idlip – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Mon, 17 Feb 2020 08:09:32 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Dolar, Aylar Sonra Yeniden 6 Liranın Üzerinde Seyrediyor https://meydan1.org/2020/02/17/dolar-aylar-sonra-yeniden-6-liranin-uzerinde-seyrediyor/ https://meydan1.org/2020/02/17/dolar-aylar-sonra-yeniden-6-liranin-uzerinde-seyrediyor/#respond Mon, 17 Feb 2020 08:09:28 +0000 https://meydan.org/?p=54751 Geçen hafta en son Mayıs 2019’da görülen 6,0650’ye kadar yükselen dolar kuru, yeni haftaya da 6,05’in üzerinde başladı. Doların bu seviyelerde seyretmesinde başlıca nedenin TC’nin Suriye politikası olduğu ifade edilirken küresel piyasalarda koronavirüs salgınının etkilerinin olduğu ifade ediliyor. Koronavirüs salgınına yönelik gelişmelerden daha çok etkilenen Asya piyasalarında Japonya ekonomisinin son 5 yılın en kötü performansını sergilemesi küresel piyasaları olumsuz etkiliyor. […]

The post Dolar, Aylar Sonra Yeniden 6 Liranın Üzerinde Seyrediyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Geçen hafta en son Mayıs 2019’da görülen 6,0650’ye kadar yükselen dolar kuru, yeni haftaya da 6,05’in üzerinde başladı.

Doların bu seviyelerde seyretmesinde başlıca nedenin TC’nin Suriye politikası olduğu ifade edilirken küresel piyasalarda koronavirüs salgınının etkilerinin olduğu ifade ediliyor.

Koronavirüs salgınına yönelik gelişmelerden daha çok etkilenen Asya piyasalarında Japonya ekonomisinin son 5 yılın en kötü performansını sergilemesi küresel piyasaları olumsuz etkiliyor. Başkanlar Günü nedeniyle ABD piyasaları bugün kapalı olacak. 

The post Dolar, Aylar Sonra Yeniden 6 Liranın Üzerinde Seyrediyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/02/17/dolar-aylar-sonra-yeniden-6-liranin-uzerinde-seyrediyor/feed/ 0
Suriye Devlet Ajansı, TC’nin İdlip’e Mühimmat Gönderdiğini İddia Etti https://meydan1.org/2019/08/19/suriye-devlet-ajansi-tcnin-idlipe-muhimmat-gonderdigini-iddia-etti/ https://meydan1.org/2019/08/19/suriye-devlet-ajansi-tcnin-idlipe-muhimmat-gonderdigini-iddia-etti/#respond Mon, 19 Aug 2019 09:28:09 +0000 https://seninmedyan.org/?p=47591 Suriye Haber Ajansı (SANA), TSK’ye ait mühimmat dolu bir konvoyun, İdlip eyaletine bağlı Han Şeyhun beldesinde “hükümet güçlerine karşı savaşan muhaliflere yardım için” Suriye’nin kuzeybatısına girdiğini duyurdu. SANA, Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın bir yetkilisinin, “Bu saldırganlık, Suriye ordusunun İdlip ve başka yerlerde teröristlerin kalıntılarını yok etme yolundaki kararlılığını etkilemeyecek.” şeklindeki açıklamasına yer verdi. Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib […]

The post Suriye Devlet Ajansı, TC’nin İdlip’e Mühimmat Gönderdiğini İddia Etti appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Suriye Haber Ajansı (SANA), TSK’ye ait mühimmat dolu bir konvoyun, İdlip eyaletine bağlı Han Şeyhun beldesinde “hükümet güçlerine karşı savaşan muhaliflere yardım için” Suriye’nin kuzeybatısına girdiğini duyurdu.

SANA, Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın bir yetkilisinin, “Bu saldırganlık, Suriye ordusunun İdlip ve başka yerlerde teröristlerin kalıntılarını yok etme yolundaki kararlılığını etkilemeyecek.” şeklindeki açıklamasına yer verdi.

Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib ili, savaşın başından bu yana cihatçıların kalesi olarak biliniyor. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib’in merkezi, Mart 2015’te cihatçıların kontrolüne geçti ve cihatçıların elindeki son büyük şehir olduğu biliniyor.

The post Suriye Devlet Ajansı, TC’nin İdlip’e Mühimmat Gönderdiğini İddia Etti appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/08/19/suriye-devlet-ajansi-tcnin-idlipe-muhimmat-gonderdigini-iddia-etti/feed/ 0
İstanbul’dan İdlip’e Sınır Dışı Edilen Göçmen Sınırda Vurularak Öldürüldü https://meydan1.org/2019/08/07/istanbuldan-idlipe-sinir-disi-edilen-gocmen-sinirda-vurularak-olduruldu/ https://meydan1.org/2019/08/07/istanbuldan-idlipe-sinir-disi-edilen-gocmen-sinirda-vurularak-olduruldu/#respond Wed, 07 Aug 2019 16:09:22 +0000 https://seninmedyan.org/?p=47530 İstanbul’a kayıtlı geçici koruma belgesi  bulunan biri 5 aylık olmak üzere üç çocuk babası olan Hişam Muhammed, geçtiğimiz ay İdlip’e gönderilmişti. Muhammed, ailesinin yanına dönmek isterken sınırda vuruldu. Babası, kardeşleri, eşi, üç çocuğu ve ölen amcasının eşi ve çocuklarıyla birlikte İstanbul Bağcılar’da bir ev kiralayan Hişam, üç aileye bakmaya çalışıyordu. Mayıs ayında evinde gözaltına alınan Hişam […]

The post İstanbul’dan İdlip’e Sınır Dışı Edilen Göçmen Sınırda Vurularak Öldürüldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İstanbul’a kayıtlı geçici koruma belgesi  bulunan biri 5 aylık olmak üzere üç çocuk babası olan Hişam Muhammed, geçtiğimiz ay İdlip’e gönderilmişti. Muhammed, ailesinin yanına dönmek isterken sınırda vuruldu.

Babası, kardeşleri, eşi, üç çocuğu ve ölen amcasının eşi ve çocuklarıyla birlikte İstanbul Bağcılar’da bir ev kiralayan Hişam, üç aileye bakmaya çalışıyordu. Mayıs ayında evinde gözaltına alınan Hişam Muhammed 19 Haziran’da ise Suriye’nin İdlib kentine sınır dışı edilmişti.

Suriye ordusunun ateşkesi bozduğu gün çocuklarının yanına dönmeye karar verdi. 5 Ağustos’ta Türkiye sınırına kaçak yollarla ilerlemeye çalışırken üstüne açılan ateş sonucu Hişam el Muhammed hayatını kaybetti.

