Mano Negra – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Tue, 19 Nov 2019 18:07:57 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Tarihin Derinliklerine Kara Bir El : Mano Negra – Furkan Çelik https://meydan1.org/2019/11/13/tarihin-derinliklerine-kara-bir-el-mano-negra-furkan-celik/ https://meydan1.org/2019/11/13/tarihin-derinliklerine-kara-bir-el-mano-negra-furkan-celik/#respond Wed, 13 Nov 2019 07:11:51 +0000 https://test.meydan.org/2019/11/13/tarihin-derinliklerine-kara-bir-el-mano-negra-furkan-celik/ Dünyanın dört bir yanından gelen işçiler, Birinci Enternasyonel’de mücadele yöntemlerini, toplumsal devrimi ve devrime giden yolları tartışmak için bir araya gelmişlerdi. Bakunin, “Özgürlüğe giden yolda, özgürlükten vazgeçilemez.” dediğinde Enternasyonel içerisinde anti-otoriter bir kanat oluşmaya başlamıştı. Bakunin’in bu fikri kırılma yaratmış ve sonrasında 1872 Lahey kongresi ile birlikte anti-otoriter kanat Enternasyonel’den ayrılarak Anarşist Enternasyonel’i kurmuştu. Bu […]

The post Tarihin Derinliklerine Kara Bir El : Mano Negra – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Dünyanın dört bir yanından gelen işçiler, Birinci Enternasyonel’de mücadele yöntemlerini, toplumsal devrimi ve devrime giden yolları tartışmak için bir araya gelmişlerdi. Bakunin, “Özgürlüğe giden yolda, özgürlükten vazgeçilemez.” dediğinde Enternasyonel içerisinde anti-otoriter bir kanat oluşmaya başlamıştı. Bakunin’in bu fikri kırılma yaratmış ve sonrasında 1872 Lahey kongresi ile birlikte anti-otoriter kanat Enternasyonel’den ayrılarak Anarşist Enternasyonel’i kurmuştu. Bu yeni Anarşist Enternasyonel’in kurulmasıyla birlikte farklı coğrafyalarda anarşist hareketler belirginleşmeye başlayacak, temaslar ve etkileşimler hızla artacaktı.

Bakunin’in fikirlerini benimseyen işçiler kendi coğrafyalarına döndüğünde anarşist bir hareket filizlenmeye başlamıştı. 1881 yılında, İspanya Bölgesel İşçi Federasyonu (FTRE) anarşist kolektivizmi benimseyerek İspanya’da mücadeleyi büyütmeyi strateji olarak belirlemiş, kurulduktan bir sene sonra 60 bin üyeye ulaşarak toplumsallaşmıştı.

Eller Karaya Boyanıyor

FTRE ile işçi mücadelesinde anarşist hareket büyürken bir yandan da Endülüs bölgesindeki köylülerde daha radikal bir hareketlenme başlıyordu. Cadiz bölgesinde daha çok hissedilen bu radikalleşme, köylülerin kendilerini sömürenlere karşı koyuşlarından başka bir şey değildi. Kendilerine karşı şiddet uygulayan generallere, toprak ağalarına, patronlara karşı silahlı eylemler düzenliyorlar, zenginlerin mallarına el koyuyorlardı. Tüm bu eylemleri sahipleniş biçimleri de oldukça ilginçti. Ellerini kara boyaya bulayıp kapılara el izlerini bırakıyorlardı. Bu imza şeklinin Kara El (Mano Negra) adında bir örgüt yaratması kaçınılmazdı…

Açlık Çoğunluktadır

“Ve bilinmez sanılır geleceği

Bir demiryolu makasçısının

Oysa kesinlikle yazılmıştır

Her sevgi kitabında

Aslolan açlıktır…

Açlık çoğunluktadır.”

Turgut Uyar

Mano Negra (Kara El), İspanyalı köylülerin oluşturduğu bir örgütlenmeydi. Kurak geçen yazlar hiç mahsül alınmamasıyla sonuçlanıyor, bu da köylüler için açlık demek oluyordu. Halbuki topraklardan ticaret yapan zenginlerin, üretimi yapan köylüleri sömürenlerin ve burjuvaların ambarları hınca hınç doluydu.

