ÖSO – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Mon, 26 Oct 2020 17:36:26 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Taksim’de ÖSO Yürüyüşü https://meydan1.org/2020/10/26/taksimde-oso-yuruyusu/ https://meydan1.org/2020/10/26/taksimde-oso-yuruyusu/#respond Mon, 26 Oct 2020 15:37:49 +0000 https://meydan.org/?p=65782 İstanbul Taksim’de cihatçı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) taraftarları yürüyüşe geçti. ÖSO taraftarları Taksim’de yürüyüş yaparak Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u protesto ediyor.

The post Taksim’de ÖSO Yürüyüşü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

İstanbul Taksim’de cihatçı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) taraftarları yürüyüşe geçti.

ÖSO taraftarları Taksim’de yürüyüş yaparak Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u protesto ediyor.

The post Taksim’de ÖSO Yürüyüşü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/10/26/taksimde-oso-yuruyusu/feed/ 0
ÖSO Eşittir Işid https://meydan1.org/2020/02/28/oso-esittir-isid/ https://meydan1.org/2020/02/28/oso-esittir-isid/#respond Fri, 28 Feb 2020 08:29:25 +0000 https://meydan.org/?p=55266 Anadolu Ajansı’nın “ılımlı muhalifler” diye dün servis ettiği ardından apar topar yayından çektiği haberde, İdlib’in Seraqib beldesinde bulunan Özgür Suriye Ordusu içindeki cihatçı çetelerin kollarına Işid armaları taktıkları görülüyor. Anadolu Ajansı’nın  “Ilımlı muhalifler İdlib’in stratejik önemdeki Serakib ilçesini geri aldı” başlığıyla verdiği haber daha sonra yayından çekildi.

The post ÖSO Eşittir Işid appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Anadolu Ajansı’nın “ılımlı muhalifler” diye dün servis ettiği ardından apar topar yayından çektiği haberde, İdlib’in Seraqib beldesinde bulunan Özgür Suriye Ordusu içindeki cihatçı çetelerin kollarına Işid armaları taktıkları görülüyor.

Anadolu Ajansı’nın  “Ilımlı muhalifler İdlib’in stratejik önemdeki Serakib ilçesini geri aldı” başlığıyla verdiği haber daha sonra yayından çekildi.

The post ÖSO Eşittir Işid appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2020/02/28/oso-esittir-isid/feed/ 0
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: “TSK Suriyeli Milisleri Vurdu” https://meydan1.org/2018/03/03/suriye-insan-haklari-gozlemevi-tsk-suriyeli-milisleri-vurdu/ https://meydan1.org/2018/03/03/suriye-insan-haklari-gozlemevi-tsk-suriyeli-milisleri-vurdu/#respond Sat, 03 Mar 2018 14:41:04 +0000 https://seninmedyan.org/?p=30746 Muhaliflere yakınlığıyla bilinen Londra merkezli,  Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR)  TSK jetlerinin Suriye’deki Esad Rejimi’ne bağlı Halk Güçleri milislerine hava saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. Hava saldırısında en az 36 Suriyeli milisin öldüğü belirtildi. Yine aynı olaya ilişkin, Reuters’in bildirdiğine göre ise, SOHR Suriyeli milislere yönelik TSK’nin son 48 saatte üçüncü kez hava saldırısı düzenledi. Dünkü bombardımanda da 10 […]

The post Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: “TSK Suriyeli Milisleri Vurdu” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Muhaliflere yakınlığıyla bilinen Londra merkezli,  Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR)  TSK jetlerinin Suriye’deki Esad Rejimi’ne bağlı Halk Güçleri milislerine hava saldırısı gerçekleştirdiğini duyurdu. Hava saldırısında en az 36 Suriyeli milisin öldüğü belirtildi. Yine aynı olaya ilişkin, Reuters’in bildirdiğine göre ise, SOHR Suriyeli milislere yönelik TSK’nin son 48 saatte üçüncü kez hava saldırısı düzenledi. Dünkü bombardımanda da 10 Suriyeli milisin öldüğü duyuruldu. TSK, 24 Şubat’ta da Raco bölgesinde Suriyeli milislere hava saldırısı düzenlemişti.

Öte yandan 43. gününde devam eden Afrin (Efrin) saldırısında, bölgenin batısında bulunan Raco kasabasına yönelik spekülatif haberler de gelmeye devam ediyor. Önceki gece (1 Mart) TSK  rakamlarına göre en az 8 TC  kolluk güçlerinin öldürüldüğü Raco için, AA başta olmak üzere devletin resmi ve gayrı-resmi haber kaynakları, kasabaya girildiği yönünde haberler servis ediyor. Bu haberlerde yer alan bir videoda ÖSO adı altındaki çetelere mensup cihatçılar Suriye bayrağını asılı olduğu yerden indirip çiğniyor.

Devlet medyasında çıkan bu haberlere karşı ise, çatışmaların şiddetlenerek sürdüğü yönünde haberler geliyor. Rojava medyasından ANHA  bu haberleri teyit ederken, Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen İlam el-Harbi de benzer bir bilgilendirmede bulundu.

 

Kaynak: ANHA,Sendika.org, 5deniz.net

The post Suriye İnsan Hakları Gözlemevi: “TSK Suriyeli Milisleri Vurdu” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/03/03/suriye-insan-haklari-gozlemevi-tsk-suriyeli-milisleri-vurdu/feed/ 0
Suriye’de Yedekler Çekiliyor Devletler Sahaya İniyor – Emine Sakin https://meydan1.org/2018/03/01/suriyede-yedekler-cekiliyor-devletler-sahaya-iniyor-emine-sakin/ https://meydan1.org/2018/03/01/suriyede-yedekler-cekiliyor-devletler-sahaya-iniyor-emine-sakin/#respond Thu, 01 Mar 2018 13:24:22 +0000 https://test.meydan.org/2018/03/01/suriyede-yedekler-cekiliyor-devletler-sahaya-iniyor-emine-sakin/   Yaşanan son gelişmelerle Suriye, savaşın 7 yıldır sürdüğü bir coğrafya olmaktan çıkıp devletlerin birbirlerine karşı, askeri, siyasi ve ekonomik güç gösterisinde bulunduğu bir alana dönüşmeye başladı. ABD ve Rusya başta olmak üzere devletlerin Suriye’de bulunma bahanesi olan IŞİD tehlikesinin de giderek güncelliğini yitirmesiyle beraber savaş, bu gerekçe üzerinden yürütülen vekalet mücadelesinde, devletleri aracılar olmaksızın […]

The post Suriye’de Yedekler Çekiliyor Devletler Sahaya İniyor – Emine Sakin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
 

Yaşanan son gelişmelerle Suriye, savaşın 7 yıldır sürdüğü bir coğrafya olmaktan çıkıp devletlerin birbirlerine karşı, askeri, siyasi ve ekonomik güç gösterisinde bulunduğu bir alana dönüşmeye başladı. ABD ve Rusya başta olmak üzere devletlerin Suriye’de bulunma bahanesi olan IŞİD tehlikesinin de giderek güncelliğini yitirmesiyle beraber savaş, bu gerekçe üzerinden yürütülen vekalet mücadelesinde, devletleri aracılar olmaksızın karşı karşıya getirme potansiyeline evrildi. Şubat ayı içinde karşılıklı olarak düşürülen uçaklar, İHA’lar, vurulan konvoylar ve bunlara yapılan misillemeler, bu potansiyeli 7 yıllık savaşta olmadık biçimde açığa çıkarmış durumda.

