Muay Thai – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Fri, 01 Jul 2016 12:22:41 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 ”Kazananı da Kaybedeni de Olmayan Bir Turnuva Anti-Faşist Dövüş Turnuvası”– Röportaj: Zeynep Coşkunkan – Furkan Çelik https://meydan1.org/2016/07/01/kazanani-da-kaybedeni-de-olmayan-bir-turnuva-anti-fasist-dovus-turnuvasi-roportaj-zeynep-coskunkan-furkan-celik/ https://meydan1.org/2016/07/01/kazanani-da-kaybedeni-de-olmayan-bir-turnuva-anti-fasist-dovus-turnuvasi-roportaj-zeynep-coskunkan-furkan-celik/#respond Fri, 01 Jul 2016 12:22:41 +0000 https://test.meydan.org/2016/07/01/kazanani-da-kaybedeni-de-olmayan-bir-turnuva-anti-fasist-dovus-turnuvasi-roportaj-zeynep-coskunkan-furkan-celik/ Meydan Gazetesi: Anti-Faşist Dövüş Turnuvası ne zamandan bu yana gerçekleştiriliyor? Böylesi bir organizasyon fikri nasıl ortaya çıktı? Malamas: Bu yıl Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’nın üçüncüsünü düzenliyoruz. Daha önceden de düzenlenen turnuvaların deneyimiyle, bizler de, anti-otoriterler ve anarşistler olarak böyle bir turnuva düzenleyebileceğimizi düşündük. Böylece oturup tartışmaya, toplantılar almaya başladık. Toplantıların ardından Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’nı düzenleme kararı […]

The post ”Kazananı da Kaybedeni de Olmayan Bir Turnuva Anti-Faşist Dövüş Turnuvası”– Röportaj: Zeynep Coşkunkan – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Meydan Gazetesi- Kazananı da Kaybedeni de olmayan Bir Dövüş Turnuvası

Yunanistan’daki Anti-Faşist Dövüş Turnuvası, 17-18-19 Haziran tarihlerinde, Selanik’te bulunan Katsaneio Salonu’nda düzenlendi. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen turnuva hakkında, Anti-Faşist Dövüş Turnuvası organizasyonunda yer alan Malamas Sotiriou ve Anna Kavoura’ya gerçekleştirmiş olduğumuz röportajı siz okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Meydan Gazetesi: Anti-Faşist Dövüş Turnuvası ne zamandan bu yana gerçekleştiriliyor? Böylesi bir organizasyon fikri nasıl ortaya çıktı?

Malamas: Bu yıl Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’nın üçüncüsünü düzenliyoruz. Daha önceden de düzenlenen turnuvaların deneyimiyle, bizler de, anti-otoriterler ve anarşistler olarak böyle bir turnuva düzenleyebileceğimizi düşündük. Böylece oturup tartışmaya, toplantılar almaya başladık. Toplantıların ardından Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’nı düzenleme kararı aldık.

Maçlar hangi dövüş sanatlarıyla yapılıyor?

Malamas: Turnuva dahilindeki maçlar; boks, kick boks, jiu jitsu, muay thai, MMA (Karma Dövüş Sanatı) ve güreş alanlarında yapılıyor.

Turnuvaya bireysel olarak katılabilmek mümkün mü? Katılan kolektifler, işgal evleri, takımlar var mı ve varsa kimler?

Malamas: Evet, turnuvaya bireysel olarak katılmak da mümkün; genelde katılımcıların birçoğu da bireysel katılım gösteriyor. Bunun dışında, turnuvaya katılan birçok sosyal merkez ve işgal evi de var; bu katılımcılar, aynı zamanda turnuvanın organizasyonunda da bizimle dayanışma gösteriyor. Bunlardan bazıları; Selanik’te bulunan Micropolis ve Sholeio sosyal merkezleri, yine Selanik’te bulunan işgal evi Terra Incognita, Kavala’dan başkaca işgal evleri…

Meydan Gazetesi- Kazananı da Kaybedeni de olmayan Bir Dövüş Turnuvası  (2)

Turnuvaya kadınlar katılıyor mu?