Mano Negra, bir şey yapmalıydı çünkü açlık çoğunluktaydı. Önce birkaç kova siyah boya aldılar ve daldırdılar ellerinin tekini kovalara. Sonra dayandılar, ağzına kadar dolu ambarlara. İlk eylemleri buydu. Zenginlerin ambarlarını soydular ve kendilerinin ürettiklerini, kendilerine dağıttılar. Çünkü, 1880’li yıllarda Endülüslü bir köylünün fazla seçeneği yoktur. Açlık kapıya dayandığında burjuvaların kapısında köle olup yalvarırsın. Yalvarmazsan da açlıktan ölürsün. Ama durun, başka bir seçenek daha vardı. Mano Negra kapkara olmuş elleriyle geliyordu! Zenginlerden çalacaklardı…

Devlet Hep Zengini Korur

Mano Negra’nın ilk eyleminin üstünden yıllar geçti. Kendi adaletlerini sağlamaya devam ettiler. Eylemler arttıkça, kapılardaki kara el izleri de artıyordu. El izleri arttıkça kaçınılmaz olan, oldu. Devletin ordusu burjuvaları korumak için harekete geçti.

Takvim 1892’yi gösterdiğinde Cadiz Eyaleti’nin Jerez şehrinde büyük bir isyan patlak verdi. Yıllardır süre gelen ezilmişliğin, aşağılanmışlığın ve açlığın sonunda isyan kaçınılmazdı. İşçiler, köylüler… Herkes oradaydı. Şehirdeki devlet dairelerinin çoğu yıkılmış durumdaydı. Mano Negra, o gün kocaman bir kara eldi. Herkes Mano Negra’nın kapkara ve sıkılı tek bir yumruğu olmuştu…

General Martinez Campos komutasındaki ordu, Jerez’e gelerek isyanı bastırmak için saldırıya geçmişti. Oldukça kısa sürede, sayısı bilinmeyen bir çok insanı katletmiş, 3 bine yakın kişi tutuklanmıştı. Jerez İsyanı’nı, Mano Negra’nın daha önce yaptığı eylemleri organize ettiği iddiası ve Mano Negra üyesi olduğu gerekçesiyle 4 anarşist Jerez Meydanı’nda idam edilerek katledilmişti.

El İzleri Unutulmayanlar

Jerez İsyanı’nın üzerinden bir yıl geçtikten sonra, Barcelona’da askeri bir tören sırasında General Martinez Campos görünür. Anarşistlerden Paulino Pallás da törendedir. Bir yıl önce katledilen yoldaşları için oradadır Paulino. Katledilen yoldaşlarının el izleri hala bazı kapılarda duruyorken, unutmak Paulino için mümkün olmamıştır. Ve işte şimdi hesap sormak için generalin yanında, elinde bir bombayla durmaktadır. Eylemi gerçekleştirir Paulino fakat general yaralı olarak kurtulmayı başarır. Paulino Pallás ise yakalanır. Pallás yakalandığı sırada Jerez’de idam edilen anarşistleri unutmadığını anarşizm sloganlarıyla haykırır. 2 hafta sonra da Pallás yaptığı eylemden dolayı idam edilir. Fakat el izi hala birçok duvarda onu hatırlatır.

Başka Kara El’ler

Cadiz Bölgesi’nde ellerini kara boyayla boyayanlar farklı yıllarda, farklı coğrafyalara ulaşmıştır. Manu Chao, yıllar sonra bir müzik grubu kurmuş ve adını Mano Negra koymuştur. Cadiz’deki Mano Negra’dan bağımsız olarak Güney Amerika’da aynı isimle bir çok örgüt kurulmuştur.

Hatta Birinci Dünya Savaşı’nın çıkış bahanesi olarak gösterilen Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand’ın Saraybosna’da uğradığı suikasti gerçekleştiren Gavrilo Princip’in de dahil olduğu örgütün adı Kara El’dir. Bu örgütün ideolojik olarak anarşizmle alakası olmasa da Princip, Kropotkin’in yazılarını okuduğundan bahseder, halk hareketinin önemli olduğunu vurgular. Dönem itibari ile bazı halk hareketleri anarşistlerin kral-imparator-generallere yaptıkları eylemlerden ilham alırlar. Kara El örneğinde olduğu gibi anarşistlerin toplumsal hareketlere etkisi sadece yöntemsel anlamda kullandığı tekniklerle değil iktidarlara karşı olan kararlı mücadeleleri ve büyüttükleri pratikler sebebiyle olmuştur.

