Kadın bedeni – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Mon, 25 May 2020 15:02:20 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Kadının Distopyası – Mercan Doğan https://meydan1.org/2017/08/14/kadinin-distopyasi/ https://meydan1.org/2017/08/14/kadinin-distopyasi/#respond Mon, 14 Aug 2017 14:38:00 +0000 https://meydan.org/?p=58953 Damızlık Kızın Öyküsü’nden Metalaşan Kadının Öyküsüne Bir sabah, her sabah olduğu gibi, en yakın arkadaşınla kadın kadına koşuya çıkıyorsun. Dönüş yolunda, her sabah uğradığınız kafeye uğruyorsunuz kahve almak için. Her sabah size servis yapan kadın, artık orada çalışmıyor. Her sabah orada olmayan, o sabah olan erkekler spor taytlarınıza kınayarak bakıyor. Kafenin yeni erkek çalışanı sana […]

The post Kadının Distopyası – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Damızlık Kızın Öyküsü’nden Metalaşan Kadının Öyküsüne

Bir sabah, her sabah olduğu gibi, en yakın arkadaşınla kadın kadına koşuya çıkıyorsun. Dönüş yolunda, her sabah uğradığınız kafeye uğruyorsunuz kahve almak için. Her sabah size servis yapan kadın, artık orada çalışmıyor. Her sabah orada olmayan, o sabah olan erkekler spor taytlarınıza kınayarak bakıyor. Kafenin yeni erkek çalışanı sana kötü davranıyor, küfrediyor. Kartını uzatıyorsun ödeme için, “Banka yanıt vermiyor.” diyor erkek görevli. Tekrar deniyorsun, olmuyor. O sabah, içinde yaşadığın Gilead’deki bütün kadınlar aynı cevabı alıyor: “Banka yanıt vermiyor.” Çünkü bir gece önce kadınların banka hesaplarına el konmuş ve kartları iptal edilmiş, bütün maddi varlıkları eşlerine, babalarına ya da aileden bir erkeğe aktarılmış, kadın tamamen erkeğe tabii kılınmış.

Aynı gün içinde, işinden sadece “kadın” olduğun için kovulduğunu öğreniyorsun, artık gece dışarı çıkamayacağını, kılığının kıyafetinin sınırlanacağını. Ve anlıyorsun, başına gelecekler bu kadarla kalmayacak…

“Hiçbir şey anında değişmez. Derece derece ısınan bir küvette farkında olmadan haşlanarak ölürsün.”

Margaret Atwood’un 1981 yılında yazdığı The Handmaid’s Tale – “Damızlık Kızın Öyküsü” adlı distopya romanı, geçtiğimiz aylarda yine aynı isimle diziye uyarlandı. İlk 10 bölümü yayınlanan dizi, biz kadınlara yaşatılan distopyayı anımsatması açısından oldukça beğeni topladı.

Atwood, kadının savaşmak ya da ucuz iş gücü için gerekli insan yavrularını basan bir makine, bir çeşit damızlık bir hayvan olarak algılandığı, aslında öyle ya da böyle içinde yaşadığımız sistemi yazmıştır. Hayvanların damızlık olarak tanımlanması ya da evcilleştirilmesi ile doğduğunu söyleyebileceğimiz bu muamelenin kadınlara yönelik de yükseltildiği, eskiden ABD olan bölgede karanlık ve yakın gelecekte yaşananları yazmıştır.

Özellikle kadınlara yönelik baskılar çeşitli uygulamalarla arttırılır. Yaşamın her alanına müdahale eden yasalar çıkarılır. Başkan öldürülür. Ordu yönetime el koyar. Terör saldırıları gerekçesiyle anayasa askıya alınır. Hükümet farklı bir yapıya evrilir, Gilead (Yakup’un Oğulları) Cumhuriyeti çıkar ortaya. Bunlar farklı günlerde, farklı aylarda, toplumun desteği alınarak sırayla gerçekleştirilir. Sonunda baskı zirveye çıkar. Bu sırada ekolojik yıkım, hastalıklar ve radyasyon sebebiyle dünya kadınlarının doğurganlıkları neredeyse sıfıra yaklaşmıştır. Doğan az sayıdaki çocuğun çoğu ise sakat olduğundan imha edilmektedir.

