Reyhanlı – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Tue, 15 Sep 2015 16:00:17 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 Vicdanlar Reddetmeyi Sürdürüyor https://meydan1.org/2015/09/15/vicdanlar-reddetmeyi-surduruyor/ https://meydan1.org/2015/09/15/vicdanlar-reddetmeyi-surduruyor/#respond Tue, 15 Sep 2015 16:00:17 +0000 https://test.meydan.org/2015/09/15/vicdanlar-reddetmeyi-surduruyor/ 7 Haziran seçimlerinin sonrasında yaşanan Suruç Katliamı ve katliamın hemen ertesinde geçici hükümetin savaş politikaları, beraberinde birçok vicdani ret açıklamasını getirdi. Seçimden bu yana gözaltı ve tutuklama furyasının yanı sıra operasyonlar, infazlar devam ederken bir yandan da katliamların ortağı olmayı kabul etmeyen vicdanlar reddetmeye devam etti. Roboski-Der’de ”Roboski’den Suruç’a katliamlara karşı vicdani ret veriyoruz” pankartıyla […]

The post Vicdanlar Reddetmeyi Sürdürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Meydan Gazetesi- Vicdanlar Reddetmeyi Sürdürüyor

7 Haziran seçimlerinin sonrasında yaşanan Suruç Katliamı ve katliamın hemen ertesinde geçici hükümetin savaş politikaları, beraberinde birçok vicdani ret açıklamasını getirdi. Seçimden bu yana gözaltı ve tutuklama furyasının yanı sıra operasyonlar, infazlar devam ederken bir yandan da katliamların ortağı olmayı kabul etmeyen vicdanlar reddetmeye devam etti.

Roboski-Der’de ”Roboski’den Suruç’a katliamlara karşı vicdani ret veriyoruz” pankartıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında Necdet Encü vicdani ret açıkladı. Roboski, Reyhanlı, Amed ve Suruç katliamlarına ve devletin son dönemdeki saldırılarına açıklamasında yer veren Encü “tüm bu katliamların hesabını vermemişken, hatta çoğunun hazırlayıcısı TC devleti iken, beni hangi hak ile askerlik yapmaya çağırıyor? Roboski‘den Suruç’a katleden devletin hiçbir koşulda askeri olmayacağımı ifade ederken vicdani reddimi açıklıyorum.’’ dedi.

Öte yandan Vicdani Ret Derneği’nin web sitesinde yeni vicdani ret açıklamaları yayınlandı.

Oğuz Tomruk, “… tarihi, kendi halkına, doğasına, hayvanlarına yaptığı katliamlarla dolu olan Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun silahlı kuvvetlerinde hiç bir şekilde askerlik yapmayacağımı beyan ederim” diyerek vicdani ret açıkladı.

2012 yılından beri asker kaçağı olduğunu ve askere giderek bu savaşın bir parçası olmak istemediğini belirten Mehmet Şah Çil web sitesine gönderdiği açıklamasında sırf birileri sarayını kaybedecek diye bu kadar insanın ölmesini vicdanının kabul etmediğini belirterek vicdani reddini açıkladı.

Barış Gün Şahin ise ret açıklaması ise şöyle: Ben, tür, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan tüm canlıların yaşam hakkını savunuyorum. İnsan, hayvan, yeryüzü için, topyekün bir kurtuluş için, içimizdeki baskıcı ideolojilere meydan okumamız gerektiğine inanıyorum. Bu amaçla, yaşama düşman, ölü sevici, şiddete aç, ataerkil, militarist, türcü sisteme karşı vicdani reddimi açıklıyorum.

Zorunlu askerlik görevi sırasında Kürt olduğu için birliğindeki askerler ve komutanları tarafından sürekli olarak ayrımcılık gördüğünü ifade eden ve bu nedenle firar eden Ahmet Çetin, Demokrat Haber sitesinde yayınlanan röportajında ‘kulübelerimizden sizin saraylarınız için verecek canımız yok’ diyerek vicdani reddini açıkladı.

Bu haber Meydan Gazetesi’nin 28. sayısında yayımlanmıştır.

