polis terörü – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Thu, 12 Apr 2018 15:24:37 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Van’da Sivil Polis Terörü https://meydan1.org/2018/04/12/vanda-sivil-polis-teroru/ https://meydan1.org/2018/04/12/vanda-sivil-polis-teroru/#respond Thu, 12 Apr 2018 15:23:40 +0000 https://seninmedyan.org/?p=35189 Polis, ‘kahvaltıyı beğenmedi’ kafe işletmecisini darp etti. Kafe olayın ardından “Kafede sigara içiliyor” ve “Kafenin ruhsatı yok” gerekçeleriyle polisler tarafından mühürlendi. Van’ın-Erciş’te (Wan-Erdîş) bir sivil polisin, “kahvaltıyı beğenmediği” gerekçesiyle kafe işletmecisini darp etti. Yaşananların güvenlik kamerasına yansıdığı olay sonrası kafe polisler tarafından mühürlendi. MA’dan Mahmut Ruvanas’ın haberine göre bir sivil polis, eşi ile birlikte gittiği […]

The post Van’da Sivil Polis Terörü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Polis, ‘kahvaltıyı beğenmedi’ kafe işletmecisini darp etti. Kafe olayın ardından “Kafede sigara içiliyor” ve “Kafenin ruhsatı yok” gerekçeleriyle polisler tarafından mühürlendi.

Van’ın-Erciş’te (Wan-Erdîş) bir sivil polisin, “kahvaltıyı beğenmediği” gerekçesiyle kafe işletmecisini darp etti.

Yaşananların güvenlik kamerasına yansıdığı olay sonrası kafe polisler tarafından mühürlendi.

MA’dan Mahmut Ruvanas’ın haberine göre bir sivil polis, eşi ile birlikte gittiği kafede siparişini verdiği kahvaltıyı ‘güzel olmadığı’ gerekçesiyle üç kez değiştirtti.

Bunun üzerine polis ile kafe işletmecisi Yunus Güneş arasında tartışma başladı, masada süren tartışma sırasında polis Yunus Güneş’e vurmaya çalışınca ikili arasındaki tartışma kavgaya dönüştü.

Polisin eşi de dahil olmak üzere kafede bulunan kişiler olaya müdahale etmeye çalıştı.

Kavga ettiği kişinin polis olduğundan haberdar olmayan Yunus Güneş, daha sonra 155’i arayarak olayı bildirdi.

MA’nın kafenin dış kamerasına yansıyan görüntülerden aktardığına göre, kısa bir süre sonra İlçe Emniyet Müdürü Can Candaş, İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı de olan Erciş Belediyesi Kayyım Vekili Murat Hoş ile özel hareket polisleri kafenin önüne geldi.

Kafe sahibi Yunus Güneş’in polis aracına alınarak ifade için İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü sırada da İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Hoş aracı durdurarak Güneş’i arabadan indirdi. Durdurulan polis aracından indirilen Güneş, İlçe Emniyet Müdürü Candaş ve beraberindekiler tarafından dakikalarca darp edildi. Güneş daha sonra yaralı halde polis aracına bindirildi.

Olayın geçtiği kafe, olayın ardından “Kafede sigara içiliyor” ve “Kafenin ruhsatı yok” gerekçeleriyle polisler tarafından mühürlendi.

Gözaltına alınan Yunus Güneş, olayın yaşandığı günün akşamında serbest bırakılırken, Güneş ailesi aldıkları darp raporu ile birlikte savcılığa suç duyurusunda bulundu.

‘YARDIM İSTEDİK, DARP ETTİLER’

Olaya baştan sona kadar tanıklık eden Güneş’in ağabeyi Abdulmenaf Güneş, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“8 Nisan saat 12.30 sıralarında kardeşim Yunus ile sivil bir polis arbedesinden sonra 155’i arayarak yardım istedik. Özel Harekat polisleri kafenin önüne geldi. İşyerimizi basan Özel Harekat polisleri bizi darp ettiler. Bu sırada İlçe Emniyet Müdürü Can Candaş, Müdür Yardımcısı, Kayyum  Vekili Murat Hoş ile yanlarındaki koruma ve polisler kardeşimi araçtan indirerek adeta linç ettiler. Anamıza, bacımıza ve onurumuza küfür ederek, bize terörist dediler.”

