özerklik – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Sun, 05 Nov 2017 13:43:25 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 40 Bin Bask Katalanlar İçin Yürüdü https://meydan1.org/2017/11/05/40-bin-bask-katalanlar-icin-yurudu/ https://meydan1.org/2017/11/05/40-bin-bask-katalanlar-icin-yurudu/#respond Sun, 05 Nov 2017 13:24:02 +0000 https://seninmedyan.org/?p=19856 İspanya’nın Bilbao kentinde 40 binden fazla kişi, İspanyol hükümetinin Katalonya’nın özerkliğini askıya almasını protesto etti. Eyleme Bask Bölgesi’nin bağımsızlığını savunan gruplar,  Podemos Hareketi ve sendikalar destek verdi. Yoğun yağmur altında gerçekleşen yürüyüşte özerkliği askıya alan “155’inci maddeye hayır. Demokrasi ve tayin hakkı” yazılı bir pankart taşındı. Madrid, Katalonya’nın bağımsızlık ilanı üzerine anayasanın 155’inci maddesini dayanak […]

The post 40 Bin Bask Katalanlar İçin Yürüdü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
İspanya’nın Bilbao kentinde 40 binden fazla kişi, İspanyol hükümetinin Katalonya’nın özerkliğini askıya almasını protesto etti.

Eyleme Bask Bölgesi’nin bağımsızlığını savunan gruplar,  Podemos Hareketi ve sendikalar destek verdi.

Yoğun yağmur altında gerçekleşen yürüyüşte özerkliği askıya alan “155’inci maddeye hayır. Demokrasi ve tayin hakkı” yazılı bir pankart taşındı.

Madrid, Katalonya’nın bağımsızlık ilanı üzerine anayasanın 155’inci maddesini dayanak göstererek bölgenin özerkliğini askıya almıştı.

Bask bölgesinin bağımsızlığını savunan Sortu partisi lideri Arnaldo Otegi, hükümetin Katalonya’ya yaklaşımını eleştirdi.

Otegi “Mevcut durumda Baskların, bugün yaptığımız gibi sokaklara çıkması ve bu duruma karşı gelmek için halkçı, demokratik bir duvar örmesi şart” diye konuştu.

Sortu partisi ETA’nın kapatılan siyasi kanadı Batasuna partisinin yerine kurulmuştu.

 

The post 40 Bin Bask Katalanlar İçin Yürüdü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/11/05/40-bin-bask-katalanlar-icin-yurudu/feed/ 0
Yaşamın Yeniden Yapılandırılması https://meydan1.org/2015/12/22/yasamin-yeniden-yapilandirilmasi/ https://meydan1.org/2015/12/22/yasamin-yeniden-yapilandirilmasi/#respond Tue, 22 Dec 2015 20:50:21 +0000 https://test.meydan.org/2015/12/22/yasamin-yeniden-yapilandirilmasi/ Özerklik, konfederalizm, özyönetim gibi kavramları Rojava Devrimi sonrasında konuşuyor olmamız, Rojava’daki deneyimin yaşadığımız topraklardaki mücadelelere kattığı perspektifi ve beraberinde gelişen bir dizi toplumsal olayı anlamamız, ezilen halkların özgürlük mücadelesi açısından önem taşımaktadır. Köy, mahalle ve şehirlerde oluşturulan halk meclislerinden demokratik özerk yönetime, günlük ihtiyaçların giderilmesi, ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçların karşılanması, güvenlik ve savunmanın halkın […]

The post Yaşamın Yeniden Yapılandırılması appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

yaşamınyapılandırılması

Özerklik, konfederalizm, özyönetim gibi kavramları Rojava Devrimi sonrasında konuşuyor olmamız, Rojava’daki deneyimin yaşadığımız topraklardaki mücadelelere kattığı perspektifi ve beraberinde gelişen bir dizi toplumsal olayı anlamamız, ezilen halkların özgürlük mücadelesi açısından önem taşımaktadır.

Köy, mahalle ve şehirlerde oluşturulan halk meclislerinden demokratik özerk yönetime, günlük ihtiyaçların giderilmesi, ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçların karşılanması, güvenlik ve savunmanın halkın özörgütlülükleri tarafından savaş sürecinde dahi uygulanıyor oluşu, buradaki toplumsal işleyişin özyönetim olduğunun en açık göstergesidir.