ABD, Rusya, İran, Türkiye, Suudi Arabistan, İsrail, Fransa, Almanya ve son olarak ülkenin geleceğinde söz sahibi olma “açık sözlülüğüyle” aktif katılım göstereceğini bildiren Çin, Suriye’deki savaşta varlığı bilinen devletlerden sadece birkaçı. IŞİD’e karşı 2014’te kurulan koalisyonda en az 40 devletin yer aldığı bilgisi, Suriye Savaşı’nın, dünyanın dört bir tarafından devletlerin müdahil olduğu küçük çaplı bir dünya savaşı olduğu gerçeğini idrak etmemizi sağlıyor.

Savaşa taraf olan devletler sahadaki varlıklarını -müsebbibinin yine kendileri olduğu- “terörizmle mücadele” adı altında sunarken, bu tehdidin göreceli olarak azalmasıyla, yeni düşmanlar var etme ya da eski düşmanlıklarını yeniden hatırlama yoluna gidiyorlar. Suriye ve Irak’taki IŞİD varlığını bahane ederek savaşa giren ABD, Suriye’de bulunmasını şimdi de terör örgütü olarak ilan ettiği “Hizbullah tehdidi”yle gerekçelendiriyor. Tabi, her ne kadar yüksek perdeden dilendirmese de bu tehdidin sarmalındaki İran, Esad, Rusya eksenini göz ardı etmeden… Nitekim Deyr-ez Zor’da Rusya destekli paralı askerlerin ABD tarafından vurulması, İran’a ait bir İHA’nın İsrail tarafından düşürülmesi, Suriye’deki üslerin hedef alınması ve buna misilleme olarak Suriye’nin Rus yapımı hava savunma sisteminin bir İsrail uçağını düşürmesi, devletlerin Suriye’deki “tehdit” algıları üzerinden değerlendirilmeli.

Bu çok denklemli savaşta, desteklediği cihatçı çeteler haricinde -yine IŞİD bahanesine sığınarak- aslen Rojava’nın siyasi varlığını tehdit sayarak Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı ile sahaya giren TC de, ABD gibi Suriye’deki varlık bahanesini güncelledi. Afrin’i hedef alarak bölgedeki YPG varlığını kendi sınırlarının beka (var oluş) gerekçesi olarak sunan TC, bu gerekçesinin haklılığına dair şimdiye dek taraftar bulmuş gibi görünmüyor. Bu durumun en açık örneği ise, TC’nin Astana’da kağıt üzerindeki ortaklarından İran ve Rusya’nın açık ya da örtülü desteğiyle, TSK/ÖSO saldırısı altındaki Afrin’e yapılan askeri sevkiyatta görüldü. Diğer taraftan, Leopard tankı başta olmak üzere devletlere sattığı silahlarla savaşın görünmeyen finansörlerinden olan -bir diğer müttefik- Almanya da TC’nin Afrin saldırısına şerh koyuyordu.

TC’nin Suriye’de Afrin saldırısıyla açığa çıkan, ancak birçok başlığı içeren ihtilafları yaşadığı bir diğer devlet ise ABD’ydi. Bu ihtilaf her ne kadar İran-İsrail, Rusya-ABD, Suriye-İsrail gerilimlerinde olduğu gibi “olası karşı karşıya gelişleri” içermese de, TC’nin iç politikasına yönelik oldukça kullanışlı bir enstrüman. Nitekim ABD, “Osmanlı tokatları”, ve “anti-emperyalist” nutuklarla tehdit edilirken, dün Rakka’da, bugün de Menbiç’te aynı ABD’yle ittifak için neredeyse yalvar yakar olunuyor ve bu durumun absürtlüğü -1,5 yılı aşkındır süren OHAL’le- susturulan medya sayesinde görünmez kılınabiliyor.

Kimi iç politik dengeler, kimi elde ettiği nüfuz alanlarını genişletmek için Suriye’deki varlıklarını pekiştiren devletler; savaşı askeri ve diplomatik iki farklı sahnede sürdürüyor. Biri, birbirlerini “aracısız” hedef alma potansiyeli taşıyacak kadar sert, diğeri ise yumuşak güç olarak tanımlanabilecek bu sahnelerden her biri, Suriye’de süren savaştan çıkar devşiren devletler için, sahadaki varlıklarına dair “anlaşılabilir” argümanlar üretiyor. Ancak bu “anlaşılabilir” argümanlar, savaşların belli bir zaman aralığında gerçekleştiği ve genellikle taraflardan birinin kazanıp birinin yenilmesi gerçekliğiyle kıyaslandığında ortadan kalkıyor. Arda kalan gerçeklik ise, Suriye’de sonu hiç gelmeyecekmiş gibi görünen savaş ve bu savaştaki devasa yıkımda var olan sorumluluklarıyla yüzleşmekten kaçınan, bunun için gerekirse birbirleriyle çatışmayı göze alan devletler olarak ortaya çıkıyor.

 

Emine Sakin

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 44. sayısında yayınlanmıştır. 

 

 

The post Suriye’de Yedekler Çekiliyor Devletler Sahaya İniyor – Emine Sakin appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/03/01/suriyede-yedekler-cekiliyor-devletler-sahaya-iniyor-emine-sakin/feed/ 0
Efrîn’de Son Durum (Harita) https://meydan1.org/2018/02/19/efrinde-son-durum-harita/ https://meydan1.org/2018/02/19/efrinde-son-durum-harita/#respond Mon, 19 Feb 2018 07:00:29 +0000 https://seninmedyan.org/?p=29378 TSK ve ÖSO’nün Efrîn’e yönelik saldırıları sürerken, bölgede de YPG karşılık vermeye devam ediyor. Dün Reuters haber ajansının geçtiği bilgiye göre Süriye Ordusu Efrîn’e girecek gibi görünse de şu an için böyle bir hareketlilik yok. 18 Şubat itibariyle güçlerin konumları güncel haritada belirlenmiş şekilde aşağıdadır. Tam Boy

The post Efrîn’de Son Durum (Harita) appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
TSK ve ÖSO’nün Efrîn’e yönelik saldırıları sürerken, bölgede de YPG karşılık vermeye devam ediyor. Dün Reuters haber ajansının geçtiği bilgiye göre Süriye Ordusu Efrîn’e girecek gibi görünse de şu an için böyle bir hareketlilik yok. 18 Şubat itibariyle güçlerin konumları güncel haritada belirlenmiş şekilde aşağıdadır.