Kaynak: Mezopotamya Ajansı

The post Van’da Sivil Polis Terörü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/04/12/vanda-sivil-polis-teroru/feed/ 0
G20 Eylemcilerine Polis Baskını https://meydan1.org/2017/12/06/g20-eylemcilerine-polis-baskini/ https://meydan1.org/2017/12/06/g20-eylemcilerine-polis-baskini/#respond Wed, 06 Dec 2017 07:04:33 +0000 https://seninmedyan.org/?p=22775 Geçtiğimiz Temmuz ayında Hamburg’da gerçekleşen G20 toplantılarına yönelik gerçekleşen eylemleri bahane eden Alman polisi, dün sabah sekiz eyalette çoğunlukla  işgal evlerini hedef alan baskınlar gerçekleştirdi. Yapılan baskınlarda bir çok konutta arama yapılırken, sayısız eşya da inceleme altına alındı. G20 toplantıları sırasında özellikle Hamburg’un bir sanayi bölgesi olan Rodenbarg’da gerçekleşmiş olan yürüyüş ve çatışmalar baskınların altyapısını oluşturuyordu. […]

The post G20 Eylemcilerine Polis Baskını appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Geçtiğimiz Temmuz ayında Hamburg’da gerçekleşen G20 toplantılarına yönelik gerçekleşen eylemleri bahane eden Alman polisi, dün sabah sekiz eyalette çoğunlukla  işgal evlerini hedef alan baskınlar gerçekleştirdi. Yapılan baskınlarda bir çok konutta arama yapılırken, sayısız eşya da inceleme altına alındı.

G20 toplantıları sırasında özellikle Hamburg’un bir sanayi bölgesi olan Rodenbarg’da gerçekleşmiş olan yürüyüş ve çatışmalar baskınların altyapısını oluşturuyordu. 7 Temmuz sabahı gerçekleşen yürüyüşte polis halka saldırmış, 14’ü ağır yaralı olmak üzere sayısız eylemcinin yaralanmasına  neden olmuştu. Gerçekleşen polis terörü videolarla belgelenmiş ve çok tepki çekmişti.

Baskınların ardından gerçekleşen Insurrection News’ta yer alan açıklamada G20 baskılarına karşı polis devletini ifşa edeceklerini ve devlete karşı mücadeleye devam edeceklerini belirten örgütler, devletin bu saldırılarını kendisini savunma biçimi olduğunu vurguladı.

Yapılan açıklamada G20 zirvesi’nin hali hazırda var olan ve kurulmakta olan uluslararası dayanışma ve mücadele ağlarını ortadan kaldırmak ve baskıları arttırmak için efendilerin işini kolaylaştırdığına yer verildi.

The post G20 Eylemcilerine Polis Baskını appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/12/06/g20-eylemcilerine-polis-baskini/feed/ 0
Lice’de Polis Terörü: Polis Aracı Sivil Araca Çarptı 5 Kişi Katledildi https://meydan1.org/2017/06/20/licede-polis-teroru-polis-araci-sivil-araca-carpti-5-kisi-katledildi/ https://meydan1.org/2017/06/20/licede-polis-teroru-polis-araci-sivil-araca-carpti-5-kisi-katledildi/#respond Tue, 20 Jun 2017 13:46:25 +0000 https://seninmedyan.org/?p=9754 Amed’in Lice ile Kocaköy ilçeleri arasındaki Kayacık mevkiinde seyir halinde olan polis aracı sivil araca çarptı. Edinilen bilgilere göre 5 sivil yaşamını yitirdi. Güncellenecek…

The post Lice’de Polis Terörü: Polis Aracı Sivil Araca Çarptı 5 Kişi Katledildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Amed’in Lice ile Kocaköy ilçeleri arasındaki Kayacık mevkiinde seyir halinde olan polis aracı sivil araca çarptı.

Edinilen bilgilere göre 5 sivil yaşamını yitirdi.

