri, sendikalı oldukları için ücretsiz izine çıkartmalara, işten çıkarmalara, kölelik yasalarına ve saldırılara karşı direnişe başlamıştı. 18 Kasım’dan beri direnişte olan Sinbo işçileri direnişlerini kazanımla sonuçlandırdı.

Açıklama yapan Sinbo işçileri, ücretlerinin yatırıldığını ve pazaresi günü işbaşı yapacaklarını belirterek direnişlerini kazandıklarını ifade etti.

Kaynak: Genç İşçi Derneği (GİDER)

The post Direnen Sinbo İşçileri Kazandı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/19/direnen-sinbo-iscileri-kazandi/feed/ 0
Genç İşçi Derneği Asgari Yaşama Karşı Azami Mücadele Çağrısı Yaptı https://meydan1.org/2020/12/11/genc-isci-dernegi-asgari-yasama-karsi-azami-mucadele-cagrisi-yapti/ https://meydan1.org/2020/12/11/genc-isci-dernegi-asgari-yasama-karsi-azami-mucadele-cagrisi-yapti/#respond Fri, 11 Dec 2020 16:06:24 +0000 https://meydan1.org/?p=67555 Genç İşçi Derneği bugün Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği eylemle patronların işçilere reva göreceği asgari ücreti açıkladı:2695 TL Patronların asgari ücret için toplantıları sürüyor. Bugün Kadıköy’de eylem düzenleyen Genç İşçi Derneği (GİDER) , ceplerine milyonlar dolduranların yarattığı adaletsizlikler yüzünden ezilenlerin boş buzdolaplarındaki faturaları bile ödeyemediğini belirterek patronların kendilerine reva göreceği ücretin bu durumu değiştirmeyeceğini söyledi […]

The post Genç İşçi Derneği Asgari Yaşama Karşı Azami Mücadele Çağrısı Yaptı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Genç İşçi Derneği bugün Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği eylemle patronların işçilere reva göreceği asgari ücreti açıkladı:2695 TL

Patronların asgari ücret için toplantıları sürüyor. Bugün Kadıköy’de eylem düzenleyen Genç İşçi Derneği (GİDER) , ceplerine milyonlar dolduranların yarattığı adaletsizlikler yüzünden ezilenlerin boş buzdolaplarındaki faturaları bile ödeyemediğini belirterek patronların kendilerine reva göreceği ücretin bu durumu değiştirmeyeceğini söyledi ve asgari yaşam şartlarına karşı azami mücadele çağrısı yaptı.

Genç İşçi Derneği’nin basın açıklaması şu şekilde;

Genç İşçi Derneği olarak ilan ediyoruz. 2021 yılı için belirlenecek asgari ücrete asgari artışı hükümetten önce biz açıklıyoruz.Bugünlerde işçiye verilecek olan asgari ücret tartışılıyor. Hükümet sözde işçi temsilcisi sendikacılar ve patronlarla bir araya geliyor. Ne kadar kazanacağımzı belirliyorlar. İşin arka planı hiç öyle değil. Onlar bizim emeğimizin ne kadar çalınacağını belirliyorlar.Sözde asgari olan yani en düşük ücret olarak bizlere sunulan bu para aslan payından geride kalanlar. Onlar da bunu belirliyorlar.

Asgari ücret yalnızca yaşayıp çalışmamız için verilen bir sadakadan fazlası değil.Bizlere bu sadakayı layık görenler asgari ücreti enflasyon oranına göre belirlediklerini söylüyor. Ancak bu enflasyon oranının da koca bir yalan olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz bunu nereden mi biliyoruz? Buzdolabımızın içi bomboş; ama dolabın üzeri yapıştırdığımız ve ödeyemediğimiz için kesilen elektrik, su, doğal gaz faturalarıyla dolu. Bu oranın yalan olduğunu nereden mi biliyoruz? Ayağımıza alamadığımız ayakkabıdan biliyoruz.