 

The post İstanbul’dan İdlip’e Sınır Dışı Edilen Göçmen Sınırda Vurularak Öldürüldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/08/07/istanbuldan-idlipe-sinir-disi-edilen-gocmen-sinirda-vurularak-olduruldu/feed/ 0
İdlib’de Bomba Yüklü Araçlarla Çifte Saldırı: En Az 15 Can Kaybı https://meydan1.org/2019/02/18/idlibde-bomba-yuklu-araclarla-cifte-saldiri-en-az-15-can-kaybi/ https://meydan1.org/2019/02/18/idlibde-bomba-yuklu-araclarla-cifte-saldiri-en-az-15-can-kaybi/#respond Mon, 18 Feb 2019 15:19:23 +0000 https://seninmedyan.org/?p=46467 Suriye’nin İdlib kentinde art arda gerçekleştirilen intihar saldırılarında en az 15 kişi yaşamını yitirirken 80 kişi de yaralandı. Saldırı, saat 15:30 sularında şehrin en işlek caddesi olan Kubur Caddesi’nde bomba yüklü iki araç ile gerçekleştirildi. Park halinde bulunan bir araç patlatıldıktan sonra yaralılara yardım etmeye çalışan sağlık çalışanları, motorsikletle yapılan ikinci saldırının hedefi oldu. ادلب […]

The post İdlib’de Bomba Yüklü Araçlarla Çifte Saldırı: En Az 15 Can Kaybı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Suriye’nin İdlib kentinde art arda gerçekleştirilen intihar saldırılarında en az 15 kişi yaşamını yitirirken 80 kişi de yaralandı.

Saldırı, saat 15:30 sularında şehrin en işlek caddesi olan Kubur Caddesi’nde bomba yüklü iki araç ile gerçekleştirildi. Park halinde bulunan bir araç patlatıldıktan sonra yaralılara yardım etmeye çalışan sağlık çalışanları, motorsikletle yapılan ikinci saldırının hedefi oldu.

ادلب الان

Gepostet von ‎أخبار سورية لحظة بلحظة 023 ادلب‎ am Montag, 18. Februar 2019

IŞİD’in uyuyan hücreleri tarafından gerçekleştirildiği söylenen saldırıda gelen son bilgilere göre en az 15 kişi yaşamını yitirirken 80 kişinin de yaralandığı bilgisi var.

 

 

The post İdlib’de Bomba Yüklü Araçlarla Çifte Saldırı: En Az 15 Can Kaybı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/02/18/idlibde-bomba-yuklu-araclarla-cifte-saldiri-en-az-15-can-kaybi/feed/ 0
Suriye’de Bütün Yollar İdlip’e Çıkar – Emrah Tekin https://meydan1.org/2018/10/10/suriyede-butun-yollar-idlipe-cikar-emrah-tekin/ https://meydan1.org/2018/10/10/suriyede-butun-yollar-idlipe-cikar-emrah-tekin/#respond Wed, 10 Oct 2018 18:50:53 +0000 https://test.meydan.org/2018/10/10/suriyede-butun-yollar-idlipe-cikar-emrah-tekin/ 29 Nisan 2015’te İstanbul Fatih Camii avlusunda bir grubun “kutlama” yapmak için lokum dağıtmasını muhtemelen çoğumuz hatırlamıyordur. Söz konusu “lokumlu kutlama” Suriye’nin kuzeybatısında bulunan İdlip kentinin cihatçı çeteler tarafından ele geçirilmesi, daha ayrıntıda ise kente bağlı Cisr-eş Şuğur beldesinin İştebrak köyünde cihatçıların gerçekleştirdiği Alevi katliamına atfediliyordu. 2015 yılı, Suriye Savaşı’nda müdahaleci devletlerin bazı hesaplarının sarpa […]

The post Suriye’de Bütün Yollar İdlip’e Çıkar – Emrah Tekin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

29 Nisan 2015’te İstanbul Fatih Camii avlusunda bir grubun “kutlama” yapmak için lokum dağıtmasını muhtemelen çoğumuz hatırlamıyordur. Söz konusu “lokumlu kutlama” Suriye’nin kuzeybatısında bulunan İdlip kentinin cihatçı çeteler tarafından ele geçirilmesi, daha ayrıntıda ise kente bağlı Cisr-eş Şuğur beldesinin İştebrak köyünde cihatçıların gerçekleştirdiği Alevi katliamına atfediliyordu.

2015 yılı, Suriye Savaşı’nda müdahaleci devletlerin bazı hesaplarının sarpa sarma emareleriyle başlamıştı. Ocak ayının sonunda Kobanê’nin IŞİD’den özgürleştirilmesi, IŞİD nezdinde cihatçı çeteler ve onlara açık ya da örtük destek veren devletleri, başka “açılımlar” yapmaya zorluyordu. Nisan ayının sonlarında İdlip kentinin, Suudi Arabistan, Katar ve TC’nin desteğinde kurulan, El Kaide kökenli cihatçı çeteler Nusra Cephesi ile Ahrar-uş Şam’ın da bulunduğu çatı oluşum Fetih Ordusu tarafından işgal edilmesi, Suriye’de Esad yönetimini yıkma hedefinden vazgeçmeyen yukarıdaki devletler tarafından, rejim değişikliği fikrini değiştirme eğilimindeki ABD’ye de bu fikrini tekrar gözden geçirme mesajı içeriyordu.

Aynı yılın Eylül ayında Rusya’nın aktif olarak sahaya inmesi ve 2016’da Halep’in cihatçı çetelerden özgürleştirilmesi sonrası ilan edilen çatışmasızlık bölgeleri, bugün İdlip’te karşı karşıya bulunulan durumun kilometre taşlarını döşedi. Astana Görüşmeleri ile ilan edilen 4 çatışmasızlık bölgesinden biri olan İdlip, cihatçıların yenilgiye uğradığı diğer üç bölgeden, ağır silahlarını bırakmaları karşlığında, ileride belki de Suriye Savaşı’na dair anımsayacağımız sembollerden biri olacak o yeşil otobüslerle taşındığı bölgeydi aynı zamanda. Bu yanıyla İdlip, Şam yönetimi ve Rusya’nın işbirliğinde zamanı gelince imha edilecek bir cihatçı çöplüğüne dönüştürülürken Suriye’de 2011’den beri terör estiren bu çeteler, geldikleri Türkiye’nin sınırında oluşan bu rezerv alanına sürülerek onları gönderenlere de “alın cihatçılarınızı” mesajı veriliyordu.

Hazin Bir Çığlık: “Sıkıştık Kaldık İdlip’te”

Devletin yarı-resmi propaganda gazetesi Yeni Şafak’ın muhabirlerinden Yılmaz Bilgen’e ait olan bu sözler bir yanıyla TC’nin Suriye Savaşı’nda yürüttüğü politikalarının “sıkışıp kaldığı” yeri işaret ediyordu. Aynı ifadelerin detayında Bilgen, Erdoğan’ın danışmanı olarak bilinen ve iktidarın para-militer çetelerinden biri olan SADAT kurucusu Adnan Tanrıverdi’yi bizzat verdiği “bilgilerle” durumun vehametine dair uyardığını, ancak “susması konusunda” tehdit edildiğini belirtiyordu.