Bu devletsiz işleyiş, çevresindeki devletli siyasal biçimleri zorlamakta, kendi siyasal kültürünü ve yapısını örgütlemeye çalışmaktadır. Kürt Özgürlük Hareketi’nin Ortadoğu’da ortaya koyduğu bu deneyim ve beraberinde şekillenen politikası, devletin siyasal alanının dışında yeni bir siyasal alanın inşa ediliyor oluşuyla ilgilidir.

Demokratik özerkliğin temeli, özyönetime dayanır; halkın kendi gerçekliğini yaratmasıdır. Devlet dışında bir siyasetin örülüyor oluşu özerklik projesi ilk ortaya konduğundan bu yana vurgulanıyor. Kürt Özgürlük Hareketi’nin bu söyleminin temelinde anarşizmin devlet eleştirilerinin iyi bir okuması, dolayısıyla iyi bir devlet çözümlemesi yatıyor.

Özünde devlet olan ya da sonucunda devleti ortaya çıkaracak siyaset türlerinin halkı temsil etmekle ilgisi olmadığı ortadadır. Kendine halkı kurtarmak üzerinden paye biçen, bunu da bir devrimle devlet aygıtını ele geçirerek gerçekleştirebileceğini düşünen devrim ve devrimcilik anlayışı iflas etmiştir. Sosyalizmin “ulusal kurtuluş mücadeleleri” tezi ile ortaya çıkan devletlerin uygulamalarında yaşanan sorunların çözülemeyeceği, Kürt Özgürlük Hareketi tarafından 2000’lerin ortalarından bu yana Abdullah Öcalan’ın birçok yazısında olduğu gibi ısrarla vurgulanmaktadır. Merkeziyetçi, bürokratik yönetim yerine özyönetimin savunulması da özgürlükçü bir çözüm arayışının sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Bir yanda Güney Amerika’da, Meksika devletine karşı Magonların ve Zapataların verdiği uzun süreli mücadeleler ve devamcısı konumundaki EZLN’nin özgürlük mücadelesi sonucu oluşan devletsiz deneyimler, öte yanda yanı başımızdaki Rojava Devrimi; devletsiz, özörgütlülüğe ve özyönetime dayalı bir işleyişin yakın tarihlerdeki örneklerindendir.

Anarşizm ve Özyönetim

Geçmişten günümüze özyönetim, farklı coğrafyalarda anarşistler tarafından deneyimlenen bir örgütlenme modelidir. Anarşizm, toplum içindeki bireylerin paylaşma ve dayanışmayı esas alan bir yaşam anlayışıyla doğrudan demokratik karar alma süreçlerini işleterek toplumsal ve ekonomik ihtiyaçları yerel, bölgesel ve mahalle düzeyindeki komün ve halk meclisleri; genelde de federasyon, konfederasyon gibi özörgütlenmeler aracılığıyla organize edilmesini esas alır. Anarşizm, insanın doğayla kurduğu ilişkide ekolojik uyuma, cinsiyet ilişkilerinde tahakkümünün ortadan kaldırılmasına, mülkiyet ve kapitalizmin dayattığı tüketim kültürü karşısında paylaşımcı bir kültürün örgütlenmesini esas alan ve kendi ekonomik ve sosyal özörgütlülüklerini oluşturan, yani tahakküme dayalı bütün ilişki biçimlerini ortadan kaldıran bir sisteme dayanır.

Bu sistemin sürdürülebilir işleyişi olarak özyönetim, devletsiz bir siyasetin toplumsal meşruluğunu sağlayabilmesi halkın karar alma süreçlerinin yaratılmasıyla ortaya çıkar. Toplumun yönetilmesi değil, kendi kendini örgütleyebilmesi amaçlanmaktadır. Bugün başta Kürdistan olmak üzere farklı coğrafyalardaki mahalle, bölge, sokak meclisleri, komünler, kadın ve gençlik örgütlenmeleri, meslek örgütlenmeleri üzerinden bir tartışma ve kararlaşma süreci gerekliliğini fazlaca hissettirmektedir.

