İlan Shalif – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Fri, 19 Sep 2014 13:28:18 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Gazze’de Yaşananlarla İlgili Anarşist Değerlendirme https://meydan1.org/2014/09/19/gazzede-yasananlarla-ilgili-anarsist-degerlendirme/ https://meydan1.org/2014/09/19/gazzede-yasananlarla-ilgili-anarsist-degerlendirme/#respond Fri, 19 Sep 2014 13:28:18 +0000 https://test.meydan.org/2014/09/19/gazzede-yasananlarla-ilgili-anarsist-degerlendirme/ Meydan: Hava saldırısı nasıl durdu? Bu ateşkesi sağlayan etkiler nedir? Ilan Shalif: İsrail, hatta Amerika bile, Mısır’ın Gazze şeridinde Hamas yönetimini sıkıştırmasını istemiyordu. Amerika bunu Müslüman Kardeşler’i daha radikal kökten dinci Müslümanlarla mücadelede kullanmak üzerine kurduğu bölgesel stratejisi yüzünden istemiyordu. İsrail ise eskiden beri süregelen Filistin’i bölme stratejisi yüzünden. Hamas ve Batı Şeria’daki Filistin yönetimi arasındaki […]

The post Gazze’de Yaşananlarla İlgili Anarşist Değerlendirme appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Meydan: Hava saldırısı nasıl durdu? Bu ateşkesi sağlayan etkiler nedir?

Ilan Shalif: İsrail, hatta Amerika bile, Mısır’ın Gazze şeridinde Hamas yönetimini sıkıştırmasını istemiyordu. Amerika bunu Müslüman Kardeşler’i daha radikal kökten dinci Müslümanlarla mücadelede kullanmak üzerine kurduğu bölgesel stratejisi yüzünden istemiyordu. İsrail ise eskiden beri süregelen Filistin’i bölme stratejisi yüzünden.

Hamas ve Batı Şeria’daki Filistin yönetimi arasındaki koalisyon bu bölünmeyi tehdit etti ve İsrail, Hamas’a saldırılarını arttırıp, Hamas’ı İsrail’e füze saldırıları gerçekleştirmek zorunda bıraktı.

Hamas’ı hiçbir zaman yok etmek istemeyen, sadece Hamas’ın Filistin yönetiminden bağımsız olmasını isteyen İsrail en başından beri Mısır, Hamas ve İsrail arasında bir anlaşma kurmaya çalışıyordu.

Ancak Mısır Gazze Şeridi’nde bağımsız bir Hamas yönetimini reddetti ve İsrail Gazze Şeridi’ni tamamen ele geçirip Mısır’dan bağımsız geçişi sağlayamadı.

Hamas, İsrail ve Mısır arasında varılan anlaşmaya uymayı reddedip füze saldırılarına devam ettiğinde İsrail ve Mısır en başta Amerika ve Avrupa, daha sonra uluslararası aktivist girişimleri yüzünden Hamas’ın da kabul edeceği bir anlaşmaya varmak için baskı altındaydı. Bu anlaşmanın pek çok detayı hala İsrail hükümetinin bakanlarından bile sır gibi saklanıyor.

İsrail kazandı mı ve amaçlarına ulaştı mı?

İsrail Hamas’a son saldırısında başarısızlığa uğradığını kabul etmiyor. Gazze Şeridi’ni işgal edip Hamas’ı bitireceğini söyleyip övünüyor, bunu yapacak gücü de var ancak uluslararası tepkiden korkuyor ve Amerika İsrail’in kullanacağı gücü sınırlaması için talimat verdi, bu yüzden Hamas’ı yenmeyi veya ateşkese zorlamayı başaramadı.

İsrail’de halkın görüşü, İsrail’in bu savaşı kazanmadığı ve bunun olsa olsa bir beraberlik sayılabileceği yönünde, ama biliyorlar ki aslında Hamas kazandı.

Peki, ya Hamas amaçlarına ulaştı mı?

Hamas daha önce geçerli olan şartlardan daha iyi şartlarla bir anlaşma yapılana kadar ateşkesi kabul etmedi. Bu sefer kazandı ancak biliyor ki İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki hâkimiyeti yakın zamanda bitmeyecek. Eskisinden daha fazla söz sahibi oldukları bir yönetim, Hamas’ı tatmin edecektir.