Suriye Savaşı’nın başından bu yana canlı tuttuğu bir amaç olarak Esad yönetiminin devrilmesi, 2014’te Kobanê’ye yönelik IŞİD işgal tehdidinden beri de Rojava kazanımlarının gerilemesi için birbirinden farklı sayısız cihatçı çeteyi destekleyen TC’nin şu sıralar İdlip’te de aynı çetelere verdiği destek bir sır değil. Ancak Yeni Şafak muhabirinin, devletten “şimdiye kadar ne yaptıysa onu yapması” yönünde gerçekleştirdiği imdat çağrısına aldığı olumsuz yanıtın nedenini, TC’nin İdlip’te yaşadığı sıkışmışlığın devletler arası ölçekteki yansıması olarak da okumak gerek. Astana Görüşmeleri çerçevesinde alınan kararla, bölgedeki varlık nedeni olan “ılımlı cihatçılarla radikalleri” birbirinden ayırma misyonunu hayata geçirmek şöyle dursun; TC, El Kaide kökenli Heyet Tahrir-eş Şam (HTŞ) çetesini terör listesine almayı geçtiğimiz ayın başlarında akıl etti. Bu ağırdan alınmış kararda, devletler arası diplomaside cihatçı çetelere verilen desteğin günden güne aşikar hale gelmesi sonucunda oluşan suçluluk psikolojisinin getirdiği bir acelecilik vardır.

İdlip: El Kaide Emirliğinden Selefi-İhvancı Rekabetine

IŞİD’in Rakka ve Musul’u işgal etmesi sonrası ilan ettiği “hilafetin” bir benzerinin, El Kaide uzantısı çetelerce İdlip’te “emirlik” şeklinde hayata geçirilmesi nedeniyle El Kaide emirliği olarak anılan İdlip’teki cihatçı çeteler, yukarıda tasvir edilen bu sıkışmışlıklarının yanı sıra kendi içlerinde de ideolojik bir rekabet halindeler. 2017’nin başında ve yaz aylarında yaşanan, El Kaide kökenli çatı örgüt HTŞ’nin TC sınırları dahil olmak üzere İdlip’in %60’tan fazlasını kontrolüne aldığı “cihatçı iç savaşı” sonrası, cihatçı çetelerdeki bölünme selefi ve İhvancı olmak üzere ideolojik bir vasıf da kazandı. Bu çatışma ve bölünmelerde ise TC izlerini görmek mümkün. 2016 sonlarındaki Halep kuşatması sırasında, TC’nin -muhtemelen İran ve Rusya’ya verilen tavizler paralelinde- burada bulunan bazı çeteleri Fırat Kalkanı bölgesine kaydırması, şu anda HTŞ olarak anılan çete tarafından ihanet olarak nitelendirilmişti. Cihatçı çeteler arasında yaşanan çatışmaların nedenleri arasında, şimdilerde İdlip’te TC tarafından kurdurulan Suriye Ulusal Kurtuluş Cephesi çatısı altında birleşen Ahrar-uş Şam ve Nureddin Zengi Hareketi başta olmak üzere bazı çetelerin Ankara ile kurdukları ilişki yatıyordu.

Cihatçılar arasında var olan rekabetin ideolojik arka planında ise yine ağırlıkla TC etkisiyle, selefilik/İhvancılık merkezli bir çekişme yatıyor. Savaşın ilk yıllarında El Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi iken, terör listesine alınmamak ve devletlerin silah desteğinden mahrum kalmamak için çıktığı isim değişikliği yolculuğunda son olarak Heyet Tahrir-eş Şam adını alan örgüt, selefiler arasında en güçlüsü olarak biliniyor. 2018 başlarında, HTŞ’nin El Kaide’ye olan biatını geri çekmesi ve Eymen-ez Zevahiri’nin selefilere yaptığı birleşme çağrısı sonrası ortaya çıkan Hurras-ed Din (Dinin Koruyucuları) adlı çete ise El Kaide’nin şu andaki Suriye kolu olarak görülüyor. İdlip’teki selefi cephede, çeşitli cihatçı çetelerle IŞİD arasında yaşanan çatışmalarda IŞİD’den yana tavır koyan Cund-ül Aksa da yer alıyor. Söz konusu selefi çetelerin, eninde sonunda gerçekleşecek İdlip savaşında, TC’nin İhvancı vekil örgütlerine karşı ortak hareket etmesi mümkün. Ayrıca Çin’in Uygur bölgesinden gelen cihatçıların kurduğu Türkistan İslam Partisi de daha önce yaptığı gibi El Kaide çizgisindeki çetelerle birlikte hareket edebilir.

İdlip’teki İhvancı cephede ise TC’nin, 17 Eylül’de Soçi’de varılan mutabakat sonrası alacağı tavra göre hareket etme eğilimi ağır basarken bu çetelerde var olan Esad yönetiminin devrilmesi fikri, TC ile kurulan ittifakın temeli olarak belirginleşiyor. TC’nin, İdlip’te Suriye Ulusal Kurtuluş Cephesi çatısında birleştirdiği çetelere dair bir diğer tasarrufu ise, bu yapının Fırat Kalkanı ve Afrin işgal bölgelerinde oluşturulan Suriye Ulusal Ordusu ile birleşmesi. Böylece, diğer çatışmasızlık bölgelerinin aksine İdlip’ten gidecek başka yeri olmayan bu çetelere bu bölgelerde yeni kapılar açarak, “sahadan masaya tutunmak” amaçlanacaktır. Selefi cihatçıların, Rusya ve Çin’in İdlip’e müdahale gerekçelerinden olan yabancı savaşçı profilinin aksine “yerli ve milli” ağırlığa sahip olan İhvan bağlantılı çeteler, devlet propagandisti kimi yorumculara göre, bu kimlikleriyle hamileri TC’nin, masada kendi lehine kullanacağı bir argüman oluşturuyorlar. Ancak sahada var olan “ılımlı ile radikal olanın” geçişkenliğe açık poziyonunun, bu tezi boşa çıkarması muhtemel.

Tahran Zirvesi’ndeki “Davetsiz Misafirler”

Astana Görüşmeleri’nin 3 garantör devleti Rusya, İran ve Türkiye’nin katıldığı toplantıların 7 Eylül’de Tahran’da gerçekleştirilen ayağında, zirvede alınan kararlardan çok, Erdoğan’ın yukarıda bahsi geçen 4 çatışmasızlık bölgesinden 3’ünün, -kendi deyimiyle- “farklı bahanelerle tek tek tasfiyesine” dair yaptığı serzeniş ve başlaması an meselesi olan İdlip’e yönelik kara operasyonunu “cihatçılar adına konuşma ihtamı” pahasına durdurma çabası konuşuldu. Bu durum bir yanıyla, TC’yi -görünmeyen 4. üyesi Suriye olan- Astana Üçlüsü’nden Rusya ve İran önünde truva atı misyonuyla karşı karşıya bırakırken diğer taraftan Putin’in “bu masada IŞİD ya da Nusra yok, onlar adına konuşamayız” şeklindeki yoruma açık sözleri, bu sözlerin muhatabına dair, iki yıl önceye dayanan bir hatırlatmayı da zorunlu kılıyordu. O dönem (2016 Ekim ayı) hazırlığı yapılan Halep’e yönelik operasyon öncesi Erdoğan, Putin’in kendisinden Nusra’nın bölgeden çıkarılması için “ricacı olduğunu” belirtirken bu ifadeler, TC devletinin söz konusu çeteler nezdinde “üçüncü tarafların ricasını” yerine getirme rezervinin bulunduğu şeklinde bir itiraf niteliği de taşıyordu. Bu sözlerden yaklaşık bir yıl sonra ise İdlip’teki çatışmasızlık bölgesine TSK askerlerinin intikali, Putin’in “masada olmadığını” söylediği söz konusu cihatçı çetenin eskortluğunda gerçekleşmişti. TSK’nin bölgedeki -bir yıl boyunca hayata geçirmediği- varlık nedeni Nusra ardılı HTŞ benzeri cihatçı çeteleri tasfiye iken, burada bulunma hali iç politikaya “Askerimiz İdlip’te” şeklinde sunularak, içeride hedeflenen toplumsal katmana yönelik işgalci motivasyon diri tutuldu.