Malamas: Kadın dövüşçülerin turnuvaya katılmasına tabi ki mümkün. Geçen senelerde de kadınlarla erkeklerin dövüştüğü oldu. Böyle bir kısıtlama yok; ancak bazen bir kadın dövüşçüyle bir erkek dövüşçünün hem uğraştıkları spor dalı açısından hem de ağırlıkları itibariyle eşleştirilmeleri zor olabiliyor. Her iki taraf da kendisine yapılan eşleşmeyi uygun bulduğu ve kadın-erkek dövüşünü talep ettiği sürece, turnuva dahilinde bir kadın ve bir erkek de dövüşebiliyor.

Turnuva dahilinde çekilen bazı fotoğraflarda, dövüşen iki kişinin elinin de, sanki her ikisi de maçı kazananmış gibi, hakem tarafından havaya kaldırıldığını görüyoruz.

Malamas: Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’nın kazananı ya da kaybedeni söz konusu değil. Bu yüzden gördüğünüz o fotoğraflarda, her iki dövüşçünün de eli havaya kaldırılıyor.

Daha önce, turnuva dahilindeki maçlarda dövüşçüleri kazanan ya da kaybeden olarak belirlemenin iyi mi yoksa kötü mü olacağını aramızda tartıştık. Ancak biz, bildiğimiz diğer turnuvalarda da gördüğümüz rekabet duygusuna ya da karşı sporcuyu alt etme çabasına, döverek alaşağı etmeye karşıyız. Rekabet duygusunun turnuvada yer almasını ve bunun örgütlemek istediğimiz dayanışmayı engellemesini istemiyoruz. Bu turnuvayı dayanışma amaçlı, faşizme karşı bir arada olmak için düzenliyoruz. Yukarıda bahsettiğim gibi durumların yaşanmaması için, eşleştirmeleri yaparken dövüşçülerin bireysel özelliklerini ve yeteneklerini de göz önünde bulunduruyoruz. Böylece yapılan müsabakalarda, her iki tarafın da yaptıkları spordan keyif almasını, karşısındaki dövüşçüyü yenmek yerine onunla eğlenerek bedensel bir aktivite içine girmesini sağlamış oluyoruz.

Madem öyle, düzenlediğiniz bu etkinliğin ismi niye turnuva olarak geçiyor?

Malamas: Bir turnuvanın amacının, kazanan ya da kaybeden belirlemek olduğuna inanmıyoruz. Bizim için turnuva, beraberce yapılan bir şeyin parçası olmak.

Örneğin hırs ya da cinsiyetçi küfür gibi, turnuvanın ilkelerine aykırı durumlar söz konusu olduğunda ne yapıyorsunuz?

Malamas: Şu ana kadar, turnuvada cinsiyetçi küfürlerle hiç karşılaşmadık.

Anna: Ben bu turnuvaya 2 yıldır katılıyorum ve ilk katılmaya başladığımda, ben de durumu biraz garipsemiştim. Kazanan ya da kaybeden yoktu ve bu yüzden bu turnuvanın ne kadar başarılı olacağına dair bazı önyargılarım vardı. Ancak bu süre içinde fark ettiğim şu oldu; burada gerçekten çok güzel bir atmosfer var. Turnuva dahilinde oldukça iyi müsabakalar olduğunu gördüm; kendisini iyi yetiştirmiş sporcuların dahil olduğunu gördüm. Ve tabi ki bu sporcuların iyi dövüşmek, iyi bir müsabaka ortaya çıkarmak için bir çabaları oluyor.