The post Vicdanlar Reddetmeyi Sürdürüyor appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/09/15/vicdanlar-reddetmeyi-surduruyor/feed/ 0
“Ortadoğu’da Katliam Politikaları :İŞTEBRAK” – Mercan Doğan https://meydan1.org/2015/06/04/ortadoguda-katliam-politikalari-istebrak-mercan-dogan/ https://meydan1.org/2015/06/04/ortadoguda-katliam-politikalari-istebrak-mercan-dogan/#respond Thu, 04 Jun 2015 10:50:17 +0000 https://test.meydan.org/2015/06/04/ortadoguda-katliam-politikalari-istebrak-mercan-dogan/ Daha önce Alevi katliamlarının yaşandığı Lazkiye, Humus, İkrime, Hama ve Ortadoğu coğrafyasının birçok yerinde olduğu gibi devletler destekli cihatçı çeteler, kendilerine biat etmeyen halklara yönelik katliamlarına İştebrak’ta bir yenisini daha ekledi. Tıpkı 2014 yılının yaz aylarında Şengal’de Ezidilerin hedef alınması gibi, Suriye İştebrak’ta bu kez Aleviler hedef alındı. İdlip’in Cisr El-Şuğur kasabasının güneyinde yer alan […]

The post “Ortadoğu’da Katliam Politikaları :İŞTEBRAK” – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

Meydan Gazetesi- Ortadoğu'da Katliam Politikaları İştebrak

Daha önce Alevi katliamlarının yaşandığı Lazkiye, Humus, İkrime, Hama ve Ortadoğu coğrafyasının birçok yerinde olduğu gibi devletler destekli cihatçı çeteler, kendilerine biat etmeyen halklara yönelik katliamlarına İştebrak’ta bir yenisini daha ekledi. Tıpkı 2014 yılının yaz aylarında Şengal’de Ezidilerin hedef alınması gibi, Suriye İştebrak’ta bu kez Aleviler hedef alındı.

İdlip’in Cisr El-Şuğur kasabasının güneyinde yer alan ve 4 yıldır cihatçı çetelerin katliam tehdidi altında yaşayan bir Alevi köyü olan İştebrak, 25 Nisan günü Fetih Ordusu adındaki cihatçı çete tarafından katliama uğradı. Katliamda resmi rakamlara göre 35 kişinin öldürüldüğü söylense de, sayının aslında daha yüksek olduğu bilinmektedir. Bu katliama tanık olanlar, katliam sırasında İdlip’in kuzeyine kaçırılan kadınlar, rehin alınanlar, rastgele açılan ateşlerle katledilenler ve köyde tamamen yok edilen aileler olduğunu, bunların IŞİD’in yaptıklarından farksız olduğunu söylüyorlar.

İdlip, Fetih Ordusu’nun Rakka’sı mı?

İştebrak’ın da bulunduğu bu bölge, askeri ve lojistik destek ikmal hatları üzerinde yer alması sebebiyle, gerek Esad rejimine gerekse YPJ/YPG güçlerine karşı savaşan cihatçı çeteler açısından hayati öneme sahip.

İdlip’e Mart ayında Selefi örgütlerden oluşan çatı örgüt “Fetih Ordusu”nun saldırıları başlamıştı. Aynı ayın 25’inde Fetih Ordusu’na bağlı güçler Nusra öncülüğünde İdlip merkeze girmiş ve kentin düştüğünü duyurmuştu. İştebrak Katliamı da bu saldırıların bir parçasıydı.

Önceleri Şam yönetiminin elinde olan bu kenti Fetih Ordusu ele geçirdikten sonra, İslami Emirlik ilan etti. Fetih Ordusu, özellikle İdlip kırsalından başlayarak Antakya’nın Reyhanlı ilçesinden Yayladağı’na kadar uzanan bölgeye komşu olan noktaları ele geçirdi. Böylece TC sınırı üzerinden gelecek askeri ve lojistik desteğe daha kolay ulaşabilecekti. Diğer taraftan ise bölge, Esad rejimi güçlerinin denetimindeki Lazkiye-Hama-Şam güzergahının kontrolü açısından önem taşıyor. Ayrıca İdlip’in kontrol altına alınmasının ,-Halep’te muhalif güçleri kuşatma altına alan Suriye ordusuna karşı Rakka’dan sonra rejimin elinden çıkan ikinci büyük kent olması sebebiyle- psikolojik üstünlüğün tekrar ele geçirilmesi noktasında moral bir değeri var.