Güncellenecek…

The post Lice’de Polis Terörü: Polis Aracı Sivil Araca Çarptı 5 Kişi Katledildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/06/20/licede-polis-teroru-polis-araci-sivil-araca-carpti-5-kisi-katledildi/feed/ 0
Güven Park’ta Polis Terörü https://meydan1.org/2017/06/10/guven-parkta-polis-teroru/ https://meydan1.org/2017/06/10/guven-parkta-polis-teroru/#respond Sat, 10 Jun 2017 10:48:50 +0000 https://seninmedyan.org/?p=8806 Ankara’da Güvenpark’ta bulunan dolmuş duraklarında bir grup polis minibüs şoförüne yol vermediği için saldırdı. Milli Müdafaa Caddesi Güvenpark dolmuş duraklarının bulunduğu bölgede yol verme tartışması yüzünden saldırmaya başlayan polis Güvenpark’ta terör saçtı. Saldırının ardından ise polis dolmuşçuyu gözaltına alarak bölgeden ayrıldı. Bıktık Artık RedHaber’e konuşan bir dolmuş şoförü, “Bu yol kavgası aylardan beri var. Sireni […]

The post Güven Park’ta Polis Terörü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Ankara’da Güvenpark’ta bulunan dolmuş duraklarında bir grup polis minibüs şoförüne yol vermediği için saldırdı.

Milli Müdafaa Caddesi Güvenpark dolmuş duraklarının bulunduğu bölgede yol verme tartışması yüzünden saldırmaya başlayan polis Güvenpark’ta terör saçtı. Saldırının ardından ise polis dolmuşçuyu gözaltına alarak bölgeden ayrıldı.

Bıktık Artık

RedHaber’e konuşan bir dolmuş şoförü, “Bu yol kavgası aylardan beri var. Sireni açık olsa yol veririz ama kapalı. Kapalı olmasına rağmen sırf polis olduğu için yol vermemizi istiyor. Biz zamana karşı çalışıyoruz. Bıktık artık…” ifadelerini kullandı.

(RedHaber)

The post Güven Park’ta Polis Terörü appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/06/10/guven-parkta-polis-teroru/feed/ 0
Van’da Polis Terörü: 1 Kişi Yaşamını Yitirdi https://meydan1.org/2017/04/19/vanda-polis-teroru-1-kisi-yasamini-yitirdi/ https://meydan1.org/2017/04/19/vanda-polis-teroru-1-kisi-yasamini-yitirdi/#respond Wed, 19 Apr 2017 09:07:32 +0000 https://seninmedyan.org/?p=2103 Wan’da (Van) dün akşam saatlerinde polislere ait zırhlı araçlar 2 farklı noktada yolda yürüyen 5 kişiye çarptı. 1 kişi yaşamını yitirirken 5 kişi ağır yaralandı. ANF’nin yapmış olduğu habere göre, Wan’da dün akşam saatlerinde İki Nisan Caddesinde polislerin kullandığı zırhlı araç ile Edremit TOKİ’de askerlerin kullandığı zırhlı araçların yolda yürüyen kişilere çarpması üzerine 28 yaşındaki […]

The post Van’da Polis Terörü: 1 Kişi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Wan’da (Van) dün akşam saatlerinde polislere ait zırhlı araçlar 2 farklı noktada yolda yürüyen 5 kişiye çarptı. 1 kişi yaşamını yitirirken 5 kişi ağır yaralandı.

ANF’nin yapmış olduğu habere göre, Wan’da dün akşam saatlerinde İki Nisan Caddesinde polislerin kullandığı zırhlı araç ile Edremit TOKİ’de askerlerin kullandığı zırhlı araçların yolda yürüyen kişilere çarpması üzerine 28 yaşındaki Saim Uçan yaşamını yitirirken, 5 kişi de yaralandı. Yaralılardan 22 yaşındaki Abdulhalit Taş durumu ciddiyetini korurken çeşitli yerlerinden yaralanan 4 kişinin tedavisi ise sürüyor.

