kara para – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Mon, 21 Sep 2020 08:34:19 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 FinCEN Belgeleri: Büyük Bankalar “Kara Para” Aklıyor https://meydan1.org/2020/09/21/64329/ https://meydan1.org/2020/09/21/64329/#respond Mon, 21 Sep 2020 08:32:58 +0000 https://meydan.org/?p=64329 Dünyanın en tanınmış bankalarının “kara para aklama” ve “terör finansmanı” gibi konularda oynadığı ı rol ifşa oldu. Amerikan bankalarının şüpheli fon transferlerine ilişkin raporlarının sızdırılmasıyla, 2 trilyon doları bulan şüpheli fon transferleri gün yüzüne çıktı. Buna göre, ABD’deki Mali Suçları Uygulama Ağı’nın (FinCEN) kayıtlarında, Türkiye banka hesaplarına ait 538 işlem de ‘şüpheli’ olarak işaretlendi. BuzzFeed News […]

The post FinCEN Belgeleri: Büyük Bankalar “Kara Para” Aklıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Dünyanın en tanınmış bankalarının “kara para aklama” ve “terör finansmanı” gibi konularda oynadığı ı rol ifşa oldu. Amerikan bankalarının şüpheli fon transferlerine ilişkin raporlarının sızdırılmasıyla, 2 trilyon doları bulan şüpheli fon transferleri gün yüzüne çıktı. Buna göre, ABD’deki Mali Suçları Uygulama Ağı’nın (FinCEN) kayıtlarında, Türkiye banka hesaplarına ait 538 işlem de ‘şüpheli’ olarak işaretlendi.

BuzzFeed News tarafından elde edilen, kâr amacı gütmeyen bir haber kuruluşu ve küresel bir araştırmacı gazeteciler ağı olan International Consortium of Investigative Journalists (ICIJ) ile paylaşılan gizli mali kayıtlar, toplamı 2 trilyon doları aşan şüpheli fonların dünya geneline nasıl yayıldığını gösteriyor. FinCEN’e sunulan raporlarda, Türk bankaların da adı geçiyor. Türkiye’den yurt dışına yapılan ‘şüpheli havale’ miktarı ise 71 milyon dolar.

Hepimiz Bedelini Ödüyoruz

Şüpheli eylem bildirimleri veya SAR olarak bilinen dosyalar, politikacıların, oligarkların, yasa dışı yollarla yaptırımları delen dolandırıcıların ya da onlara hizmet eden bankacıların dünyadaki suç, yolsuzluk ve eşitsizliğin artmasında oynadığı rolü ortaya koyuyor. Bankaların ve diğer finans kurumlarının yasa dışı para akışını engellemekteki başarısızlığının, suçları nasıl teşvik ettiğini anlatıyor.

“Parayı aklayan suçluların kendileri değil. Bu yüzden bankaların rolü gerçekten önemli çünkü onlar paranın ülkelerinden güzel ve güvenli bir yere taşınmasını sağlayan sistem” diyen kara para aklama uzmanı Graham Barrow, ICIJ’e açıklamalarda bulundu: “Sonuçta hepimiz bunun bedelini ödüyoruz. Çünkü bu para bizim vergilerimizden geliyor ve iyi ulaşım, iyi okullar ve iyi bir sağlık hizmeti sağlamak için harcanmalı. Toplum olarak bu konuda bir şeyler yapmamız gerekiyor.”

ICIJ, BuzzFeed News ve medya ortakları, finans kuruluşları tarafından ABD Hazine Bakanlığı’nın bir parçası olan Mali Suçları Uygulama Ağı’na (FinCEN) sunulan 2 bin 100’den fazla şüpheli eylem bildirimini araştırdı. Ekip ayrıca, raporlama süreci sırasında bilgi edinme talepleri ve diğer kaynaklar yoluyla elde ettiği, finansal kurumlara bağlantılar içeren 17 bin 600 kayda erişim sağladı.

Yoğun teknik bilgi içeren bu raporlar, şimdiye kadar sızdırılan en ayrıntılı ABD Hazine kayıtları. HSBC, Deutsche Bank, JPMorgan Chase ve Barclays dahil olmak üzere büyük bankalar tarafından işlenen ödemeleri açıklıyor.

SAR’lar mutlaka bir suistimal ya da bir suçun kanıtı değil. Bankalarda uyum görevlileri olarak bilinen, finansal suçların ayırt edici özelliklerini taşıyan geçmiş işlemleri veya yüksek risk profiline sahip müşterilerin ya da geçmişte kanunla karşılaşan müşterilerin işlemlerini raporlayan gözlemcilerin görüşlerini yansıtıyor.