Bugün 11 Aralık Cuma, bir sonraki asgari ücret belirleme toplantısı 15 Aralık Salı günü olacak. Ama bizim sonucu beklememize gerek yok. Bu toplantıların sonucunu bugünden biliyoruz. Hükümet geçtiğimiz yıl bu aylarda asgari ücrete %15 zam yapmıştı. Bu sene de bundan daha fazla bir rakam açıklamayacaklar. Şimdi asgari ücrete yapmayı düşündükleri artış yüzde 10’u zor geçiyor. Oysa geçen yıla oranla yemeğe doğradığımız domatesi yüzde 70, biberi yüzde 60, yumurtayı yüzde 80 daha pahalıya alıyoruz. Her gün soframıza koyduğumuz ekmek bile yüzde 20 zamlandı.Kuru fasulyenin fiyatı yüzde 40’tan, pirinç yüzde 20’den fazla arttı. Mercimeğe geçen yıla oranla yüzde 58 daha fazla ödüyoruz. Aynı dönemde kuru soğan fiyatı yüzde 37, ayçiçek yağı yüzde 34, margarin fiyatı da yüzde 36 arttı. Buğday, yaşadığımız topraklarda oldukça fazla üretilse de una yapılan zam yüzde 20’den fazla.Kiraya, elektriğe, suya, doğal gaza gelen zamları artık takip bile edemiyoruz.

Yük her zamanki gibi korona krizinde de biz ezilenlerin sırtında. Kafe, bar, restoranlarda çalışan arkadaşlarımız işsiz kaldı. Binlercemiz giderek yoksullaştı. Yani biz açlığa mahkum edildik. Ama nedense hiçbir ödeme iptal edilmedi. Hiçbir fatura ödemesi iptal edilmedi, kiralar alınmaya devam edildi. Faturalara yapılan zam elektriğe yüzde 32, doğal gaza yüzde 34 oldu. yani biz açlığa mahkum edildik.Çalışmaya zar zor devam edebilenlerimiz içinse asgari ücrete yapılacak zamlar yetmiyor. Belirlenen asgari ücretin bin liraya yakını vergi ve diğer kesintilere gidiyor. Asgari ücretli işçiler olarak, yılın 122 günü vergi ve diğer kesintiler için çalışıyoruz.Şimdi bize bunca fiyat artışına rağmen asgari ücrete komik bir artış yapılacağı söyleniyor. Ama unutmayalım ki Covid-19 salgını sürecinde riskli alanlar dahil tüm sektörlerde çalışmayı sürdüren, üretimi yapan, kimilerinin evde kalmasını sağlayan biziz. Patronlar evlerinde rahat edebiliyorsa bunu sağlayanlar biziz. Covid-19 ya da başka sebeplerden iş cinayetlerinde öldürülenler de biziz. Ama ücretin asgarisi, en azı bize reva görülüyor.Geçen sene yaptıkları artışı da göz önüne aldığımızda yüzde 16’dan’ fazla artış yapılacağını düşünmüyoruz. İşte bu sebeple herkesten önce biz açıklıyoruz: 2021 yılı asgari ücreti 2695 lira olacak!

Olacak ancak biz onların bize verdiklerini istemiyoruz, bunlarla yetinmiyoruz. Önemli olan onların bize ne vereceği değil bizim neyi isteyip istemediğimiz. İstediğimizi de ancak örgütlenerek alabiliriz. İhtiyacımız olanları ancak hep birlikte mücadele ederek alabiliriz. Örgütlenerek, bir araya gelerek asgari ücreti bize dayatan sisteme karşı azami mücadeleyi sürdüreceğiz. Hayatta kalmak değil yaşamak istiyoruz.Genç İşçi Derneği olarak bir kez daha söylüyoruz, yaşamlarımızı çalan, bizi açlığa mahkum eden kapitalizme ve bizi sömüren bütün patronlara karşı mücadelemizin bizlere öğrettiği gibi, yumruklarımız havada sesleniyoruz: Vermeyecekler, Alacağız!