 

The post Van’da Polis Terörü: 1 Kişi Yaşamını Yitirdi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2017/04/19/vanda-polis-teroru-1-kisi-yasamini-yitirdi/feed/ 0
Artık Bin Oğlum Var https://meydan1.org/2013/07/29/artik-bin-oglum-var/ https://meydan1.org/2013/07/29/artik-bin-oglum-var/#respond Mon, 29 Jul 2013 17:45:20 +0000 https://test.meydan.org/2013/07/29/artik-bin-oglum-var/ Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfı Sarısülük önce Ali İsmail Korkmaz’ın cenazesine katılmak üzere Antakya’ya, ardından Lice de katledilen Medeni Yıldırım’ın ailesini ziyaret etmek üzere Lice’ye gitti. Ethem, bizim için, anneler için, kardeşleri için sokaklardaydı Ekinci Beldesi’ndeki evinden on binlerce kişi tarafından alınan Ali İsmail Korkmaz’ın cenazesi omuzlarda taşınarak Ekinci Asri Mezarlığa doğru son yolculuğuna çıktı. Ailesi, […]

The post Artık Bin Oğlum Var appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfı Sarısülük önce Ali İsmail Korkmaz’ın cenazesine katılmak üzere Antakya’ya, ardından Lice de katledilen Medeni Yıldırım’ın ailesini ziyaret etmek üzere Lice’ye gitti.

Ethem, bizim için, anneler için, kardeşleri için sokaklardaydı

Ekinci Beldesi’ndeki evinden on binlerce kişi tarafından alınan Ali İsmail Korkmaz’ın cenazesi omuzlarda taşınarak Ekinci Asri Mezarlığa doğru son yolculuğuna çıktı. Ailesi, arkadaşları yalnız bırakmadı elbet, ama bir başka misafiri vardı Ali İsmail’in bu kez. Sayfı Sarısülük.

“Ethem, bizim için, anneler için, kardeşleri için sokaklardaydı. İşçiydi, yoksulluğu, adaletsizliği gördü, bu yüzden sokaklardaydı. Anneler yoksulluk çekmesin diye sokaklardaydı benim oğlum. Kavgasının arkasındayım.” diyor Sayfı Sarısülük ve tam da kavgasını yalnız bırakmamak için düşüyor yollara ve kendini Ali İsmail Korkmaz’ın annesinin yanında buluyor.

Ethem’in Batıkent’teki evi de dolup taşıyor her gün “Ethem’in katilinden hesap soracaklarla”. Ama mücadelenin tek başına olmadığının farkına varmış Sayfı Sarısülük Bir annenin acısını başka kim anlayabilir bir anneden başka. ‘Bu acı bize çok ağır geldi, çok gençti Ethem. Elinin kınasını yakmadım, muradını alamadım, 26 yaşında doğum gününde aldılar O’nu benden. Karıncayı incitmez, yarım ekmeğini arkadaşlarıyla bölüşürdü”.

Bu kez de Lice’ye gitmeye karar veriyor. Çünkü adaletsizliğin her yerde olduğunun, bir acının başka acılarla kıyaslanmaması gerektiğinin farkında. Barış istediği için üzerine kurşun yağdırılan Medeni’nin köyüne doğru yola çıkıyor. Hem acısını, hem de öfkesini paylaşmak için: ‘O polisi niye saklıyorlar? Niye koruyorlar? Ama peşini bırakmayacağım. Sadece kendi evladımın değil, kaybettiğimiz diğer evlatlarımızın katillerinin de peşini bırakmayacağım”.

Sadece gözyaşlarımızın rengi değil, zulme karşı hıncımız da ortak

Bu pankartı taşıyorlar. Bu kez başkaları da var yanında.  Barış Anneleri, Taksim Dayanışması’ndan gelenler var. HDK bileşenleri, KESK var, Dersim Kültür Derneği var. Medeni Yıldırım’ın evine dek bir de yürüyüş yapan topluluk Medeni Yıldırım ile Ethem Sarısülük’ün fotoğraflarını birlikte taşıdılar.

The post Artık Bin Oğlum Var appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/07/29/artik-bin-oglum-var/feed/ 0
Bu Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam https://meydan1.org/2013/06/10/bu-daha-baslangic-mucadeleye-devam/ https://meydan1.org/2013/06/10/bu-daha-baslangic-mucadeleye-devam/#respond Mon, 10 Jun 2013 17:09:21 +0000 https://test.meydan.org/2013/06/10/bu-daha-baslangic-mucadeleye-devam/ Bu bir isyandır Kentsel Dönüşüm Projeleri uzun süredir İstanbulluların yaşam alanlarına kast ediyordu. Önce gecekondu yıkımları, ardından üçüncü köprüyle talan edilen 63 milyon metrekarelik orman arazisi, peşi sıra inşa edilen alışveriş merkezleri, lüks oteller, Taksim de halen çalışmaları süren yayalaştırma projesi derken sıra gezi parkına gelmişti. İstanbullu tüm bu yaşama kast eden projelere karşı yaşamını […]

