giderli yazılar – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Sat, 08 Sep 2018 15:09:02 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Giderli Yazılar: Yarasalar Gibi Yaşarız Hakkımız için Direniriz https://meydan1.org/2018/09/08/giderli-yazilar-yarasalar-gibi-yasariz-hakkimiz-icin-direniriz/ https://meydan1.org/2018/09/08/giderli-yazilar-yarasalar-gibi-yasariz-hakkimiz-icin-direniriz/#respond Sat, 08 Sep 2018 15:09:02 +0000 https://seninmedyan.org/?p=43022 Üniversite okumak için şehir dışına gittim. Ailemin gönderdiği para ancak 4 dört kişi kaldığımız evin kirasına ve faturalarına yetiyordu. Ben de ulaşım, yemek, okul giderleri gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için aynı zamanda en azından arkadaşlarımla oturup bir yerde çay içebilmek için bir iş aramaya başladım. Dışarıdan bakınca çalışması çok eğlenceli görünen bir barda çalışmaya karar verdim, […]

The post Giderli Yazılar: Yarasalar Gibi Yaşarız Hakkımız için Direniriz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Üniversite okumak için şehir dışına gittim. Ailemin gönderdiği para ancak 4 dört kişi kaldığımız evin kirasına ve faturalarına yetiyordu. Ben de ulaşım, yemek, okul giderleri gibi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için aynı zamanda en azından arkadaşlarımla oturup bir yerde çay içebilmek için bir iş aramaya başladım.

Dışarıdan bakınca çalışması çok eğlenceli görünen bir barda çalışmaya karar verdim, işe alındım. Saat 15.00-02.00 olarak anlaştığım mesai saatinin yerini güneşin doğuşuyla beraber çıkmam aldı. Patronun baskısı, müşterinin kaprisleriyle, bütün gece ayakta durmanın verdiği yorgunluk ve uykusuzlukla artık ne okula gidebiliyordum ne de arkadaşlarımla gezip eğlenebiliyordum. Yarasa gibi bir şey olmuştum. Sabahları mağaramda uyuyor, akşamları oradan oraya uçarak para kazanmaya çalışıyordum.

Patronun fazla çalışmamıza rağmen ücretimizden kesmesi, kimi zaman paramızı vermemesi, yapmamız gereken işler dışında işler yaptırması, işten atma tehditleri artık canımıza tak etmişti. Biz de barın en yoğun gününde, adım atacak yerin dahi olmadığı bir saatte servisi durdurduk ve ücretlerimizi alamadığımızı ve fazladan çalıştırıldığımızı söyledik. Öncelikle patron, sonra mojitosu gelmediği için üzülen ve üçüncü birasını içemediği için sarhoş olamayan bazı müşteriler bize tepki göstererek gitti. Mekan neredeyse boşalmıştı. Ancak kararlı olduğumuzu ve ücretlerimizi alana kadar servis yapmayacağımızı tekrarladık. Patron hepimizin birden böyle yapmasından korkmuş olacak ki paralarımızı ödemek zorunda kaldı. Ama hikaye burada bitmiyor, ertesi gün işten çıkarıldık.

Yine de  alacağımızı almış, mücadele etmiş ve patrona bir daha böyle bir şey yaptığında nelerle karşılaşabileceğini göstermiş , onu korkutmuştuk.  Bir daha aynı adaletsizlikleri yapar mı? Tabi ki yapar. Çünkü kurulan sistemin kendisi adaletsiz ve patronlar her zaman işçileri sömürür. Bu yüzden yaşanılan sömürüye ve adaletsizliğe karşı birlik olmalı, örgütlenmeliyiz.

Tugay – Bar Servis Elemanı 

Kaynak: Genç İşçi Derneği (GİDER)

The post Giderli Yazılar: Yarasalar Gibi Yaşarız Hakkımız için Direniriz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/09/08/giderli-yazilar-yarasalar-gibi-yasariz-hakkimiz-icin-direniriz/feed/ 0
Giderli Yazılar: “Buyurun Mustafa Bey?” https://meydan1.org/2018/08/17/giderli-yazilar-buyurun-mustafa-bey/ https://meydan1.org/2018/08/17/giderli-yazilar-buyurun-mustafa-bey/#respond Fri, 17 Aug 2018 12:32:24 +0000 https://seninmedyan.org/?p=42132 Anlıyorum Mustafa Bey. Doğrudur. Elbette. Belki iki taraf için de böylesi daha iyidir. O halde bu hafta vardiyam olmasın, ben biraz dinleneyim. Döndüğümde konuşuruz. “ Böyle bir konuşma ile ilk işimden atılmıştım. Yirmi yaşındaydım ve ailemden ayrı bir yerde üniversite okuduğum için çalışmam gerekiyordu. Dinlenmeye ‘gönderildiğim’ ilk hafta durumun ehemmiyetine varamayıp, biraz çalışmamanın bana iyi […]