Genç İşçi Derneği

The post Genç İşçi Derneği Asgari Yaşama Karşı Azami Mücadele Çağrısı Yaptı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/11/genc-isci-dernegi-asgari-yasama-karsi-azami-mucadele-cagrisi-yapti/feed/ 0
Ezilenin Her Anı Kriz! https://meydan1.org/2020/12/10/ezilenin-her-ani-kriz/ https://meydan1.org/2020/12/10/ezilenin-her-ani-kriz/#respond Thu, 10 Dec 2020 08:08:22 +0000 https://meydan.org/?p=67518 Ezilen bir insanın her anı krizdir. Yüzyıllardır süregelen bir krizin içine doğarız, emeğimizi satmaya başladığımız yaşlarda yükselir bu kriz; saatler, günler derken yaşamımızı satmakla sürer. Yaşamın kendisi bile krize dönüşür, dönüştürülür. Hep duyarız ya “krizin yükü” laflarını; yaşamak bir yüke dönüşür biz ezilenler için. Ödenemeyen fatura, çıkamayan cep harçlığı, alınamayan kitap, yürüdükçe batan nasır, çalışmakla […]

The post Ezilenin Her Anı Kriz! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Ezilen bir insanın her anı krizdir. Yüzyıllardır süregelen bir krizin içine doğarız, emeğimizi satmaya başladığımız yaşlarda yükselir bu kriz; saatler, günler derken yaşamımızı satmakla sürer. Yaşamın kendisi bile krize dönüşür, dönüştürülür. Hep duyarız ya “krizin yükü” laflarını; yaşamak bir yüke dönüşür biz ezilenler için. Ödenemeyen fatura, çıkamayan cep harçlığı, alınamayan kitap, yürüdükçe batan nasır, çalışmakla bükülen bel… Ezilenlerin üniversite diploması bile işsizlikle krize dönüşür çoğu zaman. Hepsi krizdir ve hiç azalmaz krizler.

Ezilen bir insanın her anı krizdir. İktidarların ekonomik krizleri de eklenir üstüne ama bu krizler istemsizce gelişmez. İktidarlar büyümek, daha çok kazanmak ve sömürmek için kullanır krizi; zenginler zenginleşir, fakirler fakirleşir.

Bugün yine bir krizdeyiz, bu kez korona krizinde. Belki birçoğumuz bir sağlık krizinin içinde olduğumuzu düşünmüş olsak da çalıştığımız mekanlar kapatılınca hepimiz meselenin iktidarlar için ekonomik olduğu gerçeğiyle yüzleştik. Bir gecede açıklanan yeni yasaklarla kafelerin, restoranların, barların kapandığını ve işsiz kaldığımızı öğrendik. Öğrendik ama her yer açıkken on binlercemizin çalıştığı mekanların neden kapandığını öğrenemedik.

Korona krizinde birçok yasak getirilmişti. Ve bu yasaklarla yaşamları en çok alt üst edilen kesimlerdendik kafelerde, restoranlarda, barlarda çalışan işçiler olarak. Sadece işsiz kalmak da değildi sorun. Kısa çalışma ödeneği adı altında paralar dağıtılacak denildi ama şartları uygun olanlarımıza. Şartlarımız uygunsa yani biraz şanslılardansak da aldığımız kısa çalışma ödeneğiyle hangi ihtiyacımızı nasıl karşılayacağımızı bilemez haldeydik. Ama lütufmuş gibi gösterilen kısa çalışma ödeneğinin aslında çalıştığımız her gün için devletin maaşlarımızdan çalarak oluşturduğu işsizlik sigortası fonundan karşılandığını biliyorduk. Yani devlet bizden çaldığını bize istemeye istemeye geri vermek zorunda kalırken bile yaşamlarımızı ona borçluymuşuz gibi göstermeye çalışıyordu.

