sacco ve vanzetti – Meydan Gazetesi https://meydan1.org Anarşist Gazete Thu, 23 Aug 2018 12:11:32 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.3.13 “Bu Sizin İçin Nicola ve Bart”: İki Anarşist Göçmen 91 Yıl Önce Bugün Katledildi https://meydan1.org/2018/08/23/bu-sizin-icin-nicola-ve-bart-iki-anarsist-gocmen-91-yil-once-bugun-katledildi/ https://meydan1.org/2018/08/23/bu-sizin-icin-nicola-ve-bart-iki-anarsist-gocmen-91-yil-once-bugun-katledildi/#respond Thu, 23 Aug 2018 12:11:32 +0000 https://seninmedyan.org/?p=42339 Nicola Sacco ve Bartholomeo Vanzetti, İtalya’dan genç yaşta ayrılmış, ABD’de çalışmaya başlamış ve kendileri gibi, İtalya’dan gelen göçmen anarşist arkadaşlarından etkilenerek anarşist mücadelede aktif olarak yer almış iki işçiydi.  15 Nisan 1920 ‘de bir ayakkabı fabrikasının muhasebecisi ve güvenliği öldürüldü ve cadı avı başladı. Cadı avı, Sacco ve Vanzetti’nin üstlerinde anarşizm propagandası bulunan bildirilerle gözaltına […]

The post “Bu Sizin İçin Nicola ve Bart”: İki Anarşist Göçmen 91 Yıl Önce Bugün Katledildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Nicola Sacco ve Bartholomeo Vanzetti, İtalya’dan genç yaşta ayrılmış, ABD’de çalışmaya başlamış ve kendileri gibi, İtalya’dan gelen göçmen anarşist arkadaşlarından etkilenerek anarşist mücadelede aktif olarak yer almış iki işçiydi. 

15 Nisan 1920 ‘de bir ayakkabı fabrikasının muhasebecisi ve güvenliği öldürüldü ve cadı avı başladı. Cadı avı, Sacco ve Vanzetti’nin üstlerinde anarşizm propagandası bulunan bildirilerle gözaltına alınmalarıyla son buldu.

Sacco’nun 15 Nisan’da işe gitmemiş olması, Vanzetti’nin Noel’de gerçekleştirilen Bridgewater soygununda tanıklar olmasına rağmen şüpheli görülmesi ve aslında bu iki adamın anarşist olmaları, düzmece delillerle suçlu ilan edilmeleri için bir bahaneydi.

7 yıl boyunca dünyanın çeşitli coğrafyalarında Sacco ve Vanzetti için eylemler düzenlendi.

Restoranlarda bulaşıkçılık, çiftliklerde bahçıvan, çeşitli fabrikalarda, su taşıyıcılığı, kunduracılık ve balıkçılık gibi birçok farklı alanda çalışan Sacco ve Vanzetti, aynı zamanda anarşizm için de mücadele ediyordu. Göçmen işçilerinin hak mücadelelerinde, grevlerde ve işgallerde birbirini bulan bu iki anarşistin elektrikli sandalyeye gönderilmelerindeki asıl nedenler bunlardı.

Sacco ve Vanzetti, devletin devrimci mücadeleye özellikle de anarşist işçilerin mücadelesine yönelik gerçekleştirdiği yoğun baskılar sonrasında gözaltına alınmışlardı. 1921’de başlayan ve yaklaşık 7 yıl süren “yargılama” tiyatrosu ise, devletlerin adaletsizlik timsali olarak tarihe geçecekti.

Cenazelerine yüz binlerce kişi katıldı.

Sacco ve Vanzetti 1927 yılında  22 Ağustos’u 23 Ağustos’a bağlayan gece elektrikli sandalye ile idam edildiler. Ancak onlar idam edilirken dahi son nefeslerinde anarşizme ve işçilerin adalet mücadelesine, bu mücadelenin haklılığına, meşruluğuna olan inançlarını şu sözlerle haykırdılar:

Özgürlüğe ve halka karşı iktidarlar böyle savaşır. Bizler, Anarşi uğruna ölüyoruz! Yaşasın Anarşi!”-Bartolomeo Vanzetti