Bir keresinde çok yetenekli bir kadın sporcuyla bir erkek sporcunun birbirleriyle dövüştüğünü gördüm; erkek olan dövüşçünün karşısındaki kadına hırsla ve alt etme dürtüsüyle saldırdığını, seyircilerinse bu duruma çok büyük tepki gösterdiğini gördüm. Seyirciler bağırarak ve olumsuz tezahürat yaparak gördükleri şeyi, erkek sporcunun yaptığını, onaylamadıklarını gösterdiler.

Burada seyirciler, rekabetsiz bir şekilde çıkarılan iyi dövüşleri alkışlıyorlar; çabanın ve çalışmanın getirdiği iktidarsız bedensel yeteneği destekliyorlar. Turnuvada insanların görmek istedikleri şey, birilerinin alt edilmesi değil; dövüş sanatlarıyla uğraşan insanların dayanışmayla beraber bir şeyler ortaya koyması, birbirlerine saygı göstermesi ve iyi vakit geçirebilmeleri.

Turnuva boyunca maçlar dışında etkinlikler yapılıyor mu, yapılıyorsa neler?

Malamas: Turnuva üç gün sürüyor. İlk gün tartışmalar, paneller, forumlar oluyor. Son iki gün ise dövüşler yapılıyor. Mesela geçen sene turnuvanın ilk gününde yapılan konuşmaların konusu, büyük şehirlerde yürütülen anti-faşist mücadeleydi. İtalya’dan, İsveç’ten, Atina’dan ve pek çok farklı yerden katılan insanlar oldu. Örneğin bir konuşmacı, futbol endüstrisinde yer bulan faşizmden, holiganların ne kadar faşist olabileceğinden ve bunun nedenlerinden bahseden bir konuşma yaptı. Başka bir konuşmacı, Almanya’daki faşizm üzerine konuştu. İtalya’dan gelen ve aynı zamanda İtalya boks şampiyonu olan bir konuşmacı ise İtalya’da bulunan, özörgütlülük ilkesiyle işletilen bir spor salonundan ve bu şekilde işletilen spor salonlarının dayanışma ağından bahsetti. Bu ve bunun benzeri, turnuvanın ilk gününde üzerinde durduğumuz, bilgi paylaşımı yaptığımız alanlar oluyor.

Dövüş sanatları öğrenmenin, sokakta bir faydasını görüyor musunuz?

Malamas: (Gülüyor) Evet, muhtemelen. Yani evet, avantajını görüyoruz, kesinlikle.

Bugüne dek turnuva dahilinde polis baskısı ya da faşist saldırı gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya kaldığınız oldu mu?

Malamas: Hayır. Olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadık, yani en azından bir saldırıyla karşılaşmadık. Ancak bir keresinde neo-nazi partisinin dağıttığı bir bildiri ile karşılaşmıştık. Bildiride, böyle bir turnuvanın düzenleniyor olmasından ne kadar rahatsız olduklarına dair bir şeyler yazıyordu. Elbette ki Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’ndan rahatsız olacaklardı; çünkü faşistler, dövüş sanatları alanında kendilerine “asker” (kendi aralarına katılacak insanlar, bildiğimiz anlamda asker değil) bulabiliyorlar ve böylesi bir turnuva onların çalışmaları için de bir “tehdit”.

Röportaj için teşekkür ederiz. Dayanışmayla…

Röportaj: Zeynep Coşkunkan – Furkan Çelik

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 34. sayısında yayınlanmıştır.