The post Giderli Yazılar: “Buyurun Mustafa Bey?” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Anlıyorum Mustafa Bey. Doğrudur. Elbette. Belki iki taraf için de böylesi daha iyidir. O halde bu hafta vardiyam olmasın, ben biraz dinleneyim. Döndüğümde konuşuruz. “

Böyle bir konuşma ile ilk işimden atılmıştım. Yirmi yaşındaydım ve ailemden ayrı bir yerde üniversite okuduğum için çalışmam gerekiyordu.

Dinlenmeye ‘gönderildiğim’ ilk hafta durumun ehemmiyetine varamayıp, biraz çalışmamanın bana iyi geleceğini düşünmüştüm. Performansım düşüktü, anketördüm ve yeterli sayıyı sağlayamıyordum. Günlük bir kotamız vardı, elbette. Günde kaç insanla konuşursak silinmesi zor bir kalemle elimizin üstüne çentik atıyor, günün sonunda bunları raporluyorduk.
Öyle ki bazen çok insanla konuşup gerekli veriyi elde edemezsek, şefimiz bizden şüpheye düşerdi. Elimize baktığı bile olurdu, gerçekten o kadar çentik atıldı mı diye. Halen elime baktığımda bazen o çizgileri görüyorum.

En çok da şefin sokağın başında bir yerden bizi izlemesine tilt olurdum. Başımızda kendince motive edici esasında mobingvari bir şekilde bekler, bizi kontrol altında tutardı.

Otorite, iktidar, dayatmayla kuşatılmış bir denetimin varlığına kendimce en başta o yıllarda şahit oldum sanırım.

Gün sonunda yeterli sayıya ulaşamadığımızda saatlerimiz uzuyordu, çünkü onlara göre dakikada milyonlarca insan geçiyordu çalıştığımız sokakta ve birilerini durduramamamız imkansızdı. Şeflerimize göre her ne olursa olsun birini durdurmalı, görevimizi yerine getirmeli, hatta durdurduğumuz kişi bizi taciz ediyorsa dahi güler yüz göstererek konuşmayı bitirmemeliydik.

Eğer iyi bir performans gösteremediysek, çoğu zaman uzunca konuşmalara maruz kalıyorduk. İşlerin kötü gittiği ve primimizin kesileceği hatırlatılır, sık sık “isim verilmeden” aramızdan bazılarının kovulacağı öne sürülürdü.

Ve yakın yaşlardaki on kişi olan biz, her akşam içimize yerleştirilmiş bir yetersizlik duygusuyla evin yolunu tutardık.

İşte böyle günlerin bir tanesinde şef yanıma gelip benimle bir çay içip konuşmak istedi. Çaycıya yürürken aklımda canlanan ilk şeyin ailemden ayrı yerde tuttuğum ev olduğunu hatırlıyorum. Kötü bir şeyler olduğunu sezmiştim, fakat o zamanlar yapabileceğim hiçbir şey olmadığını düşünüyordum.

Şu anda o günlere dönüp tazminatsız bir şekilde işten çıkartılan kendimi bulsam, ona en başta hiçbir şey için çaresiz hissetmemesi gerektiğini anlatarak sırtını sıvazlarım. Kendini performansı düşük bir işçi, başarısız bir eleman, istenileni yapamayan bir yetersiz olarak görmemesini söylerim.
Aksine her alanda otoriteyi kıracaksın derim ona. Korkan sen değil şefin, patronun olacak derim.

Önemli olanın kafa tutmak olduğunu, hakkından vazgeçmeyip
inatla kurulacak bir mücadelenin ona hissettirilen her
kötü duyguyu içinden uzaklaştıracağını, kötülüğün uzun sürmeyeceğini hatırlatırım.
Eldeki çizikler silinir belki, ama itaate atılan çizik silinmez.

