mahkeme – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Thu, 26 Mar 2020 09:01:47 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 5 Yıl Sonra İddianame: “Tahir Elçi’yi Vuran Polisler Tespit Edilemedi” https://meydan1.org/2020/03/26/5-yil-sonra-iddianame-tahir-elciyi-vuran-polisler-tespit-edilemedi/ https://meydan1.org/2020/03/26/5-yil-sonra-iddianame-tahir-elciyi-vuran-polisler-tespit-edilemedi/#respond Thu, 26 Mar 2020 09:01:45 +0000 https://meydan.org/?p=56405 Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üzerinden 5 yıl geçti, olayla ilgili iddianame yeni tamamlanabildi. Elçi’nin 2015 yılında Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada öldürülmesiyle ilgili hazırlanan iddianamede Elçi’nin nasıl ve kim tarafından öldürüldüğü bilgisi net olarak yer almazken Elçi’yi vuran polislerin de tespit edilemediği açıklandı. İddianamede polisler doğrudan zanlı olarak yer almayıp […]

The post 5 Yıl Sonra İddianame: “Tahir Elçi’yi Vuran Polisler Tespit Edilemedi” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üzerinden 5 yıl geçti, olayla ilgili iddianame yeni tamamlanabildi. Elçi’nin 2015 yılında Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada öldürülmesiyle ilgili hazırlanan iddianamede Elçi’nin nasıl ve kim tarafından öldürüldüğü bilgisi net olarak yer almazken Elçi’yi vuran polislerin de tespit edilemediği açıklandı.

İddianamede polisler doğrudan zanlı olarak yer almayıp ‘kuvvetli suç şüphesi altında’ olarak değerlendirilerek kollanırken, o sırada ordan koşarak geçen ve örgüt üyesi olduğu iddia edilen Uğur Yakışır’ın silahından çıkan mermilerden birinin de Elçi’ye isabet etmiş olabileceği belirtildi.

İddianamede polisler M.S., F.T. ile S.T. için bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermekten 2 yıldan 6 yıla kadar hapsi istenirken Uğur Yakışır için 2 polisi öldürmekten 3 kez ağırlaştırılmış müebbet, Elçi’yi olası kastla öldürmekten 20 yıl, polis memuru S.T.’yi öldürmeye teşebbüsten 20 yıl, izinsiz silah bulundurmaktan 5 yıl olmak üzere toplam 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 45 yıl hapis cezası istendi.

The post 5 Yıl Sonra İddianame: “Tahir Elçi’yi Vuran Polisler Tespit Edilemedi” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/03/26/5-yil-sonra-iddianame-tahir-elciyi-vuran-polisler-tespit-edilemedi/feed/ 0
Karaburun’da RES İçin Acele Kamulaştırma https://meydan1.org/2015/09/15/karaburunda-res-icin-acele-kamulastirma/ https://meydan1.org/2015/09/15/karaburunda-res-icin-acele-kamulastirma/#respond Tue, 15 Sep 2015 19:10:51 +0000 https://test.meydan.org/2015/09/15/karaburunda-res-icin-acele-kamulastirma/ Geçtiğimiz aylarda, Karaburun’da yapılması planlanan ve faaliyete geçen bir çok RES için mahkeme yürütmeyi durdurma kararı almıştı. Fakat, yöre halkı Ağustos ayının sonlarına doğru, devletin acele kamulaştırma kararıyla, adeta şaşkına döndü. Çalık Holding tarafından Yarımada’da Haseki-Sarpıncık-Kızıldağ Mevkii’nde  yapılacak olan 14 rüzgar türbini ile 32 MW gücünde enerji üretimi yapılması planlanıyor. Bakanlar kurulunun aldığı “acele kamulaştırma” […]

The post Karaburun’da RES İçin Acele Kamulaştırma appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
karaburun

Geçtiğimiz aylarda, Karaburun’da yapılması planlanan ve faaliyete geçen bir çok RES için mahkeme yürütmeyi durdurma kararı almıştı. Fakat, yöre halkı Ağustos ayının sonlarına doğru, devletin acele kamulaştırma kararıyla, adeta şaşkına döndü.

Çalık Holding tarafından Yarımada’da Haseki-Sarpıncık-Kızıldağ Mevkii’nde  yapılacak olan 14 rüzgar türbini ile 32 MW gücünde enerji üretimi yapılması planlanıyor. Bakanlar kurulunun aldığı “acele kamulaştırma” kararı gereği bu bölgedeki birçok tarım arazisi, çayır ve mera alanları dev rüzgar tribünleri ile talan edilme tehdidi altındayken, köylüler de, adeta bir RES adasına dönüştürülmüş Karaburun’da yeni projelere izin vermeyeceklerini belirttiler.