“Kapitalist sınıfın, devrimcilere karşı katı ve acımasız olduğunu biliyoruz. Ölümümüze ilişkin gurur duyuyoruz. Ve bütün anarşistlerin düştüğü gibi düşeceğiz.” –Nicola Sacco

Bu sizin için, Nicola ve Bart/ Sonsuza dek kalplerde yaşayacaksınız/ Nihayet geldi son zamanlarınız/Bu acı kurtuluşunuz olacak

The post “Bu Sizin İçin Nicola ve Bart”: İki Anarşist Göçmen 91 Yıl Önce Bugün Katledildi appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/08/23/bu-sizin-icin-nicola-ve-bart-iki-anarsist-gocmen-91-yil-once-bugun-katledildi/feed/ 0
İktidar İçin Tehditse Yasaklanır – Didem Deniz Erbak https://meydan1.org/2018/02/16/iktidar-icin-tehditse-yasaklanir-didem-deniz-erbak/ https://meydan1.org/2018/02/16/iktidar-icin-tehditse-yasaklanir-didem-deniz-erbak/#respond Fri, 16 Feb 2018 10:16:49 +0000 https://test.meydan.org/2018/02/16/iktidar-icin-tehditse-yasaklanir-didem-deniz-erbak/   Geçtiğimiz sayıda OHAL nedeniyle tiyatroda artan baskı, sansür ve yasaklamaları konu etmiştik. Tüm bunlara rağmen vazgeçmeyenlerin sahneleri terk etmediğinin altını çizmiş, “OHAL’de Tiyatroda Direniş Olur” demiştik. Fakat şu anda geldiğimiz noktada sadece oyunların değil; sahnelerin, mekanların, hatta ve hatta tiyatrocuların yasaklandığına tanık oluyoruz. Rutkay Aziz ve Taner Barlas’ın oynadığı “Adalet Sizsiniz” Antep, Urfa ve […]

The post İktidar İçin Tehditse Yasaklanır – Didem Deniz Erbak appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
 

Geçtiğimiz sayıda OHAL nedeniyle tiyatroda artan baskı, sansür ve yasaklamaları konu etmiştik. Tüm bunlara rağmen vazgeçmeyenlerin sahneleri terk etmediğinin altını çizmiş, “OHAL’de Tiyatroda Direniş Olur” demiştik. Fakat şu anda geldiğimiz noktada sadece oyunların değil; sahnelerin, mekanların, hatta ve hatta tiyatrocuların yasaklandığına tanık oluyoruz.

Rutkay Aziz ve Taner Barlas’ın oynadığı “Adalet Sizsiniz” Antep, Urfa ve Mardin genelinde tamamen yasaklanmıştı. Oyunda; M.Ö. 5. yüzyılda ölüme mahkum edilen Sokrates, dünyanın yuvarlak olduğunu söylediği için müebbet hapse mahkum edilen Galileo, anarşist mücadelenin bir parçası oldukları için 1927’de devletin adaletinin katlettiği iki İtalyan göçmen işçi olan Sacco ve Vanzetti’nin hikayeleri anlatılıyordu.

Genco Erkal’ın sahnelediği “Güneşin Sofrasında: Nazım ile Brecht” tamamen yasaklanmıştı. Oyunda; Nazım ve Brecht’in şiirlerinden hareketle savaş, sömürü, kapatılma, özlem, sürgün, barış arzusu, umut, sevda, adaletli bir dünya isteği dillendiriliyordu.

KHK’lar nedeniyle ihraç edilen öğretmen Duygu Şahlar tarafının sahnelenen “Bi’şey Anlatıcam. Eee? Kurtulduk mu?” oyunu birçok bölgede sahnelenmesine karşın Muğla’nın tüm ilçelerinde yasaklanmıştı. Oyun, bir farenin, yaşadıkları kölelik düzeninin farkında olmayan hamsterlara özgürlüğü tarif ettiği, hatta bizzat deneyimlettiği bir masalı anlatıyordu.