The post ”Kazananı da Kaybedeni de Olmayan Bir Turnuva Anti-Faşist Dövüş Turnuvası”– Röportaj: Zeynep Coşkunkan – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/07/01/kazanani-da-kaybedeni-de-olmayan-bir-turnuva-anti-fasist-dovus-turnuvasi-roportaj-zeynep-coskunkan-furkan-celik/feed/ 0
Kazananı da Kaybedeni de Olmayan Bir Turnuva Anti-Faşist Dövüş Turnuvası https://meydan1.org/2016/06/21/kazanani-da-kaybedeni-de-olmayan-bir-turnuva-anti-fasist-dovus-turnuvasi/ https://meydan1.org/2016/06/21/kazanani-da-kaybedeni-de-olmayan-bir-turnuva-anti-fasist-dovus-turnuvasi/#respond Tue, 21 Jun 2016 08:51:24 +0000 https://test.meydan.org/2016/06/21/kazanani-da-kaybedeni-de-olmayan-bir-turnuva-anti-fasist-dovus-turnuvasi/ Yunanistan’daki Anti-Faşist Dövüş Turnuvası, 17-18-19 Haziran tarihlerinde, Selanik’te bulunan Katsaneio Salonu’nda düzenlendi. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen turnuva hakkında, Anti-Faşist Dövüş Turnuvası organizasyonunda yer alan Malamas Sotiriou ve Anna Kavoura’ya gerçekleştirmiş olduğumuz röportajı siz okuyucularımızla paylaşıyoruz. Meydan Gazetesi: Anti-Faşist Dövüş Turnuvası ne zamandan bu yana gerçekleştiriliyor? Böylesi bir organizasyon fikri nasıl ortaya çıktı? Malamas: Bu yıl Anti-Faşist […]

The post Kazananı da Kaybedeni de Olmayan Bir Turnuva Anti-Faşist Dövüş Turnuvası appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Meydan Gazetesi- Kazananı da Kaybedeni de olmayan Bir Dövüş Turnuvası

Yunanistan’daki Anti-Faşist Dövüş Turnuvası, 17-18-19 Haziran tarihlerinde, Selanik’te bulunan Katsaneio Salonu’nda düzenlendi. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen turnuva hakkında, Anti-Faşist Dövüş Turnuvası organizasyonunda yer alan Malamas Sotiriou ve Anna Kavoura’ya gerçekleştirmiş olduğumuz röportajı siz okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Meydan Gazetesi: Anti-Faşist Dövüş Turnuvası ne zamandan bu yana gerçekleştiriliyor? Böylesi bir organizasyon fikri nasıl ortaya çıktı?

Malamas: Bu yıl Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’nın üçüncüsünü düzenliyoruz. Daha önceden de düzenlenen turnuvaların deneyimiyle, bizler de, anti-otoriterler ve anarşistler olarak böyle bir turnuva düzenleyebileceğimizi düşündük. Böylece oturup tartışmaya, toplantılar almaya başladık. Toplantıların ardından Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’nı düzenleme kararı aldık.

Maçlar hangi dövüş sanatlarıyla yapılıyor?

Malamas: Turnuva dahilindeki maçlar; boks, kick boks, jiu jitsu, muay thai, MMA (Karma Dövüş Sanatı) ve güreş alanlarında yapılıyor.

Turnuvaya bireysel olarak katılabilmek mümkün mü? Katılan kolektifler, işgal evleri, takımlar var mı ve varsa kimler?

Malamas: Evet, turnuvaya bireysel olarak katılmak da mümkün; genelde katılımcıların birçoğu da bireysel katılım gösteriyor. Bunun dışında, turnuvaya katılan birçok sosyal merkez ve işgal evi de var; bu katılımcılar, aynı zamanda turnuvanın organizasyonunda da bizimle dayanışma gösteriyor. Bunlardan bazıları; Selanik’te bulunan Micropolis ve Sholeio sosyal merkezleri, yine Selanik’te bulunan işgal evi Terra Incognita, Kavala’dan başkaca işgal evleri…

Meydan Gazetesi- Kazananı da Kaybedeni de olmayan Bir Dövüş Turnuvası (2)

Turnuvaya kadınlar katılıyor mu?