Bir de bu krizde işçileri işten çıkarmanın yasak olduğu söylenmişti. İyi de zaten çoğumuz sigortasız olarak çalıştırılıyorduk… Patronlar istedikleri zaman istedikleri gibi bizi işten çıkarıyordu. Korona krizinde de sigortasız çalıştırılan biz kafe, restoran ve bar işçileri ilk gözden çıkarılanlar olduk. “Resmi olarak” çalıştırılmadığımız için işten çıkartılmamız da yasak değildi. Sigortalı olanlarımızın yaşadıkları da pek farklı olmadı. Çünkü işten çıkartmak yasaktı ama “maaşını ödemem” tehdidiyle istifa mektubu imzalatmak yasak değildi. İşinden istifa eden, etmek zorunda bırakılan işçilere ilişkin herhangi bir sayı bulabilir misiniz? Devletin herhangi bir kurumu buna ilişkin bir veri açıklayabilir mi? Açıklamaz çünkü bu bizi, emeğimizi, geleceğimizi sömürenlerin işine gelmez.

Şu an bir krizdeyiz ve kenarda köşede birikmiş beş kuruşumuz yok. Çünkü günlük kazanılan para günlük harcanır ve bir günde kazandığımız para birikmeye yetmez. Yola gider, yemeğe gider, telefon faturasına gider… Birikmiş beş kuruşumuz yoksa da işsiz kaldıktan birkaç gün sonra Türkiye standartlarında sağlıklı ve dengeli beslenmek için ayrılması gereken bütçenin ortalama 2 bin 447 lira 72 kuruş, zorunlu ihtiyaçlar için ayrılması gereken bütçenin ortalama 7 bin 973 lira olduğunu öğrendik. Sigortasız çalışan binlerce kafe, restoran ve bar işçisi olarak zaten her güne günü kotarmak için uyanıyoruz ancak devletin sigortalı olanlarımıza bu yasaklarla “lütfettiği” 1.500 liralık kısa çalışma ödeneği de bu standartların yakınından geçmeye bile yetmiyor.

Elimizdekiler yaşamak için yeterli olmayınca, olmayan parayı harcıyor; bankalara borçlanıyoruz. Borçlarımızı ödeyemedikçe daha da çok borçlanacağız. Biz borçlandıkça bankaların sahipleri ve onlarla el sıkışan devlet kazanacak. Milyarder bilmem kimin bu dönemde servetini şu kadara katlaması, TÜİK verilerine göre ekonominin yüzde 6.7 büyümesi de bu kazanmanın bir sonucu. Sadece yaşadığımız topraklarda değil bütün coğrafyalarda böyle bu durum. Temmuz 2020’nin sonunda dünyanın en zengin yaklaşık 2 bin 189 kişisinin serveti 10.2 trilyon dolara ulaşarak rekor kırdı. Sadece milyarderlerin milyarları artmakla kalmadı, milyarderlere yeni yeni milyarderler eklendi. Sömürenlerin daha rahat sömürmesi için işsizlere işsiz, fakirlere de fakir eklendi.

Ezilen bir insanın her anı krizdir. Peki kim ister krizle yaşamayı? Kimse istemez. Krizleri yok etmek için iktidarların adaletsiz olduğunu bilmek ve adil olan dünyayı yaratmak için bizim gibi ezilenlerle birlikte sokağa çıkmak gerekir. Emma Goldman yıllar önce şunları söylemişti: “İş isteyin. İş vermezlerse ekmek isteyin. Ekmek de vermezlerse ekmeğinizi alın.” Onların; elimizden işimizi, ekmeğimizi, geleceğimizi alanların istediklerimizi vermeyeceği apaçık ortada. Bir araya gelmedikçe, omuz omuza vermedikçe ihtiyaçlarımızı karşılayamayacağımızı biliyoruz. Hal böyleyken, tarih boyunca olduğu gibi bugün de: Vermeyecekler, Alacağız!