Tam Boy

The post Efrîn’de Son Durum (Harita) appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/19/efrinde-son-durum-harita/feed/ 0
Devletin Barış Hali de Savaş Hali de Kapitalizm İçin Aynı https://meydan1.org/2018/02/10/devletin-baris-hali-de-savas-hali-de-kapitalizm-icin-ayni/ https://meydan1.org/2018/02/10/devletin-baris-hali-de-savas-hali-de-kapitalizm-icin-ayni/#respond Sat, 10 Feb 2018 10:09:50 +0000 https://test.meydan.org/2018/02/10/devletin-baris-hali-de-savas-hali-de-kapitalizm-icin-ayni/ Uluslararası ilişkiler, devletlerarası arenadaki egemen aktörlerin diğer egemen aktörler karşısındaki hareket tarzlarını açıklamaya ve tahmin etmeye yönelik geliştirilen teorik yaklaşımların olduğu bir disiplindir. Bu disiplinin ortaya çıkışına zemin hazırlayan gelişmeler çoğunlukla savaşlardır. Savaşlar, uluslararası sistemin aktörlerini dönüştürme ve devletlerarası düzeni değiştirme işlevine sahiptir. Bu nedenle, barış kavramı bu disiplinde, bu devletlerarası düzenin dolayımı olarak kalmıştır. […]

The post Devletin Barış Hali de Savaş Hali de Kapitalizm İçin Aynı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Uluslararası ilişkiler, devletlerarası arenadaki egemen aktörlerin diğer egemen aktörler karşısındaki hareket tarzlarını açıklamaya ve tahmin etmeye yönelik geliştirilen teorik yaklaşımların olduğu bir disiplindir. Bu disiplinin ortaya çıkışına zemin hazırlayan gelişmeler çoğunlukla savaşlardır.

Savaşlar, uluslararası sistemin aktörlerini dönüştürme ve devletlerarası düzeni değiştirme işlevine sahiptir. Bu nedenle, barış kavramı bu disiplinde, bu devletlerarası düzenin dolayımı olarak kalmıştır. Ancak özellikle son dönemde, bu noktada farklı girişimler vardır. Bunda devletlerin içerisine girdiği söylemsel değişiklikler etkilidir.

Çıkar odaklı reelpolitik, “komşularla sıfır sorun politikası” gibi değişikliklere uğramıştır. Bu değişikliğin söylemsel olmaktan ileri gidemediği, gidemeyeceği bir zamanın içindeyiz. Reelpolitikte odak noktasının ne olduğunu kaçırdığımızda, siyasal analizin bağlamını kaybedebiliriz. Bu odak noktasının ne olduğunu hatırlatalım: kapitalist çıkarlar.

Afrin Saldırısının Siyasi Boyutu

20 Ocak’ta başlayan saldırıyı, ABD’nin oluşturmak istediği “Sınır Koruma Gücü”nde SDG’yi konumlandıracağı açıklamasının tetiklediği biliniyor. Sınırlarının güvenliği, saldırının bir mantığa oturtulmasından başka bir anlam taşımıyordu. Ancak mantıksız olan, saldırının ABD nüfuz bölgelerinde yani Fırat’ın doğusunda değil, Afrin’de başlamasıydı. Beklenenin aksine, bu yeni duruma bölgedeki iki önemli aktörden de net bir karşı çıkış gelmedi.

Afrin saldırısı, ABD ve Batı devletlerinin şerh koysa da karşı çıkmadığı bir saldırı. Bunun nedeni, bölgedeki Rusya nüfuzunun sınırlandırılması isteği. “Afrin bizim operasyon sahamız değil” açıklamasının da Rusya’yı siyasi, askeri ve diplomatik açıdan zor durumda bıraktığı bir gerçek. Ancak ABD ve Batı devletlerinin bu utangaç karşı çıkışları bir strateji değişikliği olarak okunabilir mi? Ya da politik bir ilkesizlik?

SDG’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesi, ABD’den art arda yapılan “SDG ile ittifakımızı sürdüreceğiz” açıklamaları, SDG’nin aynı zamanda Esad ile anlaşma zeminini ortadan kaldırıyor ve Fırat’ın doğusunda, İran ilerleyişini durduracağı var sayılan nüfuz bölgesinde varlığını sürdürmeye itiyor. Tabi ABD’nin başka bir planı yoksa…

Buna rağmen Rusya’nın da tavrının “sınırlı saldırıya” izin vermesi, ister istemez bunun bir İdlib pazarlığı olma ihtimalini gündeme getiriyor. Suriye’de IŞİD karşıtı mücadele sürerken Rusya ve Esad ordusunun İdlib’e bir operasyon yapıp gücünü bölmediği biliniyor. Bununla beraber, Halep de dahil olmak üzere, Suriye’nin geri kalanındaki radikal islamcıları İdlib’te toplamayı tercih etmesi, önemli bir stratejinin parçası. Rusya ve Esad rejimi İdlib’teki grupları, karşısında savaşılması gereken cihatçılar olarak görüyor. İdlib’tekileri Suriyeli muhalifler olarak gören TC ise Afrin saldırısıyla, İdlib’te sıkışmış durumda bulunan bu silahlı gruplara bir alan kazandırmayı hedefliyor.

2017’de IŞİD’in yenildiğini, 2018’in ise Heyet Tahrir Eş-Şam ve El Nusra’yla (dolayısıyla El Kaide’yle) mücadele yılı olacağını ilan eden Rusya, TC’nin ÖSO’yla beraber başladığı “sınırlı saldırı”ya neden karşı çıkmıyor? ÖSO, rejim tarafından açık bir şekilde terörist olarak tanımlanıyor. Rusya’nın Azez-Tel Rıfat hattındaki saldırılara karşı TC’ye yönelik politikası bu kadar netken Afrin saldırısında stratejisini neden değiştiriyor?

Tüm bu verilere karşın TC Rusya nezdinde “güvenilmez” bir imaja sahip. Bu nedenle Rusya’nın Kürtlerle, Esad rejimi üzerinden kurulacak federasyon benzeri yeni bir ilişki inşa etmek istediği sıklıkla dile getiriliyor. Fakat bu durum da değişme potansiyeli taşımıyor mu?