Malamas: Kadın dövüşçülerin turnuvaya katılmasına tabi ki mümkün. Geçen senelerde de kadınlarla erkeklerin dövüştüğü oldu. Böyle bir kısıtlama yok; ancak bazen bir kadın dövüşçüyle bir erkek dövüşçünün hem uğraştıkları spor dalı açısından hem de ağırlıkları itibariyle eşleştirilmeleri zor olabiliyor. Her iki taraf da kendisine yapılan eşleşmeyi uygun bulduğu ve kadın-erkek dövüşünü talep ettiği sürece, turnuva dahilinde bir kadın ve bir erkek de dövüşebiliyor.

Turnuva dahilinde çekilen bazı fotoğraflarda, dövüşen iki kişinin elinin de, sanki her ikisi de maçı kazananmış gibi, hakem tarafından havaya kaldırıldığını görüyoruz.

Malamas: Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’nın kazananı ya da kaybedeni söz konusu değil. Bu yüzden gördüğünüz o fotoğraflarda, her iki dövüşçünün de eli havaya kaldırılıyor.

Daha önce, turnuva dahilindeki maçlarda dövüşçüleri kazanan ya da kaybeden olarak belirlemenin iyi mi yoksa kötü mü olacağını aramızda tartıştık. Ancak biz, bildiğimiz diğer turnuvalarda da gördüğümüz rekabet duygusuna ya da karşı sporcuyu alt etme çabasına, döverek alaşağı etmeye karşıyız. Rekabet duygusunun turnuvada yer almasını ve bunun örgütlemek istediğimiz dayanışmayı engellemesini istemiyoruz. Bu turnuvayı dayanışma amaçlı, faşizme karşı bir arada olmak için düzenliyoruz. Yukarıda bahsettiğim gibi durumların yaşanmaması için, eşleştirmeleri yaparken dövüşçülerin bireysel özelliklerini ve yeteneklerini de göz önünde bulunduruyoruz. Böylece yapılan müsabakalarda, her iki tarafın da yaptıkları spordan keyif almasını, karşısındaki dövüşçüyü yenmek yerine onunla eğlenerek bedensel bir aktivite içine girmesini sağlamış oluyoruz.

Madem öyle, düzenlediğiniz bu etkinliğin ismi niye turnuva olarak geçiyor?

Malamas: Bir turnuvanın amacının, kazanan ya da kaybeden belirlemek olduğuna inanmıyoruz. Bizim için turnuva, beraberce yapılan bir şeyin parçası olmak.

Örneğin hırs ya da cinsiyetçi küfür gibi, turnuvanın ilkelerine aykırı durumlar söz konusu olduğunda ne yapıyorsunuz?

Malamas: Şu ana kadar, turnuvada cinsiyetçi küfürlerle hiç karşılaşmadık.

Anna: Ben bu turnuvaya 2 yıldır katılıyorum ve ilk katılmaya başladığımda, ben de durumu biraz garipsemiştim. Kazanan ya da kaybeden yoktu ve bu yüzden bu turnuvanın ne kadar başarılı olacağına dair bazı önyargılarım vardı. Ancak bu süre içinde fark ettiğim şu oldu; burada gerçekten çok güzel bir atmosfer var. Turnuva dahilinde oldukça iyi müsabakalar olduğunu gördüm; kendisini iyi yetiştirmiş sporcuların dahil olduğunu gördüm. Ve tabi ki bu sporcuların iyi dövüşmek, iyi bir müsabaka ortaya çıkarmak için bir çabaları oluyor.

Bir keresinde çok yetenekli bir kadın sporcuyla bir erkek sporcunun birbirleriyle dövüştüğünü gördüm; erkek olan dövüşçünün karşısındaki kadına hırsla ve alt etme dürtüsüyle saldırdığını, seyircilerinse bu duruma çok büyük tepki gösterdiğini gördüm. Seyirciler bağırarak ve olumsuz tezahürat yaparak gördükleri şeyi, erkek sporcunun yaptığını, onaylamadıklarını gösterdiler.