Ve Barış Atay tarafından oynanan “Sadece Diktatör”. Oyun bir “diktatör” hikayesini anlatıyordu. Aslında her diktatörde benzer olan hikayeyi… İktidar basamaklarını tek tek çıkan bir diktatörün etrafındaki insanlarla olan ilişkisini, medyayla olan bağlantılarını, yapılan bir takım kasıtlı ekonomik düzenlemelerin bilinmezlerini paylaşıyordu. Zaman zaman sinirleniyor, zaman zaman da kendisini dinleyenlerle küçük diyaloglara giriyordu diktatör. Fakat hepsi cevabından emin olduğu, verilen cevaba göre nasıl konumlanacağını adı gibi bildiği konulardı. Her seferinde, bir savunma mekanizması gibi kullanmak üzere geliştirdiği üslubuyla karşılık veriyordu. Oyunda diktatörün kim olduğuna, olayın geçtiği yere ve tarihe dair hiçbir bilgi yoktu. Ve belki de meçhul olan bilgilerden en önemlisi diktatörün akıbetiydi. Ayaklanıp diktatörün yanına gelmek üzere yolda olan sinirli bir kalabalık ve bununla tek başına mücadele etmeye çalışacak bir diktatör. Hikaye oldukça tanıdık geliyordu. Oyun, “kamu düzen ve güvenliğini olumsuz etkileyeceği, emniyet ve kamu esenliğini tehlikeye düşürebileceği, toplumsal huzur ve güven ortamını bozabileceği” gerekçelendirmesiyle; Artvin, Kadıköy, Kocaeli, İzmir ve Ankara’da yasaklandı. Oyun Ankara’da süresiz yasaklanırken oyunun yanı sıra Barış Atay’ın panel, söyleşi, sinema, sinevizyon, sergi vb. bütün eylem ve etkinliklerine; kısacası “kendisine” yasak geldi. Ardından Barış Atay’ın twitter hesabı da kapatıldı. Yani devlet sadece oyunun değil, Barış Atay’ın üzerine de bir çizgi çekti.

Şöyle bilelim ki bir oyun yasaklanıyorsa iyidir. Temas ettiği, anlatmak istediği umut dolu veya iktidarların başına bela bir hikayedir. Anlatılanların, anlatanların unutulması, yok olması isteniyordur. Şimdi unutmamak adına 4 oyun ve 4 hikaye paylaştım sizlerle, paylaşmanın yasak olduğunu bile bile. 


Didem Deniz Erbak

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 43. sayısında yayınlanmıştır. 

The post İktidar İçin Tehditse Yasaklanır – Didem Deniz Erbak appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2018/02/16/iktidar-icin-tehditse-yasaklanir-didem-deniz-erbak/feed/ 0
Bilinçli-Bilinçsiz Anarşizm Çarpıtmaları https://meydan1.org/2013/11/09/bilincli-bilincsiz-anarsizm-carpitmalari-2/ https://meydan1.org/2013/11/09/bilincli-bilincsiz-anarsizm-carpitmalari-2/#respond Sat, 09 Nov 2013 12:12:15 +0000 https://test.meydan.org/2013/11/09/bilincli-bilincsiz-anarsizm-carpitmalari-2/ Modern propaganda yöntemi ve tekniklerinin mucidi konumunda bulunan Nazi Almanya’sı Halkı Aydınlatma ve Propaganda bakanı Joseph Goebbels, manipülasyonun mucididir belki de. Ancak özellikle I. Dünya Savaşı’ndaki müttefiklerin kullandığı propaganda tekniklerinden etkilenerek bu bakanlığın oluşturulduğu çok fazla bilinmez. Basın, güzel sanatlar, film, müzik, tiyatro, edebiyat ve radyo birimleri oluşturarak, ortaya çıkacak olan bilginin denetimini yapan devlet […]

The post Bilinçli-Bilinçsiz Anarşizm Çarpıtmaları appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
Modern propaganda yöntemi ve tekniklerinin mucidi konumunda bulunan Nazi Almanya’sı Halkı Aydınlatma ve Propaganda bakanı Joseph Goebbels, manipülasyonun mucididir belki de. Ancak özellikle I. Dünya Savaşı’ndaki müttefiklerin kullandığı propaganda tekniklerinden etkilenerek bu bakanlığın oluşturulduğu çok fazla bilinmez. Basın, güzel sanatlar, film, müzik, tiyatro, edebiyat ve radyo birimleri oluşturarak, ortaya çıkacak olan bilginin denetimini yapan devlet kurumları ve hatta özel kurumlar devletin ve kapitalizmin işleyişinin eksiksiz bir şekilde işlerliğini sürdürebilmesi için her yerde oluşturulmuştur. İngiltere’nin ve sonraki Dünya Savaşı’nda da ABD’nin bilgi çarpıtma, bilgiyi ortadan kaldırma teknikleri Nazi Almanya’sı tekniklerinden çok daha gelişmiş bir haldedir. Fark şudur, propaganda diye eleştirilen bu bilinçli bilgi çarpıtması, reklam, halkla ilişkiler vb. olumlu ifadeler altında gerçekleştirilir.

