İdam – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Thu, 16 Apr 2020 16:36:59 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Suudi Arabistan, İspanyol Dansçıları Yaralayan Bir Kişiyi Öldürdü https://meydan1.org/2020/04/16/suudi-arabistan-ispanyol-danscilari-yaralayan-bir-kisiyi-oldurdu/ https://meydan1.org/2020/04/16/suudi-arabistan-ispanyol-danscilari-yaralayan-bir-kisiyi-oldurdu/#respond Thu, 16 Apr 2020 16:35:16 +0000 https://meydan.org/?p=57253 Euronews Türkçe’nin haberine göre Suudi Arabistan’da gösteri yapan İspanyol dansçıları bıçakla yaraladığı gerekçesiyle 33 yaşındaki Yemenli Emad Abdulkavi el-Mansuri’yi, perşembe günü idam etti. Riyad’daki Özel Ceza Mahkemesi, el-Mansuri’yi “göstericileri ve bir güvenlik görevlisini bıçaklama, halkı korkutma, milli güvenliğe ve Suudi Arabistan’daki eğlence sektörüne zarar vermeye çalışma” suçlarından mahkum etmişti. Geçtiğimiz yıl kasım ayında başkent Riyad’da […]

The post Suudi Arabistan, İspanyol Dansçıları Yaralayan Bir Kişiyi Öldürdü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Euronews Türkçe’nin haberine göre Suudi Arabistan’da gösteri yapan İspanyol dansçıları bıçakla yaraladığı gerekçesiyle 33 yaşındaki Yemenli Emad Abdulkavi el-Mansuri’yi, perşembe günü idam etti.

Riyad’daki Özel Ceza Mahkemesi, el-Mansuri’yi “göstericileri ve bir güvenlik görevlisini bıçaklama, halkı korkutma, milli güvenliğe ve Suudi Arabistan’daki eğlence sektörüne zarar vermeye çalışma” suçlarından mahkum etmişti.

Geçtiğimiz yıl kasım ayında başkent Riyad’da gösteri yapan İspanyol dansçı grubuna sahneye çıkarak bıçakla saldıran el-Mansuri, olay yerinde kolluk kuvvetlerince yakalanmıştı.

Mahkeme ayrıca, el-Mansuri’ye yardım ettiği gerekçesiyle ismi açıklanmayan bir başka kişiye de 12,5 yıl hapis cezası verdi. El-Mansuri ve arkadaşının Yemen’deki El Kaide liderinden emir aldığı iddia ediliyor.

The post Suudi Arabistan, İspanyol Dansçıları Yaralayan Bir Kişiyi Öldürdü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/04/16/suudi-arabistan-ispanyol-danscilari-yaralayan-bir-kisiyi-oldurdu/feed/ 0
Suudi Arabistan’da 2019’da 184 Kişi İdam Edildi https://meydan1.org/2020/01/15/suudi-arabistanda-2019da-184-kisi-idam-edildi/ https://meydan1.org/2020/01/15/suudi-arabistanda-2019da-184-kisi-idam-edildi/#respond Wed, 15 Jan 2020 08:21:54 +0000 https://meydan.org/?p=53391 İnsan hakları kuruluşu Reprieve tarafından yayımlanan rapora göre, Suudi Arabistan’da 2019 yılında 184 kişi idam edildi. Kuruluşun Suudi hükümeti tarafından ilan edilen idamların kayıtlarını tutmaya başladığı 2015 yılından bu yana idam sayısında artış yaşandı, 2019’da ise idam sayısı son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. 2014 yılında 88 kişi, 2015’te 157 kişinin idam edildiği Suudi Arabistan’da […]

The post Suudi Arabistan’da 2019’da 184 Kişi İdam Edildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İnsan hakları kuruluşu Reprieve tarafından yayımlanan rapora göre, Suudi Arabistan’da 2019 yılında 184 kişi idam edildi.