Başta bahsedilen o gecenin ardından, insan ırkının devamlılığı bahanesiyle, “doğurganlık özelliğini kaybetmeyen kadınlar” bir bir toplanırlar devlet tarafından ve yeni yönetimin komutanlarına damızlık olarak verilirler.

“Yürüyüşler yapıldı elbette, bir alay kadın ve biraz da erkek. Ama sayıları düşünebileceğinizden daha azdı. Sanırım insanlar korkmuştu. Polisin ya da ordunun ya da her kimseler, yürüyüşler daha başlar başlamaz ateş açacağı duyulunca, yürüyüşler durdu.”

Bütün kadınlar kategorilere ayrılmıştır. Toplumun en üst tabakasında olanlar, yani önemli görevlerdeki erkeklerle evli olanlar mavi giyinirler. Yeşil elbiseli olanlar, doğurgan olmayan kadınlardır, ev işleriyle ilgilenirler. Damızlıklar baştan ayağa kırmızı giyinenlerdir, kendilerine ait isimleri bile yoktur. Damızlığa, kölesi olduğu komutanın adı Fred ise “Offred” (Fred’inki), Warren ise Ofwarren (Warren’ınki) diye seslenilir.

Damızlıkları eğiten ve kahverengi giyinen “teyze”ler vardır. Henüz regl olmamış damızlık adayları ise beyaz giyinirler. Eğer bir kadın bu sınıflardan hiç birini beğenmezse kolonilerden birine gidip ağır işlerde çalışmak, kirlenmiş hava ve toprak yüzünden yavaş yavaş “ölebilmek özgürlüğü”ne de sahiptir ya da Jezebel olarak anılan, komutanların yasa dışı partilerinde “seks köleliği yapabilmek şansı”na da sahiptirler. Bu kadınların hepsi “Göz” adı verilen gizli polislerce gözlenirler.

“Özgürlük, başka her şey gibi görecelidir.”

Reagan ve Thatcher’in “Kadınlar eve dönsün, çoluk çocuklarına sahip çıksınlar” dediği dönemde kaleme almıştır Margaret Atwood bu romanı. ABD ve Avrupa’da dini kisve altında güçlenen muhafazakarlığın kadınların kazanımları açısından ne kadar ciddi tehdit oluşturduğunu, bu korkuyu yaratarak göstermek istemiştir. Damızlıkları eğiten korkunç teyzelerden Lydia der ki romanda; “Birden fazla özgürlük çeşidi vardır. Bir şeyler yapma ve bir şeylerden sakınma özgürlüğü. Eskiden, bir şeyler yapma özgürlüğü vardı. Şimdiyse size sakınma özgürlüğü veriliyor. Azımsamayın bunu sakın.” Muhafazakar-tepeden inmeci zihniyetin gün geçtikçe daha fazla kabul görmesi, tutuculuğun güçlenmesi ve özgürlük gibi kavramların içini boşaltılması… Senaryo gittikçe daha da tanıdık geliyor, değil mi?

“Susturulanlar duyulmak için yaygara koparacaklardır.”

Sustukça, kabullendikçe, sessiz kaldıkça, boyun eğdikçe daha da yakınlaştığımız kapkara bir distopyanın habercisi aslında bu roman ve dizi. Eleştirilecek yanı yok mudur, elbette vardır ancak bu yazının konusu değildir.

Günümüzde erkek devletin erkek iktidarlarının dillendirdiği en az 3 çocuk – 5 çocuk söylemleri, kürtaj yasaları, kadınlara doğum izni uygulamaları, kadın katillerine uygulanan tahrik ve iyi hal indirimleri, yasalarla düzenlenen yaşamlarımız; sustukça, kabullendikçe, sessiz kaldıkça, boyun eğdikçe daha da yakınlaştığımız kapkara bir distopyanın ta kendisi!

*Alıntılar Damızlık Kızın Öyküsü’ndendir.

Mercan Doğan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 39. sayısında yayınlanmıştır.