Afrin’e yönelik saldırı, Suriye’deki savaşta oyun dışı kalmış TC’ye, ABD nezdinde zorlayıcı bir konum biçme hedefi taşıyor. Bu zorlayıcılık Rusya ile yakınlaşma, NATO ile ilişkiler üzerinden elini güçlendirme ve ABD’nin içinde bulunduğu askeri, siyasi, diplomatik kanatlar üzerindeki uyumsuzluğu kullanma potansiyelini barındırıyor. TC ile güvenlik temelli bir ilişkisi olan ABD nezdinde bu zorlayıcılığın karşılığı, Rusya ile girilecek yeni bir güvenlik ilişkisiyle test edilebilir.

ABD ve Rusya’nın Tutumları Neden Bu Kadar Esnek?

Devletlerarası ilişkilerde, dostluk ya da düşmanlık durumu hızlı bir şekilde değişebiliyor. Birkaç yıl öncesine kadar “düşman devlet” ilan edilenlerle, ortak politikalar geliştirilebiliyor. Reelpolitiğin reel kısmı, tam da burası. Burada işleyen tek reel durum, çıkara göre konumlanmak. Yani uzun erimli stratejiler bir yalan, bu ilişkilerde ilkesellik bir masal…

Bu ilkesizliği anlamak için Suriye’de devam edenler yakıcı örnek mahiyetinde;

  • TC devleti, Suriye Savaşı’nın başlarında Esad’ı devirmek için ABD-Körfez devletleriyle aynı bloktaydı. Katar krizi ile Körfez bloku parçalandı. Suriye’ye baktığında “Kürt sorunu”nu görmeye başladı ve böylece eksen değiştirdi. Bu yeni eksende ise Suriye Savaşı’nda daha önceki ittifakının düşmanları Rusya, İran ve dolaylı olarak Suriye var.
  • 2016’da dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun ifadesi, “Esad rejimi sınırlarının tamamını kontrol edemiyorsa bu bizim sayemizdedir” şeklindeydi. Bugün girişilen Afrin saldırısının bahanesi ise “Suriye’nin toprak bütünlüğü” şeklinde sunuluyor.
  • Rusya, müttefikleri olan Suriye ve İran’ın desteklediği milislere yönelik İsrail saldırılarına karşı çok övünülen S-400’leri kapatıyor. Böylelikle İsrail Golan Tepeleri’ni rahatça vurabiliyor.
  • Kasım 2015’te Rus uçağının düşürülmesi sonrası, TC aleyhine dolaşıma sokulan IŞİD petrolünün pazarlara sokulması iddialarına ilişkin belgeler, 2016 yazında dilenen özür diplomasisi sonrası unutuldu.
  • İdlib’de Rus uçağının, TC bağlantısı açık cihatçı çetelerce düşürülmesi sonrası Rusya’nın sessizliği bozulmadı.
  • Rusya, müttefiki Esad’ın terörist olarak gördüğü El Kaide türevlerinin de aralarında olduğu cihatçı çetelerle TC arasındaki iş birliğini görmezden geliyor.
  • Yine daha önce Esad’ı devirme planları içindeki Suudi Arabistan, Esad’ın en önemli müttefiki Rusya ile S-400 anlaşması imzalıyor.
  • ABD Obama’nın ilk dönemlerinde Suriye’de Esad’ı devirmeye odaklanmışken ikinci döneminde 2015’te İran ile nükleer anlaşmayı imzalayarak IŞİD’e yoğunlaştı. IŞİD sorununun göreceli olarak bertaraf edildiği bugün ise, Suriye’ye bakınca Deyr ez Zor’daki enerji kaynaklarını ve bölgedeki ortağı İsrail’in güvenliği bağlamında İran tehdidini görüyor.
  • Şimdilik, konjonktürel olarak aynı ittifakta görünen Rusya ve İran, enerji kaynakları ve pazarlardaki payları anlamında birbirinin rakibi pozisyonunda.

Devletlerin İlkesizliğinin Sebebi Kapitalist Çıkarlar

Devletlerarası siyasetin bu esnek, ilkesiz, sürekli değişen özelliğinin ana sebebi, tüm stratejilerin temelini oluşturan kapitalist ruhudur. Devletlerin kendi sınırları dahilinde milliyetçilik yarışına girerek oluşturduğu tüm kırmızı çizgileri, bu ruhun içerisinde erir gider. Dolayısıyla bu durum herkesi dost, herkesi düşman kılar.

Ortadoğu coğrafyasının tümünde olduğu gibi Suriye de, devletlerin ve şirketlerin siyasi ve ekonomik çıkarlarını güçlendirmek için savaştığı bir coğrafyadır. Suriye’deki savaşın fiilen başladığı 2011’den bu yana, devletlerin enerji politikalarının bölge üzerindeki etkisi aşikardır.

Petrol ve doğal gaz gibi enerjiler ekseninde oluşan bu politikalar, Suriye’deki siyasi durumun açığa çıkmasında, yaşanan savaşlarda, savaştan kaynaklı göçte ve tüm bunlara bağlı etmenlerin oluşmasında etkendir. Bölge üzerinde hareket halinde bulunan Chevron ve Exxon gibi küresel enerji şirketleri, bu bölgedeki hareketliliklerini tarihlerinde olmadıkları kadar hızlandırmış durumda.

Küresel kapitalizmin kendi “gerçekliklerini” dayatmasının mağdurlarının bölge halkları olduğu aşikardır.

Kapitalizmin Suriye’deki Can Damarları

2009 yılında, Katar’ın Şam yönetimine yaptığı boru hattı teklifinin, Suriye’de devam etmekte olan savaşın ana nedeni olduğu bilinen bir gerçek. İran’a da komşu olan bir bölgeden başlayıp Suudi Arabistan, Ürdün, Suriye ve Türkiye’ye uzanarak AB’ye ulaşması hedeflenen doğal gaz boru hattını Esad yönetiminin reddetmesi ve İran, Irak, Suriye’den geçecek alternatif bir proje başlatması, savaşın başladığı 2011’de imzalandı. Enerji merkezli, devletlerarası ekonomik müzakere süreci, bölgeden ve bölge dışından çok sayıda aktörün dahil olduğu bir savaşa evrildi. Bölgeye gözünü dikmiş ve hali hazırda pazar için kaynak olarak kullananlar ile bölgeyi bir pazara dönüştürmek isteyenler de çıkarları gereği bu savaşa dahil olmakta sakınca görmedi.

Savaşın enerji koridorlarında dört hat karşımıza çıkmakta. Güney Kürdistan petrolünü taşıyan Kerkük-Yumurtalık Koridoru; bu hatta alternatif Rojava üzerinden Ceyhan’a, oradan da Akdeniz’e bu petrolü taşıyan koridor; Kerkük’ten Lübnan Trablusşam’a uzanan boru hattı (Şii Hilali de denilen, İran’ın devreye girmesiyle Lübnan Hizbullahı’nın Akdeniz’e taşıyacağı hat); Körfez devletlerinin Katar’a cephe almasına neden olan TAP (Trans Arap Pipeline) denilen Sünni Haifa hattı.