Kuruluşun Suudi hükümeti tarafından ilan edilen idamların kayıtlarını tutmaya başladığı 2015 yılından bu yana idam sayısında artış yaşandı, 2019’da ise idam sayısı son yılların en yüksek seviyesine ulaştı.

2014 yılında 88 kişi, 2015’te 157 kişinin idam edildiği Suudi Arabistan’da bu sayı geçtiğimiz yıla kadar sabit kalırken 2019’da 184’e çıktı.

Çin, İran, Vietnam ve Irak’la birlikte son yıllarda en çok idam gerçekleştiren 5 devletten biri olan Suudi Arabistan’da 2020 yılında ise bugüne dek 4 kişi idam edildi.

The post Suudi Arabistan’da 2019’da 184 Kişi İdam Edildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/01/15/suudi-arabistanda-2019da-184-kisi-idam-edildi/feed/ 0
Sudan’da Tecavüzcüyü Öldüren Kadına İdam Cezası https://meydan1.org/2018/05/11/sudanda-tecavuzcu-kocayi-olduren-kadina-idam-cezasi/ https://meydan1.org/2018/05/11/sudanda-tecavuzcu-kocayi-olduren-kadina-idam-cezasi/#respond Fri, 11 May 2018 06:30:53 +0000 https://seninmedyan.org/?p=37478 Sudan’da Nura Hüseyin 16 yaşından üç yıl önce zorla evlendirildiği kişiden, evden kaçmış teyzesine sığınmıştı. Fakat Nura bir şekilde kandırılarak evine  dönmek zorunda kalmıştı. Evine döndüğünde ise evlendiği kişi ve kuzenlerinin ‘yardımıyla’ tecavüze uğradı. Bir sonraki gün Nura tecavüz eden kocayı bıçaklayarak öldürdü. Geçtiğimiz  perşembe günü Sudan’da Şeriat Mahkemesi kocasını öldürmekten suçlu bulunan Nura Hüseyin […]

The post Sudan’da Tecavüzcüyü Öldüren Kadına İdam Cezası appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Sudan’da Nura Hüseyin 16 yaşından üç yıl önce zorla evlendirildiği kişiden, evden kaçmış teyzesine sığınmıştı. Fakat Nura bir şekilde kandırılarak evine  dönmek zorunda kalmıştı.
Evine döndüğünde ise evlendiği kişi ve kuzenlerinin ‘yardımıyla’ tecavüze uğradı. Bir sonraki gün Nura tecavüz eden kocayı bıçaklayarak öldürdü.
Geçtiğimiz  perşembe günü Sudan’da Şeriat Mahkemesi kocasını öldürmekten suçlu bulunan Nura Hüseyin idam cezasına çarptırdı.
Sudan’da birçok tepki gören kararın avukatların temyizi için 15 gün olduğu belirtildi.

 

The post Sudan’da Tecavüzcüyü Öldüren Kadına İdam Cezası appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/05/11/sudanda-tecavuzcu-kocayi-olduren-kadina-idam-cezasi/feed/ 0
Devletin Sempatiklik Maskesi – Mercan Doğan https://meydan1.org/2018/03/01/devletin-sempatiklik-maskesi-mercan-dogan/ https://meydan1.org/2018/03/01/devletin-sempatiklik-maskesi-mercan-dogan/#respond Thu, 01 Mar 2018 12:57:05 +0000 https://test.meydan.org/2018/03/01/devletin-sempatiklik-maskesi-mercan-dogan/   Sempati; başkalarının özellikle acılarını, sıkıntılarını anlama, ilgilenme ve onların duygularını paylaşma yetisidir. Kişinin duygu ve düşüncelerini hiç sorgulamadan, haklı olup olmadığına bakmadan aynı duygu ve düşüncede olmak, ona katılmaktır. Çocukların çoğunda doğuştan geldiği ve 4 yaş civarında geliştiği söylenir; en çok da sıkıntıda olanları teselli etme gibi davranışlarda kendini gösterir. Gündelik dilde ise iki […]