Atakan Polat – Genç İşçi Derneği

The post Ezilenin Her Anı Kriz! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/12/10/ezilenin-her-ani-kriz/feed/ 0
Cargill İşçileri Şirketin Müşterisi”PepsiCo” Önünde Eylem Gerçekleştirdi https://meydan1.org/2020/09/07/cargill-iscileri-sirketin-musterisipepsico-onunde-eylem-gerceklestirdi/ https://meydan1.org/2020/09/07/cargill-iscileri-sirketin-musterisipepsico-onunde-eylem-gerceklestirdi/#respond Mon, 07 Sep 2020 12:02:08 +0000 https://meydan.org/?p=63798 Sendikaya üye oldukları için 2.5 yıl işten çıkartılan ve o günden beri direnişte olan Cargill İşçileri, bugün şirketin ortaklarından “PepsiCo”nun genel merkezi önünde eylemdeydi. Aralarında Genç İşçi Derneği’nin de bulunduğu çok sayıda işçi örgütünün katılımıyla gerçekleşen eylemde, şirketin müşterilerinden olan PepsiCo’ya, Cargill’in işçi düşmanı politikası hatırlatıldı ve mücadeleyi sürdürmeye her zaman devam edecekleri vurgulandı. Bununla […]

The post Cargill İşçileri Şirketin Müşterisi”PepsiCo” Önünde Eylem Gerçekleştirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Sendikaya üye oldukları için 2.5 yıl işten çıkartılan ve o günden beri direnişte olan Cargill İşçileri, bugün şirketin ortaklarından “PepsiCo”nun genel merkezi önünde eylemdeydi.

Aralarında Genç İşçi Derneği’nin de bulunduğu çok sayıda işçi örgütünün katılımıyla gerçekleşen eylemde, şirketin müşterilerinden olan PepsiCo’ya, Cargill’in işçi düşmanı politikası hatırlatıldı ve mücadeleyi sürdürmeye her zaman devam edecekleri vurgulandı. Bununla birlikte, işçiler, önümüzdeki günlerde Cargill’in bir başka müşterisi Burger King önünde de eylem gerçekleştireceklerini belirtti.

Cargill işçileri, okudukları basın açıklamasının ardından, yazdıkları talep mektubunu PepsiCo patronlarına vererek eylemlerini sonlandırdı.

Cargill, sendikalı oldukları için işten çıkardığı işçileri, işçiler, işe iade davasını kazanmış olmalarına rağmen işe geri almamakta diretiyor. “Kota fazlalığı ve daralma” bahanesini öne süren şirketin ise üretim kapasitesini her geçen gün artırıyor.

The post Cargill İşçileri Şirketin Müşterisi”PepsiCo” Önünde Eylem Gerçekleştirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/09/07/cargill-iscileri-sirketin-musterisipepsico-onunde-eylem-gerceklestirdi/feed/ 0
COVİD-19 Değil, Net Call Center Öldürüyor! – Doğuş Özdemir https://meydan1.org/2020/08/31/covid-19-degil-net-call-center-olduruyor-dogus-ozdemir/ https://meydan1.org/2020/08/31/covid-19-degil-net-call-center-olduruyor-dogus-ozdemir/#respond Mon, 31 Aug 2020 17:13:04 +0000 https://meydan.org/?p=63390 Ocak ayından itibaren dünyada korona krizi gittikçe yaygınlaşırken Covid-19 ancak 11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edildi. TC devletinin açıkladığı verilere göre Covid-19 bu tarihlerde Türkiye’de de görüldü. Nisan ayı itibariyle sokağa çıkma yasaklarına varıncaya kadar çeşitli “tedbirler” alınırken biz işçiler pandemi koşullarında üretime devam etmeye zorlandık. Tüm devlet kurumları “evde kal” […]

The post COVİD-19 Değil, Net Call Center Öldürüyor! – Doğuş Özdemir appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Ocak ayından itibaren dünyada korona krizi gittikçe yaygınlaşırken Covid-19 ancak 11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın ilan edildi. TC devletinin açıkladığı verilere göre Covid-19 bu tarihlerde Türkiye’de de görüldü. Nisan ayı itibariyle sokağa çıkma yasaklarına varıncaya kadar çeşitli “tedbirler” alınırken biz işçiler pandemi koşullarında üretime devam etmeye zorlandık. Tüm devlet kurumları “evde kal” çağrıları yaparken devletin işçilere yaptığı çağrı “maske takarak ve sosyal mesafeye dikkat ederek” çalışmak oldu. Devlet ve şirketlerin paragözlüğü ve iş birliği ile yüz binlerce işçi bu virüse yakalandı ve binlercesi yaşamını yitirdi. İşçilerin hayatını umursamayan ve kardan başka bir şey düşünmeyen bu şirketlerden biri de ‘NetCallCenter’ çağrı merkezi.