Bu haber Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.

The post Karaburun’da RES İçin Acele Kamulaştırma appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/09/15/karaburunda-res-icin-acele-kamulastirma/feed/ 0
Hasan Ferit’in Mahkemesinde Gözaltı https://meydan1.org/2015/04/20/hasan-feritin-mahkemesinde-gozalti/ https://meydan1.org/2015/04/20/hasan-feritin-mahkemesinde-gozalti/#respond Mon, 20 Apr 2015 12:28:24 +0000 https://test.meydan.org/2015/04/20/hasan-feritin-mahkemesinde-gozalti/ Gülsuyu’nda uyuşturucu çetelerinin mahalle halkına saldırması sonucu çıkan çatışmalarda 6 kurşunla vurularak yaşamını yitiren Hasan Ferit Gedik’in 6 Nisan’da Kartal Adliyesi’nde görülen davasında mahkeme heyeti, önceki duruşmalarda adliyede ve salon yaşanan saldırıları bahane ederek duruşmayı kapalı yapma kararı aldı. Geçen duruşmada Hasan Ferit’in annesini “Seni keserim” sözleriyle tehdit eden çetecilerin, bu kez de Hasan Ferit’in […]

The post Hasan Ferit’in Mahkemesinde Gözaltı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Meydan Gazetesi- Hasan Ferit'in Mahkemesinde Gözaltı

Gülsuyu’nda uyuşturucu çetelerinin mahalle halkına saldırması sonucu çıkan çatışmalarda 6 kurşunla vurularak yaşamını yitiren Hasan Ferit Gedik’in 6 Nisan’da Kartal Adliyesi’nde görülen davasında mahkeme heyeti, önceki duruşmalarda adliyede ve salon yaşanan saldırıları bahane ederek duruşmayı kapalı yapma kararı aldı.

Geçen duruşmada Hasan Ferit’in annesini “Seni keserim” sözleriyle tehdit eden çetecilerin, bu kez de Hasan Ferit’in avukatlarını ölümle tehdit ettiği duruşma sırasında, polis adliye bahçesini duruşma için gelenlere yasakladı ve gelen devrimcilere saldırarak 19 kişiyi gözaltına aldı. Davada tutuklu yargılanan 22 kişiden 6’sı tahliye edildi ve dava 13 Nisan’a ertelendi.

Bu haber Meydan Gazetesi’nin 26. sayısında yayımlanmıştır.

The post Hasan Ferit’in Mahkemesinde Gözaltı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/04/20/hasan-feritin-mahkemesinde-gozalti/feed/ 0
Ethem’in Faili Polis https://meydan1.org/2014/03/02/ethemin-faili-polis/ https://meydan1.org/2014/03/02/ethemin-faili-polis/#respond Sun, 02 Mar 2014 14:14:00 +0000 https://test.meydan.org/2014/03/02/ethemin-faili-polis/ Ethem Sarısülük’ün davası, “devletin adaleti”nin adaletsizlik olduğunu hepimize bir kez daha gösterdi. Dava süreçleri boyunca katil saklandı, hakim ve savcı uyudu, devletin polisi duruşmaya katılıp katilden hesap sormak isteyenlere saldırdı. Yakın zamanda ise yaşanan son gelişmeyle, “yargılamadan çekinme” kararı kabul edilmeyen 6. Ağır Ceza Mahkemesi duruşmanın gelecek celsesinin 7 Nisan’da görüleceğini açıkladı. Bu açıklamadan hemen […]

The post Ethem’in Faili Polis appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Ethem Sarısülük’ün davası, “devletin adaleti”nin adaletsizlik olduğunu hepimize bir kez daha gösterdi. Dava süreçleri boyunca katil saklandı, hakim ve savcı uyudu, devletin polisi duruşmaya katılıp katilden hesap sormak isteyenlere saldırdı.

Yakın zamanda ise yaşanan son gelişmeyle, “yargılamadan çekinme” kararı kabul edilmeyen 6. Ağır Ceza Mahkemesi duruşmanın gelecek celsesinin 7 Nisan’da görüleceğini açıkladı. Bu açıklamadan hemen önce, yargılama sürecine ve yaşadıkları adaletsizlere dikkat çekmek için Sarısülük Ailesi’nin yazdığı metni özetleyerek sizlerle paylaşıyoruz.