Burada seyirciler, rekabetsiz bir şekilde çıkarılan iyi dövüşleri alkışlıyorlar; çabanın ve çalışmanın getirdiği iktidarsız bedensel yeteneği destekliyorlar. Turnuvada insanların görmek istedikleri şey, birilerinin alt edilmesi değil; dövüş sanatlarıyla uğraşan insanların dayanışmayla beraber bir şeyler ortaya koyması, birbirlerine saygı göstermesi ve iyi vakit geçirebilmeleri.

Turnuva boyunca maçlar dışında etkinlikler yapılıyor mu, yapılıyorsa neler?

Malamas: Turnuva üç gün sürüyor. İlk gün tartışmalar, paneller, forumlar oluyor. Son iki gün ise dövüşler yapılıyor. Mesela geçen sene turnuvanın ilk gününde yapılan konuşmaların konusu, büyük şehirlerde yürütülen anti-faşist mücadeleydi. İtalya’dan, İsveç’ten, Atina’dan ve pek çok farklı yerden katılan insanlar oldu. Örneğin bir konuşmacı, futbol endüstrisinde yer bulan faşizmden, holiganların ne kadar faşist olabileceğinden ve bunun nedenlerinden bahseden bir konuşma yaptı. Başka bir konuşmacı, Almanya’daki faşizm üzerine konuştu. İtalya’dan gelen ve aynı zamanda İtalya boks şampiyonu olan bir konuşmacı ise İtalya’da bulunan, özörgütlülük ilkesiyle işletilen bir spor salonundan ve bu şekilde işletilen spor salonlarının dayanışma ağından bahsetti. Bu ve bunun benzeri, turnuvanın ilk gününde üzerinde durduğumuz, bilgi paylaşımı yaptığımız alanlar oluyor.

Dövüş sanatları öğrenmenin, sokakta bir faydasını görüyor musunuz?

Malamas: (Gülüyor) Evet, muhtemelen. Yani evet, avantajını görüyoruz, kesinlikle.

Bugüne dek turnuva dahilinde polis baskısı ya da faşist saldırı gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya kaldığınız oldu mu?

Malamas: Hayır. Olumsuz bir tepkiyle karşılaşmadık, yani en azından bir saldırıyla karşılaşmadık. Ancak bir keresinde neo-nazi partisinin dağıttığı bir bildiri ile karşılaşmıştık. Bildiride, böyle bir turnuvanın düzenleniyor olmasından ne kadar rahatsız olduklarına dair bir şeyler yazıyordu. Elbette ki Anti-Faşist Dövüş Turnuvası’ndan rahatsız olacaklardı; çünkü faşistler, dövüş sanatları alanında kendilerine “asker” (kendi aralarına katılacak insanlar, bildiğimiz anlamda asker değil) bulabiliyorlar ve böylesi bir turnuva onların çalışmaları için de bir “tehdit”.

Röportaj için teşekkür ederiz. Dayanışmayla…

Röportaj: Zeynep Coşkunkan – Furkan Çelik

Bu söyleşi Meydan Gazetesi’nin 34. sayısında yayımlanmıştır

The post Kazananı da Kaybedeni de Olmayan Bir Turnuva Anti-Faşist Dövüş Turnuvası appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2016/06/21/kazanani-da-kaybedeni-de-olmayan-bir-turnuva-anti-fasist-dovus-turnuvasi/feed/ 0
“Faşizme Karşı MUAY THAi” – Furkan Çelik https://meydan1.org/2015/11/04/fasizme-karsi-muay-thai-furkan-celik/ https://meydan1.org/2015/11/04/fasizme-karsi-muay-thai-furkan-celik/#respond Wed, 04 Nov 2015 10:23:36 +0000 https://test.meydan.org/2015/11/04/fasizme-karsi-muay-thai-furkan-celik/ Tek başına düştüğümüz faşist bir pusuda, yasaklı yürüyüşlerde polis kalkanlarını tekmelerken, 7 kişilik sivil polis ekibi karşısında pankartımızla direnirken ya da elli metre dağılmış bir gaz bulutunda nefesimizi tutup koşarken, bayrağımızı dalgalandırdığımızda; Muay Thai dövüş tekniklerinin ve kondisyon antrenmanlarının ne kadar yararlı olduğunu kesinlikle anlarız. Bu deneyimi yaşamadan da anlamanız için, Muay Thai dövüş sistemini […]