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 51. sayısında yayınlanmıştır.

*Jerez hapishanesi’nde bulunan Mano Negra’lı tutsakları resmeden gravür.

The post Tarihin Derinliklerine Kara Bir El : Mano Negra – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2019/11/13/tarihin-derinliklerine-kara-bir-el-mano-negra-furkan-celik/feed/ 0
“Simsiyah Bir Bayrak : Kara Bayrak” – Emre Gündüz https://meydan1.org/2013/09/07/simsiyah-bir-bayrak-kara-bayrak-emre-gunduz-2/ https://meydan1.org/2013/09/07/simsiyah-bir-bayrak-kara-bayrak-emre-gunduz-2/#respond Sat, 07 Sep 2013 15:10:49 +0000 https://test.meydan.org/2013/09/07/simsiyah-bir-bayrak-kara-bayrak-emre-gunduz-2/ Yaşadığımız coğrafyada 1990 sonrası görmeye başladığımız ve daha yakın zamanda 1 Mayıslarda, işçi direnişlerinde, kapitalizme ve devlete karşı Taksim direnişinde, meydanlarda ve sokaklarda sıkça gördüğümüz kara bayrağın kökeni aslında çok daha öncesine, 1880’lere dayanmaktadır. “Kara”ya Boyanan Avrupa 1881’de Londra’da I. Enternasyonal’den ayrılan anarşistler tarafından gerçekleştirilen Kara Enternasyonal’de, bayrağın rengini aldığı “kara” kelimesi ideolojik bir anlam […]

The post “Simsiyah Bir Bayrak : Kara Bayrak” – Emre Gündüz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Yaşadığımız coğrafyada 1990 sonrası görmeye başladığımız ve daha yakın zamanda 1 Mayıslarda, işçi direnişlerinde, kapitalizme ve devlete karşı Taksim direnişinde, meydanlarda ve sokaklarda sıkça gördüğümüz kara bayrağın kökeni aslında çok daha öncesine, 1880’lere dayanmaktadır.

“Kara”ya Boyanan Avrupa

1881’de Londra’da I. Enternasyonal’den ayrılan anarşistler tarafından gerçekleştirilen Kara Enternasyonal’de, bayrağın rengini aldığı “kara” kelimesi ideolojik bir anlam yüklenerek kullanılmıştır. 1882 ve 1883 yıllarına gelindiğinde “kara” kelimesi Fransa ve İspanya’da anarşistler tarafından çeşitli örgütlenmeleri isimleri olarak kullanıldı. Özellikle İspanya’daki Mano Negra( Kara El)’nın 1936 İspanya Devrimi’nin yaratımında önemli bir payda olduğu söylenebilir. Yine bu dönemde, Fransa’da anarşistler tarafından “Kara Bayrak” isimli bir çıkarılmıştır. Artık ideolojik literatürde yerini alan “kara”nın bayrak olarak sembolize edildiği yer ise, devrim ateşinin yükseldiği ve yeni bir yaşamın tohumlarının yeşerdiği Paris Komünü‘dür.

Kara bayrak George Woodcock’un tanımlamasına göre ilk kez Paris’te, 1883’te gerçekleşen bir işçi ayaklanmasında, Paris Komünü’ne hayat veren anarşist kadın Louise Michel tarafından dalgalandırılmıştır. Louise Michel, Paris Komünü’nün bastırılmasından sonra tutuklu bulunduğu hapishanede yazdığı şiirinde kara bayrağın mücadelesindeki anlamını şu sözlerle anlatmıştır:

“Bütün yollardan geleceğiz

Ve karanlıklardan sıyrılan intikamcı hayaletler gibi gelirken

Yumruklarımızı sıkacağız

Bayrağı ölüm taşıyacak

Al kanlara boyanmış kara bayrağı

Ve alev alev göğün altında

Özgürleşen toprak

Mor çiçekler açacak”