İrem Gülser – Anketör

Genç İşçi Derneği

The post Giderli Yazılar: “Buyurun Mustafa Bey?” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/17/giderli-yazilar-buyurun-mustafa-bey/feed/ 0
Giderli Yazılar: “Bizden Hızlısı Mezarda” https://meydan1.org/2018/08/14/giderli-yazilar-bizden-hizlisi-mezarda/ https://meydan1.org/2018/08/14/giderli-yazilar-bizden-hizlisi-mezarda/#respond Tue, 14 Aug 2018 14:39:05 +0000 https://seninmedyan.org/?p=41994 Genç İşçi Derneği’nin (GİDER) başlattığı ve pek çok hizmet işçisi genç işçinin hikayelerini gönderdiği “Giderli Yazılar” yazı dizisinde bu sefer bir motokurye olan Samet Kılıç’ın hikayesini okuyoruz. -On dakikaya pizza çıkıyor,bu arada kutu katla! +Kutu mu? Ben kuryeyim. -Boş durma, durma haydi haydi! -Pizza çıktı haydi fırla! +Daha yeni geldim bir tuvalete gireyim. -Bu paketi […]

The post Giderli Yazılar: “Bizden Hızlısı Mezarda” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Genç İşçi Derneği’nin (GİDER) başlattığı ve pek çok hizmet işçisi genç işçinin hikayelerini gönderdiği “Giderli Yazılar” yazı dizisinde bu sefer bir motokurye olan Samet Kılıç’ın hikayesini okuyoruz.

-On dakikaya pizza çıkıyor,bu arada kutu katla!

+Kutu mu? Ben kuryeyim.

-Boş durma, durma haydi haydi!

-Pizza çıktı haydi fırla!

+Daha yeni geldim bir tuvalete gireyim.

-Bu paketi yetiştir sonra girersin.

(sonra)

-Bu paketi de yetiştir, herkes serviste. Sonra girersin tuvalete.

Paketten dönünce

-Kola dökülmüş ortaya bir paspas atsana

+Paspas mı? İki dakika soluklanayım

-Zaten aylak aylak dolaşıyorsun motorla, daha ne dinleneceksin?

(Pizza 15 dakikada çıkar)

-Pizza geç çıktı, bunu 15 dakikada yetiştirmen lazım.

+15 dakikada oraya nasıl gideyim, ışınlanayım mı?

-Sen gidersin, yetişemezsen parasını almazsın, sıkıntı yok, maaşından kesmeyeceğiz ya.

(Yetişemezsin)

-Para nerede?

+Yok.

-Pizza nerede?

+Yok.

-Para nerede?

+Yok.

-Pizza nerede?

+Yok.

-Geç mutfağa! Yardım et bari orada işe yara.

(Maaşından kesilmez ama, işine yüklerler)

Bu hikayeler benim bizzat yaşadığım ya da iş arkadaşlarımın yaşayıp benim birebir şahit olduğum hikayelerden kesitler. Zaten hızlı olan fast-food sektöründe daha da hızlısını yetiştirmeye çalışan motor kuryelerin yaşadığı, hemen hemen hepimizin anımsayacağı diyaloglar…

Bizim için pizzayı erken götürmek bir beceri değil, işimizin normalidir. Arabaların arasından santim santim kıvrılmak, önümüze kırılan direksiyonlara aldırış etmeden geçip arkamıza bile bakmadan hedefe doğru hızla gitmek, gündelik rutinlerimizdir. Yağmur? Bizim için işe biraz daha hareket katmaktır sadece…

Kaza mı? Demirden korksak trene binmezdik tabi ki de.. Ama 3-5 pizza için, müşterinin soğuk yediği bir pizza dilimi için, vardiya müdürünün priminin azalması tehlikesi bulunduğu için; tehlikeye atılan bizlerin yaşamları oluyor.

Bazı pizza şirketleri dönemsel olarak kampanyalar çıkartıyor. “30 Dakikada pizza kapınızda” gibi.. Bu 30 dakika meselesinde şirketin söylediği gayet açık, pizzayı kurye yetiştiremezse pizza şirketten.. Kuryenin de hiçbir şekilde maaşından kesinti yapılmaz. Fakat filli durumda işler biraz anlaşmaların üzerine çıkıyor. Pizzayı iki üç kez yetiştireme; hemen bütün angarya işler sana yüklenir. Motosiklet üzerinden canını yeterince tehlikeye atmadığın için; kutu katlama, ortaya paspas çekme, ya da mutfağa yardıma geçme tam sana uygundur. Tabi eğer deneme süresindeysen hemen şutlanırsın, diğer şekilde bezdirerek şutlarlar zaten.