The post Devletin Sempatiklik Maskesi – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
 

Sempati; başkalarının özellikle acılarını, sıkıntılarını anlama, ilgilenme ve onların duygularını paylaşma yetisidir. Kişinin duygu ve düşüncelerini hiç sorgulamadan, haklı olup olmadığına bakmadan aynı duygu ve düşüncede olmak, ona katılmaktır. Çocukların çoğunda doğuştan geldiği ve 4 yaş civarında geliştiği söylenir; en çok da sıkıntıda olanları teselli etme gibi davranışlarda kendini gösterir. Gündelik dilde ise iki kişiyi birbirine çeken eğilim, bir kimsenin bir başka kimseye karşı beslediği sıcak ve içten duygu anlamında kullanılır.

Sempatik; kişide bu sıcak, içten duyguları uyandıran ve sevimli şeyleri tanımlamakta kullanılan bir sıfattır.

Peki devletin sempatikliği derken kastedilen nedir?

Devletin Sempati Maskesi

Devlet çocuklara yönelik cinsel işkenceden o kadar rahatsızdır ki “kimyasal hadım”ı ve “idam”ı gündem eder. Çocuğa sempati duyuyormuşçasına “Kim ki çocukların hakkını, hukukunu inkar ve imha etmeye kalkıyorsa, ya anasından doğduğuna pişman edilmeli ya da kurulacak bir darağacında boğazına yağlı urgan dolanmalıdır.” açıklamaları yapılır. Gerçekten rahatsız olduğu için mi, yoksa?

Cezanın caydırıcılığı tartışmaları önemli bir yerde dursa da bir kenara bırakalım; mahkemelerde yargılama çocuktan yana yapılmıyor ki. Çocuğun doğruyu söyleyip söylemediği, “rıza”sının olup olmadığı; cinsel işkencecinin yaptıklarından çok konuşuluyor. (Ki 2016 yılında 12 yaşındaki çocukların “rıza”sının yasalaştırılmaya çalışıldığı meclis komisyonları gördük. Cinsel işkencecinin evlilik yoluyla affını öngören yasa tasarısı, kadınların mücadelesiyle geri çekilmişti.) Yargı süreci işleyecek olsa dahi cinsel işkenceye uğrayan çocukların yüzde kaçı yaşadıklarını anlatıyor ya da sorun zaten cinsel işkencenin kimi zaman aile tarafından, çoğu zamansa bizzat devlet eliyle örtbas edilmiyor mu?

Bu arada geçtiğimiz Ocak ayında da Diyanet İşleri Başkanlığı resmi sitesinde yer alan Dini Kavramlar Sözlüğü’nde “buluğ” tanımını yaparken “Kızlar 9, erkekler 12 yaşında buluğ çağına girer”; “nikah” tanımını yaparken “Buluğ çağına giren kişiler evlenebilir” ifadelerinin kullanılmasının, “çocuklara yönelik cinsel işkenceye teşvik” olduğunu görmezden gelerek gündeme dönelim. Sahi, “istismarcı” olduğu iddia edilen meclis çalışanı hala görevde, değil mi?

Devletin, cinsel işkenceye uğrayan “çocukları koruma” maskesiyle dillendirdiği hadımın, “zina yapanları” da kapsaması konuşuluyor. Yani çocuğa yönelik cinsel işkence ile evli olmayan iki yetişkin birey arasındaki cinsellik bir tutuluyor. Yani bir yandan cinselliğin tabu olma durumu pekiştirilirken diğer yandan cinsel işkence “cinsellik” olarak öneriliyor. Aynı maske ile dillendirilen idamın ise “teröristleri” de kapsaması konuşuluyor; yani iktidarın tarafında olmayan herkesi…

Zamanında Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın söylediği, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın uygulamaya çalıştığı “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.” politikası da oldukça sempatik. Devlet, ceninin yaşama potansiyelini ne kadar da önemsiyor. Tecavüze uğrayan kadının yaşamı ne olacak? Hakları yenmesin, onu da düşünüyorlar. Ve diyorlar ki “Tecavüzcüsüyle evlensin. Belki de sevecek zamanla. Başında erkek olmadan ne yapacak?” Kadının mağduriyetlerini de ortadan kaldırmaya çalışıyormuş gibi görünüp tecavüzü bir kez daha meşrulaştırıyor.