Hamas’ın üç amacı var. Biri dâhil oldukları Müslüman Kardeşler’in yükselmesi. Biri Gazze Şeridi’nde yönetimde kalmak. Biri de Batı Şeria’nın yönetimi için rekabet.

İlk ortaya çıktıklarından beri Hamas, İsrail tarafından Filistin milliyetçiliğinin düşmanı olarak gösterildi ve silahlı mücadeleye başladıklarında bile İsrail bunu söylemeye devam etti. Mısır Hamas’ı sıkıştırmaya başladığında ise onları kurtarmaya çalıştı. Hamas, sadece kendilerinin söz sahibi oldukları bir yönetimi kabul edeceğini uzun zaman önce açıklamıştı.

İsraril’in Gazze bombardımanının devam ettiği günlerde, Anarkismo.net sitesinde İsrailli anarşist İlan Shalif’in “Israel Burnt The Stew” (İsrail Yemeği Yaktı) başlıklı analizi yayınlandı. Yayınlanan bu analizin İsrail-Filistin meselesini anlamak için farklı bir bakış açısı sağlaması ve öngörülerinin gerçekleşmesi, analizin uluslararası kamuoyunda paylaşılmasına ve çokça tartışılmasına neden oldu. Biz de Meydan Gazetesi olarak, İlan Shalif’in Türkçeye çevirdiğimiz bu analizi ile birlikte bölgedeki savaş sonrası durumu öğrenmek için kendisiyle yaptığımız röportajı sizlerle paylaşıyoruz.

İsrail Yemeği Yaktı

Mısır’ın inatla üstüne düşeni yapmaması–Gazze ablukasını hafifletmemesi-ve Hamas’ın ablukayı ciddi oranda azaltan bir anlaşma yapılmadıkça silah bırakmayı reddetmesi nedeniyle hava saldırıları yetersiz kalan İsrail, kara saldırısına geçti.

İsrail, saldırıları sonlandırması için, ABD’ninki de dâhil, uluslararası baskı altına girdiği halde, Hamas’ın varlığını sürdürmesini sağlayacak olan en ufak yardımın geçişine bile izin vermiyor; Mısır da ateşkes olmadan ablukayı açmayı reddederek krizi beslemeyi sürdürüyor.

Hamas’a karşı olan savaşı bitirmesi için İsrail’e uygulanan uluslararası baskılara yanıt olarak, İsrail şimdi de ısrarla Gazze sınırı altında kazılmış saldırı tünellerini yok etmesi gerektiğini söylüyor (İsrail’in ileride ablukayı gevşetmesi konusunda varılacak anlaşmayı herhangi bir şekilde ihlal edilmesi durumunda, Hamas bu tünelleri, İsrail’e saldırmak için kullanabilir).

Şimdi ablukanın hafifletilmesi, Hamas’ın Gazze’de bağımsızlığına izin verecek. Ablukanın gevşetilmesi konusunda anlaşmaya varılmasının ardından Hamas’ın gücü artacak mı azalacak mı, İsrail ana amacında başarılı mı olacak, başarısız mı, henüz net değil.

Devam eden savaşın amacı, Gazze’de Hamas yönetiminin tekrar sağlanması için gereken bedeller üzerinde pazarlık yapabilmektir: İsrail ve Mısır’ın, ablukanın kaldırılmasındaki paylarının ne olacağı ve Gazze şeridinde Hamasçı varoşlarının sürdürülmesi için gerekli olan fonu kimin sağlayacağıdır.

Hamas’ın silah bırakmadan önce ablukanın ciddi oranda kaldırılacağı bir anlaşmada ısrar etmesi ve askeri direniş gücü, Mısır’ın da ablukanın hafifletilmesi konusunda üzerine düşeni yapmayı reddetmesi göz önüne alındığında, bir yandan İsrail kara saldırılarını artırmak zorunda kalırken, diğer yandan uluslararası teftiş güçlerinin Gazze’den başlayarak işgal bölgelerine müdahale etme ihtimali artıyor. Ki İsrail şimdiye kadar buna şiddetle karşı çıkıyordu.