88 Ülkeden 400 Gazeteci Araştırdı

FinCEN dosyalarındaki SAR’lar çoğunlukla birkaç büyük banka tarafından dosyalandı. İncelenen dönemde Deutsche Bank 982, Bank of New York Mellon 325, Standard Chartered Bank 232, JP Morgan Chase 107, Barclays 104 ve HSBC 73 SAR raporunu FinCEN’e sundu. Ve bu altı banka sızıntılardaki tüm SAR’ların yüzde 85’inden fazlasını doldurdular. BuzzFeed News’e göre FinCEN, 2011 ile 2017 arasında 12 milyondan fazla ve yalnızca 2019’da iki milyondan fazla SAR aldı.

88 ülkeden dört yüz gazeteci sızdırılan kayıtları araştırdı ve işlemler çoğu zaman sadece bir isim veya tek bir adrese çıktı. Kaynaklardan ek belgeleri araştırmak, mahkeme ve arşiv kayıtlarını okumak, suç mağdurları ile görüşmek ve 1999 ile 2017 arasında gerçekleşen milyonlarca işlemle ilgili verileri incelemek için 16 ay harcadılar.

Belgelerde yer alan düzinelerce siyasi figür arasında dolandırıcılık ve vergi kaçakçılığından mahkum olan, Donald Trump’ın eski kampanya yöneticisi Paul Manafort da bulunuyor. JPMorgan’ın FinCEN’e sunduğu SAR’a göre banka, Eylül 2017 gibi yakın tarihe kadar Manafort ile ortaklarının paravan şirketleri arasındaki para transferlerini aktarmaya devam etti. Transferler, Manafort’un Rusya bağlantılı Ukraynalı yetkililerle olan bağlarının ve kara para aklama şüphesinin geniş çapta bildirilmesinden çok sonra gerçekleşti.

Reza Zarrab’ın ABD Bankalarındaki İşlemleri

Ayrıca SAR’lar, 2017’de İran’ın yaptırımlardan kaçmasına yardım ettiği için ABD federal mahkemesinde suçunu kabul eden İranlı-Türk altın tüccarı Reza Zarrab ve ağının transferlerinin ABD bankalarından nasıl geçtiğini ortaya koyuyor. Haziran 2016’da, Zarrab’ın Disneyland’e giderken tutuklanmasından üç ay sonra, Standard Chartered Bank, Zarrab ve Zarrab’la ilişkili kişi ve şirketlerle ilgili on yıllık banka işlemleri hakkında bir dizi şüpheli faaliyet raporu sundu. Banka, Zarrab’ın ağına bağlı olduğunu saptadığı tüzel kişiler tarafından 2016’da yapılan 133 milyon dolarlık işlemi listeledi.

FinCEN Files araştırmasında yer alan düzinelerce hikaye, küresel bankalar aracılığıyla yabancı sermayelerden yalnızca kağıt üzerinde var olan şirketlere, oligarklara ve despotlara yapılan para transferlerinin izini sürüyor.

ABD hükümetine ait gizli belgeleri içeren sızıntılar, JPMorgan, HSBC, Deutsche Bank, Standard Chartered ve diğer büyük bankaların despotlar ve hırsızlar için şaşırtıcı meblağlarda yasa dışı nakit para aktardıklarını ortaya koyuyor. Bu durum, düzenleyici sistemin küresel kara para aklamayı durdurma konusunda ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.

Türkiye İle İlgili Neler Var?

FinCEN’e sunulan raporlarda, ABD bankaları aracılığıyla döviz işlemleri yapan Türk bankaların da adı geçiyor. ICIJ’ın analiz ettiği FinCEN kayıtlarında, Türkiye’deki banka hesaplarının gönderici ya da alıcı olduğu 538 işlem ‘şüpheli’ olarak işaretlendi. Toplamda 70 milyon doları geçen şüpheli fon Türkiye’deki banka hesaplarına geldi. Türkiye’den yurt dışına ise yaklaşık 71 milyon dolarlık şüpheli havale yapıldı.