Jinekoloji muayenelerimizi bütün detaylarıyla kaydeden devlet ne kadar da sempatik, değil mi? İleride bir sağlık problemi yaşadığımızda geçmişteki verilere kolayca ulaşarak tedavi olabileceğiz. Hadi evli olmayanlarımızın ailelerine jinekoloji muayene sonuçlarımızın mesajla gönderilmesine de gülün dikeni diyelim. Hamile bırakılan 115 çocuğun kayıt altına alınmamış olmasını nasıl maskeleyecekler ki?

Tecavüzcüleri, cinsel işkencecileri cezalandırmayı bu kadar gündemleştiren sempatik devletin kendisine tecavüz eden erkeğin kafasını kesen Nevin’i ve diğer kadınları ağırlaştırılmış müebbetle yargılamayı sürdürmesi, sempatinin maskeden başka bir şey olmadığını bir kez daha kanıtlayan bir gerçektir.

Devletin, dönemin gündemlerine göre değiştirdiği sempati maskesi sempatik değil tiksinti vericidir. Yazının başında tanımını yaptığımız “sempati” kelimesi, Antik Yunan dilindeki “sympátheia: birlikte acı çekmek”ten gelir. Devlet bu kadar sempati duyuyorsa, acıyı neden birlikte çekmiyoruz da sadece biz çekiyoruz, o çekmiyor? Acının kaynağı olan devletin, acımızı gerçekten paylaşması mümkün değildir.

Maskeyi Düşürmek

Yaşanan gelişmelere bütünsel ve eleştirel bir gözle bakılıp deneyim çıkarmak, çözüm üretmek amaçlanmazsa; devletin kadın düşmanı politikalarının her biri tek başına olumsuz görünmeyebilir.

Devlet için bu sempati maskesi, propaganda malzemesi ya da başka gündemlerin kılıfıdır. Günden güne artan çocuk yaşta evlendirme fetvalarını, kadını eve kapama merakını, değersizleştirme çabalarını, giyime kuşama dahi doğrudan müdahaleyi, baskıyı, şiddeti, taciz, tecavüz, çocuklara cinsel işkence ve kadın katliamlarını silikleştirme çabasıdır. Kendi yarattığı, geliştirdiği, teşvik ettiği, öğrettiği kötülüklere uyanları, kendi çerçevesinde en ağır şekilde cezalandırıyorMUŞ gibi yaparak kendisini aklama ve yaptıklarını meşrulaştırma gayretidir. Toplumun hassasiyetlerini kullanarak bireylerin vicdanını rahatlatmak, “Devlet görevini yeterince yapıyor.” dedirtmek içindir. Evet devlet görevini yapıyor, devletin görevi tam da budur.

Bu topraklarda kadın olmak gün geçtikçe zorlaşırken düşlediğimizi eyleyebilmek için biz kadınlara düşense devletin maskesini düşürmektir.

Mercan Doğan

[email protected]

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 44. sayısında yayınlanmıştır.