Tüm bu enerji damarlarının Suriye Savaşı’nın ekonomik nedenselliklerinin incelemesinde önemli bir yeri var. TC’nin Afrin saldırısında da, Kürt düşmanlığının arka planında da yine bu damarların küresel pazardaki işlevi var. Suriye’deki savaşın gözler önündeki siyasi nedenlerinin dışında, Deyr-ez Zor’dan Rakka’ya oradan İdlib’e uzanan bu enerji koridorlarından geçen, çok da görünmeyen ekonomik nedenleri görmek önemlidir.

2012 yılında yani Suriye Savaşı’nın başında, Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) imzalanmış; proje kapsamında BOTAŞ, SOCAR (Azerbaycan Petrol Şirketi) ve BP ortaklığıyla doğal gazın Asya’dan Avrupa’ya (Trans Adriyatik Boru Hattı’yla) taşınması planlanmıştı.

Türk Akımı’nda açılacak yeni hat üzerinde Rusya ve TC’nin vardığı anlaşma, yine enerji paralelinde Türkiye’de açılacak enerji ihalelerinde Rus şirketlerinin yer alması Afrin saldırısının çok konuşulmayan pazarlıklarından. Halkbank davası gibi nedenlerle TC’ye yönelik küresel ekonomik yaptırımlar ABD’nin gündemindeyken TC’nin Rusya ile anlaşması TC açısından önemli bir strateji. Afrin saldırısı, işte tam da bu bağlamda gerçekleşmiştir.

Enerji projeleri ve ticaret anlaşmalarıyla, ekonomik ve siyasi gelişmelerin hız kazandığı koşullarda savaşın derinleşmesi ve yaygınlaşması kaçınılmazdır. Kapitalist amaçlar, devletlerin güvenlik politikalarını yönlendirebilmekte, devletlerarası ilişkilerin “reel”ini belirleyebilmektedir.

Kapitalist çıkarların siyaseti yönlendirdiği zamanlarda ortadaki tek tablo savaştır.

Afrin saldırısını bu arka plandan bağımsız göremeyiz. Aslında Suriye’de olan ve olacakları bu kapitalist stratejilerden bağımsız düşünmek, meselenin nedenlerinden bizi uzaklaştırmaya bile itebilir.

IŞİD’den sonra ortaya çıkan yeni tablonun, kimlerin ağzını sulandırdığı yukarıda saydığımız enerji hatları düşünüldüğünde açıktır. Küresel kapitalistler ve bu tablodan ekonomik çıkarlarını tatmin etmeye çalışan devletler iş başındadır. Bölgede birilerinin koruyuculuğunu üstlenen hamilerinin yanında Afrin saldırısı gibi hamleler, bu kaynakları ele geçirmeyi hedeflemekten çok, bu kaynaklardan nemalanmaya yöneliktir.

Tüm bu büyük ve küçük kapitalist çıkarlardan bağımsız olarak Afrin halkı, Afrin’de yaşamını sürdürürken bugün bu çıkarların yıkımıyla karşı karşıyadır. Enerji savaşının bir stratejisidir Afrin. Tüm bu kapitalist çıkarların geçersiz kılındığı bir coğrafyanın insanlarıdır Afrinliler. Kobanê’de, Cizire’de, Chiapas’ta olduğu gibi. Küresel kapitalizmin masasında payını artırmak isteyenlerin, strateji belirleyenlerin çıkarlarına verilecek cevabı, özgürlükten yana olanlar örgütlü bir şekilde vermektedir. Ve örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!

 

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 43. sayısında yayınlanmıştır.

 

The post Devletin Barış Hali de Savaş Hali de Kapitalizm İçin Aynı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/10/devletin-baris-hali-de-savas-hali-de-kapitalizm-icin-ayni/feed/ 0
Independent İddiası: Eski IŞİD Üyeleri ÖSO’ya Katılıyor https://meydan1.org/2018/02/08/independent-iddiasi-eski-isid-uyeleri-osoya-katiliyor/ https://meydan1.org/2018/02/08/independent-iddiasi-eski-isid-uyeleri-osoya-katiliyor/#respond Thu, 08 Feb 2018 12:59:44 +0000 https://seninmedyan.org/?p=28616   İngiltere’de yayınlanan Independent gazetesi, cihatçı terör çetesi  IŞİD’in eski üyelerinin Türkiye tarafından eğitilerek ÖSO’ya dahil edilerek, Afrin’de saldırısında kullanıldığını iddia etti. Gazete, “Farac” takma isimli eski IŞİD üyesine dayandırdığı haberinde, eski  IŞİD üyelerini eğiten komutanların, “IŞİD-Türkiye işbirliğinin çok açık olmaması için canlı bomba ve bombalı araç gibi taktiklerin kullanımını yasakladı”. bilgisi dikkat çekiyor. İndependent, konu ile ilgili bilgisine başvurmak […]

The post Independent İddiası: Eski IŞİD Üyeleri ÖSO’ya Katılıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
 

İngiltere’de yayınlanan Independent gazetesi, cihatçı terör çetesi  IŞİD’in eski üyelerinin Türkiye tarafından eğitilerek ÖSO’ya dahil edilerek, Afrin’de saldırısında kullanıldığını iddia etti. Gazete, “Farac” takma isimli eski IŞİD üyesine dayandırdığı haberinde, eski  IŞİD üyelerini eğiten komutanların, “IŞİD-Türkiye işbirliğinin çok açık olmaması için canlı bomba ve bombalı araç gibi taktiklerin kullanımını yasakladı”. bilgisi dikkat çekiyor. İndependent, konu ile ilgili bilgisine başvurmak istediği TC  askeri makamlarından yanıt alamadığını belirtti.

The post Independent İddiası: Eski IŞİD Üyeleri ÖSO’ya Katılıyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/08/independent-iddiasi-eski-isid-uyeleri-osoya-katiliyor/feed/ 0
Efrin Saldırısı 7. Gününe Girdi https://meydan1.org/2018/01/26/efrin-saldirisi-7-gunune-girdi/ https://meydan1.org/2018/01/26/efrin-saldirisi-7-gunune-girdi/#respond Fri, 26 Jan 2018 12:46:20 +0000 https://seninmedyan.org/?p=27313 TSK birliklerinin, ÖSO adı altındaki cihatçı çetelerle 19 Ocak günü topçu ateşleriyle başlattığı Efrin’e yönelik saldırı 7. gününe girdi. İsim olarak TC  tarafından, barışı simgeleyen zeytin dalının seçildiği saldırıda şimdiye dek TC  devletinin askeri kayıplarına dair devlet kaynaklı haberler 3’ü TC  askeri olmak üzere 14 olarak verildi. Ancak Efrin kaynaklı medya organları bu sayının daha […]

The post Efrin Saldırısı 7. Gününe Girdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

TSK birliklerinin, ÖSO adı altındaki cihatçı çetelerle 19 Ocak günü topçu ateşleriyle başlattığı Efrin’e yönelik saldırı 7. gününe girdi. İsim olarak TC  tarafından, barışı simgeleyen zeytin dalının seçildiği saldırıda şimdiye dek TC  devletinin askeri kayıplarına dair devlet kaynaklı haberler 3’ü TC  askeri olmak üzere 14 olarak verildi. Ancak Efrin kaynaklı medya organları bu sayının daha fazla olduğu görüşünde. Aynı şekilde TSK-ÖSO ittifakının sahadaki ilerleyişine dair haberler de devlet kontrolündeki medya ve askeri kaynakların tersini işaret ediyor.