Ya da sen ışınlanmayı kabullenirsin…

Bu mesleği senelerce yapmak zor zanaat. Şanslıysan birçok kaza geçirmiş ve hala yaşıyor, motokuryeliğe devam ediyorsundur. Genelde bütün motokuryeler birbirine şanslı oldukları, kıl payı yırttıkları kaza hikayelerini anlatırlar. Biraz işler ters gittiyse, içeride kalan son maaşını yakınlarına teslim ederler. Verdikleri kask parçalanmış, gıcırdıyan frenler tutmamıştır; ama yine hata sendedir, tazminat falan imkansız…

140journos adlı sayfanın motokuryelerle ilgili çektiği bir video var. Bir motorkurye arkadaşımız sayfaya ”Motorkuryelerin sorununu anlatan bir çekim yapar mısınız? Bu sektörde birçok sorun var.” diyerek mesaj atıyor. 140journos bu video çekimini onaylayıp mesaj geri döndüğünde mesajı yazan kurye arkadaşımızın yakınları cevaplıyor, çünkü arkadaşımız servis sırasında geçirdiği kaza sonucu yaşamını yitirmiş…

Dedim ya şans… Peki ama ne için ? Dominos, Pizzahut, Little Caesars, Pizzabulls’un patronları daha fazla kazansın diye mi? Ya da mahallenin köşesindeki dürümcüde asgari ücretle 11 saat; adisyon başına 0,75 kuruş aldığın para için mi? Peki çektiğin çile ne için? Köşem dürüm biraz daha iyi kazansın diye mi? Hızlı sektörün en hızlıları olan biz motokuryeler artık işimizi şansa bırakmasak mı, ne dersiniz?

Samet Kılıç – Motorsikletli Kurye

Genç İşçi Derneği

The post Giderli Yazılar: “Bizden Hızlısı Mezarda” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/14/giderli-yazilar-bizden-hizlisi-mezarda/feed/ 0
Giderli Yazılar: “Vezir Parmağı Değil Kendi Parmağım” https://meydan1.org/2018/08/13/giderli-yazilar-vezir-parmagi-degil-kendi-parmagim/ https://meydan1.org/2018/08/13/giderli-yazilar-vezir-parmagi-degil-kendi-parmagim/#respond Mon, 13 Aug 2018 19:15:26 +0000 https://seninmedyan.org/?p=41978 Gastronomi bölümünü geçen  sene bitirdim. Daha önceden yaptığım stajlarda bir çok hak gaspına uğradım. Her şeye rağmen yemek yapmayı sevdiğimden ve insanları yaptığım yemeklerle mutlu etmekten çok keyif alıyorum. Bu iş benim için görselliğiyle bir sanat, kimyasıyla bir bilim. Daha önceleri başıma birçok iş kazası geldi. 18 saatlik yoğun çalışmamın arkasından kazayla elimi fritöze soktuğum […]

The post Giderli Yazılar: “Vezir Parmağı Değil Kendi Parmağım” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Gastronomi bölümünü geçen  sene bitirdim. Daha önceden yaptığım stajlarda bir çok hak gaspına uğradım. Her şeye rağmen yemek yapmayı sevdiğimden ve insanları yaptığım yemeklerle mutlu etmekten çok keyif alıyorum. Bu iş benim için görselliğiyle bir sanat, kimyasıyla bir bilim.

Daha önceleri başıma birçok iş kazası geldi. 18 saatlik yoğun çalışmamın arkasından kazayla elimi fritöze soktuğum oldu. Çalıştığım otelin güvenli bir çalışan konaklaması olmamasından dolayı az kalsın sigorta yüzünden yatağımda yanacaktım ki o gece iş arkadaşlarımın ısrarıyla dışarı çıkmıştım.  Tavadan devrilen kızgın yağın koluma döküldüğü de oldu. Bunlar benim dikkatsiz çalışmamdan değil yoğun çalışmamdan kaynaklanıyordu. Sadece benim başıma geldiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Turizm sektöründe ölüm ve yaralanmalar gerçekten çok yüksek.