The post Devletin Sempatiklik Maskesi – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/03/01/devletin-sempatiklik-maskesi-mercan-dogan/feed/ 0
Çocuklara İdam İpi Veren Öğretmene “Ağır ” Ceza: Kınama https://meydan1.org/2017/04/28/cocuklara-idam-ipi-veren-ogretmene-agir-ceza-kinama/ https://meydan1.org/2017/04/28/cocuklara-idam-ipi-veren-ogretmene-agir-ceza-kinama/#respond Fri, 28 Apr 2017 14:12:22 +0000 https://seninmedyan.org/?p=3659 İstanbul Başakşehir’de bulunan TOKİ Osmangazi İlköğretim Okulu 3. sınıf öğrencilerine idam ipi vererek fotoğraflarını yayınlayan Aydın Erkmen adlı öğretmene kınama “cezası” verildi.Öğretmene kınama verildiği Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın, HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın soru önergesine verdiği yanıtla ortaya çıktı. Olay geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleşmiş,öğrencilerinin eline “idam ipi” vererek çektirdiği fotoğrafı Facebook hesabından paylaşan Aydın […]

The post Çocuklara İdam İpi Veren Öğretmene “Ağır ” Ceza: Kınama appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İstanbul Başakşehir’de bulunan TOKİ Osmangazi İlköğretim Okulu 3. sınıf öğrencilerine idam ipi vererek fotoğraflarını yayınlayan Aydın Erkmen adlı öğretmene kınama “cezası” verildi.Öğretmene kınama verildiği Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın, HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş’ın soru önergesine verdiği yanıtla ortaya çıktı.

Olay geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleşmiş,öğrencilerinin eline “idam ipi” vererek çektirdiği fotoğrafı Facebook hesabından paylaşan Aydın Erkmen isimli ‘öğretmen’ “Ya devlet başa Ya kuzgun leşe… Başkaaaan…! Adalet istiyoruz” diye yazmıştı.

The post Çocuklara İdam İpi Veren Öğretmene “Ağır ” Ceza: Kınama appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/04/28/cocuklara-idam-ipi-veren-ogretmene-agir-ceza-kinama/feed/ 0
Zaman Aşımına 4 Dakika Kala, “Zehir Elde Kalmasın Diye” İnfaz! https://meydan1.org/2017/04/22/zaman-asimina-4-dakika-kala-zehir-elde-kalmasin-diye-infaz/ https://meydan1.org/2017/04/22/zaman-asimina-4-dakika-kala-zehir-elde-kalmasin-diye-infaz/#respond Sat, 22 Apr 2017 18:47:44 +0000 https://seninmedyan.org/?p=2825 “Suçluları caydırmak gerekçesiyle” günümüzde bazı devletler tarafından uygulanan “legal” devlet cinayeti idam cezası ve infazında son örnek ABD’de yaşandı. ABD’de cinayetten idama mahkum edilen Ledell Lee adlı mahkumun cezası, cezanın zaman aşımına uğramasına 4 dakika kala infaz edildi ABD’nin Arkansas eyaletinde cinayet suçundan idama mahkum edilen Ledell Lee , cezasının zaman aşımına uğramasına 4 dakika […]

The post Zaman Aşımına 4 Dakika Kala, “Zehir Elde Kalmasın Diye” İnfaz! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

“Suçluları caydırmak gerekçesiyle” günümüzde bazı devletler tarafından uygulanan “legal” devlet cinayeti idam cezası ve infazında son örnek ABD’de yaşandı.

ABD’de cinayetten idama mahkum edilen Ledell Lee adlı mahkumun cezası, cezanın zaman aşımına uğramasına 4 dakika kala infaz edildi
ABD’nin Arkansas eyaletinde cinayet suçundan idama mahkum edilen Ledell Lee , cezasının zaman aşımına uğramasına 4 dakika kala idam edildi. 51 yaşındaki Lee, 1993’te Debra Reese adlı kadını katlettiği için idama mahkum edilmişti.Ancak Lee’nin infazındaki bazı önemli ve etkilyeci “detaylar” göze çarpıyordu.

Arkansas eyaleti yöneticileri zehirli iğne infazlarında kullanılan ilaçların son kullanma sürelerinin Nisan ayı sonunda dolacak olması nedeniyle, Lee’nin de aralarında olduğu 8 idam mahkumunun cezalarının infazını birkaç gün içerisinde gerçekleştirme kararı almıştı. Ancak yerel mahkeme, mahkumlardan ikisinin infazlarını son dakika kararıyla durdurmuştu.