Amerika’daki Kıvılcım

Paris Komünü ile beraber dünyanın birçok yerinde daha da yükselen işçi ayaklanmalarında anarşistler kara bayrak kullanmaya devam etmişlerdir. Bunun en önemli örneklerinden biri ise 27 Kasım 1884 yılında Chicago’da gerçekleşen işçi grevinde kara bayrağın kullanılmasıdır. Haymarket isyanında katledilen işçilerden August Spies, gerçekleşen işçi grevinde kara bayrağın kullanılmasının Amerika topraklarında bir ilk olduğunu özellikle belirtmiştir. Spies’ın da katledildiği 1 Mayıs 1886 ayaklanması, devletin komplosuyla, sekiz anarşist işçinin tutuklanması ve dördünün idam edilmesiyle bastırılmıştır. İdam edilen anarşist işçilerden Louis Lingg’in, 1886’da yaşananları şöyle özetlemiştir: “Burada bir kıvılcımı yok edeceksiniz, ama orada, önünüzde ve arkanızda her yerde başka kıvılcımlar çakacaktır. Bu, içten içe yanan bir ateş. Bu ateşi söndüremezsiniz” Bugünse, milyonlarca ezilenin sokaklara taştığı 1 Mayıslar, işte bu ateşin devamıdır.

“Otorite Varsa Özgürlük Yok”

1917’de Rusya’da, çarlığın yıkılmasıyla beraber gerçekleşen halk devriminde de dalgalanır kara bayrak. Bunun öncesinde “kara”nın ve aynı zamanda anarşizmin, daha sonrasında Rusya’nın birçok bölgesinde yayılacak olan temellerinin 1905’te Cherneo Zhania ( Kara Pankart) hareketiyle atıldığı

düşünülebilir. Rusya’da kara bayrak diğerlerinden farklı olarak sadece faşist güçlere ve kapitalizme karşı değil, halk devrimini gölgelemeye başlayan Sovyet iktidarına karşı, iktidarsız ve özgür bir yaşamın yaratıldığı Ukrayna’da Mahnovist hareketin örgütlülüğüyle beraber bölgedeki tüm işçi ve köylülerce dalgalandırılmıştır. Özellikle Mahnovist partizanlarca “Özgür Ukrayna” vurgusu yapmak amacıyla taşınmıştır. 13 Şubat 1921’de anarşist mücadelenin önemli ismi Pyotr Kropotkin’in cenazesi on binlerce insanın yoğun katılımıyla gerçekleşmiş, yoldaşları onu kara bayraklar ve iktidar karşıtı sloganlarla anmışlardır. Bu durum giderek diktatörleşen Bolşevik iktidarını korkutmuş ve bu korku, kara bayrağın Rusya’da yasaklamaya sebep olmuştur.

Neden Kara Bayrak?

Kara bayrak tarihi boyunca ezilen işçi ve köylüler tarafından, açlığa ve yoksulluğa karşı kullanılmıştır. Kara bayrağı diğerlerinden ayıran temel farklardan biri, bayrağın üstünde sembol olmamasıdır.

Bunun yanı sıra ezilenler için kara bayrağın teslim olma ve boğun eğmeyi sembolize eden beyaz bayrağa bir tepki olduğu da düşünülebilir. Beyaz bayrak genel literatürde kendinden daha büyük bir güce boyun eğmeyi simgelerken, kara bayrak bunun tam aksine bir başkaldırıyı sembolize eder.

Kara bayrak, sınıfla yönetilen topluma karşı öfkenin ve iktidarsızlığın bir simgesi olarak yedi denize yelken açmış özgür ruhlu insanların; patronlara karşı meydanları dolduran ve “Ekmek, Adalet, Özgürlük” diye haykıran işçilerin; ezenlere ve iktidarlara karşı toprak ve yaşam kavgası veren köylülerin yani tüm ezilenlerin mücadelesinin bir sembolü olmuştur.

Çünkü kara bayrak kendi tarihi boyunca ezenler ve kapitalizm için bir korku iken, ezilenler ve tüm ötekiler için özgür bir yaşamın umudu ve simgesidir.

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 12. sayısından yayımlanmıştır.

The post “Simsiyah Bir Bayrak : Kara Bayrak” – Emre Gündüz appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/09/07/simsiyah-bir-bayrak-kara-bayrak-emre-gunduz-2/feed/ 0