Yine yoğun bir gün. Akşama yetişmesi gereken bir sürü ürün var. Ben bu sırada garde manger bölümündeyim. Genelde soğuk yemekler yaz günleri daha çok tercih edildiğinden çok hızlı çalışmamız gerekiyor. Sürekli  sebze doğrarken hızımı alamadım ve işaret parmağımın ucundaki eti kesmiş bulundum. Et parmağımdan ayrıldı ve ben bir anda bağırdım. Herkes işine o kadar odaklanmış ki, kimse canımın acısına aldırış etmedi. Tam o sırada patron içeri girdi. Şef aşçı hemen önüme geçerek beni kapattı. Patron, önemli “misafirlerimiz” olduğunu ve daha acele etmemiz gerektiğini söyledi. Kanayan işaret parmağımı şef aşçının arkasından kaldırarak, parmağımı kestiğimi söyledim. Beni umursamayarak mutfaktan çıktı. Herkes işine odaklı çalışmaya devam ediyordu.

Turizm sektöründe işler bahşişle döner. Eğer para kazanmak istiyorsan maaşından bir şey beklemezsin. Bazı yerler mutfağa bahşiş vermez. Ben asgari ücrete çalışıyorum ve aldığım bahşişle birlikte en fazla elimde iki bin lira oluyor. Patrona kazandıran benim. Bu kadar az kazanmama rağmen benim yaralanmama karşılık patronum bunu önemsemeden çıkabiliyor.

“Fight Club” filmindeki ‘çorbaya işeme’ sahnesinden çok etkilendiğimi hatırlıyorum. O anda bunu yapmasındaki tepkiyi parmağımın ucunda süren sızıyla hissettim. Ve patrona gidecek yemeğin hazır olduğu anda  kestiğim parçamı koydum. Sonra da mutfaktan gönderdim. O çok önemsediği “misafirler” patronun cebini doldururken önemsenmediğimi hissetmek beni üzmüştü. Daha sonrasında buna karşılık herhangi bir tepki almadım. Belki de kanımızı sömüren patronların işçinin tadına alışmış olmasındandı. Ama patronlar şunu unutmasın, yediğiniz  sadece bir yemek değil, emektir. O da zehir zıkkım olsun!

Betül Sevinç – Mutfak İşçisi

Genç İşçi Derneği (GİDER)

The post Giderli Yazılar: “Vezir Parmağı Değil Kendi Parmağım” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/13/giderli-yazilar-vezir-parmagi-degil-kendi-parmagim/feed/ 0
Giderli Yazılar: Tamam Efendim Demeyeceğiz https://meydan1.org/2018/08/11/giderli-yazilar-tamam-efendim-demeyecegiz/ https://meydan1.org/2018/08/11/giderli-yazilar-tamam-efendim-demeyecegiz/#respond Sat, 11 Aug 2018 10:36:31 +0000 https://seninmedyan.org/?p=41860 1. Diyalog -Dıt… dıt… dıt… +Biraz hızlı ol. Kuyruk uzadıkça uzuyor! +Dıt. dıt. dıt.dıt.dıt – Daha! Daha! Hadiii! ( 360 derece, hızlı hareketlerle sürekli hararetli bir şekilde dönen eller) 2. Diyalog -Bu kız yeni galiba. Baksana yavaş. Tın tın yapıyor işlemleri.(Yanındakine yüksek sesle söylüyor.) +Hoşgeldiniz. (Gülümse!) (İşlem biter. Ödeme yapılacağı esnada ) +348 lira 25 kuruş. – […]

The post Giderli Yazılar: Tamam Efendim Demeyeceğiz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

1. Diyalog

-Dıt… dıt… dıt…

+Biraz hızlı ol. Kuyruk uzadıkça uzuyor!

+Dıt. dıt. dıt.dıt.dıt

– Daha! Daha! Hadiii! ( 360 derece, hızlı hareketlerle sürekli hararetli bir şekilde dönen eller)

2. Diyalog

-Bu kız yeni galiba. Baksana yavaş. Tın tın yapıyor işlemleri.(Yanındakine yüksek sesle söylüyor.)

+Hoşgeldiniz. (Gülümse!)

(İşlem biter. Ödeme yapılacağı esnada )

+348 lira 25 kuruş.

– Aa biraz yavaşlar mısın?! Parayı çıkarmadım. Müşteri alma, eşyalarımı toparlamadım daha.

+İyi günler, teşekkürler. (Gülümse)

3. Diyalog

-Hoşgeldiniz. Sadece nakit ile ödeme alabiliyorum.

+ O niye? (Kızgın ve şaşkın)

– Sistemde arıza var hanımefendi, kredi kartıyla ödeme alamıyorum. Bu yüzden bu kasa nakit kasası.