Tahran Zirvesi’nde Türkiye, bu tutumuyla Astana Üçlüsü içinde “yerini yadırgayan” bir özne olduğunu tekrar belirginleştirdi. Savaşın başından bu yana zaten ABD, Suudi Arabistan, Fransa gibi kategorik olarak Rusya-İran bloğunun karşısında konumlanan TC, rejim değişikliği yönünde ABD’nin başını çektiği bloktan Suriye’ye dönük herhangi bir saldırıda ne kadar kaygan bir zeminde durduğunu 2017 yılının Nisan ayında ABD’nin Şayrat Hava Üssü’ne füze saldırısına verdiği destek ve geçtiğimiz Nisan’da Doğu Guta’daki çatışmalar sırasında yaşanan gerilimde yine heveskar bir şekilde ABD saldırılarını onaylamasıyla göstermişti.

Son Savaş Öncesi “İmkansız Görev”

Nitekim zirvenin akabinde Erdoğan’ın Wall Street Journal’a yazdığı, ABD’nin de kullandığı, olası müdahale karşısında oluşacak insani kriz argümanlarıyla dolu makale, bu zemine ne kadar meyyal olduğunu gösterdi. Elinde koz kalmadığında, oyun bozarak kendisine alan yaratan TC’nin bu hamlesi sonrası Putin’le yapılan Soçi’deki görüşme sonrası mutabakat, İdlip’e yönelik saldırıyı şimdilik durdurmuş görünse de TC’nin kucağına bir alev topu bırakıyordu. Soçi’de üstlenilen “imkansız göreve” göre 15 Ekim’e dek, bir yıldır yapılmayan şey yapılarak ılımlı-radikal gruplar ayrıştırılacak. Uzlaşmayarak sonuna dek savaşmayı göze almış cihatçıların varlığı aşikarken, bu “görevin” nasıl hayata geçeceği herkes için bir soru işareti. Suriye açısından İdlip, eninde sonunda temizlenecek bölge olarak anlam kazanırken, orta vadede bu kazanım, Halep ve İdlip’ten, Şam-Lazkiye hattına uzanan otoyolun açılması olarak somutlaşacak. Rusya ise Soçi’de, ilk kez bir NATO devletiyle askeri anlaşma imzalayarak, hem TC’nin tekrar ABD kampına kaymasının engelledi, hem de İdlip’teki “temizlik işini” gerektiğinde kendisi yapmak üzere TC’ye ihale etti.

Soçi’de İdlip özelinde varılan geçici mutabakat, TC açısından Suriye’deki savaşla yüzleşmeyi şimdilik ertelemiş görünüyor. Ancak aynı gün Suriye hedeflerine yapılan İsrail saldırılarında ve düşürülen rus uçağında görüldüğü gibi, Ortadoğu’da farklı tasarruflara sahip bölgesel ve küresel devletlerin, değişen stratejileri yeni savaşlara kapı aralamaya aday. Bu stratejiler geçerli olduğu oranda ise 2011’de iç isyanlar olarak başlayıp vekalet savaşına evrilen, sonrasında ise devletlerin direkt müdahil olduğu Suriye’de, devletler İdlip üzerinden, savaşta yeni bir aşamaya geçecek.

Emrah Tekin

[email protected]

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 46. sayısında yayınlanmıştır.

The post Suriye’de Bütün Yollar İdlip’e Çıkar – Emrah Tekin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/10/10/suriyede-butun-yollar-idlipe-cikar-emrah-tekin/feed/ 0
İdlip’te “Esrarengiz Cinayetler” https://meydan1.org/2018/10/03/idlipte-esrarengiz-cinayetler/ https://meydan1.org/2018/10/03/idlipte-esrarengiz-cinayetler/#respond Wed, 03 Oct 2018 13:08:15 +0000 https://seninmedyan.org/?p=44001 İdlip’te, Rusya ile varılan mutabakat sonucu, silahsızlandırılmış bölgelerin oluşturulması ve “aşırılıkçı” çetelerin bölgeden çıkarılması için TC’ye verilen süre devam ederken, bölgeden “esrarengiz” cinayet haberleri de geliyor. İdlip’e bağlı Cisr -eş Şuğur kasabasının İştebrak köyünde 2’si Türkistanlı 4 çihatçı çete üyesinin “kimliği belirsiz” kişilerce öldürüldüğü öğrenildi. Lübnan merkezli yayın yapan Al Hayat gazetesinin haberine göre bu cinayetlerle, […]

The post İdlip’te “Esrarengiz Cinayetler” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İdlip’te, Rusya ile varılan mutabakat sonucu, silahsızlandırılmış bölgelerin oluşturulması ve “aşırılıkçı” çetelerin bölgeden çıkarılması için TC’ye verilen süre devam ederken, bölgeden “esrarengiz” cinayet haberleri de geliyor. İdlip’e bağlı Cisr -eş Şuğur kasabasının İştebrak köyünde 2’si Türkistanlı 4 çihatçı çete üyesinin “kimliği belirsiz” kişilerce öldürüldüğü öğrenildi. Lübnan merkezli yayın yapan Al Hayat gazetesinin haberine göre bu cinayetlerle, 26 Nisan’dan bu yana cihatçı çetelerden benzer şekilllerde öldürülenlerin sayısı 336 oldu. Son cinayetlerin yaşandığı İştebrak köyü, 2015’teki cihatçı terör çetelerinin işgaline dek Alevilerin yaşadığı bir bölgeydi. İşgal sonrası yerleşik halk Aleviler katliama uğradı ve bölgeden sürüldü. Onların yerine bölgeye Uygur Türklerinin oluşturduğu Türkistan İslam Partisi adlı cihatçı terör çetesinin üyeleri ve aileleri yerleşti. El Kaide bağlantılı Türkistan İslam Partisi, TC ile Rusya arasında varılan mutabakata mesafeli yaklaşan gruplardan.