İlaç şirketleri, son yıllarda büyük tartışma konusu olan zehirli iğneyle yapılan infazlar için cezaevlerine ilaç tedarik etmeyeceklerini açıklamıştı. Eyalet yetkilileri ise, “ellerindeki ilaçları kullanabilmek için” 12 yıldır uygulanmayan idam cezalarını bir an önce gerçekleştirmek istiyordu.

 

The post Zaman Aşımına 4 Dakika Kala, “Zehir Elde Kalmasın Diye” İnfaz! appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/04/22/zaman-asimina-4-dakika-kala-zehir-elde-kalmasin-diye-infaz/feed/ 0
“Terörün Eğitimi Eğitimin Terörü” – Şeyma Çopur, Meltem Çuhadar https://meydan1.org/2017/02/26/terorun-egitimi-egitimin-teroru-seyma-copur-meltem-cuhadar/ https://meydan1.org/2017/02/26/terorun-egitimi-egitimin-teroru-seyma-copur-meltem-cuhadar/#respond Sat, 25 Feb 2017 22:08:39 +0000 https://test.meydan.org/2017/02/26/terorun-egitimi-egitimin-teroru-seyma-copur-meltem-cuhadar/ TERÖRÜN EĞİTİMİ Devlet, dönemsel stratejilerini ve kendi propagandasını her alanda, türlü yollarla bizlere aşılamaya çalışır. Devletin bu propagandalarına izlediğimiz televizyonla, okuduğumuz gazetelerle, özellikle neredeyse her gün gittiğimiz okullarda öğretmenlerle, müdürlerle, disiplin kurullarıyla maruz bırakılıyoruz. İktidarın idamı gündeme getirdiği bir dönemde, ilkokula giden arkadaşımızın karne günü yaptığı bir röportajda “Cumhurbaşkanı olup idamı getireceğim; darbecileri idam edeceğim” […]

The post “Terörün Eğitimi Eğitimin Terörü” – Şeyma Çopur, Meltem Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

TERÖRÜN EĞİTİMİ

Devlet, dönemsel stratejilerini ve kendi propagandasını her alanda, türlü yollarla bizlere aşılamaya çalışır. Devletin bu propagandalarına izlediğimiz televizyonla, okuduğumuz gazetelerle, özellikle neredeyse her gün gittiğimiz okullarda öğretmenlerle, müdürlerle, disiplin kurullarıyla maruz bırakılıyoruz.

İktidarın idamı gündeme getirdiği bir dönemde, ilkokula giden arkadaşımızın karne günü yaptığı bir röportajda “Cumhurbaşkanı olup idamı getireceğim; darbecileri idam edeceğim” demesi de işte bu yüzden bizleri şaşırtmadı. Çünkü özellikle 15 Temmuz sonrası devletin hemen herkeste oluşturmak istediği düşünce buydu; her okulda dağıtılan “Teröre karşı milletiz” kitapçıkları, yapılan 15 Temmuz anmaları ve öğretmenlerin derslerde sürekli olarak bu konuyu işlemesi birer örnekti. İktidarla aynı düşüncede olan bir öğretmenin öğrencilerin eline verdiği idam ipiyle çektirdiği fotoğraflarsa, bahsettiğimiz bu propagandanın boyutunu apaçık gösteriyordu.

EĞİTİMİN TERÖRÜ

Okula girdiğimiz andan itibaren eğitimin terörüyle karşılaşırız. Okul bahçesinde girdiğimiz nizami sırada, okuduğumuz marşlarda ve yapılan törenlerde, terörün bir parçası olmak için yemin ettiriliriz. Dört duvar arasında sıkışıp kaldığımız odalarda öğretilen her bilgi, bizleri devletin terörüne entegre etmek içindir. İsteyip istemediğimiz sorulmadan bize öğretilen her bilgi, birçok şeyin algılarımızda kalıcı yerler edinmesine sebep olur.