23 Eylül 2013 Birinci Duruşma:

Sabah saat 08.30’da “adliye sarayı” polis ablukasına alınmış hatta o kadar abartmışlar ki tüm koridorlar polisler tarafından tutulmuş. 6. ACM duruşma salonu içinde 100-150 sivil giyimli çevik kuvvet salonu işgal ederek aileyi, avukatları ve mahkemeye destek veren birçok insanı tahrik etmek ve olay çıkarmak amaçlı salonda yerlerini almışlardı. Ahmet Şahbaz sanık sandalyesine korumalar eşliğinde getirilmiş ve mahkeme heyetinin karşısına peruk, takma kaş, takma bıyık ve gözlükle oturtulmuştu. Yani sanık olarak geldiği salonda kimliğini gizleyen bir sanık vardı. Ve artık yeni bir kavram girmişti hukuk literatürüne “Gizli sanık”. Nitekim mahkeme salonunda çıkan arbedede Şahbaz’ın foyası ortaya çıkmış, takke düşüp kel görünmüştü. Mahkeme başkanı Afak İlleez çıkan arbededen sonra duruşmanın kapalı yapılmasına karar vermiş ve mahkemenin can güvenliğinin olmadığı gerekçesiyle 1 ay sonraya ertelemişti. Bir sonraki duruşmaya adliye iç güvenliğini askerin sağlayacağına hükmedip Türkiye tarihinde ilklerin arasında yerini almayı başarmıştı.

Özetle: Polis+Savcı+Hakim işbirliği= Dava görül(e)medi.

28 Ekim 2013 İkinci Duruşma:

Duruşma öncesi bomba ihbarı gerekçe gösterilerek salona köpek robokop-asker sokularak arama yapıldı. Arama sırasında katil polis Ahmet Şahbaz’ın avukatları içeri alınırken, Sarısülük ailesi ve avukatları bekletildi. EGM tarafından görevden alınmanın aksine ödüllendirilerek Urfa’ya tayin edilen Ahmet Şahbaz duruşmaya getirilmedi. Mahkeme heyeti sanığın yakalanması talebini savcıya yöneltince uyuklayan savcı(bu mahkemede de savcı kendinden geçmiş, hayallere dalmıştı) yerinden doğruldu ve “İddianame mi okunacak” diye sordu. Salonda gülüşmeler olurken, “Günaydın” sesleri de geldi. Mahkeme başkanı Şahbaz’ın avukatlarının isteğini kabul ederek Şahbaz’ın ifadesinin Urfa’dan telekonferans yöntemiyle alınmasına karar verdi ve duruşma ertelendi. Tam da burada karar verilirken dışarıda bekleyen kitleye polis hiçbir yasal dayanağı olamayacak şekilde, kadın-erkek-çocuk-yaşlı-engelli tanımayarak azgınca saldırmış ve onlarca insan yaralanmış bir o kadar da gözaltı olmuştur.

Özetle: Polis vurdu, savcı serbest bıraktı, heyet katili korudu.

2 Aralık 2013 Üçüncü Duruşma:

Sarısülük ailesi, avukatlar ve çeşitli demokratik kitle örgütleri 2 Aralık’ta mahkeme salonunda yerimizi aldık. Bir eksik vardı tabi. Ethem’i öldüren Ahmet Şahbaz. Sanığın oturması gereken yere bizler oturduk, ne yaman çelişki değil mi? Şahbaz duruşmaya Şanlıurfa 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden sesli ve görüntülü konferans yöntemiyle bağlanarak katıldı. Şahbaz’ın bir önceki duruşmada olduğu gibi duruşmaya peruk, takma bıyık ve o muhteşem karizmatik gözlükleriyle katıldı.

Şahbaz savunmasında, “Maktulün ölümüne sebep verenler havaya ateş ederken bana taş atanlar ve saldıranlardır” diyerek gözümüzde daha da bir canileşti adeta.

Şahbaz, “Sabıkam yok” deyince salonda pek çok kişi “Var” “Katilsin” “Ethem’i öldürdün” diye haykırdı. Şahbaz, kimlik kontrolü sırasında ev adresinin sorulması üzerine “Yok” yanıtı verdi. “Nasıl yok” seslerinin yükselmesi üzerine de “Urfa İl Emniyet Müdürlüğü” yanıtını verdi.

Mahkemenin adil davranacağı konusunda tereddütleri olduğunu ifade eden Sarısülük ailesinin avukatları, böylesi bir yargılamanın polisleri daha çok kişiyi öldürmeye teşvik edeceğinin altını çizdi. Avukatlar, “Biz sadece Sarısülük ailesi için değil; aynı zamanda Ali İsmail, Abdullah, Mehmet, Medeni, Hasan Ferit, Ahmet, Berkin Elvan ve gözünü kaybeden, yaralanan herkes için savunma yapıyoruz” dediler ve salonda avukatlara alkışlar yağdı. Duruşma boyunca mahkemenin tarafsızlığına yönelik çok sayıda eleştiri olduğunu söyleyen mahkeme heyeti, davadan çekildiğini ve dosyanın 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından inceleneceğini açıkladı. Kararın ardından duruşma sona erdi. Zira bu kararla tarafsız olmadıklarını ispat etmiş oldular.