Son günlerde öldürülen on İsrail askeri dâhil katliamın faturası ve ABD’nin, bölgesel stratejisinde önemli yer tutan Hamas’ın varlığını devam ettirebilmesi için uyguladığı baskı, İsrail’in bu rauntta yenilgiyi kabul edeceği dönüm noktasını yakınlaştırıyor.

İlan Shalif

 

Bu yazı daha önce gazetemizin web sitesinde Yayınlanmıştı.

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’^nin 21. sayısında yayımlanmıştır.

The post Gazze’de Yaşananlarla İlgili Anarşist Değerlendirme appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/09/19/gazzede-yasananlarla-ilgili-anarsist-degerlendirme/feed/ 0
İsrail Filistin Sınırında Anarşistler Duvara Karşı https://meydan1.org/2013/11/11/israil-filistin-sinirinda-anarsistler-duvara-karsi/ https://meydan1.org/2013/11/11/israil-filistin-sinirinda-anarsistler-duvara-karsi/#respond Mon, 11 Nov 2013 16:05:31 +0000 https://test.meydan.org/2013/11/11/israil-filistin-sinirinda-anarsistler-duvara-karsi/ İsrail devletinin “güvenlik” adı altında özellikle Filistinlilerin yaşadıkları bölgelerin çevresini yüksek beton duvarlarla, dikenli tellerle çevrelemesine ve bu bölgelere giriş çıkışın İsrail askerlerince keyfi olarak engellenmesi oldukça tepki çekti. Tüm dünya kamuoyunun İsrail yanlıları ve Filistin yanlıları gibi bir bölünmeye gittiği bir anda İsrailliler olarak sizin, Filistinlilerin yaşadığı bu haksızlığa karşı çıkmanız üzerinden ilk aldığınız […]

The post İsrail Filistin Sınırında Anarşistler Duvara Karşı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

 

Dikenli teller, derin çukurlar, gözetleme kuleleri, elektronik alarmlar ve yüzlerce kilometre boyunca uzanan bir duvar… 2003 yılında “Filistin-İsrail arasında güvenlik sağlama” yalanıyla Filistin topraklarına inşa edilen duvara karşı, yıllardır örgütlenen büyük bir direniş var. Beit Ummar’dan Bil’in’e, Ni’ilin’den Batı Şeria’ya kadar uzanan duvara karşı örgütlenen İsrailli anarşistlerse, yaşam alanları işgal edilen ve İsrail devleti tarafından sürekli olarak tehdit edilen Filistinlilerle dayanışmak için duvara karşı örgütleniyorlar.

TC devleti son zamanlarda, Suriye sınırına bir duvar örme ve bu topraklarda yaşamakta olan Kürtleri özgür bir yaşamın yeniden inşa edildiği Rojava Devrimi’nden ayırma telaşındayken Ortadoğu’nun göbeğinde bir halk, inşa edilen bir duvarı tecride karşı yıkmak için direnmekte.

İsrail Devleti’nin gaz bombalarıyla, plastik mermilerle, gerçek kurşunlarla saldırarak sindirmeye çalıştığı Duvara Karşı Anarşistler (Anarchist Against the Wall) ile İsrail’in işgal politikalarını, Filistin halkının mücadelesini ve duvara karşı direnişi konuştuk. 

İsrail devletinin “güvenlik” adı altında özellikle Filistinlilerin yaşadıkları bölgelerin çevresini yüksek beton duvarlarla, dikenli tellerle çevrelemesine ve bu bölgelere giriş çıkışın İsrail askerlerince keyfi olarak engellenmesi oldukça tepki çekti. Tüm dünya kamuoyunun İsrail yanlıları ve Filistin yanlıları gibi bir bölünmeye gittiği bir anda İsrailliler olarak sizin, Filistinlilerin yaşadığı bu haksızlığa karşı çıkmanız üzerinden ilk aldığınız tepkiler nasıldı? Filistinliler ne yapmak istediğinizi tam olarak anlayabilmiş miydi?