Eğer tüm okul yaşantımız boyunca Türk olmak bizlere övülmeseydi, düşman diye öğretilenler dost olarak öğretilseydi, savaşlarda ölmenin kutsal olduğu saçmalığı söylenmeseydi; şu anda doğru bildiklerimiz tamamen bir yanlıştan ibaret olmaz mıydı?

Bu sorunun cevabı çok basit. Henüz doğru ve yanlışın ne olduğunu sorgulamadığımız yaşlardan beri bizlere öğretilen bilgiler, doğal ki algılarımıza hatta karakterlerimize kadar işler. Toplumu oluşturan her bireyin bu bilgelere maruz kalmasıyla, toplumun genelinin algısı ve ilişki biçimi iktidarın istediğince belirlenir. Dolayısıyla nefret ilk öğrenildiğinde kişinin bir başkasına hissettiği bir duyguyken; bunun yayılmasıyla toplum, kendinden olmayan herkese ve her şeye öfkeyle bakmaya, nefret duymaya başlar.

Algılarımızın ve eylemlerimizin böylesine belirlendiği ve iktidarın çıkarları doğrultusunda şekillendirildiği bir sistemde sınıfta halay çeken öğrencilerin ceza alması da, istiklal marşını okumayanların okuldan atılması da, henüz ilkokula giden bir çocuğun idamı istemesi de meşrulaşır. Bunun karşısında anadilini konuşmak isteyenler; yaşadığı adaletsizliklere tepki gösterenler; yaşamı ve özgürlüğü için bir araya gelenler de anormalleşmeye; yukarıda bahsettiğimiz nefretin odağı haline gelmeye başlar.

Ancak toplumsal tüm alanlarımızda giderek örgütlenen bu nefret ve şiddet, artık herkese değebilme potansiyeline sahip. Yaşam alanlarını savunanları görmezden gelenler artık kentsel dönüşüm bahanesiyle evlerinden bir gecede atılabilir; erkeğin kadını baskılamasına sessiz kalanlar, günün birinde bindikleri bir otobüste tacize maruz kalabilir; savaşı meşru görenler, bir gün savaş politikalarıyla yaşamlarını yitirebilir…

İktidarın baskısına, devletin terörüne karşı direnmek ve adaletsizliklere karşı mücadele etmek, bahsettiğimiz şiddetten ve nefretten kurtulabilmenin tek yoludur. Bizleri maruz kaldığımız adaletsizliklere karşı direndiğimiz için “anormal” ilan edenlere, terörün eğitimiyle tektipleştirmek isteyenlere, eğitim terörüyle sindirmeye çalışanlara karşı varolabilmek ancak direnmekle mümkündür.

Şeyma Çopur – Meltem Çuhadar

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 36. sayısında yayınlanmıştır.

The post “Terörün Eğitimi Eğitimin Terörü” – Şeyma Çopur, Meltem Çuhadar appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/02/26/terorun-egitimi-egitimin-teroru-seyma-copur-meltem-cuhadar/feed/ 0
Ne İdam Ne Hadım https://meydan1.org/2015/03/11/ne-idam-ne-hadim/ https://meydan1.org/2015/03/11/ne-idam-ne-hadim/#respond Wed, 11 Mar 2015 08:20:10 +0000 https://test.meydan.org/2015/03/11/ne-idam-ne-hadim/ Devlet ve erkek egemen sistem arasındaki ilişkinin birbiriyle ne kadar iç içe geçmiş olduğunu anlamak için, Özgecan’ın katiline ne yapalım tartışmalarına bakmak kafi olacaktır. Meselenin aslını anlamamıza izin vermeden yapılan algı manipülasyonu devletin savunma mekanizmasıdır. Erkek şiddetinin üreticisi devletin bürokratlarının, Özgecan’ın katli üzerinden geliştirdikleri refleksleri, içerisinde bulunulan erkek yapıyı anlamak adına önem taşıyor. Tabi akıllara […]