Saldırılar 5 Farklı Koldan Sürdürülüyor

20 Ocak’ta Rusya’nın Efrin’in doğusunda Azez sınırı civarındaki, YPG ile ÖSO  arasında tampon görevi yapan birliklerini Tel Rıfat’a kaydırması ve hava sahasını TC  uçaklarına açması sonrası TSK, El Bab’daki çatışmalarda öldürülen 72 TC askerini “simgeleyen” 72 savaş uçağı ile Efrin’e yönelik hava saldırısı başlattı. Bu saldırılarda ilk gün aynı aileden 7’si çocuk 8 kişi yaşamını yitirdi. 22 Ocak’ta Efrin kanton yönetiminden yapılan açıklamada 14’ü sivil, 14’ü YPG  gerillası olmak üzere 28 kişinin hava saldırılarında katledildiği belirtildi.

20-21 Ocak günleri devam eden hava saldırıları sonraki günlerde yerini TC’nin kara gücü olarak kullandığı cihatçı çetelerin ve TSK’nin 30 ila 40 Km menzile sahip obüs-topçu saldırılarına bıraktı. İdlip’ten kara yoluyla TC sınırına sokulan ve Kilis üzerinden Rojava’nın TC  işgali altındaki Şehba topraklarında bulunan Azez bölgesine geçirilen çeteler burada Efrin’in doğusuna ilerlemeye çalıştı. Ancak  ÖSO  adı altındaki çeteler ve TSK saldırının birinci kolunu oluşturan, Efrin’in dağlık diğer bölgelerine nazaran daha düzlük olan ve içeriye girmenin nispeten daha kolay olduğu varsayılan bu bölgede ilerleme kaydedemedi.

Kilis’in Musabeyli ilçesinin karşına denk düşen, Efrin’in kuzeyindeki Bılbılé ve Mersiwa bölgelerine yapılan sızma,ilerleme girişimleri  ve obüs-topçu atışları da saldırının ikinci kolunu oluştururken, devlet medyasında yer alan ve bazı köylerin “ele geçirildiğini” iddia eden haberler bu bölgede yer alıyor.

Efrin’in batı ve güneybatısında yer alan, Antakya’nın Hassa ve Reyhanlı ilçelerinin karşılarındaki Raco ve Cindires bölgelerine yapılan ilerleme girişimleri Efrin saldırısının üçüncü ve dördüncü kollarını oluşturuyor. Efrin’in batısı ile TC  sınırını dağ sırasının ayırdığı bölgede TSK-ÖSO birlikleri, Raco’nun güneybatısında bulunan Ömer Uşağı bölgesinde az da olsa ilerleme kaydetmiş durumda.

TSK birliklerinin Astana Anlaşması çerçevesinde Rusya ve İran’ın onayıyla “çatışmasızlık bölgesi” oluşturmak amacıyla girdiği, ancak TC’nin bunu, Efrin’i güneyden kuşatma hamlesine çevirerek üs oluşturduğu Şeyh Bereket dağı ise Efrin saldırılarının beşinci kolunu oluşturuyor. İdlip ile Efrin arasında, cihatçı çete Ahrar -uş Şam’ın kontrolündeki tampon bölge görünümündeki Şeyh Bereket civarından, 40 Km menzilli obüslerle Efrin merkezine yönelik saldırılar gerçekleştiriliyor.

Harita: Artı TV

 

The post Efrin Saldırısı 7. Gününe Girdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/01/26/efrin-saldirisi-7-gunune-girdi/feed/ 0
BM’nin “Aradığı” Çeçen Cihatçı Terörist Efrin’de Ortaya Çıktı https://meydan1.org/2018/01/25/bmnin-aradigi-cecen-cihatci-terorist-efrinde-ortaya-cikti/ https://meydan1.org/2018/01/25/bmnin-aradigi-cecen-cihatci-terorist-efrinde-ortaya-cikti/#respond Thu, 25 Jan 2018 11:10:54 +0000 https://seninmedyan.org/?p=27206 TSK’nin, ÖSO  çatısı altındaki cihatçı terör çeteleriyle ortak başlattığı Efrin’e yönelik saldırı 6. gününe girdi. Saldırı başladığından itibaren savaş üniformalarını kuşanan devlet medyası her ne kadar aksini iddia etse de, sahadaki savaş ittifakı Efrin’de ciddi bir ilerleme kaydedemedi. Öte yandan devlet medyasında, saldırıya katılan çete üyeleri arasında “dikkat çekici” isimlerin yer aldığı haberleri geliyor. Bu […]

The post BM’nin “Aradığı” Çeçen Cihatçı Terörist Efrin’de Ortaya Çıktı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

TSK’nin, ÖSO  çatısı altındaki cihatçı terör çeteleriyle ortak başlattığı Efrin’e yönelik saldırı 6. gününe girdi. Saldırı başladığından itibaren savaş üniformalarını kuşanan devlet medyası her ne kadar aksini iddia etse de, sahadaki savaş ittifakı Efrin’de ciddi bir ilerleme kaydedemedi. Öte yandan devlet medyasında, saldırıya katılan çete üyeleri arasında “dikkat çekici” isimlerin yer aldığı haberleri geliyor. Bu haberlerden biri de devletin tetikçi gazetelerinden Akit’te yayınlandı. Söz konusu devlet bültenine göre, ABD ve BM tarafından yayınlanan “tehlikeli terörist” listesinde yer alan Müslim El Şişani’nin Efrin’e yönelik saldırıya katıldığı belirtiliyor.