İlan Shalif: Tecrit genelde tellerden oluşuyor. Kilit noktalarda ve kentsel alanlarda beton duvarlar var, giriş ve çıkışlarda İsrail askerleri rastgele durduruyor. Beton duvarlar ve teller Filistin hareketinin sınırlandırılması için kullanılıyor. İsrail, küresel kapitalizm ve ABD’nin çıkarlarına hizmet ettiği için protestolar yerel ve uluslararası basında öne çıkmıyor. Beyazlar mücadeleye katılınca, medya daha çok dikkat gösteriyor. İsrail devleti ve destekçileri, Siyonist kolonici yerleşimci projenin herhangi bir eleştirisini ve eleştirenleri antisemitik diye karalıyor. İsrail’deki ve dünyadaki Yahudiler eleştiriye katıldığında ise antisemitik iddiası çürüyor. İsrail kamuoyu bölünmüş durumda. Neredeyse yarısı, 1967 işgalinin sona ermesi gerektiğini anlıyor, çoğu tecrit duvarına karşı çıkmıştı. Kamuoyu baskısı nedeniyle, bir AAtW (Anarchists Against the Wall) aktivisti diğerleriyle birlikte tecrit duvarının tellerini sallarken devlet güçleri tarafından gerçek mermiyle ayağından yaralandığında, ordu komutanı onu hastanede ziyaret edip özür dilemek zorunda kalmıştı. Siyonist soldan insanlar bile bizi destekliyor ve birkaçı bize katılıyor. İsrail sağı bizden nefret ediyor ve vatan haini olarak görüyor. Merkez bizim verdiğimiz hasarın farkında. Bazı Filistinliler bizim katılımımızın çeşitli yararlarını anlıyorlar, ancak aşırı gelenekçiler buna karşı. Filistin taban aktivistleri bizim ne düşündüğümüzü ve karşılığında ne aldığımızı biliyor. Bu, ortaklığı ve kişisel arkadaşlığı engellemiyor.

Meydan Gazetesi- AAtW

Duvar birçok yerleşim yerini birbirinden ayırdığı için işine ya da okuluna gidenler her gün bu duvarların aralarındaki kontrol noktalarını aşmak zorunda. Burada da İsrailli askerlerin tacizlerine maruz kalıyorlar. Bu uygulama ne zamandır devam ediyor?

Yıllar önce Filistin hareketinden daha fazla rahatsızlık vardı. Tecrit duvarı bunu değiştirdi ama daha kararlı bir politika var. Tacizler, Filistinlilere göç etmeleri için baskı kuran İsrail sisteminin ana parçası. İçeriğindeki değişimler ise sadece birer taktik. İsrail askerlerinin tacizleri en yoğun olarak yasal ve yasadışı işçiler tarafından, İsrail yolunda yaşanıyor. Batı Şeria içinde de bazı kontrol noktaları var ama son zamanlarda küresel baskı nedeniyle bu tip tacizler azaldı. Yollardan kaldırılan bütün engeller ya da tecrit tellerinde açılan delikler birkaç gün içinde geri konuluyordu.

Doğrudan eylem olarak adlandırdığınız bu eylemlerde şiddet kullanmıyorsunuz ama İsrail askerlerinin üzerinize açtığı ateşten dolayı yaralanan ve hatta yaşamını yitiren arkadaşlarınız olduğunu biliyoruz. Bu durum insanların katılımını olumlu ya da olumsuz yönde nasıl etkiliyor?

Hem İsrail içinde, hem Filistinlilerle ortak mücadelede, şiddetsizlik stratejisi uyguluyoruz; pasifizm nedeniyle değil, strateji nedeniyle. Taş atan Şabablar ile birlikteyken taş atılmasına katılmıyoruz ama onları eleştirmiyoruz da. Çoğu insan korkudan eylemlere gelmeye çekiniyor. Bazıları daha çatışmalı konumları tercih ediyor.

Uluslararası dayanışma gösteren birçok kurum Filistinlilere ne yapması gerektiğini söylerken, sizlerin Filistinlilere yönelik böyle bir yaklaşımınız var mı? Bu eylemlikleri nereye kadar sürdürmeyi planlıyorsunuz?

Ortak eylemlere sadece beraber çalışmak için çağırıldığımızda gidiyoruz. Kendimizi her zaman küçük ortak olarak görüyoruz. Ben kişisel olarak, davet edildiğim sürece ortak silahsız eylemlere katılmayı düşünüyorum.