Çağrı merkezleri, bu sektörde çalışan veya çalışmayan herkesin bildiği gibi sömürünün, uzun mesainin, sigortasız çalışmanın, baskının, hak gasplarının en yoğun yaşandığı alanlardan biri. Genellikle büyük şirketlerin araştırma veya satış departmanlarıyla ilişkili olarak taşeron bir şekilde anlaşmalı outsource şeklinde çalışan çağrı merkezleri, işçiler için genellikle uzun süreli çalışmanın mümkün olmadığı yerler.

NetCC de birçok çağrı merkezi gibi Türk Telekom’un taahhütlü satış işlerini yapan bir şirket. Fazla mesai sık sık olmakla birlikte günlük çalışma süresi sabah 09:00’dan akşam 19:30’a kadar sürüyor. İşçilerin günde 30 dakikası yemek sırası beklemekle geçen 75 dakika mola hakkı var. İşçiler bu mola süresini aşarsa, aştığı kadar mesaisini uzatmak zorundayken, 75 dakikadan az mola kullanılması durumunda mola hakları yanmış oluyor.

Geçtiğimiz Mart ayının son haftasında korona virüsü sebebiyle çalışanlarını evde çağrı almaları için gönderen NetCC, Mayıs ayının ilk haftasında evinde internet problemi yaşayanları zorunlu olarak şirkete çağırdı. Evde çalışma süreci şirketin işine gelmemiş olacak ki Ağustos ayının 5’inde performansı (satış rakamları) düşük olan 100’e yakın işçi, o riskli çalışma ortamına zorunlu olarak çağrıldı. Evden çalışmaya devam edebilmeyi satış rakamlarının artması koşuluna bağlayan NetCC, açıkça “Ya iyi satış yaparsınız ya da ölürsünüz!” diyordu.

Ağustos ayının 2. haftasında satış rakamları düşük olduğu için şirkette çalışmaya devam eden yaklaşık 100 kişilik kadroya, işe yeni başlayacak olan 25 kişilik eğitim grubu dahil edildi. Üstelik eğitim için gelen gruba herhangi bir test, ateş ölçümü vs. yapılmadan iş başı yaptırıldı. Şirket yeni gelen eğitim grubuyla beraber 19 Ağustos’ta toplamda 60’a yakın işçiye test yaptırdı. Covid-19 testi yaptığını iddia eden şirket yetkililerinin getirdiği kişiler, tüm işçilerin örneklerini iş yerindeyken aldı. Aradan geçen birkaç günden sonra şirketin personel müdürü tüm işçilere herkesin test sonucunun negatif olduğunu hiçbir belge göstermeden sözlü olarak ifade etti. Test sonuçlarını e-nabız sistemi üzerinden kontrol etmek isteyen işçiler, test yapıldığına veya sonuçlarına dair herhangi bir veriyle karşılaşmadılar.

Buna rağmen aynı gün şirkette çalışan kantin görevlisi rahatsızlanıp hastaneye gittiğinde Covid-19 testi sonucunun pozitif olduğunu öğrendi. Sonrasında işçiler kendi imkanlarıyla test yaptırdılar ve şirketin test sonucu negatif dediği 60 kişilik gruptan 20’nin üzerinde çalışana Covid-19 teşhisi kondu. Test sonucu pozitif çıkan ve birçoğunda ağır etki görülen işçiler şu anda evlerinde karantina altında.

Bu 20 kişiye Covid-19’un işyerinde çalışırken bulaştığı açık olmasına rağmen, şu anda aynı şirkette 20’ye yakın kişi aktif bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Sürecin başından itibaren satış rakamlarından başka hiçbir şeyi hesaba katmayan, işçilere Covid-19 testi hakkında bile yalan söyleyebilen NetCC, 20 kişinin Covid-19’a yakalandığı işyerini hala aktif bir şekilde çalıştırıyor.