+Beni ilgilendirmiyor, ben sıraya girmişim bir kere. Almak zorundasın. Nakit kasası ise yazsaydınız.

– Yazılı hanımefendi.

+Nereden göreceğim onu, anons geçin o zaman. Her şeye de cevap yetiştirme! Her şeye de bir cevabı var. Bu ne zıpçıktı, bu ne densiz kız. İşe ihtiyacı olan bir sürü insan var, çalışmak istemiyorsan niye çalışıyorsun? Adın ne senin?(!) Seni şikayet edeceğim, paramızla rezil oluyoruz, bu nasıl hizmet? Seni nereye şikayet edebilirim? Şefini göster bana!

(Nereye şikayet edebileceğini  bile kasiyere soruyor.)

(Sırada bekleyenler hem bana hem müşteriye bağırır.)

-Hadi uzatmayın!

-Sizi mi bekleyeceğiz!

– Sen de alttan al biraz, saygılı ol müşteriye!

-İşimiz var,bu ne böyle! Hadi hızlan!

Kasiyer ilk zamanlarda bu tepkiler karşısında ya aşırı duygusallaşır ya da aşırı kızgınlaşır, ama çok bir şey söyleyemez, gerçi söylese bile “müşteri her zaman haklıdır” ilkesi suratına çarpar. “Eğer paraya ihtiyacı varsa her hareketi sineye çeker” diyen şefler, hiçbir zaman işçinin yanında olmaz. Eğer bir sorun varsa bunun sorumlusu işçidir, çünkü “tamam efendim, sepet efendim” dememiştir ya da yeterince dememiştir. Çünkü şefler başlangıçta hakaret yiyen, horlanan kasiyerlerken; “daha fazla çalışıp, dişini tırnağına takıp, müşteriye her zaman ‘haklı’ olduğunu hissettirip, müdüre dalkavukluk yapıp” şef olma şerefine nail olur. Tırnaklarıyla kaza kaza aldığı bu statüyü kaybetmemek pahasına her şeyi yapabilir.

4. Diyalog

Şef: Hadi hızlan! Kasayı kapatma, molaya 1 saat geç çıksan ne olur, benim hatrıma. (yapmacık gülümseme)

Ben: Ama sabah 9’da geldim. Saat 3, zaten 6’da çıkacağım, daha hiçbir şey yemedim.

Şef: Öff be ne çıtkırıldım çıktın sen de! Tamam yarım saat daha çalış bari, bir kişi eksik çalışıyoruz, arkadaşınız hasta işe gelmedi bugün, onun yerine de çalışıyorsunuz, kaç defa dedim hasta olmayın diye!

Sıradakiler;

– Hadi ne çene çalıyorsunuz?

-Otopark saati geldi, hızlanır mısın biraz? Bak park parası ödersem sana ödetirim he! (sırıtır)

– Neymiş adın… Özge!, Özge Hanım lütfen müşterilerle ilgilenin!

Alınan müşteri sayısı: 646

Saat akşam 18.00

-Ben çıkabilir miyim?

-Hülya molaya çıktı, gelince çıkarsın.

1 saat sonra

-Aa sen çıkmadın mı? Hülya gelmedi mi? Bak görüyor musun arkadaşın seni hiç düşünmüyor. Molasına takmış, ben düşüneyim seni. Hadi çıkabilirsin, kasanı hızlı topla, oyalanma, fazla saat (mesai) çıkmasın.

Zamanımız bizim için değil, çalıştığımız iş yeri için harcanmalı. Zamanla yarışmalıyız, daha fazla müşteri geçirmeliyiz kasalardan, aynı maaşla (asgari ücret) daha fazla iş gücü, aldığımız maaşı “ hak etmeliyiz” , işe geç gitmemeliyiz, ama erken gidebiliriz. Niye? Patronlar daha fazla kazansın, şirket büyüdükçe büyüsün bir de biz daha fazla sömürülelim diye mi? Peki biz bu adaletsizliklere daha ne kadar “ tamam efendim” diyeceğiz?