Orwel’ın 1984 romanındaki, bilgiyi denetleyen, gerektiğinde yok eden “Doğruluk Bakanlığı” örneği, aslında hangi devlete yönelik bir eleştiri olduğu 1940’ların sonunda tüm dünyada büyük bir tartışmaya dönüşmüştür. Oysa gerçek şudur, dolaşıma girecek bilgiyi kontrol etmek, gerçek olmayan bilgiyi kendi aygıtlarını kullanarak dolaşıma sokmak, gerçek olan bilgiyi yok etmek gibi yöntemler en eski devletlerden bu yana, tarih yazımı adı altında uygulanan yöntemlerdi.

Bilgi çarpıtmanın modern yöntemleri Dünya Savaşları dönemlerinde yoğun bir şekilde uygulanmış sonra da bir kenara koyulmamıştır tabi ki. Devletler farklı coğrafyalarda bu bilgi çarpıtmalarını kullanmışlar, bu yöntem aracılığıyla kendilerini meşrulaştırmaya çalışmışlardır. Şüphesiz, dünya savaşlarıyla modern anlamını kazanan bu manipülasyon araçlarından sadece iktidarın siyasi yüzü yararlanmamıştır. Kapitalizmin işleyişi esnasında daha da geliştirilen ve görünmez kılınan bu yöntemler, ekonomik iktidarı elinde tutanların sık başvurdukları yöntemlerdendir.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin giderek önem kazanması, iktidara bilgiyi kontrol etmenin gerekliliğini gösterirken, gelişen şey sadece bilgiye ulaşım hızı olmamıştır. Bilgi ve iletişim teknolojileriyle beraber gelişen, aynı zamanda bu manipülasyon araçları da olmuştur.

Bilinçli ya da bilinçsiz bilgi çarpıtmanın bu evriminden nasibini elbette, iktidar yapılarıyla sorunu olan anarşizm de almıştır, almaktadır.

Anarşizm Terörizm değildir.
Anarşizm sıklıkla terörizm/terör anlamında kullanılmıştır. Belirli siyasal, dinsel veya ekonomik hedeflerle halka, siyasi kurumlara, kurumların başındakilere baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren eylemler için kullanılan terörizm kavramı yerine bilinçli bir şekilde anarşizm kullanılmıştır. Bu bilinçli olumsuz anlamlandırma, anarşizmin toplumsallaşmasını algısal ve somut anlamda engellemek için başvurulan bir uygulamadır. Tabi ki bu bilinçli olumsuz anlamlandırmayı yapanlar, anarşizmin karşısında mücadele ettiği tüm iktidar yapıları ve bunlarla ilgili değerlerdir.

Anarşizmin, insanların birbirini boğazladığı, şiddetin her türlüsünün yaşandığı bir toplumun savunusu olduğu, bu “terörizm çarpıtması”nın açıklamasıdır.

Bilinçli bir şekilde yanlış bilgilendirmenin rasyonalizasyon, damgalama, kasıtlı muğlaklık gibi yöntemleri görsel ve işitsel yayın araçlarında kullanılarak, toplumun zihninde farklı bir anarşizm oluşturulmaya çalışılır. Tekrarlayalım; burada hedeflenen, anarşizmin karşısında mücadele ettiği iktidar yapılarının kendilerini algısal ve somut olarak koruma çabasıdır. Bunu da anarşizmi terörizmle ilişkilendirerek, toplum içinde böyle bir algı yaratarak yapmaya çalışırlar.

1800’lerin sonunda, sadece çalışma koşullarına, çalışma saatlerine ve ücretlere değil, aynı zamanda kapitalizmin kölelik sistemini yaratanlara ve bunu muhafaza etmeye çalışan devletin kolluklu güçlerine karşı toplumsal bir mücadeleyi örgütleyen anarşist işçilere de yönelmişti bu bilinçli çarpıtma. Devletin terörist diye damgaladığı Haymarketli anarşistler, 1 Mayısları yaratanlardı.