Özyönetim ve Yerel Yönetimin Karıştırılması

Özyönetim, yerel yönetimin güçlendirilmesini savunan bir modelle karıştırılmamalıdır. Özyönetim bütünlüklü bir anlayışı esas alır; siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel boyutlardan sadece bir kısmına önem veren işleyiş, özyönetim olmaktan uzaktır. Örnek model olarak gösterilen Avrupa’daki kanton yönetimleri, devletli siyasal işleyişten uzak kalamamış, dahası özyönetim gibi gösterilen işleyişi devlet mekanizmasının içerisine yedirmeye çalışmıştır.

Özyönetim alanları olarak mahalle, sokak, bölge… ve diğer yerellikler, kendi toplumsal işleyişini yaratır. Nicelik olarak bütün bireylerin karar alma sürecine ve kararla ortaya çıkan uygulamaya katılımı esas alınır. Ancak Avrupa’daki kanton yönetimleri her ne kadar özyönetime yakınmış gibi iddia edilse de böyle değildir. Yerelden genele değil, genelden yerele bir merkeziyetçi yönetim söz konusudur. Devlet kontrolündeki idari birimler, referandum gibi süreçlerle revize edilerek, çoğunluğa dayalı bir demokrasi uygulanmaktadır.

Geçtiğimiz yıllarda İsviçre kantonlarında birçok referandum gerçekleştirildi. Göçmenlere ilişkin yapılan bir referandumda ortaya çıkan sonuç %51 ile “göçmenler kalsın” oldu. Kanton demokrasileri aslında tam da bu nitelik ve nicelik sorununu gözler önüne sermektedir. Kalan %49’un “yabancı düşmanlığı” bir başka referandumda %51’e dönüştüğünde “yabancı düşmanlığı”, belki de “faşizm” demokratik bir sonuç olarak kabul edilecektir.

Ekonominin Özyönetimsel İnşası

Siyasal dönüşüm kadar ekonomik dönüşüm de özyönetimin işleyiş ilkelerine uygun olmalıdır. Bu uygunluk özyönetimin sürdürülebilirliğinin garantisidir. Özyönetimin ekonomik işleyişinin üretim, tüketim ve dağıtım ilişkileri, kesinlikle ve kesinlikle her bireyin gönüllü çalışma esası gözetilerek, yani sömürüsüz bir ilişki biçimiyle örgütlenmelidir.

Konfederasyon, özerklik ve özyönetimin tartışıldığı günümüzde, bu tarz bir ekonomik işleyiş, 1936 Anarşist Devrimi’nde İberya’da deneyimlendi. CNT-FAI (Ulusal Emek Konfederasyonu-İberya Anarşist Federasyonu) gibi özörgütlenmeler aracılığıyla özyönetim komiteleri sadece devletsiz bir siyasal işleyiş değil, aynı zamanda fabrika ve atölyelerin işleyiş biçimleri, toprak ve üretim araçları üzerindeki devlet ve kapitalizm etkisini yıkan bir süreci yarattı. 1936 Devrimi’nde CNT-FAI gibi özörgütlülüklerle, toplum bir yandan politikleşirken, bir yandan da ekonomik faaliyetler komünist ilkelere göre yeniden inşa edildi; üretim, tüketim ve dağıtım ilişkileri, sendika ve mesleki özörgütlenmeler yardımıyla özyönetime uygun bir şekilde yeniden oluşturuldu.

1936 İberya Devrimi, özellikle günümüzde Rojava Devrimi gibi toplumsal süreçlerde gözden kaçırılmaması, hatta irdelenerek model alınması gereken bir deneyimdir. İberya Devrimi’ndeki özyönetimin ekonomik etkilerini anlamak için dünyanın farklı bölgelerinde hala yaşanmakta olan kooperatif deneyimlere; İberya Devrimi’nin etkisiyle Franco sonrasında bile yaratılan gelenekle oluşan Katalonya’daki kooperatiflere ve Meksika’daki Zapatistlerin kooperatiflere dayalı ekonomisine bakmak gerek.