The post Bu Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Bu bir isyandır
Kentsel Dönüşüm Projeleri uzun süredir İstanbulluların yaşam alanlarına kast ediyordu. Önce gecekondu yıkımları, ardından üçüncü köprüyle talan edilen 63 milyon metrekarelik orman arazisi, peşi sıra inşa edilen alışveriş merkezleri, lüks oteller, Taksim de halen çalışmaları süren yayalaştırma projesi derken sıra gezi parkına gelmişti. İstanbullu tüm bu yaşama kast eden projelere karşı yaşamını savunmak adına direnişini sürdürüyordu. Ta ki kepçeler gezi parkına gelipte, ağaçları sökene kadar. “Ağaçları sökmeyin, gezi parkına AVM yapmayın” diyerek ağaçlara ve gölgesine sahip çıkan “bir avuç marjinal” park alanına kamp kurana kadar. Bu eylem “ekolojik ve barışçıl” bir eylem şekli olarak lanse edildi. Ta ki polis şafak operasyonuyla park alanını gaza boğana kadar. Devletin bu alandan kazanacakları bir hayli “yüklü” olmalı ki, bu barışçıl protestoyu olabildiğince sert bir şekilde bastırmaya çalıştı. Protestocular, polisin son aylarda iyice artmış şiddetine beklenmedik bir şekilde maruz kaldılar. Muhalefet partilerinden vekiller, sanatçılar da bu durumu protesto etmek hem de protestoculara destek vermek üzere Gezi Parkı’na geldiklerinde, devlet teröründen nasiplerini almışlardı.

Yıkımın ilk günü bu tablodan dolayı devlet istediğini çok da elde edemedi. Protestocular, gece Gezi Parkı’nda kaldıklarında sabaha karşı yaşanacak durumu hesap etti mi bilinmez ama sabah gerçekleşen polis baskınıyla, tüm protestocular parkın dışına atıldı. Polis protestocuların çadırlarını, battaniyelerini, kişisel eşyalarını ateşe verdi. Yaka paça gözaltına alınan, sürekli gaz bombalarına maruz bırakılan protestocuların görüntüsü, izleyen herkesi öfkelendirdi.

Tabi ki bu öfke, tek eylemlik bir öfke değildi. Bu öfke bir birikimdi. Polisin artan şiddetine yönelik bir birikimdi.

Eylemlere gaz bombalı, coplu, silahlı saldırılardı bu öfkeyi yaratan. Yasaklı 1 Mayıs’lardı, Dilan’dı, Şerzan’dı, Metin Lokumcu’ydu, Aydın Erdem’di… Bu öfkeyi yaratan iki günden büyüktü. Artan baskıydı, yasaklardı, sansürdü, ekonomik sömürüydü… Bu öfkeyi yaratan devletin iktidarını meşruiyet kaygısı gütmeden, umarsızca, keyfi bir şekilde insanlara dayatmasıydı.

“Halkın İsyanı”na post modern eylem biçimi yakıştırması yapanlar, bunu iyi görmeli. Halkı kendiliğinden sokaklara iten yoğun bir şekilde hissedilen sosyal, siyasi ve ekonomik baskılardır. Ne kör-sağır ana akım medyada söylendiği gibi birkaç günlük meseleden çıkmıştır bu olaylar ne de devlet iktidarının başındakinin söylediği gibi “marjinal” grupların etkisiyle.

Gözler önündeki perdeyi kaldırmanın zamanı geldi. Bu bir isyandır. Devlet terörüne, polis şiddetine, kapitalist sömürüye insanların verdiği tepkidir. Diğer devletlerin, uluslararası kuruluşların, küresel şirketlerin sevgisini kazanmış yeni devlet iktidarının meşruluğunun sonudur.

Marjinalleştirmenin, Ötekileştirmenin, Yok Saymanın Demokrasisi
Devlet iktidarının “Demokratik Türkiye” propagandasını yaptığı bir zamanda böyle bir isyanın gerçekleşmesi çok önemlidir. Halk, devlet terörüne gösterdiği bu tepkiyle devletin “demokratik” itibarını al aşağı etti.