Sadece Haymarket’te katledilen anarşist işçiler değil, devletin ve kapitalistlerin kendisine tehdit olarak algıladığı, anarşist tarihin ön plana çıkan kişileri, benzer damgalamaya maruz kalmışlardır. İki kundura işçisi, Sacco ve Vanzetti’yi gaspla, hırsızlıkla suçlayanlar ve bu yüzden onları katledenler, işçilerin ve kadınların özgürleşmesi için mücadele yürüten Emma Goldman’ı teröristlikle damgalayıp sınırdışı etmişlerdi. Ezilenleri devletin ve patronların zulmüne karşı örgütleyen Durruti ve Malatesta gibi işçiler, sömürüye karşı direnişi örgütlediklerinden dolayı teröristlikle suçlanmışlardı. Bakunin’i iktidarların gözünde en büyük terörist yapan da buydu; patronlara ve devlete karşı hissettiği öfke ve ezilenlerin bu öfkesini gittiği her yerde örgütlü bir direniş haline getirmesiydi.

Bu bilinçli yanlış bilgilendirmenin farklı zamanlarda, farklı yerlerde ortaya çıkması, anarşizmin o coğrafyadaki etkisini kırmaya yönelik bir hamle olmasının yanı sıra; toplumsal sorunların kaynağına yönelik çabanın da başka tarafa çekilmesidir.

1970’lerden sonra, üzerinde yaşadığımız coğrafyadaki anarşizm çarpıtmalarının kaynağında, işte bu hedef şaşırtma yatmaktadır. Küresel iktidarların, medya araçlarına pelesenk olmuş anarşizm anlamlandırmaları benzer şekilde bu coğrafyada da yapılır. Bilgi dolaşımının araçlarını ellerinde bulunduranlar, devletin baskıcı kurumlarının, patronların sömürü düzeninin, faşizmin eli kanlı çetelerinin karşısındaki her eylemi olumsuz bir çağırışım uyandıracak şekilde anarşist diye damgalamışlardır. Doğrudur, anarşizm, halka yönelik girişilmiş tüm eylemlerin ve organizasyonların karşısındadır; asıl terörizm halka karşı girişilmiş bu çabalar değil midir?

Meydan Gazetesi- Anarşizm Çarpıtmaları1

Anarşizm Örgütsüz değildir


Bu bilinçli çarpıtmalar, bazen toplumsal muhalefetin parçası olanlar tarafından da yapılır. Devlet iktidarına karşı halkın öz-örgütlülüğünü savunan anarşizm, devlet iktidarına kaygısızca sarılan kimi sosyalist partilerin de hedefi haline gelmiştir. Bu partilerin otoriter iktidarlarını, devlet mekanizmalarıyla pekiştirdikleri her coğrafyada, şaşırtıcı(!) bir şekilde terörizmle yaftalanır anarşizm.

Devlet iktidarına, kapitalist sömürüye ve iktidarın farklı tüm biçimlerine sadece bir karşı çıkış olmayan, yaşamın yeniden yapılandırma faaliyeti olarak anarşizmin, aynı muhalif yapılanmaların bir başka çarpıtmaya maruz kaldığı mesele örgütlenmedir.

Kapitalizmin ideolojisi olan çıkarcı bireysel değerlere yaslanan, toplum karşıtı, “kaos”un hakim olduğu bir yapılan(ma)ma, anarşizmin savunduğu bir idealmiş yanılsamasıyla anarşizmin, örgütsüzlüğü savunduğu iddiasında bulunulur.

Aksine, toplumsal hareketlerin modern anlamıyla örgütlenmesinde hep anarşistler ön ayak olmuşlardır. Marksizmin, Kıta Avrupası’na takılı kaldığı bir zamanda, dünyanın farklı coğrafyalarında anarşistler, toplumsal örgütlenmeler oluşturmuşlar, örgütlü deneyimler üretmişlerdir. Sendikalar, federasyonlar, platformlar, uluslararası ve yerel işçi birlikleri, köy komünleri bu örgütlü çabanın araçları olmuşlardır.