FinCEN Files araştırmasının medya ortakları arasında Fransa’dan Le Monde, The Indian Express, İtalyan L’Espresso, Japonya’dan Asahi Shimbun, Kolombiya’dan El Espectador / CONNECTAS, Venezuela’dan Armando.info, Pakistan’dan The News, Nijerya’dan Premium Times ve Tunus’tan Inkyfada bulunuyor. NBC, British Broadcasting Corporation, Australian Broadcasting Corporation, Canadian Broadcasting Corporation, SVT Swedish TV, Almanya’dan NDR, WDR ve Finlandiya’dan Yle ilgili yayıncılar arasında yer alıyor. Alman Süddeutsche Zeitung, The Irish Times, Polonya’dan Gazeta Wyborcza, Hollandalı Trouw ve Financieele Dagblad, Rise Romania, İsviçre’den Tamedia, İspanya’dan El Confidencial, La Sexta ve Norveç’ten Aftenposten Avrupalı ortaklardan sadece birkaçı. Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi (OCCRP), Arjantin’den La Nación, Perfil ve Infobae, Brezilya’dan Revista Piauí, Época ve Poder 360 projede iş birliği yapılan kuruluşlar arasında bulunuyor.

BuzzFeed Kaynağını Açıklamadı

BuzzFeed News’e göre, kayıtların bir kısmı, 2016 ABD başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahalesine yönelik ABD kongre komitesi tarafından yürütülen soruşturmaların bir parçası olarak toplanırken, diğerleri kolluk kuvvetlerinden FinCEN’e yapılan talepler üzerine toplandı. BuzzFeed News, kaynağın kimliği hakkında yorum yapmadı.

Şüpheli faaliyet raporlarını ifşa ettiği için komplo kurmakla suçlanan FinCEN çalışanı Natalie Mayflower Sours Edwards, ocak ayında hakkındaki suçlamayı kabul etmişti. Savcılar, ifşa ettiği materyalin yaklaşık 12 makalede yer aldığını söylemişlerdi. Savcılar makalelerin yayımlandığı yayının adını vermeseler de, başlıklar ve tarihler BuzzFeed News tarafından yayımlanan makalelere karşılık gelmişti. Ocak ayında yapılan duruşmada Edwards’ın avukatı olan Marc Agnifilo, Edwards’ın belgeleri ifşa etmekteki niyetinin iyi olduğunu söylemişti.

Artık Edwards’ın avukatı olmayan Agnifilo, mahkemede, “(Edwards) Devlet kurumlarının, bazı kritik gerçekler karşısında sorumluluğunu yerine getirmediği görüşündeydi. Hükümet yetkililerinin bunu doğru şekilde ele alacağına güvenmediği için medyaya başvurdu” demişti.

FinCEN’den Kınama

FinCEN, SAR’ların içeriği hakkında yorum yapmayı reddederek belgelerin sızdırılmasını kınadı. FinCEN, BuzzFeed News’e yaptığı açıklamada, SAR’ların yetkisiz ifşasının, içerdiği bilgiler nedeniyle devam eden veya gelecekteki soruşturmalarını kesintiye uğratabileceğini belirtti.

Suç aktörlerinin bir soruşturmanın veya potansiyel soruşturmanın varlığını öğrenerek ilgili kanıtları elden çıkarmasına izin verebileceğini, tanıkları ve mağdurları fiziksel olarak zarar görme riskine sokabileceğini kaydetti. FinCEN, “Dahası, bu tür yetkisiz ifşalar, SAR’ları dosyalayan kurumlar üzerinde caydırıcı bir etkiye sahiptir. Kurumlar, müşterilerinin ve çalışanlarının güvenliği ve mahremiyetiyle ilgili anlaşılır bir şekilde endişelenebilir ve hukuka aykırı bir şekilde kamuya açıklanacağı korkusuyla yasal kovuşturmaya neden olacak bilgileri FinCEN’e bildirmeye daha az istekli olabilir” ifadelerini kullandı.

ABD Adalet Bakanlığı Ceza Dairesi Sözcüsü Matt Lloyd ise ICIJ’e şunları söyledi: “Adalet Bakanlığı, çalışmasının arkasında duruyor ve bulduğumuz her yerde kara para aklama dahil olmak üzere mali suçları agresif bir şekilde soruşturma ve kovuşturma konusunda kararlılığını sürdürüyor.”