Bizim yaşadığımız topraklara da bir duvar inşaatına başlandı. Kendi devrimini gerçekleştirerek yaşamlarına dair kararlarını kendileri veren Rojava’daki Kürtler ile T.C devleti sınırları içinde kalan halkları birbirinden ayırmayı amaçlayan bir duvar. TC kendi sınırları içinde yaşayan Kürtlere karşı yıllardır arasında görünmez bir duvar örmüş, Kürt halkının dilini ve kültürünü yok saymıştı. Fiziki olsun olmasın, bu duvarları asıl inşa eden şey milliyetçiliktir diyebilir miyiz?

Duvarlar ve tecrit telleri, sadece yöneten kapitalist elitin cephaneliğindeki araçlar. Egemen ulusal cemaatten farklı olanların bastırılması, bu elitin yönetiminin parçası. Bu durumun iyi anlaşılması gerekiyor. Bu durumun farkına varanların her koşulda, her zorlukta bunları anlatması gerekiyor. Milliyetçiliğin, sınırların ve duvarların ne amaçla oluşturulduğunu bilmemiz gerek.

Meydan Gazetesi - İsrail Filistin Duvarına Karşı Anarşistler

Devletler için yaptıkları saldırıları hukuk kılıfına sokmak çok kolay. Sıklıkla İsrail ordusuyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Sizce İsrail devletinin asıl politikası yeterince tartışılabiliyor mu?

“Bugünlerde ne duyacağız?” diye soranlara söylediğim gibi: “Kulağını nereye verdiğine bağlı.” İsrail’in batı yakasındaki Filistinlileri kontrol etmek, baskılamak ve sömürmek için kullandığı araçların çoğu ile ilgileniyoruz ve bunlar dünya medyasında bulunabilir. Ancak İsrail, amaçlarını göstermemek için dinsel söylemleri kullanarak durumu anlaşılmaz kılıyor.

Mücadelenizi yürütürken neye öncelik veriyorsunuz? Eylemleri finanse etmek için nasıl bir yol izliyorsunuz?

Son birkaç yılda – inisiyatif olarak, sadece bizi davet eden Filistinlilere katılıyoruz. Medya çoğu zaman bize yer veriyor, çünkü bu halkın ilgilendiği haberler arasında. Finansmanla ilgili olarak, ulaşım giderlerini katılımcılar karşılıyor. Hukuki giderlerse tüm dünyadan gelen dayanışmalarla karşılanıyor.

Yaşadığımız topraklarda birçok kişi, TC ordusunda askerlik yaparak kardeşine kurşun sıkmayı reddederek vicdani reddini açıklıyor. Bunların önemli bir oranını antimilitaristler ve anarşistler oluşturuyor. Sizin vicdani ret ve vicdani retçilerle ilişkileriniz nasıl?

Radikal Siyonist Fraksiyonu da içeren yelpaze içinden destekleyen inisiyatifler bile var. Vicdani ret, özellikle Filistinlilere karşı yürütülen haksız politikaları protesto etmek için yaygınlaşan bir eylem. Bazen diğerlerinden daha radikal kalan total retçiler de bize katılıyorlar. Vicdani reddin duvara karşı mücadelede de önem taşıdığını düşünüyoruz.

Neticede, anarşistler olarak İsrail devletinin politika ve uygulamalarından biri olan duvara karşı çıkarak Filistinlilerle daha farklı bir iletişim kurma şansınız da oluyor. Anarşizmin Filistinlilerle kurulan ilişkideki etkisi nedir?

Filistinlilerle dayanışırken, tabii ki siyasi kimliğimizin ne olduğu biliniyor. Bu dayanışmamızın yönteminin anlaşılması adına önem taşıyor. Filistinlilerin, halk mücadelesini kendi inisiyatifleri ile başlatmış olmaları gerçeği bize yeterince bilgi veriyor. Bunun üzerinden anarşizmle ilgili sıkça sohbet etme fırsatı buluyoruz.

Bu söyleşi Meydan Gazetesi’nin 14. sayısında yayımlanmıştır.

The post İsrail Filistin Sınırında Anarşistler Duvara Karşı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/11/11/israil-filistin-sinirinda-anarsistler-duvara-karsi/feed/ 0