Suriye coğrafyasında terör estiren diğer bir cihatçı çete IŞİD’in, ülkenin doğusundaki Rakka kentini elinde bulundurarak burayı merkez üs haline getirmesi gibi, Nusra öncülüğündeki Fetih Ordusu da İdlip bölgesini ele geçirerek üs haline getirmek istiyor. Bölgenin özellikle TC sınırına sıfır noktasında bulunması, örgüte askeri ve lojistik desteğin garanti altına alınması anlamına geliyor. Son iki yıldır durdurulan MİT TIR’ları, cihatçıların TC topraklarında barınması, askeri eğitim görmesi ve tedavisi vb. söylentilerin hala gündemde olduğu günümüzde, bu “garantinin” örgüt için ne anlama geldiği daha açık ortada. Bu garantinin TC ile Fetih Ordusu açısından elbette karşılıklı bir çıkar denklemi var. Suriye’de iç savaş başladığından beri rejimin düşürülmesi ile Şam Emeviye camiinde şükür namazı kılma hayaliyle yanıp tutuşan TC devleti ile cihatçı grupların bu ortak çıkarlarının yanı sıra, yine TC’nin, varlığından rahatsız olduğu Rojava Devrimi’ni,-Afrin’in bölgeye yakınlığı sebebiyle- “Kobanê olmadı, Afrin’i düşürelim” mantığıyla sonlandırmak ve yenilgiye uğratma emeli de aşikar.

TC-Suudi Arabistan Yakınlaşması Fetih Ordusu’nu mu Doğurdu?

2013 yılında Mısır’da gerçekleşen askeri darbe sonrası işbaşına gelen Sisi yönetimindeki hükümeti Suudi Arabistan’ın desteklemesi, TC ile bu ülkenin ilişkilerinde soğumaya ve gerilime neden olmuştu. Ancak Suudi sermayesinin sıcak parasından bu gerilim yüzünden mahrum kalmak istemeyen TC, yılın başında “küçük bir jest”te bulunmuş, ölen Suudi kralı Abdullah için bir günlük yas ilan etmişti. TC’nin bu jesti, Suudi Arabistan tarafından bir anlamda “görülmüş”, iki ülke arasında kritik bölgesel konuların masaya yatırıldığı bir dizi görüşme başlamıştı. Mart ayı başında TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Riyad’da Suudi’lerin yeni kralı Selman ile yaptığı görüşmede, Yemen’deki İran karşıtı ittifaka destek sözü verirken karşılığında Suriyeli muhaliflere yardım için teminat aldı. Bu yanıyla Riyad’da varılan bu mutabakat sonucu Suriye’de Esat lehine görünmekte olan dengelerin bir anda aleyhe dönmesini tesadüf olarak değerlendirmemek gerek.

Ortadoğu’da bunca bol bilinmeyenli denklemlerin kıskacında halkların, tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de devletlerin ve kapitalizmin çıkar savaşlarında katledildiği gerçeği değişmiyor. İştebrak’ta, devletlerce üretilmiş şiddet olan cihatçı çetelerden Fetih Ordusu tarafından Alevi halkının katledilmesi, bölgedeki katliamların sürekliliğini gözler önüne seriyor. Küresel kapitalizmin ve devletli sistemin yeni Ortadoğu ajendası bu politika üzerinden işliyor.

Mercan Doğan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 27. sayısında yayımlanmıştır.