The post Ne İdam Ne Hadım appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

1013_1

Devlet ve erkek egemen sistem arasındaki ilişkinin birbiriyle ne kadar iç içe geçmiş olduğunu anlamak için, Özgecan’ın katiline ne yapalım tartışmalarına bakmak kafi olacaktır. Meselenin aslını anlamamıza izin vermeden yapılan algı manipülasyonu devletin savunma mekanizmasıdır. Erkek şiddetinin üreticisi devletin bürokratlarının, Özgecan’ın katli üzerinden geliştirdikleri refleksleri, içerisinde bulunulan erkek yapıyı anlamak adına önem taşıyor.

Tabi akıllara öncelikle, erkek devletin en başındakinin söyledikleri geliyor; kadınların erkeğe emanet oluşu… Meclis Başkanından Enerji Bakanına, Adalet Komisyonu Başkanından ana muhalefetine erkek egemen sistemin bürokratları “idam”ın bir çözüm olarak tartışılması gerektiğini vurguladı.

Erkek şiddetini engellemeye yönelik bu akıllara zarar formül ekonomiden sorumlu bakan tarafından önerildi.

Tabi bir de eski Aileden Sorumlu Devlet Bakanı’nın daha modern bir yöntem olarak sunduğu “hadım” önerisi vardı.

Tartışmaların algı manipülasyonu olduğu aşikardı. Aynı senaryo bundan önceki kadın katliamlarında da oynandı. Çözüm olarak sunulanlar, erkek şiddetine yönelik olması bir kenara, problemi tekrar ve tekrar üretmeye neden olacak cinsten. Erkek şiddetine erkek aklıyla çözüm arayanlar, erkek olmanın sadece biyolojik bir durum olmadığını defalarca göstermiş oldu.

İdam ve hadım gibi öneriler, gerçekte erkek şiddetini normalleştirirken, hem devlet ve erkek şiddeti arasındaki ilişkiyi görünmez kılıyor, hem de şiddet üreten politikaların ve uygulamalarının üstünü kapıyor. Tartışmalar erkek şiddetinin varlığına odaklanmaktan ziyade, bilinçli bir şekilde idam/hadım gibi tali tartışmalara çekiliyor. Dahası erkek şiddetinin somutlaştığı mecra olarak beden, böylelikle devlet eliyle disipline edilmesi gereken bir şey olarak tekrar anlamlandırılıyor.

Evet, devletin bu süreçte yaptığı şey tam da bu bedenlerin disipline edilmesi.

Aslında bedene yönelik bu tartışmalardaki gizli gündem olan insan bedeni üzerinde hak iddia etme, gerçek gündemden uzak tutularak topluma yedirilmeye çalışılıyor. Aynı erkek iktidarın kadın bedeni üzerinde iddia ettiği hak, modern devletin tahakkümü altında bulunan bireylerin bedenleri üzerinde de iddia ediliyor. Modern devletin beden politikalarının mantığı buna dayanıyor.

Cezalandırma, cinsellik, sağlık, yaşam ve ölüm gibi kavramlar erkek devletin bu politikasıyla, insan bedeni disipline edilmeye, uysallaştırılmaya ve kapitalist sistem için daha uyumlu ve verimli hale getirilmeye çalışılıyor.

Modern devlet egemenliği, meşruiyetten önce şiddet kullanma tekelinden alır. Erkekliğin sürekli bir biçimde devlet denen mekanizmanın döngüsünde üretildiği yer de tam burasıdır.

Yok edilmesi gereken erkeklik işte tam buradadır!

 

Dilara Yaman

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 25. sayısında yayımlanmıştır.

The post Ne İdam Ne Hadım appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/03/11/ne-idam-ne-hadim/feed/ 0