Tüm bu sürece baktığımız zaman, Covid-19’un yaşadığımız coğrafyada görüldüğü günden beri devletin ve şirketlerin aynı önceliklerle, ortak çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini görüyoruz. Tüm iş yerlerinde olduğu gibi NetCC’de de pandemi koşullarında ölüm pahasına çalışma zorunluluğu devam ediyor. Patronlar öldürüyor, devlet koruyor.
Nasıl şirketler ve devletlerin varlığı birbirine bağlıysa, biz işçilerin varlığı da birbirimize bağlı. Covid-19 koşullarında da yaşamlarımızdan çalan şirketlerden ne evde kalarak ne “sosyal mesafeye” dikkat ederek ne de maske takarak korunabiliyoruz. Yaşamlarımızı iş cinayetleriyle, fazla mesaiyle, sömürüyle, virüsle tehdit eden bu işçi düşmanlarına karşı tek seçeneğimiz örgütlü olmak.

Bir sözümüzü patronlara, bir sözümüzü mesai arkadaşlarımıza söyleyerek bitirelim;
Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz!

Doğuş Özdemir 

Genç İşçi Derneği/Ankara

The post COVİD-19 Değil, Net Call Center Öldürüyor! – Doğuş Özdemir appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/08/31/covid-19-degil-net-call-center-olduruyor-dogus-ozdemir/feed/ 0
Ölen Ölür Kalan Sağlar Sömürülür https://meydan1.org/2020/08/18/olen-olur-kalan-saglar-somurulur/ https://meydan1.org/2020/08/18/olen-olur-kalan-saglar-somurulur/#respond Tue, 18 Aug 2020 20:20:00 +0000 https://meydan.org/?p=62819 Korona kriziyle birlikte, var olan sömürüye eklenen sömürüler yaşamlarımıza mâl oluyor. Salgının en yoğun olduğu zamanlarda dahi çalışmak zorunda bırakılan bütün işçiler için her fırsatta üzerine basıla basıla söylenen; maske, mesafe, hijyen kuralları patronların keyfine bağlı oluğu için türlü türlü sömürülere maruz bırakıldık. Böylelikle “Ölen ölür kalan sağlar sömürülür” düşüncesi iyiden iyiye ayyuka çıkmış oldu. […]

The post Ölen Ölür Kalan Sağlar Sömürülür appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Korona kriziyle birlikte, var olan sömürüye eklenen sömürüler yaşamlarımıza mâl oluyor. Salgının en yoğun olduğu zamanlarda dahi çalışmak zorunda bırakılan bütün işçiler için her fırsatta üzerine basıla basıla söylenen; maske, mesafe, hijyen kuralları patronların keyfine bağlı oluğu için türlü türlü sömürülere maruz bırakıldık. Böylelikle “Ölen ölür kalan sağlar sömürülür” düşüncesi iyiden iyiye ayyuka çıkmış oldu. Devletin sadece patronları korumak için, işçiler adına zerre yararı olmayan sahte tedbirleri ise hâlâ devamlılığını sürdürmekte. Korona krizi başında yaptıkları toplantıda aslında sürecin kimin aleyhine işleyeceği ortadaydı. Sürecin başından beri kimin neşesinin yerinde olduğunu, olacağını yaşamlarını yitiren işçilerden anlayabiliriz.