Biliyoruz ki toplumsal devrimlerin, siyasi, ekonomik, sosyal tüm boyutlarıyla inşa edilmesi zordur. Bunu, savaş koşullarında dahi bölgede çıkarı olan tüm devletlere ve kapitalistlere karşı yürüten ve yaşamı yeniden inşa etmeye çalışan Kürt Özgürlük Hareketi de bu zorlu aşamalardan geçmektedir. Kürt Özgürlük Hareketi’nin bugün vermiş olduğu bu mücadele, ancak kapitalizm karşıtı ve devletsiz bir temelde sürdürüldüğünde sadece Kürdistan’ı değil beraberinde tüm Ortadoğu’yu özgürleştirecektir. 

Bu Yazı Meydan Gazetesi’nin 30. sayısında yayımlanmıştır.

The post Yaşamın Yeniden Yapılandırılması appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/12/22/yasamin-yeniden-yapilandirilmasi/feed/ 0
“Yaşamın Yeniden Yapılandırılması Kobanê’nin İnşası” – Merve Demir https://meydan1.org/2015/03/12/yasamin-yeniden-yapilandirilmasi-kobanenin-insasi-merve-demir-2/ https://meydan1.org/2015/03/12/yasamin-yeniden-yapilandirilmasi-kobanenin-insasi-merve-demir-2/#respond Thu, 12 Mar 2015 17:07:09 +0000 https://test.meydan.org/2015/03/12/yasamin-yeniden-yapilandirilmasi-kobanenin-insasi-merve-demir-2/ “Her şeyin, özgür komünlerde örgütlenmiş köylüler ve işçiler arasında paylaşılması, yeni bir yaşamın yaratılması hem de bu yaratımın savunulması noktasında belirleyicidir.” Nestor Makhno Suriye Savaşı’nda, devlet otoritesinin ortadan kalkmasıyla 2012 yılı ortalarında Rojava bölgesinde başlayan öz örgütlenme süreci sonucunda üç kentte oluşan kantonlar, 2014 yılı başlarında özerkliğini ilan etti. Aslında bu, savaşın ortasında sessiz sedasız […]

The post “Yaşamın Yeniden Yapılandırılması Kobanê’nin İnşası” – Merve Demir appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Meydan Gazetesi- Yaşamın Yeninden Yapılandırılması Kobanê İnşaası 2011 Mezopotamya Sosyal Forumu/Amed – Yıktıkça Devleti Yaratacağız Anarşizmi

“Her şeyin, özgür komünlerde örgütlenmiş köylüler ve işçiler arasında paylaşılması, yeni bir yaşamın yaratılması hem de bu yaratımın savunulması noktasında belirleyicidir.”

Nestor Makhno

Suriye Savaşı’nda, devlet otoritesinin ortadan kalkmasıyla 2012 yılı ortalarında Rojava bölgesinde başlayan öz örgütlenme süreci sonucunda üç kentte oluşan kantonlar, 2014 yılı başlarında özerkliğini ilan etti. Aslında bu, savaşın ortasında sessiz sedasız yeşeren bir devrimin, yaşamın yeniden yapılandırılmasının ilanıydı. İlan edilen şey, kapitalizmden bağımsız üretim-paylaşım ilişkilerinin ve devletsi olmayan özyönetim mekanizmalarının halk tarafından oluşturulduğu; her türlü tahakküm ilişkisinin sorgulandığı ve ortadan kaldırılması için mücadelenin devam ettiği devrim süreciydi. Bu devrime yönelik Şam yönetimi ve Türkiye dâhil bölge devletlerinin itirazları ve tehditleri devam ederken; bu kez 2014 yılı Eylül ayının ortalarında, IŞİD çetesi Rojava Devrimi’ne saldırı başlattı.

Erdoğan -Ankara’dan bir akbaba sesi de denilebilir- 7 Ekim 2014 tarihinde, savaştan kaçıp Antep’e sığınmış insanlara yaptığı konuşmada, “Kobanê düştü düşüyor” diyordu. Ancak halkın özsavunma güçlerinin dört aya yakın süren direnişi ve devrimci dayanışma sonucunda, çete yenilgiye uğrayarak Kobanê’den çekilmeye başlamış; takvimler Ocak’ın 26’sını gösterdiğinde ise zafer halayları, Kobanê’nin özgürleşen topraklarından coğrafyanın dört bir yanına yayılmıştı.