Merve Demir – Süper Market Kasa İşçisi

Genç İşçi Derneği (GİDER)


Bu yazı yayımlandığında Dolar 6,41; Euro 7,32

The post Giderli Yazılar: Tamam Efendim Demeyeceğiz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/11/giderli-yazilar-tamam-efendim-demeyecegiz/feed/ 0
Giderli Yazılar: “İyi Günler Ben Şeyma, Nasıl Yardımcı Olabilirim? https://meydan1.org/2018/08/04/giderli-yazilar-iyi-gunler-ben-seyma-nasil-yardimci-olabilirim/ https://meydan1.org/2018/08/04/giderli-yazilar-iyi-gunler-ben-seyma-nasil-yardimci-olabilirim/#respond Sat, 04 Aug 2018 10:51:21 +0000 https://seninmedyan.org/?p=41409 “İyi günler ben Şeyma, nasıl yardımcı olabilirim? İyi günler ben… İyi gün… İyi….” Çaaat !! Yüzüme kapanan ve bazen sabırla kapanmasını beklediğim telefonlar;karşımdaki bağırır, küfreder, tehdit eder…   Altın kural: MÜŞTERİ HEP HAKLI!! Bense hep iyi günler dileyerek kaparım telefonu. İşe yeni girdiğimde, telefonun diğer ucunda her şeyi söyleme kudretine sahip müşterilere karşı sabrım daha […]

The post Giderli Yazılar: “İyi Günler Ben Şeyma, Nasıl Yardımcı Olabilirim? appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
“İyi günler ben Şeyma, nasıl yardımcı olabilirim?

İyi günler ben…

İyi gün…

İyi….”

Çaaat !!

Yüzüme kapanan ve bazen sabırla kapanmasını beklediğim telefonlar;karşımdaki bağırır, küfreder, tehdit eder…  

Altın kural: MÜŞTERİ HEP HAKLI!!

Bense hep iyi günler dileyerek kaparım telefonu.

İşe yeni girdiğimde, telefonun diğer ucunda her şeyi söyleme kudretine sahip müşterilere karşı sabrım daha yüksekti. Kayıt altına alınan her görüşmede ağzımdan tek bir yanlış kelime bile çıkmaması gerekirken, sinirlerim geriliyor ve sabrımın sınırlarını zorluyordum. Pek çok sektöre göre daha rahat olduğunu düşünerek girdiğim bu işin aslında hiç de “duyulduğu” gibi olmadığını fark etmem uzun sürmedi

Gün geçtikçe her diyalog daha dayanılmaz oldu ve  “iyi günler” dilemekten artık midem bulanır hale geldi.

Müşteri sanki bozuk ürünü üreten benmişim, sanki yetkili kişi benmişim gibi davranıyor. Arıyor, bağırıp çağırıyor; üstüne bir de beni şikayet edeceğini söyleyerek telefonu yüzüme kapatıyor.  O da aslında benim asgari ücretle çalışan bir işçi olduğumu biliyor da, bilmek işine gelmiyor. Çünkü onu kazıklayan patrona asla ulaşamıyor. Bilmem ne için 5’i tuşlayınız diyen telesekreter hiçbir zaman patrona yönlendirme yapmıyor.

O yüzden bozulan süpürgenin de, çalışmayan monitörün de, akıtan çamaşır makinesinin,motoru yanan saç kurutma makinesinin  ve hatta yanlış kesilen fişlerin, faturaların da sorumlusu benim. Ben, 7/24 arayıp içinizi dökebileceğiniz, stres dolu yaşantınızda sinirinizi çıkarabileceğiniz günah keçisiyim. Patronsa alt kattaki klimalı odasında şimdi ya kahvesini yudumluyordur ya da uyukluyordur.

Tabi, her işin bir püf noktası varmış meğer. Müşteri hep haklı ise, biz de bizi müşterinin haklılığı ile muhattap eden patronlara hakkını vermeliyiz…

-İyi günler, size nasıl yardımcı olabilirim?

-Müşteri: Bla…bla…bla.

-Tabi bir saniye sizi yetkilimize aktarıyorum.

Artık arkadaşlarla aramızda bir dil bile oluşturduk.

“TELEFON MU ÇALIYOR AKTAR GİTSİN, BİRAZ DA PATRONLAR DİNLESİN :)”

Genç İşçi Derneği (GİDER)