Gürcistanlı Müslim El Şişani, ABD tarafından 2014 yılında yayınlanan ve BM Güvenlik Konseyi tarafından da kabul edilen ‘Aranan tehlikeli teröristler’ listesinde yer alıyor. 2012’den bu yana Lazkiye kırsalında Suriye rejimine karşı yürütülen saldırıları organize eden ve birçok savaş suçuna bulaştığı ileri sürülen ve IŞİD’e ideolojik yakınlığı ile bilinen Cund El-Şam adlı cihatçı çeteye komuta eden El-Şişani’nin gerçek isminin Murad Margoshvili olduğu öğrenilirken, El Şişani’nin Çeçen asıllı bir çok IŞİD emiriyle de yakın arkadaş olduğu, onlarla birlikte hareket ettiği belirtildi. Müslim El Şişani’nin IŞİD’in Temmuz 2016’da Irak’ta çatışmada öldürülen emirlerinden Ömer El Şişani ile aynı köyden olduğu belirtiliyor.

The post BM’nin “Aradığı” Çeçen Cihatçı Terörist Efrin’de Ortaya Çıktı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/01/25/bmnin-aradigi-cecen-cihatci-terorist-efrinde-ortaya-cikti/feed/ 0
ÖSO Efrin’de Sivil Katliamı Çağrısı Yaptı https://meydan1.org/2018/01/20/oso-efrinde-sivil-katliami-cagrisi-yapti/ https://meydan1.org/2018/01/20/oso-efrinde-sivil-katliami-cagrisi-yapti/#respond Sat, 20 Jan 2018 17:17:20 +0000 https://seninmedyan.org/?p=26770 TC devletinin sahadaki ortağı, cihatçı çetelerden oluşan çatı görünümündeki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) genel komutanlığı adına yayınlanan bir bildiri, Efrin’deki sivil yerleşimlere yönelik katliam gerçekleştirileceğini akıllara getirdi. Cihatçı terör çetesi ÖSO, söz konusu bildiride sivil halkın YPG/YPJ karagahlarından “uzaklaşmasını” istedi.

The post ÖSO Efrin’de Sivil Katliamı Çağrısı Yaptı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

TC devletinin sahadaki ortağı, cihatçı çetelerden oluşan çatı görünümündeki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) genel komutanlığı adına yayınlanan bir bildiri, Efrin’deki sivil yerleşimlere yönelik katliam gerçekleştirileceğini akıllara getirdi. Cihatçı terör çetesi ÖSO, söz konusu bildiride sivil halkın YPG/YPJ karagahlarından “uzaklaşmasını” istedi.

The post ÖSO Efrin’de Sivil Katliamı Çağrısı Yaptı appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/01/20/oso-efrinde-sivil-katliami-cagrisi-yapti/feed/ 0
2 Oğlu TC’nin Elinde Esir Olduğu İddia Edilen SDG Sözcüsü Silo’ya Şantaj mı Yapıldı ? https://meydan1.org/2017/11/15/2-oglu-tcnin-elinde-esir-oldugu-iddia-edilen-sgd-sozcusu-siloya-santaj-mi-yapildi/ https://meydan1.org/2017/11/15/2-oglu-tcnin-elinde-esir-oldugu-iddia-edilen-sgd-sozcusu-siloya-santaj-mi-yapildi/#respond Wed, 15 Nov 2017 11:58:54 +0000 https://seninmedyan.org/?p=20671 2015 yılından beri SDG sözcülüğünü yürüten Telal Silo’nun TSK kontrolündeki Cerablus’ta MİT ve ÖSO’ya teslim olduğu iddia edildi. Kendisine ait araçla dün gece bölgeye gelen Silo’nun yanındaki bir grupla TC destekli ÖSO’ya teslim olduğu belirtildi. Bölgede haber takibi yapan Sputnik muhabiri Hikmet Durgun’un aktardığına göre, bir kontrol noktası yakınlarında aracını bırakan Silo’nun daha öncesinde de ÖSO’ya bağlı […]

The post 2 Oğlu TC’nin Elinde Esir Olduğu İddia Edilen SDG Sözcüsü Silo’ya Şantaj mı Yapıldı ? appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

2015 yılından beri SDG sözcülüğünü yürüten Telal Silo’nun TSK kontrolündeki Cerablus’ta MİT ve ÖSO’ya teslim olduğu iddia edildi. Kendisine ait araçla dün gece bölgeye gelen Silo’nun yanındaki bir grupla TC destekli ÖSO’ya teslim olduğu belirtildi.

Bölgede haber takibi yapan Sputnik muhabiri Hikmet Durgun’un aktardığına göre, bir kontrol noktası yakınlarında aracını bırakan Silo’nun daha öncesinde de ÖSO’ya bağlı çetelerle çeşitli görüşmeler yaptığı ve kendisine güvence verildikten sonra teslim olmaya karar verdiği öğrenildi.

2 oğlunun ÖSO/TC elinde esir tutulduğu iddia edilen Telal Silo’nun bu konuda kendisine teslim olması yönünde şantaj yapılıp yapılmadığı henüz bilinmiyor ve  bu durum kafalarda soru işareti bırakıyor.

Cerablus’tan, MİT tarafından Antep’e getirildiği söylenen Telal Silo’ya ne tür bir “güvence” verildiği henüz netlik kazanmadı.

SDG yetkilileri ise Telal Silo’nın teslim olması ile ilgili bugün bir açıklama yapacaklarını belirtti.

Cerablus yakınlarındaki El-Rai doğumlu bir Türkmen olan Silo, savaş öncesi Suriye Ordusu’nda albaydı. savaş başladıktan sonra  Selçuklu Tugayı’nı kuran Silo, kendisine bağlı güçlerle önce YPG’ye, 2015’te Suriye demokratik Güçleri’nin kurulmasıyla da SDG’ye katılmıştı.

The post 2 Oğlu TC’nin Elinde Esir Olduğu İddia Edilen SDG Sözcüsü Silo’ya Şantaj mı Yapıldı ? appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/11/15/2-oglu-tcnin-elinde-esir-oldugu-iddia-edilen-sgd-sozcusu-siloya-santaj-mi-yapildi/feed/ 0
TSK İdlib İşgali Açıklaması: “Gözlem noktaları oluşturulmaya başlandı” https://meydan1.org/2017/10/13/tsk-idlib-isgali-aciklamasi-gozlem-noktalari-olusturulmaya-baslandi/ https://meydan1.org/2017/10/13/tsk-idlib-isgali-aciklamasi-gozlem-noktalari-olusturulmaya-baslandi/#respond Fri, 13 Oct 2017 07:42:33 +0000 https://seninmedyan.org/?p=16990 Genelkurmay Başkanlığı’nca, Astana Süreci kapsamında, “ateşkesin tesis, gözetim ve devamını sağlamak, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması ve yerlerinden edilenlerin evlerine dönmesi için uygun şartları temin etmek amacıyla” bahanesiyle işgal ettiği Suriye’nin İdlib kentine bir süredir yaptığı keşif gözlemlerin ardından, dün keşif bölgelerine giriş yaptığını ve TC askerlerini oraya konuşlandırdığını duyurdu. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Astana […]