The post “Ortadoğu’da Katliam Politikaları :İŞTEBRAK” – Mercan Doğan appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2015/06/04/ortadoguda-katliam-politikalari-istebrak-mercan-dogan/feed/ 0
Karar Önceden Belirlendi Utku’ya Tahliye Yok https://meydan1.org/2013/11/05/karar-onceden-belirlendi-utkuya-tahliye-yok/ https://meydan1.org/2013/11/05/karar-onceden-belirlendi-utkuya-tahliye-yok/#respond Tue, 05 Nov 2013 11:41:10 +0000 https://test.meydan.org/2013/11/05/karar-onceden-belirlendi-utkuya-tahliye-yok/ “Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin ve devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklama” suçlamasıyla yargılanan Er Utku Kalı’nın yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Utku’ya tahliye çıkmayan davanın bir sonraki duruşması ise, 11 Kasım’a ertelendi. 11Mayıs 2013’te Reyhanlı’da yaşanan ve 52 kişinin yaşamını yitirdiği patlamaların ardından Redhack’e gizli belgeleri sızdırdığı iddiasıyla tutuklanan ve hakkında 25 […]

The post Karar Önceden Belirlendi Utku’ya Tahliye Yok appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>

“Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin ve devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin belgeleri açıklama” suçlamasıyla yargılanan Er Utku Kalı’nın yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Utku’ya tahliye çıkmayan davanın bir sonraki duruşması ise, 11 Kasım’a ertelendi.

11Mayıs 2013’te Reyhanlı’da yaşanan ve 52 kişinin yaşamını yitirdiği patlamaların ardından Redhack’e gizli belgeleri sızdırdığı iddiasıyla tutuklanan ve hakkında 25 yıl hapis istemiyle dava açılan Utku Kalı’nın ilk duruşması, 21 Ekim’de Samsun Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma öncesinde polisin adliye binası çevresine yığınak yaptığı gözlemlenirken, adliye içerisine ve duruşma salonuna da çok sayıda sivil giyimli ve resmi polisin girdiği görüldü. Duruşmaya Utku’nun ailesi, yakınları ve destekçilerinin yanında CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, CHP milletvekilleri İlhan Cihaner ve Hüseyin Aygün de katıldı. Duruşmada Utku Kalı’yı ablası Ceren Kalı, amcası İbrahim Kalı ve iki avukat savundu.

Avukat Ceren Kalı, Utku’nun sağlık durumunun ve koşulların elverişsizliğinin ölümüne sebep olabileceğini, cezaevindeki iyi halini ve belgeleri sızdırmada bir diğer şüpheli olan gazeteci Erman Paşalı’nın tutuksuz yargılandığını belirterek Utku’nun da tutuksuz yargılanmasını istedi. Mahkeme heyeti Utku hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunduğunu öne sürerek, tutukluluğunun devamına karar verdi. Kalı’nın avukatlarının mahkemeye getirilen tanıkların sanık huzurunda ve sorgusunun ardından dinlenilmesi yönündeki talebi de mahkeme heyeti tarafından kabul edildi. Mahkeme heyeti, Kalı’nın sağlık durumunun elvermesi durumunda 11 Kasım’a ertelenen bir sonraki duruşmada mahkemeye getirileceğini belirtti.

Utku Kalı Günah Keçisi İlan Edildi

Utku Kalı hakkında 5 Ağustos’ta hazırlanan bilirkişi raporunda “Reyhanlı’daki patlamanın kimler tarafından yapıldığına ilişkin istihbari bilgileri içerdiği ve güvenlik güçleri tarafından terör eyleminin önlenmesi maksadıyla yapılan istihbari faaliyetleri ifşa ettiği” iddia edilerek, Kalı Reyhanlı’da yaşanan katliamın günah keçisi ilan edildi.