The post Giderli Yazılar: “İyi Günler Ben Şeyma, Nasıl Yardımcı Olabilirim? appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/04/giderli-yazilar-iyi-gunler-ben-seyma-nasil-yardimci-olabilirim/feed/ 0
Giderli Yazılar: “Sigaraya Neden Başladım?” – Genç İşçi Derneği https://meydan1.org/2018/08/03/giderli-yazilar-sigaraya-neden-basladim-genc-isci-dernegi/ https://meydan1.org/2018/08/03/giderli-yazilar-sigaraya-neden-basladim-genc-isci-dernegi/#respond Fri, 03 Aug 2018 14:15:54 +0000 https://seninmedyan.org/?p=41355 Ticaret meslek lisesinde okuyan bir liseli için iş hayatına atılma zamanının geldiği dönemdir. Lise 4’ün ikinci döneminde iş aramaya koyulur, “stajyer bir meslek liseli” olduğunuzdan “ne iş olursa yaparım” moduna girersiniz. Çünkü stajınızı tamamlamak, mezun olmanızın şartlarındandır. Staj dosyanızı yıl sonunda teslim eder ve sertifikalı bir köle olmaya aday olursunuz. İşte bu staj döneminde çalışmaya […]

The post Giderli Yazılar: “Sigaraya Neden Başladım?” – Genç İşçi Derneği appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Ticaret meslek lisesinde okuyan bir liseli için iş hayatına atılma zamanının geldiği dönemdir. Lise 4’ün ikinci döneminde iş aramaya koyulur, “stajyer bir meslek liseli” olduğunuzdan “ne iş olursa yaparım” moduna girersiniz. Çünkü stajınızı tamamlamak, mezun olmanızın şartlarındandır. Staj dosyanızı yıl sonunda teslim eder ve sertifikalı bir köle olmaya aday olursunuz.

İşte bu staj döneminde çalışmaya başladığınız iş yerinde “getir-götür departmanı”na bakar, ne denilirse yaparsınız. Çünkü dosyanıza küçük bir kara leke sürülürse sicilinize işleyecek ve iş bulmakta zorlanacaksınız.

Bu fırsatı gören müdür-patron ise elbette fırsatı kaçırmayıp sizi tehdit eder, ayak işlerini yaptırır, çay kahveyi yaptırır ve bunun karşılığında şikayetçi olmak yerine şükretmen gerektiğini, birçok öğrencinin açıkta kaldığını ve aslında sana da her an kapı önünün görünebileceğini hissettirir.

E bu kadar baskı varken kaçamaklar şart oldu! İş yokken boş durmanı istemeyen üstlerin toz aldırmaya, dosyaları düzenletmeye başlar, bu yüzden tuvalette uzun süre durma rekoruna koştum. Su içmek için sebilin başında ne kadar durursam bana kar olacağından günde 5 litre su tüketmeye başladım. Tabi bunların sonucunda günde en fazla 3 defa tuvalete gidilebileceği, herkesin yanında su termosu getirmesi getirebileceği söylendi ve su sebili kaldırıldı. Çünkü bu kaçamakları yapan yalnızca ben değildim. Tek kaçamak kaldı: “Sigara molası.”

Bir fırt, iki fırt… Ciğerim parçalanırcasına bir öksürük, sonrası alışkanlık. Önceleri sigarayı arkadaşlarımdan tek tük alırken bir zamandan sonra (sürekli otlanmanın ayıp olduğunu hissetmemden kaynaklı) paket almaya başladım. Derken tam anlamıyla sigaraya başladım.

Yemek molası haricinde mola kullanamazken sigara içmeye başladıktan sonra sigara molasına da çıkarak bir iki nefes alıyor, işe geri dönüyorum. Tabi stajyersen bu da üstlerinin gözüne batıyor, ama “sigara içenin halinden sigara içenin anlamasından dolayı” dayanışma gösteriyor:) Hatta patronlar çıkamazsan verimsiz çalışacağını düşünerek bu molalara göz yumuyor. Bu da biz işçilerin işine geliyor. En sonunda karlı çıkansa yine patronlar. 8 saatlik olması gereken iş gününde 5’er 10’ar dakikalık kaçamaklarımız bize 2’şer 3’er saat olarak “faiziyle” geri dönüyor.

“Reva mı bu?” diyor insan. “Çalışınca derdini unutursun” diyorlar ya; yalan! Derdine dert katıyorsun, derdinle başa çıkamıyorsun. Yak bir sigara!

Çözüm sigara değil, bu apaçık ortada. Bireysel olarak kendi bulduğun çözümler de pek fayda sağlamıyor. Çözüm bu dertlere sigara yakmak değil, çözüm bu dertleri bitirmek için mücadele etmek.

Betül Arslan – Ofis Çalışanı

Genç İşçi Derneği (GİDER)

The post Giderli Yazılar: “Sigaraya Neden Başladım?” – Genç İşçi Derneği appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/03/giderli-yazilar-sigaraya-neden-basladim-genc-isci-dernegi/feed/ 0