Halkın özgürlüklerinin hiçe sayıldığı, insanlara keyfe keder işkence yapıldığı-öldürüldüğü, ana akım medyanın tüm organlarıyla devletin resmi yayın organına dönüştüğü, kapitalist çıkarlar doğrultusunda yakın coğrafyalarda savaşa hazırlanıldığı ve bunu yaparken de halkını kendi eliyle öldürdüğü bir ortamda insanlar sokaklara çıktı.

İsyan ikinci gününde farklı şehirlere yayıldı. Devlet terörüne yönelik paylaşılan öfke, her yerde sokakları yakmaya başladı. Halk, ana muhalefet partilerinin buyruğuyla değil, falanca liderin sözüyle değil; kendi iradesiyle çıktı sokaklara. Polis şiddetini, devlet terörünü karşısına alarak bütün bunlara karşılık verebilmek için… Bunun bilinciyle saldırdı polise, devlet kurumlarının binalarına ve kapitalist sömürü mabetlerine. Bunları yapanlar “marjinal topluluklar” değildi. Devletin, iktidarına biat etmeyenleri ötekileştiren tavrına, “marjinalleştirme politikası”na karşı da bir isyandı bu. Üstelik iktidarın hesaplaşacağı yada uzlaşacağı bir muhatabı da yoktu. Bu isyan doğrudan bir eylemdi.

İsyanı en başından yok saydı devlet. Ne televizyonlarda ne de gazetelerde ne de başka bir yerde görünmesine izin vermedi. Sadece Taksim’de değil, Beşiktaş’ta, Harbiye’de, İstanbul’un birçok yerinden harekete geçti insanlar. Devlet, Gezi Parkı’nı ve Taksim Meydanı’nı tüm kolluk kuvvetleriyle kapatmıştı. Çatışmalar gün boyu sürdü. Atılan her gazda, her ses bombasında, her gözaltıda daha öfkelendi halk. Polisin şiddetine kararlılıkla direndi. Taksimi dolduran milyona yakın insan geri adım atmadı. Devletin yok saymasına karşı, buradayız diyebilmek için.

İkinci günün sabahında daha da yoğunlaşmıştı polis şiddeti, ölüm ve yaralanma haberleri geldi. Devlet ne meşruluk ne insan hakları ne demokrasi kaygısı gütmeden terör estirdi. Maskesi arkasına saklandığı bütün ideal değerlerini iki günlük isyanda çöpe attı. Devlet halkına gerçek yüzünü gösterdi. Şiddet tekeli, sadece İstanbul’da değil İstanbul’la dayanışma eylemleri yapan her yerde terörünü estirdi. Ölüm haberleri, yaralanma haberleri ve gözaltılar artarak gelmeye devam etti.

Tam kırk saat… İstiklal Caddesi’nden Taksim Meydanı’na, kırk saate yakın süren çatışmalardan sonra çıkıldı. Kolluk kuvvetleri tüm araçlarıyla kaçtı. Kırk saat kırk yıl, meydan bir dünya oldu bizim için. İsyanın özgürlüğüydü bu. İçimizdeki burukluk ise, yaralanan ve yaşamını yitiren arkadaşlarımız oldu.

Sonra Gezi Parkı, sonra Gümüşsuyu, sonra Beşiktaş… Sonra Sakarya, Kocaeli, Ankara, Adana, İzmir… Hala daha devam eden isyanda, bu kendiliğindenliği tutan en önemli motivasyonlardan biri de paylaşma ve dayanışmaydı. Polis şiddetinden etkilenen eylemciler için, gönüllü sağlık çalışanlarından oluşan sivil sağlık merkezleri oluşturuldu. Gözaltı ve benzeri durumlar için hukuk dernekleri, baro, İnsan Hakları Derneği gibi kurumlar destek verdi. Türkiye Makine Mühendisleri Odası Birliği gibi meslek odaları binalarını âdete hastaneye dönüştürdü. İnsanlar evlerini, iş yerlerini açtılar, yiyecek ve içecek desteği yaptılar. Sosyal ağlar üzerinden insanlar birbirlerine bilgi verdi, dilsizleşen medyanın karşısında insanlar kendi imkânlarını yarattı.