The post İdlip’te “Esrarengiz Cinayetler” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/10/03/idlipte-esrarengiz-cinayetler/feed/ 0
“İdlip’e Gelenler, Geldikleri Yere Dönsün” https://meydan1.org/2018/09/30/idlipe-gelenler-geldikleri-yere-donsun/ https://meydan1.org/2018/09/30/idlipe-gelenler-geldikleri-yere-donsun/#respond Sun, 30 Sep 2018 13:33:44 +0000 https://seninmedyan.org/?p=43908 Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, İdlip’te oluşturulacak silahsızlandırılmış bölgelere dair açıklamalarda bulundu. Konuyla ilgili  Russia Today’e demeç veren Muallim, halen İdlip’te bulunan, Nusra Cephesi başta olmak üzere cihatçı terör çetelerinin Türkiye’den giriş yaptığını ve oraya geri dönmeleri gerektiğini ifade ederken, Rusya-TC  arasında varılan mutabakat gereği, bu çetelerin silahsızlandırılmasının “Türkiye’nin sorunu” olduğunun altını çizdi. Velid Muallim ayrıca, […]

The post “İdlip’e Gelenler, Geldikleri Yere Dönsün” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, İdlip’te oluşturulacak silahsızlandırılmış bölgelere dair açıklamalarda bulundu. Konuyla ilgili  Russia Today’e demeç veren Muallim, halen İdlip’te bulunan, Nusra Cephesi başta olmak üzere cihatçı terör çetelerinin Türkiye’den giriş yaptığını ve oraya geri dönmeleri gerektiğini ifade ederken, Rusya-TC  arasında varılan mutabakat gereği, bu çetelerin silahsızlandırılmasının “Türkiye’nin sorunu” olduğunun altını çizdi. Velid Muallim ayrıca, silah bırakmayı kabul eden ve “yabancı savaşçı” statüsünde olmayanların da aftan yararlanabileceğini belirtti.

Öte yandan İdlip’te silahtan arındırılmış bölgelerin oluşturulmasına dair gelen haberler, halen beklenen düzeyde değil. TC’nin oluşturduğu çatı örgüt  Ulusal Kurtuluş Cephesi bileşeni, İhvan bağlantılı Feylak -eş Şam adlı cihatçı çete, ağır silahlarını silahsızlandırılmış bölgeden çekmeye başladı. Ancak asıl silahsızlandırılması hedeflenen Heyet Tahrir -eş Şam (HTŞ) çetesi, söz konusu mutabakata dair tavrını henüz açıklamış değil. İdlip’in özellikle kuzeyindeki ve batısındaki TC  sınırlarını kontrol altında bulunduran El Kaide kökenli cihatçı terör çetesi, henüz resmi bir açıklama yayınlamadı. Ancak HTŞ’nin medya organı İba Haber Ajansı, Rusya-TC  arasında varılan mutabakatı 1992’deki  Bosna Savaşı sırasında Srebrenitsa’da silahların teslimine dair yapılan anlaşmaya benzeterek, TC’yi kendi çıkarları paralelinde hareket etmekle suçladı. HTŞ’nin üst düzey isimlerinden Ebul Feth el Fergali de sosyal medya hesabında konuya dair açıklamalar yaparak “sadık mücahitlerin silahlarını asla bırakmayacaklarını, kendilerinden silahlarını teslim etmelerini isteyenleri de kim olursa olsun düşman olarak göreceklerini” belirtti. Fergali silah bırakmayı “dine, Allah’a ve şehitlerin kanına ihanet” olarak nitelendirdi. HTŞ’nin bir başka üst düzey ismi  Mısırlı Ebu Yakzan da, “Önce silahları isteyenlerin boynunu vuralım” dedi.

Cihatçı çetelerin “akil adam” olarak nitelendirdiği ve daha önce TC  devletine dair “Türkiye’nin duruşunu, hakkını burada inkâr edemeyiz. Türkiye, kapılarını bize açtı ve yaralılarımızı tedavi etti.” şeklinde övgü dolu sözler sarf eden Abdullah Muheysini de “Silahınız namusunuz gibidir”  diyerek mutabakata mesafeli olduğunu ortaya koydu.

El Kaide bağlantılı diğer çetelerden Hurras -ed Din mutabakata uymayacaklarını belirtirken, Uygur kökenli cihatçı teröristlerden oluşan Türkistan İslam Partisi ise, HTŞ’nin tavrına göre, tutum belirleme eğiliminde.

 

The post “İdlip’e Gelenler, Geldikleri Yere Dönsün” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/09/30/idlipe-gelenler-geldikleri-yere-donsun/feed/ 0
Suriye’de Perde İdlip’te Kapanacak mı? https://meydan1.org/2018/08/17/suriyede-perde-idlipte-kapanacak-mi/ https://meydan1.org/2018/08/17/suriyede-perde-idlipte-kapanacak-mi/#respond Fri, 17 Aug 2018 12:11:02 +0000 https://seninmedyan.org/?p=41872 Son olarak ülkenin güneyindeki Dera’a ve Kuneytra’da, Rusya’nın  savaşa sahada müdahil olmasıyla dengelerin Şam yönetimi lehine değiştiği 2015 sonbaharı sonrası ise,Halep,Hama,Humus ve Doğu Guta cephelerinde yenilgiye uğrayan cihatçı terör çetelerinin nakledildiği Türkiye sınırındaki İdlip, 2011’den bu yana süren savaşta devletlerin son hesaplaşma alanı olma ihtimalini güçlendiriyor. Suriye ordusu ve müttefikleri, 2015 yılı ortalarından itibaren,karşılarındaki güçlerin […]

The post Suriye’de Perde İdlip’te Kapanacak mı? appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Son olarak ülkenin güneyindeki Dera’a ve Kuneytra’da, Rusya’nın  savaşa sahada müdahil olmasıyla dengelerin Şam yönetimi lehine değiştiği 2015 sonbaharı sonrası ise,Halep,Hama,Humus ve Doğu Guta cephelerinde yenilgiye uğrayan cihatçı terör çetelerinin nakledildiği Türkiye sınırındaki İdlip, 2011’den bu yana süren savaşta devletlerin son hesaplaşma alanı olma ihtimalini güçlendiriyor. Suriye ordusu ve müttefikleri, 2015 yılı ortalarından itibaren,karşılarındaki güçlerin alansal dağınıklığı ve çeşitliliği gibi faktörleri göz önünde bulundurarak, Suriye’de kontrolünü kaybettikleri bölgeleri “parça parça” geri alma stratejisi geliştirmişlerdi. Bu stratejiye, sahadaki ilerleyişin yanı sıra, Astana ve Soçi Görüşmeleri gibi diplomatik gelişmelerin eklenmesiyle, bu görüşmelerde ilan edilen “çatışmasızlık bölgeleri” kararları, askeri gücü sınırlı olan Şam ve müttefiklerinin geri almayı hedeflediği bölgelerdeki işini kolaylaştırmıştı.