Kaynak: Duvar

The post FinCEN Belgeleri: Büyük Bankalar “Kara Para” Aklıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/09/21/64329/feed/ 0
“Savaştan Nasiplenmek”- Özgür Benol https://meydan1.org/2012/11/07/savastan-nasiplenmek-ozgur-benol/ https://meydan1.org/2012/11/07/savastan-nasiplenmek-ozgur-benol/#respond Wed, 07 Nov 2012 18:32:14 +0000 https://test.meydan.org/2012/11/07/savastan-nasiplenmek-ozgur-benol/ Ortadoğuya semaye akışı ve Türkiye’nin ekonomik savaşı Suriye’deki savaş Türkiye’nin ve medyanın gündemindeki yerini kaybetmiş görünüyor. Ana haber bültenlerinde ise arka sıralara doğru itelenmiş durumda. Hâlbuki bundan 3 hafta önce devlet erkânının yaptığı açıklamalarda Şam hükümetine karşı takınılan saldırgan tavır uç noktaya taşınmıştı. Akçakale’ye düşen bombaların ardından yapılan misillemeler, savaş tezkeresi, Başbakan’ın söylemindeki son derece […]

The post “Savaştan Nasiplenmek”- Özgür Benol appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Ortadoğuya semaye akışı ve Türkiye’nin ekonomik savaşı

Suriye’deki savaş Türkiye’nin ve medyanın gündemindeki yerini kaybetmiş görünüyor. Ana haber bültenlerinde ise arka sıralara doğru itelenmiş durumda. Hâlbuki bundan 3 hafta önce devlet erkânının yaptığı açıklamalarda Şam hükümetine karşı takınılan saldırgan tavır uç noktaya taşınmıştı.

Akçakale’ye düşen bombaların ardından yapılan misillemeler, savaş tezkeresi, Başbakan’ın söylemindeki son derece saldırgan tutum ve Rusya ile yaşanan uçak indirme krizi… Bu olanlar Türkiye’nin Suriye’ye karşı girişeceği bir saldırının Türkiye’nin çıkarlarına ters düşmeyeceğini ortaya koydu. Medya bu sırada savaş söylemini özenle yükseltti.

Türkiye savaşın tam ortasında

Uluslararası medyada Türkiye’nin Özgür Suriye Ordusu’na para, silah ve silah eğitimi sağladığıyla ilgili birçok haber yayınlandı. Özgür Suriye Ordusu (Ö.S.O) komutanlarından Şeyh Mahmud Mücadani uluslararası basına Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın Ö.S.O’ya savaş başı 150 TL maaş verdiğini, Davutoğlu’nun Yemen ziyaretinde Ö.S.O mensuplarının eğitimi için askeri üs talep ettiği ortaya çıktı. Başbakanlık örtülü ödenek (kaynağı açıklanmayan devlet giderleri) 2012’nin ilk 8 ayında, 2011 yılı giderlerini 176 milyon lira aştı. Türkiye, Uluslararası Ekonomik İşbirliği Örgütü tarafından teröre kaynak amacıyla kara para akladığı gerekçesiyle kara listeye alınmakla tehdit edildi. Apaydın’daki olayla açık şekilde ülke gündemine oturan gerçek ise Türkiye’nin fiili olarak Suriye’deki savaşın destekçisi olması idi.

Devlet her ne kadar Suriye’de barış istediğini söylese de, Suriye’deki savaşta kendini önemli bir aktör konumuna getirdi. Türkiye, Suriye’de ki savaşın bu kadar içinde olmasına rağmen, Suriye hükümetiyle niye savaştığına dair geçerli bir açıklama yapmadı. Suriye’ye müdahale sebebi olarak Şam’ın PKK’yi destekleme ihtimalini gösterdi veya Suriye’de savaşı, demokrasi için desteklediğini iddia etti. Bu saçma sapan gerekçeler bize, Türkiye’nin Suriye’deki savaşı büyütmesi için kamuoyuna açıklamadığı başka sebepleri olduğunu gösteriyor ki, kapitalizmin hâkim ideoloji olduğu bir zamanda savaşların sebepleri zaten gizli olamaz

Sermaye Türkiye’ye göç ediyor

Sebep tabi ki de para ve güç istenci. Savaş Türkiye için ciddi bir gelir kapısı. Savaşın yaşandığı ülkelerden kaçan sermaye kendi için korunaklı ülkelere kayıyor. Türkiye’nin dolaylı yollarla elde ettiği “savaş ganimeti” Ortadoğu’da yaşanmış önceki savaşlarda da Türkiye’ye akmıştı. Türkiye şu an Ortadoğu’da sermaye için korunaklı diye tarif edilebilecek bir kaç ülkeden biri. Rakamlar, Türkiye’nin neden savaş istediğini tüm açıklığıyla ortaya koyuyor.