Devlet terörüne, polis şiddetine, sömürüye karşı her yer, herkes isyan kesildi adeta. Toplumsal dayanışma devlet yaşamlardan elini çektiğinde hiç bozulmadan işledi, halen işlemeye devam ediyor.

İsyanın Çekincesi
İsyanın başında “dilsiz” kesilen medya, şimdi isyana bir anlam vermeye çalışıyor. Tabi ki patronlarının istediği anlamı. Bireyci dediler, kayıtsız dediler, post modern dediler, kentli ve seküler dediler… Sokaklara dökülmüş insanları bu kavramlarla olumladılar. İsyanı Prag’daki Kadife Devrimi’ne benzettiler. Devlet terörüne, polis şiddetine, kapitalist sömürüye karşı girişilmiş bir isyanın altını boşaltmaya çalışıyorlar.

İktidardaki partinin oluşturduğu hükümetten kendi ekonomik, siyasi çıkarlarıyla uyuşmadığından rahatsızlık duyan kesimler de (bunların büyük bir çoğunluğunu üst ve orta sınıf insanlar oluşturuyor) sonraki günlerde sokağa çıkmaya başladı. Bir önceki devlet iktidarının savunucusu bu kesimler, devlet terörü ve polis şiddetinden çok hükümet karşıtlığını vurguluyordu. Bu kesimin baskın reformist taleplerinin, ezilenlerin devlet terörü, polis şiddeti ve kapitalist sömürüye karşı giriştikleri bu mücadeleyi sekteye uğratmaması için dikkatli olunması gerekiyor. Bu kesimler kendi ekonomik ve siyasi çıkarları uğruna mücadeleyi manipüle etmeye çalışabilirler.

Muhalefet partileri, “bahar”larda olduğu gibi bu durumdan en karlı şekilde çıkmaya çalışabilirler. Zira isyanı değerlendirirken kullandıkları “marjinal gruplar”dan uzak durulması çağrıları, iktidarın dilinden konuştuklarının en açık göstergesi. Farklı coğrafyalardaki isyanlarda olduğu gibi bu isyanı kendi iktidarlarıyla pekiştirmeye çalışacak olan bu partiler, halkın kendiliğinden, lidersiz, partisiz bir şekilde oluşturduğu bu isyanı engellemeye çalışacaklar.

Bu kesimler, hareketin örgütleyicisi konumunda olmadıklarından dolayı, kendi sosyo-ekonomik karakterlerini halka dayatamamaktadır. Dolayısıyla yönelim belirleyememektedirler. Zaten ağızlarına doladıkları “marjinal gruplar” söylemi, isyanın içinde rahatsız oldukları ancak isyanın asıl hareketlendiricisi bireylerden oluşmaktadır. Kaldı ki bu insanların dışında farklı kesimlerden ezilenlerin sadece Taksim, Beşiktaş gibi merkezlerde değil, “çevre” bölgelerde de direniyor olduğunu görmemek bilinçli bir körlüktür. Evet, isyan ideolojiktir; ancak bu medyanın, muhalefet partilerinin, farklı ekonomik odakların kendi çıkarları doğrultusunda homojenleştirmeye ve depolitize etmeye çalıştıkları bir ideoloji değildir. İsyanın ideolojik yanı, devletin artan terörünü hisseden bireyin farkındalığı ve buna karşı mücadeleye girişmesidir.

İsyanın başından bu yana vurguladığımız devlet terörüne, polis şiddetine ve kapitalist sömürüye karşı başlatılmış bu isyanın genel grevlerle pekişip, daha fazla ezileni sokağa dökeceğini umuyoruz ve bu umutla isyanı büyütüyoruz. İsyana yönelik çekincelerimiz ilerleyen süreçte gerçekleşebilir, isyan sönümlenip muhalefet partilerinin iktidar kavgasına dönüşebilir. Ancak kâhin değiliz, geleceğe ilişkin umutsuz öngörüler yapıp bir kenarda durmak devrimcilerin işi değildir. Bu gibi isyanların, toplumsal devrime giden yolda hareketlendirici bir uğrak olduğunu iyi biliyoruz. Anarşist mücadelemiz isyanı tüm coşkusuyla kucaklamayı sürdürecektir.

The post Bu Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/06/10/bu-daha-baslangic-mucadeleye-devam/feed/ 0