Savcının duruşma sırasında uyuyakalması davayı takip edenlerin tepkisini çekti.

Özetle: Polis vurdu. Heyet uyudu. Heyet uyanınca davadan “çekindi”.

Bizim açımızdan belirsiz bir şey yok. FAİLİMİZ MEŞHUR.

Heyet çekildi, bir üst mahkeme çekilme kararını yerinde bulmadı ve “kesin hükümle” 6. ACM’ye iade etti. 17 Aralık yolsuzluk, rüşvet ve hırsızlık operasyonunda jet hızıyla Adalet Bakanlığı’na giden dosyalara yine jet hızıyla bakılıyor ama Ethem Sarısülük dosyasına bir türlü sıra gelmiyor! Gezi isyanını, bu görkemli direnişi ve bu isyan ve direnişte katlettikleri canlarımızı, tüm yaralanan, sakat kalan, tutuklanan ve babasının deyimiyle “üç mevsimdir uyuyan” Berkin’imizi unutturmaya çalışıyorlar. Katledilen diğer tüm çocuklarımızın davalarının bir an önce açılmasını istiyoruz. Kimseden ricacı değiliz. Kimseye minnet etmiyoruz. Biz biliyoruz ki dava dosyası önlerinde duruyor.

Sarısülük Ailesi

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 16. sayısında yayımlanmıştır.

The post Ethem’in Faili Polis appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2014/03/02/ethemin-faili-polis/feed/ 0
Tükürdük, Fişlendik https://meydan1.org/2013/11/10/tukurduk-fislendik/ https://meydan1.org/2013/11/10/tukurduk-fislendik/#respond Sun, 10 Nov 2013 15:33:13 +0000 https://test.meydan.org/2013/11/10/tukurduk-fislendik/ “Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma…” diye başlar Hipokrat Yemini. Bu yemini etmeyen hiçbir doktor adayı Hipokratlık yapamaz. Ancak bazı doktorlar var ki ettikleri bu yemini çabucak unuturlar; önce kendilerine, sonra da halka ve tüm insanlığa ihanet ederler. İşte bu doktorlardan bazıları, Haseki Eğitim ve […]

The post Tükürdük, Fişlendik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
“Tıp fakültesinden aldığım bu diplomanın bana kazandırdığı hak ve yetkileri kötüye kullanmayacağıma, hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma…” diye başlar Hipokrat Yemini. Bu yemini etmeyen hiçbir doktor adayı Hipokratlık yapamaz. Ancak bazı doktorlar var ki ettikleri bu yemini çabucak unuturlar; önce kendilerine, sonra da halka ve tüm insanlığa ihanet ederler. İşte bu doktorlardan bazıları, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan doktorlar.

Yasaklara karşı mücadele eden öğrenciler, haklarını arayan işçiler, devrimciler, adaleti savundukları için gözaltına alınan avukatlar, gerçekleri halka yansıtmak için uğraşan gazeteciler… Gözaltına alındıktan sonra Vatan Caddesi üzerinde bulunan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen herkes, “muayene için” sıklıkla Terörle Mücadele Şubesi’nin kullandığı Haseki Hastanesi’ne gönderilir. Ve gözaltına alındıktan sonra bu hastaneye götürülen hemen herkes, ters kelepçeli bir şekilde, üstüne çıkarak kafasına vuran 4-5 kişiye direnirken, ağızlarından tükürük örneği almaya zorlanır.

Haseki’de İnsanlık Suçu İşleniyor

Gözaltına aldığı herkesi fişlemeyi amaç edinmiş Terörle Mücadele Şubesi, çıkarttırdığı mahkeme kararı ile gözaltında DNA testini zorunlu hale getiriyor. Uygulama mahkeme kararı ile zorunlu hale getirilse de, bu karar aynı zamanda doktorların bu zorunlu işkenceye ortak olması demektir. Bu uygulamayla birlikte kişinin susma hakkı ve kendisi için aleyhte delil vermeme hakkı da zorla ortadan kaldırılmış oluyor.