The post “Faşizme Karşı MUAY THAi” – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Meydan Gazetesi- Faşizme karşı Muay Thai

Tek başına düştüğümüz faşist bir pusuda, yasaklı yürüyüşlerde polis kalkanlarını tekmelerken, 7 kişilik sivil polis ekibi karşısında pankartımızla direnirken ya da elli metre dağılmış bir gaz bulutunda nefesimizi tutup koşarken, bayrağımızı dalgalandırdığımızda; Muay Thai dövüş tekniklerinin ve kondisyon antrenmanlarının ne kadar yararlı olduğunu kesinlikle anlarız. Bu deneyimi yaşamadan da anlamanız için, Muay Thai dövüş sistemini biraz inceleyip, eldivenlerinizi ve kaval koruyucularınızı hazırlayıp kondisyonunuzu arttırmak için hemen antrenmanlara da başlayabilirsiniz.

Günümüzde Tayland’daki dövüş sistemlerinin tümünün genel adı olan Muay Thai, “tayların boksu” anlamına gelmektedir. Muay Thai, yakın bölgelerdeki dövüş sistemleriyle de yakınlık gösterir. Mesela Myan Mar’daki Bando ve Lethwai, Kamboçya’da yapılan Khmer Boksu ile büyük benzerlikleri vardır.

Muay Thai’nin tam olarak nasıl ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte, mitolojik olarak Çin’den güneye doğru inen Tay halkının kendilerini, halklarını ve topraklarını gelen saldırılara karşı korumak için oluşturdukları dövüş sistemi olduğu bilinmektedir. Krallıklar ise savaşlarda daha üstün olabilmek için savaşçılarına, mızrak, kılıç ve bıçak kullanarak, Muay Thai ile savaşmayı öğretmişlerdir. Gitgide yaygınlaşan bu dövüş sistemi, köy meydanlarında tay halkının kendini güçlendirmek ve dayanıklı tutmak için uğraştığı bir spor haline gelmişti.

Tarihi 1300’lere kadar dayanan Muay Thai, 1930’larda modernleştirilirken, ellerdeki sargı ve ip yerine, boks eldivenlerine geçilmiştir. Modern hale geçmeyen geleneksel Muay Thai sistemlerinin tümü ise “Muay Boran” şemsiyesi altında toplanmıştır. Muay Boran altında, Muay Lopburi (günümüzdeki Muay Thai’nin öncüsü), Muay Chaiyuth, Muay Korat, Muay Kochasarn, Muay Nakorn sistemleri bulunur. Geleneksel dövüş sistemleri günümüzde hala Myanmar, Tayland ve Kamboçya’da eldiven kullanılmadan yapılmaktadır.

Geleneksel Muay Chaiyuth teknikleri daha çok, bize saldıranın vuruşlarını engellemek üzerine kurulu olsa da, diğer geleneksel sistemler ve Muay Thai’nin teknikleri, gelen darbeleri kabullenip hemen karşılık vererek bize saldıranı etkisiz hale getirmeye yöneliktir. Bu yüzden özsavunmada kullanabileceğimiz en iyi dövüş sistemlerinden biridir.

Nefes, Güç ve Hız

Muay Thai, sokaklarda faşizme karşı koymak için kullanabileceğimiz etkili bir dövüş sistemidir. Kısa süreli Muay Thai antrenmanlarıyla bile, seri şekilde yumruk, tekme, diz ve dirsek kombinasyonlarını uygulayabilir; kondisyona dayalı antrenmanlarıyla da vücudumuzu daha güçlü hale getirebiliriz. Diğer dövüş sporlarından ayırt edici olarak, diz ve dirsek vuruşları, sokakta kendimizi savunmamız için bize gerekli olan üstünlüğü de sağlayacaktır.