The post Kadının Distopyası – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/08/14/kadinin-distopyasi/feed/ 0
” Bedenimizi Tanıyalım ” – Dr. Mine Bilgili – Mine Yılmazoğlu https://meydan1.org/2015/03/06/bedenimizi-taniyalim-dr-mine-bilgili-mine-yilmazoglu/ https://meydan1.org/2015/03/06/bedenimizi-taniyalim-dr-mine-bilgili-mine-yilmazoglu/#respond Fri, 06 Mar 2015 15:13:33 +0000 https://test.meydan.org/2015/03/06/bedenimizi-taniyalim-dr-mine-bilgili-mine-yilmazoglu/ Kadın cinsel organı vajina, vücudun diğer bölgelerine göre mikroorganizmayı barındırmaya en müsait bölgedir. Özelikle vajinanın dış ortamdan yalıtılmış ve kıvrımlı yapısı mikroorganizmaların vajinayı konak olarak kullanmalarını neden olmaktadır. Ayrıca vajina, pek çok mikroorganizmanın üreyebileceği sıcak ve nemli bir ortamdır. Bu sebeple vajinada cinsel yollarla bulaşan mikroorganizmaların çoğalıp üremesi çok kolaydır. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Nelerdir? […]

The post ” Bedenimizi Tanıyalım ” – Dr. Mine Bilgili – Mine Yılmazoğlu appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

kadinhastaliklari

Kadın cinsel organı vajina, vücudun diğer bölgelerine göre mikroorganizmayı barındırmaya en müsait bölgedir. Özelikle vajinanın dış ortamdan yalıtılmış ve kıvrımlı yapısı mikroorganizmaların vajinayı konak olarak kullanmalarını neden olmaktadır. Ayrıca vajina, pek çok mikroorganizmanın üreyebileceği sıcak ve nemli bir ortamdır. Bu sebeple vajinada cinsel yollarla bulaşan mikroorganizmaların çoğalıp üremesi çok kolaydır.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Nelerdir?

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar bakteri, virüs ve parazitin ortaya çıkarttığı hastalıklardır. Genital bölgedeki uçuklar (herpes tipleri), sifiliz (frengi), siğiller, toxoplasma, hepatit B, AIDS enfeksiyonları cinsel yolla ve cinsel temasla da bulaşabilmektedir. Bunun ötesinde kişisel temizliğe önem verilmemesi, bu hastalıkların oluşabilmesi için ortam hazırlar. Diğer taraftan kişisel temizliğe özen gösterilmesine ve cinsel ilişkide koruyucu yöntemler kullanılmasına karşın bu hastalıklar oluşabilir.

Korunma Yöntemleri

Cinsel hastalıklardan korunma genellikle bireylerce bilinmeyen, bilinse de ihmal edilen uygulamalardır. Enfeksiyonlardan korunmanın en etkili yolu kişisel temizliğe özen göstermenin yanı sıra cinsel ilişki esnasında kondom kullanmaktır. Ancak gebelikten korunmada etkili olan spiral, hap, iğne gibi yöntemlerin hiçbiri bu hastalıklardan korunmada etkili değildir. Ne yazık ki; cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma, sıklıkla gebelikten korunmakla karıştırılmaktadır. Bu durumun en büyük sorumlusu toplum mühendisliğine soyunan Sağlık Bakanlığı’dır. Grip vakalarında can siper mücadele ediyor görüntüsü veren, sigara ve alkole karşı kamu spotlarıyla sözde “sağlıklı toplum yaratma mücadelesi (!)” veren Sağlık Bakanlığı cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesi noktasında olabildiğince duyarsız kalmaktadır. Hatta bu davranışını “Bizim toplumumuz tek eşli olduğundan böyle bir sorun yok” diyerek yanlış bilgilendirme yaparak milyonlarca kadını zan altında bırakarak toplumsal yaşantıda kadını ötekileştirmektedir.

Erken Tanı ve Teşhis

Hastanelerin jinekoloji kliniklerinde düzenli olarak yapılan muayeneler ve kan ya da pap-smear gibi testler ile bu hastalıklar başlangıç sürecinde tespit edilebilir. Öte yandan radyografi, ultrasonografi gibi görüntüleme yöntemleri de hastalıklara neden olan durumların anlaşılmasında faydalı olmaktadır.

Ancak kadın hastalıklarını fark etmek ve önlemekte de hastaneye başvurmak tek çözüm değil. Kaldı ki onca işin gücün arasında (Sağlık Bakanlığı’nın randevu sistemi uygulamasına göre) gecenin 12’sinde 14 gün sonraki randevuları kovalamak ve uzun randevu kuyruklarında beklemek de kolay değil.