Ülkenin kuzeybatısındaki İdlip’i, en son ortadan kaldırılacak olan bir cihatçı çöplüğü haline dönüştüren süreç, bu stratejinin bir sonucuydu. İdlip’in Suriye Savaşı’ndaki bu son hesaplaşmanın adresi olmasındaki seçimin ise,  iki yönlü bir nedenselliği var. Cihatçı çeteler lehine belirginleşen ilk neden, 2015 Nisan ayında, ABD,TC,Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi geniş bir konsorsiyumun desteğini alan cihatçı çatı örgüt Fetih Ordusu’nun bölgeyi işgal ederek, IŞİD’in Rakka’yı ele geçirmesi sonrası, bir başka büyük kentin Şam kontrolünden çıkarılması anlamını taşıyordu. İdlip’in, cihatçı çetelere desteği aşikar olan Türkiye sınırında bulunması ve coğrafi olarak Lazkiye, Halep, Şam güzergahı boyunca stratejik bir noktada olması, bu anlamı Rakka’dan sonra işgal edilen diğer büyük kent olma sembolizminden daha öteye taşıyordu. 2011’den bu yana süren savaşta, rejim değişikliği amacıyla yola çıkan ve bu doğrultuda yukarıda adı anılan devletlerin desteğini alan cihatçı çeteler için “yolun sonu” anlamı taşıyan İdlip’in seçimindeki diğer bir nedensellik ise, Şam yönetimi tarafından, “bazı devletlere” verilmiş bir mesaj niteliği de taşıyor. Bu mesajın, siyasi literatüre “cihatçı otobanı” kavramını kazandıran kimlere verildiğini görmek için de,  İdlip’ten sınırın öte tarafına bakmak yeterli olacaktır. Halep’in cihatçılardan temizlenmesiyle başlayan İdlip’in cihatçı rezerv sahasına dönüştürme pratiği, ülkenin İdlip’e uzak bölgelerindeki cihatçıların da TC  sınırındaki bu bölgeye taşınmasıyla, Şam yönetiminin başına bu problemi saranlara bu çetelerin, belki ileride kendileri aynı sorunla baş etmek üzere geri gönderildiği izlenimini veriyor. İleriki süreçte sertleşmesi muhtemel çatışmalar sonrası, hayatta kalmaya çalışacak olan cihatçı çete mensuplarının, yönelebilecekleri tek güzergah TC sınırlarının öte tarafı olacaktır.  Diğer taraftan da, halen, ağır bir ekonomik krizle burun buruna olan TC, olası bir İdlip savaşı sonrası,  sınırlarına akın edecek on binlerce sivilin yaratacağı maliyetin, kuşkusuz tedirginliğini yaşarken, şimdiden BM’nin “sınırlarını aç” telkinlerine muhatap olmaya başladı. Devletlerin stratejilerinde, örneğin cihatçı çeteler kadar bir kullanışlılığı olmayan bu insanlar, savaşın bir çok evresinde devletler arası pazarlık ve santaj unsuru olmaktan öteye gidemedi.

Astana Görüşmeleri sonrası oluşturulan çatışmasızlık bölgeleri arasında yer alan İdlip’e, TSK’ye bağlı birlikler, El Kaide bakiyesi Heyet Tahrir-eş Şam (HTŞ) kontrolündeki bölgelerden geçerek, adı geçen cihatçı çetenin “eskortluğunda” üsleneceği bölgelere konuşlanmıştı. Bölgeye HTŞ benzeri cihatçı çeteleri , içinde bulunduğu “sıcak ilişkileri de” kullanarak tasfiye etme misyonuyla da giren TC’nin bu pozisyonundaki güvenilirliği, özellikle Rusya ve Suriye nezdinde zamanla daha çok sorgulanır hale geldi. Son olarak İdlip’te TSK’nin konuşlu olduğu ve sorumluluğu altında bulunduğu bölgelerden Rusya’nın Hmeymim Üssü’ne yönelik İHA bombardımanı ve 25 Suriye askerinin öldürüldüğü saldırılar gerçekleştirildi.

Rejim değişikliği ısrarında, bu fikrin ateşli savunucularından Körfez devletleri ve ABD dahil olmak üzere yalnız kalan ve sadece bu nedenle bile Suriye’deki savaşın kaybedenleri arasında yer alacak olan TC  devleti, şu sıralar bu kaybını diplomaside gerçekleştirmek istediği bazı hamleler ve  “masadaki uzlaştırıcı güç” kimliğiyle dengeleme arayışı içinde. Bu “hamleler” arasında 7 Eylül’de Rusya,Fransa ve Almanya’nın, TC’nin çağrıcılığında İstanbul’da bir araya geleceği, TC makamları tarafından dile getirildi. Söz konusu toplantıya muhatap diğer devletlerden henüz katılımlarına dair net teyit gelmemesi ve söz konusu tarihe kadar Rusya’nın TC’ye İdlip’teki cihatçı çeteleri “ikna etmesi için” süre verdiği şeklinde geçilen bilgiler, bu “hamlelerin” sahiplerine olumlu getirileri açısından soru işaretleri barındırıyor. Şark ul Evsat gazetesinin verdiği bilgide, “ikna edilmek üzere” adı geçen cihatçı çete El-Kaide kökenli Heyet Tahrir-eş Şam (HTŞ), son olarak TC’nin oluşturduğu  Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne katılmayı reddederek, söz konusu soru işaretlerinin daha da büyümesini sağladı. Zamanla bu soru işaretlerinin yerini, 2016 sonunda Halep’te benzeri yaşandığı üzere, sahada yalnız bırakıldığını gören cihatçı çetelerin hedefi haline gelme endişesine bırakması ise uzak bir olasılık değil.

İdlip’teki savaş beklentisinin, sahada ısınmaya başlayan suların yanı sıra diplomasi masasına da zorlu pazarlıklar ve kurulan yeni ittifaklar şeklinde yansıması bekleniyor. Söz konusu yeni ittifak eksenlerine dair en bariz örneği ise, Şam yönetimi ile, Rojava temsilcileri arasında şu sıralar ikinci turu başlayan görüşmeler oluşturuyor. Suriye Demokratik Güçleri ve onun ana omurgasını oluşturan YPG’yi savaşın başından beri, “yerli bir unsur” olarak gören Şam yönetimi ile Suriye Demokratik Meclisi (SDM) arasındaki görüşmelerin gündem maddeleri arasında İdlip’e yönelik operasyon ve TC işgali altındaki Fırat Kalkanı ile Afrin bölgelerinin özgürleştirilmesi yer alıyor. Görüşmelerde YPG/Asayiş güçlerinin Suriye polis gücüne, SDG unsurlarının ise orduya entegre olması gibi gündemlerin konuşulduğu bilgilerinin medyaya yansıdığı görüşmelerin sonuçları, savaşın bitişine dair somut bir gösterge olması ve Kürtlerin savaş sonrası Orta Doğu’da kurulacak yeni dengedeki rolleri bakımından önümüzdeki yıllara yayılan etkiler barındırma potansiyeli taşıyor. Bu potansiyel, Irak’tan sonra Kürt sorununu “çözmüş” bir Suriye ile birlikte, gözleri aynı sorunları yaşayan İran ve TC’ye çevirme ihtimalini barındırması açısından, önümüzdeki yıllarda bölgede savaştan,uzlaşmaya, diplomasiden yeni ittifaklara bir dizi ihtimali barındırıyor.

İdlip’te “son savaş” ya da “savaşların anası” olarak adlandırılan operasyon ve çatışmalar, bazı beklentilere paralel bir final mi olacak? Ya da hem sahada hem de masada, yeni kutupların ortaya çıkacağı, yeni çatışma alanları mı yaratacak? Her iki ihtimalde de, savaşın son cephesi İdlip’te devletlerin ellerinde kalan tüm kozlarını oynayacağı gerçeği ortada duruyor. Sonuçları arasında ise, yeni göç dalgaları, yeni saldırı alanları yaratmış cihatçı terörizm,  ekonomik krizin İdlip’teki savaşla artması muhtemel olumsuz çarpanları gibi olasılıklar bulunuyor.