Anarşistlerin, devlet mekanizması karşısında geliştirdiği tavır ve örgütlü hareket, özellikle devlet iktidarıyla sorunu olmayan sosyalistlerce “örgütsüzlük” çarpıtmasıyla nitelendirilmiş, kimi zaman kitap benzeri yayınlarla, bu gerçekdışı durum teorize edilmeye çalışılmıştır.

Anarşist birey kapitalistlerin savunduğu çıkarcı birey değildir.

Kimi zaman bu çevrelerce yapılan eleştiri, sadece daha fazla insanı savunulan ideolojiye dahil etme kaygısıyla değil, aynı zamanda “kapitalizmin karşısındaki tek ideoloji” olma kaygısıyla; anarşizmin bireyi önemseyen bir düşünce ve hareket olması üzerinden, anarşizmi liberalizmle aynı anlamda kullanmaya kadar itmiştir bu çevreleri. Oysa açıktır ki, kapitalizmin bencil bireyini, anarşizmin düşüncelerini özgürce gerçekleştirme imkanı arayan birey ve bu bireylerin uyumundan oluşan toplum savunusuyla denklemek, aynı bilinçli çarpıtmanın bir başka biçimidir.

Anarşizmin, farklı coğrafyalarda alt-kültürlerle kurduğu ilişki yüzünden, bu alt-kültürlerin özelliklerini anarşizmle ilişkilendirmek, son dönemde sık rastlanan anlamlandırmalardandır. Anarşizmin ne olduğunu bilmeyen birey ve çevrelerin, uyuşturucu, alkol, “normal” olmayan kılık-kıyafet ve davranış biçimlerini anarşizme mal etmesi bilinçsiz bir çarpıtma olsa da, devletin ve benzer iktidar mekanizmaları savunucularının bu anlamlandırmaları benimsiyor oluşu, toplumda anarşizmin bu şekilde anlaşılması için sergilenen politik bir tutumdur.

Anarşizmi bilinçli-bilinçsiz tüm çarpıtmalara karşı savunmak…

Tüm bilinçli-bilinçsiz çarpıtmalar, yaşadığımız coğrafyada somut deneyimlerini geç yaşamaya başlayan hareketin önemsemesi gereken sorunlardır. Bu çarpıtmalara mahal vermeyecek bir anarşizm savunusu ve hareketi oluşturmak, bu çarpıtmaları sorun olarak gören anarşistler için yapılması gerekenler arasındadır.

Yaşadığımız coğrafyada geçen bunca zamana rağmen, anarşizmin ısrarlı bir şekilde bu çarpıtılmış anlamlandırmaya hala daha maruz kalıyor oluşunu (ve bunu kendini muhalif diye adlandıranların da yapıyor oluşu), bugün anarşist hareketin sadece dünyanın geri kalanında değil, yaşadığımız coğrafyada da toplumsallaşıyor oluşuyla açıklamak gerek. Bu toplumsallaşma, bu örgütlenme, yaşamı devletsiz ve kapitalizmsiz var etmeye devam ettiği sürece, bu çarpıtmalara ve hatta yok saymalara, anarşizm, maruz kalacaktır.

Anarşizmin, ekonomik sömürünün yarattığı iktidar biçimlerine, devletin merkezi ve hiyerarşik yapısının yarattığı iktidar biçimlerine, erkek-egemen iktidarın farklı türlerine, insan merkeziyetçiliğin yarattığı uyumsuzluklara karşı; bireylerin öz-örgütlülüğüne dayalı, toplumu ve yaşamı yeniden yapılandırmaya yönelik, sadece bir düşünce değil, bir hareket de olduğunun; ve yine başka bir çarpıtmada olduğu gibi ütopik olmadığı, tarihinin gerçek deneyimlerine dayandığının tekrar tekrar anlatılması, bize düşendir.

Hüseyin Civan

[email protected]

Bu yazı Meydan Gazetesi’nin 14. sayısında yayımlanmıştır.

The post Bilinçli-Bilinçsiz Anarşizm Çarpıtmaları appeared first on Meydan Gazetesi.

]]>
https://meydan1.org/2013/11/09/bilincli-bilincsiz-anarsizm-carpitmalari-2/feed/ 0