Savaş başladığından beri Suriye üzerinden Türkiye’ye giren paranın 1,8 milyar olduğu söyleniyor. Erdoğan’ın finans danışmanlığını yapan Suriye kökenli Gazi Mısırlı, Suriye’de savaş başladığından beri 400 fabrikanın kapandığını ve sınırdan nakit olarak kaçırılan paranın yıl sonuna kadar 500 milyon dolar olmasını beklediklerini söyledi. Bu paranın büyük kısmı Hatay üzerinden ekonomiye dâhil ediliyor. Son 1,5 yılda Hatay’daki banka mevduatı %34 artarak 7 milyar 55 milyon dolara, Hatay borsasındaki para 392 milyon TL’den 611 milyon TL’ye çıktı. Türkiye genelindeki döviz mevduatı savaşın başladığı tarih olan 2010 sonundan bu yana yüzde 11 artarak 63,8 milyardan 71,1 milyar dolara, Hatay’daki bankaların döviz mevduatlarının ederi yüzde 45 artışla 710 milyon dolardan 1 milyar 30 milyon dolara yükseldi. Hatay, Kilis, Antep illerinde kiralar kimi yerlerde üçe katlandı. Hatay’da Ocak 2012 verilerine göre 1974 kişiye toplam 3milyon 722 bin 874 metrekarelik 1320 parsel ise satılmış durumda. (Hatay’ın toplam yüz ölçümü 5 milyon 506 bin metrekare) Bu parsellerin çoğunun yabancı sermayeye satıldığı düşünülüyor ve gelen paraların bir kısmı silah olarak Suriye’ye, muhaliflere geri dönüyor.

Bölgedeki küresel hesaplar

Suriye ile Türkiye’nin siyasi ilişkileri, 2011’in Mart ayından sonra gittikçe gerilerek kopma noktasına ulaştı. Türkiye’nin dış politikasındaki bu hızlı değişim, tabi ki Suriye’deki rejimin demokratik olup olmamasına duyduğu ilgiye dayanmıyor. Bu dış politika değişikliği, özellikle Kuzey Afrika, Ortadoğu bölgelerindeki birçok başka devlette de mevcut. Arap Baharı’nın yaşandığı ülkelere ilgi, bahar sonrası değişen siyasi, ekonomik ve sosyal yapılar nedeniyle (Türkiye gibi) küresel kapitalistlerle iyi ilişkiler içerisinde bulunan birçok bölge ülkesinde mevcut. Bu ilginin yoğunluklu olarak ekonomik olduğunu tespit etmek için uluslararası strateji uzmanı olmaya gerek yok.

Arap Baharı’ndan sonra Libya’da yaşananlar bunun en güzel örneği. Bahar’ın Libya’da Kaddafi’yi devirmesine yardımı dokunan bütün NATO devletleri ve Katar, bahar sonrası dönemde yardımlarının karşılığını almayı sürdürüyor. Bu karşılık, sadece doğrudan bir ekonomik karşılık değil. Ülkenin ekonomik kaynakları Geçiş Hükümeti’nce bu devletlerle ya da küresel şirketlerle yapılan anlaşmalarla hibe edilmekte. Bu dolaylı ve doğrudan anlaşmalarla yeni hükümet, bu küresel iktidar odaklarına borcunu epey yüklü bir faizle hala ödüyor.

Libya örneğindekine benzer kaygıları bulunan Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye şimdi (ve batılı diğer iktidar odakları), Esad Rejimi‘ne karşı Özgür Suriye Ordusu’nu destekliyor. Ö.S.O’nun savaşı kazanması, Suriye’de küresel kapitalizmin emellerini gerçekleştirmeyi hedefleyen bu üçlünün planladığı gibi giderse Libya’da olanların tekerrür edeceği ihtimali yüksek. Kazanmaları halinde bu troykaya* karşı borçlu olacak muhalifler, Esad sonrası bir Suriye’de borçlarını bu ülkelere yüksek faizle ödeyeceklerdir.

Küresel kapitalizmin bölge üzerindeki planları gerçekleşir mi, Türkiye ve desteklediği taraf savaştan galip çıkar mı bilinmez ama Türkiye açık bir şekilde içinde olduğu savaştan ekonomik kazanımını hali hazırda sağlamış durumda.

Özgür Benol
[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 5. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Savaştan Nasiplenmek”- Özgür Benol appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2012/11/07/savastan-nasiplenmek-ozgur-benol/feed/ 0