The post TSK İdlib İşgali Açıklaması: “Gözlem noktaları oluşturulmaya başlandı” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Genelkurmay Başkanlığı’nca, Astana Süreci kapsamında, “ateşkesin tesis, gözetim ve devamını sağlamak, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması ve yerlerinden edilenlerin evlerine dönmesi için uygun şartları temin etmek amacıyla” bahanesiyle işgal ettiği Suriye’nin İdlib kentine bir süredir yaptığı keşif gözlemlerin ardından, dün keşif bölgelerine giriş yaptığını ve TC askerlerini oraya konuşlandırdığını duyurdu.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Astana Süreci kapsamında, ateşkesin tesis, gözetim ve devamını sağlamak, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması ve yerlerinden edilenlerin evlerine dönmesi için uygun şartları temin etmek maksadıyla İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesinde görev yapacak Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları, 08 Ekim 2017 tarihinde icrasına başlanan keşif faaliyetleri ile koordineli olarak, 12 Ekim 2017 tarihinden itibaren Gözlem Noktalarını teşkil faaliyetlerine başlamıştır.

Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları bölgedeki görevlerini Astana sürecinde Garantör ülkelerce mutabık kalınan angajman kuralları çerçevesinde sürdürmektedirler.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

TC Devleti Nusra’yla Anlaştı

Öte yandan TSK  uzun bir süredir İdlib’deki El Kaide çete örgütü olan Cephet El Nusra’ya karşı operasyon yapacağı algısı oluştururken, son dönemde bu söylemini sınıra getirdiği ÖSO, tankları ve yetkilileriyle daha da yükseltmişti.

Fakat 8 Ekim günü bambaşka bir tablo ortaya çıktı. TSK’ya bağlı zırhlı araçlar Nusra  refakatinde İdlib’in sınır bölgesine girdi. Daha sonra ise Nusra ve TC devleti arasında bir anlaşma yapıldığı kamuoyuna yansıdı.

ANF’de yer alan habere göre ise, TC devleti, Nusra’ya bu görüşmede kendisine saldırmayacağına ve rejimin de saldırmasını önleyeceklerine dair şu şekilde söz verdi: “Bizim size karşı savaşmak gibi bir amacımız yok. Amacımız gelip sizleri Kürtlerden korumak. Çünkü Rakka sonrası Kürtlerin İdlib üzerinden Akdeniz’e ulaşma gibi bir niyetleri var ve sizi vuracaklar. Meşruiyetinizi sağlamak için lojistik destekle geliyoruz. Biz gelip arkanızdaki 3 noktayı alacağız ve Kürtler size saldırmak istediğinde uçakla vurup size destek olacağız. Biz artık Rejim’in de size saldırmasını engelleyeceğiz.”

Bu anlaşmada bahsedilen lojistik desteğin de Astana’da ulaşılan karar doğrultusunda çatışmasızlık bölgelerine insani yardım olduğu sonucunu çıkarmak çok zor değil.

SGD  yetkilileri bu anlaşmayla Nusra’ya farklı bir biçim verilerek aslında Afrin ve Kürtlere karşı daha fazla kullanılmasının da hedeflendiğini düşünüyor.

Erdoğan’ın İtiraf Ettiği İlişkiler Astana’yla Gerilmişti

Birçok kişi Türkiye ile Nusra arasında gelişen bu anlaşmaya şaşırmadığını zira bu Nusra ve Türk Devleti arasındaki ilişkilerin bizzat Erdoğan tarafından itiraf edildiğini söyleyebilir. Evet, Erdoğan kameralar önünde 2014 yılında “Nusra’ya neden terörist diyorsun?” diye ABD’ye çıkışmış; 24 Ocak 2015’te gelişen uçak krizi ardından ilk defa bir araya geldiği, 9 Ocak 2016 Putin görüşmesi sonrasında ise Halep’deki Nusra’yı ve diğer cihatçı gurupları kast ederek onlarla ilişkilerini itiraf etmişti.

2016 yılı sonlarında Rusya’yla Haleb’e karşı BAB anlaşması yapılmış. Türkiye tarafından cihatçılar İdlib’e geçmeye ikna edilmiş Rusya’da TC devletinin Şehba’yı işgalini onaylamıştı.

Türkiye, Rusya arasındaki yakınlaşma ve Haleb anlaşmasıyla Türkiye ve Nusra’nın bazı gurupları arasında çelişkiler yaşansa da Şam’ın Fethi ismini kullanan Nusra, Türkiye’nin bu önerisine pratikte biat etmişti. Öte yandan binlerce selefi cihatçının Halep’ten İdlib’e taşınmaları basına da yansımıştı.

Fakat Erdoğan ve öncülüğündeki TC devleti diğer ortaklarına yaptığı ihaneti 2017 başlarından itibaren Nusra’ya da yapınca ortaklık tümden bozulmaya doğru evrilmişti.

Ocak 2017 sonunda geliştirilen ilk Astana Görüşmesi TC devleti ve Nusra arasında da temel gerilim noktası olmuş Nusra, Astana’yı tanımayacağını duyurmuştu.

Astana görüşmelerinin başlamasıyla Mart 2015’te, İdlib’in Suriye ordusundan alınması için “Fetih Ordusu” adı altında Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan organizasyonuyla bir araya getirilen çete koalisyonu dağıldı. İdlib’deki cihadi selefi çeteler karşıt iki ayrı koalisyon şeklinde ayrıştı. Bu ayrışmanın başını Astana Anlaşması’yla Türkiye’yle çelişkiye giren Cephet El Nusra ve yine Türkiye’ye tabiliğiyle bilinen Ahrar Şam çekti.

Fetih El Şam (Nusra) Astana’yı tanımadığını ifade ederken Ahrar-u Şam, Astana görüşmelerine katılmadı; fakat burada muhalif guruplarla bir anlaşmaya varılması durumunda bunu destekleyeceklerini açıkladı.

Nusra ve Ahrar Şam arasındaki bu ayrışma diğer guruplarda da bu yönlü bir ayrışmayı geliştirmiş; Nusra Cephesi, Nurettin Zengi, Ceyşül’l Sünne, Ensaruddin ve Liva El Hak gurupları, Heyet Tahrir Şam’ı kurarken; Sukur-el Şam, Fastakim Kema Umirt, Ceyşül İslam, Suvvar el Şam, Mücahidi İbni Tevmiyye, Şam Cephesi, Ceyş El Mücahid ve El Mikdat Tugayı da Ahraru’ş Şam Hareketine (AŞH) katıldı.

 

The post TSK İdlib İşgali Açıklaması: “Gözlem noktaları oluşturulmaya başlandı” appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/10/13/tsk-idlib-isgali-aciklamasi-gozlem-noktalari-olusturulmaya-baslandi/feed/ 0