Muay Thai’de bir boksör gibi sağ, sol, sağ direkler çıktığımızda, karşımızdaki işi biraz biliyorsa sıradan bir gard ile yüzünü savunabilir iken; Muay Thaici boksör gibi girip karaciğere kroşe, yüze aparkat ve saldırganın sağ baldırına sert kavalı ile low kick’i oturttuğunda, karşımızdakinin ayakta durma şansı çok kalmaz. Bu yüzden bir mızrak gibi fırlayan sivri dizler, baltayı andıran dirsekler, Muay Thai yapan birini, bir boksörden fazlasıyla ayırıyor.

Muay Thai antrenmanlarında vuruşlarımızı güçlendirmemizin yanı sıra nefesimizi daha iyi kontrol etmeyi de öğrenmemiz gerekir. Bu da bizlere sokakta karşılaşacağımız kavgaların yanı sıra polisle yaşanan çatışmalarda da daha dayanıklı olmamızı sağlayacaktır. Kadınların da rahatlıkla yapabileceği Muay Thai, özsavunma yöntemleri arasında görülmekte, Avrupa’da da birçok anarşist örgütlenme tarafından yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Muay Thai’nin vücudun bütün eklem yerlerini düşmana karşı bir silaha çevirmesi, diz, dirsek, tekme, yumruk tekniklerinin çok çeşitli olması, anarşistler arasında yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Palestra Popolare Galeano – İtalya, Padova

Almanya, Rusya, İtalya ve Yunanistan’da Muay Thai ve Muay Thai’den çıkan ama daha sınırlandırılmış olan kick boks’un anti-faşist turnuvaları düzenlenmekte, bu turnuvalara hazırlanmak için de, özellikle gençlik örgütlenmeleri sürekli olarak Muay Thai antremanları yapmaktadır. Bu turnuvalarda kazanmak veya kaybetmek değil; yoldaşları faşizme karşı daha dinç ve dayanaklı hale getirmek amaç edinilmiştir.

The Genuine Antifascist Fighting Club İspanya, Barselona The Genuine Antifascist Fighting Club
İspanya, Barselona

Faşizme karşı mücadele ederken, özellikle sokak ayağında bizler için çokça katkısı olan Muay Thai, devletlerin kolluk kuvvetlerince de tabi ki kullanılmaktadır. Birçok devletin kolluk kuvveti, yakın dövüş sistemi olarak Muay Thai ve benzeri dövüş tekniklerini çalışmaktadır.

Sxoleio Boxing Team - Yunanistan, Selanik Sxoleio Boxing Team – Yunanistan, Selanik

Tayland’ın Bangkok şehrinde, en büyük hapishanelerde, tutsaklara Muay Thai yaptırılmakta; tutsakların kazandığı maçlardan para almaları sağlanmaktadır. Devlet, bu projesiyle tutsakların da “rehabilite” edilmesini amaçlamaktadır.

Kısaca, çok etkili bir dövüş sistemi olan Muay Thai’yi devlet ya da çeşitli faşist yapılanmalar kullanıyor olsa da, bu spor dalı devrimciler için söz konusu olduğunda, Muay Thai’nin faşizme ve kolluk kuvvetlerinin türlü biçimine karşı bir direniş yöntemi olarak karşımıza çıktığı da aşikârdır.

Low kicklerle zindanları, yumruklarla faşizmi parçalamaya hazır mısınız?

Furkan Çelik

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 29. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Faşizme Karşı MUAY THAi” – Furkan Çelik appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/11/04/fasizme-karsi-muay-thai-furkan-celik/feed/ 0