İdlip’te Sular Isınıyor

 

 

 

 

 

The post Suriye’de Perde İdlip’te Kapanacak mı? appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/17/suriyede-perde-idlipte-kapanacak-mi/feed/ 0
Cihatçı Çete Ahrar -uş Şam Liderlerinden Kharita İdlip’te Öldürüldü https://meydan1.org/2018/02/03/cihatci-cete-ahrar-us-sam-liderlerinden-kharita-idlipte-olduruldu/ https://meydan1.org/2018/02/03/cihatci-cete-ahrar-us-sam-liderlerinden-kharita-idlipte-olduruldu/#respond Fri, 02 Feb 2018 21:51:01 +0000 https://seninmedyan.org/?p=28178   Suriye ordusuna bağlı birliklerin ilerleyişini devam ettirdiği İdlip’te varlığını sürdüren cihatçı çetelerden Ahrar -uş Şam’ın liderlerinden Usama Kharita ve kuzeninin suikast sonucu öldürüldüğü belirtiliyor. Halen cihatçı çetelerin kuşatması altındaki, Şii nüfusun yaşadığı Fua ve Kefraya kasabalarının sorumlusu olan Ebu Zeyd Askeri lakaplı Kharita’nın, İdlip’in kuzeyindeki Maarrat Mısrin yakınlarında “bilinmeyen bir ateşle” öldürüldüğü iddia ediliyor. Cihatçı çete […]

The post Cihatçı Çete Ahrar -uş Şam Liderlerinden Kharita İdlip’te Öldürüldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
 

Suriye ordusuna bağlı birliklerin ilerleyişini devam ettirdiği İdlip’te varlığını sürdüren cihatçı çetelerden Ahrar -uş Şam’ın liderlerinden Usama Kharita ve kuzeninin suikast sonucu öldürüldüğü belirtiliyor. Halen cihatçı çetelerin kuşatması altındaki, Şii nüfusun yaşadığı Fua ve Kefraya kasabalarının sorumlusu olan Ebu Zeyd Askeri lakaplı Kharita’nın, İdlip’in kuzeyindeki Maarrat Mısrin yakınlarında “bilinmeyen bir ateşle” öldürüldüğü iddia ediliyor. Cihatçı çete liderinin Fua ve Kefraya bölgelerinde onlarca cinayete imza attığı biliniyor. Suriye ordusuna bağlı birlikler ve İran destekli milislerin yoğun saldırısı altında bulunan söz konusu bölgeler, iki gün önce TC  askeri konvoyunun “intikal” adı altında, cihatçı çeteleri koruma amaçlı üslenme girişimine sahne olmuş, TC konvoyu açılan ateş sonucu geri çekilmek zorunda kalmıştı.

Suriye Savaşı’nda TC  devletinin en sıkı müttefiklerinden biri olan ve El Kaide lideri Usame bin Ladin’in özel kuryesi Halid es Suri tarafından kurulan Ahrar -uş Şam çetesi Efrin saldırılarında da yer alıyor.

The post Cihatçı Çete Ahrar -uş Şam Liderlerinden Kharita İdlip’te Öldürüldü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/03/cihatci-cete-ahrar-us-sam-liderlerinden-kharita-idlipte-olduruldu/feed/ 0
Cihatçı Çetelerin Eşlik Ettiği TSK Konvoyu Suriye Ordusuyla Karşı Karşıya https://meydan1.org/2018/01/30/cihatci-cetelerin-eslik-ettigi-tsk-konvoyu-suriye-ordusuyla-karsi-karsiya/ https://meydan1.org/2018/01/30/cihatci-cetelerin-eslik-ettigi-tsk-konvoyu-suriye-ordusuyla-karsi-karsiya/#respond Tue, 30 Jan 2018 10:51:33 +0000 https://seninmedyan.org/?p=27733 Efrin saldırısını sürdüren TC devletinin, sınırının ötesindeki hegemonya hayalleri devam ediyor. Suriye Ordusu, İran’a bağlı milisler ve Rus uçaklarının ilerleyişini sürdürdüğü İdlip’ten, Heyet Tahrir -eş Şam (HTŞ) “eşliğinde” Halep’in güneyindeki El Ays kasabasına inmek isteyen TSK  konvoyu, Suriye Ordusu ile karşı karşıya geldi. Aralarında 15 tankın olduğu, 100 askeri araçtan oluşan konvoy, Rus savaş uçaklarının bombardımanı ve […]

The post Cihatçı Çetelerin Eşlik Ettiği TSK Konvoyu Suriye Ordusuyla Karşı Karşıya appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Efrin saldırısını sürdüren TC devletinin, sınırının ötesindeki hegemonya hayalleri devam ediyor. Suriye Ordusu, İran’a bağlı milisler ve Rus uçaklarının ilerleyişini sürdürdüğü İdlip’ten, Heyet Tahrir -eş Şam (HTŞ) “eşliğinde” Halep’in güneyindeki El Ays kasabasına inmek isteyen TSK  konvoyu, Suriye Ordusu ile karşı karşıya geldi. Aralarında 15 tankın olduğu, 100 askeri araçtan oluşan konvoy, Rus savaş uçaklarının bombardımanı ve Suriye topçusunun ateşi ile ilerleyişini durdurmak zorunda kaldı.

El Kaide bağlantılı cihatçı terör çetesi HTŞ’nin sosyal medya hesapları da, TSK’ye eskortluk ettiklerini doğrularken, gazeteci Jenan Moussa’ya ait Twitter hesabında yer alan bir videoda, HTŞ çetesine mensup olduğu sanılan bir cihatçı, arkasından geçen TSK  konvoyuyla karşılıklı selamlaşıyor.

 

HTŞ çetesi, Türkiye’nin garantör devletlerinden bir olduğu Astana görüşmeleri ile IŞİD  ile birlikte ateşkes kapsamı dışında tutulan cihatçı çetelerden biriydi. Rusya’yan 2017 yılı sonunda yapılan açıklamada da 2018’de Suriye’de, HTŞ  başta olmak üzere El Kaide türevi cihatçı çetelerle mücadele edileceği vurgulanmıştı. İdlip’te 2017 Ekim ayında başlayan askeri hareketlilikte TSK birlikleri,yine HTŞ  eskortluğunda ve kontrolünde İdlip’e giriş yapmış, ancak Astana’da yükümlü olunan 24 çatışmasızlık bölgesi kurulması taahhütünün aksine, Efrin’i güneyden kuşatacak şekilde 4 üs oluşturulmuştu.