Avukatlardan Şerif Özgür Urfa, gizli olduğu ileri sürülen belgelerin üzerinde sadece “gizlidir” damgasının bulunduğunu ileri sürerek bilirkişi raporuna itiraz etti. Urfa, raporun iddianamenin hazırlanmasından 10 gün sonra dosyaya girdiğini belirterek, şunları söyledi: “Görevli olmayan savcı bilirkişi raporu olmadan iddianameyi hazırlamıştır. Sadece bilirkişi tarafından bu belgelerin gizli olduğu ileri sürülmüştür… Bunun yanı sıra bir milletvekilinin İçişleri Bakanlığı’na verdiği dilekçeyle raporları sormuştur. Bakan Muammer Güler’in imzasıyla verilen ve dosyada yer alan cevapta belgelerin doğruluğu teyit edilememiş istihbari bilgiler olduğu söylenmiştir. Biz de bunların gizli belgeler olmadığını bilgi notları olduğunu düşünüyoruz. Bu belgeler gerçekse, saldırı önceden biliniyorsa o zaman sanık sandalyesinde Utku değil, Reyhanlı’da 50 kişinin yaşamını yitirdiği bir patlamayı bilen ve bunu engellemeyenler oturmalıdır”.

“Karar Önceden Verilmişti”

Duruşmanın ardından konuşan Ceren Kalı, “Mahkeme bize söz hakkı vermeden duruşmayı sonlandırmak istedi. Göreve ilişkin beyanlarımız olduğunu, dinlenmemiz gerektiğini söyledikten sonra bizi dinledi. Duruşma zaptındaki ‘gereği düşünüldü’ kısmı önceden yazılmıştı ve bu ekrana yansıtıldığı için herkes kararın önceden verildiğine şahit oldu” diyerek mahkemenin kararını önceden verdiğini vurguladı.

Vicdani Ret Derneği: Utku Kalı Yalnız Değildir

Duruşmaya gözlemci olarak katılan Vicdani Ret Derneği ise duruşma sonrasında bir açıklama yaparak “Bizler, zorunlu askerliğini ifa ederken “sızdırdığı iddia edilen” belgelerden dolayı hapsedilen, hapsedildiği günden bu yana her türlü kötü muameleye, hakarete ve işkenceye maruz kalan Utku’nun yalnız olmadığını bir kez daha vurguluyoruz. Utku’nun avukatlarının dediği gibi, eğer 52 kişinin katledildiği Reyhanlı saldırılarının yaşanacağı önceden biliniyorsa ve bu saldırıların faili gayet belliyse, günah keçisi ilan edilen Utku Kalı, bu katliamın sorumlusu değildir! Ve şu an, işkence gören, ‘intihar eğilimi’ olan Utku’nun yaşamsal bütünlüğüne yönelik her saldırının da faili belli olacaktır.” dedi. “Ayrıca Vicdani Ret Derneği olarak bizler sayısız insanın ölümüne sebep olan bu ve benzer saldırıların ve savaş suçlularının açığa çıkarılmasını da doğru buluyor; savaşların, silahların, orduların güdümünde saklanan her ‘gizli bilginin’ yeni katliamların engellenmesi için ortaya çıkarılmasını destekliyoruz” şeklinde açıklama yapan dernek, yeni katliamlara sebep olacak ‘devletin her gizli bilgisinin’ açığa çıkarılması gerektiğine vurgu yaptı.

Meydan Gazetesi Muhabirine Polis Saldırısı

Duruşmayı izlemek için Samsun Adliyesi’ne giden Meydan Gazetesi muhabiri de, polis ablukasında kaldı. Muhabirimiz duruşma öncesinde, duruşmanın görüleceği salon önünde beklerken polislerin tacizine maruz kaldı. Muhabirimizi basın kartını göstermeye zorlayan polis bu zorlamaya karşılık bulamayınca, muhabirimizi adliye binası dışına çıkarmakla tehdit etti. Baskıya rağmen duruşma salonu önünden ayrılmayan muhabirimizin fotoğraf makinesine el koyarak haber yapmasını engellemeye çalışsalar da başarılı olamadılar. Polis, duruşma sonrasında adliyeden ayrılan muhabirimize 11 Kasım’da görülecek bir sonraki duruşmada “dikkatli olması” uyarısında bulunarak tehditler yağdırdı.

 

Bu haber Meydan Gazetesi’nin 14. sayısında yayımlanmıştır.

The post Karar Önceden Belirlendi Utku’ya Tahliye Yok appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/11/05/karar-onceden-belirlendi-utkuya-tahliye-yok/feed/ 0