Coğrafyanın birçok yerinden gelen, işçi sömürüleri ve iş cinayetlerine bir yenisi de Manisa’da üretim yapmakta olan Vestel’den geldi. Aslında bu ne yeni bir haber ne de Vestel için ilkti. Artan vaka sayılarında, yerel halkın ve sendikaların oluşturdukları toplumsal tepki sayesinde basında yer buldu bu haber. Sadece oluşturulan bu toplumsal baskıyı bastırmak adına yapılan sözde “şeffaf bilgilendirme” toplantısının başında; Beyaz Eşya Genel Müdürü Erdal Haspolat’ın, çalışma koşullarının ve alınan tedbirlerin merak edilmesine karşın hâlâ utanmadan şirket reklamını yapması hak gasplarının üzerini örtmeye çalışmaktan başka bir açıklaması olmayacağını göstermektedir. Zira işçilerin mola saatlerinin kaldırılması, işçinin fabrikada yaşananları bir başkasına anlatması sonucu işinden olacağı tehditlerine değin birçok ihlalin ve gaspın yaşandığını duymaktayız. Duyduklarımıza karşın patronlar ve şefler hiçbir aksiliğin olmadığını, vaka sayılarının toplam çalışanlara oranla %2’lik bir rakama tekabül ettiğini belirtmekte. Ağustos ayının 8’inde yerel gazete temsilcileriyle yaptıkları “şeffaf bilgilendirme” toplantısında Covid-19’a bağlı yaşamını yitiren sadece 2 işçinin olduğunu iddia eden genel müdür, pekâlâ basının işçilerle konuşulmasını neden engellemiştir diye sormak gerekir. Alışılageldiği üzere bir toplumsal tepki oluşturulan her olayın ardından yetkililerin biri veya birkaçının çıkıp açıklamalarını bu tonda yapmaları, asıl ezilenlere yaşananların içyüzünü anlatma fırsatının verilmemesi, açıkça basın yoluyla vicdanları rahatlatmak ve tepkilerin yününü değiştirmek maksadıyla yapılmış olduğunu akla getirmelidir.

Hatırlatmakta fayda var. Geçtiğimiz 2016 yılında cirosunu %24 arttıran Vestel ne yapmıştı? Müşterilerin siparişlerini geri çekmesi bahanesini öne sürerek 150 işçiyi, işten çıkarmıştı. Kısa süreli işçi çalıştırma yoluyla her türlü sömürü fırsatını kullanmasıyla da tanınan Vestel böylelikle; işçilerin hiçbir hak kazanmadan, işine son vermişti. 2018 yılında ataması yapılmadığı için zorunlu olarak Vestel’in yan sanayi üretimini üstlenen Sarp Plastik’te çalışmaya başlayan Hasan Songur’un yaşamını yitirdiği iş cinayeti sonrasında kullanılan cümleyi unutmamak, unutturmamak gerekir. “Soğukkanlı olun, çalışmak zorundasınız.” Unutmamak gerekir çünkü aynı Vestel’in geçtiğimiz yıllarda birçok iş cinayetine göz yumduğu ve buna rağmen iş güvenliğine önem vermemesi birçok basın kurumlarının haberlerinde mevcut. Bu nedenle içinde bulunduğumuz korona krizinin başından beri işçilerin virüs bulaş riski altında çalıştırılmaları bir yana virüs kaynaklı ölümlerin olması, işçi ve yaşam düşmanı Vestel için pek bir önem arz etmeyecektir. Günlük çalışma saatlerinin 12 saati bulduğu ve mevcut çalışan sayısının 19 bin civarında olduğunu göz önüne alırsak üretiminden vazgeçmek yerine işçilerin dip dibe çalışılarak sermayenin döngüye devam etmesini sağlaması, işçi yaşamlarından vazgeçmekten kolay görünüyor.

 Geçtiğimiz günlerde yapılan buzdolabı hesabına, yaşamını yitiren ve koşulların kötüleşmesine rağmen çalışmaya zorlanan işçileri düşünmeyerek devam edenlere şunu söylemek gerekir: Sizin ekonominiz büyürken bizler ölüyoruz. Hayatlarımızı idame ettirmek, çoğu zaman sadece hayatta kalabilecek ekonomik sınırı yakalayabilmek ve geçinebilmek için gittiğimiz fabrikalarda, tarlalarda, madenlerde göz göre göre öldürülüyoruz. Sizin ve yandaşlarınızın cepleri dolarken bizler hesabını yaptığınız buzdolaplarının içlerini dolduramıyoruz. Meydanlardan söylediklerimizi buradan da yinelemek gerekir; “KÖLE DEĞİL İŞÇİYİZ, ÖRGÜTLÜYSEK GÜÇLÜYÜZ.”

Sergen Saka – Genç İşçi Derneği

The post Ölen Ölür Kalan Sağlar Sömürülür appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/08/18/olen-olur-kalan-saglar-somurulur/feed/ 0