Mavi semboller TSK konvoyu, kırmızı semboller Rusya ve Suriye, üstte sarı ile gösterilen bölge ise Efrin’in güneyi

Kaynak: Sendika.Org

The post Cihatçı Çetelerin Eşlik Ettiği TSK Konvoyu Suriye Ordusuyla Karşı Karşıya appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/01/30/cihatci-cetelerin-eslik-ettigi-tsk-konvoyu-suriye-ordusuyla-karsi-karsiya/feed/ 0
ABD’den TC’ye El Kaide Suçlaması https://meydan1.org/2017/07/29/abdden-tcye-el-kaide-suclamasi/ https://meydan1.org/2017/07/29/abdden-tcye-el-kaide-suclamasi/#respond Sat, 29 Jul 2017 09:30:42 +0000 https://seninmedyan.org/?p=11973 ABD’nin IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, Suriye’nin Türkiye sınırında bulunan İdlip bölgesindeki El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir -eş Şam çetesinin yarattığı tehdide dair Türkiye’yi suçlayan açıklamalar yaptı. Ortadoğu Enstitüsü’nün düzenlediği ‘Trump Yönetimi’nin Terörle Mücadele Politikasının Değerlendirmesi’ başlıklı panele konul olan McGurk, Türkiye’ye yönelik, İdlip’deki El Kaide varlığıyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “İdlip bölgesi 11 […]

The post ABD’den TC’ye El Kaide Suçlaması appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

ABD’nin IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, Suriye’nin Türkiye sınırında bulunan İdlip bölgesindeki El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir -eş Şam çetesinin yarattığı tehdide dair Türkiye’yi suçlayan açıklamalar yaptı.

Ortadoğu Enstitüsü’nün düzenlediği ‘Trump Yönetimi’nin Terörle Mücadele Politikasının Değerlendirmesi’ başlıklı panele konul olan McGurk, Türkiye’ye yönelik, İdlip’deki El Kaide varlığıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“İdlip bölgesi 11 Eylül saldırılarından bu yana El Kaide’nin en büyük barınma alanı haline geldi. Bu çok ciddi bir sorun, bir süredir devam eden bir sorun. Buradaki El Kaide varlığına çok odaklanmış durumdayız, İdlip’e giden El Kaide liderleri çoğu zaman oradan çıkamıyor. Ama şu soruyu sormamız gerekiyor? El Kaide lideri Eyman el Zevahiri’nin yardımcısı İdlip’e niçin ve nasıl gidebiliyor? Bu neden oluyor? Oraya nasıl ulaşabiliyorlar? Paraşütçü askerler değiller. Dolayısıyla, Amerika’nın bu konuyla başa çıkmak için Suriye’nin bazı bölgelerinde ne yaptığından söz etmeyeceğim, ama bazı ortaklarımızın on binlerce silah gönderme ve yabancı savaşçılar bu bölgeye girerken yüzlerini başka tarafa çevirme yaklaşımı en iyi yaklaşım olmayabilir ve El Kaide bundan çok yararlandı. Şu anda orası Türkiye sınırının yanı başında bir El Kaide barınma alanı. Dolayısıyla bu konuyu elbette Türkler’le çok yakından görüşeceğiz. Bazı IŞİD bölgelerinde sınırı nasıl kapattıysak ve kimsenin geçmemesini sağladıysak, bunu İdlip’de de yapmayı düşünebiliriz. Çünkü bu IŞİD’den farklı bir sorun ama büyük bir sorun ve terörle mücadele hedefinde çok odaklanmamız gereken bir mesele.”

McGurk, “İdlip’deki El Kaide varlığından Türkiye’yi mi suçluyorsunuz?” sorusuna ise, ABD olarak, çeşitli dönemlerde kendilerinin de aktif destek verdiği cihatçı terörizmi kast ederek; “…Bu  hepimiz için bir sorun. Bu sorunla mücadelede Türkiye’yle birlikte çok yakın çalışmalıyız” dedi.

Kaynak: Sputnik

The post ABD’den TC’ye El Kaide Suçlaması appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/07/29/abdden-tcye-el-kaide-suclamasi/feed/ 0
TC’nin Yeni Komşusu El-Kaide https://meydan1.org/2017/07/24/tcnin-yeni-komsusu-el-kaide/ https://meydan1.org/2017/07/24/tcnin-yeni-komsusu-el-kaide/#respond Mon, 24 Jul 2017 19:41:43 +0000 https://seninmedyan.org/?p=11759 İdlip’de cihatçı çeteler arasında çatışmalar, TC  destekli Ahrar -uş Şam’ın geri adım atması ile sonuçlanmıştı. Çatışmaların son bulmasıyla, en güçlü bileşeninin, El Kaide’nin Suriye kolu  Nusra olduğu Heyet Tahrir -eş Şam (HTŞ), Ahrar-us Şam’dan sınır kapılarını aldı, İdlib’deki kontrolünü artırdı. Ahrar’in ise güçlerini, İdlip’in güneyindeki Hama sınır bölgesine kaydırdığı öğrenildi. HTŞ’nin ise, Cilvegözü sınır kapısının […]

The post TC’nin Yeni Komşusu El-Kaide appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İdlip’de cihatçı çeteler arasında çatışmalar, TC  destekli Ahrar -uş Şam’ın geri adım atması ile sonuçlanmıştı. Çatışmaların son bulmasıyla, en güçlü bileşeninin, El Kaide’nin Suriye kolu  Nusra olduğu Heyet Tahrir -eş Şam (HTŞ), Ahrar-us Şam’dan sınır kapılarını aldı, İdlib’deki kontrolünü artırdı. Ahrar’in ise güçlerini, İdlip’in güneyindeki Hama sınır bölgesine kaydırdığı öğrenildi. HTŞ’nin ise, Cilvegözü sınır kapısının Suriye tarafındaki Bab el Hava ile Hirbet el Cüz sınır kapılarını kontrolüne aldığı öğrenildi. Halen İdlip genelindeki 156 yerel yönetim biriminden 86’sı ise HTŞ kontrolünde bulunuyor.

Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlip kenti, 2015 Nisan ayında Nusra ve Ahrar’ın en güçlü iki bileşeni olan, Fetih Ordusu adlı cihatçı çete koalisyonu tarafından ele geçirilmiş ve burada bir emirlik ilan edilmişti. Aynı yılın Ekim ayında Rusya’nın aktif şeklide savaşa dahil olması ile birlikte, kentte Rejim-Rusya kuşatması ve bombardımanları artmıştı.

İdlip’in güneydoğusundaki Halep’in de geçtiğimiz yılın sonlarında tamamen Rejim’in eline geçmesi sonrası başlayan Astana Görüşmeleri ile Ahrar ve Nusra arasında daha önceden var olan nüfuz alanları mücadelesi çatışmaya dönüşmüştü.Garantörleri arasında Ahrar -uş Şam’ın “müttefiki” TC’nin olduğu Astana Görüşmeleri’nde Nusra, IŞİD ile birlikte dışlanarak “ateşkes kapsamı haricinde” tutulmuştu.

Bölgede Heyet Tahrir -eş Şam’ın hakimiyetini perçinlemesi, bir başka deyişle TC müttefiki Ahrar -uş Şam’ın yenilgisi ise, olası bir işgal operasyonu için Efrin’i batıdan ve güneyden kuşatmayı uman TC’nin de bu planını şimdilik ertelemesi anlamına geliyor. Bunun yanı sıra Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) geçtiğimiz haftalarda  bir bildiri yayınlamış ve TC ile Rusya olarak kast ettiği “dış güçlerin bölgeye girmesini kabul etmediklerini” belirtmişti.

 

The post TC’nin Yeni Komşusu El-Kaide appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/07/24/tcnin-yeni-komsusu-el-kaide/feed/ 0