Bölgedeki hesapları tutmayan akbaba, bu kez 29 Ocak’ta B planını açıkladı. Zafer halaylarına yönelik tahammülsüzlüğünü ortaya koyduktan sonra, TOKİ’ye ve müteahhitlerine göz kırparak devam etti: “Şimdi bu DEAŞ terör örgütü tamam oradan çekildi. Ama bakın o kadar insan ne olacak?  Orayı kim inşa edecek?” Sonra da gönlünden geçen sömürgeci planlarını açıklamaya başladı: “’TOKİ gitsin orayı inşa etsin’ diyorlar. Bu kadar sahipleniyorsunuz, hadi gidin inşa edin. Tamamen orayı inşa etmek gibi bir çalışmanın içine giremeyiz.”

İktidar, “Düştü düşecek” dediği Kobanê düşmeyince, hiç olmazsa yıkılan binaları inşa ederek oradan rant elde etmeyi geçiriyordu gönlünden. Kimsenin ne TOKİ’den, ne de her savaşta olduğu gibi akbaba misali bekleyen müteahhit ve şirketlerden beklentisi yoktu ya; şecaat arz ederken sirkatin söylüyordu sadece.

Hemen ertesi gün Diyojen’in sözüyle cevap geldi: “Gölge etme başka ihsan istemez. Dost halkların seferber olacağı bir inşa süreci olacaktır. Dayanışmaya giden halkları engellemeyin, biz orayı inşa ederiz.” şeklinde konuşan YPJ’li Beritan Kobanê, erkek iktidara cevabını şöyle verdi: “Kobanê kadının eliyle, kadının rengiyle inşa edilecek.”

Aslında Kobanê derken duvarlardan ve damlardan; yani kentin inşasından söz ediliyorsa, 1936’dan beri yankılanan Durruti’nin sözleri bu soruyu fazlasıyla cevaplıyordu: “Biz hep varoşlarda ve izbe duvarların içinde yaşadık. Bir süre için nasıl barınacağımızı bileceğiz. Şunu aklınızdan çıkarmayın, biz aynı zamanda inşa da edebiliriz. İspanya’da, Amerika’da, her yerde, sarayları ve şehirleri kuran biz işçileriz. Biz işçiler, onların yerini alacak başkalarını da yapabiliriz. Ve hatta daha iyilerini! Yıkıntılardan hiç korkmuyoruz. Biz dünyayı miras alacağız, bu konuda hiçbir şüphemiz yok. Yüreğimizde yeni bir dünya taşıyoruz, şimdi şu anda bu dünya büyümekte…”

Kentin yeniden inşası da elbette yaşamın yeniden yaratılmasının bir parçasıdır. Bu anlamda kentin inşası süreci, yaşamın yeniden yaratılması sürecinden bağımsız olarak ele alınamaz. Nasıl ki Rojava Devrimi halkın örgütlülüğüyle yaratıldı ve dayanışmayla savunuldu ise; Kobanê kenti de özörgütlü bir şekilde ve dayanışmayla inşa edilecektir.

Ancak herkes biliyor ki, Rojava’da yıllardan beri binalardan çok daha önemli bir şey inşa ediliyor; devlet, kapitalizm, ataerki ve benzeri her türlü tahakküm ilişkisinden arındırılmış özgür yaşam. Şimdi koca bir yıkıntı olan bu binaların arasında yıllardan beri inşa edilen bu yaşam, tam da saldırının ortadan kaldırmaya çalıştığı şeydi. Kobanê’de yıkılmak istenen de binalar değil, halkın inşa etmeye çalıştığı bu özgür yaşamdı.

Özgür yaşam mücadelesi, saldırı sonrasında cephelerdeki direnişte, sınırdaki dayanışmada devam etti. Sonunda sadece binalar yıkıldı, ancak Kobanê hala dimdik ayakta. Çünkü bizler çok iyi biliyoruz; “Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.” Ve yaşamı inşa eden bir halk için, binalar inşa etmenin lafı bile olmaz. “Bir sabah güneş doğar; sevgiden tuğlalarla yeniden kurarız bu kenti…”

Merve Demir

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 25. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Yaşamın Yeniden Yapılandırılması Kobanê’nin İnşası” – Merve Demir appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/03/12/yasamin-yeniden-yapilandirilmasi-kobanenin-insasi-merve-demir-2/feed/ 0