Çağlayan Adli Tıp’taki doktorların “Hasta örnek vermek istemiyorsa, müdahale edemeyiz” demesi üzerine TMŞ’nin gözaltına aldığı kişileri sadece Haseki Hastanesi’ne götürmesi ve buradaki doktorların kelepçeli şekilde yerlerde yatırılan kişilerin ağızlarına çubuk sokarak tükürük örneği alması bizlere gösteriyor ki, Haseki Hastanesi ile Terörle Mücadele Şubesi arasında gizli bir işkence protokolü imzalanmış. DNA’lar ise Terörle Mücadele Şubesi soruşturmada delil olarak kullanmak bir yana, aksine gayri resmi DNA bankalarının oluşturulmasına yarıyor.

Fişlemenin Osmanlı’daki Tarihi

Tarihte ilk fotoğraf, 1826 yılında Joseph Nicephore Niepce tarafından evinin balkonundan çekilen manzara fotoğrafıdır. Fotoğraf makinaları daha sonra ise belgesel ve tarihsel kaynak yaratma amacıyla sıkça kullanılmıştır. Avrupa’da fotoğraf makinası kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, kullanım amacı da değişmeye başlar.

Devletler “suçlu” olarak gördüğü kişileri tarifin yanı sıra fotoğraflarıyla da kayıt altına alınmaya başlarlar. Avrupa’da bulunan fotoğraf makinalarından birinin satışa çıktığı Osmanlı gazetelerinde haber olunca, zamanın kolluk kuvveti Zaptiye Müşiriyeti hemen fotoğraf makinasını satın alır, bir memurunu da işi öğrenmesi için eğitir.

Makinanın öğrenilmesiyle kolluk kuvvetleri “suçlu” olarak gördüğü herkesin fotoğrafını çekerek, “suçlu” albümüne ekler. Bu albümlerdeki her detay hakkında tüm bilgiler de toplanarak dosyalara işlenir.

Federal Soruşturma Bürosu’nda Parmak İzi Uygulaması

“Otoritemize itaatsizlik var. Halkı dizginlemeli kontrol altına almalıyız” diyordu ajan J. Edgar Hoover. ABD’de adaletsizlikler had safhaya ulaşmışken kanunlar da hep işçilerin, ezilenlerin aleyhine işliyordu. Ekonomi büyüyordu ama sadece zenginler için. Açlık, yoksulluk ve sürekli çalışmak ezilenlerin kaderi olmuştu. İşte böyle bir çürümüş düzen içerisinde ise toplumdaki başkaldırıları kontrol edecek bir mekanizmanın eksikliği hissediliyordu. Devlet otoritesine ve patronların adalet düzenine karşı saldırıların artması ABD içerisinde bazı çevreleri harekete geçirdi. Her yerde olduğu gibi devletin bekası için kanunlar değiştirildi, özel yetkiler verildi.

1924 yılında FBI başkanlığına getirilen J. Edgar, ABD’yi ve sözde vatandaşları korumak için bir dizi yasayı kabul ettirdi; göçmen işçilerin sürgün edilmesi, politik kimliği olan birçok kişinin tutuklanması gibi.

Adaletsiz düzeni koruma görevi başarı ile sürdürülürken, adaletsizliklere karşı çıkanlar ise fişlenmeye başlanmıştı. Bugün bilinen dünyanın en büyük parmak izi ve veri arşivi, o zamanlar oluşturdu. Tüm göçmenlerin, sendikacıların, konuşma yapıp toplantılara katılan işçilerin bilgileri ve resimleri dosyalanarak bu kişiler fişlendi. Bazı devlet başkanlarının dahi engellemek istediği J.Edgar’in FBI içerisindeki konumu ise ölene kadar değişmedi. Görev yaptığı süre boyunca sekiz ABD başkanı değişti ve tam üç savaş dönemi yaşandı.

Şu an, tam rakamlara ulaşılamasa da, FBI’ın arşivinde 55 milyon kişinin parmak izinin bulunduğu; FBI tarafından gözaltına alınan herkesin DNA ve parmak izlerinin alınmaya devam edildiği bilinmektedir.

Hicivci komedyen Bill Hicks’in bir sözü var “İşte böyle Amerika. Özgürsünüz, söylediğimiz gibi davranmakta özgürsünüz.”

Özgürlük kavramıyla çok yan yana gelen devletlerin de özgürlükten anladıkları, kendilerinin belirlediği alanlarda belirlenen şekillere uyarak yaşama halimizdir. Bugün tüm dünyada görülen fişleme, gözetleme, dinleme uygulamaları da bu “özgürlük al anı”nda insanların sessiz sedasız yaşamaları ve başkaldırmamaları içindir.

 

Furkan Çelik

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 14. sayısında yayımlanmıştır.

The post Tükürdük, Fişlendik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/11/10/tukurduk-fislendik/feed/ 0