Kadın hastalıklarından pek çoğunu vajinal kanamaların olağan dışı durumlarıyla fark edebiliriz. Regl dönemindeki aşırı ya da az kanamalar, uzun süren kanamalar ya da dönemi dışında gerçekleşen kanamalar kadın hastalıklarının belirtisi olabilir. Ayrıca vajinal akıntıların rengi, kokusu ve kıvamı da mantar ve parazit enfeksiyonları başta olmak üzere pek çok enfeksiyonun belirtisi olabilir. Vajina çevresindeki uzun süren kaşıntı ve kızarıklık gibi anormallikler de dikkatlice takip edilmelidir.

Kadın hastalıkları arasında bulaşıcı enfeksiyonların yaygınlığı kadar genetik yatkınlık da etkilidir. Özellikle ailesinde meme ve rahim kanserleri görülen bireylerde risk faktörü oldukça yüksektir. Meme kanserinin başlangıç sürecinde tespit edilmesinin en iyi yolu sık yapılan muayenelerdir. Meme muayenesi kendi kendine yapılabilecek oldukça basit bir uygulamadır.

Kadın Cinsel Hastalıklarına Toplumun Bakışı

Ne yazık ki toplum, kadını bedenine yabancılaştırmakta ve kendi bedeninden utanır hale getirmektedir. Biz kadınlar herhangi bir cinsel hastalığa yakalandığımızda hatta ölümcül olanlarında dahi bu hastalığımızı hem kendimize karşı hem de dışarıya karşı gizlemeyi tercih ediyoruz.

Toplumun kadın cinselliğine bakış açısının yarattığı etkiyle sağlık kuruluşlarında kadınlar bu hastalıklar hakkında bilgilendirilmeden tam tersine doktorlar tarafından hastalığından utanması gereken bir durummuş gibi karşılanıyor. Bunun da ötesinde birçok kadın, erkek doktorların davranışlarından çekindiği için de rahatsızlıklarını gizliyor. Cinsel ilişki deneyimlemiş kadınların evli olup olmadıkları, eşcinsel ilişki yaşayıp yaşamadıkları gibi tedavi amacından uzak, bireyi yargılayan ve ahlak sorgusuna dönüşen sorular, toplumun ötekileştirdiği kadınları sağlıktan uzaklaştıran, devletin kurumsal dayatmalarıdır.

Dolayısıyla cinsel yolla bulaşan bu hastalıkların tedavisinde kadınların kendi önleyici tedbirlerini oluşturmaları gerekiyor. Bu önleyici tedbirlerin en başında da kadının kendi bedenini iyi tanıması geliyor. Bu ne eğitim kurumlarında, ne sağlık kurumlarında öğretilebilir bir şey değildir. Bu her kadının kendi bulacağı yöntemlerle geliştirebileceği bir süreçtir. Tabi ki kendi kendimizi tedavi edemeyiz ancak şu da bir gerçektir ki; tedavi edilmesi gereken bir diğer sorun da toplumun hastalıklı zihniyetidir.


Meme muayenesi
Meme muayenesi için ilk basamak; iyi aydınlatılmış bir odada, ayna karşısında, ellerimizi belimize koyarak memelerimizi incelemektir. Memelerin simetrik olmasına, renk değişimine ve herhangi bir çöküntü olup olmasına dikkat etmeliyiz. Bu işlemi kollarımızı yukarı kaldırılarak tekrarlamalıyız. Daha sonra sırt üstü yatarak, önce sağ mememizi kontrol etmek suretiyle; sağ kolumuzu başımızın altına alıp, sol elimizi sağ mememize batırarak ele gelen herhangi bir kitle olup olmadığını kontrol etmeliyiz. Meme muayenesi sonrası koltuk altlarına bakıp, aynı işlemi koltuk altımızda tekrarlamalıyız. Meme kontrolünü 20 yaşından itibaren ayda 1 kez uygulanmalıdır.

Dr. Mine Bilgili – Mine Yılmazoğlu

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 25. sayısında yayımlanmıştır.

The post ” Bedenimizi Tanıyalım ” – Dr. Mine Bilgili – Mine Yılmazoğlu appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/03/06/bedenimizi-taniyalim-dr-mine-bilgili-mine-yilmazoglu/feed/ 0